08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 TEMMUZ1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 RuM $u Dostlar Korosu •Kültür Servisi- Ruhi Su Dostlar Korosu'nun 1992yıhetkinbkleri, 18-19 temmuz gûnlerinde düzenlenecek olan Niksar Yazıcı Belediyesi 3. Kültûrve Sanat Şenliği konseri ile srürüyor. Koro, şenbkte Pir Sultan Abdal'dan Yunus Emre'ye, Karacaoğlan'dan günümüz halk türkülerine uzanan geniş bir repertuarla sunuyor. Fantezi filmler için festival •Kültür Servisi- Almanya'nın Münih, Berlin ve Frankfurt kentlerinde gerçeldeşurilecek Fantezi Filmler Festivali'ndeçeşitli fılmlergösterime sunulacak. Gösterilerde açılışı" Aüen 3"(Yaratık 3)yapacak. Galası yapılacak diğer film ise, Nicolas Roeg'in "Cold Heaven"ı(Soğuk Cennet). Bir diğeri ise sürpriz olarak tutuluyor. Cinayet ve gerilim türlerinde de ' N o Way Out"(Çıkış Yok)filminin yönetmeni Roger Donaldson'ın "White Sands"(Beyaz Kumlar) fîlmi dikkati çekiyor. Retrospektiv program, Carl Laemmle ve onun firması Universal Pictures'a adanmış. Münih gösterileri, Sinema ve Film Müzesi'nde 30 temmuz-8 ağustos, Frankfurt'taki Harmonia salonunda 11 ağustos-16 ağustos, Berlin'de ise 5-9 ağustos tarihleri arasında yapılacak. * Jİ- 4 : a. Emmy adayları • LOSANGELES(AA)- ABD'de televizyonun Oscar'ıolarak nitelenen Emmy Televizyon Ödülü'ne bu yıl 'Kuzeyin Keşfi'adb TV dizisi 16 dalda aday gösterildi. Emmy ödül kurulu, 'Kuzeyin Keşfi' dizisinin toplam 16 dalda ödüle aday olduğu, Angela Lansbury'nin de (yukardaki fotoğrafta)Türkiye'dede zevkleizlenen 'Cinayet Dosyası' dizisindeki Bayan Fletcher rolü ile en iyi kadın oyuncu , ödülüne aday gösterildi bildirildi. Kurul en iyi erkek oyuncu ödülüne, CBS yapımı Kuzeyin Keşfi 'dizisindeki genç yahudi rolüyle Rob Morrow'un, en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülüne ise Cynthia Geargy ve Valeria Mahaffey'in aday gösterildiğini açıkladı. En iyi yardımcı erkek oyuncu ödülüne ise 'Kuzeyin Keşfi' dizisindeki felsefi DJ rolündeki Chris Stevens'ın aday gösterildiği bebrtildi. 44.Emmy ödülünü kazananlar gelecek ay açıklanacak ve ödülleri 30 ağustos tarihinde düzenlenecek bir törenle verilecek. Kartal'da şiir dinletisi • Kültür Servisi- Kartal Belediyesi'nin düzenlediği, 11. Kartal Kültür ve Sanat Festivali'nin bugünküetkinlikleri, saat 10.00'da Maltepe sahibnde yapılacak olan okçuluk yanşmalan ile başhyacak. 14.00-20.00 arasında Kartal Rıhüm Park'ta yazar ve şairlerle söyleşi ve imzalar gerçekleştirilecek. 14.00-18.00 arasında da Maltepe sahilinde, yine şair ve yazarlarla imza ve söyleşi yapılacak. 16.00'da Kartal sahil Park'ta Küba Dostlan'nın müzik dinletisi var. 17.30'da Kartal Sahil Park'ta Mehmet Başaran, Vedat Günyol, Can Yücel, Nevzat Çehk, Namık Kuyucu, Tuğrul Keskin Emir Ab Yağan, Ahmet Telb, Mehmet Çetin, Önder Kızılkaya, Aydın Öztürk. Ayten Mutlu, Fadü Öztürk, Süha Tuğtepe, Hamdi Gedik, Raşit Kara ve Nurullah Kadiroğlu'nun katıldığı 'Şiir îkindileri' izlenebüir. 18.00'dekiGençbk Konserleri kapsamında Kartal Gül Bahçesi'nde Grup Çağnşım ve Halkevi Müzik Grubu, Bostancı Sınır Parkı'nda ise Asım Can Gündüz ile Wolvoks konser verecek. Yalova Kültür Sanat Festivali •İstanbul(AA)- Yalova Belediyesi Dünya Kitap dergisinin işbirbğiyle düzenlenen'Yalova Kültür Sanat Festivab' 18-24 temmuz tarihleri arasında yapılacak. Kültür ve sanat ağırbkb düzenlenen festivabn ilk gününde, resim sergilerinin yanı sıra yazar Aziz Nesin'in imza günü gerçekleştirilecek. Ataköy Marina konserleri •Kültür Servisi- Ataköy Marina'da temmuz cumartesi Banş Manço, " Ayı'nızı Kapın Gebn" başbkb bir konser verecek, 21.15'te başlayacak konseri 7 yaşından küçük, 77'den büyükler ücretsiz izleyebilecekler. Ataköy Marina 92 konserleri, 26 temmuzpazargünü îbrahim Tathses, 29 temmuz çarşamba günü Coşkun Sabah, 31 temmuz cuma günü Yonca Evcimik'le sürecek. Ağustos programında ise, Zülfü Livaneb, Ahmet Kaya ve Nilüfer konserleri yer abyor. H 20. ULUSLARARASI fSTANBUL FESTÎVALİ Klasikten caza L• Katia, ufak tefek ye haşarı. Sözü de müziği de çekip göturen abla Katia. Marielle uzun boylu, içine kapalı. Söze zor kanşıyor, müziği ablasının gözünden oku- yor. Katia, John McLaughlin'le birlikte caz bulutlannda uçuyor. Marielle ise yaşamını Rus orkest- ra şefı Semyon Biçkov ile paylaşı- yor. EVtN ÎLYASOĞLU Zamarumızın gözde sanatcılanndan bir piyano ikilisini konuk etti İstanbul Festi- vali bu hafta. Iki kız kardeş, Katia ve Mari- elle Labeque . Bu Fransız sanatçılann bü- yüğü, aslında ufak tefek ve haşan olanı, sözü de, müziği de abp götüren abla. Katia. Küçük kardeş; uzun boylu, içıne kapah, söze de zor kanşan. muzıği de ablasının gö- zünden okuyan. Marielle. Jki kız kardeş arasındaki uyum, birlikte saptadıklan müzik anlayışı kadar, birlikte belirledikleri sanatcı imaj' lanndan oluşu- yor. İkisi de birer müzisyenle başka dünya- lar kurmuş. Katia'nın, ünlü gitarcı John McLaughlin ile birbkteliği, Marielle'den ayn caz konserlerine kaülmasına, böylece yılda verdikleri 140 konserin Katia için 165'e çıkmasına yol açıyor. Marielle ise. ünlü Rus orkestra şefı Semyon Biçkov ile birlikte. Labeque kardeşlerle, İstanbul Festivab"- ndeki resitallerinden sonra. John McLa- ughlin Üçlüsü'yle Açıkhava'da verecekleri konserden hemen önce konuştuk. O kadar çok şeyi bir arada anlatmak istiyorlardı ki, nerdeyse provayı yapamadan konsere ge- çeceklerdi. Ama piyanonun akort edilme- sine akortçuyla birbkte kıh kırk yararcası- na girişmeden de edemediler. - Nerede, nasıl bir evde yaşıyorsunuz? KATİA- Londra'dakî müzik ortammı çok seviyoruz. Orada çok sık çahyoruz. Bütün aile çevremiz İspanya sınınnda otu- ruyor. Onlan sık sık görme olanağı buluyoruz. Londra'da ikimiz kocaman bir apartman kaünı paylaşıyoruz. Piyano ilk başlarda sa- londa duruyordu. Ama etraftan şikayet geldi. Meğer ünlü oyuncu Dirk Bogarde komşumuzmuş, önce o yakınmış gürültü- e kardeşler Katia ve Marielle Labeque, sahnede daha çok siyah ve beyaz giysileri seçiyorlar. (Fotoğraf: İBRAHİVt GÜNEL) Festivaldeki ilk konserini dün gece veren Chris De Burgh: Kafaıııdaki devrimi söylüyorum den. Sonradan dost olduk, ama piyanoyu da yatak odasına taşıdık. - Sanırun artık eskisi kadar yoğun ve uzun çalışmanız gerekmiyordur... KATİA- Hâlâ çok çabşıyoruz! Önce ayn ayn, sonra birbkte uzun saatler çabşıyoruz. Ben miyop olduğum için küçük bir duvar piyanosunda notayı yalundan okuyabile- ceğım bir düzende çabşıyorum. Hele yeni bir yapıtı ele aldıksa ne İcadar çok uğraşı- yoruz. anlatamam! - Her resital ya da konserinizde notayla mıcauyorsumız? KATİA- Evet, mutlaka. Çünkü ikib pi- yanoyu biz oda müziği kabul ediyoruz. Oda müziği de tarih boyunca notayla ça- bnmıştır. MARİELLE- Bu bir gelenektir. Bir baş- kasının riskini de abyorsunuz. Itzhak Perl- man da resitallerinde, piyano eşbğinde çaldıgı Beethoven sonatlannı aynı görüş içınde oda müziği saydığmdan önünde no- tayla çalar. Ufaak bir hata ile güzelim müziği tehb- keye atmaya değmez! Ama çalarken bütün sorumluluk senin ustündedir. - iki yönünüz olduğunu söyleyebibr miyiz: bir yanda ciddi klasik müzik, öte yanda caz ve popüler müzik? KATİA- Burada bir hata yapmış olur- sunuz. Çünkü biz caz müziğini artık çağı- mızın ciddi klasik müziği sayıyoruz. Popü- ler müzik deyince, rock ve daha yeni akı- mlar sayılabilir. MARİELLE- BenceMozartgünümüzde caz müziğinden daha popüler. Herkesin hep bildıği bir şey. Mozart plakian kapış kapış gidiyor. Vivaldi'nin 'Mevsimler'i de öyle. - Hiç iki piyano için kendiniz uyarlama yaptmızmı? KATİA- Bazı şeyleri kendimize göre de- giştirebiüyoruz. Ama henüz tam yaptı- ğımız söylenemez. Ben hiçbir zaman ye- niden düzenleme ya da uyarlamaya karşı değilim. İyi yapıldığı sürece her şeye açı- ğım. - Çağdaş yapıtları çalarak ya da caz ek- kyerek ikili piyano dağarcığına yenilikler getinnişoldumız... KATİA- Asbnda piyanonun ikib ça- lınmasına da yeniden dikkati çekmiş ol- duk. İlk kez Amerika'da çaldığımızda, ner- deyse 15 yıldır ikib piyanoya rastlamadı- klannı söylemişlerdi. - Günümüzdeki öteki piyano ikililerini iz- Kyor musunuz? KATİA- Tabii. Güher ve Süher Peki- nel'i de yakından izliyoruz. - Pekineller daha çok klasik dağarcıkta yoğunlaştüar... MARİELLE- Ama Bernstein de çaldı- lar. Bob James ile synthesizer cabşmalan da var. KATİA- Bu arada, biz küçücükken, Pa- ris'te İdil Biret'i Pludermacher ile ikib ola- rak dinledigimizi anımsıyoruz. Çok etki- lenmiştik. - Günümüzde sanatçmın yalmzca yaptğı müzik değil, icra niteüği değil, görünüsü, davranışı, bütünüyle imajı da önemli. Bir za- manlar sizin de resital boyunca bestecisine göre gjysi değiştirdiğuıizi okumuştum. KATİA- Aslında bu bir yakışürma. Hiçbir zaman böyle bir şey yapmadık. Sahnede genelbkle siyah ve beyaz gibi ko- lay renkleri seciyoruz. Üstebk çok yabn ve rahat olmaya çahşıyoruz. Atatürk Kültür Merkezi'nde bizi soyun- ma odasına götüren görevb, üstümüzdeki- lerle çalacağimızı öğrenince çok şaşırdı. Sokakta ya da evde ne denb rahatsak, sah- nedeki piyanoda da o ölçüde rahat ol- mabyız. MARİELLE- Saçlanm her zaman bu kadar uzun ve dümdüz olduğundan, he- men her gece kuaför bulup topuz yaptıra- mayacağımdan, sahnede de boyle olmayı yeğbyorum. Aynca biz piyanoda oturarak çaldığımız için, bir kemana gibi ayakta bozulmayacak bir giysi seçemeyiz. Örne- ğin, Anne-Sophie Mutter her zaman de- kolte gjymekle ün yaptı. Kemanının çıplak tenine değmesinden esinleniyor. - Daha çok orkestra eşliğinde mi, yoksa ikili mi çabyorsunuz? MARİELLE- Yan yanya. KATİA- Ama ben aynca John McLa- ughbn'le tumelere çıkıyorum. O zaman benim konser sayım artıyor. - Yılâa topiam kaç kez sahneye çıkıyor- sunuz? KATİA- Geçen yıl 140 kez çaldık. Ama önümüzdeki yıl azaltacağız. - En çok nerede çahnayı seviyorsunuz? MARİELLE- Almanya'da. Orada pi- yanolar güzel, salonlar rahat, dinleyici bil- güi. FESTİVALDE BUGÜN Afanan Oda Filarmoni Orkestrası ve Heinrich Schiff/ Aya İrini, 18.30 Chris de Burgh/ Açıkhava Tiyatrosu, 21.30 FESTİVALDE YARIN Chris de Burgh/ Açıkhava Tiyatrosu, 21.30 BURAK ELDEM Chris De Burgh, dün gece Açıkhava'da binlerce seyirci- ye ze> kli saatler j aşattı. "\V here vvill »e go" ile konsere başla>an Burgh, cebinden çıkardığı bir kağıdı okına- rak f ürkçe "iyi akşamlar gençler, burada olmaktan çokmutlu>um"dedL(Fotoğraf: IBR-^HİM GÜNEL) "Benim Türkleri ve kedileri sevmediğim yolunda söylentikr yayılmrç" diyor Chris De Burgh. konser öncesi düzenle- nen basın toplantısında. "Oysa Türkleri de severim, kedileri de. Hatta kedilerin dilinde konuş- mayı bile iyi beceririm". Bu sözlerin ardından da mik- rofona doğru eğilerek kimi gö- revlilerin "Acaba salona kedi mı girdi" diye düşünmesine yol acacak oranda başanlı bir "yalnız kedi" taklidi yapıyor. "Modern rock" ile ilgilenip ilgilenmediğini soran bir basın mensubuna. "Metal yelpaze- sindekiler dahil, tümünü be- ğendiğini" yanıtını veriyor. Son yıllarda İngiltere'yi çal- kalayan "Manchester sound" ile ilgili görüşü ise "canb, hare- ketli, dinamik bir akım" olduğu yolunda. Uçağının hayli rötarlı gelme- sinden ötürü ayağının tozuyla çıktığı basın toplatısının ardın- dan, yorgunluğu her halınden açıkça belli olmasına karşm otelin sakin bir köşesinde soru- lanmızı yanıtlamayı kabul edi- yor Chris De Burgh. dalgalandmnca etkilendim. - Kolav şarkı ya/an biri misi- niz, yoksa bazen bir tek dörtlüğü tamamlamak günlerini, haftala- ruuzı alıvor mu? - Bu çok değişken bir süreç doğrusu çok diğim içinhayli >oğun ve"uzun süreli çalışıyorum. - İrlandalı müzisyenler arasın- da en sevdikleriniz hangileri? - Van Marnson. Enya, Chief- tains. İrlanda müziğini çok se- verim, çok güzel şarkılardır • IRA'ya ilişkin soruları yanıtlamaktan kaçınan İrlandalı şarkıcı. daha önceki Izmir konseri içink tek sözcükle muhteşemdi' diyor. De Burgh, 'Revolution' adlı ünlü şarkısından söz ederken 'Bu benim zihnımdeki belirli bir devrimdir' demekle yetiniyor. Menajerinin markajından kurtulabildiğimiz ölçüde, bir- kaç dakika içine sığdırmaya çabştığımız küçük bir söyleşi yapıyoruz. - İzmir konseri nasıldı? İzleyi- ciden hoşnut kaldınız mı? - Tek sözcükle muhteşemdi. Bugüne dek benzerini görmedi- ğim coşkuya sahip bir izleyici, Meksika 86'daki gibi tribünleri benim için. Ama genelbkle hiç kolay yazamadığımı söylemeb- yim. Size fıkir vermek için söz- gelimi 'Lady In Red'i sekiz haf- tada ancak tamamladığımı an- latabilirim. Tabii mesele, iyi şarkı yaz- mak. Yoksa acele acele çok kötü şarkılar yazmam müm- kün tabii. Ama ben konuva önem \er- İrlanda şarkılan. - Paul \1cCartney 20 yıl ka- dar önce 'İrianda'yı İriandalıla- ra Geri Verin' demişti bir şarkı- sında. Siz neler düşünü\orsu- nuz? - Ünlü insanlar. ağızlanndan çıkan sözlere dikkat etmeliler bence. Bu da bu tür örnekler- den biri! - Bu yamtınızdan, bir daha 'RevolutiofT ya da "Sound Of A Gun' gibi şarkılar yazmayacagj- nız sonucunu çıkarabjUr miyt^ - Bakın güzel bir örnek daha: "Revolulion" (Devrim) her- hangi bir yerdeki herhangi bir devrimi anlatan bir şarkıdır. Ama ben söylediğim zaman. bu. benim zihnimdeki belirli bir de\rimdir. Aynı biçimde dinleyen bir başka insan da kendince yo- rumlayabibr. Sözgelimi. "1974 Kıbns'ı ol- masın bu" diyebilir. Bunlar beni hiç ilgilendirmez: benim için önemli olan benim ne düşü- nerek bu şarkılan yazdığımdır. 'Sounds Of A Gun'a gelince; benim politik görüşümle ilgili ipuçlan vardır bu şarkıda. Ama üzeri örtülmüş. gölge- de bırakılmıştır bu ipuçlan. Tıpkı Shakespeare"in yapıtlan- nda olduğu gibi küçük. ama gizlenmiş ipuçlan sunmayı se- vcnm." SANART '92 Derneği'nin düzenlediği uluslararası sempozyum ekim ayında Ankara'da Başkente çağdaş sanat çıkaıtmasıKültür Servisi - Türkiye'de 'çağdaş sanat etkinliklerini desteklemek ve sanat algısını güçiendinnek' amacıyla kurulan SANART "92 Derneği, uluslararası bir sempozyum düzenb'yor. 7-9 Ekim 1992 tarihleri arasında Anka- ra'da gerçekleştirilecek sempozyum, sanat eleştirisi, felsefe, estetik, tarüı, mimarbk ve kültür alanlannda uzman. önemli Türk ve yabano konuklan bir araya getirecek. Öte yandan başkentte sempozyumla eş- zamanİı olarak bir dizi uluslararası çağdaş sanat sergisi de açılacak. Bütün bu etkinbkler Dışişleri, Turizm ve Kültür bakanbklan ve Ankara Büyük- şehir Belediyesi'nin desteğiyie yürütülüyor. üniversite ve galerilerin katıhmıyla gerçek- leştiribyor Kimlik-Sınırsallık-Mekan başbkb sem- pozyumun düzenleme kurulunda SA- NART '92 Derneği Başkanı Jale Erzen . demek ikinci başkanı Emin Mahir Bakıoğ- lu , ODTÜ Mimarbk Fakültesı öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Pamir ve Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi De- kan Yardıması Yıldınm Yavuz yer abyor. Sempozyumda 'Estetik Değerlerdeki Par- çalanma', 'Modernizm, Enternasyonabzm ve Sınırsalhk', 'Demokratik Toplum Yapısında Kültür ye Parçalanma", 'Sanat- sal Yaratıda Yeni İfade Biçimleri ve Geçir- genlik". 'İç Mekan: Sanat İçin Yapılar ve Kapab Mekanlar' ve 'Dış Mekan: Kültürel Ortam Olarak Kentin Sanatsal ve Mimari Değeri' gibi konular ele abnacak. Başkentliler, ekim ayı boyunca şu sergi- leri izleme olanağı bulacaklar: CoBrA Grubu Sergisi: Günümüz sa- natının oluşumunu etkileyen en önemli akımlardan biri sayılan CoBrA Grubu'- nun yapıtlanndan bir derleme. Çığuklar ve Fısıltüar Sergisi: Son 30 yıldır süregelen estetik parçalanmaya yön vermiş Freud, Bacon gibi sanatçılann izle- yicilennin yapıtlanndan oluşan bir sergi. Adolf VVölfli'nin Dünyası Sergisi: 'Art Brut' akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Adolf VVölfli'nin *orta dönem yapıtlan'ndan bir derleme. Başka Yerierden, Başka Efsanelerden Sergisi: 'Sınırsalbk" sorusunu yapıtlanyla gündeme geüren, çoğu sanat pazanna daha tam anlamıyla girmemiş sanatçılann yapıtlanndan oluşan bir karma sergi. Toprak ve Iif Sergisi: Anadoluda bin- lerce yılbk bir işleme geleneği bulunan ça- mur. bf ve camın dünyaca ünlü Türk ve ya- bana sanatçılar tarafindan çağdaş bir sa- natsal ıfade içinde kullanıldığı yapıtlardan Krischanitz'in genç kuşak Avusturyab mi- marlann vapıtlan üzerine fotoğraflan. 'Açık Havada" Projesi: Türk ve yabancı sanatçılar tarafindan başkentin açık alan- lannda yapılacak düzenlemeler ve heykel- ler. Sempozyum için üçte biri yurtdışından olmak üzere 400 kadar konuğun Ankara"- ya^gebnesı bekleniyor. Izleyicilerin konuk konuşmacılarla daha sağbklı bir ileüşime girebilmesi amaayla, izleyici katıbmı 500 kişiyle sınırlandınldı. Sempozyumu izlemek için kayıt ücreti Türki\e"de oturanlara 75 ABD Dolan ola- • 'Kimlik, Sımrsaliık, Mekân* başhklı sempozyuma dünyadan ve Türkiye'den tanınmış uzmanlaf katılacak. Sempozyamia eşza- manh okrak bir dizi uluslararası çağdaş sanat sergisi açıîacak. • Sempozyum için üçte biri yurt dışnıdan oknak üzere 400 kadar konuğun geîmesi bekleniyor. EtkinfikferKüItiir ve Turizm Ba- kanhkian, Ankara Belediyesf nin desteğiyie yûrûtölüyor, • Sempozyuma Türkiye'den katılacaklar arasında Bedri Baykam, Murat Belge, Enis Batur, Atüla Dorsay, Ferit Edgü, Cem Behar, Jale Erzen, Emre Kongar, Hasan Büîent Kahraman, Talat Hal- man, Şerif Mardin, îlber Ortaylı, Orhan Pamuk, Metin Sözsn, ÎBıan Tekeîi, Ömer Madra ve Beral Madra da var. oluşan bir karma sergi. rak saptandı. Üniversite öğrencilerine ve Türkitsch Projesi: 'Kitsch' olgusunun, SANART '92 Derneği üyelerine indirim uygulanacak ve 25 Dolar abnacak. Kayıtiki Türk sanatçısının tasarladığı projelerde gündebk yaşamın dışına çıkartılarak sergi- lenmesı. Techno-Time-Art Projesi: Vıdeo sanatı ve bılgısayar grafıği alanlannda gerçekleş- tirilmiş en yeni ürünlerin sunulması. Galerilerin Seçimi Projesi: Çağdaş Türk sanatçılannın Ankara galerilerinde açıla- cak sergıleri. Aydınlanmış Görüntüler Sergisi: Evgen Bavcar"ın "sıradışı" fotoğraflan. tmgelerin Mimarlığı Sergisi: Margarita konusunda 'Reşit Galip Caddesi, No: 65, 06700 Gaziosmanpaşa. Ankara' (Tel: 446 09 81) adresındekı SANART " 92 ofısine başvurulabilecek. Sempozyum Düzenleme Komitesi, "Kjmlik, Sınırsalbk, Mekan' sempoz> umu- nun amaçlannı şöyle açıkladı: Sanat piyasası ve basın tarafından belir- lenen çerçeveyi aşacak tartışmalara ortam hazırlamak. disiplinler ve kültürler arası et- kileşime olanak sağlamak. Türk aydmlan ve kültürel konulara ilgi duyan izleyicilere, sanata ilişkin güncel sorulan tanınmış ya- bancı uzmanlarla karşıbkb tarüşma ola- nağı sunmak. 80'e yakın Türk ve yabana uzman, sem- pozyuma oturum başkanı, ana konuş- macı. panelist ya da yuvarlak masa tartı- şmacısı olarak katılmayı kabul etti. Sem- pozyuma Türkiye'den katılacaklar arası- nda şu adlar var: Raci Bademli, Emin Mahir Balcıoğlu. Enis Batur, Bedri Baykam, Cem Behar, Murat Belge, Sibel Bozdoğan, Ragıp Bu- luç, Atilla Dorsay, Ferit Edgü, Jale Erzen, Bozkurt Güvenç, Talat Habnan, Hurici- han İslamoğu .Özer Kabaş, Gülru Kafa- dar. Hasan Bülent Kahraman, Çağlar Key- der, Ayşe Sulan Koiatan, Emre Kongar, Doğan Kuban, Ioanna Kuçuradi, Beral Madra, Ömer Madra. Şerif Mardin, İlber Ortaylı. Suha Özkan, Haluk Pamir, Orhan Pamuk, Metin Sözen, Uğur Tanyeli, İlhan Tekeli. Necdet Teymur, Aydın Uğur. Hilmi Ya\nz, Attila Yücel. Ahmet Yiirür. Sempozyumun yabancı konuklan arasın- da şu adlar var: Brahim Ben Hossain Alao- ui, Jean-Christophe Ammann, Moham- med Arkoun, Luciano Berio, Florent Bex, Erika Billeter, Steven Bode, Mario Bot- ta, Willy van den Bussche, Cornelius Casto- riadis, Angiola Churchill, Mauricio Cruz, Kenneth Framphon, Rubens Gerchman. Jorge Glusberg, Hans Hollein. Jose Jime- nez, Tina Keane, Kiyonori Kikutake, Josef Kleihues, He- inrich Klotz, Nermina Klotz, Nermina Kus- pahic, Marc Le Bot. Edward Lucie-Smith, Rene Rewal, Joseph Rykwert, Gulam Mo- hammed Sheikh. Johan J. Sn\man, Harald Szeemann. Thomas A. Sebeok, Janusz Szprot, Biljana Tomic-Denegri, Marcia Tucker. Abraham Zabludovsky, Hasan Shahnawas Zaıdi. Kahire'ye 3fî]mle gidiyoruzKültür Servisi - Dördüncü Ankara Film Festivab'nde uzun metrajh film dabnda ilk üç dereceyi alan yapıüar, 16. Kahire Uluslararası Fibn Festivab'ne davet edildi. Ömer Kavur'un yönettiği 'Gizli Yüz', Tomris Giriüioğlu'nun yönettiği 'Şuyun Öte Yanı' ve yönetmenbğini Işıl Özgen- türk'ün yaptığı 'Seni Seviyorum Rosa' adb filmler, 30 Kasım-13 Arabk 1992 ta- rihleri arasında Kahire Festivab'ne katı- lacak. Fibnlerin Kahire Festivab'nin gösteri bölümünde mi. yoksa yanşmah bölümünde mi sunulacağı -ise, Festival Seçici Kurulunun değerlendirmesinden sonra beUi olacak. Öte yandan. Fransa'da düzenlenen Clermont-Ferrand Kısa Metrajb FUm Festivab de, 4. Ankara Film Festivali'- nde kısa metrajb film yanşmasında gös- terilen beş yapıtı davet etti. Bu filmler- den, yönetmenbğini Yeşim Ustaoğlu'- nun yapuğı "Otel'in şenliğin yanşmab bölümünde gösterileceği kesinbk ka- zandı. Clermont-Ferrand Festivab'ne çağn alan fibnlerden Mustafa Altıoklar'ın yö- nettiği 'Lapsus', Meriç Renkver'in yö- nettiği "Mat", yönetmenbğini Yücel Un- lü'nün yaptığı 'Sinemaya Sevgiyle' ve Taner Akvardar'ın yönettiği 'Zifaf, Do- rular ve Naklen Yayın Arabalan'nın gösteri bölümünde mi, yanşma bölü- münde mi yer alacağı seçici kurul değer- lendirmesinden sonra belirlenecek. Bilindiğı gibi, Ankara Film Festivalle- ri sonrasında. dünyanın belli başlı fibn şenbklerine festival kataloğu ve bir son- raki festivab tanıücı belgelerin yanı sua Ankara Festivab'nde odül alan yapı- tlann aynntıb bilgileri ulaştınbyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle