23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
' Sa Cümhuriyet | Sahibi: Cümhuriyet Matbaacılık ve Gazetecüik Turk Anonim Şirketi adına Beriı Nadi • Genel Yayın Yönetmeni: özgen Acar • Genel Yayın KoordinatOrü: Hikmel Çeünkaya • Yazı Ijleri Müdürleri: Fusun özbilgen (ŞorumJu), Cdal Ba^Ungıç • Yazı tşleri Müdılr Yardımcısı: Sâlim Alpaalu Sayfa DOzeni Yönetmeni: Ali Acar • Adana Temsiklsi: tç Politika: Mehmet Ifczktn, Istanbul Haberleri: Şcaay Kalksa, Dış Haberler: Ergun Bakı, Kültur: Mnrşit BaUbanhlar, Makaleler: Suni Karaönn, Spor: Abdnlkadir Vücelman, Düzeltme: AMullah Y«na • Koordinatöf: Ahmct Koralsu • Mali Işler: Erol Erkut • Muhasebe: Biüent Yfener • Bütçe-Planlama: Scvgi Osmubeşeogln • ldare: Hüseyin Giırer • Işletme: Ondcr Çciik • BUgi-tjlem: NaO laal • Personel: Sevgi Bosttflaoglu Basan ve Yayan. Cumhun>ct Malbaacıhk ve Gazeteabk T.A.Ş. Tarkocagı Cad. 39/41 Cagılothj 343J4 Isı PK 246 klanbul Tel 512 05 05 (20 ha«). Tdeı 22246, FM. (1) 526 60 72 • Bambn Smkm: Zıya Gotalp B!v lnk.Up S. No 19/4. Tel 433 II 41-47, Tda. 42344, ftzı (4) 433 05 65 • iıair H Zıya Blv. 1352 S. 2/3, Tel. 13 12 30. Tela:. 52359, Fuc (51) 19 53 60 • A t e u Inftnü Cad 119 S No I Ku 1, Tel. 19 37 52 (4 hal), Tela 62155, Fu. (71) 19 23 7t TAKVIM 3MAYIS1992 İmsdk:4.l4 Guneş: 5 53 Öele. 13 06 İkındı-16: Akşanı 20 0X Yaısı:21 41 Protez dişin üstüne bir bardak suiçin Modanın MEHMET DEMÎRKAYA Diş ve ağız iağlığının bozul- masının, genel sağlığımızın bo- zulması ile çok yakın bir ilişkisi bulunduğuna dikkat çeken uz- manlar, diş kjkündeki küçü- cük bir kistin enfeksiyon kay- nağı olarak tirn vücutta çeşitli hastahklara neden olabileceğini vurguluyor. Diş bakımının bir bilim oldu- ğunu, televizyonda gösterildiği gibi dişlerin aşağı-yukan fırça- lanmasıyla olayın bıtmediğini belirten Uni.-Dent. Diş Merke- zi'nin sahibi Doç. Dr. Ahmet Kurtaran, en ucuz tedavinin er- ken teşhis olduğunu ve bu ko- nuda Sağhk Bakanlığı ile Millı Eğitim Bakanhğı'nın gerekli yönlendirici tedbirleri al- madığnıısöyledi. rumlar hakkında şu bilgileri verdi: "Köprü için gerekli destek ayağının bulunmaması halin- de. ceneye cerrahi olarak yerleş- tirilen ve diş görevini yüklenen, titanyum ve benzeri plak ve çi- vilerle yapılan protezler bu şe- kilde isimlendirilir. Diş çekimi boşluğundakı ke- miğin tam iyileşrnesinden sonra uygulanabilen implantlar üze- rine köprülerin konulabilmesi için cerrahiden sonra 3 ay geç- mesi gerekmektedir. Yapımı 'özel bir lakım' çalışmasını ge- rektirir, halen tüm dünyadaki en gelişmiş ve pahah dişhekim- liği teknolojisidir." Implantın önemini Türkiye'- deki üniversitelerin yeni kav- ramaya başladığını belirten • Kaybedilen dişlerin yerine total protez dişüstü protez, köprü ve implant (diş ekme) yapılıyor. İmplant en gelişmiş ve en pahah dişhekimliği teknolojisi. Kurlaran, basıt bir diş fırça- lama alışkanlığının kazandı- nlması, dişlerin ne şekilde fırça- lanacağının gösterilmesinin bile ihmal edildiğini söyleyerek "6 ayda bir yaptınlacak muayene ile kişi bugünkü ücretlerle 6O bin lira verecektir. Ama muaye- ne yaptırmadığından dolayı ile- ride meydana gelecek anzalar için milyonlar harcamak duru- munda kalacak kişi bunun far- kında değil" dedi. Dişlerin sadece ağız boşluğu içinde çiğneme ve estetiğın de- vamı için gerekli olmadığını be- lirten Kurtaran, herhangi bir sebeple kaybedilen ön dişler için kişiierin gösterdiği du- yarlılığın arka dişlerin kaybe- dilmesinde gösterilmediğini vurguladı. Kaybedilen dişlerin yerine neler yapılmalı? Kurtaran, kli- niklerinde total protez, dişüstü protez, köprü protez ve implant protezleri yapıldığını belirterek ımplantın uygulanacağı du- Kurtaran, protezın dünyanın aktüel konusu olduğunu, bü- tün insanlığın bardak içinde protez yerine, gün boyu kendi- sine ait malzemeyi kullanmak arzusunda olduğunu söyledi. Protezlerde estetiğin önemli ol- duğunu belirten Ahmet Kurta- ran, dünyada olduğu gibi Tür- kiye'de de insanlann beğendik- leri kişiierin resimlerini kapıp gelerek o kişinin dişlerinden kendilerine yapılmasını isteme- lerinieleştirdi. Kurtaran diş estetiği konu- sunda şunlan söyledi: "Diş kişi- den kişiye özgü farklılık arz eden bir şeydir. Kanım odur ki kişiye bu tür bir şey yapıldığın- da insanlann başını çevirip de bakmayacaklan bir şey olması lazım, tabii olması lazım. İnsanlara bir numara büyük, göbeğine kadar sarkan dişler yapıp " Aaa sen dişlerini mi yaptırdın?' diye sordurtuyorsa- nız estetik bir iş yapıldığını söy- lemek mümkün değil." li sokakları• Uzun etekler sonunda geri dönüyor. Scherrer tvveedden panto- lon etekler yapıyor, Givenchy ille de kısada direniyor, modellerini saray elbiseleri gibi işlemelerle beziyor. Modada kurallara uymak yok. Herkes kendi kuralını, kendi modasını yaşatıyor. INSAJVLAR İsmail Gülgeç Scherrer'in 92-93 kışı için hazırladığı bir model. Siyah'yün krepten uzun bir ceket. NECLÂ SEYHÜM Paris onlarsız olmaz. Sokaklara renklı tebeşirlerle tablolarçizen ressamlar olmadan Paris Paris olmaz. Pans'in renkli. ilginç, çekicı yanlanndan birıdirsokak ressamları. Hepsi büyük umutlarla gelmişlerdi Paris'e. Bir Van Gogh, bir Picasso, bir Matısse olmak umuduyla... O umudun peşinde ömür tüketirken. iki kuruşekmek parası için yollara lablolarçizerler. Kolaylığa. ucuzluğahiçkaçmadan. Büyük bir özen ve büyük bir tutkuvla. Ne güzel şeyler çıkar ortaya zaman zaman. manılmaz. Bakmayado>amazinsan. Hele basıp geçmeye, hıç, gelen geçen önlerindekı çanağa üç. beş kuruşparaatar. Birkaç kuruş için buncaemeğe. uçup gıdecck bunca güzelliğe. vazık değil mı?demek gelir ıçımizden. Ama "aç midenın kulaklan yoktur" derler. Gündüzlerle, gecelerle, susamalarla sürcr yaşam. Sonra gcce başlar. Ö bakmava do> ulmaz güzelim tebeşir tablolann üstünden gclip geçen insanlar. gelipgeçer. Ertesi sabaha renkli bir gölge kalır ycrlerde. Onca emek, onca umut renkli tozlargibi uçuşup gıimıştirdört bıryana. Sokak tablolan ötedenberi düşündürürbcnı. İçimden muzip bir ses -hiç kuşkusuz şeytanınki- "Yerlere tablolar gıbı moda resimlen de çizılemez mi?.."divefısıldardurur. Çizılemez mi?.. Sokak sanatmda biryenilik!.. Dışanda dcfılelere giremevcn bunca insan.elinde davetiyelerle defıle kapısına doğruîanlara gıpta ile bakarkcn. \erlere modanın yenilıklerini çizmek ne denlı ilgi çekicı olurdi>cdüşünürüm. K.öşe dönmenın de en kcstırme volu. Al bir a\uç tebeşir. dök modanın sırlannı sokağa!.. Desenlerinle de kr. "Gı\ench\"ninçizgibi bu, Dior >unu\aptı, Lagerfeld'de buntar var." Ne olay olurdu. ne ilgı çekerdı ama... Yalnızcailgiyimi?.. Belâyı da. Deseni bitirmeden daha. karga tuiumba götürürlerdi. Modanın sırlannı açıklamak nedemek?.. Devletin sırlannı açıklamakla bir. Son derece tehlikeli. Bu tehlikeyi göze alsam, bu mevsim neçizerdim? Paris sokaklarına renkli tebeşirlerle' 1 Uzun eteklenn sonunda geri döndüğünü, Scherrer'in tvveedden pantolon etekler yaptığını. Givench>"nin bu uzun etek furyasında ille de kısada direndiğini. Dior'un modellerini saray elbiseleri gibi altın işlemelerle bezediğini... İlgı çekerdı gene ama. eskisi gibiolurmuydu?.. Modanın gerçekten moda olduğu yıllardaki gibi? Hayır. olmazdı. eskisi gibi olamazdı. "Modada nevar"di\ekimmeraketsin?.. Her mevsim, herşey varartık. Kurallara uymak zorunluğu yok. Herkes kendi kuralıru kendisi koyuyor, herkes kendi modasını kendi yaratıyorartık. Zaten silah icadı ile nasıl mertlik bozulduysa, televizyon icadı da moda sırlannın canına okudu. Olan biten her an dünyanın heryanına yansıyor. Artık sokaklara modayı çizmek sevdasına kapılmıyorum. Şe> lan televizyonun etkinliğine mi yenikdüştü, modanın tçkdüzeliğine mi, bilemem. Öyle ya da böyle, başımdan çekilip gitti. lyi de oldu bir >erde. Bakardınız, uyardım. Başım bclayagirerdi.Çünkü devlet sırlannı sokağa yaymakla, moda sırlannı sokağa çizmek arasında bir fark yok ki... Ha biri. ha öteki!.. Yıhn bir günü ilk kez basın mensuplanna adandı: 3 Mayıs Basın Ozgürlüğü Günü Gazeteci Pataklamama GünüEDİPEMtLÖYMEN LONDRA - Uluslararası Af Örgütü ve Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (L'NESCO) ile bazı insan hak- ları kuruluşlan. vılın bir günü- nü ilk kez basın_mensuplanna adadı ve 3Mavıs'ıdünya çapın- da anılmak üzere "Basın Öz- gürlüğü Günü" olarak ilan etti- lcr. Bugün basın. fikir ve ifade özgürlüğünc çeşitli ülkelerde gcıirilen kısıilamalar. vapılacak konferans ve açıkoturumlarla. gösterilecek belgesel filmler ve .eazetelerde vayımlanacak ma- kalelerle bir kez daha dünya kumuovuna hatıriatılacak. Yu- goslavva başta olmak üzere dünşanın çeşitli bunalımlıvöre- lerinde sadece 1991 yılında 65 basın mensubunun. görevlerini vaparken vaşamlannı yitirdik- İerı. basın mensuplanna saldın. ölüm tehdidi.-gözaltı türünden 1.264 muamele yapıldığı v urgu- lanacak. Uluslararası Af Örgütü. ba- sın mensuplannı hedef alan her türlü saldınnm çetelesıni tut- mak ve dünya kamuoyuna açıklamak üzere yeni bir Göz- lcm Grubu oluşturdu. "Basın Mensubu Gözlem Grubu" bundan böyle. dünyanın nerc- sinde olursa olsun. görev ya- parken görevi engellenen ya da daha kötüsü. kasıtlı yada kasıt- sız biç'mde yaşamını yitiren yazılı-sözlü-görüntülü basın mensuplannı izlcyecek. "Göz- lem Grubu"nun ilk toplantısın- da konuşan BBC Dış Yayınlar Genel Müdürü John Tusa. "Basın mensuplanna yönelik saldırılann dün>a\a açıklan- ması. baskıcı ülkelerdeki polis komiserlerini ve vöneticilennı umarız biraz rahatsız eder" de- di. "Basın Ozgürlüğü Günü"nü UNESCO ve Af Örgütü'nün yanı sıra Londra'dah "Article 19". Nevv York"tan "Basın Mensuplannı Koruma Komi- tesi-CPJ". Pans'ten "Gazete Sahipleri Uluslararası Federas- yonu-FIEJ", Brüksel'den "Uluslararası Basın Mensupla- n Federasyonu-IFJ". Londra"- dan "1adex on Censorship" ve "Dünya Yazarlar Birliği-PEN" \e Montpelier'den "SınırTanı- maz Basın Mensuplan-RSF" örgütlüyor. Sansürün sansürsüz listesi "SınırTanımaz Basın Mensuplan-Reporters Sans Frontiers" sansürün ve baskının sansürsüz listesini çıkardı: • 1991 yılında Türkiye"de 16 gazeteye karşı açılan 338 ayn davada 2.5 miKar Türk Lirasıcezakesildi. • 2000"e Doğru dergisinden Fatma Yazıcı için şimdiye kadar açılan da\ a sayısı 46. • İngiltere. Avrupa Insan Haklan Sözleşmesi'neaykın tutumu nedeniylealeyhinde açılan 28 dava ile Avrupa şampiyonu. • Bugüne kadar yargılanmadan en uzun süre cezaevinde kalan gazeteci, Libyalı Abdullah Ali El-Sunusi El-Darat. 1974 ya da "75 yılında gözaltına alındığı biliniyor. ancak neyle. nasıl suçlandığı belli değil. Daç sanayii kırlara açıldı Haber Merkezi - Çinlilerin otlarla tedavi yöntemi moda ol- du. Modadan da öte bilim adamlan otlarla tedavi yön- temleri konulannda araştırma- lar yapıyorlar ve sonuçta ecza alanında önemli bulgular elde ediyorlar. Haftahk "Time" dergisinde "'İksirlerin Gücü" başlığıyla ya- yımlanan yazıda işte bu konu aynntısıyla anlatılıyor. Yazı şöyle: "Yüzyıllar boyunca Çinlile- rin geleneksel ot tedavileri sürü- yor. Örneğin Hong Kong'da bu işi yapan bir dükkâna girdı- ğiniz zaman yaşlıca bir ot uz- manı önce rahatsızlığınızı soru- vor. "Bugünlerde bu gelenek ba- haratçı dükkânlanndan bıyo- kimya laboratuvarlanna kaydı. Hong Kong'daki Çin Üniversı- tesı"nde araştırmacılar. Çin'de yüzyıllardır ilaç nitelıği taşıdık- arasında hangisinin gerçekte lan bilinen otlar üzerinde araş- bir hastalığa iyi geldiğini bulup çıkarmakta odaklaşıyor. Örne- eın karacığer ıltıhabına va da tırmalar yapmaya başladılar. "Şımdıye kadar hiç tahlil edilmemiş 3 bin kadar ot Çinli- lerin çekmecelerinde üzerlerin- de çalışma yapıimasını bekli- yor. Belki de bunlardan bınnde aspirin gibi mucıze bir ılaç ya- pılmasına yardımcı olacak bir madde bulunabilir umudu her zaman var. Ya da belki, kalp atışlannı düzene sokan 'Digita- lis" ilaanın yapımında kullanı- lan yüksükotu gibi bir ot bulu- nabilir de çok ciddi bir hastalı- ğa çözüm getirilir. "Ciba-Geigy ılaç şırketmın Pekin Bölge Müdürü Jack Hao, "Gelecek. Batı ve Çin ilaç- lannın kanşımı olacaktır' dıyc konuşuyor. "Burada ılgınç bir nokta bi- yokimyacılann. Çin hannanla- nnda kullanılan onlarca ot diğer adıyla kara sanlığa iyi gel- diği bilinen bir harman "çayha- tang." Çayhatang. son zaman- larda Japonya'da en çok satan Çin harmanı. Osaka Kent Üni- versitesi araştırmaalan, karaci- ğer iltihabının en açık belirtileri olan şiddetli kusma, titreme, mide ağnsını bu harman içinde- kı hangi otun iyileştirdiğini bu- lup çıkarmaya çahşıyorlar. "Bu kocakan ilaçlan da de- nenen geleneksei harmanlar hatta AIDS'e bile iyi gelebile- cek. San Francisco'da biyokım- yacılar şımdi salatalık üzerinde araştırmalar yapıyorlar. Son birkaç yıl içinde pek çok AIDS hastası. hastalığı salatalıktan elde edılen "Compound Q" adı verilen bir maddeyle tedavi et- meye çahşıyorlar. NlHtOtOjl ATA NİRUN sizi, bu gizemli dünyayla tanıştınyor. ARAY1N, MADDE DÜNYASININ 900900160Ugurlu sayınız hangisi ? Sayıların gizemini biliyor musunuz? BİR AN İÇİN AR1NIN... BİLGİ 0 I Turkıye nın her yennden senııslenmızn; • I 1 dakıkası 5833 Tt. dır. Ortalama servıs süresi I 3 4 dakikadır. Alo Bılgı P K 16 Tarabya Ist
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle