24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10TEMMUZ1992CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Yunanistan'da iki Töpke hapis • SELANİK(AA)-62 Pakistanlı ve 5 İranlıyı yasadışı yollarla Yunanistan'a sokan iki Türk vatandaşı yedişer yıl sekizer ay hapis cezasına çarptınldı. Mahkeme Ömer Samanlı , (23)veAhmetAktar'a(35) . yaklaşık birer buçuk milyon drahmi (Yaklaşık 52 milyon TL) para cezası da verdi. İki Türk daha sonra Gümülcine cezaevine gönderildi. Mahkeme, Yunanistan"a kaçak girmek suçundan üçer ay hapis cezasına çarplırdıği 67 kaçağın ise cezalannj 1 tamamladıktan sonra • Türkiye'ye geri ı gönderilrnelerini ı kararlaşürdı. İran-lrak posta baglantısı • LEFKOŞA (AA) - İran ve " Irak arasında 13 yıl önce •' durdurulan posta ' hizmellerine yeniden başlandı. Tahran Radyosu, posta hizmetlerine yeniden başlanması talebinin, Irak Dışişleri BakanhğVndan geldiğini duyurdu. Radyo, ilk posta değişiminin Huşrevi smırnoktasında gerçekleştiğini bildirdi. Hollanda'da patlama •UTTHOORN(AA)- Hollanda'da kimyasal madde üreten bir fabrikada meydana gelen patlamada, 4 kişinin öldüğü, 9 kişinin de yaralandığı bildirildi. Amsterdam'ın lOkilometre güneyinde Uithoorn'da bulunan fabrikada meydana gelen patlamada yaralananlardan 6'sının durumunun ağır olduğu kaydedildi. 300işcinin çalışuğı fabrikadaki patlamanın. reaktördeki bir teknik anzadan kaynaklandığı bildiriliyor. Uyuştupucudan ölüm apttı • BONN(AA)-Federal İçişleri Bakanı Rudolf Seiters, Almanya'da uyuşturucu kullananlann ve u> uşturucudan ölenlerin sayısında 1992 >ılının ilk 6 r a>ındaartış olduğunu j açıkladı. Bakan, yaptığı açıklamada, bu yılın ilk jarısında 992 kişinin uyuşturucudan öldüğünü söyledi. Bu sayının geçen yılın ilk altı ayında 848 olduğunu bclirten Seiters, böylece ölüm oranının yüzde 17 arttığını vurguladı. Bu yıl 567 kılo eroin, 426 kilo kokain, 68 kılo marihuana ve diğer uyuşturucu maddelerin •le geçirildipini kaydetti. Rusya'da orman yangınları •MOSKOVA(AA)- Rusya'nın Kaliningrad kenti yakınlannda son birkaç gündür devam eden orman yangınlannda 31 kişinin öldüğü ve yerel yöneticilerin bölgeyi felaket bölgesi ilan ettikleri bildirildi. BDT Televizyonu tarafmdan verilen haberde, ölürnlerin baalannın bölgede İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma bazı top mermilerinin sıcaklık nedeniyle patlaması üzerine meydana geldiği kaydedildi. Hindistan'ın nûkleer programı •YENİDELHİ(AA)- Hindistan, nükleer programına devam edeceğini bildirdi ve uluslararası topluluktan da "buna kanşmamasıru" istedi. Hint Savunma Bakanı Krişna Kumar, füze geliştirmeye yönelik nükleer programlannın, yabancı teknolojiye bağırnk olmadığını söyledi. "Füze teknolojisi kontrol sistemi'" ya da başka bir kurum ya da kuruluşun, füze geliştirme programlannı etkiîeyemeyeceğini söyleyen bakan, nükleer programın "iyi gittiğini" ifade etti. Kuveyt'te AIDS yasası • KUVEYT (AA) - AIDS'e karşı yasa çıkartan ilk Arap ülkesi olan Kuveyt, AIDS virüsünü bilerek bir başkasına bulaşürmayı suç kapsarruna aldı. Kjsmi olarak seçimle gelen Ulusal Konsey'de kabul edilen yasada, "Kendisinde AIDS virüsü bulunduğunu bilen bir kişi, bir başkasına bilerek bunu bulaştınrsa, yedi yıl hapis ve 7 bin Kuveyt Dinan (24 bin dolar) para cezasına çarptınlacaktır" deniliyor. SATILIK FOTOĞRAF MAKİNESİ Nikon F2 body, M81 motor (5 kademdi) f: 2.8 Vivitar 24 mm objektif. Tel: 512 05 05'ten 437-439 Washington: Kıbns zirvesinde fırsat kaçarsa Güvenlik Konseyi devreye girebilir ABD'den Kıbrıs içiıı aba altıııda sopa• 15 temmnzda Nevv York'ta yapılacak zirve ile ilgili olarak Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtlayan üst düzeydeki bir Amerikah yetkili, "Çözü- me hiç bu kadar yakın olmamıştık" dedikten sonra bu fırsatın kaçınlma- sı halinde BM Güvenlik Konseyi'nin devreye gjrebileceğini ima etti. WASHINGTON (Cumburiyet) - 15 tem- muzda New York'ta başlayacak Kıbns zir- vesi için "Çözüme hiç bu kadar yakın olma- mıştık" diyen bir yönetim mensubu, bu fırsatın da kaçırılması halinde, BM Güven- lik Konseyi'nin devreye girebileceğini ima etti. Yaklaşan zirve dolayısıyla Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan yetkili, çözüme yakın olmakla birlikte kendilerini New York'ta çe- tin müzakerelerin beklediğini kaydetti. "Şu anda en çok ihtiyaamız olan şey siyasi irade ve iyi niyet" diye konuştu. Birleşmiş Millet- ler Genel Sekreteri'nin 'fıkirler demetinin' sadece bir tarafı değil, iki tarafı da tatmin et- mek amacıyla oluşturulduğunu, Denktaş'ın, "Eğer toprak konusunda bir şey söylersek bunu cebe atıp yine üstümüze gelirler" dü- şüncesinin doğru olmadığını. her iki tarafın da "vermeye korktuğu' şeyler olduğunu ileri süren yetkili, "Bir şeyden fazla almak, başka bir şeyin daha azına razı olmak demektir. Süreçte seçenekler var. Her iki tarafın karşı taraftan almayı umut edip alamayacağı şey- ler var" diye konuştu. Yetkili şöyle devam etti: •* "Ele aldığmuz konulara karşı tarafa taviz vermek şeklinde değil, yannı düşünmek an- lamında bakabilmek önemli. En yaşamsal meselemiz müzakere değil, uzlaşma ve teda- vi etme. Her iki tarafta da bazı insanlar orta- ya çıkıp biz bir arada yaşamak istiyoruz de- meli. Bakın Rum tarafı nasıl refah içinde, hatta gelir düzeyi Avrupa'daki bazı ülkeler- den daha fazla, ama Türk tarafı böyle değil. Eğer BM Genel Sekreteri'nin fıkirler demeti kabül edilirse Kuzey Kıbns'a uygulanan ambargo kalkar. Kıbns Cumhuriyeü bir bü- tün olarak uluslararası ulaşım. bankacılık merkezi haline gelir." Kısa bir süre önceye kadar iç savaş hüküm süren Salvador'da, şimdi banş ve seçimler olduğunu kaydeden yetkili, "Türkler ve Rumlar herhalde Salvadorlulardan daha ce- sur" dedi. Adanın her iki tarafında da "Bir arada yaşamayı deneyelim" diyen insanlann sayısının arttığını iddia eden yetkili, "Pozis- yonlar betonlaşmış değil. Ufukta çözüm var. Ama şimdi şans ve siyasi iradeye her zaman- kinden daha fazla ihtiyaamız olacak" diye konuştu. Yetkili, eğerçözüm olmaz ve statü- koya dönülürse, ileride daha büyük çatışma- lar çıkabileceğini iddia etti. ' Güçleşebilir 15 temmuzda yapılacak görüşmelerden bir şey çıkmaması halinde BM Banş Gücü'- nün artık adada kalmasının güçleşebileceğı- ni kaydeden yetkili, bunun ileride daha da büyük çatışmalara zemin hazırlayabileceği- ni ileri sürdü. Yetkili, New York görüşmeleri ba- şansızlığa uğrarsa, 'buna kimin yol açtığının çok önemli olacağını' kaydetti ve "Bu aşa- madan sonra artık BM Güvenlik Konseyi mi devreye girer bu biünmez" dedi. Ankara'nın tutumunda 'yakmacak' bir şey görmediklerini kaydeden yetkili, "Anka- ra BM inisiyatifine yardımcı ve destek olu- yor. Bize son sözü Kıbns Türklerinin söyle- yeceğini ilettiler. Biz de buna kaühyoruz. Adil ve kahcı bir banş istiyorlar. Zaten biz de böyle istiyoruz. Kıbns konusu Türkiye'nin ayağına vurulmuş bir pranga. Türkiye'yi Kıbns sorunundan daha fazla etkileyen hiç- bir şey yok. Eğer bu pranga olmasa yepyeni bir Türkiye ortaya çıkacak" dedi. ATİNA Birincil sorun Kıbrıs • Yunanistan Başbaka- nı Mitsotakis, Kıbns so- rununun önemli bir dönemeçte olduğunu be- lirterek tüm güçlerini bu sorunun olumlu bir şe- kilde çözülmesi için har- cayacaklarını söyledi. ATİNA(AA) - Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitso- takis. hükümetinin dikkatleri- nin şu anda Kıbns ve Make- donya sorunu üstündc toplan- dunı söyledi. Kıbns Rum kcsimi lideri Yorgo Vasiliu ile birlikte Hel- sinki'ye giderken uçakta gaze- tecilerin sorulannı vanıtlayan Mitsotakis, Kıbns sorununun kritik bir dönemeçte olduğunu belirterek tüm güçlerini bu so- runun olumlu bir şekilde çözü- mü için harcayacaklannı ifade etti. New York'ta 15 temmuzda başlayacak ikinci tur Kıbns gö- rüşmeleri ile ilgili olarak BM Genel Sekreteri ButrosGali'nin kararlılığmı memnuniyetle kar- şıladıklannı kaydeden Mitsota- kis şöyle devam etti: "Kıbns sorunu çözülmeden Yunanistan ne dördüncü mali protokole yönelik vetosunu kaldıracaktır ne de Türkiye ile bir dostluk anlaşması imzala- yacaktır. Bunu herkes biliyor. AT de Türkiye de biliyor." Başbakan Mitsotakis. AT Akdeniz İşleri Sorumlusu Abel Matutes'in Ankara'da bu ko- nuyla ilgili sözleriyle "riske gır- dığini" de ifade ederek "Matu- tes. bu şekilde topluluğun konuya çözüm gayretlcrine katkıda bulunacağını sandı" dedi. Matutes, Ankara'da Yuna- nistan'ın dördüncü mali proto- kola vönelik vetosunu kaldıra- cağınıdan emın olduğunu sö\- lemışti. Fransa'da kamyon siirücülerinin eylemini destekleyen taksi süriiciileri de polisin öfkesinden kurtulamadılar. (REUTER) Kamyoncuların direnişipahalıyapatladı Dış Haberler Servisi - Fransa'da ceza puanlı ehliyet sistemi getiren yenı kanunu protesto etmek için ülkenın dört bir yanında 200'den fazla barikat kurarak ulaşımı felce uğratan kamyon sürücülerinin eylemi dün sona erdı. Hükümet kamyoncuların bağlı bulunduğu iki bü> ük sendika) la iki gecedir süren görüşmelerin ardından çözüme ulaşümasından memnun olduğunu ifade ederken, trafik görevlileri çoğu bir sendikaya bağlı olmayan sürücülerin cesaretlerinin kınlması ve yorgunluk nedeniyle barikatlan terkettiklerin bildiriyorlar. Sosyalist Beregovoy hükümetini şimdi uzun bir şikayet listesi bekliyor. Mallannın pazara ulaşamadan çürümesi nedenivle 50 milyon dolar zarara uğrayan çiftçiler, hammadde eksikliği nedeniyle fabrikalannı kapatan ya da üretimi yavaşlatan işletmeler, turistlerin Fransa'ya uğramaktan vazgeçmesi nedeniyle 200 milyon dolar kaybeden turizm sektörü ve 30 milyon dolar zarara uğradığmı söyleyerek hükümete resmi şikayette bulunan İspanya, Başbakan Beregovoy'un kapısını çalmak üzereler. Olaylan önceden görememesi ve polisle orduyu seferberetmesi üzerine çıkacak politik tarüşmalar da cabası. Halkın yüzde 6O'ı hükümetin genel politikasından, yüzde 70'i de ekonomisinden hoşnut değil YıuıaııhalkıMitsotakis'i beğenmiyor STELYO BERBERAKtS. ATİNA - İkudarda iki yılıru ta- mamlayan sağ eğilimli Yeni De- mokrası Partisı"nin (YDP), ülke ekonomisine çeki düzen vermek için uyguladığı ücret politikası, halkın tepkisine yol açıyor. Çalışan sınıfın son zamanlarda grev eylemlerini azaltmasına karşın YDP hükümeti- nin ekonomi siyasetinden şikayetçi olduğu. geçen hafta içinde KATHI- MERINI gazetesinde ya>ınlanan nabız yoklamasında ortava çıktı. Avrupa Topluluğu'nun (AT) az gelişmiş ülkelerinden biri olan Yu- nanistan, Balkan ülkeleri arasında ise en gelişmiş ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Ancak yaşam düze- yinin, gereİc AT. gerekse Balkan ül- keleri ortalamasının oldukça üstün- de bulunması da oldukça dikkat çe- kici. Bu çelişkili durum kimine göre "devletin halktan daha yoksul" ol- masından, kimine göre de karabor- sanın ülke ekonomisinin yüzde 30'- unu aşmasından kaynaklanıyor. Yunanistan'da enflasyon şu sıra- larda yüzde 15.5 civannda dalgala- nıyor. Dış borçlan 20 milyar dolar düzeyinde bulunan Yunanistan'da işsizlik oranı yüzde 6.7 olarak göste- riliyor. Tüketiciliğe, ithal mallanna ve vergi kaçakçıhğına karşı göster- diği eğilimden vazgeçmediği gözle- nen halkın ise kemer sıkma politika- sına ayak uyduramadığı gözleniyor. Bu şartlar allında yapılan kamuo- >ıı. araşürmasına göre hükümetin uygulamakta olduğu ekonomi siya- setine karşı çıkanlar yüzde 69.8. be- nimseyenler ise yüzde 6.3 oranında. İkisinin arasında bocalayanlar ise yüzde 22.8 oranında bulunuyor. Aynca, hükümetin genel durumunu beğenenlerinyüzde 23, beğenmeyen- lerin yüzde 61.1, ikisinin arasında kalanlann ise yüzde 13 oranında bu- lunddklan ortaya çıktı. Ancak Temmuz ayında yapılan bu kamuoyu araştırmasından ab- nan sonuçlar, iki ay önce yapılan aynı araşürmaya oranla hükümetin lehine değişmiş bulunuyor. Mayıs ayında ahnan sonuçlara göre hükü- metin ekonomi siyasetine karşı yüz- de 80.5 olumsuz yanıt verilmiş, ge- nel durumu ise yüzde 72 oranında beğenilmemişti. KKTC Dokuzlara UBFden ihraç • Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Derviş Eroğlu, "Dokuzlar" olarak bili- nen muhalifi dokuz milletvekili- ni partiden ihraç etti. İZZET R1ZA YALIN LEFKOŞA - Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Derviş Eroğlu ve ekibi, UBP'li 46 milletvekili arasından çok ağır suçlamalarla muhale- fet bayrağı açan ve 'Dokuzlar' olarak bi- linen UBP'i dokuz milletvekilini UBP'- den ihraç etti. İhraç karan üzerine, Cumhurbaşkaru Rauf Denktaş'la görüşen "Dokuzlar"ın lideri ve KKTC Meclis Başkanı Hakkı Atun. dün (perşembe) Başbakan Derviş Eroğlu'na bir mektup göndererek "Ulu- sal Birlik Partisi'nden istifa ettiklerini ve Cumhuriyet Meclis'nde 'bağimsız bir grup' olarak hareket etmek zorunda bıra- kıldıklannı" duyurdu. UBP'h dokuz milletvekili UBP'den is- tifa mektuplannı ayn ayn Başbakan Der- viş Eroğlu'na gönderdi. KKTC Meclis Başkanı Hakkı Atun, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın New York görüşmelerinde bulunduğu süre boyunca Cumhurbaşkanlığı'na vekalet ederek Denktaş'ın Nevv York'tan dön- mesinden sonra Meclis Başkanlığı'ndan istifasmı da Cumhuriyet Medisi'ne suna- cak. Eroğlu ve ekibinin. "Dokuzlar" di>« bilinen UBP'li dokuz muhalif milletveki- lini UBP'den ihraç etmesi, Denktaş'ı, "Ahnan karar beklenilmekle beraber" son derece hiddetlendirdi. Denktaş'ın, bütün uyanlanna karşın Hakkı Atun ve arkadaşlannın 'demokratik bir girişim' nedeniyle ihraçlannı, 'davayı anlamsız- lık' olarak nitelendirdiği öğrenildi. Denk- taş, "Meclis Başkanı Atun'un, uluslara- rası platformlarda dikkate alınır bir kişj- lik ve etkinüği bulunduğu; görevden abnması veya temaslanndan alıkonulma- sı gjrişimlerinin sineyeçekeceği bir durum alındığı" uyansında bulunmuştu. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk- taş'ın bugün (cuma) bir basın toplanüsı düzenleyerek bu gelişmeleri değerlendire- ceği bildirildi. Denktaşın Eroğlu ve eki- binin KKTC'nin demokratik düzen ve ekpnomi darboğazındaki rolleriyle ihraç gjrişimlerini 'yanıtsız bırakmayacağı ağır bir karşı eylem içine gıreceği'ne inanuı- yor. "Dokuzlar"ın da KKTC Meclis'inde 'bağımsız grup' olarak hareket etme ka- ranndan sonra parti kurma girişimlerini hayata geçirme uğraşı içinde olacaği ke- sinleşti. Bu yöndeki kesin tutum. Denk- taş'ın New York dönüşünden sonra be- lirgjnleşecek. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın, Eroğlu ve ekibinden son de- rece şikayetçi olduğu. uygulama ve tu- tumlannı onaylamadığı ve Dokuzlar'dan yana ağırlık koyduğu biliniyor. UBP Disiplin Kurulu, bu nedenle ara- lannda KKTC Meclis Başkanı Hakkı Atun ve Denktaş'ın oğlu Serdar Denk- taş'ın da bulunduğu yedi milletvekilini, altışar ay süreyle; Süha Türköz ve Atay Ahmet Raşit de on beşer gün süreyle par- tiden geçici olarak ihraç edebildi. WASHINGTON UFUK GÜLDEMIR Washington9 Kıbns zirvesindenpek luımtlu değil 15 temmuzda Nevv York'ta başlayacak Kıbns görüşmeleri için Aınerikan yönetimi- nin büinç altındaki beklentisi şu: Denktaş'ın kafasının atıp masadan kalkıp gitmesi. Önceki gün bir yönetim mensubu ile soh- betimiz sırasında böyle bir izlenim aldık. Konuştuğumuz bu yetkili. "Kıbns sorunun- da hiç bu kadar çözüme yakın olmadık" di- yordu, ama sohbetin satır aralan, hiç de Nevv York'tan+>ir çözüm bekledikleri sinya- lini vermiyordu. Umutlu cümleler dahi kor- ka korka sarfediüyordu. Zaten Amerika ha- kikaten 15 temmuzda Kıbns işinin çözülece- ğinden umutlu olsa bu dosyanın bir numa- ralı adamı Nelson Ledsky. zirveye bir hafta kala Almanya'da başka konularla uğraşıyor olmazdı. Bu yönetim mensubu diyor ki "Toprak işi bu paketin sadece bir parçası. Denktaş niye hep toprak işini mesele yapıyor?" Anlama- dıklan nokta şu: Toprak işini mesele yapan Denktaş değil ki kendileri... Bugüne kadar ite kaka çıkardıklan tüm kararlarda toprak işini en başa koyan Amerika. Dolayısıyla Rumlann şimdi, 'önce toprak' diye tuttur- ması doğal. Yani, "Kafasını toprağa takan" Denktaş değil, aksine Amerika. Eğer kafası- nı bu işten kurtanp Rumlan gerçek bir fede- rasyona zorlarsa toprak işi zaten kendiliğin- den aşılmış olacak. Çözüm paketi, 'entegre' olmaya olmahdır da önce Amerika ve Rum- lann bunu kafalanna sokmalan gerekir. Yetkilinin üzerinde durduğu bir başka nokta şu: "Bakın Rum kesimi ne kadar zen- gın, Türk tarafı fakir. Eğer çözüm olursa Türkler de kalkınır." Konuşma tarzı, kuze- yin ekonomik durumunu, Türk tarafının bugüne kadar anlaşmamış olmasının doğal sonucu olarak gösteriyor gibi. Sanki bu den- gesızliğin sorumlusu, başta Amerika olmak üzere tüm Batı'run uyguladığı taraflı ekono- mik ambargo değil. Yetkili, KKTC'nin. gü- neyin gelirinin dörtte birini dahi elde ede- mediğini vurgulayarak soruyor: "Değer mi?" Daha 20 yıl önceye kadar sağ kalıp kal- mayacaklan ortada olan ama bugün can gü- venliği sağlanmış insanlara soruyor "Değer mı?" Amerikalılar yakın zamana kadar Kıb- ns'ta çözüm için Yugoslavya modelini öne- rir ve "Bakın, nasıl ayn din ve dile mensup topluluklar tek bir bayrak altında yaşıyor" derlerdi. Aradan bir süre geçti. Yugoslavya'- da kan gövdeyi götürmeye başladı. Şimdi Yugoslavya'nın adını anmaz oldular. Anar- larsa da ancak "Yugoslavya model değil. Orada bir taraf diğerini yönetmek istiyor" diyorlar. Sanki Kıbns'ta Rumlar bundan daha farklı bir amaç peşindeymiş gibi. Sonra "Berlin" örneğine heveslendiler. "Berlin du- vannın yıkıldığı bir dönemde Kıbnş'ta du- var kalmaz" demeye başladılar. Tabii konu- yu ne kadar iyi bildikleri, aynı ulusu ortadan ayıran Berlin örneğini veriyor olmalanndan da belliydi. Sanki Kıbns'ta aynı ırk. dil vedi- ne mensup bir ulus, bir dış müdahale sonu- cunda ikiye bölünmüştü. Oncekı günkü soh- bette, uzun arayışlar sonucunda yeni bir ör- nek daha bulduklannı gözledik. Şimdi de di- yorlar ki "Bakın bir süre önceye kadar Sal- vador'da iç savaş vardı. Ama şimdi seçimler ve banş var." Bu örneği verdiklerine göre anlaşılan Amerikah yetkililer hakikaten Kıbns'ta çaüşan iki tarafın da Rum ve Hıris- tiyan olduğunu zannediyor oîmalı. İşin en aa yönlerinden birisi, 15 temmuz- da da bir çözüme vanlmazsa, BM Güvenlik Konseyi'nin devreye girebileceğini ima edip aba altından sopa göstermeleri. Tabii biz ga- zeteci olduğumuz için bu üstü kapah tehdit- leri, meslek kurallan gereği sadece dinledik ve not aldık. Ama eğer bizim yerimizde Bü- yükelçi Coşkun Kırca veya Osman Olcay ol- saydı bu tehditlere hteratüre girecek karşı- lıklar verir, hatta bunlan, her zevke ve cinse hitap edecek biçimde 'seçmeli' yaparlardı. Herhalde en büyük tepkiyi de Kıbns soru- nunun Türkiye'nin prangası olduğu analizi- ne gösterirlerdi. Amerikalılar anlamıyor ki Kıbns bir pranga değil, aksine Türklerin Rumlar karşısında onurlannı koruyabildik- lerinin manifestosudur. Türkiye'de Kıbns konusunda partiler üstü konsensüs neden vardır? Özal, Kıbns'ta neden taviz vereme- miştir? Çünkü Kıbns. Türkiye'nin Rumlara karşı moralinin simgesidir. Eğer Türkler. Kıbns'ta yenilgiye uğrasaydı Türk onuru ayakta kalamazdı. Amerika bu inceliği anla- yamıyor. Türkiye'nin bu prangayı Kıbns Türkü için değil, aslında kendi onuru için ta- şıdığını göremiyor. Denktaş'ın. Nevv York'ta masada sabırla oturup diplomasi yapmasının Amerika'yı hayal kınklığına uğratacağıru, Rumlan da telaşlandıracağını şimdiden kestirmek mümkün. Fakat bunun güçlüğü de malum. Denktaş'ın "Bunlar toprak işini cebe atıp di- ğer konularda üzerimize gelecekler" teşhisi çok doğru. Hatta yönetim mensubuna "Rum- lar rotasyonlu başkanhği kabul edecek mi? Bunu kabulleri bu kadar yıl uğruna mücade- le ettikleri her şeyden vazgeçmeleri demek olmaz mı" diye sorduğumuzda, "Elbette ro- tasyonun tek türü yoktur. Birçok çeşidi vardır. Hatta gerekirse, BM'ye rol düşebilir, bazı adaylar içinden birisini seçmekte BM görev üstlenebihr" demiştir. Bu cevap da gösteriyor ki Amerika ve Rumlar toprak ko- nusunu cebe attığında, rotasyonlu başkan- hğı 'çok standartlı' bir tutumla ele alacak- lardır. Gözden kaçınhnamah ki büyük manzara- da Türk tarafı son 20 yılda Kıbns'ta zemin kazanırken Rumlar kaybetmiştir. Bundan 10 yıl önce dönüşümlü başkanlığm lafı bile edilemezdi. Bugün bu konu üzerinde pazar- lık yapılabilmektedir. Eğer Türk müzakere- ciler sıkı durursa bundan 10-20 yıl sonra ger- çekten de eşit haklara dayah bir federasyon mümkündür. Kıbns'ta gerçek bir federas- yon, her şeyden önce Türk tarafının çıka- nnadır. Tabii bunun 'diplomasi' sergjlene- rek yapılması da Türk kamuoyunun Denk- taş'a mal ettiği usta devlet adamlığı nitehği- nin bir kez daha teyidi olacakür.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle