20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 1 EMMUZ. 1\&U HAZAKI böl CUMMUHIYtl SAYhA EKONOMI Bankabrdagrev yasagı kaHtacak •ANKARA (ANKA)- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, demokratikleşme sûrecindeki programlannı uygulayarak bankaahk işkolundaki grev yasağını kaldıracaklannı bildirdi. Mehmet Moğultay, Türk-İş'e bağlı Basisen sendikasının Ankara şubesi genel kuruluna gönderdiği mesajda koalisyon hükümeti olarak hak kısıtlamalannı kaldıracaklannı belirterek "Amaamız bir şey vermek değil, hakkı sahiplerine teslim etrnektir" dedi. İçborç ödemeteri •ANKARA (AA)- Önümüzdeki aylarda Hazine'nin iç borç geri ödemeyüküartacak. Hazine bu ay ise 5.1 trilyon lira tutannda iç borç geri ödernesinde bulunacak. Hazine'nin bu ay yapacağı ödemenin büyûİc bölümü, 8 temmuz çarşamba günü gerçekleştirilecek. Çarşamba günü yaklaşık 4.4 trilyon lirabk ödemeyapılacak. Bu ödemenin geçen ıkı haftada satılan üç aylık Hazine bonosu ile bir yıllık tahvil gelirinden karşılanacağı bildirildi. Gübreyezam beklentisi • İSTANBUL-AFYON (AA) - Sanayi ve Ticarct Bakam Tahir Köse, satışlan durdurulan gübre için en kısa sürede fiyat ayarlamasına gidıleccğini söyledi. Bakan Köse, gübre satışlannm durdurulmasıyla ilgili bir sonıya karşılık olarak gübrede fiyat ayarlaması yapılacağını ve bunun en geç salı günü açıklanacağıru belirtü*. Özel sektörün gübreye bir süre önce zam yaptığını hatırlatan Köse, gübredeki fiyat ayarlamasının çiftçiyeen az şekilde yansıulması için •çalışüklannı kaydetti. öte !yandan Türkiye Zirai Donatun Kurumu, kimyevi ;gübre satışlannı durdurdu. Enflasyon sevindiriyor, bütçe açığı düşündürüyor. 1992'nin son altı ayında ne olacak? Ekonomide ikinei yan korkusuj MUSTAFA BALBAY ANKARA - Enflasyondaki düşüş de- vam ederken hükümet ve ekonomi cev- releri yılın ikinei yansındaki ekonomik gelişmeler için net bir değerlendirme yaprnaktan kaçınıyor. Gündemdekı en ciddi endişenin bütçe açığjnın genişle- mesi olduğuna dikkat çeken uzmanlar. memur ve işçi maaşlanndaki artış, çift- çiye peşin ödeme, iç ve dış borç ödeme- lerinin önemli bir yük oluşturduğunu vurguluyorlar. 32 trilyon lira olması ön- görülen bütçe açığının 50 trilyonu bula- cağı tahmin ediliyor. Başbakan Süleyman Demirel'e yakın ekonomik kaynaklar yılın birinci yansındaki göstergelerden son derece memnun. Ancak, ikinei yan konusunda ciddi endişeler taşıyorlar. Bu kaynakla- ra göre, enflasyonun önümüzdeki dö- nemde yeniden artış göstermesi sözko- nusu. Ne var ki, sanayi üretimi, ihracat ve kalkınma hızındaki artışın enflasyo- nu dizginleme olasılığı da yüksek. Ekonomide birinci yan görünümü ve önümüzdeki dönemdeki olası gelişme- Wf • Enflasyondaki düşüş, hükümette sevinç yarattı.Ancak son üç ay içinde izlenen politikanm önümüzdeki aylarda enflasyonu arttırabileceği belirtiliyor. • Hükumetin en büyük korkusu bütçe açığı. 32 trilyon öngörülen bütçe açığının 50 trilyonu bulacağı belirtiliyor. ler şöyle değerlendiriliyor: • Enflasyon: Nk altı ayın rakamı yüz- de 26. Bu, hükumetin öngördüğü geliş- meye yakın bir seyir. Ancak, ekonomik kararlann enflasyona etkisinin en erken 3-4 ay sonra yansıyacağı dikkate alınır- sa, geçen birkaç ay içindeki uygulama- lar hedefın şaşmasına neden olabilir. Enflasyondaki düşüş bazı beklentileri de beraberinde getirdi. Iş çevreleri ve ban- kalar düşüşe paralel olarak faizlerde de yeniden düzenleme bekliyorlar. fiu çevreler, faiz oranlannın düşürüleceği beklentisi içinde. • Dolan Bir yıllık artış hedefi altı ayda aşıldı. Dolann yıl sonuna kadar gösterecği artışın 7 bin lira olacağı sanılıyordu. Böylece dolar altı ayda, bir yıllık enflasyon rakamına ulaştı. Ancak yaklaşık bir aydır artış göstermernesi önümüzdeki dönem için olumlu bir işa- ret olarak gösteriliyor. Önümüzdeki dö- nemdeki en büyük tehlikelerden birisi- nin de dolardaki ani sıçrayış olacağı be- lirtiliyor. #Bü(çe açığı: Yıllık açık 32 trilyon lira olarak öngörülüyordu. Ilk altı ay- daki açık 16 trilyon lira dolayında. Bu açık oranı aynı biçimde tutulabiürse yıllık hedefe ulaşılacak. Ancak bu mümkün görünmüyor. Açığın iyimser bir tahminle 50 trilyon lirayı bulacağı sanılıyor. Bunda da en önemli etken olarak, memur maaşlanndaki artış, kamu kesimi toplu sözleşmeleri ve üreti- ciye peşin para ödenmesi gösteriliyor. Üretidye geçen yıldan kalan borçlarla birlikte ödecek para miktan 25 trilyonu aşıyor. Bütçe açığındakı artış başta kalkınma bjzı olmak üzere bütün ekonomik hedefleri de olumsuz yönde etkileyecek. • İç ve dış borçlar: Hükumetin içini karartan bir tablo sergileyen borçlar önümüzdeki günlerde de bütçeyi ya- ralayacak. Bu yıl içinde ödenmesi gere- ken toplam dış borç 5 milyar dolan aşı- yor. bu yılın ilk alü ayında ödenen iç borç da 45 trilyon dolayında. Hazinenin önümüzdeki üç ay içinde ödeyeceği iç borç ise 25 trilyon lira. • Kalkınma hızı: Rakamlar hükume- tin yüzünü güldürüyor. İlk üç ayda büyüme hazı yüzde 6.7. Diğer gösterge- ler de bunu destekliyor. Sanayi üreti- mindeki artış yüzde 10, ihracattaki artış yüzde 8 dolayında. Önümüzdeki dö- nemde enflasyon arüşını dizginleyebi- lecek en önemli unsur olarak büyüme hızmdaki anış gösteriliyor. Yetkililer, "Bütçe açığı mümkün olduğu kadar az aşıhrsa hedeflere tam ulaşılması bile bu- yük bir sapma olmaz" dediler. Yerli otomobil satışmdapatlama BÜLENT KIZANLIK Yerli otomobil üreücilen, bu yıl piyasaya araba yetişüremi- yorlar. Yılbaşından bu yana, 6 ayda 5 kez zam gelrnesine karşın yerli otomobillere yine de büyük talep var. Yılın ilk 5 ayında sa- tışlannı geçen yıla göre yarıdan fazla artüran 4 üretici fırma, 1992 toplam saüşlannın 250 bini aşarak bugüne kadark: en yük- sek seviyeye ulaşacağını hesapb- yorlar. Pazan 2 yıl önce olduğu gibi ithal otolarla üretime hazır- lanan rakiplerine kaptırmak is- temeyen fırmalar, yılbk kapasi- telerini 2 yıl içinde 300 binin üze- rine çıkarmaya hazırlanıyorlar. Türkiye'de otomobil üreten Tofaş, Oyak Renault, Otosan ve General Motors'un geçen yıbn ocak-mayıs dönemini kapsayan 5 aylık satışlan toplamı 72 bin 865 adet iken, bu yılın aynı dö- neminde bu yüzde 58.8 artarak 115 bin 727'ye ulaştı. Otomobil sauşlannda en büyük artışı yüz- de 95.5 ile Veclra'yı Türkiye'de Tupkıye de 1980 sonrası yerli otomobil uretım adedı 1081 1SK i m 1M4 1SK 1ltt 1W7 1888 ToJaş ftenauft Otosan {Ford) GM(Opel) 13.300 17.600 629 — 12.247 12.700 359 — 15248 15.540 407 — 20.652 21.556 301 — 28.683 26.096 53 — 30149 29.190 1014 — 42.116 32.943 6.973 — 53.796 43.067 10 332 - 60016 49.188 11.592 - 60.393 51.781 6.140 - 88.812 69.851 7 737 1.156 107.381 78.994 2671 6525 Toplam Kaynak. Otomotıv Sanayıcılen Derneğ 31.529 25.306. 31.195 42.509 54.832 60.353 82032 107.185 120.796 118.314 167.556 195.574 YERLİ 0T0M0BİLİN İLK 5 AYDAKİ YÜKSELİŞİ nrautar Tofaş Renault Otosan (Ford) GM (Opel) ÛRETİM ISeçra yıl 39.840 26.330 1.072 1.912 Bu yıl 58.852 47.035 1.480 3.857 Art*(fc) 47.7 78.6 38 101.7 SATIŞ Geçenyri 38.942 31.643 1.293 987 Bu yıl 57.648 54.663 1.486 1.930 Artış (*) 48 72.7 14.9 95.5 üretmekte olan GM sağladı. Aynı dönemde satışlarda 72. 7'lik büyük bir artış sağlayan Renault Mais, en büyük raİcibi Tofaş'la arasındaki farkı önemli ölçüde kapattı. 1991 yıh mayıs sonuna kadar 31 bin 643 Rena- ult otomobil satmış olan firma, bu yılın 5. ayı sonunda saüşı ra- kamıru 54 bin 663'e yükseltti. Türkiye'nin en cok otomobil üreten ve satan kuruluşu Tofaş ise yılın ilk yansında da liderliği rakibine kaptırmadı. Bu yıl otomobil satmakta zor- lanrnayan yerli fırmalar, üretim- lerini arttırmak için de kollan sı- vadılar. Geçen yıl 5 ayda 69 bin M e t a ş ' t a n t e ş e k k ü r Demir çelik sanayimizin öncü kuruluşu METAŞ'ın Türk ekonomisine yeniden doğuşunu kutlamak üzere düzenlenen törene huzurlarıyla şeref Veren ve iiretim çalışmalarımızı uğurlu elleriyle başlatan BAŞBAKANIMIZ SAYIN SÜLEYMAN DEMİREL ve bu unutulmaz günümüzü onurlandırarak mutluluğumuzu paylaşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Erdal İnönü Devlet Bakanı Sayın Cavit Çağlar Devlet Bakanı Sayın Akın Gönen Devlet Bakanı Sayın Ekrem Ceyhun Adalet Bakanı Sayın Seyfi Oktay Maliye Bakanı Sayın Sümer Oral Bayındırlık ve İskan Bakanı Sayın Onur Kumbaracıbaşı Sağlık Bakanı Sayın Yıldırım Aktuna Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakahı Sayın Ersin Faralyalı ile Valimize, Belediye Başkanlanmıza, iş âlemi- mizin ve basınımızın Sayın temsilcilerine, aziz vatandaşlarımıza candan teşekkürlerimizi saygıyla sunarız. tZMİR METALURJt FABRtKASI T.A.