Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 Şubat 1992 ekonomi Cumhuriyet7
Mercedes'ten betedîye
otobûsû
Ekonomi Servisi- Mercedes-Benz
Türk'ün ürettiği 0 302 T belediye tipi
©tobüslerin 10 adedi firma yetkililerince
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Yüksel Çakmur'a teslim edildi. İzmir
Belediyesi'nin geçen yıl açtığı ihale
sonucufirmaya65 adetlik otobüs siparişı
verilmişti. Siparişlerin geri kaian
bölûmünün de peyderpey teslim
ediJeceğini açıklayan firma yetkilileri
böylece dampingji ithal otobûslerin yanı
sıra Türk ürûnlerine de pay verildiğıni
belirttiler. Mercedes-Benz Türk'ün
belediye tipi otobüsleri engebeli Türk
şehirlerinin yapısı göz önüne ahnarak
üretilmiş.
Bütçe maratonu
• AA (Ankara) -1992 mali yıh bütçe
yasa tasansının tümü üzerindeki
görüşmelere, bugün TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda başlanacak.
Komisyonun bu haftaki gündeminde
başbakanlık ve bağlı kuruluslar,
Anayasa Mahkemesi, Adalet
Bakanhğı, Yargıtay, Danıştay ile Milli
Savunma Bakanlıği'nın bütçeleri
bulunuyor.
Vergi reformu
. •LBA(Ankara)-Vergireformpaketi.
,' bütçe tasansından hemen sonra
; TBMMgenelkurulunainiyor. Devlet
; Bakanı Tansu Çiller, "BankaJara
• otomobilvebeyazeşyayayeni vergiler
gelecek" dedi. Çiller, "Vergi reform
1
paketinin uygulamaya sokulmasıyla,
; kamu açıklannın yüksek vergi
• gelirleriyle kapatılma yoluna
gidileceğini vurguladı ve "Biz, vergiler
konusunda, heron yılda biralınacak
kararları uygulamaya sokacağız" diye
konuştu.
Özelleştirmeye 2
milyar dolar
• UBA (Ankara) - Ekonomik
konsültasyon için Ankara'da
incelemelerde bulunan Uluslararası
Para Fonu (IMF) heyeti,
"özelleştirmenin hızlandınlmasım"
istedi. Bu arada Dünya Bankası'nın da
özelleştirme için 2 milyar dolara yakın
bir kaynağı garanti ettiği öğrenildi.
İTO'dan vergi affına
• Ekonomi Servisi - İstanbul Ticaret
Odası Başkanı Atalay Şahinoğlu,
TBMMyesunulan tahsilatı
hızlandırma yasa tasansı ile ilgili olarak
bazı çevrelerin yapüğı abartılı
değerlendirmelerin yanlış olduğunu
belirterek "Bu tasan bir vergi afTı değil
geçmiş dönemlerdeki vergi
uygulamalarının getirdiği
haksızJıklann kısmen telaflsi anlamını
taşır"dedi.
ABD'li Standart and Poor kuruluşuna kredibilite raporu hazırlatıldı
Türkiye'ye şartlı güvenBtLAL ÇEThv (Ankara)- Türkiye'nin dış kredi değerliliği konusunda ABD'li
Standart And Poor kuruluşuna rapor hazırlatıldı. Uluslararası büyük banka
ve finans kuruluşlanna gönderilen raporda, Türkiye'nin dış borçlannı ödeye-
bilecek kapasitede olmasına rağmen, siyasi belirsizlikler ve kamu sektörünün
fınansman açığı nedeniyle olumsuz gelişmelere açık olduğu belirtildi.
Para politikası ve tasarruf önlemleriyle özel- göriiş aynliklarının çıkacağı da yer alıyor."
leştirme konusunda Koalisyon Hükümeti'nin
ortakları arasında göriiş aynlıklan çıkabileceği
savunulan raporda, Merkez Bankası'nın kamu
açıklanndan dolayı para politikasında zorlana-
cağı öne sürüldü. Hazine'nin, ABD sermaye
piyasalanndan tahvil ihracı yoluyla dış borç
sağlayabilme olanaklannı araştırmak için ha-
zırlattığı raporda, 20 Ekim seçimlerinden sonra
oluşan ortam, koalisyon hükümetinin durumu
ve politik beklentiler ağırlıklı olarak yer aldı.
Raporda ele alınan görüşler özetle şöyle:
Politik ortam
"GeneJ ekonomik politikaJar konusunda par-
tilerarası bir konsensus olmasına rağmen ekim se-
çimJeri sonunda Turgut Özal'ın kurduğu ANAP'-
ın kaybetmesiyle ortaya çıkan yapı ve koalisyon
içindeki kimi belirsizlikler siyasi ortamı zorlaya-
bilir. Bu da ekonomik politika ve uygulamalara
yansıyabilir.
Özal'ın ekonomik reformlarının temel ilkeleri-
nin değiştirilmesi beklenmiyor. Ancak kamu sek-
töründe acil olarak yapılması gereken reformla-
rın gerçekleştirilememesi ve yeterince sıkı bir pa-
ra politikasırun uygulamaya sokulamaması haiin-
de hükûmetin konumu sarsılabilir. Beklentiler ara-
sında koalisyon ortakları arasında para politika-
sı uygulaması ve tasarruf önlemleri konularında
ABD'nin desteği
Raporda ABD ve Başkan Bush'un Türkiye'ye
sağladığı siyasal desteğe de değinilerek şöyle de-
nildi:
"Körfez krizi ve bunun ardından gelen Kürt
mülteci akını 40 yıldır bir NATO üyesi olarak Sov-
yet yayılmacılığına karşı oynadığı onemli role rağ-
men göremediği ilgiyi getirdi Türkiye'ye.
Başkan Bush da Türkiye'nin bu önemli rolünü
açıkça tanımış bulunuyor. Iki ülke arasındaki iliş-
kiler bugün daha güçlüdür. ABD'nin siyasi des-
teği Türkiye'nin aynı zamanda AT'den bazı ta-
vizler koparmasında da yararlı olabilir. Bu çer-
çevede ABD zaten şimdiden Türkiye'ye genişle-
tilmiş ortaklık statusü verilmesi için AT üzerin-
deki etkisini kullanıyor."
Kamu açıkları sorunu
Raporda kamu kesiminin yüksek oranlı finans-
man açıkları sürdükçe Merkez Bankası'nın Dara
politikasında zorlanabileceği de kaydedildi. Bu du-
rumun dış ödemelerde de sorun çıkarabileceği be-
lirtilerek şöyle devam edildi:
"1991 yılında Merkez Bankası hükümete yay-
gm bir biçimde kısa vadeli avans verdi. Bu nedenle
banka iç varlıklarını kontrol etmekte zorlandı ve
parasal hedefleri açıklamaktan kaçındı. Yine de
nihai parasal hedefler, istikrarlı faiz ve döviz kur-
lan olmaya devam ediyor."
Özelleştirme
"Koalisyon ortağı SHP'nin KÎT'lerin özelleş-
tirilmesine yönelik ciddi bir ideolojik inancı yok"
değerlendirmesine de yer verilen raporda "Geç-
mişte SHP'nin Özal'ın izlediği yabancı sermaye-
ye açık kapı politikasını eleştirdiği de biliniyor"
denildi.
DestfkJeme alımlan ve özelleştirme ile ilgili ola-
rak da özetle şu görüşlere yer verildi:
"İşgücünün yüzde 4O'ı hâlâ çiftçilerden oluşu-
şan ülkede devlet destekleme aümlarının kaldırıl-
ması zor. Aynı sekUde kârlı olmayan KİT'lerin ka-
patılması da kolay değil. Özelleştirme ANAP'ın
reformlarının- önemli bir boyutunu oluşturuyor-
du. Ama buna rağmen çok yavaş ilerledi ve bazı
siyasi engellerle karşılaştı. Bu engellerin SHP'nin
özelleştirmeye soğuk bakması nedeniyle daha da
artacağı sanılıyor."
Ücret artışlan
Raporda ucret artışlarırun orta vadede Türki-
ye'nin ihracatının rekabet gücünü yitirmesine de
neden olabileceği savunularak "Buna karşın itha-
lat rejiminin liberalizasyonu da tüketici davranış-
larında değişikliğe yol açacaktır ki ithalatın için-
deki tüketim malları oranının artması beklenebi-
lir" denildi.
Kronik enflasyon
Kronik yüksek enflasyonun temelinde esas ola-
rak çok büyük kamu sektörü açıkları ve kamu fi-
nansmanının yeterince kontrol altında tutulama-
ması yatıyor -ki bu Türkiye'nin gerçekleştirilebi-
lir istikrarlı büyümesine ve ekonomisinin daha da
modernleştirilmesine en büyük engeli oluşturuvoı;
SalatakokteylinizBeltaş'tanESER ATİLLA (fstanbul) - Bugünkü
alış veriş merkezimiz için 18 ocakta
Levent'te açılan Beltaş'ı seçtik. Bd'-
ini belediyeden Taş'ını da Beşiktaş'-
tan alan Beltaş'ın uzun açılımı Beşik-
taş Belediyesi Tanzim Satış Magaza-
ları.Beltaş'ın Levent dışında Beşik-
taş'ta da mağazası bulunuyor.
Beltaş, Etiler girişinde, Levazım Sitesi'nedö-
nen yolun hemen girişinde. Levent, Ulus, Eti-
ler, Hisarüstü, Akatlar'da oturanların geçiş
kavşağında yer alan market şu anda bu civarda
açılan en büyük market unvanını taşıyor. 2
katlı, 3 bin çeşit malın satıldığı marketin girişi-
ne uzun yeşil bir haiı döşenmiş. Halıyı takip et-
tiğinizde kapıya ulaşıyorsunuz. Büyük camlı
kapılardan içeri girince sağda yürür sepetler
sizi bekliyor. Kapıdan girer girmez tam karşınız-
da ise iki yana doğru genişleyen büyükçe bir
merdiven var. Pek yakında buraya bir yürüyen
merdiven yapılacakmış.
Beltaş'ın birinci katında perakende satış
yapılıyor. 3 bin değişik ürünün satıldığı bu kat-
ta reyonlar yukandan aşağıya doğru sarkan pi-
ramit şeklindeki panolarla gösteriliyor. Aynca
kırmızı, mavi ve yeşil ışıklı panolar da market
içinde iz sürmenizi kolaylaştınyor. Reyon ara-
lan, iki üç kişinin rahatça geçebileceği genişlik-
te.
Beltaş'ın yeni açılması, yeniliğin getirdiği
özenin yanı sıra bazı aksakhklan da beraberin-
de getiriyor. Size tavsiyemiz Beltaş'a giderken
buranın yeni açılmış bir yer olduğunu göz önü-
ne almanız. Aynca Beltaş yetkilileri, müşterile-
rin eleştiri ve isteklerini dinlemeye her zaman
açık olduklannı dile getiriyorlar.
Beltaş'a ilk kez gelen matematik öğretmeni
Beltaş'ta alışveriş yapanların önemli bölümü aynı fıkri pa> lası> oriar: Belediye pazarı deyince kalite-
siz sandık, ama burayı gördükten sonra yanıMığunızı anladık.(Fotoğraf:ML HARREM AYDIN)
Neşe Bulduk, marketteki ilk izlenimini
"Aydınhk, ferah, temizbiryer. Umanm buözel-
likleri sürekli olur. Ancak çahşanlar oldukça ya-
vaş. Daha özenli bekliyordum. Ve çalışanlar
daha seri olabilirler" diye belirtiyor. Daha
önce Levent'teki Migros'tan alış veriş yapan
emekii öğretmen iki kardeş Emine ve Hanife Sa-
noğlu, artık Beltaş'a geldiklerini belirterek bu-
rayı seçmelerinin nedenini kalite ve ucuzlukla
açıklıyorlar. İki kardeş Sanoğlu, "Belediye pa-
zarı deyince kalitesiz zannettik. Ama gelince ya-
nıldığımızı anladık. Burada her çeşit mal var.
Hatta bazı mallar Levent'teki Migros'tan daha
da ucuz" diyorlar. Beltaş yetkilileri bu yakınma-
lara "Zamanla tüm eksiklerimiz tamamlana-
cak" diye yanıt veriyorlar.
Beltaş pazar hariç her gün 9.00-21.00 arasında
açık. Pazar günleri ise 9.00-18.00 saatleri arasın-
da hizmet veriyor. Otomobiliyle alışverişe çı-
kanlar için Beltaş'ın özel otoparkı bulunuyor.
Şu anda 40 araca hizmet veren otoparkın yeter-
siz geldiğirü belirten yetkililer, otopark hacmini
pek yakında 100-150 araca çıkarmayı planlı-
yorJar.
Beltaş'ın en büyük özellığı ikinci katında top-
tan satış yapması. Ürünleri saklayacak yeri
olanlar için Beltaş üst katını toptana ayırmış.
Burada da her türlü malı bulmak mümkün. Bu
katta satılan şampuan, tekel ürünleri, bisküvi,
makarna, temizlik malzemeleri toptan alış veriş
yapacaklar için daha ekonomik. Orneğin birin-
ci katta 23 bin 750 liradan satılan 1300 gramhk
Alo-Matik ikinci katta tanesi 22 bin 700 lira-
dan satılıyor. Ancak bu ürünü 22 bin 700 lira-
dan almak istiyorsanız bir koli yani tam 14 adet
Alo Matik almanız gerekecek.
Beltaş'ta bir de Salad Bar yar. Salad Bar'da
10-12 çeşit salata bulunuyor. İstediğiniz salata-
lardan bir kokteyl hazırlayıp alabiliyor ve ken-
diniz tartıp kendiniz paketleyebiliyorsunuz.
BİRG()RİS
Enflasyon veDurgunluk
GÜLTENKAZGAN
/. Ü. İktisat FakültesiÖğretim Üyesi
Türkiye ekonomisi, 1988 başında-n bu yana ortalama yıllık
hızı %70'i aşan bir enflasyonla birlikte, 1990 bir yana bırakı -
lırsaortalama yıllık hızı %1.5'i aşmayan GSMH artışı ile yaşı-
yor. Piğer bir deyişle, enflasyonun denetimi en büyük güçlükler
çıkaran "stagflasyon", yani durgunluk içindeenflasyon biçimi-
ne tanık oluyor. Sadece 1990'da, bu olumsuz gidiş, ANAP hü-
kümetinin kur-faiz makasıyla oynaması üzerine tersine çevrile-
bildi, enflasyon hıa %60'a gerilerken GSMH büyüme hızı %9.
9'a çıktı. Ancak, bu sürdürülemez yapay bir desteklemeyle ger-
çekleşti: Bir yandan cari işlemler bilançosu açığı 2.6 milyar do-
lara çıktı; böylece, ithal malı bolluğu sayesinde fiyatlar denetle-
nebildi; bir yandan döviz fıyatı %30 civannda arttığı için hem
fiyat artışına bir "çıpa" oluşturuldu hem girdi maliyetlerindeki
göreli düşüşle içfiyatlar%60artarken kârhlığı arttırdığı için üre-
time ivme verildi hem de girdi/ürün fiyatlanndaki göreli değiş-
me yapay biçimde katma değeri şişirdiği için GSMH'deki artış
olağan dışı bir orana çıkmış gözüktü. Aynca, imalat sanayiinde
1989'a oranla 1990'da sadece bir puanlık kapasite kullanımı
artışına karşılık tanm üretimındeki %8'i aşan orandaki bü-
yüme, yapay politika etkenleri yanında dışsal etkenlerin rol oy-
nadığını gösteriyor. Yani, ekonomi, dışsal etkenler artı sürdü-
rülemez politika uygulamalanyla 1990'da canlandınldı, yoksa
durgunluğu kendi piyasa güçleriyleaşamadı. Nitekim, 199I'de
Körfez krizinin de eklenmesiyle, tekrar enflasyon %71 'e çıkar-
ken, GSMH artışı % 1.5-2 arasında kaldı. 1991 sonuna doğru
yoğunlaşan durgunluk karşısında ticari bankalar topladıklan
fonlan krediye dö- _ _ . _ ^ „ —
1991 sonuna doğru
yoğunlaşan durgunluk
karşısında ticari bankalar
topladıkları fonlan krediye
dönüştüremez duruma
girince, faiz badleri düştü.
nüştüremez duruma
girince, faiz hadleri
düşmeye başladı;
buna, 20 Ekim seçi-
miyle iktidara gelen
yeni koalisyon hükü-
metinin enflasyonu
düşürme taahhüdü
eklenince, faiz hadle-
rinde bugün de düşüş ~"^~~" •—"^—~
sürüyor, beklentilerin olumlu etkisi altında.
1984-7 dönemini kapsayan 4 yılda ekonomi ortalama yıllık
hızı %45'e varamayan bir enflasyon hızıyla %7'yi aşan GSMH
artışı yaratabildi. Bu dönemle, izleyen yıllararasında iki nokta-
da önemli fark görülüyor: Birincisi, 1984-7 döneminde cari iş-
lemler açığının GSMH'nin %2'si civannda sürmesi; ikincisi,
reel ücretlerin ve maaşlann çok düşük düzeylere gerilemesi.
Oysa, 1988 ve izleyen yıllarda bu ikietken tersine dönmüş gözü-
küyor: 1990 hariç, cari işlemler fazla veriyor; reel ücretler ve
maaşlar artış trendine girmiş bulunuyor. Birincinin etkisini ge-
çen ayki yazıda incelediğimız için burada sadece reel ûcret-
maaş boyutu üzerinde duracağız.Türk ekonomisinde ortalama
verimlilik artışı, temelde emek veriminin çok düşük olduğu
(tanm-dışı kesimlerin %20'si kadar) tanmdan daha yüksek ve-
rimli faaliyetlere işgücü akını ve bu kesimlerde istihdam artar-
ken tanmda çahşan sayısında azalışın ortaya çıkmasıyla ger-
çekleşir. Tanmda ve kentlerdeki basit hizmetlerde işgücü biri-
kiminin artmasıyla ters etki yaratır! 1988 ve izleyen yıllarda
ekonomi böyle bir değişim içine girmiştir; aynı süreç 1978-83
arasında da çok yoğun biçimde yaşanmıştır. DİE verilerine
göreEkim 1989 ile Nisan 1991 arasındaki 1.5 yıl zarfında istih-
dam şöyle değişmiştir: Tanmda 506 bin ve hizmetlerde 231 bin
kişilik istihdam artışı vardır; buna karşılık sanayide (imalat,
madenrilik, elektrik-gaz-su) artış 66 bin, ticarette 101 bin kişi
iken, ulaştırma-haberleşme, banka-sigorta, inşaat gibi kesim-
lerde 144 bin kişilik azalış vardır. Yani, ücretli-aylıklı kesimde
istihdam azalışı ortaya çıkmıştır. Buna göre artan reel ücretler
yüksek verimli faaliyetlerde ıstihdamı azaltırken, ücretsiz ça-
lışma biçimlerinin (ücretsiz aile işgücü, ya da kendi hesabına
calışma) yaygın olduğu en düşük verimli faaliyetlerde 1.5 yıl
gibi bir sürede 737 bin kişilik istihdam artışı olmuştur. Bu
süreç hızlanarak 1991 nisan ayından bu yana devam etmek-
tedir.
Bu noktada durup düşünmek ve şu sorulara yanıt bulmak
gerekir: Ortalama emek veriminin düştüğü bir süreçte, reel üc-
retler artarken enflasyon nasıl kontrol edilebilecektir? Jş ha-
yatının durgunlaştığı, işçi çıkarmalannın arttığı bir ortamda
devletin Kurumlar ve Gelir Vergisi gelirleri reel anlamda nasıl
arttınlabilecektir?
Görünüme göre ekonomi, 10 yıh konjonktür dalgasının tek-
rar stagflasyonla beliren daralma sürecine girmiştir: 1958-62,
1969-71, 1978-83'te yaşanan daralma ve hızlanan enflasyon,
dönemin kendi koşullannda tekrarlanmaktadır. Bu kez, "Dö-
viz darboğazımız yok" dense de durum 1980 başından çok
farklı değildir; üstelik büyük iç ve dış borç yükü, itbal mali kul-
lanımma ve üst düzey tüketime şartlanmış zengin bir kitle, libe-
ralleştiği ölçüde denetimi güçleşmiş bir ekonomi, halka geniş
ekonomik ve demokratik taahhütlerle iktidara gelen bir koalis-
yon hükümeti ve tükenmiş bir tanm ile yavaş yavaş sanayicılik-
ten vaz^eçen bir işadamı çevresi bulunmaktadır. Yani bu kez,
iş daha zordur.
%
86,86
%
72,74
1991 yılında en çok kazandıran yatırım fonlan
Yapı Kredi Yatırım'dan: Aktif Fon birinci, Hisse Fon üçüncü.
AKTİf FON
Dünya borsalannda ışlem göreı kârlı hese senetien
«tahvıllerdenoluşur. Kaölma bdgelen TL ile satm
aiırnr. Istendğnde. o günkü değeri ûzmnden
paraya çevrüebdir. W
HİSSE FON
Borsada ışlem goren kârlı hısse seneöennden
oluşur. Stzı htsse senecC pıyasasnın venmınden
nskın en dağılmış şekJıyte yararlandınr. Istendıgınde
o gûnku değen uzennden paraya çevnletnlır Aktif Fon. 1991 yılında % 86,86 kazanç sağlayarak Türkiye'nin en çok ka-
zandıran 72 yatırım fonu arasında birinci, Yapı Kredi Yatırım'ın diğer bir fonu,
Hisse Fon ise, % 72,74 verimle üçüncü oidu.
Siz de Yapı Kredi Yatırım'ın deneyiminden yararlanın,
Fon Ailesi ile kazanın. Lideri izleyin.
YAPI^CKREDi
YATIRIM
Yapı Kredi Menkul Değerler Merkezteri
İstanbul: (1) 232 62 00 (15 hat) Ankara: (4) 431 96 16 - 433 89 18 432 07 70
İzmir: (51) 19 63 43 -19 63 44 -19 92 05 Adana. (71) 18 20 02 (3 hat)