23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ1992 CUMARTESİ DIŞ HABERLER Şan-Erivan Işlirligi •ŞAM (AA) - Suriye ile Ermenistan, önceki gün Şam'da endüstri işbirliği anlasması imzaladı. Suriyeli yetkililerin verdiği bilgiye göre anlaşma, Suriye Endüstri Bakanı Ahmed "Nezanmldin ile Ermenistan Endüstri Bakam Ashut Safaryan tarafından, üç gün süren görüşmelerin bitiminde im/alandı. Anlaşma, iki ülke arasında elektrikjeneratörlerinin yapımı ve diğer elektrik endüstrisiyle ilgjli işbirliğini içeriyor. Gûney Afrika'ya BM temsilcisi •BİRLEŞMİŞ MtLLETLER (AA) - BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Sekreteri Butros Gali'den Güney Afrika Cumhuriyeti'ne, banş görûşmelerinin devamını sağlayacak özel bir temsilci göndermesini istemeyi kararlaştırdı. Güvenlik Konseyi'nde önceki gün yapılan oylamada karar oybirüği ile ahndı. Kararda. Gali'den acil olarak, ülkedeki şiddet olaylannın sona erdirilmesi ve ülkedeki görüşmeler için uygun şartlann sağlanmasına yardımcı olacak özel bir temsilci tayinetmesi istendi. İzvestia'nın statüsü değişti • MOSKOVA (AA) - Rusya Parlamentosu, Devlet Başİcanı Boris Yeltsin'in aksi yöndeki uyanlarına karşm, dün aldığı bir kararla ülkenin en etkili ve liberal gazetelerinden biri olan İzvestia'nın statüsünü değiştirdi. Parlamentoda benimsenen kararla tzvestia'nın Rusya Parlamentosu'nun yayın organı haline getirilmesi görüşü kabul edilirken gazetenin yayın politikasının belirlenmesi de Rusya Parlamentosu baskanlık divanırnn sorumluluğuna bırakıldı. Devlet Başkanı Boris Yeltsin, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, basın özgürlüğünü kısıtlama girişimlerine karşı tüm gücüyle mücadele edeceğini bildirmiş ve hükümetin basırun desteği olmaksızın reformu basarıya ulaştırmakta büyük güçlükler çekeceğini söylemişti. Egette savunma zirvesi • ATtNA (Cumhuriyet) - Kısa adıyla KY-SEA olarak tanımlanan Yunanistan Dış llişkiler ve Savunma Konseyi düri Limnos fırkateyninde toplandı. Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Konstantin Mitsotakis başkanlığında toplanan konseye Savunma Bakanı Yannis Varvitsiottis'ten başka Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları katıldı. Yunanistan'ın dış Uişkilerini ve savunma konularuu gözden geçirmek ve bu konularda karar almakla görevli olan bu konsey, ilk kez bir savaş gemisinde toplandı. Libya, terör kampını dağıttı •TRABLUSGARP(AA)- Libya hükümetinin, BM kararlanna uyduğunu kanıtlamak için, Filistinli terörist grup Ebu Nidal'ın eğitim kamplannı imha ettiği bildirildi. Hükümete yakın kaynaklar, Libya hükümetinin iki hafta önce üç kampı imha ettiğini, daha önce de çok sayıda kampı kapattığını kaydettiler. Libya hükümeti. üç kampm imhaedildiğini doğrularken, daha önce kapatılan kamplann sayılannı ise belirtmedi. Libyalı kaynaklan, imha edilen kamplann Sidi Bilal, MatradveHaryan kamplan olduğunu bildirdiler. 'Korkunçivan' tartışması • CDSCINNATI(AA)- ABD tarafından İsrail'e iade edilen ve Nazi toplama kampında gardiyan olan eski Nazi savaş suçlusu 'Korkunç tvan' olduğu ileri sürülen John Demjanjuk üzerine tartışmalar devam ediyor. ABD Adalet Bakanlığı, John Demjanjuk'u yargüamak ve Korkunç Ivan olup olmadığı yolunda karar vermek yetkisirün Israil mahkemelerine ait olduğunu belirterek Ohio mahkemesinin kararmın geçersız olduğunu kaydetti. Ankara, Avrupa savunma sisteminin dışında kalmaktansa "tam katılımlı ortaklığı" kabul etti AnkaraBAB'da 'kötünün iyisfyle yetindi •Avrupa Topluluğu'nun savunma kanadını oluşturan Batı Avrupa Birliği'nin Roma'da yapılan toplantısına katılan Türk heyeti, hüküme- tin ortak üyelik statüsünü kabul ettiğini önceki gün örgüte iletti. Türki- ye, BAB'ın konsey toplanülanna, çalışma gruplanna ve ilgili organlan- na "tam olarak" katılabilecek, ancak oy hakkı olmayacak. HALUKGERAY ANKARA - Türkiye, tam üyelik istediği Batı Avrupa Birliği (BAB) örgütünde "tam katılımlı ortak üyelik" konumuyla yetindi. Ankara, tam üye yapılmamasına "kırgm" olmakla birlikte, tam katılımlı ortak üyeli- ğin, yeni oluşmakta olan Avrupa savunma yapısırun dışında kalmaktan daha iyi oldu- ğuna inanıyor. Türkiye'nin, ortak üyeliği "geçici" olarak kabul etmesi, Avrupa Topluluğu'na tam üyelik amaanın bir kez daha vurgulanması- na bağlanıyor. Dışişleri kaynaklan, BAB'a tam üye olan Yunanistan'ın BAB'ı Tür- kiye'ye karşı kullanmasına fırsat tanınmaya- cağı yolunda "taahhüt alındığını" söylüyor- lar. Ankara'nın, statüyü kabul etmesinde önemli bir etkenin de, milyarlarca dolarlık Avrupa savunma pazanru kontrol eden BAB'ın alt kuruluşu Bağımsız Avrupa Prog- ram Grubu'ndan (1EPG) dışlanmamak ol- duğu belirtiliyor. Avrupa Topluluğu'nun savunma kanadı- nı oluşturan BAB'ın Roma'da yapılan top- lantısına katılan Tüjjk heyeti, hükümetin or- tak üyelik statüsünü kabul ettiğini önceki gün örgüte iletti. Türkiye, bu statüyle, BAB'ın konsey toplantılarında, çalışma gruplannda ve ilgili organianndaki çalışma- lara "tam olarak" kaülabilecek, ancak oy hakkı olmayacak. Geçen aralık ayında yapılan Maastricht zirvesinde, AT ülkeleri, AT'ye tam üye olan ülkelerin BAB'a tam üye olmasını kararlaş- ürmışlardı. Türkiye'nin "ortak üye", Yuna- nistan'ın ise "tam üye" olması önerilmişti. Türkiye, bu statüyü kabul etmeyerek, Tür- kiye olmaksızın Avrupa'run güvenlik boyu- tunun tam olarak oluşmayacağını savundu. Bunun üzerine, BAB, Türkiye'ye, orta yol olarak "tam kaülımlı ortak üye" statüsünü önerdi. Dışişleri çevreleri, Yunanistan'ın BAB'ı "provoke" etmesi imkanını veren, "bir üye- nin herhangj bir saldın dunımunda BAB ta- rafından korunacağı" hükmünün değiştiril- miş olduğuna dikkat çekiyorlar. Aynı kay- naklar, Türkiye'nin istegi üzerine, bu hük- mün "NATO ve BAB üyelerinin arasındaki anlaşmazlıklarda" geçerli olmamasının ka- bul edilmiş olduğunu belirtiyorlar. BAB kararlanna göre, Türkiye, diğer or- tak üyelerin olduğu gjbi, BAB toplanülann- da "konuşma" hakkına sahip olacak. An- cak. diğer ülkelerin kendi aralannda uzlaş- maya vardıklan bir karan "engelleme" yet- kisine sahip olamayacak. Türkiye, aynca, "veto" hakkına sahip ol- mayacak. Parasal katkı konusunda, Türki- ye, diğer üyelerin olduğu gibi "eşit" katkıda bulunacak. Dışişleri çevreleri, yıllardır NATO çerçe- vesinde Avrupa'run savunmaanda büyük rol oynamış Türkiye'nin tam üye olarak ka- bul edilmemiş olması nedeniyle, Ankara'nın "kırgın" olduğunu belirtiyorlar. Aynı çevre- ler, BAB gibi Avrupa'run yeni savunma ya- pısının oluşumu sürecinde, bütünüyle dış- İanma tehlikesine karşı, tam katılımlı ortak üyelik statüsünün "kötünün iyisi" olduğu kanısındılar. Dışişleri çevreleri, bazı koşuüarda, BAB toplanülanna, Türkiye'nin alınmayabikce- ğine dikkat çekiyorlar. BAB'a tam üye olan ülkelerin tamamının, veya, başkarüık dahil olmak üzere yansının istegi üzerine, "tam üye olmayan ülkelerin" katılırru sınırlanabi- lecek. Türkiye, BAB'ın kuvvet kullanılması- nı gerektiren askeri harekatlannda, tam üye olan ülkeler gibi asker sevkedebilecek. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'tan Başbakan Demirereçağrı: Türkiye bölgebarışma öııcü olsun • tsrail Cumhurbaşkanı ile görüşen Başbakan Demirel, Ortadoğu banş sürecinin taraflar için ka- çmlmaması gereken bir fırsat olduğunu söyledi. Herzog da Türkiye'nin konferansa katılarak ön- cü ülke rolü oynaması çağnsında bulundu. KÜRŞAT AKYOL 500. Yıl Vakfı etkinlikleri çerçevesinde iki günlük özel bir ziyaret için Istanbul'a gelen tsrail Devlet Başkanı Haim Herzog ile görüşen Başbakan Süleyman Demirel, "Ortadoğu Banş Konferanst'nın taraflar için kaçınlmaması gereken bir firsat olduğunu" söylediğini be- lirtti. Herzog da Türkiye'nin bu sürece katılarak önder ülke rolü oynamasını umduğunu söyledi. Konuk Devlet Başkanı Herzog dün Istanbul'dan aynldı. İsrail Devlet Başkaru Her- zog'un dünkü programı, Sa- varona yaüyla yapılan Boğaz gezisi ile başladı. Herzog ve eşi Auro Herzog, kaldıklan Çıra- ğan Oteli'nin önünden kalkan bir sürat motoruyla açıkta de- mirleyen Savarona yaüna bin- diler. Herzog ve beraberinde- kilerin gezisi yaklaşık bir saat sürdü. Geziye Dışilişkiler Pro- tokol Genel Müdürü Büyükelçi Üstün Dinçmen, Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Onur Gökçe, tsrail'in Ankara Büyü- kelçisi Uri Gordon ile İstanbul Başkonsolosu Yigal Lavie de katıldılar. Sadece Israilli basın mensup- lanmn almdığı gezi boyunca çok sıkı güvenlik önlemleri dik- kat çekti. Gezi sırasında bir po- lis helikopteri Savarona üzerin- de devamlı kontrol uçuşu yaptı. Deniz polisine ait motorlar ve sahil güvenlik koruma botlan da Savarona'run çevresinde ön- lem alarak, Boğaz'da seyreden diğer deniz taşıtlannın Savaro- na'ya yaklaşmasma izin verme- diler. Başbakan Demirel, İsrail Cumhurbaşkanı Herzog (Demirerin sağında) ile Çırağan sarayında görüştü. (Fotoğraf: AA) Yat gezisirun ardından Her- zog ve Başbakan Demirel Çı- rağan Oteli'nde yaklaşık 40 da- kika süren bir görüşme yap- tılar. Görüşmeye Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Gökçe ile Dışilişkiler Ortadoğu Genel Müdür Yardımcısı Solmaz Ünaydın ve İsrailin Ankara Büyükelçisi Gordon da katıl- dılar. Herzog'un Istanbul'da bu- lunduğu sürece devam eden olağanüstü güvenlik önlemleri. Demirel ile yaptığı görüşme ön- cesinde de sürdü. Gazetecileri bir odaya toplayan güvenlik görevlileri, fotoğraf makinesi. kamera, çanta, teyp ve not def- terlerinin bırakılmasım istedi- ler. Gazetecilerin tepkilerine rağmen, güvenlik görevlileri odayı boşaltarak, bir köpeğe eşyalan koklattılar. Gazetecilerin Herzog'un zi- yareti sırasında güvenlik ön- lemlerinin kimin tarafından sağlandığını sormalan üzerine istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, "Türkiye'de güvenlik meselesi bizden soru- lur" dedi. Demirel ile Herzog arasında yapılan görüşmeden sonra ga- zetecilere bir açıklama yapan Demirel, dünya ve bölgeyi ilgi- lendiren konulann üzerinde durduklannı söyledi. Konuk Devlet Başkanı Herzog'a, Or- tadoğu banş görûşmelerinin ta- raflar için kaçınlmaması ge- reken bir fırsat olduğunu belirt- tiğini bildiren Demirel, şunlan söyledi: '•Türkiye ile İsrail arasında ikili ilişkilerin düzeyi yükseltil- miş ve temsili büyükelçilik dü- zeyine çıkartılmışür. Her iki ta- raf da bu münasebetleri geliştir- me konusunda iyiniyet sahıbi- dir. Ben Sayın Cumhurbaş- kanı'na Ortadoğu Banş Konfe- ransı'run başanyla sonuçlan- ması konusundaki düşünceleri- mizi söyledim ve taraflar için İsrail için ve karşı taraf için de bunun çok yararlı bir fırsat ol- duğunu, her iki tarafın da bu fırsatı kaçırmaması gerektiğini kaydettim. Beraberce bütün ül- kelerin kaühmıyla çok daha iyi şeylerin başanlabileceğini ifade ettim. Bizim bu münasebetleri- miz kimsenin zaranna değil. İlişkileri, bölgenin ve dünyanın yaranna geliştirmekte karşıbklı mutabakatımız vardir." Demirel'den sonra konuşan İsrail Devlet Başkanı Herzog da görüşmede uluslararası so- runlann ele alındığını belirtti. Ortadoğu banş sürecinin çok çeşitli yönlerini ele aldıklannı söyleyen Herzog, "Umanm Türkiye bu sürece katılarak ön- der ülke rolü oynar" dedi. An- kara'nın dünya sorunlan karşısında birçok yerde etkili bir konumda bulunduğunu be- lirterek, "Türkiye Ortadoğu'da önde gelen bir devlettir. Bu ne- denle, Türkiye ile ilişkilerimize büyük önem veriyoruz ve bu ilişkiden gurur duyuyoruz" dedi. Herzog, iki ülke arasında- ki ilişkilerin üst düzeye yüksel- tilmesinin kendilerini sevindir- diğini de sözlerine ekledi. İngiliz İşçi Partisi'nin bugünkü olağanüstü kurultaymda John Smith'in başkan seçilmesi bekleniyor Işçi lideri Kinnoeknöbeti devredîyor EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - Ana muhalefet İşçi Par- tisi'nin 1979'dan beri kaybettiği dör- düncü seçim ardından parti liderliğin- den istifa eden Neil Kinnock'ın yerine, bugün yapılacak olağanüstü kumltay- da John Smith'in seçilmesi bekleniyor. Partinin maliye sözcüsü olan ve son İşçi Partisi hükümeıinde 1978'de Tica- ret Bakanlığı da yapan John Smith'in. partinin seçilme şansını ne ölçüde ve na- sıl arttırabileceği merak konusu. Kin- noek ise yeniden partisinin "sıradan bir milletvekili" oluyor ve Avam Kama- rası'nda "arka sıralara" geçiyor. Bir önceki 1987 seçiminde Avam Ka- marası'nda 100 üyelik bir çoğunluk ka- zanan Muhafazakar Parti'nin, geçen Nisan ayındaki seçimdeki kayıplan üze- rine çoğunluğu 21 üyeye düştü. İşçi Par- üsi oy oranmı arttırdığı halde, uygula- nan çoğunluk sistemi nedeniyle iktidan yakalayamadı. Bu "başansızüğın" so- rumluluğunu yüklenen Kinnoek lider- likten çekileceğini açıkladı. Partı ıçinde Kinnock'ın yerini alabile- cek en ehil kişi olarak görülen John Smith'e karşı başka adaylar da çıktılar- sa da geçtığimiz aylarda yaşanan parti içi çekişme sonucunda Smith'in liderliğj kesinleşti. ""Sunday Tımes" gazetesinde görüşle- rini açıklayan tanınmış Marksist Mar- tin Jacques, "1980'lerde toplum. birey- sel girişimin ıtıci gücünü tattı. İşçi Parti- si, toplumsal değişimi yakalayamazsa ölmeye mahkum. Muhafazakar Parti, bu yüzyılda Avrupa'da ortanın sağında yer alan en başanlı parti. İşçi Partisi. ik- üdar için 1996'daki bir sonraki seçimi değil. 2005 yılını hedef alabilir ancak," diyeyazdı. 'Hı/lıgeroç-dan'Sınith Avam Kamarası'nda, toparlak yapı- sı, mantıklı ve can alıcı noktayı gözden kaçırmadan konuşması ile, "Hızlı ger- gedan" diye tanınır. İngiliz dilinde en yaygın rastlanan isim ve soyadına sahip olan John Smith. 54 yaşında bir İskoç. Balıkçı babasının sosyalist fikirlerinden etkilendı. "Çalışma. azim ve özveriyi" ilke edinen klasik Protestan ahlakı ile yetişti. Glasgow Üniversitesi'nde tarih ve hukuk okudu. İşçi Partisi'nden. önce 23. sonra 26 yaşında iki kez milletvekili adayı oldu ve kaybetti.İskoç Barosu'na girerek ceza hukukunda ihtisaslaştı ve avukat ola- rak çalıştı. Avam Kamarası'na 32 ya- şında seçıldi. Son İşçi Partisi hüküme- tinde Ticaret Bakanlığı. muhalefet yılla- nnda da enerji, sanayi ve maliye sözcü- lüğü yaptı. 1988'de ağır bir kalp krizi geçirmesi ardından siyasal yaşamının sona ermesi beklenirken kilo \erip doğa yürüyüşleri yaparak eskisinden daha sağlıklı oldu. DIŞBASEV Econoııust Kolektif diplonıasietkisiz Eski Yugoslavya'da yaşanan kargaşa, Avnıpa'da komünizm sonrası düzende kolektif diplomasinin ne kadar etkisiz kaldığının göstergesi. Avrupa Topluluğu, Birleşrniş Milletler, Batı Avrupa Birliği, NATO ve AGİK hepsi yavaş ve zayıftı. Kendi başîanna herkese meydan okuyan serkeşlere karşı tek vücut halinde liderlik gösterilemedi. Liderliği ancak ülkelerin sağlayabileceği anlaşıldı. Komünizmin yıkılmasının ardından Balkanlar'da ortaya çıkan devletcikler, Habsburg veOsmanh imparatorluklannın yıkılmasını izleyen dönemi haürlauyor. Bu devletcikler de o tarihtekiler gibi büyük devletlerin, kendllerine kol kanat germesini istiyorlar. Ancak bugün Yugoslav trajedisi için kolay yanıtlar yok. Tek bir devletin işi yüklenmesi de mümkün değil. Hatta durumu daha da kanşunr. Avrupa devletleri, Yugoslavya'da savaşı engelleyemediler. Savaş şimdilik, Avrupa devletlerinin arasını da açmadı. Oysa eskiden böyle olmazdı. İngjltere, Fransızlann kendi başlanna buyruk girişimlerinden rahatsız. Mitterrand'run Saraybosna'ya gidivermesi, Fransa'nın iç savaşı, NATO aleyhine ama Batı Avrupa Birliği lehinepuan kazandıracak şekilde yorumlaması, Fransa'nın bölgeye en fazla sayıda asker ve helıkopter göndermesi gjbi adımlar Ingiltere'yi sıkıyor. Almanlar ise şaşkın. Geçen sonbaharda Hırvatistan ve Slovenya'nın tanınması için ısrar ettiler. Fransa ve İngiltere, Yugoslavya'nın dağılması, görüşmeler yolu ile sağlanmazsa, Bosna'nın tehlikeye düşeceğini Almanlara boş yere anlatmaya çalıştılar. Şimdi ise Almanlar suskun, çünkü Balkanlar, Alman banş gücünü hoş karşılamaz. Aynca, Almanlar Yugoslavya'ya insancıl yardım için herkesten çok paradöktü. Herkesten çok Yugoslav sığınmaa kabul etti (275bin).(17tenunuz) Pazartesı. Rabınleöğleyemeğı Salı Papayıhastanedeziyaret (çıçek goturmeyi unutmayın) Çarşamba: Uluslararası Af örgütuüyeleri ile akşam yemeğı LeMonde'dan BM müdahale etmeli Birleşmiş Milletler'in yardımı Saraybosna Havaalanı'na vardıktan sonra şimdi Bosna-Hersek'in parçalanması yolunda talepler dile getiriliyor. Bu Sırp ve Hırvatlar için bir çözüm yolu olabilir. Ama bölgedeki Müslümanlar ne olacak? Bosna'da yüzde 51 ile nüfusun çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar, Avrupa'daki birkaç Müslüman halktan biridir. Hıristiyan (Ortodoks) Sırplar ve Hırvatlar (Katolik) kendi köylerinde ayn ayn yaşarken, Müslümanlar onlarla içiçe yasıyor. Onlar, 1453'te Fatih Sultan Mehmet'in fethinden sonra İslamiyet'e geçmiş olan Boşnaklann torunlandır. 19. yüzyıl sonunda Osmanlı Imparatorluğu'nun Avrupa'da çöküşüyle Tûrk bimayesinden yoksun kalmîşlar, Bosna'da Sırplara ve Hırvatlara karşı yumuşak davranmışlar ve hep banşçı yaşamışlafdır. Bölünmemesi gereken Bosna-Hersek'te katliama son vermek için BM Banş Gücü'nün derhal müdahalesi şarttır. Yerli halktan komiteler oluşturularak demokratikleşme sağlanabilir ve hemen özgür seçimlere gidilebih'r. Bosna'nın 500 binlik nüfusundan kalan insanlan konımak ve Saraybosna medeniyetinin kabntılannı kurtarmak için müdahale şarttır. (17 temmuz) Kırgızistan Devlet Başkanı Akayev, yaptığı yardımlar için Türkiye'ye teşekkür etti, Avrupa Konseyi'nden yardımistedi Bişkek'te Çetiııve Lalıımiere'e sıcakkarşılama •Asker Akayev,Türkiye'nin Müslüman bir nüfu- sa sahip olmasına karşın laik bir ülke ve İslam dün- yasından çok Batı'ya dönük olduğuna dikkat çekti ve "Biz de insani değerlere öncelik veren laik bir toplum kurmak istiyoruz" dedi. BtŞKEK(AA) - Dışişleri Ba- nel Sekreteri Catharine La- Kırgızistan Devlet Başkaru Asker Akayev ile Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in başkent Bişkek'te yaptıklan görüşme çok sıcak bir ortamda geçti. kanı Hikmet Çetin, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) cumhuriyetlerine yaptığı gezi- nin dördüncü durağı olan Biş- kek'te dün Kırgızistan Devlet Başkanı Asker Akayev ile gö- rüştü. Akayev, Türkiye'nin ül- kesindeki reformlann uygulan- masmda çok büyük bir role sa- hip olduğunu söyledi. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanı olan Dışişleri Bakanı Çetin ile bera- berindeki Avrupa Konseyi Ge- lumiere, dün sabah Bişkek Ha- vaalanı'na vanşlannda Kır- gızistan Başbakan Yardımcısı Aleksandr Mariyev tarafından karşılandı. Çetin ve Lalumiere daha sonra Devlet Başkanı Akayev tarafından kabul edil- di. Akayev, Çetin ve Lalumiere ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Türkiye'nin tüm İslam dünyası içinde ülkesiyle hem ekonomik hem siyasi hem de kültürel alanda ilişkide olan tek ülke olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin Müslüman bir nü- fusa sahip olmasına karşın laik bir ülke ve İslam dünyasından çok Batı'ya dönük olduğunu vurgulayan Akayev, "Biz de in- sani değerlere öncelik veren laik bir toplum kurmak istiyoruz. Bu nedenle Türkiye ile daha ya- kın iüşkiler kurmak istiyoruz" şeklinde konuştu. Ülkesi'nin başta IMF olmak üzere uluslararası fınans kuru- luşlannın katkısıyla somut pro- jelere dayab bir "yeniden imar ve kalkınma programı" hazır- ladığını hatırlatan Kırgızistan Devlet Başkanı, bu programın uygulanması için ülkesine kredi veren ilk ülkenin Türkiye oldu- ğunu ve Başbakan Süleyman Demirerin ziyareti sırasında Türkiye'nin Kırgızistan'a 75 milyon dolar kredi vermeyi ka- rarlaştırdığını hatırlattı. Ancak programın uygulana- bilmesi için her yıl 500 milyon dolarlık bir kaynağa ihtiyaç duyduklannı belirten Akayev, Avrupa Konseyi'nin bu prog- ramı destekleyeceğinden umut- lu olduğunu söyledi. "Bu, bizim için Marshall Plaru gibi bir şey" diyen Akayev, "Türkiye'ye mü- teşekkiriz. Türkiye ile çok ya- kın ilişkiler kurmak istiyoruz. Türkiye. Kırgızistan'a her za- man ilk yardım eden ülke oldu" şeklinde konuştu. Çetin ve Lalumiere, bugün Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'- ten aynlarak gezinin beşinci du- rağını oluşturan özbekıstan'ın başkenti Taşkent'e geçecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle