27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3MART1992SALİ HABERLER İlçe meclisi toplantısı • AA (Ankara) - Başbakan Yardımcısı Inönü, dün Ankara'da, "Altındağ İlçe Meclisi"nin ilk toplantısını bir konuşmayia açtı. İnönü, divan başkanlığını Kaymakam ve İlçe Meclisi Başkanı Hikmet Tan'm yaptığı toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, hükümet olarak demokrasiyi daha katılımcı hale getirecek, halka yaşadıkları yerlerde fîkirlerini söyleme olanağı verecek bir girişimin başında olduklarını ifade etti. Demirel'in yurt gezisi • ANKA (Ankara) - Başbakan Suleyman Demirel, 20 Ekim seçimlerinde destek veren seçmenlerine "teşekkür" etmek uzere yurt gezilerine başlayacak. Demirel, erken genel seçim sonrası iklim koşullarının izin vermemesi ve hükümet çalışmaları nedeniyle çıkamadığı "teşekkür" gezilerini DYP'nin tulum çıkarttığı illerden başlatacak. Başbakan Demirel Bursa'dan başlayarak Isparta, Samsun, Nevşehir, Niğde, İzmir, Aydın, Denizli, Antalya ve Trakya illerine öncelikli olarak gidecek. Demirel, bu illerden başlatacağı gezilerini yurdun biıyük bir bölümune giderek tamamlayacak. KanartJan îptal talebi • UBA (İstanbul) • Anayasa Mahkemesi'nin "Anti-Terör Yasası'nı" iptal etmesini isteyen lnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar, "Anayasa Mahkemesi, insan hakları ve demokrasi tarihi önünde sınav vermektedir" dedi. İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Ercan Kanar, dün yaptığı yazılı acıkiamada, 3 martın insan hakları açısından önemli bir gün oiduğuna dikkati çekerek bir yıldır yürürlükte bulunan Terörle Mücadele Yasası ile Ugili olarak Anayasa Mahkemesi'nin karannı açıklayacağını hatırlattı. Kanar, Anayasa Mahkemesi'nin bu yasayı incelerken sadece anayasa ile değil, insan hakları evrensel beyannamesi, uluslararası sözleşmeler ve anayasadan da üstün temel hukuk ilkeleri açısından konuya yaklaşmak zorunda olduğunu belirtti. Firarlara soruşturma • AA (Kayseri) - Kayseri Kapalı Cezaevi'nden 11 tutuklunun firar etmesiyle ilgili soruşturma, Adalet Bakanlığı müfettişlerince sürdürülüyor. Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Suleyman Eraslan, yaptığı acıkiamada, Adalet Bakanlığı'nca gönderilen -jaüfetti.şlerin soruşturmayt sürdürdüklerini, cezaevi personeliyle bazı jandarma erlerinin ifadelerinin ahndığını kaydetti. Bu arada, 3 metre derinlikteki tünelin giriş ve çıkış kısımları taş ve betonla kapatıldı. Suleyman Eraslan, tünel içinde yapılan araştırmada, çeşitli demir parçaları, kaşık, bıçak gibi aletlerin bulunduğunu, tünel içinde koğuştan çekilen elektrik kablosuyla aydmlatma yapıldığının anlaşıldığını, havalandırma sisteminin ise bulunamadığını belirtti Eceviften yalanlama • AA (Ankara) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, partiler kurulurken "Erdal Inönü'nün genel başkanlığını desteklediği" yolundaki iddiayı yalanladı. DSP Genel Başkanı Ecevit, yaptığı yazılı acıkiamada. işadamı İbrahim Cevahir'in, bir derginin mart sayısında çıkan ve bazı gazetelerde de yer alan söyleşisinde, kendisinin Erdal tnönü'nün genel başkanlığını desteklediği ve bunu yazılı olarak bildirdiğine ilişkin sözlerinin, "gerçekle hiçbir ilişiğinin bulunmadığını" bildirdi. Ecevit, yeni partilerin kurulmasına izin verilmesi aşamasında yasaklı olduğunu ve o dönemde, CHP yerine kurulacak bir parti için kendisinden ısrarla destek isteyenler arasında îbrahim Cevahir'in de buiunduğunu da kaydetti. 11 yıl sonra mülteci pasaportuyla yurda dönen eski TOB-DER Başkanı Gazioğlu: YaralanmısarmayageldimTURAN YILMAZ (Anka- ra) - Mülteci pasaportu- na aldığı 3 aylık vize ile 11 yıl sonra geçen cu- martesi günü Türkiye'- ye gelen TÖB-DER Ge- nel Başkanı Gültekin Gazioğlu'nu beklerken, TÖB-DER yöneticile- rinden yayıncı Sezai Kaynak, eski bir anısını aktarıyor: "1978'de, TÖB-Der Genel Merkezi'ne üçüncü kez bombalı saldında bulunuldu. Ben onur kurulu başkanıyım. İkinci kat- ta toplantımız sürerken aniden çay krizim tuttu. Arkadaşlarla dördüncü kata çıktım. Birkaç dakika sonra da büyük bir pat- lama oldu. İkinci kata konulan bomba patlamış. O günden be- ri kulaklarım yüzde 30-35 ora- nında az işitiyor." Bu sırada odaya giren Gazi- oğlu, ancak sonunu duyduğu anıya ekleme yapıyor: "Ben Ankara dışında olma- saydım, hiç şansınız yoktu. Ben genel merkezde olduğumda, hep ikinci katta otururduk, cay- lar da orada içilirdi..." Gazioğlu'na ilk sorumuz, "11 yıl sonra Türkiye'ye gelme- nin nasıl bir duygu olduğu" olu- yor. Yanıtı çok kısa: "Çok güzel... Çok mutlu- yum..." Ülkeye ilişkin ilk gözlemleri, insanların giyim kuşam yönün- den çok bakımsız; fiziki görü- num yönünden de çok yorgun ve düşünceli görünmeleri ol- muş. Bunu da başta, yüksek enflasyondan kaynaklanan ya- şam koşullarının ağırlığına bağ- İıyor: "Yaşamak için büyük çaba gösterilmesi gerekiyor. Bundan olsa gerek..." Başa dönüyoruz. 12Eylül'ün ilk günlerine: "12 Eylul askeri darbesi ol- duğunda, ben, eşim ve çocukla- nmla birlikte memlekette, Trab- zon Maçka'da tatildeydim. 20 gun sonra gelip beni yakaladı- lar. Trabzon Emniyet Müdürlu- ğu'nde 6 gün kaldım. Sonra An- kara'ya, Dii Okulu'na getiril- Gültekin Gazioğlu mülteci pasaportuyla 3 ay vize aldı dim. Burada bir ay siyasi parti yöneticileri ve sendikacılarla birlikte kaldım, sonra serbest bırakıldım. Darbeyi yapanlar, geçici bir rahatlık dönemi yarat- mayı planlamışlardı. Ben bunu hissettim ve Türkiye'de kalma- mam gerektiğine karar verdim. İstanbul'da bir süre saklandım. Ardından da başkasına ait bir pasaportla, bir işçi otobüsüne binerek önce İsviçre'ye, oradan da Almanya'ya geçtim. 11 yıl- lık mültecilik yaşamımız da böylece başlamış oldu." Bu durum, bir daha hiç yaka- sını bırakmayan ekonomik so- runlarla tanışmasını sağlamış. AT Parlamentosu üyelerine yazdığı bir mektupla yurttaşlık- tan da çıkarılınca, öykünun en hüzünlü bölümü yaşanmaya başlanmış. Eşi ve üç çocuğu Türkiye'de, kendisi Almanya'- da. Sonra eşi kendi pasaportu ile Almanya'ya gelmiş, bir ay sonra da Türkiye'den aynlan eşi ile Ankara'da kalan çocukları için yurtdışına çıkış yasağı geti- rilmiş. Bu yasak, ancak 1986 yılı sonunda, Danıştay kararı ile aşılabilmiş. Almanya yıllan Almanya'da birçok işte çalış- tığını, hatta iki yıl eşi Aysel ve küçük oğlu Hakan ile birlikte Amerikan uçak şirketi Pan- Am'ın Frankfurt bürosunu te- mizlediğini söylüyor. Gazioğlu, "Büronun önünden bazen tanı- dıklar da geçerdi. Oğlum bana, 'Baba, ayıp oluyor, sen ortada görünme' diyordu. Ben de ne diyeyim, 'Bizim yaptığırruz uta- nılacak bir şey değil, bizi bu du- rumlara duşürenler utansın' de- yip işime devam ettim" diyor. Sonra Alman Eğitim-Bilim Sendikası'nda danışman olarak göreve başladığını, Türk işçi ço- cuklarının eğitim sorunları ko- nusunda araştırmalar yaptığını belirtiyor. Hatta Türkiye'ye de sendikasının görevlisi olarak geldiğini, bu üç ay içinde, eği- tim sorunları konusunda bir ra- por hazırlayacağını anlatıyor. Yurtdışına çıktığı için Askeri Mahkeme'de yargılanmaktan kurtulup daha sonra Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce bera- at ettirilen Gazioğlu, "hukuk skandalı" diye nitelediği TÖB- Der davası konusunda da şun- lan anlatıyor: "Herhangi bir suç unsuru, yasadışı faaliyet olmamasına karşın, emir komuta zdnciri için- de, basın savcılıklarınca denet- lenen legal yayınlanmızdaki ba- zı cümle ve kavramlar alınarak suçlar yaratıldı. Hatta davanın emekli olan savcıları da bunla- n açıkladılar. Askeri mahkeme- de yargılanan arkadaşlanmız 5-8 yıl arasında hapis cezalan aldılar, hemen hemen tümü de bu cezalarını çektiler. Ben ve 20 arkadaşım ise daha sonra sivil mahkemede beraat ettik. Bu arada traji komik olaylar da ya- şandı. Cafer Akyüz arkadaşı- mız, önce askeri mahkemede yargılanıp 8 yıl ceza aldı, sonra bizimle birlikte sivil mahkeme- de yargılanıp beraat etti. Genel Sekreterimiz Kemal Uzun, unu- tulduğu için hiç yargılanmadı. Düşündüğümde, 'Keşke ben de ülkemde kalsaydım, arkadaşla- rımla birlikte aynı şeyleri yaşasaydım' diye düşündüğüm hep olmuştur." 141 ve 142. maddelerin kaldı- rılmasıyla, mahkûm olan arka- daşlannın sabıka kayıtlan ile kamu hizmetlerinden yasakla- ma kararlarının da ortadan kalktığını belirten Gazioğlu, "Şimdi yalnız TÖB-Der'in tüzel kişiliği üzerindeki kapatma ka- ran yürürlükte. Bunun kaldınl- ması için yaptığımız ilk başvu- ruyu Sıkıyönetim Askeri Mah- kemesi reddetti, şimdi konu As- keri Yargıtay'da" diyor. Hükümetin koalisyon proto- kolünün kendilerini umutlan- dırdığını, bu nedenle hüküme- te ilişkin umutlarının, beklenti- lerinin yuksek olduğunu belirti- yor Gazioğlu. Vatandaşhk hak- kını Danıştay kararı ile aldığmı anımsatarak, bundin sonrası için planlarının ne olduğunu sormamız üzerine ise şu yanıtı veriyor: "12 Eylül bizim hayatımızda 11 yıllık koca bir delik açtı. Bu- nu kapatmaya çahşacağız. Emekli olup bir köseye de çekil- mek istemiyorum. Yine demok- rasi mücadelesinin içinde olaca- ğım. Ama hangi konumda ve nasıl olacak bu, bunu şimdiden bilemiyorum." SHP'li Karakaş'ın önerisine göre askerliğini dışanda yapan Türkiye'de yapmayacak \atandaşlıktan avrılanlara hak iadesi CUMHURİYET (Ankara) - SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Kara- kaş, vatandaşlıktan kendi istekleriyle ay- nlanlara, Türk vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanma olanağı getiren bir yasa önerisi hazırladı. Karakaş'ın önerisinde, başka ülkelerde askerlik ya- panların, Türkiye'de yeniden askere alınmamalan ilkesi de getirildi. Karakaş, Prof. Rona Aybay'ın da katkısıyla hazırladığı yasa önerisini Mec- Us Başkanlığı'na sundu. Türk Vatandaş- hğı Yasası ile Askerlik Yasası'nı değiş- tiren yasa önerisinin gerekçesinde, çifte vatandaşhk konusunda yurtdışında ya- şayan Türklerin sorunlarına değinildi. Yurtdışuıda 20-25 yıldır çalışan Türk va- tandaşiarının bulunduğu vurgulanan ge- rekçede şu görüşlere yer verildi: "Sunduğumuz bu kanun teklifınin ana amacı, ellerinde olmayan nedenlerle Türk vatandaşhğından çıkmak duru- munda kalan Türklerin, Türkiye ile bağ- larını devam ettirmek yolundaki istek- lerine cevap vermektir." Bu gerekçelerle yola çıkılan önerinin ilk maddesinde, yabancı devlet vatan- daşhğını elde etmek için TC vatandaşh- ğından ayrılanlara, geri dönmek için başvurmalan halinde hiçbir koşula bağlı olmaksızın yeniden vatandaşlığa dönüş olanağı getiriliyor. Böylece başka ülke vatandaşüğına geçmek isteyenlere geri dönebilmeleri konusunda güvence veri- liyor. İkinci madde ile de Türk vatandaşh- ğından aynlanlann, yasalar önünde sı- radan yabancılarla aynı işleme tabi tu- tulmalan engelleniyor. Türk vatandaş- hğından çıkanlann "ikamet, gayrimen- kul edinme ve ferağı, miras ve çalışma gibi konularda TUrk kanunlarında Türkler için öngörülen haklardan yararlanabilecekleri" hükmüne yer ve- riliyor. Bunun yam sıra Türk vatandaş- hğından ayrılanlara, sıradan yabancılar- dan aynlmalannı sağlayacak bir belge veriünesi, bu belgenin şekil ve özelh'k- lerinin yönetmelikle belirlenmesine iliş- kin düzenleme getiriliyor. Üçüncü madde ile de Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde askerlik yapan- lara tanınan Türkiye'de muvazzaf asker- hk hizmeti bağışıklığı yaygınlaştuıhyor. Başka ülkelerde askerlik yapanların Türkiye'de yeniden askerlik yapmaları engellenirken bu hüküm kapsamına gi- recek ülkelerin Bakanlar Kurulu'nca be- lirlenmesi ilkesi getiriliyor. Yılmaz: Devlet kesesinden hovardalık ANKARA (Cumhuriyet) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, vergi kaçıranlann, def- terlerini yakanlarm affedilmeye çalışıldığını ileri sürerek, hükü- metin devlet kesesinden hovar- dalık yaparak yakmlarını koru- duklanm söyledi. Yılmaz, "Hü- kümet seçimde kendisine yar- dım eden işadamlannı gümrük duvarlarıyla korumaya çalışıyor. Belki bu yıl etin fiyatı yüz bin liraya yükselecektir" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, dün partinin genel mer- kezinde partili belediye başkan- larına hitap ederken hükümeti eleştirdi. Hükümetin yü2 gün içinde hiçbir soruna çözüm bu- lamadığı görüşünü yineleyen Yılmaz, Başbakan Suleyman Demirel'in 'Tek çare benim' imajmı vatandaşa empoze etme- ye çalıştığını ileri sürdü. Yılmaz şunlan söyledi: "Demokrasilerde mucizelere, mucize adamlara ve babalara yer yok. Enflasyonu aşağıya çe- keceğini iddia eden hükümet, enflasyonu azdıracak uygulama- lar yapıyor. Erken Emeklilik Ya- sası'yla sosyal güvenlik sistemi çökecektir." Hükümetin işbaşına gelme- sinden bu yana terörün de da- ha organize bir duruma geldiği- ni ve boyutlarının genişlediğini ileri süren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokratikleşme, insan hakları çağrılarıyla terörün du- racağını sandılar. Hiç araştırma yapmadan Eskişehir Cezaevi'ni kapatarak teröristlerin insafa ge- leceğini zannettiler." Başbakan Demirel, her gün 2-3 heyet kabul etmekten yoruldu... (Fotoğraf: RIZA EZER) 'Baba'ya istek yağmuru CUMHURİYET (Ankara) - Başba- kan Suleyman Demirel'in ka- bulleri sürüyor. Çok sayıda il ve ilçeden gelen heyetler nedeniyle eski Başbakanlık binasımn bu- lunduğu VekâJetlerCaddesi'nde dün yoğun bir trafik yaşandı. Heyetler, Demirel'i istek yağ- muruna tuttu. Başbakan Suleyman Demirel'i dün ilk ziyaret edenler, Bitlis'e atanan Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Çağlar'ın tayininin durdurulmasım isteyen Çorum- lular oldu. "Baba, Çağlar Başhekirr. kai- sın", "Baba, Başhekimimiz Çağlar" ve "Başhekimimizden memnunuz" yazılı pankartlarla dun sabah saat 09.00'da Baş- bakan Demirel'in Güniz Sokak'taki evi önünde biriken yaklaşık 200 Çorumlu, öğle saatlerinde de eski Başbakanlık bi- nasındaki Bakanlar Kurulu salonunda ka- bul edildiler. Çorumlular, "fakir babası" olarak nitelendirdikleri Çağlar için ANAP hükümetleri döneminde 17 kez mufettiş gönderildiğini, Başhekim Mehmet Çağ- lar'ın cami yaptırdığı için Bitlis'e tayini- nin çıkanldığmı söylediler. Başbakan De- mirel de, "Eğer bir haksızlık yapılmışsa onu duzeltiriz. Ama idarenin gereği ya- pılmışsa ona da katlanacaksınız. Çağlar Başhekimin dosyasını inceleyeceğım" de- di. Erzurum'un Karaçoban ilçesinden ge- len heyetin sözcüsü de bölgelerine yem fabrikası ve yol yapılmasını istedi. Demi- rel, ilçe hastanesinde bulunan tek pratis- yen hekimin 18 köyle ilgilenmek zorun- aa olmasındaıı yakınan Karaçobanlılara, "Size özel itina göstereceğiz. Rahat gidin Karaçoban'a, oldu mu?" karşılığıru ver- di. Erzurum'un İspir ilçesinden gelen he- yet de, temeli 12 EyluPden önce atılan ayakkabı fabrikasının bir ANAP'lıya 765 milyon lira karşılığında "veresiye" satıl- dığını belirterek, fabrikanın Sümerbank'a devredilmesini ve faaliyete geçirilmesini is- tedi. OZGURCE TURKER ALKAN Nuşu inli kadınlar iki bin yıldır kendi aralannda 'Nuşu' diye bir dii konuşurlarmış ve erkeklerin ruhu duy- mazmış. Tam iki bin yıl sonra erkekler bu işin far- kına varmış ve şimdi konuyu inceden inceye araş- 5rlarmış. "Pes vallahi" dedim haberi okuyunca, "şu kadınlar çok yaman doğrusu. Sürmeyi gözümüzden çekseler haberi- miz olmayacak." Kadın dilini incelemeye alan Profesör Çen Kiguang, "Bu dii" demiş, "dünyada sadece kadınların konuştuğu tek dii. Bunu konuşan kadın sayısı da çok azaldı, elimizi çabuk tutmalıyız." Aslında sayın profesör yanılıyor. Birçok ilkel topluluk- ta "kadınlara özgü" dii geleneği vardır. Kızlar ve erkek- ler buluğ çağında ayrı çadırlara taşınır ve kadınlar gizli dillerini öğrenmeye başlarlar. Aslında "ayrı dii", "ayrı yaşamlar"m bir simgesi değil midir? Toplumsal statüleri, yaşam biçimleri, dünya gö- rüşleri çok farklı olan insanlar zamanla farklı bir konuş- ma biçimi edinirler. Çocuklar, "kuş dili" adını verdikleri bir hece oyunu ile kendi aralannda özel bir konuşma biçimi geliştirirler. Gençlerin her dönemde farklı bir argosu vardır. İki deli- kanlının ne konuştuğunu anlamakta zorlandığımız çok olur. ^ ^ _ _ ^ _ ^ _ ^ ^ _ ^ _ ^ _ _ _ _ Sayın Cumhurbaşkanımızın kullandığı Osmanlıca- İngilizce kanşımı dili duyunca, "Tannm" diyorum, "Çinü kadınlann hiç olmazsa kendilerine özgü bir dili var." Yöneten-yönetilen ayrımının keskin ol- duğu yerlerde, yöne- ticilerin difi de farklılaşmıştır. Os- manlı döneminin yö- neticisi Osmanlıca konuşurdu. Ortaçağ- da din adamlarının Latince konuşması, dini nedenlerden ol- duğu kadar, yönetici katında yer almala- "^•™""~""~^"™"^~~"^™"~~ rından kaynaklanıyordu. Yapılan birçok araştırma, emekçi sınıf çocukları ile or- ta sınıf çocuklarının kullandıkları dilde önemli farklılıklar olduğunu gösteriyor. Yalnız sözcük hazinesinden kaynak- lanan bir farklılık değil, dilin yapısı, kavramlann kullanıl- ma biçimi, metinlerin örgütlenmesi... Hepsi farklı. Kısacası, farklı düşündükleri için zamanla farklı bir an- latım kodu geliştirmeye başlıyorlar. Bu bakımdan, "aristokratik dii" niteliğindeki Osmanlı- canın sona erdirilmesi, Türk kültür yaşamının demokra- tikleşmesi açısından çok büyük bir adım olmuştur. Dii devrimimiz, sadece kültürel değil, büyük ölçüde siyasal bir hareketti. Türkçeleşmeye karşı çıkıp, Osmanfıcanın özlemini çekenlcr sadece gelenekçilik ve modernlik ara- sında bir tercih yapmakla kalmıyorlar; aynı zamanda oto- riter bir siyasal sistemle demokrasi arasındaki tercihlerini de belirtmiş oluyorlar. Çağdaş toplumlardaki dii ayrımlan eskisi kadar sert de- ğil. Kitlesel eğitimin yaygınlaşması, iletişim araçlarının et- kisi, kitle üretiminin ve tüketiminin benzer yaşam biçimlerini zorunlu kılması.. sonuç olarak dii ayrımlarım azalttı. Ama bizim toplumsal yaşamımıza bakınca ve birbiri- mizi anlamakta ne kadar zorlandığımızı görünce, acaba tarihsel gelişme çizgisini zorluyor muyuz, diye merak edi- yorum. Laikle dinciyi, gençle ihtiyarı, kadınla erkeği, aydınla cahili, sağcıyla solcuyu bir tarafa bırakın, Sayın Cumhur- başkanımızın kullandığı Osmanlıca-İngilizce kanşımı dili duyunca, "7annm"diyorum, "Çinlikadınların hiç olmaz- sa kendilerine özgü bir dili var." Anayasa Mahkemesi görüşüyor Terör yasasına esastan incelemeCUMHURİYET (Ankara) - lar. Bu başvurular sonucunda Anayasa Mahkemesi, SHP'- s o z konusu maddenin, TCK'- nin Terörle Mücadele Ya- n ı n 1 4 6 maddesinin yanı sıra nu bugün esastan incelemeye başlıyor. Yasanın şartlı tahli- ye konusundaki bazı hüküm- lerini, mahkemelerin yaptık- lan başvurular üzerine daha önce iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin, SHP'nin başvurusunu bu hafta sonuna kadar sonuçlandırabileceği bildirildi. Anayasa Mahke- mesi'nin karan DİSK ve TÖB-DER'in malvarlıklan- nın durumunu da belirleye- cek. Adalet Bakanlığı'nda da Anayasa Mahkemesi karan doğrultusunda yasada gerekli değişiklikleri yapmak üzere bir komisyon oluşturuldu. Adalet Bakanlığı yetkilileri, komisyonun, çıkacak karara göre yasayı ya tümüyle ya da iptal edilen maddelerini iptal gerekçeleri doğrultusunda ye- niden oluştHracağmı söyledi- ler. Yetkililer, komisyonun gündeminde yasanın tümüyle yürürlükten kaldınlması ko- nusunun da bulunduğunu be- lirterek "Bu konudaki siyasi irade hükümet tarafından ve- rilecektir. Yasanın geleceğini Anayasa Mahkemesi'nin ka- ran doğrultusunda hüküme- tin takınacağı inisiyatif belir- leyecektir" dediler. 10 ay sonra elealman tfava 12 Nısan 1991 tarihinde ka- bul edilen 3713 sayıb yasa için Anayasa Mahkemesi'ne ilk başvurular yargı organlannca yapıldı. Yasanın geçici 4. mad- desınde yer alan şartlı tahliye konusundaki düzenlemeye iliş- kin Ankara ve İstanbul sıkıyö- netim askeri mahkemelerinin yanı sıra bazı sivil mahkemeler iptal başvurusunda bulundu- ve ırza tecavuz: şartlı tahliye kısıtlamalan iptal edıldı. Bunun sonucunda, yasa- da yalnız PKK davası sanıkia- nna uygulanan TCK'mn 125. maddesine ilişkin kısıtlama kal- dı. Bu arada Ankara Sıkıyöne- tim Askeri Mahkemesi'nin, Anayasa Mahkemesi'nin şartlı tanliye konusundaki kararlan- na dayanarak 125. maddeden yargılanan bazı sanıklan tahli- ye etmesi de dikkat çekti. SHP'nin o tarihteki grup baş- kanvekili Hasan Fehmi Güneş tarafından hazırlanan iptal baş- vurusu, 10 Mayıs 1991 tarihin- de Anayasa Mahkemesi'ne ile- tildi. Raportör Alpaslan Nazlı- oğlu, bu başvuruya ilişkin incelemesini ancak 8 ayda ta- mamladı. Nazhoğlu'nun, ha- zırladığı raporu mahkeme he- yetine vermesinin ardından da yasaya ilişkin iptal başvurusu- nu 3 martta esastan inceleyip sonuçlandırma karan aldı. Esastan incelenmesine bugün başlanacak olan yasaya ilişkin karann alınmasının. cuma gü- nünü bulabileceği behrtildi. SHP, yasanın, terör suçu ve terör suçlusunun tanımının ya- pıldığı 1 ve 2. maddelerirün de içinde yer aldığı 11 maddesı için iptal isteminde bulunmuştu. SHP'nin başvurusunda, yasa- nın 1.2,6son,7,8/son, 10.13, 15, 17, geçici 4. maddelerinin yanı sıra DİSK'in malvarlığını Iş ve İşçi Bulma Kurumu'na, TÖB-DERIn malvarlığını da Hazine'ye devreden geçici 9. maddesi için de iptal isteminde bulunuldu. Cumhuriyet'in be- lirlemelerine göre. raportör Nazlıoğlu. başta geçici 9. mad- de olmak üzere yasanın baa maddeleri için iptal isteminde bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle