Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Gımhuriyet ş
Sahibr Cumhuriyet Matbaacıbk ve Gazetecılık Türlc Anonim Şirketi adına
Berin Nadi 0 Murahhas Cye: EmJK UşakbgU # Genel Yayın MUdürü:
Ha&an Cemal, Yazı Işlerı Müdürü: Okay Gonensin « Yazı tşlerı Müdür
Yardımcıları: Salim Alpaslan, Kerem ÇafaşJtan, Necdcl Dofan, Lutfa T»nç
Sayfa Düzeni Yönetmeni: Ali Ac«r 0 Ankara Jimsılcısv Ahmet T»n
tç Politika: Mehmel Tezkan Ekonomı: Meral Tamer, Kültür: Celal Uster, Istanbul Haberlerı: Muhlltin
Sirer, Spor: Abdölkadir Yiicelman, Makaleler: Şakia Alpay, Düzeltme: Abdnllah Yazıcı # Koordına-
tör: Ahmel Kondsan # Maii lşler: Erol Erkut # Muhasebe Bulent Yener 0 Butçe-Planlama: Sevgi
Osmuıbeşcoglıı # Reklam: Ayje Torun # ldare: Hiiseyin Gurer « Işletrne: Önder Çelik 9 Bilgi-lşlem:
Nail tnal • Personel: Sevgi BosUncıoğlu
Basm ve Yayan. Cumhunytl Malbucdı* vc Gamccilik TA£ TBrkoca|l Cad
34334 Ist PK 246 Isunbul TU. 512 05 05 (20 hıl), Ttitjı. 2224i, Fa»: (1) 52« 60 72 0 Barolür
Ankara: Zıya Gökalp Blv Inkıltp & No 19/4, Td: 133 11 41-47, Ttlec 42344, F«ı: (4) 133 05 «5
O lımlr. H Zıyı Blv. 1352 S. 2/3, Tel. 13 12 30, TOaı. 52359, Fu. (51) 19 53 60 # A ^ K
lnonü C«d 119 S. NK 1 Klt 1, TM- 19 37 52 (4 hu), Tkta: 62155, F« (71) 19 25 78
TAKVIM: 3 ŞLBAT 1992 Imsak: 5.38 Guneş: 7.06 Öğle: 12.22 Ikındı: 15.04 Akşam: 17.29 Yatsı: 18.50
Geyiklere koruma
• CLMHURİYET (Ordu) - Ordu
Valiliğı geyik ve karacaların koruma
altında bulunduğunu ve avının
kesinlikle yasak olduğunu açıkladı.
Ordu'nun Gurgentepe, Gölkoy, Ulubey
ve Merkez ilçesinin yüksek
köylerindelci karaca ve geyiklerin bir
süre önce kıar ve buzlanma yuzünden
sahil ko\Ierine indikleri gözlendi.
Bunun uzerine Valilik, Merkez Av
Komisyonu kararı ile sürekli koruma
altında tutulan geyik ve karacalan
avlayanlar hakkında yasal işlemler
yapılacağını açıkladı. Bu amaçla köy
korucuları, muhtarlar ve orman
muhafaza memurlarının da kontrol
görevi yaptıkları bildirildi. Ordu'da
geçen >ıl yapılan tespitlere göre
bölgede ıki bin dolayında geyik ve
karaca bulunuyor.
Antma tesisi şartı
• AA (tstanbul) - Bakırköv
Belediye Başkanı Ali Talip özdemir,
ilçede çevTe kirliliğinin tehJikeli
boyutlara ulaştığını belirterek
"Bakırköy'de arıtma tesisi kurmayan
sanayiye ızir» vermeyeceğiz" dedi.
özdemir, konuyla ilgili olarak yaptığı
açıklamada, şunlan kaydetti:
"Bakırköy kirlilik açısından en
tehlikeli bölge. önlem almazsak 3 yıl
sonra yasanmaz bir ilçe olur. Çok
ciddi tedbirler almak lazım. Şu anda
bu konuda başanlı çalışmalar
yapıldığmı söyleyemeyiz. Yalnız
bundan sonra ilçede antma tesisi
kurmayan sanayiciye izin
vermeyeceğiz." Bundan önceki
hükümette Çevre Bakanı olarak görev
yaptığını da hatırlatan özdemir, çevre
bilincini arttırmak ve sorunları daha
kolay çözmek için, belediyede bir
"Çevre Müdürlüğü" kuracaklarım
bildirdi.
Öldüruldü ve yakıldı
• AA (Istanbnl) - Kasımpasa'da bir
genç, boğazı kesildikten sonra üzerine
gaz dökülerek yakıldı. Kasımpaşa
Kulaksız Mezarhğı bekçisi dün sabah,
mezarlar arasında, büyük bölümü
yanmış bir cesetle karşılaştı. Mezarlık
bekçisinin yaptığı ihbar üzerine olay
yerine gelen poüs ekipleri, boğazı
kesildikten sonra birkaç mezarın
üzerinden sürükJenen ve üzerine gaz
dökülerek yakılan gencin cesedinin
üzerinden büyük bir bölümü yanmış
kimlik buldu. Kimlikten cesedin,
Mustafa Kemal Şahin'e ait olduğu
anlaşıldı. Olay yerinde yapılan ilk
incelemelerde, cinayetin işlendiği
bıçak ve içine gaz konulan pet şişe
bulundu. Yetkililer, cinayetin
muhtemelen namus meselesi
yuzünden işlendiğini belirterek 20-25
yaşlarındaki gencin en az iki kişi
tarafından öldürüldüğünün
anlaşıldığıru kaydettiler.
Fınncılar kararlı
• tstanbul Haber Servisi - Pazar
gününün tatil edilmesini isteyen bir
grup fınn işçisi dün Istanbul
Büyükşeblr Belediyesi ve valiliğe
toplu halde dilekçe verdiler. Işçiler,
ekmek fmnlan ile unlu mamüller
üreten işyerlerinin pazar günleri tatil
edilmesi gerektiğini belirterek
"Haftanın bir gününü sıcak
yuvamızda geçirmek istiyoruz. Bu
bize çok görülmesin" şeklinde
konuştular. Dilekçelerini önce
Istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne
bırakan işçiler, buradan Istanbul
Valiliği'ne kadar yürüdüler.
Özel ormanı sevmedik
• ANKA (İzmir) - Ozel orman sahibi
olmayı benımsemedik. Son 5 yılda
sadece 125 ozel ve tuzel kişinin ozel
orman sahibi olmak için başvuruda
bulunduğu oğrenildi. Orman rejimine
dahil arazinin özel sektore
kiralanmasına olanak tanıyan yasa
değişikliğinin yapıldığı 1986 yılından
1991 yılı sonuna kadar 20 milyon 200
bin hektarlık orman arazisinden 5 bin
426 hektarlık alan, ozel ve tüzel
kişilere kira yoluyla devredildi.
Albee tutuklandı
• AA (Miami) - Pulitzer ödüllü
Amerikalı oyun yazarı Edward Albee
teşhircilik suçundan tutuklandı. Polis,
63 yaşındalci ünlü oyun yazanmn 19
ocak tarihinde Florida eyaletindeki Key
Biscayne k«nti doğal parkırun deniz
kıyısında çnnlçıplak yakalandığını ve
tutuklandığını açıkladı. Polis yetkilileri,
Albee'nin daha sonra kefaletle serbest
bırakıldığını belirttiler. Çağdas
Amerikan oyun yazarlarının önde gelen
isimlerinde-B Edward Albee, 1962
yılında yaz.dığı, daha sonra fîlme
çekilen "Virgiııia Kurdundan Kim
Korkar?" adh oyunuyla ün kazanmış
ve 1967 yıLsnda "Kılpayı", 1975 yılında
da "Seasca-pe" adlı oyunlarıyla iki kez
Pulitzer ödülü'nü almışü.
Televizyon reklamından sonra kırsal kesimde haplara talep arttı, ancak doktora başvurmadan kullanmak sakıncalı
Gebeliğe karşı hapıdîkkatli yutun!LALE TAYLA (Istanbul) - Hızlı kalp atışı efektiyle ekran açılır. "Ha-
milesiniz." Kalp atışları hızlanarak devam eder. "Ya da hamile
değilsiniz. Karar sizin!" İşte bu reklam metninin bir noktasında
spikerin sesi şunlan da söyler: "Gebeliği önleyici haplar. Bünyeni-
ze daha uygun." Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı tarafın-
dan doğum kontrolünün yaygınlaşması amacıyla hazırlanan bu
reklam amacına ne kadar uygun?
Buna da ancak hastasını iyi bir muaye-
neden geçiren doktor karar verebilir.
Aynca daha etkili, daha güvenılir gebe-
liği önleyici başka yöntemler de var."
Tartişmayı doğuran ıtokta
İşte tartışma da bu noktada çıkıyor.
Özellikle kırsal kesimde, kadınlann
doktora gıtmeyı en acil durumlara ka-
dar ertelediği bir ortamda böylesi bir
mesajın eczanelerde~reçetesiz olarak sa-
tılan doğum kontrol haplannı bir uzma-
na danışmadan kendiliğinden almalan
gibi yanhş bir alışkanhğın körüklenmesı
noktasında.
Doğum kontrolü uygulamak isteyen
kadınlann doktorlanyla ya da bir uz-
Kars Ana Çocuk Sağlığı ve Aıle Plan-
laması Merkezi'nden Dr. Zeyra Ural
Cumhuriyet'e yolladığı mektupta şunla-
rı yazıyor:
"Bu televizyon reklamından sonra
kurumumuza gelen hastalardan ilk ter-
cih olarak gebeliği önleyici hap isteyen-
lerin sayısı artmıştır. Hastalan ikna
etmekte zorluk çekiyoruz. 'Siz verrnez-
seniz biz de eczaneden alınz' diyebiliyor
bazıları.
Evet gebeliği önleyici haplar etkilidir,
güvenlidır, ancak bu herkes için geçerli
değildir. Öyle hastalar vardır ki bu hap-
lan kesinlikle kullanamazsınız ve belirli
bir yaştan sonra kullanılması zararlıdır.
manla birlikte karar vermeleri gereken
ıki konu var. Birincisi hangi kontrol
yöntemini uygulayacaklan, ikincisi hap
almalan gerekiyorsa hangi hapı almala-
n gerektığı
Tek ssçanek lup tftğU
Bu konuda Prof. Dr. Sina Tükel şun-
lan söylüyor:
"Doğum kontrolünün teşvik edilmesi
doğru bir şey. Ama tek seçeneğin doğum
kontrol hapı olmadığının vurgulanması
lazım. Hap kullanmaması gereken bir
kesim var. Örneğin 35 yaşın üstünde
olanlar, sigara içenler, karaciğer sorunu
olanlar, hormonal problemleri olanlar,
doğum kontrol hapı kullanmamalı.
Aynca salt olarak ele alacak olursak
en masum ilaçlar bile problem yaratabi-
liyor. Doğum kontrol hapmı da bundan
soyutlamak mümkün değil. Bir doğum
kontrol hapı dendiği zaman karşımıza
geniş bir spektrum çıkıyor. Mikro doz
var, yüksek doz var. Hangisinin kulla-
nılmasının gerektiği doktorlar tarafın-
dan önerilmeli.'"
Doğum kontrol hapının reçeteye bağ-
lanması konusunda ıse olumsuz düşü-
nüyor Tükel.
Yaygınlaştınlmaya çahşılan doğum
kontrol yöntemini böyle bir uygulama-
nın yavaşlatacağını, kırsal kesimde aile
planlaması merkezlerinden uzman de-
netiminde ilaç verilmesinin uygun olaca-
ğını söylüyor.
Aynı görüşleri paylaşan Dr. Nur Çe-
tinkaya, doktor kontrolü olmadan bi-
linçsizce seçilen haplann zararlannı
şöyle anlatıyor:
"Bilinçli seçilmeden alınan doğum
kontrol haplan, akneleri arttınr, depres-
yon oluşturabilir. Libidoda azalma ya-
pabilir, âdet öncesi kırgınlık, ara kana-
malar oluşturabilir. Bulantı, başağnlan,
tansiyon yükselmesi, karbonhıdrat me-
tabolizmasında bozulmalar ve pıhtılaş-
ma sisteminde değişiklikler ve felçler
oluşturabilir.
Bulantı, kilo alma gibi hafıf şikâyetle-
rinden felç gibi ağır durumlara kadar
geniş komplikasyonlan olan doğum
kontrol haplan titizlikle seçilmeli, yan
etkilerine göre belki başka bir türe geçil-
meli, kullanım sırasında da gerekli takıp
ve kontroller yapılmalıdır."
Vakrf ne diyor?
Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması
Vakfı Aile Planlama Bölümü Başkam
Nurcan Müftüoğlu, özellikle kırsal ke-
simde doğum kontrol hapı için doktora
gitme oranının çok düşük, reçeteleme
oranımn ise yüzde 2-3 dolaylannda ol-
duğunu söylüyor. Ama vakıflan tarafın-
dan verilen televizyon reklamının bu
alışkanlığı körükleyici nitelikte olduğu-
nu reddederek reklam metninin "ücret-
siz broşürümüzü eczane ve bakkallar-
dan isteyiniz" ibaresinin yer aldığını ve
broşürde de tüm gerekli bilgilerin ve
doktora danışılması gerektiğinin yer al-
dığını vurguluyor.
Daha önce OKEY reklamlannı ve ile-
ride de rahim içi araç tanıtımı yapacak-
lannı ve yalnızca tek tür doğum kontro-
lü yapmayı kesinlikle amaçlamadıklan-
m söylüyor.
Volvox gnıbu Duygu, Ebru, Gûl ve Şebnem. Dördü de 20 yaşında, dördü de başanlı öğrenci. Ve bepsi "Hard Rock"nıhuna inanıyor.( Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
4 üniversiteli genç kızın 1988'de kurduğu " Volvox" grubu müziğin ruhuna doğru yürüyor
înce kızlar hard rock severDOSTKtP (tstanbul)- Köklü^birmüzikeğitimleriolmamasınakar-
şın kararlı, çalışkan dört üniversiteli genç kızın 1988'in sonlannda
kurduğu bir "hard-rock" grubu Volvox. "Dünya Öpüşme Günü"-
nde, Ortaköy La Nuit'de dün verdikleri konserin hazırlık koşuş-
turması arasında onlarla geçmişleri, bugünleri ve beklentileri
üzerine konuşuyoruz.
Deri ceketli, yırtık kotlu, dağınık saçlı
uçuk amazonlar... Tanışmadan önce
Volvox"çulan kafamızda böyle canlan-
dırdığımızdan olacak, bize kapıyı açtık-
lan ilk anda sessiz bir şaşkınlık yaşıyo-
ruz.
Karşımızda duran dört sevimli genç
kız, sade giyimleri ye ölçülü tavırlanyla.
tipik birer "iyi" üniversite öğrencisi gö-
rünümünde. Yaptıklan müziğin yaşam
bıçımlerine nasıl yansıdığını öğrenmek
istiyoruz.
Grubun bestecısı, gıtansti, vokalisti
ve "fikiranasf Şebnem Ferah, "Birta-
kım insanlar" diyor, "daha rock kültü-
rünün havasını doğru dürüst soluma-
dan, bir anda 'rockçu' olmaya karar
veriyor ve dış görünüşlerini değiştirmek-
le bunu başarabileceklenni sanıyorlar.
Oysa olay bu kadar basit değil.
Rock bir ruhtur. İnsanın, öncelikle iç
dünyasında yaşayacağı bırevnmi gerek-
tirir. Hatta bir doğuş meselesidir. O yat-
kınlığa, o ruha sahipsenız, o marjinalliği
yaşıyorsanız. dış görünüşle ilgili kalıplar
sizi bağlamaz."
Önce yetenek ve nıh
Volvox'ta bir gıtarist daha var, adı
Duygu Karpuz (Soyadıyla dalga geçme-
ye bayılıyor). Ebru Bank bas-gitar, Gül
Ağırca ise bateri çalıyor. Ortak özellik-
lerinin sayısı haylı kabank: Bir kere dör-
dü de yirmi yaşında ve dördü de başanlı
birer öğrenci. Yani okul ve müziği sağ-
lıklı bir dengede götürebiliyorlar.
Hiçbirinin akademik müzik eğitimı
yok ve nota bilmediklerini itiraf edıyor-
lar. Her şeyden önce yeteneğe, "ruh"a
inanıyorlar. Bilgi açıklannı azimleriyle
kapatmak niyetindeler (ve bunu da ya-
pacağa benziyorlar).
Birlikteliklerinin öyküsünü dinlemek
ıstediğimizde, sözü yine Şebnem alıyor:
"Müzikle aktif olarak ilgilenmeye başla-
dığımız ilk yıllarda, kız olduğumuz için,
insanlann bizi pek ciddiye almadıklannı
fark ettik. Bu heves kıncı bir durumdu
ve hepimızde benzer bir tepki uyandı.
Kendimizi kanıtlamah, kızlann da bu işi
pekâlâ becerebileceklerini herkese gös-
termeliydik. Volvox"u kurarken ana fık-
rimiz işte buydu.
Ancak çok geçmeden, yalnızca böyle
bir kaygıyla yola çıkmanın anlamsız ol-
duğunu ve bize hiçbir şey kazandırma-
yacağını anladık. Hatta konser afışleri-
mıze 'Gıds" Band' yazılmasını bile en-
gelledik. İnsanlar bizi bir 'kız grubu'
olarak değil, bir 'rock grubu' olarak al-
gılamalıydı. Şimdi tek bir kaygımız var;
o da iyi müzik yapabılmek. Daha yolun
başında olduğumuzu biliyor ve var gü-
cümüzle kendimizi aşmaya çalışıyoruz."
"Volvox" kelimesini lisedeki biyoloji
dersinde duymuşlar ilk kez. "Tek hücre
kolonisi" anlamına geliyormuş. Gerçi
başta yalnızca kulağa hoş geldiği için be-
nimsemışler bu ismi, ama şimdi anlamı-
nın açılımlanndan da hoşnut görünü-
yorlar. Çünkü bu tür kolonilerin en
belirgin özelliği, olağanüstü bir doğal
dayanısma göstermeleriymiş.
Şimdilerde bir de kaset projesi var
Volvox'un. Bestelerinin nicclik ve niteli-
ğinı arttınp, en beğendiklerinden hoş bir
demet hazırlamak ıstıyorlar.
Bırsa giıtoN
Volvox"un şaşırtıcı diğer bir özelliği
ise sırtını dayadığı rock kültürünü üç
büyük şehnmızden değil de Bursa'dan
almış olmaşı. Gül dışındaki üç Volvox'-
çu, Bursa Özel Namık Sözer Lisesi me-
zunu.
Bu şehirde, çeşitli yaşlardan pek çok
müzisyen ve rockseverin bir araya gele-
bildiği, son derece keyifli ve öğretici or-
tamlann varlığından söz ediyorlar. Sık
sık Sedat Sanca'dan ve onun stüdyosun-
da gördükleri teşvikten konuşuyorlar.
Bursa'da bu işe ciddi biçimde eğilen bir
kitle bulunması gerçekten sevindirici.
Londra'daki National Galleryye 96 tabloyu ödünç veren KraKçenin daha 6 bin 900 tablosu var
Kraliçeninpaha biçilmez koleksiyonu
Haber Merkezi - Londra'da dünyaca
ünlü National Gallery'nin alanı genişle-
di, bina büyütüldü. Binanın yeni biçimi-
nin açılışı nedeniyle İngıltere Kraliçesi
Elizabeth, Kraliyet ailesine ait Bucking-
ham Palace, VVindsor Şatosu ve Balmo-
ral şatosu gibi binalarda bulunan tablo
koleksiyonundan 96'sını bir süre teşhir
edılmek üzere National Gallery'ye
ödünç verdi. Ama Kraliçe'ye bu 96 tab-
lodan aynlmak hiçbir soruri olamaz.
Çünkü Kraliyet ailesi koleksiyonunda
daha 6 bin 900 tablo bulunuyor.
Kraliçe Elizabeth'in National Gal-
lery'ye ödünç verdiği tablolar arasında
Holbeın'lar, Cranach'lar, Rubens'ler,
Rembrandt'lar, Vermeer'ler, Cana-
letto'lar var.
Aslında İngiltere Kraliyet Ailesi'nin
elindeki, dünyanın en zengın tablo ko -
leksiyonu. Şu anda kraliçe Elizabeth'in
elinde aynca Leonardo da Vinci'nin
elinden çıkma yüzlerce desen de bulunu-
yor. Leonardo da Vinci'lere ek olarak
Rönesans devrinin başka ünlü bir ressa-
mı Raphael'in tablolan ve Michelan-
gelo'nun nadide yapıtlan da Kraliçe
Elizabeth'in koleksiyonundaki parçalar
arasında.
Tablolann yanı sıra dığer sanat yapıt-
lan da saymakla bitmıyor. Onsekızinci
yüzyılda Fransa'nın elindeki sanat obje-
leri dünyanın en zengin kolleksiyonu
halinde... Sevr porseleninden yapılmış
dıllere destan bir masa. idam edilen
Fransa Kralı 16. Louis için düşünülmüş-
ken Fransız İhtılalı döneminde satılmış
ve bunu İngiltere Kralı 4. George satın
alarak İngiliz Kraliyet koleksiyonuna
eklemiş.
Bununla da kalmıyor. Kraliyet ailesi-
ne ait olan tarihi silah koleksiyonu bir
alay askeri donatabılir, pul koleksiyonu
içinde tarihin en nadide pullan var. Peki
ya mücevherler?
Kraliyet tacındakı muazzam yakutun
yanında bir de 516.6 kıratlık Kohinoor
elması var. Bu elmasın erkeklere şanssız-
lık, kadınlara ise sonsuz şans getirdiği
söyleniyor.
Inanılmaz bir servet değerindeki bu
koleksıyonlann toplanmasına Tudor
hanedanı döneminde 8. Henry ile baş-
lanmış. Ama Stuart'lardan 1. Charles
döneminde ise tanhte en büyük koleksi-
yonculuk yapılmış. 1. Charles; Raphael,
Titian, Caravage, Dürer, Rubens,
Rembrandt, Mantegna ve Guido Reni'-
nin yapıtlannı toplamış. 1. Charles'ın
koleksiyonunun efsanevi olduğu söyle-
niyor.
Ancak bu koleksiyonda İngiliz Krali-
yet ailesine ne yazık ki pek az şey kalmış.
Çünkü 1. Charles 1649'da idam edildik-
ten sonra koleksiyonu da haraç mezat
satılmış. Bu koleksiyondan olan pek çok
yapıt bugün dünyanın büyük müzelerin-
de ve Louvre'da sergileniyor.
1660 yılında restorasyon dönemine
geçildikten epeyce sonra II. Charles iş-
başına gelince koleksiyonu geri alma
çabalanna girişmiş. Adeta bir sanat ya-
pıtı avına çıkmış. Bu arada Leonardo da
Vinci'nin 779 desenini satın almış. Bu-
gün Leonardo da Vinci'nin elinden çık-
ma en küçük bir krokinin bile 2 milyar
600 milyon lira piyasa değeri olduğu dü-
şünüldüğünde. bunu 779'la çarparsanız
sadece Leonardo da Vinci'ye ait desenle-
nn değerini bulabilirsiniz.
Tartışmalı belgesel
AIDS'tenölen
yazarınson
günleri TV'de
Haber Merkezi - DİZİlere ve
fılmlere boğulmuş televizyon
kanallan seyirciye farklı, ya-
dırgatıcı programları sunmak
için uğraş veriyorlar. Fransa'-
da bir AIDS'linin acısını anla-
tan 'belgesel' son örneği.
AIDS'ten ölen yazar Herve Gui-
bert'in kendi isteği ile hastalığının tüm
aşamalannı kameraya çektirdiği
"Utanma veya Utanmazlık" (La Pu-
deur Ou l'Impudeur) adlı fılm Fransız
TF1 kanalında gösterilecek. Filmde
yazann çektiği sıkıntılar, aalar, yal-
nızlık, hastanedeki tedavisi yer alıyor.
Filmın TF1 dışında diğer kanallara da
önerilmesi ve ret cevabı alması olayın
bir başka ilginç yönü.
Herve Guibert, 36 yaşında, 27 Ara-
hk 1990'da öldü. 1990 yılının ikinci
yansında hastalıgı artarken kitaplan
ve basındaki söyleşıleri ile dikkatleri
çekti. TF1 'in yapıması Pascale Breug-
not, kendisine günlük yaşamından
kesitleri veren kendi kendisini çektiği
bir film yapma teklifınde bulundu.
Guibert'e daha farklı tekliflerle hu-
lunulmuştu. Bunlann arasında çıplak
fotoğrafının çekilmesi, Avignon festi-
valinde sahnede çıplak poz vermesi
gibi öneriler vardı.
Guibert bunlann hiçbirine yanaş-
madı, ama bir film çekiminı mantıklı
buldu. Ve hemen işegirişildi. Bir video
kamera yazann tüm gününü banta çe-
kiyordu. Hastanede kontrol sırasın-
da, kendi evinde yalnızlığı ile başbaşa,
yorgun, bir koltukta otururken, ev ih-
tiyaçlannı gıdermedeki zorluklan,
acılan, ağnlan hepsi günü gününe vi-
deoya kaydedildi.
Üç ay boyunca 12 saatlik görüntü
çekildi. Filmin ilk montajından iki sa-
atlik film ortaya çıktı.
Ekranlarda pek ender rastlanan bu
tür gerçek görüntülere tepki ne olacak
bilinmiyor. Ama en azından TV ka-
nallan önümüzdeki yıllarda da "alter-
natif" programlar ile dizi ve film ruti-
nine giren seyircileri kazanma uğraşı-
nı sürdürecek.
Yönetmelikler aşındı
4
Gıda Yasası
çağımıza göre
düzenlenmeli'
AA (Adana) - Gıda Yasası'nın
çağm gerisinde kaldığı, gıda
müfettişliği kurumunun za-
man geçirilmeden oluşturul-
ması gerektiği bildirildi.
Gıda üretim ve denetiminin büyük
ölçüde uzmanlarca gerçekleştirilmedi-
ği sorumlularca açıklanmasına rağ-
men bu konuda somut adımlar atıl-
maması. sağlıkh yaşamı 'tesadüflere
bağlı' hale getiriyor.
Adana Hıfzıssıhha Enstitüsü Mü-
dürü Yılmaz Çanga, uygulanmakta
olan Gıda Yasası'nın, 1942 yılında yü-
rürlüğe girdiğini haürlatarak şöyle
konuştu:
'Yasa, 50 yıl öncesinin şartlanna
göre hazırlandığı için günümüz koşul-
larına cevap vermemektedir. Çağın
gerisinde kalan bu yasanın günün ko-
şullanna göre yeniden düzenlenmesi
gereklidir. Olay insan sağlığını, halk
sağlığını yakmdan ilgilendirdiği için
gerekli hassasiyet gösterilmeli, düzen-
lemeler en kısa sü rede gerçekleştiril-
mejidir."
Üreticilerin denetimi konusunda,
Sağlık Bakanhğı ile Tanm ve Köyişle-
ri Bakanhğı ve belediyeler arasında
yetki ve sorumluluk konusunda kar-
gaşa yaşandığı göriişünü savunan
Çanga, "Sağlıkh gıda üretimi ve pa-
zarlaması, gıda müfettişliği kurulma-
sıyla mümkündür" dedi.