Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3MART1992SALİ
HABERLER
İlçe meclisi
toplantısı
• AA (Ankara) - Başbakan
Yardımcısı Inönü, dün
Ankara'da, "Altındağ İlçe
Meclisi"nin ilk toplantısını
bir konuşmayia açtı. İnönü,
divan başkanlığını
Kaymakam ve İlçe Meclisi
Başkanı Hikmet Tan'm
yaptığı toplantıyı açarken
yaptığı konuşmada,
hükümet olarak
demokrasiyi daha katılımcı
hale getirecek, halka
yaşadıkları yerlerde
fîkirlerini söyleme olanağı
verecek bir girişimin
başında olduklarını ifade
etti.
Demirel'in yurt
gezisi
• ANKA (Ankara) -
Başbakan Suleyman
Demirel, 20 Ekim
seçimlerinde destek veren
seçmenlerine "teşekkür"
etmek uzere yurt gezilerine
başlayacak. Demirel, erken
genel seçim sonrası iklim
koşullarının izin vermemesi
ve hükümet çalışmaları
nedeniyle çıkamadığı
"teşekkür" gezilerini
DYP'nin tulum çıkarttığı
illerden başlatacak.
Başbakan Demirel
Bursa'dan başlayarak
Isparta, Samsun, Nevşehir,
Niğde, İzmir, Aydın,
Denizli, Antalya ve Trakya
illerine öncelikli olarak
gidecek. Demirel, bu
illerden başlatacağı
gezilerini yurdun biıyük bir
bölümune giderek
tamamlayacak.
KanartJan îptal
talebi
• UBA (İstanbul) •
Anayasa Mahkemesi'nin
"Anti-Terör Yasası'nı" iptal
etmesini isteyen lnsan
Hakları Derneği İstanbul
Şube Başkanı Ercan Kanar,
"Anayasa Mahkemesi, insan
hakları ve demokrasi tarihi
önünde sınav vermektedir"
dedi. İHD İstanbul Şube
Başkanı Avukat Ercan
Kanar, dün yaptığı yazılı
acıkiamada, 3 martın insan
hakları açısından önemli
bir gün oiduğuna dikkati
çekerek bir yıldır
yürürlükte bulunan Terörle
Mücadele Yasası ile Ugili
olarak Anayasa
Mahkemesi'nin karannı
açıklayacağını hatırlattı.
Kanar, Anayasa
Mahkemesi'nin bu yasayı
incelerken sadece anayasa
ile değil, insan hakları
evrensel beyannamesi,
uluslararası sözleşmeler ve
anayasadan da üstün temel
hukuk ilkeleri açısından
konuya yaklaşmak zorunda
olduğunu belirtti.
Firarlara
soruşturma
• AA (Kayseri) - Kayseri
Kapalı Cezaevi'nden 11
tutuklunun firar etmesiyle
ilgili soruşturma, Adalet
Bakanlığı müfettişlerince
sürdürülüyor. Kayseri
Cumhuriyet Başsavcısı
Suleyman Eraslan, yaptığı
acıkiamada, Adalet
Bakanlığı'nca gönderilen
-jaüfetti.şlerin soruşturmayt
sürdürdüklerini, cezaevi
personeliyle bazı jandarma
erlerinin ifadelerinin
ahndığını kaydetti. Bu
arada, 3 metre derinlikteki
tünelin giriş ve çıkış
kısımları taş ve betonla
kapatıldı. Suleyman
Eraslan, tünel içinde
yapılan araştırmada, çeşitli
demir parçaları, kaşık,
bıçak gibi aletlerin
bulunduğunu, tünel içinde
koğuştan çekilen elektrik
kablosuyla aydmlatma
yapıldığının anlaşıldığını,
havalandırma sisteminin ise
bulunamadığını belirtti
Eceviften
yalanlama
• AA (Ankara) - DSP
Genel Başkanı Bülent
Ecevit, partiler kurulurken
"Erdal Inönü'nün genel
başkanlığını desteklediği"
yolundaki iddiayı yalanladı.
DSP Genel Başkanı Ecevit,
yaptığı yazılı acıkiamada.
işadamı İbrahim Cevahir'in,
bir derginin mart sayısında
çıkan ve bazı gazetelerde de
yer alan söyleşisinde,
kendisinin Erdal tnönü'nün
genel başkanlığını
desteklediği ve bunu yazılı
olarak bildirdiğine ilişkin
sözlerinin, "gerçekle hiçbir
ilişiğinin bulunmadığını"
bildirdi. Ecevit, yeni
partilerin kurulmasına izin
verilmesi aşamasında
yasaklı olduğunu ve o
dönemde, CHP yerine
kurulacak bir parti için
kendisinden ısrarla destek
isteyenler arasında îbrahim
Cevahir'in de buiunduğunu
da kaydetti.
11 yıl sonra mülteci pasaportuyla yurda dönen eski TOB-DER Başkanı Gazioğlu:
YaralanmısarmayageldimTURAN YILMAZ (Anka-
ra) - Mülteci pasaportu-
na aldığı 3 aylık vize ile
11 yıl sonra geçen cu-
martesi günü Türkiye'-
ye gelen TÖB-DER Ge-
nel Başkanı Gültekin
Gazioğlu'nu beklerken,
TÖB-DER yöneticile-
rinden yayıncı Sezai
Kaynak, eski bir anısını
aktarıyor:
"1978'de, TÖB-Der Genel
Merkezi'ne üçüncü kez bombalı
saldında bulunuldu. Ben onur
kurulu başkanıyım. İkinci kat-
ta toplantımız sürerken aniden
çay krizim tuttu. Arkadaşlarla
dördüncü kata çıktım. Birkaç
dakika sonra da büyük bir pat-
lama oldu. İkinci kata konulan
bomba patlamış. O günden be-
ri kulaklarım yüzde 30-35 ora-
nında az işitiyor."
Bu sırada odaya giren Gazi-
oğlu, ancak sonunu duyduğu
anıya ekleme yapıyor:
"Ben Ankara dışında olma-
saydım, hiç şansınız yoktu. Ben
genel merkezde olduğumda,
hep ikinci katta otururduk, cay-
lar da orada içilirdi..."
Gazioğlu'na ilk sorumuz,
"11 yıl sonra Türkiye'ye gelme-
nin nasıl bir duygu olduğu" olu-
yor. Yanıtı çok kısa:
"Çok güzel... Çok mutlu-
yum..."
Ülkeye ilişkin ilk gözlemleri,
insanların giyim kuşam yönün-
den çok bakımsız; fiziki görü-
num yönünden de çok yorgun
ve düşünceli görünmeleri ol-
muş. Bunu da başta, yüksek
enflasyondan kaynaklanan ya-
şam koşullarının ağırlığına bağ-
İıyor:
"Yaşamak için büyük çaba
gösterilmesi gerekiyor. Bundan
olsa gerek..."
Başa dönüyoruz. 12Eylül'ün
ilk günlerine:
"12 Eylul askeri darbesi ol-
duğunda, ben, eşim ve çocukla-
nmla birlikte memlekette, Trab-
zon Maçka'da tatildeydim. 20
gun sonra gelip beni yakaladı-
lar. Trabzon Emniyet Müdürlu-
ğu'nde 6 gün kaldım. Sonra An-
kara'ya, Dii Okulu'na getiril-
Gültekin Gazioğlu mülteci pasaportuyla 3 ay vize aldı
dim. Burada bir ay siyasi parti
yöneticileri ve sendikacılarla
birlikte kaldım, sonra serbest
bırakıldım. Darbeyi yapanlar,
geçici bir rahatlık dönemi yarat-
mayı planlamışlardı. Ben bunu
hissettim ve Türkiye'de kalma-
mam gerektiğine karar verdim.
İstanbul'da bir süre saklandım.
Ardından da başkasına ait bir
pasaportla, bir işçi otobüsüne
binerek önce İsviçre'ye, oradan
da Almanya'ya geçtim. 11 yıl-
lık mültecilik yaşamımız da
böylece başlamış oldu."
Bu durum, bir daha hiç yaka-
sını bırakmayan ekonomik so-
runlarla tanışmasını sağlamış.
AT Parlamentosu üyelerine
yazdığı bir mektupla yurttaşlık-
tan da çıkarılınca, öykünun en
hüzünlü bölümü yaşanmaya
başlanmış. Eşi ve üç çocuğu
Türkiye'de, kendisi Almanya'-
da. Sonra eşi kendi pasaportu
ile Almanya'ya gelmiş, bir ay
sonra da Türkiye'den aynlan eşi
ile Ankara'da kalan çocukları
için yurtdışına çıkış yasağı geti-
rilmiş. Bu yasak, ancak 1986 yılı
sonunda, Danıştay kararı ile
aşılabilmiş.
Almanya yıllan
Almanya'da birçok işte çalış-
tığını, hatta iki yıl eşi Aysel ve
küçük oğlu Hakan ile birlikte
Amerikan uçak şirketi Pan-
Am'ın Frankfurt bürosunu te-
mizlediğini söylüyor. Gazioğlu,
"Büronun önünden bazen tanı-
dıklar da geçerdi. Oğlum bana,
'Baba, ayıp oluyor, sen ortada
görünme' diyordu. Ben de ne
diyeyim, 'Bizim yaptığırruz uta-
nılacak bir şey değil, bizi bu du-
rumlara duşürenler utansın' de-
yip işime devam ettim" diyor.
Sonra Alman Eğitim-Bilim
Sendikası'nda danışman olarak
göreve başladığını, Türk işçi ço-
cuklarının eğitim sorunları ko-
nusunda araştırmalar yaptığını
belirtiyor. Hatta Türkiye'ye de
sendikasının görevlisi olarak
geldiğini, bu üç ay içinde, eği-
tim sorunları konusunda bir ra-
por hazırlayacağını anlatıyor.
Yurtdışına çıktığı için Askeri
Mahkeme'de yargılanmaktan
kurtulup daha sonra Ankara 2.
Ağır Ceza Mahkemesi'nce bera-
at ettirilen Gazioğlu, "hukuk
skandalı" diye nitelediği TÖB-
Der davası konusunda da şun-
lan anlatıyor:
"Herhangi bir suç unsuru,
yasadışı faaliyet olmamasına
karşın, emir komuta zdnciri için-
de, basın savcılıklarınca denet-
lenen legal yayınlanmızdaki ba-
zı cümle ve kavramlar alınarak
suçlar yaratıldı. Hatta davanın
emekli olan savcıları da bunla-
n açıkladılar. Askeri mahkeme-
de yargılanan arkadaşlanmız
5-8 yıl arasında hapis cezalan
aldılar, hemen hemen tümü de
bu cezalarını çektiler. Ben ve 20
arkadaşım ise daha sonra sivil
mahkemede beraat ettik. Bu
arada traji komik olaylar da ya-
şandı. Cafer Akyüz arkadaşı-
mız, önce askeri mahkemede
yargılanıp 8 yıl ceza aldı, sonra
bizimle birlikte sivil mahkeme-
de yargılanıp beraat etti. Genel
Sekreterimiz Kemal Uzun, unu-
tulduğu için hiç yargılanmadı.
Düşündüğümde, 'Keşke ben de
ülkemde kalsaydım, arkadaşla-
rımla birlikte aynı şeyleri
yaşasaydım' diye düşündüğüm
hep olmuştur."
141 ve 142. maddelerin kaldı-
rılmasıyla, mahkûm olan arka-
daşlannın sabıka kayıtlan ile
kamu hizmetlerinden yasakla-
ma kararlarının da ortadan
kalktığını belirten Gazioğlu,
"Şimdi yalnız TÖB-Der'in tüzel
kişiliği üzerindeki kapatma ka-
ran yürürlükte. Bunun kaldınl-
ması için yaptığımız ilk başvu-
ruyu Sıkıyönetim Askeri Mah-
kemesi reddetti, şimdi konu As-
keri Yargıtay'da" diyor.
Hükümetin koalisyon proto-
kolünün kendilerini umutlan-
dırdığını, bu nedenle hüküme-
te ilişkin umutlarının, beklenti-
lerinin yuksek olduğunu belirti-
yor Gazioğlu. Vatandaşhk hak-
kını Danıştay kararı ile aldığmı
anımsatarak, bundin sonrası
için planlarının ne olduğunu
sormamız üzerine ise şu yanıtı
veriyor:
"12 Eylül bizim hayatımızda
11 yıllık koca bir delik açtı. Bu-
nu kapatmaya çahşacağız.
Emekli olup bir köseye de çekil-
mek istemiyorum. Yine demok-
rasi mücadelesinin içinde olaca-
ğım. Ama hangi konumda ve
nasıl olacak bu, bunu şimdiden
bilemiyorum."
SHP'li Karakaş'ın önerisine göre askerliğini dışanda yapan Türkiye'de yapmayacak
\atandaşlıktan avrılanlara hak iadesi
CUMHURİYET (Ankara) - SHP
Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Kara-
kaş, vatandaşlıktan kendi istekleriyle ay-
nlanlara, Türk vatandaşlarına tanınan
haklardan yararlanma olanağı getiren
bir yasa önerisi hazırladı. Karakaş'ın
önerisinde, başka ülkelerde askerlik ya-
panların, Türkiye'de yeniden askere
alınmamalan ilkesi de getirildi.
Karakaş, Prof. Rona Aybay'ın da
katkısıyla hazırladığı yasa önerisini Mec-
Us Başkanlığı'na sundu. Türk Vatandaş-
hğı Yasası ile Askerlik Yasası'nı değiş-
tiren yasa önerisinin gerekçesinde, çifte
vatandaşhk konusunda yurtdışında ya-
şayan Türklerin sorunlarına değinildi.
Yurtdışuıda 20-25 yıldır çalışan Türk va-
tandaşiarının bulunduğu vurgulanan ge-
rekçede şu görüşlere yer verildi:
"Sunduğumuz bu kanun teklifınin ana
amacı, ellerinde olmayan nedenlerle
Türk vatandaşhğından çıkmak duru-
munda kalan Türklerin, Türkiye ile bağ-
larını devam ettirmek yolundaki istek-
lerine cevap vermektir."
Bu gerekçelerle yola çıkılan önerinin
ilk maddesinde, yabancı devlet vatan-
daşhğını elde etmek için TC vatandaşh-
ğından ayrılanlara, geri dönmek için
başvurmalan halinde hiçbir koşula bağlı
olmaksızın yeniden vatandaşlığa dönüş
olanağı getiriliyor. Böylece başka ülke
vatandaşüğına geçmek isteyenlere geri
dönebilmeleri konusunda güvence veri-
liyor.
İkinci madde ile de Türk vatandaşh-
ğından aynlanlann, yasalar önünde sı-
radan yabancılarla aynı işleme tabi tu-
tulmalan engelleniyor. Türk vatandaş-
hğından çıkanlann "ikamet, gayrimen-
kul edinme ve ferağı, miras ve çalışma
gibi konularda TUrk kanunlarında
Türkler için öngörülen haklardan
yararlanabilecekleri" hükmüne yer ve-
riliyor. Bunun yam sıra Türk vatandaş-
hğından ayrılanlara, sıradan yabancılar-
dan aynlmalannı sağlayacak bir belge
veriünesi, bu belgenin şekil ve özelh'k-
lerinin yönetmelikle belirlenmesine iliş-
kin düzenleme getiriliyor.
Üçüncü madde ile de Kuzey Kıbns
Türk Cumhuriyeti'nde askerlik yapan-
lara tanınan Türkiye'de muvazzaf asker-
hk hizmeti bağışıklığı yaygınlaştuıhyor.
Başka ülkelerde askerlik yapanların
Türkiye'de yeniden askerlik yapmaları
engellenirken bu hüküm kapsamına gi-
recek ülkelerin Bakanlar Kurulu'nca be-
lirlenmesi ilkesi getiriliyor.
Yılmaz:
Devlet
kesesinden
hovardalık
ANKARA (Cumhuriyet) -
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, vergi kaçıranlann, def-
terlerini yakanlarm affedilmeye
çalışıldığını ileri sürerek, hükü-
metin devlet kesesinden hovar-
dalık yaparak yakmlarını koru-
duklanm söyledi. Yılmaz, "Hü-
kümet seçimde kendisine yar-
dım eden işadamlannı gümrük
duvarlarıyla korumaya çalışıyor.
Belki bu yıl etin fiyatı yüz bin
liraya yükselecektir" dedi.
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, dün partinin genel mer-
kezinde partili belediye başkan-
larına hitap ederken hükümeti
eleştirdi. Hükümetin yü2 gün
içinde hiçbir soruna çözüm bu-
lamadığı görüşünü yineleyen
Yılmaz, Başbakan Suleyman
Demirel'in 'Tek çare benim'
imajmı vatandaşa empoze etme-
ye çalıştığını ileri sürdü. Yılmaz
şunlan söyledi:
"Demokrasilerde mucizelere,
mucize adamlara ve babalara
yer yok. Enflasyonu aşağıya çe-
keceğini iddia eden hükümet,
enflasyonu azdıracak uygulama-
lar yapıyor. Erken Emeklilik Ya-
sası'yla sosyal güvenlik sistemi
çökecektir."
Hükümetin işbaşına gelme-
sinden bu yana terörün de da-
ha organize bir duruma geldiği-
ni ve boyutlarının genişlediğini
ileri süren Yılmaz, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Demokratikleşme, insan
hakları çağrılarıyla terörün du-
racağını sandılar. Hiç araştırma
yapmadan Eskişehir Cezaevi'ni
kapatarak teröristlerin insafa ge-
leceğini zannettiler."
Başbakan Demirel, her gün 2-3 heyet kabul etmekten yoruldu... (Fotoğraf: RIZA EZER)
'Baba'ya istek yağmuru
CUMHURİYET (Ankara) - Başba-
kan Suleyman Demirel'in ka-
bulleri sürüyor. Çok sayıda il ve
ilçeden gelen heyetler nedeniyle
eski Başbakanlık binasımn bu-
lunduğu VekâJetlerCaddesi'nde
dün yoğun bir trafik yaşandı.
Heyetler, Demirel'i istek yağ-
muruna tuttu.
Başbakan Suleyman Demirel'i dün ilk
ziyaret edenler, Bitlis'e atanan Devlet
Hastanesi Başhekimi Mehmet Çağlar'ın
tayininin durdurulmasım isteyen Çorum-
lular oldu. "Baba, Çağlar Başhekirr. kai-
sın", "Baba, Başhekimimiz Çağlar" ve
"Başhekimimizden memnunuz" yazılı
pankartlarla dun sabah saat 09.00'da Baş-
bakan Demirel'in Güniz Sokak'taki evi
önünde biriken yaklaşık 200 Çorumlu,
öğle saatlerinde de eski Başbakanlık bi-
nasındaki Bakanlar Kurulu salonunda ka-
bul edildiler. Çorumlular, "fakir babası"
olarak nitelendirdikleri Çağlar için ANAP
hükümetleri döneminde 17 kez mufettiş
gönderildiğini, Başhekim Mehmet Çağ-
lar'ın cami yaptırdığı için Bitlis'e tayini-
nin çıkanldığmı söylediler. Başbakan De-
mirel de, "Eğer bir haksızlık yapılmışsa
onu duzeltiriz. Ama idarenin gereği ya-
pılmışsa ona da katlanacaksınız. Çağlar
Başhekimin dosyasını inceleyeceğım" de-
di.
Erzurum'un Karaçoban ilçesinden ge-
len heyetin sözcüsü de bölgelerine yem
fabrikası ve yol yapılmasını istedi. Demi-
rel, ilçe hastanesinde bulunan tek pratis-
yen hekimin 18 köyle ilgilenmek zorun-
aa olmasındaıı yakınan Karaçobanlılara,
"Size özel itina göstereceğiz. Rahat gidin
Karaçoban'a, oldu mu?" karşılığıru ver-
di.
Erzurum'un İspir ilçesinden gelen he-
yet de, temeli 12 EyluPden önce atılan
ayakkabı fabrikasının bir ANAP'lıya 765
milyon lira karşılığında "veresiye" satıl-
dığını belirterek, fabrikanın Sümerbank'a
devredilmesini ve faaliyete geçirilmesini is-
tedi.
OZGURCE
TURKER ALKAN
Nuşu
inli kadınlar iki bin yıldır kendi aralannda 'Nuşu'
diye bir dii konuşurlarmış ve erkeklerin ruhu duy-
mazmış. Tam iki bin yıl sonra erkekler bu işin far-
kına varmış ve şimdi konuyu inceden inceye araş-
5rlarmış.
"Pes vallahi" dedim haberi okuyunca, "şu kadınlar çok
yaman doğrusu. Sürmeyi gözümüzden çekseler haberi-
miz olmayacak."
Kadın dilini incelemeye alan Profesör Çen Kiguang,
"Bu dii" demiş, "dünyada sadece kadınların konuştuğu
tek dii. Bunu konuşan kadın sayısı da çok azaldı, elimizi
çabuk tutmalıyız."
Aslında sayın profesör yanılıyor. Birçok ilkel topluluk-
ta "kadınlara özgü" dii geleneği vardır. Kızlar ve erkek-
ler buluğ çağında ayrı çadırlara taşınır ve kadınlar gizli
dillerini öğrenmeye başlarlar.
Aslında "ayrı dii", "ayrı yaşamlar"m bir simgesi değil
midir? Toplumsal statüleri, yaşam biçimleri, dünya gö-
rüşleri çok farklı olan insanlar zamanla farklı bir konuş-
ma biçimi edinirler.
Çocuklar, "kuş dili" adını verdikleri bir hece oyunu ile
kendi aralannda özel bir konuşma biçimi geliştirirler.
Gençlerin her dönemde farklı bir argosu vardır. İki deli-
kanlının ne konuştuğunu anlamakta zorlandığımız çok
olur. ^ ^ _ _ ^ _ ^ _ ^ ^ _ ^ _ ^ _ _ _ _
Sayın
Cumhurbaşkanımızın
kullandığı Osmanlıca-
İngilizce kanşımı dili
duyunca, "Tannm"
diyorum, "Çinü
kadınlann hiç olmazsa
kendilerine özgü bir dili
var."
Yöneten-yönetilen
ayrımının keskin ol-
duğu yerlerde, yöne-
ticilerin difi de
farklılaşmıştır. Os-
manlı döneminin yö-
neticisi Osmanlıca
konuşurdu. Ortaçağ-
da din adamlarının
Latince konuşması,
dini nedenlerden ol-
duğu kadar, yönetici
katında yer almala- "^•™""~""~^"™"^~~"^™"~~
rından kaynaklanıyordu.
Yapılan birçok araştırma, emekçi sınıf çocukları ile or-
ta sınıf çocuklarının kullandıkları dilde önemli farklılıklar
olduğunu gösteriyor. Yalnız sözcük hazinesinden kaynak-
lanan bir farklılık değil, dilin yapısı, kavramlann kullanıl-
ma biçimi, metinlerin örgütlenmesi... Hepsi farklı.
Kısacası, farklı düşündükleri için zamanla farklı bir an-
latım kodu geliştirmeye başlıyorlar.
Bu bakımdan, "aristokratik dii" niteliğindeki Osmanlı-
canın sona erdirilmesi, Türk kültür yaşamının demokra-
tikleşmesi açısından çok büyük bir adım olmuştur. Dii
devrimimiz, sadece kültürel değil, büyük ölçüde siyasal
bir hareketti. Türkçeleşmeye karşı çıkıp, Osmanfıcanın
özlemini çekenlcr sadece gelenekçilik ve modernlik ara-
sında bir tercih yapmakla kalmıyorlar; aynı zamanda oto-
riter bir siyasal sistemle demokrasi arasındaki tercihlerini
de belirtmiş oluyorlar.
Çağdaş toplumlardaki dii ayrımlan eskisi kadar sert de-
ğil. Kitlesel eğitimin yaygınlaşması, iletişim araçlarının et-
kisi, kitle üretiminin ve tüketiminin benzer yaşam
biçimlerini zorunlu kılması.. sonuç olarak dii ayrımlarım
azalttı.
Ama bizim toplumsal yaşamımıza bakınca ve birbiri-
mizi anlamakta ne kadar zorlandığımızı görünce, acaba
tarihsel gelişme çizgisini zorluyor muyuz, diye merak edi-
yorum.
Laikle dinciyi, gençle ihtiyarı, kadınla erkeği, aydınla
cahili, sağcıyla solcuyu bir tarafa bırakın, Sayın Cumhur-
başkanımızın kullandığı Osmanlıca-İngilizce kanşımı dili
duyunca, "7annm"diyorum, "Çinlikadınların hiç olmaz-
sa kendilerine özgü bir dili var."
Anayasa Mahkemesi görüşüyor
Terör yasasına
esastan incelemeCUMHURİYET (Ankara) - lar. Bu başvurular sonucunda
Anayasa Mahkemesi, SHP'-
s o z
konusu maddenin, TCK'-
nin Terörle Mücadele Ya-
n ı n 1 4 6
maddesinin yanı sıra
nu bugün esastan incelemeye
başlıyor. Yasanın şartlı tahli-
ye konusundaki bazı hüküm-
lerini, mahkemelerin yaptık-
lan başvurular üzerine daha
önce iptal eden Anayasa
Mahkemesi'nin, SHP'nin
başvurusunu bu hafta sonuna
kadar sonuçlandırabileceği
bildirildi. Anayasa Mahke-
mesi'nin karan DİSK ve
TÖB-DER'in malvarlıklan-
nın durumunu da belirleye-
cek.
Adalet Bakanlığı'nda da
Anayasa Mahkemesi karan
doğrultusunda yasada gerekli
değişiklikleri yapmak üzere
bir komisyon oluşturuldu.
Adalet Bakanlığı yetkilileri,
komisyonun, çıkacak karara
göre yasayı ya tümüyle ya da
iptal edilen maddelerini iptal
gerekçeleri doğrultusunda ye-
niden oluştHracağmı söyledi-
ler. Yetkililer, komisyonun
gündeminde yasanın tümüyle
yürürlükten kaldınlması ko-
nusunun da bulunduğunu be-
lirterek "Bu konudaki siyasi
irade hükümet tarafından ve-
rilecektir. Yasanın geleceğini
Anayasa Mahkemesi'nin ka-
ran doğrultusunda hüküme-
tin takınacağı inisiyatif belir-
leyecektir" dediler.
10 ay sonra elealman tfava
12 Nısan 1991 tarihinde ka-
bul edilen 3713 sayıb yasa için
Anayasa Mahkemesi'ne ilk
başvurular yargı organlannca
yapıldı. Yasanın geçici 4. mad-
desınde yer alan şartlı tahliye
konusundaki düzenlemeye iliş-
kin Ankara ve İstanbul sıkıyö-
netim askeri mahkemelerinin
yanı sıra bazı sivil mahkemeler
iptal başvurusunda bulundu-
ve ırza tecavuz:
şartlı tahliye kısıtlamalan iptal
edıldı. Bunun sonucunda, yasa-
da yalnız PKK davası sanıkia-
nna uygulanan TCK'mn 125.
maddesine ilişkin kısıtlama kal-
dı.
Bu arada Ankara Sıkıyöne-
tim Askeri Mahkemesi'nin,
Anayasa Mahkemesi'nin şartlı
tanliye konusundaki kararlan-
na dayanarak 125. maddeden
yargılanan bazı sanıklan tahli-
ye etmesi de dikkat çekti.
SHP'nin o tarihteki grup baş-
kanvekili Hasan Fehmi Güneş
tarafından hazırlanan iptal baş-
vurusu, 10 Mayıs 1991 tarihin-
de Anayasa Mahkemesi'ne ile-
tildi. Raportör Alpaslan Nazlı-
oğlu, bu başvuruya ilişkin
incelemesini ancak 8 ayda ta-
mamladı. Nazhoğlu'nun, ha-
zırladığı raporu mahkeme he-
yetine vermesinin ardından da
yasaya ilişkin iptal başvurusu-
nu 3 martta esastan inceleyip
sonuçlandırma karan aldı.
Esastan incelenmesine bugün
başlanacak olan yasaya ilişkin
karann alınmasının. cuma gü-
nünü bulabileceği behrtildi.
SHP, yasanın, terör suçu ve
terör suçlusunun tanımının ya-
pıldığı 1 ve 2. maddelerirün de
içinde yer aldığı 11 maddesı için
iptal isteminde bulunmuştu.
SHP'nin başvurusunda, yasa-
nın 1.2,6son,7,8/son, 10.13,
15, 17, geçici 4. maddelerinin
yanı sıra DİSK'in malvarlığını
Iş ve İşçi Bulma Kurumu'na,
TÖB-DERIn malvarlığını da
Hazine'ye devreden geçici 9.
maddesi için de iptal isteminde
bulunuldu. Cumhuriyet'in be-
lirlemelerine göre. raportör
Nazlıoğlu. başta geçici 9. mad-
de olmak üzere yasanın baa
maddeleri için iptal isteminde
bulundu.