Ş. 154 yerli otomobil üreten 4 fır- ma, bunu bu yıl 111 bin 224'e yükseltti. Türkiye'deki yılbk üretim ka- pasitesi bu yıl 240 binden 283 bine çıktı. İkı büyük üretici Re- nault Mais ve Tofaş'ın planladık- lan yatınmlan devreye sokma- lan haünde ise 1993 yıhnda sa- dece bu iki kuruluşun üretim ka- pasitesi 300 bine ulaşmış olacak. Geçen yıbn başında 100 bin olan üretim kapasitesini bu yıl 135 bineçıkaran Tofaş, 1 trilyon 492 milyar lirabk yaünmla yılbk ka-, pasitesini 150 bine yükseltecek. Bu sayede 1993'te üretimi 160 bine ulaşacak. Bu yıl kapasitesi- ni 100 binden 108 bine yükselten Oyak Renault ise bu yıl 325 mil- yar liralık yatınm hedefliyor. Böylece kurulu kapasite gelecek yıl 125 bin, sürecek yaünmlarla 1994'te de 145 bine çıkacak. Otomobilde yerbye talebin yüksek oluşu, üretici firmalann fiyat ayarlamalannı da kolay- laşünyor. Ana üretici firmalar otomobil fıyatlanna bu yıbn ilk 6 ayında tam 5 kez zam yapülar. Şubat ayı başında yapılan zam- lar yüzde 10'a yaklaşırken, ni- san, mayıs, haziran ve bu ayın başına rastlayanfiyatayarlama- lannda, artış oranlan yüzde 4 ile yüzde 7 arasında degişti. Şon zamdan sonra yerb otomobibn en cok talep gören modellerin- den Şahin'lerin vergiler hariç pe- rakende satış fiyatı 58 milyon 548 bin milyona yükseldi. Rena- ult 9'lann fiyatı da 62 milyon 360 bin ile 72 milyon 631 bin b'ra arasında değişti. Otomotiv Sanayicileri Derne- ği Genel Sekreteri Ercan Tezel, enflasyon beklentisinin 2. el pi- yasada değerini koruyan yerli otomobile talebi artürdığını söyledi. Tezel, yeni hükumetin taban fıyatlarla tanm kesimine olduğu gibi toplumun çeşitb ke- simlerine kaynak aktardığını, bunun da talebi canlandırdığmı savundu. Tofaş Pazarlama Mü- dürü Ab Karaoğuz, pazardaki artışı "Bu yıl milli hasılada kalkınma hızı yükseldi. Oto- mobil müşterisinin kalkınma hıa, milb hasılanın da üzerinde gerçekleşti" şekbnde yorumladı. Iç pazardaki toplam satışın 290-300 bine ulaşmasını bekle- diklerini, ithalaün 1990'dakı yüzde 29'luk payının yüzde 10'- lara gerilemesiyle yerli oto saüşmın bu yıl 250 bini aşacağını ifade eden Karaoğuz, "Sektörde ocak grevinden sonra diğer fir- malar üretimlerini kısü. Biz kısmayıp belli bir trendde de- vam ettirdik. Bu yüzden onlann bu dönemdeki artışı daha yük- sek gözüktü" dedi. Karaoğuz, artan talep ve rekabet koşul- lannda avantaj yakalamak için 1993'te yeni model üretimine başlayacaklannı ve Tipo'yu Türkiye'de ödeyeceklerini ifade etti. Renault Mais Pazarlama Müdür Yardıması Sinan Ersoy, "1989'da 117 bin olan toplam satış 224 bine cıkınca yerb üre- tim talebi karşılayamadı. Döviz- deki artışın yavaşlaması ve ko- ruma oranlannın düşürübnesi ithalaün payını arttırdı. Şimdi üreticiler talebi karşılamak için üretimlerini arttınyorlar. Alter- natif yaüran araçlannın iyi ge- tirisine rağmen yerb otonun pa- zannı olumsuz etkileyecek bir gelişrne yok" dedi. Ersoy, Türk tüketicisinin yakıt tasarrufu gibi yeni beklentiler edindiğini, bu yüzden 1985-1990 arası 10 bin ile 14 bin arasmda olan Renault 9 satışlannın geçen yıl 36 bine fırladığını ifade etti. Narin'den Tariş'e tepki EJconomi Servisi - Türkiye Tekstil Sanayii îşverenleri Sen- dikası Başkanı Halit Narin; Ta- riş Genel Müdürü'nün, "Ben pamuğun fıyatını dünya fıyat- lanna indirirsem bu karardan, önce yüksek fiyattan pamuk alan tüccara haksızbk olmaz mı" şekbndeki sözleriyle yanbş beyan vererek kamuoyunu yanılttığını söyledi. Narin, açıklamasında, "Türk tekstil ve konfeksiyon sanayii- nin hızla rekabet gücünü yitir- diği bir ortamda Tariş'in; spe- külatör birkaç tüccann mı, yoksa Türkiye'nin bir numarab sanayii durumunda olan teksti- lin mi yanında olması gerekir" diye bir soru yöneltti. Narin, dünya pamuk fiyatı ile birliklerin satüğı pamuk fi- yatı arasında 70 centbk fark ol- duğunu beb'rterek, "Kendi ül- kemizde yetişen pamuğu sa- nayicimize daha pahalı sat- manın ve bu ortamı yaratma- nın, birkaç tüccar pamuk ihra- catçısmın fikri olduğuna inanı- yoruz ve bu durumu hiç bir şe- kilde kabul edemiyoruz" dedi. Narin açıklamasında özetle şunlan söyledi: 4.5 milyar dolan aşan ihracatı ile Türk ekonomisine en büyük hizmeti yapma çabası içinde olan tekstil ve konfeksiyon sa- nayicisi, bir yandan enerji, yük- sek faiz, işcilik ücretleri gibi dış rakiplerinden cok yüksek girdi maliyetleri ile mücadele eder- ken diğer yandan kendi öz pa- muğunu dünya fiyatlan ile satın alamama şansızlığını ya- şamaktadır. Tariş, Türk tekstil sanayici- sinin rekabet gücüne darbe vur- duğunun ve borsa spekülatörü pamuk tüccarlannın ekmeğine yağ sürdüğünün farkında değil midir? Kira bildirimi Soııtarilı 15temmuz ANKARA (AA) - Maliye ve Gümrük Bakanbğı'nın zorunlu olarak uygulamaya koyduğu kira bildirim formlannı verme süresi 15 temmuz akşamı mesai saati bitiminde sona eriyor. Kiracılann apartman yöne- ticilerine kira bildirim formla- nm venne süresi 30 hazirada sona ererken apartman yöne- ticileri bu formlan 15 temmuz tarihine kadar vergi dairelerine verebilecekler. Müstakil dairelerde oturan kiracılar ise kira formlannı yine 15 temmuza kadar vergi daire- lerine bırakabilecekler. Bildirimlerin posta ile gön- derilmesi durumunda normal posta ile en geç 15 temmuzda vergi dairelerinin eline geçecek şekilde gönderilmesi gerekiyor. Ancak bildirimler iadeli taah- hütlü gönderildiğinde 15 tem- muz postaya verilme tarihi ola- rak geçerb sayılacak. Öte yandan kira bildirim for- munu vermeyenlere uygulana- cak cezai işlem ise henüz açıklı- ğa kavuşmadı. DUŞUNCELER SAIİHN.NEFTÇİ DüşeşinTadı Düşeşin ilk tadını çocukluk yıllarımın geçtiği Kerkük'te almıştım. Yaz aylarında, "selamlık" bahçede kurulurdu. Beşer kişilik on kadar koltuk dışarı çıkarılır, misafirler bek- lenirdi. Gelenlerden bir grup her gece tavla oynardı. Zamanla bu oyunun kurallarını ben de öğrenmiş, oynamaya başla- mıştım. Vezannederim ilk düşeşi attığımdada oldukça se- vinmiştim. Bununla beraber tavla oynamanın o kadar kolay olmadı- ğı da belliydi. Selamlıkta iyi oyuncular vardı. İyi tavla oynamak için şans yetmiyordu. ••• "Sadece şansa dayalı" oyunlarla aradan yıllar geçtikten sonra Amerika'da karşılaştım. istatistik dersi vermem gerekiyordu. Istatistik kitapların- da verilen örnekler rulet gibi oyunlardan seçilmişti. Bu oyunlarda, becerinizi kullanıp şansınızı etkileyemı- yordunuz. Top dönüyor. Bir numaraya oturuyordu. Uygu- layabileceğiniz herhangi bir strateji yoktu. Top sizin seçti- ğiniz sayıya vurursa kazanıyordunuz. Derslerde verdiğim örneklerden biliyordum. Rulette bir oyuncunun kontrolünde olan tek şey alınan "risk'ti. Riski- nizi azaltıp çoğaltabiliyordunuz. Ama kazancınızı etkilemeniz mümkün değildi. Beklenen getiri hiç değişmiyor, hep aynı kalıyordu: Ruletin beklenen net getirisi -%5 civarındaydı. Uzun vadede kaybediyordunuz. ••• Ruletle ilgili aklımda kalanlardan biri de Boston'daki ba- şarılı doktora öğrencilerinden Metin'in bir anısı. Metin üç dolarını çıkarıp bir el rulet oynayacak. Bir sayı seçiyor. Oyun başlıyor. Top dönüp dönüp bir sayıya gelip oturuyor Masa kalabalık. Arkadaşları göremiyorlar. "Ne oldu Metin?" Metin cevap veriyor: "Düşeş abi..." • • • Şans oyunlarından en karmaşığınm "poker" olduğu da- ha sonra Von Neumann'ı okurken dikkatimi çekti. Von Ne- umann büyük saygı duyulan bir zekâ. Hem fizikçi hem ma- tematikçi hem de iktisatçı. "Oyun Tebrisi" denen yöntemi ilk geliştiren kişi. (Iktisadın da aynı fizik gibi matematik temelleri olduğuna inanıyor. Bir farkla. Von Neumann'a göre iktisatta kullanıl- ması gereken matematik "strateji" kavramı üzerine ku- rulmalı. Nitekim, "Oyun teorisi" bugün önde gelen iktisat okullarında artık en çok kullanılan yöntem sayılabilir.) Von Neumann bütün hayatı boyunca poker oyununa bü- yük ilgi duymuş. Teorisini geliştirmeyeçalışmış. Ama bir türlü iyi bir oyuncu olamamış. ••• Poker denen oyunu hiç oynamadım. Ama birkaç kere seyrettim. Gördüğüm kadarıyla: Bu oyunda sadece "düşeş" atmanın uzun vadede size fazla bir faydası yoktu. işte.oyun teorisi açısından bakıldığında tavla, rulet ile poker arası bir oyun. Üstelik tavlada ilginç bir ikinei "zar" daha var. (Onu da zannederim bir yıl kadar sonra ele ala- cağım.) Ve yazıyı bitirmeden eklemeyi de unutmayalım. Von Ne- umann, oyun teorisi, olasılık hesapları (veya tahkim ya- sası) hepsi bir yana: Ister usta olsun, ister acemi. Düşeş atmanın zevki başka... ' \' Zenginülkeler Münîh'te toplanıyor CELAL ÖZCAN ML'NİH -Dünya ekonomisi- nın başını çeken en zengin 7 sa- nayi ülkesi: ABD. Almanya. İngiltere. Fransa, Japonya, Ka- nada. İta)>a devlet ve hükümet başkanlan. 6-8 temmuz tarihleri arasında Almanya'nın "gizli başşehri" olarak anılan Isar metropolü Münih'te, 18. eko- nomi zirve toplantısı için bir araya geliyor. Zirveye katılan ülkelerin ekonomik durumu, Doğu-Batı çatışmasınm sona ermesiyle Orta, Doğu ve Gü- neydoğu Avrupa'nın dünya ekonomisine entegrasyonu, Doğu ve Güneydogu Avrupa'- da iküsadi ve sivasi gelişmeler, ABD ve Kanada tüm çaba- lanna rağmen bir türlü reses- yon batağından kurtulamıyor. Almanya ise birleşme ile bir- bkte gittikçe artan bir borç ba- tağına gömülüyor. Süper güç ABD'de büyüme oranı % 1.5'i aşamıyor. Dış borcu ise 4 tril- von dolara ulaşmış bulunu- ybr, buna her yıl 300 milyar dolar yeni borç ekleniyor. Fransa'nın ihracatta elde ettiği yüksek konjonktüre rağmen bütçe açığı 135 milyar frank ve 2.9 milyon insan işsiz. 1984 yıbna kadar büyük bir ekono- mik gebşme kaydeden İtalya, ekonomik krizin eşiğinde. Ekonomisi 1991 yıbnda %2.4 oramnda küçülen İngilterede, YedOer Grubu zirvesi yaklaşırken protesto gösterikri artıyor. çevre ve 3. Dünya ülkelerinin 1993 yıbna kadar işsizliğin gibisorunlan gibi küresel sorun- lann ele abnacağı zirvenin ana konusu ise Amerika, Avupa ve Japonya üretim sisteminin nasıl geüştirileceği sorunu. Zira zirve ülkelerinde 80'li yı- 1larda yaşanan ekonomik bü- yüme, 1991 yıbndan ben yerini ekonomik durgunluğa (reses- yon) terk ediyor. İlk kez 1975 yıbnda yapılan zirve toplanüsı- na da 701i yıllarda başgösteren ekonomik kriz neden olmuştu. İkinei Dünya Savaşfnın he- men ardından başlayan, 50'li ve 60'b yıllarda en üst noktaya ulaşan Batı ekonomisindeki yüksek iküsadi konjonktürü, 70'li yıllann başında petrol kri- zinin açtığı bir resesyon takip edince, krizden çıkabilmenin yollannı araştırmak için önce 6 büyükler bir araya gelmişti. Gerçi bugün Batı bir petrol krizi yaşamıyor. Ancak 70'li yıllarda olduğu gibi bugün de ekonomiye bir lokomotif aranıyor. Çünkü 1991 yıbnda üretim oranı dünya çapında %0.3 gerilemiş bulunuyor. 1992 yılı için ise sadece %1.4'- lük bir büyüme bekleniyor. 2.95 milyona çıkacağı bekleni- yor. Sadece zirve ülkelerinde 1990 yıbndan bu yana 5 mil- yon insan işini yitirmiş bulu- nuyor. OECD ülkelerindeki işsiz sayısı ise 30 milyon. 7 büyükler arasında ekonomik durumu iyi olan tek ülke ise Japonya. İhracat artığı 200 milyar mark. Ama bu, Japonya'nın dünya ekonomisinin lokomotifi gö- revini üstlenebibnesi için yeter- ü değil. Dünyadaki genel ekonomik durum ise çok daha ağır. Sade- ce AT ülkelerinde 15 milyon, tüm dünyada ise 700 milyon işsiz var. 1 milyar insan. yani dünya nüfusunun beşte biri yoksulluk sınınnın altında yaşıyor, yılda 600.000 insan açbktan ölüyor. 75 milyon in- san ekonomik ve siyasi neden- lerle ülkesini terk ediyor. Son 17 yıl içinde 3. Dünya'run bor- cu 500 milyar dolardan 1 tril- yon 350 milyar dolara çıktı. 3 Dünya 1991 yıbnda aldığı 55 milyar dolar borca karşıbk yılda faiziyle birbkte 154 mil- yar dolar geri ödüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle