15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Şubat 1992 * * * * haberler Cumhuriyet 19 Umuda yolculuk Ülkelerinden kaçarak ABD'de yeni bir yaşama başlamak için şansını deneyen Haitililerin dramı, Isviçre'nin kapısına dayanan Türkleri anlatan 'Umuda Yolculuk' fîlminin öyküsünden çok daha hazin belki de. Haiti'den sandallarla kaçarak Küba'daki 'Guantanamo Bay' adli ABD Ussüne sığınmaya çalışan Haitililerin pek çoğu açlıktan ve susuzluktan yollarda ölüyor. Irkçı beyazlar eşitüği hazmedemeyecek Guney Afrika'da siyahların lideri Nelson Mandela ile Devlet Başkanı F.W. de Klerk, ül- kedeki siyahların da beyazlarla eşit haklara sa- hip olmaları için göruşmeler yapıp el sıkışırken ırkçı beyazlar Apartheid yönetiminin sürmesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Afrikaner Direniş Hareketi (AWB) adlı bir örgütün çatısı altında toplanan ırkçı beyazlar, eşitlik isteyen siyahlara gözdağı vermek amacıvla sık sık kentlerde göv- de gösterileri yapıyor ve beyazlann üstünlüğü- nü sona erdirmeye çalışmakla suçladıklan Dev- let Başkanı De Klerk'i zaman zaman ölümle teh- dit ediyorlar. AWB örgütünün 500 kadar mili- tanı onceki gün Cape Town'da bir yüruyüş ya- parken örgütun lideri Eugene Terre, Venters- dorp'taki çiftliğinde mutlu mutlu gülümsüyor- du. (Fotoğraf: AP) İşçi yürüyüşü Hükümet, müfettiş gönderiyor CUMHURİYET (Ankara) - Bakanlar Kunılu, dün akşam- ki toplantısmda, işçi yürüyüşü ile ilgili olarak Izmir'e "karma bir teftiş heyeti" göndermeyi kararlaştırdı. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen, Bakan- lar Kurulu'nun olağanüstU top- lantısında, işlerine son verildi- ği için başlattıklan "Ankara yürüyüşü" 28. gününü doldu- ran Izmir Anakent Belediyesi işçilerinin durumunun da ele alındığını söyledi. Gönen, ko- nuyla ilgili olarak lzmir'e Içiş- leri Bakanhğı, Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanhğı müfet- tişlerinden oluşan bir "karma bir teftiş heyeti" gönderileceği- ni açıkladı. Tüp üçüzler taburcu oldu Türkiye'nin ilk üçüz tüp be- bekleri doğumlarından 43 gun sonra taburcu oldu. Ege Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi'nde 7.5 aylık dünyaya gelen tüp üçüzler, dün hastane- den anne Nur ve baba Bayram Ekinci'nin kucaklarında aynl- dılar. (Fotoğraf: AA) T>ağ paüadı, üstümüze geldf • Baştarafı 1. Sayfada dir Başkur, Emin Başkur, Rahi- me Tlıtar, Yusuf örgen, Abdur- rahman Örgen, Abdurrahrnaı Ünlü, Abdullah KıUı, HaSl Oluç, Mehmet KJÜÇ ve Hasan Akbaş. Karakolda çığ altında kalan, ancak daha sonra kurtarılan Yunus Dinçer adlı er, ardından Uğur Çayır, Mııammer Kasa- boglu, Mesut Yılmaz, Cafer Akbaba, Bayram Sarıkaya, Is- rafîJ Şimşek adlı arkadaslannı kurtardı. Bu arada, Cizre ve civar ilçe- ierden köye yardım malzemele- rinin yanı sıra, traktörlerle ta- but taşındığı gözlendi. Dün sabah saatlerinde heli- kopterle köye ulaşan Şırnak Va- li Vekili Nurettin Güven, kur- tarma çabşmalanna bizzat ka- tıldı. Burada yaraiı olarak kur- tarılan asker ve kûylüler, helı- kopterle çevre ülerdeki hastane- lere taşındılar. ögle saatlerine dogru Görmeç köyüne 2'si as- ker 8 doktor ile sağlık persone- linden oluşan bir sağlık ekibi ulaştı. Incirlik'ten iki helikop- ter, sağlık elemanı ve sağlık maizemesi taşırken, Diyarba- kır'dan da 3 helikopter yardım getirdi. Sllrtte ölenler Dün karadan ve havadan ula- şınun sağlandığı Siirt'in Tunek- pınan Jandarma Karakolu'nda, çığ altında kalan 32 erin ceset- leri çıkanldı. Cesetlerden 10'u Siirt il merkezine getirildi. Ka- lan 22 askerin de bugün Sürt'e getirilerek buradan memleketle- rine gönderilecekleri bildirildi. Cesetleri çıkanlan jandarma er- lerinden 32'süıin kimlikleri şöy- le: özcan Filiz (Vize-Kırklareli), Hasan Küçükçoban (Fethiye), Nedim Küçük (Rize-Çayeli), Ze- keriya Kuden (Malaiya - Daren- de), Fethi Goca (Istanbul), Er- gun Bağcı (Balıkesir-Sındırgı), Kâmil Akdar (Malatya), Meh- met özer (Biga), Mustafa Güneş (Kastamonu), Kadir Akgül (Si- nop), Dursun Ergen (Kayseri- Bünyan), Basri Sajır (Kayseri- Pınarbaşı), Erdoğan Akçıkırık (Tokat-Zile), Hüseyin Sadık (Malatya), Saim Yıldız (Çorum), Mehmet Yılmaz (Malatya), Is- kender Akgedik (Balıkesir- Sındırgı), Erhan tşgüzar (Yoz- gat), Ali Yücel öner (Ödemiş), Erda Uygun (Hatay), Ali Erbil (Bor-Niğde), Mehmet Koç (Gaziantep-Yavuzeli), Mustafa YJdız (Baukesir), Erhan öztürk (Orhangazi), Ramazan Kocadağ (Balıkesir), İbrahim Koduk (Kü- tahya), Turan özer (Tokat), Ne- cip Akdoğan (Kızılcahamam), Ali öner (Tokat), Halil Sadıkoğ- lu (Rize), Hüdai Aslan (Anka- ra), Hasan Kıüç (Tokat). önceki gün çjğ olayından he- men sonra çevre köylerden ge- lenler tarafından ve kendi ola- naklarıyla kurtarüan 12 er, dün helikopterle hastaneye ulaştınl- dı. doğal bir afet" olduğunu vurgu- ladı. tnönü ve beraberindekiler da- ha sonra çığ felaketine uğrayan bölgelere helikopterle giderek olayla ilgili bilgi aldılar ve kur- tulan vatandaşlarla konuştular. Inönü ve beraberindekiler, Tünekpınar Karakolu'nda enkaz altında bulunan erlere uJaşma çalışmalarını bir süre izlediler. Inönü, incelemelerini tamamla- dıktan sonra yeniden Diyarba- kır'a döndü. Inönü, burada iz- lenimlerini anlatırken, "Biz, Görmeç'e vardığımızda kurtar- ma çalışmalan sürüyordu. Ça- lışmalara köylüJer de kaülıyor ve yük kaybın silahlı kuvvetlerde olduğunu bildirdi ve şöyle konuştu: "Vatan vazifesi yapan erleri- miz orada büyük bir felakete maruz kaldılar. Vatan görevi yapmak her yerde bu gibi tehli- kelerle erlerimizi karşı karşıya getiriyor. Bu defa karşılanna bir çığ felaketi çıktı." Daha sonra Ankara'ya dönen Inönü, Esenboğa'da yaptığı açıklamada, olayı "görülrnemiş bir felaket" olarak niteledi. ölenlerin yakınlanna bassağlı- ğı, yaralılara da acil şifalar di- ledi. "Ölü sayısı tüm çığ düşen bolgelerde 131'dir" dedi. Inönu, Çığ faciasının yaşandığı bölgede kurtarma çalışmalan süriiyor. (Fotoğraf: REUTER) Görmeç ve Tünekpınar'daki çığ faciasından sonra değişik bolgelerde meydana gelen çığ olayında da 17 kişinin yaşamım yitirdiği bildirildi. Başbakan \fekili Erdal Inönü, çığ felaketi üzerine dün berabe- rinde Orgeneral Doğan Güreş, Içişleri Bakanı Ismet Sezgin ol- duğu halde olay bölgelerine gi- derek incelemelerde bulundu. Inönü, Diyarbakır'a inişinde çığ olaymdan büyük üzüntü duydu- ğunu belirterek, "Büyük bir fe- laket yaşadık. Başımız sağolsun" dedi. Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş de bir ga- zetecinin sorusunu yanıtlarken, "çığın karakollara düşmesinin özel bir sebebi bulunmadığıru ve herkes birbirine yardım ediyor- du. Devletin bütün birimleri yardım için yarış ediyor" dedi. Inönü, bir "Afet Isleri Komisyo- nu"nun kurulacağını bildirdi ve yeni doğa facialannın yaşanma- ması için gereken her türlü ted- birlerin alınacağını söyledi. Ya- pılan tespitlere göre, çığ düşmesi sonucu 91 askerin şehit olduğu- nu, 40 köylünün de yaşamım yi- tirdiğini beUrten Inönü, kaybo- lan 26 kişinin bulunması, yaraiı olanlann kurtanlması ve ölen- lerin cesetlerinin çıkanlması için çalışmalann yoğun Sir şekilde sürdürüldüğünü bildirdi. Başbakan Vekili Inönü, çığ bölgesinde gördüğü manzaranın çok ürkütücü olduğunu, en bu- orada yaşayan vatandaşların mesajlannı da buradakilere ilet- mek istediğini ifade ederek, "on- lar 'bizi unutmayın, yalnız bı- rakmayın bize yardun edin' me- sajınt Uetiyorlar" diye konuştu. tnönu ile birlikte Diyarbakır'a giden Genelkurmay Başkanı Or- general Doğan Güreş, Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun, Orhan Kilercioğlu, Içişleri Bakanı Is- met Sezgin, Bayındırlık ve Iskân Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis de incele- melerden sonra Ankara'ya dön- düler. Çığ faciası üzenne Davos dö- nüşünü öne alan Başbakan Sü- leyman Demirel, dün akşam sa- at 19.40 sıralarında Ankara'ya vardı. Esenboğa'da konuşması- na başlamadan önce salondaki gürültü üzerine "lütfen sessizlik" uyarısmda bulunan Demirel, çığ nedeniyle gezisini yanm bırakmak ve prograrruru istediği gibi yapamamak gibi bir durumla karşılaştığını söyledi. "AUah'm takdiridir. AUah be- terinden saklasın. Tekranndan esirgesin" diyen Demirel, "Ba- na verilen bilgilere göre 135 va- tandaşımız hayatını kaybetmiş- tir, bunun 100*ü askerimizdir" diye konuştu. Bakanlar Kurulu Bakanlar Kurulu'nun dün ak- şam yapılan olağanüstU toplan- tısmda çığ düşen yerleşim birim- lerinin "afet bölgesi" ilan edil- mesi kararlaştırıldı. Devlet Ba- kanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen, çığ bölgesinde Bayındır- hk Bakanlığı uzmanları tarafın- dan zarar tespit çalışmaları ya- pıldığını belirterek her türlü maddi yardımın yapılacağını açıkladı. AT'den yardım mesajı Çığ felaketine Uişkin tepkiler sürerken, AT Komisyonu Tür- kiye ile üişkilerden sorumlu üye- si Abel Matuşey, Demirel'e yol- ladığı başsağlığı mesajında Türkiye'nin talep etmesi halin- de acil yardımda bulunabilecek- lerini bildirdl. Çığ felaketi tüm yurtta üzün- tü yarattı, Cumhurbaşkam Tur- gut özal, üzüntüsünü beUrtti ve "Milletçe acımız büyüktür" dedi. KKTC CumhurbaşRanı Rauf Denktaş da çığ felaketi nedeniy- le, Cumhurbaşkanı özal ve Baş- bakan Demirel, Başbakan Yar- dımcısı Inönü ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Gü- reş'e birer başsağlığı mesajı gön- derdi. Türk-tş, Hak-lş ve çeşitli ku- ruluşlar facia ile ilgili üzüntüle- rini beürten birer açıklama yap- tılar. Haruna Gecidi'ne çığ düşmesi sonucu mahsur kalan 15 kişi yaklaşık 3 saat süren çalışmalar sonucu kurtarıldı. Yine yoğun kar nedeniyle Ramandağı, Gar- zan ve Karaali sahalarmda 82 TPAO işçisi kurtarıldı. İslam, Demokrasi ve Türkiye Modeli... • Baştarafı 1. Sayfada yasal reformlar bir arada gider. Tek başı- na biri olamıyor. Ekonomik durum ve yok- sulluk çok kötü Cezayir'de. Temel sorun İs- lam değil. Benim ülkemde yüzde 85 çoğun- luk İslam radikalizmine karşıdır.." Tam bu sırada NATO Genel Sekreteri VVörner, Demirel'in kulağına şöyle fısıldar: "Anlayamadım, ne dedi?" Demirel: "Cezayir haikının yüzde 85'inin İslam ra- dikalizmine karşı olduğunu söyledi." VVörner: "O zaman neden seçimlerin ikinci turu- nu iptal ettiler ki?" Demirel: "Ama bir nokta var: Cezayir'in temel so rununun İslam olmadığını söyledikten son- ra bir konuya daha değindi: İslam diniyle İslamcı radikal akımların farklılığı ve yok- sulluğun kitlelerde yarattığı çaresizlik..." • Demirel'le NATO Genel Sekreteri arasın- da geçen bu konuşmanın ilginç yanı şu: Batılı odaklarda İslam diniyle radikal İs- lamcı akımlar arasında genellikle bir aynm yapılmıyor. Komünizmin sistem ve ideolo- ji olarak yıkılması ve çekiciliğini yitirmesin- den sonra şimdi de İslam, bir inanç siste- mi olarak "yeni dünya düzeni"ne karşı yeni bir tehdit olarak görülüp algılanıyor. İslam ve demokrasinin bir arada yOrüyemeyeceği genel kabul görüyor birçok Batılı çevrede. Oysa şu rahatça söylenebilir: Türkiye örneği bunun tersini kanıtlıyor. Bir İslam ülkesi olarak aynı zamanda laik ve demokratik bir modelin başanlabilece- ğini Türkiye tarihi gösteriyor. Ama ne var ki bu gerçek, henüz Batı ka- muoyunda da Batılı iktidar odaklarında da doğru dürüst bilinmiyor, yerli yerine otur- tulamıyor. Bunda bizim eksiklerimizden kaynaklanan nedenler olduğu gibi, Batı'da- ki bilgisizlik ve önyargılann da kuşkusuz ro- lü var. • Bu konuda şu sıralar hava değişmeye yüz tuttu. "Türkiye modeli"nin artık ciddi biçimde ilgi odağı olmaya başladığı söyle- nebilir. Bunun başlıca iki nedeni var: — Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bir- likte Kafkaslar ve Orta Asya'da tarih sah- nesine çıkan Türk kökenli Müslüman cum- huriyetler. — İslam ülkelerinde yükselen ve Batf- da yeni dünya sistemine yönelik olarak teh- dit oluşturduğu düşünülen radikal İslamcı akımların varlığı... Bu iki konuda Türkiye'nin adı birçok yer- de özellikle vurgulanmaya, yazılıp çizilme- ye başlandı artık. Örneğin eski ABD Dışişleri Bakanı Kis- singer, cumartesi günkü panelde konuşma sırası Demirel r e geldiği zaman Türkiye'den şöyle söz ediyordu: "Son dönemde hiçbir ülke, Türkiye ka- dar olağanüstU bir dönüşümü yaşamış de- ğildir. Geleneksel olandan modern bir top- luma, bir tarım toplumundan sanayileşme- ye büyük bir sıçrama yapmıştır. Laikleşme- yi ve demokratikleşmeyi gerçekleştirmiş, modern bir İslam ülkesidir Türkiye..." Nitekim Demirel de konuşmasında, din olarak islamın uluslararası yumuşama ve işbirliğine engel olmadığını belirtirken de- mokrasiyle İslamın bağdaşabilecegine şöy- le değindi: "Türkiye kendi tarihinde de göstermiş- tir ki laik ve çoğulcu demokrasiyle İslam di- ni tümüyle bağdaşmaktadır. Uzun bir laik geçmişe sahip ülkemde dinın canlanışı, ge- nel olarak bireyin artan dindaıiığı olarak de- ğerlendirilebilir. Toplumsal düzeni rahatsız eden bir olgu değildir bu. Dinci partiler ve dini propagandaya ilişkin devrini çoktan ta- mamlamış yasakların Türkiye'de kaldırıl- masından sonra da demokrasimiz gayet iyi işlemeye devam etmektedir. İnanç ve vic- dan özgürlüğü Türkiye'de laikliğin temel taşlarıdır. Militan, İslamcı akımlar, antide- mokratik mesajlannı daha çok uzun za- mandır tek parti rejimleri altında çeken top- lumlarda yayabilmektedir." Demirel bu açıdan, Türkiye deneyiminin model olarak bu ülkelere sunulabileceği- ni, tek partiden çok partili rejime geçişte Türkiye'nin gerek Türki cumhuriyetlere ge- rekse bazı İslam ülkelerine yardımcı olabi- leceğini konuşmasında belirtmiştir. • Burada Demirel'in Batı'ya mesajı açıktır: İstikrarlı ve güçlü bir Türkiye sizlerin de çıkarına uygun düşer; bir İslam ülkesi ola- rak ekonomisi ye demokrasisi güçlü bir Türkiye, radikal İslamcı akımların yükseli- şine karşı "yeni dünya düzeni"nin sahip ol- duğu modern bir seçenektir; o yüzden so- ğuk savaş bitti diye Türkiye'nin dışlanma- sı kimsenin çıkarına değildir. Ankara'nın bu mesajı henüz yeterii olma- sa da en başta VVashington olmak üzere Batılı odaklarda algılanmaya başlamış du- rumda. Dünya Ekonomik Forumu'ndaki değişik platformlarda bunun izleri kolayca görülüyor. Yann da bu konuyu sürdürmek istiyoruz. Davos'ta Türk ruhu' canlandı • Baştarafı 1. Sayfada waz Şerif ve Moldayya Devlet Başkanı Mircea Sinegur tle görüştü^ Pakistan Başbakanı'nı ya- naklanndan öperek karşılayan Demirel, kendisine Doğu Ana- dolu'da meydana gelen çığ fa- ciasından söz etti ve 100 kadar askerimizin şehit olduğunu söy- ledi. Demirel.Dunya Ekonomik horumû'na katılan konuklar onuruna 1 Isviçre hükümeti tara- findan verilen öğle yemegine ka- tılmadı. Başbakan Demirel, Davos'ta- ki temaslarını tamamlayarak TSİ 13.00'te karayoluyla Zü- rih'e geldi. Daha sonra özel uçakla Ankara'ya döndü. 12 yıl aradan sonra çıktığı ilk yurtdışı geziden dönen Demirel, Davos'ta büyük ilgi gördükleri- ni söyledi. Yaptığı konuşmalar- da Türkiye'nin dünyaya bakışı- nı anlattığım belirten Demirel, "Gururla söyleyeyim ki ülkemi- zin de devletimizin de milletimi- zin de büyük itiban vardır. Bü- yük bir ilgi gördük" dedi. De- mirel, Mitsotakis'le görüşmesi- nin hem bölge hem de dünya ba- nşma hizmet edecek nitelikte ol- duğunu beürtti. Demirel özetle şunları söyledi: "Türkiye'nin yeni dünya dü- zeninde önemli yeri olacaktır. Bunu herkes hıssetmiş görünü- yor. Tabii ki bu bizim sorumlu- luğumuzu arttırır. Biz çağı ya- kalamışızdn-. Çağm gereklerine uyacağiz!' Goleri • Atelye 232 64 26B 230 21 87 GALERİ LEBRİZ BİHRAT MAVİTAN Resim ve Heykel Sergısi 4-29 Şubat 1992 Eyiam CM. Açakhm ApL NK 16 NtMnl«ş. 140 22 82 tmm ııu um ı»m H»t«n M U . tlMTum Ktiııım» «tMırgtuLu 3 Şubat-10 Uan • MİNE SANAT GALERİSİ (Utyoi Kuşdill Cad No: 21 KıakBy Ttt 345 84 *0 SERİGRAFİ ve GRAVORLER •aum uın - *nı uu« tmm ııu um ı»m GORBON SANAT T,A1 NEŞ'E KOSAL Resım Sergısi 4 Şubat - 29 Şubat 1992 Destek Reasürans • Sanat Galerisi ZEKİ KIRAL Resım Sergisı 14 Ocak-7 Şubat At>d( Ip^çj c*d No: 75 Maçka T.l 231 29 32 4 25 Şubai 1992. lî 00 -18.00 (Pmrgûnlendışındii kftlalCaddesHl Beroğiu-tsanbui « 1S21698 BALKAN NACİİSLİMYELİ I G A R A N T -DebGomlegr S A N A T G A L E R I S GÖKHAN ANLAĞAN Resim Serglsl 31 Ocak-19 Şubat'92 GALERİ B k •VBALDEM Valıkonag. Cad AkkavaK Sok No 22,3 8O20O Nışantaşı ISTANBUL Tel 11) 232 40 81 MELEK BAYDAR Resım Sergıst 20 Ocak-7 Şubot 92 Istanbul Devlet Güzel Sanatlar Galerisi IstıkiâJ Cad 209-49 Beyofllu 143 30 53 BİLSAK'TA T'AI CHI CHU'AN Çln Gölge Boksu İle Meditasyon Erol Keskm Yönetiminde Ş 143 28 79- 143 28 99 (OPERA) SANAT GAl E » I S I ZEKİ SERBEST Resım Sergısi 3 Şubat-22 Şubat Odnya Sajhk Sok. 43/16 Optra Iş Hanı Takıim 249 92 02 Özdemir Altan Resim Sergısi lOŞübat-5 Mart 1992 Y A P I K R E D I KÂZIM TAŞKENT SANAT GALERİSİ Istıklâl Caddesı Beyoğlu E r g i n Ç a v u ş o ğ l u ResimSergisi 5-26Şubat 1992, UÛ0-18O0 (Pazargunlen iışnda) \Örica Modem Sanat Galerisi **^^ Vahkonağı Caddesı No 117 2Nışantaşı-lstanbul Tel 13C39 80 galerı • atölye 232 64 26 • 230 21 87 Karadeniz, "mavi pazar' özleminde PTT, 120 • Baştarafı 1. Sayfada esasına dayanan yeni bir işbir- liği alanımn oluştunılmasuu ön- görüyor. Bugün Istanbul Sheraton Oteli'nde gerçekleşecek olan toplantının açılışını Cumhur- başkam Turgut Özal yapacak. Sadece üç saat sürecek olan ve esas olarak anlaşma metninin parafe edilmesi için 'sembolik değeri' olduğu bildirilen toplan- tıda, Türkiye, Rusya Federasyo- nu, Ermenistan, Azerbaycan ve Romanya, dışişleri bakanı düze- yinde temsil edilecekler. Buigaristan, Gürcistan, Uk- rayna dışişleri bakan yardıma- lan, Moldavya ise ekonomik iş- lerden sorumlu bakan tarafın- dan temsil ediliyor. Bu arada KEİB toplantılanna daha önce 'gözlemci' olarak katılan Yuna- nistan'm aym statüyle Ankara'- daki büyüİcelçisi Dimitris Mak- ris tarafından temsil edilmesi bekleniyor. Toplantı sırasında ele ahna- cak önemli gündem maddelerin- den birinin de 'Karadeniz Yatı- nm ve Sınai Kalkınma Bankası' kurulması önerisinin olduğu be- lirtiliyor. Moskova'da temmuz ayında dışişleri musteşarlan dü- zeyinde yapılan toplantıda ta- raflar 'ilke olarak' olumlu bak- tıkları bu konuyu 'düşüneceklerini' belirtmişlerdi. Toplantıya katılmak üzere Is- tanbul'da beklenen Ermenistan Dışişleri Bakanı Rafi Hovana- sian ile Dışişleri Bakanı Çetin arasında yapılacak ikili görüş- mede bu çerçevede dikkatleri uzerinde toplayacak. Rusya Dışişleri Bakanı And- rei Kozyrev ise tstanbul toplan- tısından sonra Dışişleri Bakanı Çetin ile resmi temaslar için ya- nn Ankara'ya geçecek. Cumhurbaşkam özal tarafın- dan 1990 yıünda ortaya atılan KElB önerisiyle ilgili ilk toplan- tı, aym yıl 19-21 arahk tarihleri arasında Ankara'da düzenlen- mişti. 12-13 Mart 1991 tarihlerinde bu kez Bükreş'te bir araya ge- len taraf ülkeler, 23-24 nisan ta- rihlerinde Sofya'da ve son ola- rak da 11-12 temmuz tarihlerin- de Moskova'da bir araya gel- mişlerdi. Hepsi dışişleri bakanhğı tek- nisyenleri düzeyinde gerçekleşen bu toplantının ilk ikisine sade- ce Türkiye, Sovyetler Birliği, Buigaristan ve Romanya katıl- mışlardı. Bu arada bağrnısızlıklarım ilan eden eski Sovyet cumhuri- yetleri ise bu toplantılann hep- sinde Sovyetler Birliği heyeti da- hilinde temsil edilmişlerdi. Son olarak Moskova'da yapılan toplantıya ise Buigaristan'ın da ısrarı üzerine Yunanistan 'gözlemci' olarak kabul edilmiş- ti. Yugoslavya da aynı statüyle bu toplantıya katılnuştı. Eximbank yetkilileri, 5 şubat- ta tstanbul'da parafe edilecek Karadeniz Ekonomik Işbirliği Bölgesi (KEİB) projesinin başa- nya ulaşması için Türkiye'nin yüklendiği sorumluluğu yerine getirmesinin zorunlu olduğunu ve Türkiye'nin KElB'in başarı- ya ulaşması için proje kapsa- mındaki cumhuriyetlere kredi açması gerektiğini belirttiler. AA muhabirinin KElB konu- sunda görüşlerini aldığı yetkili- ler, Türkiye'nin bu cumhuriyet- lere kredi açması için maddi ola- rak gücü bulunduğunu, ancak bu gücü kullanmasının siyasi tercih sorunu olduğunu söyledi- ler.Banka yetkilileri, KEIB'in, Türkiye'nin içinde yer aldığı ve başansızhkla sonuçlanan ulus- lararası anlaşmalara benzeme- mesi için projede yer alan ülke- lere kredi açılması, orta vadeh' ekonomik planın belirlenmesi ve dcari üişkilerin mai değişimi gibi yöntemlerle geliştirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Öte yandan Karadeniz Eko- nomik tşbirliği'ne esas teşkil edecek rnetnin parafe edilmesi için yapılacak törene katılmak üzere Türkiye'de bulunan Uk- rayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Valentin Lipatov, Ukrayna ile Türkiye arasında diplomatik ilişki kurulmasma ilişkin proto- kolün çok yakında, belki de bu- gün imzalanabüeceğini söyledi. • Baştarafı 1. Sayfada Bir Eutelsat uydusunun ma- liyeti 219 milyon dolar. Bu he- saba göre bir kanahn mah'yeti 14 milyon dolar. Bu uydulann ömürleri ise 7 yıl. Böylece bir kanahn yühk mahyeti 2 milyon dolardır. PTT yetküileri, 2 ayn TÜRK- SAT uydusunun 315 milyon do- lara satın ahndığım ve bunların toplam kanal sayısının 32 oldu- ğunu belirtiyorlar. ömürlerinin ise 7 yıl değil, 12 yıl olduğunu vurguluyorlar. PTT'nin bu kanal gereksi- nimlerinin bir Eutelsat uydu- sundan kiralanma yolu ile kar- şılandığında ödenecek kiranın 800 milyon dolar olduğu kayde- dildi. KULİS • Baştarafı 1. Sayfada altında ayrıca bir de "Cumhurbaşkanı'nın direktifleri" başlıkh bir bölüm vardı. Ateş, hemen ilgilileri çağırdı ve sordu: — Cumhurbaşkanı'nın direktifleri ne demek? Siz bana mı bağhsınız, yoksa Cumhurbaşkaru'na mı? Bürokratlar ezile büzüle yanıtladılar: — Efendim, bu iş epeydir böyledir. Cumhurbaşkam bazen bize doğrudan talimat verir. Biz de onu yerine getiririz. Ateş, "kurum" Cumhurbaşkanı'nın direktiflerinin kurumsallaşması olgusunu ortadan kaldırmaya kararlı olduğunu belirtti: — Bu metinleri götürün. Curahurbaşkanı'nın direktifleri bölümünu çıkarıp yeniden hazırlayın. Ondan sonra imzalayayım. O gün bugündür Turizm Bakanlığı'nda, Cumhurbaşkam'mn direktifleri yok artık. Öbür bakanlıklarda da benzer geüşmeler olunca, Cumhurbaşkam Turgut Özal, kendisini Köşk'te hapsolmuş hissetmesin de ne yapsın?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle