15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17TEMMUZ1992CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 68TilerVakfı kuruUu • ANKARA (ANKA)- Uzun sûredir gündemde yer alan ve kunıluş çahşmalan süren "68'üler Vakfı" resmen oluşturuldu. Istanbul'da 95 kişi tarafından "Altmışsekızli. Üniversiteliler Birhgİ Vakfı" kuruldu. Kunıculan arasında SHP Ankara MiIktvekiliSalman Kaya, Sosyalist Birlik Partisi İstajıbul eski milletvekili Hüsnü Okçuoğlu ile 2000'e Doğru Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ferit Işver'in de yer aldıgı vakfin mal varbğı 130 milycra lira nakit olarak beliriendi. Vakfın başhca amaarun "Altmışsekız kuşağı için dün olduğu gibi bugûn ve gelecekte de vazgeçilmez olan gerçek bir bağunsızhk, gerçek bir demokrasi, özgürlûk ve insan bakları ideallerinin en iyi biçimde kavranılarak yaşama gecırilmesi" olduğu bildinldi Kürt ögrencilere gözaltı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-İHD Ankara Şube Başkam Ayşe Pekdemir, dün yaptıği yaalı açıklamada, Kürt öğrenci veçevrelerine yönelik gözaltılann sürmekte olduğunu belirterek, öğrenci ailelerinin, "Ankara polisi PKK'yı bahaneederek. yakınlanmıa sadece Kürt olduklan için gözaltına alıyor" yolunda savlan ilen sürdüklennive sağlıklanndan endişe duyduklan bu kişilerin biran önce adli makamlar önüne çıkanlmalannı istediklerini bildirdi. Gözaltına alındığı bildirilen kişilerin adlan şöyle: ElifKaya. Sabri Çelik, Müslime Gümüş, Metin Yalçın, Mehmet Nuri Yalçın, Ahmet Değirmenri, M. Şefık Acarcan, Ismail Temizyürek, Azız Kutlay, Yalçın Ersöz, Nihat Mızrak, Adnan Melik, Necdet Gökalp, Hasret Bozkur, Ömer Durmaz. Cahit Akmeşe, Metin Ayhan, Celal Coşkun, Sabn Ateş, Mehmet Emre, Şenol Kaderoğlu, Alaaddin Kılıç, H.İbrahim Kaya, Yakup Kaya, Nur Mehmet Güler, Zennure Tunç, Abuzer Kaynak, Devrim Uçar ve Medeni Ayhan. Demirel-Özal göpöşmesi • tçPolitikaServisi- Başbakan Süleyman Demirel, bugün Çumhurbaşkanı Turgut Özal ile bir görüşme yapacak. İstanbul Harbiye Orduevi'nde bugün saat 12.00"de gerçekleşecek görüşmede Başbakan Süleyman Demirelın Çumhurbaşkanı Turgut Özal'ı 25 Temmuz tarihinde Şanhurfa'da düzenlenecek açılışa davet etmesi bekleniyor. Öte yandan Başbakan Demirel. bugün 9.30'da Darüşafaka Lısesinin veni tesislerinin temel atma törenine katılacak. Demirel, saat 11 .OO'de ise Çırağan Palas'da İsrail Devlet Başkam Herzog'u zi\aret edecek. Başbakanlık'ta atamalar • ANKARA (ANKA)- Başbakanlık müşavirliklerine çeşitli atamalar yapıldı. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren atama kararlanna göre Aıle Araştırma Kunımu Başkam Necmettin Turinay bu görevinden alınarak Başbakanlık Müşavirliği'ne atandı. Bunun yanı sıra Diyarbakır Belediye Başkanlığı Gıda Kontrol Müdürü Burhan Seyhanoğullan ile Aysel Avşarda Başbakanlık müşavırliği kadrolanna getirildiler. Işkence iddiaları • ADANA (Cumhuriyet Gûney tlkri Bürosu)- SHP İl Yönetimi, sık sık gündeme gelen gözaltüar ve işkence savlannı, "Emniyet Müdürlüğü'nün duyarsızlığı" karşısında Bakanlar Kurulu'na götürme karan aldı. tl ve baa ilçe yöneticileriyle dün bir basın toplantısı düzenleyen SHPAdanatl Başkam Salman Serttepe, kentte son günlerde HEPyöneticikri dahil sık sık gözalüna alınanlar olduğuna dikkat çekerek, "Ne oluyor, demokratikleşme programımız nerede" diye sordu. Halk arasında ve gazetelerde sık sık işkence savlannın dile getirildiğini belirten Serttepe, sorumlulan bu konularda açıklama yapmaya çağirdı. Destek isteyen CHP'lilere bir süre daha gelişmelerin dışında kalacağını söyleyen Ecevit: Beıı sosyaldemokratdeğilim• CHP GenelYönetim Kunıluüyeleriylegörüşen Ecevit üç partinin her nepahasına olursa olsun, biraraya gelmesi formülünden yana olmadığıru belirterek "Birleşme,dûşünceveilkelerdoğrukusundaolmahdır. Genel başkankk gibi birihtirasm, birönyargım yoktur. Gelişmeleri bir süredahadışardan izleyeoeğim. Ama kapım sizlere her zaman açıktır" dedi. dün yaptığı görüşmede, "Ben sosyal demokrat değilim, de- mokratik solda bir partinin ge- nel başkanıyım. CHP demok- ratik sol bir partidir. Ben genel başkanlıkta değil, ilkelerde ihti- raslı bir insanım" dediği öğre- YILMAZ GÜMÜŞBAŞ ANKARA-DSP Genel Baş- kam Bülent Ecevit'in, CHP'nin açıbş hazıriıklannı yüriiten Ge- nel Yönetim Kurulu üyeleriyle nıldi. CHP Genel Yönetim Ku- rulu üyelerine. partiyi yeniden açma çalışmalanm yürütürken ilkelere ve sağlıklı bir yapılan- maya önem vermelerini öneren Ecevit'in, "Ben bu aşamada bir süre daha gelişmelerin dışında kalacağım. Ancak kapım sizle- re her zaman açıktır" dediği de belirtildi. CHP Genel Yönetim Kurulu üyeleri ise Ecevit'ten, CHP yeniden acılırken kendile- rine yardımcı olmasını istedi- ler. Ecevit, görüşmeden sonra bugün bir basın toplantısı dü- zenleyeceğini ve görüşlerini açık- layacağını söyledi. CHP Ge- nel Yönetim Kurulu da öğle- den sonra partinin gecid genei merkeande toplanarak görüş- menin bir değerlendirmesini yaptılar. CHP Genel Yönetim Kurulu üyelerinin çoğunluğunun hazır bulunduklan görüşmede ilk sö- zü alan DSP Genel Başkam Ecevit'in sosyal demokrasi ve demokratik sol kavramlar ara- sındaki farklıbkJan vurguladı- ğı, sosyal demokrasinin bugün Baü ülkelerinde bile taıtışılan bir kavram olduğunu ve de- Ecevit, eski calışma arkadaşları CHP yönetkilerini TBMM'deki odasında kabul ettMFotoğraf: RIZA EZER) Ercan Karakaş, yenilikçi ilçe başkanlannın suçlamalannı yanıtladı: Kîmseyle ittifakııııız yoklç Poütika Servisi-SHP Ola- ğanüstü İstanbul II Kongresi öncesi "kimin yenilikçi grup ol- duğu" tartışması kıaştı. Yeni- likçi 8 ilçe başkanının atama ile göreve getirilen Yüksel Çengel'i desteklediklerini ve Genel Sek- reter Yardımcısı Ercan Kara- kaş'm kendilennden aynldığını açıklamasından sonra dün bir acıklama yapan bazj partililer, "kişiye bağlı değil. ortak siyasi düşüncelerde bırleşen yenilikçi kanat olarak Ercan Karakaş'ı eleştirenlere katılmadıklannı" belirttiler. Karakaş da venilikçı kanadın parti içerisindeki tum grup ve oluşumlardan farklı ve bağımsız olduğunu vurgulaya- rak "Bızler yenilikçi kanadın mevcut hiçbir grup ya da kliğe bağımlı kılınmasına izin verme- mekte kararhyız. Yenilikçiler bağımsız çizgilerini özenle ko- ruyarak yollanna devam ede- cektir" dedi. Kongrede Yüksel Çengel'i • Sanyer. Küçükçekmece, Gaziosmanpaşa, Pendik, Üsküdar ilçe başkanlan Yüksel Çengel'i desteklediklerini bildirirken bu ilcelerin sekreterleri Hasan Fehmi Güneş'e destek verdiklerini ve Ercan Karakaş'a yöneltilen eleştirilere katılmadıklannı açıkladılar. destekleyecek olan 16 ilçe baş- kanının oluşturduğu platform içersinde yer alan yenilikçilere mensup 8 ilçe başkanının Ercan Karakaş'ın kendilerini bıraka- rak tek başına hareket ettiğini ve yenilikçi düşünceyi eritmeye çalıştığı şeklindeki sözleri üzeri- ne, 'yenilikçi ıdeolojı ve kimin yenüıkçi olduğu" tartışması başladı. Sanyer, Küçükçekme- ce, Gaziosmanpaşa, Pendik, Üsküdar ilçe başkanlan Yüksel Çengel'i desteklediklerini açık- larken bu ilcelerin sekreterleri Hasan Fehmı Güneş'i destekle- diklerini ve Ercan Karakaş'a yöneltilen eleştirilere katılma- dıklannı açıkladılar. PM üyesi Tülay Ateş, MDK üyesi Nazan Askeran, Bayram- paşa İlçe Başkam İrfan Eken. İl Yönetim Kurulu eski üyeleri Rasim Özcan. Aslan Güzel ile Asaf Savaş Akat ve Seyfettin Gürsel'in de aralannda bulun- duğu 20 partıh dün bir yazılı acıklama yaparak şu görüşü sa- vundular "Yenilikçi kanat temsilcilerine, delegelerine, yani tabana danışmadan genel mer- kezce atanan ve atandığı gün göreve devam edeceği ilan edi- len adayın, yenilikçi olmayan İlçe başkanlan ile birlikte des- tekleyeceklerini açıklamakta mahzur görmeyenlerin, Ercan Karakaş'm Hasan Fehmi Gü- neş'i desteklemesini eleştirme haklan olamaz." SHP Genel Sekreter Yardım- ası ve yenilikçilerin önde gelen isimlerinden Ercan Karakaş da yaptığı yazılı açıklamada "Ye- nilikçıler bağırnsız çizgilerini özenle koruyarak yollanna de- vam edeceklerdir" dedi. Yeni- likçi kanadın parti icındcki tüm grup ve oluşumlardan farkb ve bağımsız bir kanat olduğunu, çağdaş sosyal demokrat parti- lerdeki sol kanatlara denk dü- şen bir hareket olduğunu vur- guladı. Karakaş, İstanbul il kongre- sinde "hiç kimseyle pazarlıkla- nnın ve ittifaklanmn" bulun- madığını belirterek "Ancak Hasan Fehmi Güneş başkanlı- ğında delege temsilcilerinin ka- tıbmıyla oluşacak bsteye ve su- nulan programa destek veren delegelerin, hangi ılçeden olur- sa olsunlar temsibni doğru bu- luyoruz" dedi. • mokratik solun gerisinde kaldı- ğını, CHP'nin de demokratik solda bir parti olduğunu söyle- diği bebrüldi. Ecevit'in konuş- masında özetle şöyle dediği öğ- renildi: "CHP demokratik sol bir partidir. Bunun ışığında ol- mak ve bu ilkelere bağlı kalmak kaydıyla herşcyi görüşmeye hazınm. Asıl olan demokratik soldur. Çünkü demokratik sol, sosyal demokrasiden daha iler- de ve daha çağdaş bir dünya gö- rüşüdür. Bunun için diyorum ki ben sosyal demokrat değil, demokratik solda bir insanım ve böyle bir partinin genel baş- kanıyım. Burada söz konusu olması gereken de demokratik sol bir CHP'dir. Bu nedenle ye- niden açıbş çalışmalanm yürü- türken bu ilkelere ve yeniden yapıbrken sağlıkh bir yapı kur- maya özen gösterilmebdir. Sağbksız unsurlarla yeniden bir yapılanmayı gerçekJeştirmeye kalkmak CHP'yi yeniden doğ- madan öldürmek demektir. Bu nedenle açıbş çalışmalanm yü- rüten Genel Yönetim Kurulu olarak sizler, önce bu konular- daki tercihini belirlemebdir. Bu belirlemeler mutlaka ilkeb ve sağlıklı olmalıdır. Mesele CHP'de birleşip birleşmeme meselesi de degildir. önce CHP'nin ne olup ne ol- madığımn bebrlenmesi gerekir. Bu ilkelerde birleşebilirsek, ge- risi fazla önemb degildir." Ecevit'in üç partinin her ne pahasına olursa olsun, bir ara- ya gelmesi formülünden yana olmadığını vurgulayarak ko- nuşmasını şöyle sürdürdüğü öğrenildi: "Birleşme, düşünce ve ilkeler doğrultusunda olmahdır. Ge- nel başkanbk gibi bir ihtirasım, bir önyargım yoktur. İlkelerde ısranm vardır. Bu nedenle gebş- meleri bir süre daha dışandan izleyeceğim. Ama kapım sizlere her zaman açıktır." Öte yandan dün gazetemizde yer alan CHP Yürütme Ku- rulu'nun feshedilmesine ilişkin haberle ilgib olarak bir acıkla- ma yapan Genel Sekreter Yar- dımcısı Tuncer, yeniden açıbş çabşmalannı yürütürken An- kara'da bir yabana diplomat ve İstanbul'da gerçekleşen gö- rüşmelerin yapıldığını beb'rte- rek, "Bunlar abartılmış şeyler- dir. Bir yabancıyla görüşme- mek gibi bir kompleksimiz yok. Her iki görüşmeden de arka- daşlanmın haberi vardı ve bazı- lan bu görüşmelerde hazır bu- lundular" dedi. Genel Yönetim Kurulu üye- lerinden Hayri öner de yapüğı açıklamada, özetle şöyle dedi: "Genel Yönetim Kurulu bir bütündür ve yetkili organdır. Bu itibarla Yürütme Kurulu di- ye aynca bir organdan bahset- mek yanbştır. Tarihi bir görev yapan Genel Yönetim Kurulu üyelerinin genel yönetjmin bil- gisi dışında görüşmeler yapma- sına ve bütünleşmeye engel ola- cak ilişkiler kurmalanna izin veribnemebdir. Bundan tüm üyeler kaçınmak zorundadır." Alınterinin onuru KEMAL TURKLER'i ANIYORUZ Kemal Türkler'i öldürülüşünün 12. yılında birkez daha amyoruz. Sendikal yaşamda yeni bir adım daha atarken, onurlu yaşamı ve mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor. Anma programına katılmanızı dileriz. T. Moden-lş Sendikası Genel Başkam MuratTOKMAK DİSK Genel Baskanı Kemal NEBIOĞUJ ANMA GUNU ETKINUKLERI 22 Temmuz 1992 (Çarşamba) 10.00 DISKGenelMerkezındebuluşma, Kemal Tûrkler'in ötdürüldüğü yerde saygı duruşu ve basın açıkiaması Katılanlar: DİSK, MADEN-lş ve ûye sendika başkanlan, genel yönetim kurulu üyeleri 11.00 Mezarı başınöa anma 19.00 Anma 0«KS/(LÜTFİ KIRDAR SPOR SALONÜ) Açtş konuşmasr Kemal NEBİOĞLU (DISKGn Bşk.) MuratTOKMAK (T Maden-İş Gn Bşk.) Timur SELÇUK Genco ERKAL Edip AKBAYRAM Multvızyon göstensi "Bir insan, bir ifçt yürejji" Fotoğraf sergısı Dönüş için çeşitli semtlere otobûs bulundurulacaktır. Davetiyehr; DİSK Genel Merkezı (Merter), Maden-İş Genel Merkezi (Pendik) ve aynı gün Lûtfi Kırdar Spor Salonu ndan sağlanabilir. DİSK / T. MADEN-İŞ SENDİKASI POLTTIKA GONLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Bu Adaletsiztik Neden? Mektup "hoşgörünüze sığınarak" diye başlıyor... Hayli uzun bir mektup. özetleyerek aktaracağım: "Öğretmenim. Evliyim ve henüz ortaokulda okumakta olan iki çocuk babasıyım. PKK örgütüne üye olma savıyla TCK'nın 125. maddesinden yargılandım. fv>evcut kanıtlara göre kesinlikle beraat etmem gerekirken 12 Eylül 1980 as- keri darbesinin o hukuksuz ortamında bir yargılama sonu- cu, dosyada mevcut olmayan kanıtlarla, hayali gerekçe- lerle kanaat' üzerine idam cezasına çarptınldım ve 13 yıldır cezaevindeyim. Yargılanmanm adil, hukuki ve insa- ni olmadığı gerçeğini burada anlatamayacağım. Bu 13 yıl içinde yaşadığım haksızlıkları, insanlıkdışı uygulamalan yaşayan bilir. Ancak yargılanmanm yapıldığı 1981-83 yılı arası, yalnızca iki yıllık süre içinde, kaldığım Diyarbakır E Tipi Askeri Cezaevi 'nden 42 insanın cenazelerinin çıkma- sı, yargılandığım ortamı ve koşulları az da olsa ifade etme- ye yeter sanırım. Elbet hukukçu ve de sizin gibi konunun uzmanı değilim ama size iletmek istediğim adaletsizlik olayını yine de izah etmeye çalışayım şimdi... Bildiğiniz gibi çıktığı günden beri yoğun tartışmalara neden olan ve tartışmalan bugün de devam eden "Terörle Mücadele Yasası'nm geçici 1. maddesi, 8 Nisan 1991 tari- hine kadar işlenmiş suçlar için şartlı salıverme hükmünü düzenlemiş, geçici 4. maddede ise TCK'nın 125. ve 146. maddesine giren suçları işleyenlerin bu imkândan yarar- lanamayacaklarını hüküm altına almıştır. Mahkûmlar arasında ayrı uygulama getirmesinin ana- yasaya aykırı olması nedeniyle Terörle Mücadele Yasası'- nm geçici 4. maddesinin iptali için askeri ve sivil mahke- meler ile dönemin ana muhalefet partisi SHP, Anayasa Mahkemesi'nebaşvurmuştu... Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 146. mad-> denın şartlı salıverme hükmünün kapsamı dışında tutul- masını, '... infaz yönünden eşit ve aynı durumda bulunan mahkûmlar arasında şartlı salıverme bakımındarı ayrı uy- gulama, anayasada öngörülen eşitlik ve hukuk devleti il-.' kelerine uygun düşmemektedir' gerekçesi ile 146. madde- nin de şartlı salıverme hükmünün kapsamına alınmasını kararlaştırdı. Ama aynı Anayasa Mahkemesi TCK'nın tüm maddeleri için geçerli ve bağlayıcı bu karanna rağmen, suç bakımından da 146. madde ile aynı nitelikte olan 125. J maddeyi bu kararının dışında tutmuştur." Halen cezaevinde bulunan okurumuz bu arada şöyle di-* yor: * "Açıktır ki 146. madde için anayasanın hukuk devleti ve' eşitlik ılkelerini var sayıp, aynı ilkelerin 125. madde için yoksayılmasıçifte standarttır, büyükadaletsizliktir..." Bu konu geçen yıl çok tartışıldı. Başbakan Süleyman Demirel, 15 Nisan 1991'de şöyle demişti: "Adaletsizlikler olduğu bize gelen mektup ve telgraflar- dan da anlaşılıyor...'' Yine Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan TV'de şöyle ko- nuşmuştu- "Önce bu haksızlıklar ortadan kaldınlmalıdır..." Burada bir nokta koyalım ve mektubu okumayı sürdüre- lim: "Anayasa Mahkemesi'nin 125. madde ile ilgili gerekçe- si henüz açıklanmadı, ama basına yansıdığı kadarıyla 'Maddede yer alan eylemin bir suç organizasyonu şeklin— de sürmesi' biçiminde bir gerekçeye dayandırmıştır. Peki 146. maddede yer alan eylem de bugün aynı şekilde sürü-~ yor. 146. maddeyi neden şartlı salıverme hükmünün kap-~ samına aldı da 125. madde için aynı şeyi yapmadı? Mahkemenin bu gerekçesinin adil, hukuki ve insani hiç bir yanmın olamayacağı açıktır. Çünkü bu gerekçe her şeyden önce, hukukun evrensel prensiplerinden biri olan 'suçun şahsiliği' ilkesineaykırıdır. Bazı eylemlehn bugün sürüyor olması, 13 yıl önce yargılanıp cezalandırılmış biri- ni neden ilgilendirsin? Yani şimdi, 125. maddeden ceza giymiş insanlar ceza sürelerinin dolması nedeniyle salıverilecekleri gün geldi- ğinde, 'maddede yer alan eylem suç organizasyonu şek- linde sürüyor' diye, bu insanlar salıverilmeyecekler mi? Ne yani, Ortaçağ ya da Hitler dönemi Almanyası'nda mı yaşıyoruz? Aynca PKK örgütüne mensup olmakla 13 yıl önce haklı haksız suçlanıp 125. maddeden ceza giymiş ama PKK ör- gütüyle bugün ilişkisi olmadığı bilinen bir insan ya da 13 yıl önce var olan ama günümüzde ise varlığı duyulmayan diğer Kürt örgütlerinden (Tekoşin, KUK, Kawa, Rızgari vb) yargılanmış olup 125. maddeden ceza giymiş bir insan, 15 Ağustos 1984 tarihinden sonra başladığı bilinen PKK ör- gütünün bugünkü eylemlerinden nasıl sorumlu tutulabilir ki? Kaldı ki Terörle Mücadele Yasası 'nın geçici 4. maddesi- nin 'a' bendinde terör suçlarından sayılan eylemler olarak bilinen, memur ve kamu görevlilehni öldürenler veya öl- dürmeye teşebbüs edenleri ve yine toplumun tüm değer yargılarma ters düşen ırza geçme've 'uyuşturucu madde kaçakçılığı' suçlarmı işleyenleri de Anayasa Mahkemesi şartlı salıverme hükmünden yararlandınp serbest bırakıl- malarmı sağlamış bulunuyor. Ama bir insan sırf Kürt oldu- ğu için 125. maddeden yargılanmış diye şartlı salıverme hükmünün kapsamı dışında tutuluyor. Böylesi bir uygula- ma açık bir aynmcılıktır. Hani Türkiye'de yaşayan herkes kanunlar önünde eşitti? Daha da önemlisi, Ankara Sıkıyönetim Askeri Mahke- mesi nde Anayasa Mahkemesi'nin b' bendinin ceza ya- sasmın 146. madde açısından iptaline ilişkin kararının 125. maddeden yargılanan ve mahkûm olan kişilere de aynı yönde ilgilendirdiğini ve 125. madde ile 146. maddeden ceza alanlar arasında, cezanın infazı ve şartlı salıverme açısından benzerlik bulunduğunu' gerekçe göstererek, 125. maddeden yargılanan ve tamamı idam cezalı olan sanıkları serbest bırakmıştır. Mahkemenin bu karanna iti- raz eden kimse çıkmadı ve kıyamet de kopmadı... 125. ve 146. maddelerden ve gerekse de bugüne kadar şartlı salıverme hükmünden yararlandırılıp serbest bıra- kılmış olanlarla suçlamalarımız karşılaştınldığında, ceza almarr,a neden olmuş suçlama onlannkinin yanında her yönüyle bir hiç kalır. Ama onlar serbest bırakılmış, ben ise cezaevindeyim." Evet bu adaletsizlik neden' Eski ANAP Teşkilat Başkam Demirtaş:* Mesut Yılmaz kaçak dövüşüyor İç PoUtika Servisi- ANAP - ta. Mesut Yılmaz'a muhalefet eden eski milletvekillerinin İstanbul'da bir araya geldiği toplantıda, Yılmaz bölgecib'k yapmakla suçlandı. ANAP eski Teşkilat Başkam Orhan Demirtaş. Mesut YılmazY'ka- çak dövüşmekle" eleştirirken "Mesut Bey, ANAP içinde 'Karadeniz Derneği" kuruyor. Bu yanlıştır. Bir yerde önü ükanır." dedi. Eski Teşkilat Başkam Or- han Demirtaş, çeşitli sorunları yanıtlarken, ANAP'ın "hâlâ kendini iktidarda zannederek Meclıs'te sadece oturduğunu" belirtti ve Genel Başkan Mesut Yılmaz'ı eleştirdi. Yılmaz'ı tas j fıyecibk ile de suçlayan Demir- taş, parti içerisinde bölgecilik yapıldığını öne sürdü. Demir- taş, şöyle dedi: "Daha çok hemşerileriyle" teşkilatlanmaya gidiyor. Parti- cilık başka. dernekçilik başka şeydır. ANAP bir ideoloji par- tisi olmadığı gibi, bir lokal ya da, dernek degildir. Biz bir kit- le partisiyiz. Buna göre de ör- gütlenmemiz gerekir. Bu ba- kımdan Türkiye'yitamamıyla kapsamamız gereky;"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle