23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 KISLALIMN KONUGL ERDALfNONU Herkes bize gelirse, CHP adını alırız Kasımda cumhurbaşkanlığı sorunu patlak verecek mi? CHP'nin kendini feshedip SHP'ye katılma beklentisi ne ölçüdegerçekçi? Bazı DYP'li milletvekillerinin SHP karşıtı davranışlan koalisyonu etkileyecek mi? Olağanüstü hal nezaman sona erecek? Çekiç Güç'ün süresi uzatılırken bazı ödünler alınamaz mıydı? Türkmenler Kuzey Irak'taki seçimlere niçin katılmadılar? Demirel TÜSİAD'a karşı niçin sertleşti? SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, bu konulardaki görüşlerini, yazanmız Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı. KIŞLALI: Altı ayı aşkın deneyimiıüze dayanarak, karma hükü- metin uzun ömürlü olacağuu söyleyebilir misiniz? İNÖNÜ: Koalisyon belli bir protokol yapılarak kuruldu. Ne yapılacağı belirtilerek, ûzerinde anlaşılarak yola çıkıldı. Koalis- yon protokolünün hiçbir yerinde, altı ay sonra tekrar bakanz, devam edip etmeyeceğimize karar veririz diye bir şey yok. Uzun vadeü hedeflerimiz, temel sonınlara temel çözümlerimiz var. İlk 6-7 ay, bunlan gerçekleştirmek için gösterilen çabalarla geçti. Bundan sonra da böyle olacak. KIŞLALI: Ama bazı DYP'li millervekillerinden geien, koaüsyon protokolüne aykırı davranışlar giderek artıyor. Bu, özclükleSHP için önem taşıyan konularda görülüyor. Gerek parrinizde gerekse ilgili kamuoyıinda da bu gibi davranısJara karşı giderek artan tep- kiler var. Sizce bu tûr davranışlar koalisyonun işlemesine engel değjU midir? İNÖNÜ: Hayır, koalisyon protokolüne aykın sürekli davranış- lar yok. Tabii Meclis hayatı, hergün çeşitli gelişmeler geüriyor. Milletvekilleri teklifler yapıyorlar. Bazen bunlar koalisyon pro- tokolüne uymuyor diye yorumlanabilir. İki partinin koalisyon protokolünden aynldığına dair sürekli davranışlar yok. O açı- dan herhangi birsıkıntı yok. KIŞLALI: Ekonomik durumla ilgili ciddi endişeler var. Siz baş- bakan yardımcısı olarak nasıl görüyorsunuz? İNÖNÜ: Ekonomi, en zor düzeltilecek olan bir konudur. Kar- maşık etkilere bağlı. Enflasyon konusun- da bir mesafe alınmış görünüyor. Birkaç aydır düşük çıkıyor, bu ay da herhalde düşük çı- kacak. Eyiülden iti- baren biraz yüksel- me olabilir ki, o da normal. Sene sonun- da geçen senekinden daha aşağı bir nok- tada olacağız. Dö- vizde öncc bir azal- ma oldu. Ama bu- nun geçici olduğu anlaşıldı. Şimdi ye- niden artıyor. Eko- nomideki gösterge- ler, bir denge içindc yürüdüğümüzü gös- teriyor. Onun için endişeli değerlendir- meler yanlış. Ama durgunluktan henüz çıkmış . değiliz. Yaünmlar henüz yapılamıyor. Doğu Güneydoğu'da Olağanüstü hal bir araçtır. Amaca yakJaşıyoruz ve vardığımızda sona erecek. PKK, geçmiş dönemdeki hatalar yüzünden, btıgün tabanda da desteğe sahip güçlü birterör örgüfü. Korkuyla, heyecanla ya da yanlış anlamayla destekleyen bir kesim var. PKK'nın gücünü azaltma yolunda bir mesafe aldık. Ama daha olağanüstü hali kaldıracak noktaya gelemedik. ve 130 civannda çalış- mayan fabrika var. Işten çıkarmalar de- vam ediyor. Önemli olan, ekonomide bir toparlanma sürecine girmiş olmamız. KIŞLALI: Katdımcı bir demokrastde, kit- le örgütlerinin düşün- , ce açıklamalarını do- ğal ve hatta yararlı saymak gerekir. Sayın Demirel'in, TÜSİAD'- f n eleştirilerine çok sert tepki vermiş obnasını nasıl değerlendiri- ! yorsunuz? f İNÖNÜ: Ben, Başbakanın verdiği cevabın bu kadar büyütül- [ mesini, aşın bir tepki olarak değerlendiriyorum. Bir yerden çı- ; karken bir gazeteci bir soru soruyor, o andaki düşüncemize göre ; bir cevap veriyoruz. Hergün başımıza gelen bir olay bu. Ondan | sonra, "O cevap Sayın Demirel'in üslubuna uymuyor, öyleyse ' işler iyi gitmiyor" gibi yorumlar yapılıyor. Ekonomik koordi- ! nasyon toplantısı için İcendisini beklerken, gazeteciler yolunu ', kesmiş. Beni görünce, "Durup dururken TUSİAD aleyhinde , beni konuşturdular" dedi. Başbakanın sözleri o anhk bir tepki. ; O tepkiyi büyütmek yanLş. Gazeteci arkadaşlar, tahrik edici j soru sormasını çok iyi biliyorlar. Zaten yakında odalann ve • benzeri kuruluşların temsilcileri ile biraraya gelerek, ekonomi- nin bugünkü durumuyla ilgili bir göriişme yapacağız. KIŞLALI: Türkiye'nin gündeminde çok önemli sorunlar var. ; Böyle bir ortamda çıkardacak bir cumhurbaşkanlığı bunaümı, iş- leri daha da güçleştirmez mi? İNÖNÜ: Sayın Demirel, daha hükümet kurulmadan diğer par- • tilerle yaptığı görüşmelerde, Sayın Özafın durumunu gündeme . getirmişti. Ama seçimlerin ortaya çıkardığı siyasal tablonun, î "şimdilik" bu meselenin halline olanak vermediğine karar ver- ! mişti. Odurum değişmiş değil. Dolayısıyla bu anlamda bircum- ! hurbaşkanlığı bu- nalımı ^ok. Ama Sayın Ozal'ın bil- diğıniz tarafsızlığa uymayan davranış- lan, zaman zaman bu konuyu öne çı- kanyor, sonra tek- rar geri kalıyor. Son defa, İstanbul'daki toplantı başlama- dan aynlması, onun anlamsız bir hareketiydi. KIŞLALI: Kasım ayında Sayın Özal'ı yerinden indirmek için ha- rekete gecileceği haberleri var. İNÖNÜ: Koalisyonda öyle bir şey konuşulmadı. Basın bu yo- rumlan neye dayanarak yapıyor, bilmiyorum. Durumda bir değişiklik yok. KIŞLALI: SHP'nin varlık nedeni olarak hep CHP'nin ka- patümtş oluşu gösterildi. Siz her fırsarta. partinizin CHP'nin de- vamı olduğunu savunuyorsunuz. CHP yeniden açılacağına göre; bu dunımda doğal olan, SHP'nin kendini feshederek CHP'ye katüması değil mi? İNÖNÜ: SHP içte ve dışta kendini kabul ettirmiş. bunun için uzun mücadele vermiş bir parti. Biz demokrasi anlayışımızın bir sonucu olarak, kapaülan partilerin yeniden açılması için uğ- raştık. CHP'nin ilk toplayacağı kurultay delegelerinin yüzde 80'i SHP üyesi. Tabii ideali, CHP'nin üç sosyal demokrat parti- den birisi olmayıp, başlıca parti olarak varlığını sürdürmesi. Bu böyle olursa, ara dönemin unutulmasma da katkı yapar. Tıpkı Almanya'da SPD'nin Hitler döneminde kapatılmasının şimdi unutulmuş olması gibi. Bizdokuz yıl uğraşıp buraya geldik. Bıı- gün iktidardayız. Yerel yönetimlerde. büyük şehirler dahil bir- çok yerde iktidardayız. Bu az bulunabilir, ama bu, şimdiki du- rumumuzu bozmadan yapılmalıdır. SHP'nin kendini feshede- rek CHP'ye kaülması. işe baştan başlamak demek olur. Olur mu öyle şey? Onun için. en doğrusu CHP kurultayında SHP'ye katılma karan almaktır. Bugüne kadar SHP'ye gelmemiş olan- lar da SHP'ye gelir ve CHP olarak devam ediîır. . KIŞLALI: DSP'nin SHP'ye katılmayı kabul etmeyeceği görül- dü. Oysa SHP'nin sağlay amadığı bütünleşmenin CHP çatısı altı- . nda gercekJeşebilmesi için henüz umut var. İNONÛ: Bu bir ihtimal. SHP bütünleşmeyi sağlayamadı da, başka bir parti sağladı mı? DSP sağladı mı? En büyük bütünleş- ı meyi gene SHP sağladı. En büyük bütünleşmeyi sağlamış olan partiyi sıfıra indirip, baştan başlamak akla yakın değil. Bizden . daha iyi yapacaklannı söyleyenler, nasıl yapacaklar? Biz bugü- | ne kadar ne yaptıysak, CHP'liler ne düşünürlerse biz de onu ; düşünerek yaptık. Bizden başkası daha iyi yapar mıydı, hiç Koalisyon protokolüne aykırı sürekli davranışlar olması söz konusu değil. Tabü Meclis hayatı, hergün çeşitli gelişmeler getiriyor. Milletvekilleri teklifler yapıyorlar. Bazen bunlar koalisyon protokolüne uymuyor diye yorumlanabilir. İki partinin koalisyon protokolünden aynldığına dair sürekli davranışlar yok. O açıdan herhangi bir sıkıntı yok. sanmıyorum. Ama onu denemeye imkan yok. Aynı insanlar eğer SHP'de bir araya gelemiyorsa, CHP"de nasıl gelecek? KIŞLALI: Eğer DSP, CHP'ye katılma kararı alırsa, sizin tutu- raunuz ne olur? İNÖNÜ: Böyle bir şey yok. Sayın Ecevit açıkça söylüyor, bi- zimle birleşmeye niyeti yok. "O gelmesin, bu gelmesin" diyor. Ben ise tersini söylüyorum. Kim isterse buraya gelsin, gerçek büyüme olsun. Zaten biz CHP'nin bugünkü devamı olduğu- muzu iddia ediyoruz. O zaman onlar bize gelince, CHP'nin adını da alınz. KIŞLALI: Olağanüstü hal konusunda, muhaleferteki tutumunuz ile şimdiki tutumunuz arasında fark var. Olağanüstü hâl daha ne kadar sürecek? Geçmişte eleştirdiğiniz bazı uygulamaları yumu- şatacak mısuıız? İNÖNÜ: Olağanüstü hal bir araçtır. Amaca yaklaşıyoruz ve vardığımızda sona erecek. PKK, geçmiş dönemdeki hatalar yü- zünden, bugün tabanda da desteğe sahip güçlü bir terör örgütü. Korkuyla, heyecanla ya da yanlış anlamayla destekleyen bir ke- sim var. PKK'nın gücünü azaltma yolunda bir mesafe aldık. Ama daha olağanüstü hali kaldıracak noktaya gelemedik. Ben- ce, artık gelecek sefere olağanüstü hâli bazı yerlerde kaldıracak bir noktaya geleceğjz. Bu izlenim gerek oraya gidenlerde. gerek yöredeki vatandaşta var. Son yerel seçimlerde, Diyarbakır'da, Batman'da. Suruç'ta, Van'da, Urfa'da bizim ve DYP'nin aday- lannın kazanması da. bu izlenimin doğruluğunu göste- ri>or. Vatandaşlar durumda bir iyiîeş- me olduğuna ya da bizim politikamızın doğru olduğuna inanıyorlar. Tabii olağanüstü halin ıçeriğinde yumuşat- malar olacak. Bası- nın serbest çalı- şmasına engel olan. insanlann yer değiş- tirmesine engel olan maddeler var. Onlar yasadan çıkanlacak. KIŞLALI: Partiniz geçmişte Çekiç Güç'e karşıydı. Oysa iktidara gelmenizden sonra süre iki kez uzatddı. Bu konuda da endişeler var. Daha ne kadar uzatı- lacak? İNÖNÜ: Bu defa bizim hükümet ola- rak önermemiz üze- rine, ilk defa süre uzatma karannı Meclis verdi. Bu çok önemli. Daha önce, süre uzatma karar- lannı, aldığı yetkiye dayanarak hükümet veriyordu. Biz bu durumu eleştiriyor- duk ve verdiğimiz sözde durarak dü- zelttik. Çekiç Güç de, elbette ki sürekli olamaz. Ama burada uluslararası ilişkiler, uluslararası durum söz konusu. Irak'taki durumla ilgili uluslararası bir mesele \ar. Bu açıdan, ne zaman biteceğini söylemek kolay değil. Biz ta başından beri, Irak'taki sorunu. oradaki insanlann çözeceğini savunuyoruz. Araplar, Kürtler, Türkmenler bir araya gelerek çözümü bulacaklar. Bu arada Irak'taki Kürtlere bir saldın olmaması için, ÇekiçGüç'ün sembolü olan bir hava gücü Türkiye'de varlığını devam ettiri- yor. Çekiç Güç ilk kurulduğunda tek örnekti. Ama sonra Bos- na-Hersek te böyle bir gücün olmasını, örneğin biz istiyoruz. Müslüman Boşnaklann katliamının önlenmesi için en uygun çare olarak, böyle bir gücün oluşmasını görüyoruz. Artık bir ül- kenin, etnik veya mezhep farklılıklanndan dolayı kendi insanını katletmesini dünya kabul etmiyor. Bunlan bir ülkenin içişleri olarak görmüyor. Eskıden olsa, Irak kendi vatandaşlanna iste- diğini yapar ve kimse de kanşmazdı. KIŞLALI: Kuzey Irak ile Bosna-Hersek'teki durum arasında bü- yük benzerliklerin olduğu açık. Irak'ta o kadar insan ölmediği halde. sığmmacüar nedeniyle hemen Çekiç Güç oluştunıldu. Bos- na-Hersek'teki dram ise aylardır sürüyor. Çok sayıda öline ek olarak, sayıları 1.5 milyonu bulan insan da göçe zorlanmış durum- da. Türkiye kendi topraklarındaki Çekiç Güç'ün süresini uzatı- rken, Bosna-Hersek'te de benzer bir gücün ivedi olarak oluşturul- masını bir koşul olarak ileri siiremez miydi? İNÖNÜ: Bunlar söylendi zaten. Ama insani meselelerde bövle pazarlıklar pek yapılamıyor. Söyledik ve faydası da oldu. Örneğin Mitterrand'a bu ko- nuyu açtığımızda, yaklaşımı bu kadar açık değildi. Sırplann tutumun- da da haklı bir yan olabileceği düşüncesindeydi. Eğer bir toplu- luk bağımsızlık istiyorsa. bunun, o topluluğun sayısıyla sınırlı tutulamayacağı. Sırplann da bağımsızlık haklan bulunduğu kanısındaydı. Ama zamanla görüldü ki, güçlü olan taraf öbürle- rini öldürüyor. Haklı olan değil, gücü olan kazanıyor. Öyleyse bu gücü başka bir güçle durdurmak gerekir. Onun için bizim sözlerimizin faydası oluyor. Ama Irak'ta daha çarpıcı bir du- rum vardı. Hemen Çekiç Güç kuruldu. Bosna-Hersek'te bir ıç savaş manzarası da var. O da Batılılan yavaş hareket etmeye götürüyor. Boşnaklar da zaman zaman mukabil birş eyler yapı- yorlar. Bir tarafın bir tarafı öldürdüğü, Irak'taki kadaraçıklıkla görülmüyor ya da dünya kamuoyunun hazırlığı öyle değil. KIŞLALI: Çekiç Güç'le ilgili olarak oelirli bir endişenin varlığını siz de biliyorsunuz: Çekiç Güç'ün koruyucu şemsiyesi altında Ku- zey Irak'ta bağımsız bir Kürt devlefinin adım adım oluştuğu görü- lüyor. Türkiye de bu oluşuma dolaylı biçimde yardımcı olur bir konumda.. Sizce bu endişeierde gerçek payı yok mu? İNÖNÜ: Ama bu. bir yerde bizim isteğimiz olmadan gelinen bir nokta. Yapacak bir şey yok. Bir de ortada insani bir mesele var. İnsanlar eziliyor, baskı altında tutuluyor. Hatta daha da insan öldürülecek. Bunlan koruyacak mıyız? Hayıf, korumayalım; çünkü bu insanlar. ilerde bağımsız olurlar diyebilir miyiz? Bir tercih yapmak zorundayız. İlerde olabilecekleri düşünerek, o in- sanlann şimdiki durumlanna seyirci kalmak mı daha iyi; yoksa. ilerde öyle bir durum oraya çıkarsa. onun çaresini o zaman bu- lurum, şimdi bu insanlann yaşamasına katkı yapmalıyım dc- mek mi daha doğru? KIŞLALI: Kuzey Irak'ta seçûnler yapıldı ve sayıları 2.5 milyona varan Türkmenler bu seçimlere katılmadılar. Bu tutumu nasıl açıklıvorsunuz? Onların seçimlere katılması bir dengenin oluş- masını kolaylaştırmaz mıydı? İNÖNÜ: Kolaylaştınrdı. Ben oradaki durumun bu sonucu ver- diğine inanıyorum. Türkmenlerin oradaki varlığı. gücü, öyle görünüyor ki bu seçimlerde ortaya çıkmalanna yetecek kadar çok değildi. Seçimi yapan toplumun içinde Türkmenlerin sayısı o kadar fazla olsaydı, onlar da yapmak isterdi. Onlar secim yapılan yerde değil, başka yerde kalabalık. PİKNİK PİYALE MADR.4 ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES kîmı'miz de biR ıjanaıntn â&ine HARBİ SEMİH POROY TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN "CANTAA£/Zm LOUIS ARMSrKONG. 1971 'O£, BÜYÜK CA2 MÜZİSyBNİ PAA//EL LOUIS ABM£T/X)A/6 ÖLPÜ- 131? 'OE "KlD OKY'' TOf>LUUJĞUN- PA ÇALlŞMAYA SAŞLAM/f, 1322' CA2 &GUBUNA KA7~ILM/$p.8ı YORK'A SIDEKBK, BÜYÜK OAZ t SONRALAKI ÇEfiTLİ ORK££T/ZAlAK&A SOÜD TKAMPer ÇALAN AftMST&ONG 133ST£ tLK KEZ <£NDİ TOPlMUJ&UHU KURDU: "MOT FIVE a ... DOĞAÇttN(iAAPROri£E)MÜZJK YA MAN/N İ/S7HS/ OLAN SAUATONlN 6OGUKSŞ- Sl DE ÇOK ÜNLÜYDÜ-SON 2AMANLARINDA 8İLS TROMPETİNİ YANINPAN AY/RMAYAM ~£ATCHMO*(ÇAHrA AĞlzy. $UeOHUNN BENlâD£C£ LAR. HAYltC, SSN ONU ÖLbÛRECB&l'M* T.C. İSTANBUL ÜÇÜNCİ) ASLİYE CEZA MAHKEMESİ Esas No: 1991/1070 Karar No: 1991/1430 213 V.U.K. 360/1 maddesine muhalefet suçundan sanık Fadullah Demirhan hakkında Mahkememize Istanbul Cumhuriyet Başsavcı- lığı'nın 4.6.1991 larih 1991/15527 esas sayılı iddianamesiyle açılan kamu davasının yapılan açık duruşması sonunda: 213 V.U.K. 360/1-TCY. 94-647 sayılı kanunun 4-6. maddeleri ge- reğince bir ay müddetle hapis, hapis paraya çevrilerek 6.210.000.- TL. ağır para cezasıyla cezalandınlmasına. Bir ay müddetle meslek, sanat ve ticareuen mahrumiyetine ERTELENMESİNE dair karar ve- rilmiştir. 17.6.1992 Basın: 31244 AK-RAN İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN DUYURU ŞirVetirmzm Olağan Genel Kurulu aşağtdala gûndemı gonişmek üzere 23 Temmuz 1992 Perşertte gunü Saat 14 00 de Medısı Mebusan Caddesı No: 89 Kat: 5 de loplanâcakiır Pay sahfcı ortaklarımızın toplantıya tştıraklen nca otunur Gündem: 1. Açıhş ve yokJama 2. Genel Kurul Başkanlık Dıvanı seçımı 3. 1989, 1990, 1991 yıttarı hesaplanna ılışkm yonetım Kurulu taaııyeı raporları, denetçı raporları, bılanço ve gelır gıderlere ılışkin hesapiarın görûşûlmesı ve ayrı ayn ıbrası. 4. Oılek temennı ve kapanış İLAN AFYON 2. AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: E-1990/474 K-1992/52 Davacı: Afyon Özel ldare Müdürlüğü/Afyon Vekili: Avukat Gönül Yetere/Afyon. Davalılar: 1- Faruk Büge/Salim oğlu, Yeşilköy Menekşe Sokak 28/8 İstanbul. 2-A.KadirKaplan/Afyon ili İhsaniye ilçesi Yukarı Tandı- n köyü /İhsaniye. 3- Süleyman Taban / Sahipata Mah. 30. Sokak No: 16 / Afyon. 4- Ibsan Maslan / aynı adreste. 5- Fahrettin Çalış / Dumlupınar Mah. Bayburtlu Ağah Cad. Demir Apart. No: 27 / Afyon. 6- Musa Güler / Sahipata Mah. 7. Sokak No: 22 / Afyon. 7- Osman Ceylan / Cumhuriyet Mah. Hüseyin Öğdüm Cad. No: 3/3 / Afyon. 8- Ekrem Doğru / Kurtuluş Cad. No: 133 / Afyon. 9- Ke- rime Özutku / Mustafa kıa / Cumhuriyet Mah. Yeşilmelek Cad. No: 23 / Afyon. Halen Hösbach Meri Ens. Str. 12 Almanya adresinde. 10- Ismail Akın / Sahipata Mah. 5. Sokak No: 52 / Afyon. II- Ibra- him Havuz / Akçin köyü / Afyon. 12- Üzeyde Çavuş / Sahipata Mah. 7. Sokak No: 22 / Afyon. 13- Salih Satırer / aynı adreste. 14- Ra- mazan lşlek / Sahipata Mah. 102. Sokak No: 27 / Afyon. 15- Adem Çakmakpınar / Veli oglu, Afyon. 16- Sami Davas / Akçin köyü / Afyon. Dava: Cebri tescil. Dava tarihi: 23.11.1990 Davacı idare vekili tarafından davalılar aleyhine açılan cebri lescii davasının yapılan açık duruşması sonunda: t 10.2.1992 tarih ve 1990/474 esas, 1992/52 karar sayılı kararla Af- yon merkez Sahipata Mahallesi'nde kain 2651 ada, 3 parsel sayılı 1515.- m' mesahalı arsa vasıflı tasınmazdaki davalı Adeı.j Çakmak pınar dışındaki 15 davalının paylarının 2942 sayılı kanunun 17. mad- desi gereğince Afyon Özel İdare Mudurluğü adına tapuya kayıt ve tesciline, kararın bir suretinin Afyon Tapu Sicil Mudurluğu'ne gon- derilmesine karar verilmiştir. Davalılar A. Kadir Kaplan, İsraail Akın, Musa Guler, Üzeyda Çavuş, Salıh Şaürer, Süleyman Taban, İhsan Mazlan, Fahrettin Çalış, Osman Cc> lan, Faruk Büğe, İhrahim Havuz ve Sami Davas adlanna ilancn ıch liği olunur. Basın: 48451 ILAN AFYON 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: E-1990/474 K-1992/52 Davacı: Afyon Özel İdare Müdürlüğu/Afyon Vekili: Avukat Gönül Yetere/Afyon. Davalılar: l- Faruk Büge/Salim oğlu, Yeşilköy Menekse Sokak 28/8 istanbul. 2- A.Kadir Kaplan/Afyon ili İhsaniye ilçesi Yukarı Tandı- rı köyü /İhsaniye. 3- Süleyman Taban / Sahipata Mah. 30. Sokak 1 No: 16 / Afyon. 4- İhsan Masian / aynı adreste. 5- Fahrettin Çalış / Dumlupınar Mah. Bayburtlu Ağah Cad. Demir Ar No: 27 / Afyon. 6- Musa Güler / Sahipata Mah. 7. Sokak No. 12 / Afyon. j 7- Osman Ceylan / Cumhuriyet Mah. Huseyin öğdum Cad. No: 3/3 / Afyon. 8- Ekrem Doğru / Kurtuluş Cad. No: 133 / Afyon. 9- Ke- rime özutku / Mustafa kızı / Cumhuriyet Mah. Yeşilmelek Cad. No: \ 23 / Afyon. Halen Hösbach Meri Ens. Str. 12 Almanya adresinde. 10- İsmail Akın / Sahipata Mah. 5. Sokak No: 52 / Afyon. 11- ibra- i him Havuz / Akçin köyü / Afyon. 12- Üzeyde Çavuş / Sahipata Mah. I 7. Sokak No: 22 / Afyon. 13- Salih Satırer / aynı adreste. 14- Ra- , mazan lşlek / Sahipata Mah. 102. Sokak No: 27 / Afyon. 15- Adem Çakmakpınar / Veli oğlu, Afyon. 16- Sami Davas / Akçin köyü / Afyon. Dava: Cebri tescil. Dava tarihi: 23.11.1990 Davacı idare vekili tarafından davalılar aleyhine açılan cebri tescil davasının yapılan açık duruşması sonunda: 10.2.1992 tarih ve 1990/474 esas, 1992/52 karar sayılı kararla Af- yon merkez Sahipata Mahallesi'nde kain 2651 ada, 3 parsel sayılı 1515.- n)! mesahalı arsa vasıflı taşınmazdaki davalı Adem Çakmak pınar dışındaki 15 davalının paylarının 2942 sayılı kanunun 17. mad- desi gereğince Afyon özel İdare Müdürlüğü adına tapuya kayıt ve tesciline, kararın bir suretinin Afyon Tapu Sicil Müdürlüğü'ne gön- derilmesine karar verilmiştir. Davalılar A. Kadir Kaplan, İsmail Akın, Musa Guler, Üzeyda Çavuş, Salih Satırer, Süleyman Taban, ihsan Mazlan, Fahreltin Çalış, Osman Cey- lan, Faruk Buğe, İhrahim Havuz ve Sami Davas adlanna ilanen teb- llği olunur Basın: 48451
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle