Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17TEMMUZ1992CUMA
16 HABERLERIN DEVAMI
BLOKNOT
YAĞMUR ATSIZ
Söyteyenlep ve Söytetenler
BONN - Bizi fena halde bir işleten var, ama acaba kim?
Adam, "Türkiye'yı tam üyelik yolunda destekleyeceğiz'
diyor. Almangazete, radyovetelevizyonlarındabuoluyor:
"Siz, AT'ye girme yolunda hava alırsınız!" Adam diyor ki
"Demirel hükümeti işbaşına geçtiğinden bu yanaTürkiye'-
nın insan hakları konusunda hatırı sayılır ileriemeler kay-
dettiğini fark etmiyor değilim."
Bu oluyor Alman basın-yayın organlarında: "Dışişleri
Bakanı Kinkel, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri konu-
sunda alışılmışın ötesinde açık ve katı bir ifade kullandı!"
Bakan Kinkel diyor. "Maastricht zirvesinde sadece AT
tam üyelerinin Batı Avrupa Birliği'ne üye olabileceği ka-
rarlaştırılmış olmasına rağmen Türkiye ilk aşamada tam
katılım yetkisı ile üye olacaktır '
Alman meslektaşlar "tıssss!"
Bakan Klaus Kinkel'in Türkiye ziyareti işte Alman ka-
muoyuna böyle yansıtıldı.
Sanırsınız ki selefi Genscher'in yediği herzeleri temizle-
mek üzere Ankara'ya gelmiş değil de bir müstemteke
zabiti edasıyla Sayın Özal'ı, Sayın Demirel'i ve Sayın Çe-
tin'i azarlamaya gelmiş...
Evet, Türkiye'nin insan hakları ve demokrasi konularm-
da hâlâ ağır yaralarla "mecruh" olduğu bir gerçek... Zaten
bunu inkâr eden de yok!
Ama Alman tarafı bu konulara -son derece dikkatli bir
dille!- değinirken Türk tarafının da Almanlara dört sayfalık
bir "AT Hukuku Çerçevesinde Federal Almanya'daki Türk
Vatandaşlarının Ayrımcı MuameleyeTabi Tutuldukları Uy-
gulamalar" başlığı altındaçarşaf gibi bir rapor sunduğu ve
Alman tarafının bu rapor karşısında kem-küm etmekten
başka bir şey yapamadığı niçin mesküt geçiliyor?
Bizi fena halde bir işleten var, ama acaba kim?
Oldum olası komplo teorilerine itibar etmemişimdir. Fa-
kat Alman politika ve basın çevrelerinde belirli bir "anti-
Türk paslaşma'nın varlığını da artık kolay kolay göz ardı
edemiyorum. PKK'sı, Daşnaksutyunu, Lefkoşası ve Ati-
nası'yla garip bir paslaşmaü!
Ama katı gerçekler her zaman gelir dayatır:
Bonn, Türkiye'ye karşı uyguladığı silah ambargosunu
bizim kara kaşımız kara gözümüz için kaldırmadı. Mayıs
ortalarında Alman Savunma Bakanlığı'nın yaptığı hesap-
lara göre ambargo yüzünden Alman ekonomisinin kısa
vadede uğrayacağı kayıplar 15 (Yazı ile: On beş) milyar
mark dolayında tahmin edilmiştir. Çünkü Türk-Alman as-
keri işbirliği -öyle sanıldığı gibi- sadece Almanların Türk-
lere birtakım silahları bağışlamasından ibaret değildir.
Türkiye'nin "para peşin; kırmızı meşin" metodu ile Alman
silah yapımcılarına verdiği siparişler yanında o hibe silah-
lar devede kulak kalır.
Ustelik o Doğu Alman silahlarını Türkiye'ye hediye et-
meseler AGİK kararları uyarınca imha etmek zorunda ka-
lacakları için bir de o yüzden girecekleri masraf yukarıda
sözünü ettiğim 15 milyara dahil değildir. Kendimizi, ne dev
aynasında görelim ne de dürbünün tersinden:
Türkiye'nin Almanya'ya ihtiyacı, Almanya'nın Türkiye'-
ye ihtiyacından daha büyük değildir!
Türkiye'nin şu yine milyarlık konut ihalelerindeki başarı-
ları biryana, Almanlaroçok bel bağladıkları Kazakistan-
da daha tek bir gerçekten büyük ihaleyi sağlam kazığa
bağlayamadılar
Oysa Sayın Kinkel, geçen pazartesi Ankara'da temasla-
rını sürdürürken bir Türk firması Kazakistan'da bir milyar
700 milyon dolarlık bir ihaleyi kesin olarak aldıü!
Ortak davranılsa buna göre daha neler var, ama dedik
ya işte....
Bizi fena halde bir işleten var...
Acaba kim?
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
GaziHz. Yalova'da
17TEMMLZ1932
Dün Büyük Gazi'ye kavuşan
Yalova'da çok neş/eli ve
heyccanlı bir bayram günü
yaşandı.
Reisicumhur Hz. Derince'den
Ertuğrul yatına rakip olarak
saat onda Yalov a"ya doğru
hareket etmişlerdi. Yat ufukta
seçilir seçilmez bekliyenler
arasında umumi bir
kaynaşma oldu. Saat on üç
buçuğu geçiyordu ki Ertuğrul
yatı Yalova'da Millet çiftliğe
sahili önündedemırlemiş
bulunuy ordu. İskelede bulunan Ankara ve Sakarya
motörlcri hcmcn yata yanaştılar.
Yatı karşıladıktan ve selamîadıktan sonra takip eden şirket
\ apuru da bu esnada Yalova iskelesine yanaşmış
bulunyordu. Bu vapurun halkı da Reisicumhur Hz. nin
otomobılle geçecekleri asfalı yoldan aynlamıyorlardı.
Gazi Hz. Ertuğrul yatından Sakarya motörüne rakip olarak
Millet çiftliğini teşrif ettiler ve çiftlik köşkünün terasında bir
müddet istirahat buyurdular. Haarlanmışolan ayran
takdimolundu.
Reisicumhur Hz. mevsimlik gri bir elbise gıymışlerdi. Çok
beşuş bir sima ile gerek istikbale gelen ve gerek refakaıkrinde
bulunan zevat ile görüşü>orlardı.
Çıfüıkteki isürahatleri esnasında Reisicumhur Hz. İstanbul
gazetecilerine de iltifatta bulundular:
Gazete foto muhabırleriAüazı Hz.nin çiftliği teşrifleri
sıralannda gelmiş bulunuy orlardı. Bu itibarla Büy ük
Halaskan rahatsiz etmekten ihtıraz ile uzaktadurmaktave
çalışmak için müfaraketlerini beklemekte idiler.
Reisicumhur Hz. bu ihtirazdaki iştiyakı derhal görerek
y averleri Celal B. vasıtasile foto muhabirlerinin çahşmalanna
müsaadebuyurduklannı tebliğettiler. Gazi Hz.nin teşrifi
günününmuhtelifintibalannı tesbiteçalışan fotoğrafçılar
hangi gazeteden olduklannı sormak suretile tekrar tekrar
iltifat buyurdular. Gazi Hz on dakıka kadar kaldılar. Bu
esnada Fethi BeyedeTarih Kongresini takipedıpetmedığını
sordular.
Gazi Hz. Millet çiftliğini ziyaretten sonra Sakarya motörüne
bınerek genesahilde ve biraz ileride bulunan Baltacı çiftliğini
teşnf buyurdular. Çiftliğın bazı daırelennızıyareteıtıler.
Kendilerini çiftlıkteistikbal edenlere:
-Beylernasılsımz?
Dıye hatırlannı sormak sureti iltifatta bulundular.
Reisicumhur Hz. Baltacı çiftliğindede rakıben.
refakatlerindeki zevat ile maiy etlen erkanı da dığer
otomobillcrde olduğu halde kaphcalan teşrif buyurdular.
HAVA DURUMU
Yargıya güven azalıyorTURAN Y1LMAZ
ANKARA - Türkiye'deki yıl-
lık yüzde 2 5"lık hızh nüfus artı-
şma karşın. mahkemelere yan-
sıyan dava sayısının. her yıl
yüzde 7 oranında azaldığı sap-
tandı. Adalet Bakanlığfnın res-
mi \enlennın ortaya koyduğu
bu gerçek. halkın. "kaplumba-
ğa hızı" ılc yürüyen adalet me-
kanizmasına duyduğu güven-
sizliğin bir ürünü olarak
yorumlanıyor. A>nı istatistik-
İer. bu azalmaya karşın, Tür-
kiye'de yaşayan her 7 kişiden
birinin mahkemelik olduğunu
da gözler önüne serdi. Adalet
Bakanlıği, yargıyı hızlandınp,
adalete güveni sağlamak için
kapsamlı bir çalışma başlattı.
Yargı bugün. 45 gün sürecek
olan adli tatile giriyor. Köylüle-
re, hasat zamanını mahkeme
kapılan yerine. tarlalannda ge-
çırmelennı sağlama gelencğin-
den kaynaklanan adli tatil.
vargının sorunlannı ycniden
gündeme getirdi.
8 bin yargıç ve savcının görev
yaptığı mahkemelere gelen iş
yükünün yıllık ortalama 8 mil-
yoıi civannda olduğu belirtili-
yor. Adalet Bakanlığı'nın ista-
tistiklerine göre. geçlığimiz yıl
mahkemelere 3 milyon 115 bın
742, icra müdürlüklerine de 4
milyon 164 bin 81 dava geldi.
Aynı süre içinde savcılıklara ya-
pılan başvuru ise yaklaşık 2.5
milyona ulaştı. Bir bölümü ta-
kipsizlik karan ile sonuçlanan
bu başv urular da eklendiğınde,
yargıyayansıyanışyüküortaya
çıkıyor.
Aynı istatistikler. ağırlıklı
olarak yargılamanın çok ağır
ışlemesinden kaynaklanan ne-
denlerle. hakkını aramak için
mahkemelere baş\ uran \ urt-
taşlann sayısında son yıllarda
azalma olduğunu da ortaya
koydu. Son 5 yıl içinde. ceza
mahkemelerine gelen dava sa-
yısında, her yıl ortalama yüzde
5.8 oranında bir azalma gözlen-
di. Bu oranın. hukuk mahke-
melerinde ise yüzde 9'u buldu-
ğu saptandı. Ortalama azalma-
nın ise yüzde 7 olduğu belırtıli-
yor. Adalet Bakanlığı uzmanla-
n bu durumu. öncmlı ölçüde
"halkın adalete güvensizlığine"
bağlıyorlar.
Kaplumbağa hızı
adalet
Adalet Bakanlığı uzmanla-
nnca, halkı güvensizliğe iten en
onemlı etken olarak gösterilen
yargıdaki "kaplumbağa hızı".
resmı istatistıklere gere, önemli
boyutlara ulaştı. Açılan davala-
nn sonuçlanma sürelerinin, İs-
tanbuPda ortalama 327 gün.
İzmir"de 273 gün. Ankara'da
da 178 gün olduğu belirtiliyor.
Suç tıirlerine göre yapılan ista-
tistikler ise bu oranın özellikle
"hakkı olmayan yere tecavüz",
"orman kanununa muhalefet"
ve "kaçakçılık suçlan"nda re-
kor düzeye çıktığını ortaya
koydu. Bazı suçlann, ortalama
yargılama süresi, gün olarak
şöyle belirlcndi:
"Hakkı olmayan yere teca-
vüz (505), orman suçlan (385),
kaçakçılık (329). e\ rakta sahte-
kârlık (313), dolandıncılık ve
iflas (317). emniyeti suüstimal
(277). hırsızhk (256). müessir fı-
ıl (267). ırza geçmek ve iflfete
hakaret ve sövme (199). kumar
(130). sarhoşjuk (186), vergı
usul kanununa aykın davran-
mak (116). çek yasasına aykın
davranmak (114), ateşlı silahlar
yasasına aykın davranmak
(247). gıda maddeleri tüzüğüne
aykın davranmak (229)." "
Mahkemelere gelen bazı da-
va türlerinın de yargı mekaniz-
masını kilitleme noktasına ge-
tirdiği kaydediliyor. Resmi
istatistiklere göre buna. son yıl-
larda ekonomik yaşamdaki ge-
lişmelere paralel olarak. ekono-
mik şuçlar neden olmaya başla-
zer bir durum ortaya çıktı. Bu
suçlardan ötürü.açılan davalar.
Ankara'daki asliye ceza mah-
kemelerinin toplam iş yükünün
yüzde 28'ini oluşturmaya baş-
İadı. Bu oran İstanbul'da yüzde
5. İzmır'de de yüzde 4 olarak
gerçekleşti.
Açılan davalarda verilen
mahkûmiyet oranlannda da il-
lere göre önemli farkhlıklar
gözlendi. Mahkûmiyet yüzdeki
en yüksek il Ankara oldu. An-
kara'da açılan ceza davalannın
yüzde 52.9'u mahkûmiyetle so-
nuçlanırken, bu oran Izmir'de
dı. IstanbuFdaki asliye ceza yüzde 44.1, İstanbul'da ise yüz-
mahkemelerine gelen iş yükü- de 30.8 oldu.
nün yüzde 78'ini karşılıksızçek
ile çek ve senet yolsuzluğu da-
valannın oluşturduğu saptan-
dı. Bu oran fzmir'de yüzde 55,
Ankara'da ise yüzde 28 olarak
belirlendı. Kasa fışı venlmeme-
taarruz (219), meskene tecavüz sinden kavnaklanan vergi suç-
(234). adam öldürmek (293). lanyla ilgi'li davalarda da ben-
Yargıdaki yavaş işleyişin,
temyız kurumu olan Yargıtay'-
da da sürdüğü saptandı. Adalet
Bakanlığı verilerine göre, Yar-
gıtay Başsavalığı'na gelen dava
dosyalannın buradakı ortala-
ma bekleme süresi geçüğimiz
yıl 134 gün oldu. Aynı veriler,
ilk derece ceza mahkemelerinde
verilen her beş karardan ikisi-
nin, direnme kararlan bakı-
mından da Yargıtay Ceza Dai-
releri'nce yine verilen her beş
karardan birinin ısabetlı olma-
dığını ortaya koydu. Bu du-
rum. Adalet Bakanlığı'nın
konuyla ilgilı uzmanlannca,
dava dosyalan üzerindeki ince-
lernelerin yeterli ve gerekli bir
biçimde yapılamamasına bağ-
lanıyor.
Çek ve senet yolsuzluklanyla
ilgili davalardaki önemli artış
ve buna paralel olarak yargıla-
ma süresinin uzunluğunun, bu
konuda yurttaşlan daha hızh
sonuç alabilecekleri seçeneklere
ittiği ifade ediliyor. Buna en ti-
pik örnek olarak da son yıllar-
da özellikle İstanbul, Ankara
ve İzmir gibi büyük kentlerde
ortaya çıkan "'çek-senet mafya-
sı" gösteriliyor. Adalet Bakan-
lığı uzmanlan. büyük rakamlı
Âdli tatil tartışmasıHaber Merkeri - Adli tatil,
bugün yapılacak duruşmalar-
dan sonra mesai saati bitimınde
başlayacak. 5 eylüle kadar de-
vam edecek adli tatil. yıllardır
süren "kaldınlsın-deVam etsin'
tartışmalannı yeniden günde-
me getirdi. Adalet Bakanı Seyfi
Oktay. "Gerekırse adli tatil kal-
dırılabılır" derken hukuk çev-
releri farklı tepkıleri dilegetırdı-
ler.
Her yı! 20 temmuzda başla-
yan ve 45 gün süren adli tatil,
bu tanhın hafta sonuna gelmesi
nedenıyle bu akşamdan itiba-
ren başlayacak. Adli tatil bo-
yunca adliyelerde nöbetçi
mahkemeler görev y apacak. Bu
mahkemeler. tutuklusu bulu-
nan acıl davalan görüşecek.
Süren dığer davalann görüşül-
mesıne. adli taıil sonunda de-
vamedılecek.
Adli tatilin gerekli olup ol-
madığı. tatilin yargıda iş yükü-
nün arımasına. adaletin gecik-
mcsine neden olup olmadığı
yeniden tartışılmaya başlandı.
Hukukçulan: adli tatili savu-
nanlar. adli tatilin kaldınlması-
nı ısteyenler ve konunun tartı-
şılmasını ısteyenler olarak üç
gruba bölen adli tatil tartışması
konusunda ANKA'nın görüş-
tüğü yetkililer şu değerlendir-
meleri yaptılar:
Adalet Bakanı Seyfi Oktay:
"Bizım çalışmalanmız adaletin
hızlandınlması esası üzerine
kuruludur. Yargının yeni baş-
tan düzenlenmesi, bürokrasi-
nin azaltılması, tıkanmanın
giderilmesi ve sorunlan kayna-
ğında çözme hedeflenmiz var.
Adli tatil buçerçevede tartışıla-
bilır. Bızım için çok öncmlı so-
run olmamakla birlikte konu
tartışılmahdır. Gerekli görülür-
se. tepki gelecek olsa bile adli
tatil kaldınlabilir. Ancak bu so-
runun öne çıkanlmasına karşı-
yım "
Anayasa Mahkcmesi Baş-
kamekili Cü>en Dincer: "Çok
gerekli bir şey. Mahkemelenn
toplu çalışan heyetler olması
dıkkate alındığında yanlış ol-
duğu söylenemez. Benim ra-
portörüm izınli olduğunda
benım çalışmamım kıymeti
yok. Süresi, zamanlaması tartı-
şılabilir ama adli tatilin adaletin
gecikmesine neden olduğu sav-
lanna katılmıyorum. Sorun
yargı düzeninin kötü işlemesi-
dir. Çözüm adli tatili kaldırmak
olamaz. Aynca hâkimlere 'Ya-
zın değil de git kışın tatil yap'
dersen kimse yapmaz. Adli tatil
HANNA SCHYGULLA - Alman sinemasının asi yönetmeni Fassbinder'in gözde o>uncusu>du.
Onunla 54 fılm çektiler. Lili Marlene, Berlin Ale\anderplatz gibi unutulmaz filmlcrin hüzünlü
veşil gözleri, uzun sarı saçlan ile Türkiye'ye geldi. Erden Kıral'ın yöneteceği "Mavi Sürgün'de
Anadolu'da kaybolmuştiyatrocvuncusû \İarie*yioynayacak.(Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
'Akdeniz'e hoşgeldin Hanna'
Kültiir Senisi - Hanna
Schygulla'yı Türkiye'ye bu ilk
gelişindekarşılamışolsaydı Ha-
lıkarnas Balıkçısı. yakınlannca
çok iyı bilinen. ogürsesıyleko-
caman bir "Merhaba" derdı:
"Merhaba Hanna, Akdeniz'e
hoşgeldin..."
Çekımlcrıne geçen ay başla-
nan. Erden Kıral'ın yönettiğı
Halıkarnas Balıkçısf nın roma-
nı "Mavı Sürgürr'dekı rolü
nedcniyle önce İstanbul'a gelen
Hanna Schygulla. bir gece Pera
Palas'ta kaldı. "Genç Alman si-
ncmasi" akımının önemli yö-
netmcnlcnnden Rainer \Verncr
Fassbinder'in gözdesı Polonya
asıllı Alman oyuncusuSchygul-
la. hüzünlü ma\ı gözlen. uzun
saçlan. yarım ay şeklındckı sal-
lantılı ın küpelerı. ıpek tünığıyle
rötarlı geçen uçak yolculuğu-
nun yorgunluğundan arınmiş
olarak yunımıza geldi. Sankı
TURKIYE'Dh
her an çekıme hazır gıbı bakımlı
ve konirollü. Konuşmaya baş-
layınca hepimizi saran kararlı
sesı derinlemesine hisseuiği bir
şeyleri aktannak ister gibi.
Schygulla. Erden Kıral'la
uzun zaman önce tanışmış. O
zamanlar Türk sineması hak-
kında çok şey bilmiyormuş.
"Hakkari'de Bir Mevsim"i izle-
mış. çok etkilenmiş. Erden Kı-
ral'la bir süre İsveçli bir yazann
projesi üzerinde çalışmışlar.
ama bazı nedenlerden bunu ta-
mamlay amamışlar.
Avrupa'da Yılmaz Güney'in
"Duvar" ve "Yol" gibi filmleri-
nı gönnüş. Erden K.ıral"ın Yıi-
maz Güney'in yanında çalışmış
olduğunu bıldiği için onun çok
iyi bir okulun öğrencisi olduğu-
nu düşünüyor. "Almanya'da
bildiğiniz gibi büyük bir Türk
toplumu var" diyor Schygulla.
"Artık birlikte bir şeyler yap-
DÜNYA'DA
Devlet Bakanlığt Meffioro-
lo|i Genel Müdürlüğû'nden
ılınan bılgıye göre yurdtın
Kuzeydoğu kesımlerı çok
buluflu, Marmara'nın dog>
su.BatıveûrtaKaradenız,
Iç Anadolu'nun kuzeybatı-
sı saganak yağışlı, diğer
yerler açık geçecek. Hava.
sıcaklığı değışmeyecek
Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafıf, ara sıra orta kuvvette esecek Denız-
lerde rûzgâr, Marmara'da yıldız ve poyraz, güney Ege'de gunbatısı ve kara-
yei, Akdeniz'de gunbatısı ve lodostan 3-5 kuvvetmde saatte 10-21 denız mıtı
hızta esecek
Adans
Afyor.
•4-
Ankara
Anmya
Ayom
Borsa
Canamaı»
Dıyarbah r
Edıtne
29=
2P
T4-- r
30"-
37'
Kjrs
Konya
Bamsun
Tratoon
Zonguldak
26-
28'
26'
r?
26°
27°
24'
ıft-
'6'
71'
14^
23°
t~r-
13°
'Ö': Xı* 8 bulutiu G gunnh ¥ kar ı S sıv
manın zamanı geldi."
Cevat Şakir'in "Mavi Sür-
gün" romanından senaryolaştı-
nlan fılmde Schygulla, Ana-
dolu'da kaybolmuş tiyaıro
oyuncusu levanten Marie'y i
canlandınvor.
Pera Palas'ta Schygulla ile kı-
sa bir söyleşi imkânı bulabildik.
-1970'lerde fılmlerinde oy na-
dığınız Fassbinder artık yaşa-
mıyor. Sizce Fassbinder sıne-
mada ne yaptı? Nas\l bir yenılik
getirdi?
SCHYGULLA - Sanıyorum
Fassbinder sir.emada pck çok
kavramı birleşürmcyi başardı.
Mclodramla toplumsal eleştiri-
yi. duygusallıkla alaycılığı. Çok
aydınca bir bakış açısı ıçcren.
basit. yalın olay örgüleri.. Her
zaman. her şcyin bir adım ilen-
s-ndeydı. Kültürcl yapı karşı-
sında kaba. vahşi bir tutumu
vardı.
- Halikarnas Balıkçısı'nı ne
kadar tanıyor^unuz? Daha ön-
ce kıtaplannı okuma fırsaiı bu-
labildinizmi?
SCHYGULLA - Halikarnas
Balıkçısı'nı daha önce hiç oku-
madım. şimdi onun hayatıyla
ilgili çevırdiğimİ7 fılmden lanı-
yorum sadece. Sanırım. Al-
mancaya da bir şey çcvrilmedı
Almanlar kültürel açıdan
Türklcrle başkalannıı oranla
daha yakın ilişkıler ıçındelcr
Belkı bu yüzden Halikarnas
Balıkçısı Almancaya çevrılebı-
lir. Bana okıımanı ıçın kıs.ı hır
kııabını öğüıler mısını/.'
dönem sonu kabul edilir, karar-
lar aynlır, döküm yapılır. Asıl
aileler programlannı okul tatili-
ne göre yapar, bizde adli tatile
göre."
Eski Adalet Bakanı ANAP
Milletvekili M. Oltan Sunguriu:
"Adli tatil bana göre kısaltıl-
malıdır. 45 gün değil en çok bir
ay olmalıdır. Aynca, adli tatil
bölgelere göre düşünülmeli,
bölgelerin özelliklenne göre
ayarlanmalıdır."
Ankara Böige İdare Mahke-
mesi Başkanı Necmettin Koç-
taş: "Yıllann tecriibesiyle
konmuş bir şey. Son derece de
yararlı. Adaletin gecİKmesine
bir etkisi olmaz. Özellikle idari
yargıda yürütmenin durdurul-
ması gibi acil işler adli tatılde de
görülmeye devam ettıği için
eteştınlere katılmıyorum. Sı-
kıntının kaynağı adli tatilde
aranmamalı."
Ankara Cumhuriyet Başsav-
cısı M. Fadile İnan: "Adli tatil.
hâkim ve savcılanmızın dinlen-
meleri açısından son derece ge-
rekli. Aynca mahkemeler toplu
çalışan heyetler olduğu için fiili
durumunda da en iyi çözüm
toplu tatil yapılması. adli tatil
süresince savcılar, nöbetçi mah-
kemeler görevde. Tutuklu işler
de görülmeye devam ediyor.
Sakıncası yok."
Ankara Barosu Başkanı Öz-
demir Özök: "Adli tatil kaldml-
sın. Çıkanlma gerekçesi hasat-
tır. O günkü zorunluluklar
bugün geçerli değildir. Adli ta-
tilin bu haliyle gerekli olduğu
savunulmaz. Yargının mevcut
iş yükünü gördükten sonra ya-
sada 45 gün, fiilen de iki-iki
buçuk ay süren adli tatil işlerin
daha da ükanmasına yol açı-
yor. Dinlenmeye ihtiyaç var.
Ama bugünkü uygulama bunu
karşılarken yeni sorunlara ne-
den oluyor. Yeni bir düzenle-
meye gidilmesi için konu tarlı-
şılmalı."
Genel Başkanı Şenal Sarıban:
"Adli tatil özellikle avukatlar
açısından da son derece işlevsel.
Yargıda iş yükünün artması ye-
ni bir şey değildir. Mahkeme
sayısı arttınlarak bazı' davalar
kaynağında avukatlann daha
geniş yetkilerle donatılmasıyla
çözülebilir. Adli tatili kaldır-
mak süreci daha da karmaşık
hale sokar. Adli tatil olmasa,
hâkim ya da savcı görevinı bir
başka meslektaşına devredebi-
lir, ama avukat aynı hakkı kul-
lanamaz."
ISKuyrukta• Baştarafi 1. Sayfada
dikkat edi-
yorlardı. Çoğu birbirini tanı-
yordu. Zaten tanımasalar bile
aynı sorunu paylaşüklan için
konuşup dertleşmede bir çekin-
genlikleri de yoktu. Erkekler,
kadınlann oturmalan için bah-
çe duvarlannı kadife kaplı kol-
tuklar gibi sunuyorlardı. Eğer
biraz genç olsaîardı çevrenin
kuşkulu bakışlannı üzerlerinde
toplayabilirlerdi. ama çevrede-
kıler de onlara aşinaydı. Bu saç-
lanndakı beyazlann siyahlan
çoktan yendiği insanlar Bağ-
Kur emeklileriydi. Birkaç saat
sonra açılacak olan bankadan
emekli maaşlannı alacaklardı.
Sabahın üç buçuğunda gelenler
bile vardı aralannda. Bir gün
içinde maaşı alabilmek için
kuyruğun ön sıralannda yer
tutmak gerekiyordu. Çok uzak
semtlerden gelenler, geceyi ban-
kay a yakın yerlerde oturan ak-
rabalannda geçirmişlerdi.
Hava aydınlandığında kadınlar
el örgülerini çıkardılar. Kadın-
lann sohbetleri gelinden, da-
mattan yana yoğunlaşıyordu.
Erkeklerin konuşmalan ise ço-
ğunlukla ülke politikasına ka-
yıyordu.
Halk Bankasfnın Bakırköy
Şubesi kapısında bekleyen
emeklinin yüzünde. sıranın
kendisine geîmiş olmanın mut-
luluğu vardı. O şimdı ön sırada
olmanın ayncalığmı yaşıyordu.
Kendisinden sonra sırasının
gelmesini saatlerce bekleyecek
yüzlerce insan vardı. Bağ-Kur
emeklisi Celal Erten bir gazete-
dnin fotoğraf çektiğini görünce
yanına sokuldu:
"Yaz oğlum, yaz. Yaz da bel-
ki "Baba" bizim sesimizi duyar.
Nedir bizim bu çeküğimiz. Av-
cılar'dan, Küçükçekmece'den,
Kocamustafapaşa'dan sabahın
köründe kalkarak buraya geli-
yoruz. Saatlerce burada kuy-
rukta bekliyoruz. Bu gün bize
sıra geleceği de şüpheli. Neden
biz, yakınımızdaki bankadan
maaşımızı alamıyoruz. Bu iş-
kenceyi bize neden çeküriyor-
lar. Şimdi havalar iyi ama biz
bu çıleyi yağmurda. kışta da çe-
kiyoruz. 450 bin lira maaş ala-
cağım. Bunun 20-30 bin lirasını
yol parası olarak vermek benim
için büyük bir kayıp. ' Benim
emeklim, benim Bağ-Kurlum"
diye seslenen "Baba'mıza şimdı
biz sesleniyoruz. Bizi bu dertten
kurtarsın"
Sakallan iyice ağarmış olan
Osman Karh'nın "tevellütü
1333." Söyledikleri Celal Er-
ten'in söylediklerinden farklı
değil. "Devlet baba'nın şefkati-
ni bekliyor.
Süleyman Alkan ise bütün
bu sorunlann yanı sıra ocak ay ı
vergi iadesini alamamaktan ya-
kınıyor ve şöyle diyor: "Alaca-
ğımız vergi iadesı belkı çok az.
ama bizim ıçın çok önemli ol-
duğunu anlamalflar."
Benim
Mıı.hıı. II jSokakta• Baştarafi 1. Sayfada
uzenndekı merke/ bınası önün-
de saat I2.15"te loplanan pro-
testocular çevre vergı dairele-
rınden gelen memurfarla birle-
şerek slogan ve alkışlarla
yürüyüşe geçtilcr. "\'ur \ur in-
lesin iktidar dinlesın . "Tck
yanlı kararlara hayır". "Maaş
1.5 aç kaldı çoluk çocuk" slo-
ganları ile TBMM'ye yürüyen
Füm Maliye-Sen üyesi mcnıur-
lar. burada hiıkümeıc sesicne-
rck şöyle konuşlular
"Sayın Meclıs uyelerı. bı/e
verdığinız sö/ler konusunda bir
adım bile utmadını/ hakat
kendı maaşlannı/ı bir gün için-
de hallcıtıniz. Bı/ sadece
500-100 kişı değil 10 milyon ki-
şıyız. Sadaka değil toplusözlcş-
me ısliyoruz."
TBMM'yc girmelcrine İ7in
venlmcyen memurlar öğlen
mcMii başlangıç saatinde polıs
kordonu allında ışyerlerine
döndüler.
Bu arada İzmır Karşıyaka
Devlet Hasıanesı'nde çalışan
doktor ve sağlık personeli dün
hasıane bahçesinde bordrolan-
nı yakarak yapılan son zammı
protesto ettiler. Öğle yemeğinin
ardından hastane bahçesinde
toplanan Tüm-Sağlık-Sen üye-
si 200 doktor ve sağlık çalışanı
bordrolannın yaktıktan sonra
davul zurna eşliğinde halay
çekuler. alkış tuttular. Ardın-
dan hazırladıklan bildinyi oku-
dular.
Öte yandan Nevşehir Avo-
nos Belediyesi memurlan da
dün memur maaşlanna yapılan
zamlan protesto cderck Başba-
kan Yardımcısı Erdal Inönü'yc
biner lira postaladılar.
Adalet Bakanı Seyfi Oktay
memurlann scndıka mücadele-
sinı hakh buldueunu söyledı.
çek ve senet anlaşmazlıklannın.
artık yargı organlan yerine.
doğrudan bu örgütlere iletildi-
ğini vurguluyorlar.
Adalet Bakanlığı kollan
sıvadı
Adalet Bakanı Seyfi Oktay,
"adaleti hızlandınp, işleyişi şef-
faflaştıracak, basitleştirecek ve
bu konudaki güvensizliği orta-
dan kaldıracak" bir çalışmayı
başlattı. Bu amaçla, 14ayn ko-
nuda komisyon oluşturarak.
bu komisyonlarda, konuyla il-
gili uzmanlan görevlendiren
Oktay. "adaletin hızlandınlma-
sı" diye adlandırdığı bu çalışma
çerçevesinde, yargının işleyişıne
ayak bağı olan ceza alanındaki
130 ve hukuk alanındaki 70 ya-
sayı da gözden geçireceklerini
açıkladı. Yargının bugünkü iş-
leyişini "hantallaşmış" diye ni-
teleyen Oktay"ın oluşturduğu
komisyonlann çalışma konula-
n şöyle:
"Anayasa, ceza mahkemeleri
teşkilatı, hukuk mahkemeleri
teşkilatı. ceza yargılaması, hu-
kuk usulü, icra iflas usulü, idari
yargılama, maddi ceza hukuku
ve tıkanıklık, maddi hukuk ve
tıkanıklık, ceza alanında perso-
nel ve bürokrasi ilişkileri, hu-
kuk alanında personel ve bü-
rokrasi ilişkileri ile idari yargı
tıkanıklık"
Adalet Bakanlığı ayn» çerçe-
vede, yargı organlannda görev
yapan yargıç, savcı veadliyeça-
hşanlannm ücTetlerini arttıra-
rak, bu görevlere ilgiyi arttır-
mayı da amaçlıyor. Bu amaçla,
ücretlerde önemli artışlar öngö-
ren bir çalışma da yapılıyor. Bu
çalışmanın da yargının hızlan-
dınlmasıyla ilgili pakeıle birlik-
te önümüzdeki yasama döne-
minde TBMM gündemine
getınleceği bildirildi.
• Baştarafi 1. Sayfada
gün Toğrol aday değil;
Bu üni-
versitede rektörlüğe. İdari Bi-
limler Fakültesi Kamu Yöneti-
mi Bölümü öcreüm üvesi Prof.
Dr. Üştün Ergüder, aynı fakül-
tenin İşletme Bölümü öğretım
üyesi Prof. Dr. Güven Alpay,
Fen-Edebiyat Fakültesi Fizik
Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr.
Meün Ank. aynı fakültenin
Matematik Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Atilla Aşkar.
Mühendislik Fakültesi Elekt-
ronik Bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. Sabih Tansal, aynı fa-
kültenin Endüstri Bölümü öğ-
retim üyesi Prof. Dr. Gündüz
Ulusoy aday oldular.
Marmara Üniversitesi'nde
ise reklör aday adaylannın sa-
yısı belli değil. Bir öğretim üye-
sinin deyişi ile "herkes potansi-
yel aday". Adaylıklannı açıkla-
yan öğretim üyeleri de yoğun
bir propaganda kampanyası
yürütüyorlar.
Diş Hekimliği Fakültesi De-
kanı Prof. Dr. tlhan Çuhada-
roğlu. öğretim üyelerine gön-
derdiği kitapçık ve bildiri ile 30
yıllık öğretim üyeliği dönemin-
de yüklendiği görevlerini, bi-
limsel faaliyetlerini ve rektör
olması halinde yapacaklannı
anlatıyor. Çuhadaroğlu rektör
olursa. üniversitedeki bütün
öğretim üyeleri yaşadı. "Vaat-
lerim hayali değil, şimdiye ka-
dar gerçekleştirdiklerimdir.
Ortaya koyduğum eserlerim.
sizlere vereceğim en sağlam te-
minatımdır" diyen Çuhadaroğ-
lu. vaatlerinden bazılannı şöyle
sıralıyor:
"-5-10 civannda tankerle.
üniversitemizin fuel-oil ihtiyacı
sağlanacak. Fabrika ve hasta-
nelere satış yapılacaktır. (Vak-
fımız petrol ofısi bay isidir)
-Asgari 5 benzin ıstasyonu
kurulacaktır.
-Kurucusu ve başkanı bulun-
duğum vakfımızın. 6 senelik
yoğun çalışması sonucu. Ihla-
mur Kasn \adisinde ortaya çı-
karttığı ve rektörlükle parafesi
yapılan proje ile: pratik yapma
amacı ile 5 yıldızlı otel, otelle
bütünleşen Galleria benzeri
alışveriş merkezi, benzin istas-
yonu, 400 araçhk kapalı oto-
park. kongre binası ve açıkhava
tiyatrosu yapılacaktır.
-Resmi kuruluşlara ait yazlık
tesislerden belirli kontenjanlar
alınarak. kısa vadede istifade
imkanlan araştınlacaktır.
-Kurulacak kreşler, yavrula-
nmızın ve annelerinin önemli
ihtiy açlannı karşılayacakür."
İİctisadi ve İdari Bilimler Fa-
kültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Erol Zey tinoğlu ise rektör olur-
sa. rektörlük odası. "her kade-
medeki öğretim üyesine her
zaman açık bulunacak". Zeyti-
noğlu. öğretim üyelerine. "Tüm
sorunlan çözümlenmiş, çağdaş.
demokratik, özgür. özerk vc
öğretim üyelerinin siyasal hak-
lara sahip olduğu bir üniversite
\e böyle bir ünıversitede açık ve
dürüst bir rektör yönetimi isti-
yorsanız. rektör adayı olarak
benı destekleyin ve benim#bir-
likte üniversileyi'' yönetmeye
hazır olun" çağnsında bulunu-
vor.