Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
••9 ŞUBAT1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
i Hade verdi
• ANKA (Aakara) -
Araştırmacı yazar
Ismail Beşikçi, bir süre
devlet güvenlik
mahkemesi savcıhğının
talimatıyla toplatılan
'Başkaldınnın
SCoşulları' adlı kitabında, devletin ve
raiÛetin boiinmez bütünlüğü aleyhine
jpropagandc yaptıgı gerekçesiyle
6>aşlatılan soruşturma kapsamında dün
Ankara DCM savcılarından Talat
Salk'a yakhşık bir saat süreyle ifade
verdi. Kitajları ve yazılan nedeniyle 11
yılı aşkın sireyle hapis yatan Beşikçi
son olarak geçen hafta 'UNESCO'ya
Mektup' adh kitabında bölücülük
yaptığı gerekçesiyle 1 gün gözaltında
tutulduktaı sonra DGM yedek
hâkimliği ürafından serbest
bırakılmıştL
HEP'in iddialan
• AA (Ankara) - HEP Genel
Sekreteri Ahmet Karataş, Mardin'in
Yardere köyünde meydana gelen
olaylarda 5 vatandaşın öldürüldüğünü
bildirerek "Türkiye'de hiç kimse
Yardere köyündeki gelişmelere kayıtsız
kalmamah" dedi. Karataş, dün yaptığı
yazılı açıklamada, 15 Şubaı 1992 günii
Mardin'in Yardere köyüne bir teğmen
komutasında gelen askerlerin, ellerinde
bulunan bir listeye göre çok sayıda
köylüyü götürmek istediklerini,
köylülerin götürülme gerekçelerini
öğrenmek istemeleri üzerine herhangi
bir gerekçe belirtilmeden zorla
tevkifata giriştiklerüıi öne sürdü.
Köylttlerin karşı çıkmalan üzerine
rastgele ateş açıldığını ve bu sırada 13
yaşındaki Mahfuze Çapar'ın ağır
yaralandığını iddia etti.
Şensoy'a kitap
• ANKA (tsUnbul) - Tutuklu
ailelerinin 1987 yılında
gerçekleştirdikleri Ankara yürüyüşü
sırasında polis müdahalesi sonucu
fenalaşarak ölen Didar Şensoy anısma
kitap çıkanldı. Barikat Yayıncıhk
tarafından "Didar Abla Yaşayacaksm,
Yaşanacaksın" adıyla çıkanlan kitapta,
tutuklu ailelerinin 12 Eylül döneminde
ve sonrasında verdikleri mücadele
anlatıhyor. Şensoy'u tanıyanlann ortak
anılannı anlattıkları kitapta ayrıca
Şensoy'un bazı fotoğraflanna da yer
veriliyor. Didar Şensoy, tutuklu
ailelerinin cezaevlerindeki baskılan
protesto etmek için çeşitli cezaevlerini
gezerek Ankara'ya yaptıklan yürüyüşün
son günlerinde 1 Eylül 1987'de polisin
yürüyüşcülere müdahalesi sonucu
fenalaşmış ve kurtarılamamıştı.
Emektiler derneği
• ANKA (Ankara) - 12 Eylül
döneminde, yasadışı görüşler taşıdıkları
öne sürülerek mahkeme kararı
olmadan görevlerine son verilen
subaylar, "Eylül Emeklileri Derneği"
adıyla dernek kurdular. Derneğin geçici
başkanlığını re'sen emekli Üsteğmen
Rahmi Yıldınm üstlendi. Yıldınm
yaptığı açıklamada, kendilerinin
"1402'lik askerler" olarak
adlandınlabileceklerini belirterek
sıkıyönetim mahkemelerinde beraat
etmelerine karşın geri dönüş
istemlerinin anayasanın geçici 15'inci
maddesi gerekçe gösterilerek kabul
edilmediğini, oysa 14021iklere
haklannın Danıştay tarafından iade
edildiğini anlattı.
Toraman'ın raponı
• ANKA (Ankara) • TBMM tnsan
Haklan tnceleme Komisyonu bugün
toplanarak sivil polislerce kaçırıldığı
öne sürülen ve bir daha da kendisinden
haber alınamayan Hüseyin Toraman ile
ilgili alt komisyon raporunu görüşecek.
DYP'li Mehmet özkan, RP'li Halil
Ibrahim Çelik ve MÇP'li Ökkeş
Şendiller'den oluşan, Istanbul ve
Gebze'de Hüseyin Toraman ile ilgili
inceleme ve araştırmalarda bulunan alt
komisyon, Toraman'ın izine
rastlayamadı. Alt komisyon, Hüseyin
Toraman'ın aranan eşi Gülay Toraman
ve ailesiyle görüştükten sonra
hazırladığı raporunda, Hüseyin
Toraman'ın sivil polislerce kaçınlması
olayınm belirsizliğini koruduğunu
savundu.
10 başmüfettiş
• AA (Ankara) - Adalet
BakanhğYnda üçlü kararname ile
adalet başmüfettişliğine 10 atama
yapıldı. Resmi Gazete'nin dünkü
sayısuıda yayımlanan atamaya ilişkin,
Cumhurbaşkanı Turgut özal, Başbakan
Süleyman Demirel ve Adalet Bakanı
Seyfı Oktay imzalı üçlü kararnameye
göre başmüfettişliklere naklen
atamalan yapılan adalet müfettişleri
şunlar: Cemal Ayhan Aydınalp, Ethem
Topçu, Ünal Turan, Atilla Ambarcı,
Mustafa Aydın, İsmail Turgut, Kadri
Söptlüoğlu, Ali Suat Ertosun,
Emrullah Akkaymak ve MuhaiTem
Coşkun.
'Ben Tarihim Bay
Başkaıf
• UBA (Ankara) - lstanbul eski
Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın
gazeteci yazar Erbil Tuşalp aleyhine
açtığı 50 milyonluk tazminat davasma
Yargıtay'da devam edildi. "Ben Tarihim
Bay Başkan" adh kitapta kişilik
haİdannın saldınya uğradığını öne
süren Balcı'run açtığı davaya saruk
avukatı olarak giren Fikret llkiz
"tddialar tçişleri Bakanhğı
raporlannda yer almaktadır ve aynen
aktanlmıştır. Aynca kitap kişilik
haklanna saldırı amacıyla
yazılmamıştır" dedi. l
C
umhurbaşkanı ile Başbakan ikisi de Milli Güvenlik Ku-
rulu üyesi. Terörle, bölücülükle ilgili devletin en gizli
bilgileri, belgeleri ikisinin de önüne geliyor. İkisinin de
devletin en tepe noktalarından, MİT'ten doğrudan bilgi
alma olanakları var.
Ama ikisinin de PKK'yı hangi ülkenin desteklediği konusunda
değerlendirmeleri farklı. Özal, PKK'nın asıl desteğı Suriye'den sağ-
ladığını, İran'ın rolünün ise azaldığını belirtiyor.
Başbakan ise her iki ülkenin de kamplarda terörist eğittiğini
söylüyor.
Bu değerlendirme farkı neden?
Özal'ın yanıtı açık:
— Gelen haberler, istihbari mahiyette haberler. Yani her gelen
haberler iyice süzülmeden, bazen kaba haber olarak geliyor. Biz
biliyorduk ki, bunun en fazla olduğu yer Suriye'dir, Bekaa Vadisi-
dir.
PKK liderinin Şam'da yaşadığını Türk gazeteciler gidip yerinde
gördüler. Görüşmelerini orada yaptılar. Neden resmen istenmiyor?
Bu baskılar gelmeye başladı. llkini ben yaptım. Ondan sonra Sü-
leyman Bey yaptı zannediyorum. Bu baskı devam edecektir. Eski
Sovyet yardımı da mümkün değil. Arap ülkelerinin, Garp ülkelerı-
nin durumu eskisi gibi değil. Suriye bu işten vazgeçmek mecbu-
riyetindedir.
— PKK lideri niçin Suriye'den istenmiyor? Çekinilecek, kamu-
oyunun bikjiği bir durum mu var?
— Efendim tabii ki yok herhangi bir çekinilecek durum. Mese-
leyi suhulet ile çözmek daha iyidir.
Bugün Çankaya'da, Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan'ı kabul
edecek. Bu görüşmede herhalde komşu ülkelerin Türkiye'deki te-
rörizmde ne kadar payı oldukları konusundaki görüş farklılıkları-
nı giderirler.
Yoksa "Cumhurbaşkanı İran'ı koruyor, Başbakan da suçluyor"
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
"Hizmete Özel"
Cumhurbaşkanı...
görüntüsünün zararı giderek büyüyecektir.
Çünkü Özal'ın dün belirttiği gibi "İranlılar çok alıngan adam-
lar", PKK'ya destek verdiklerinin kanıtlanmasını en yüksek düzey-
de, cumhurbaşkanlannın ağztndan ifade etmiş durumdalar. Türk-
iye'nin bu noktada yapması gereken şey, elınde ne kadar kanıt
varsa bunu ortaya koymak ve gerekiyorsa bu ülke ile ipleri iyice
koparmaktır.
Dün Özal'dan öğrendiğimize göre Rafsancani'nin Türkiye'den
PKK konusunu araştırmak üzere istediği heyet İran'a gitmemiş.
Özal, herhalde bu konuyu bugünkü görüşmede dile getirecektir.
Cumhurbaşkanı ile yurtdışı geziler, gazeteciler için yoğun bir
dış politika brifingi oluyor. Ankara'dayken konuşulamayan, telaf-
fuz bile edilemeyen birçok konu açıkça ortaya konuyor.
İşte Cumhurbaşkanı'nın gezinin son saatlerinde bize anlattık-
larından satır başlarr.
i - İran'ın Boğaz'dan geçen gemisine bir ihbarla el konulması
ve hiç kimseye haber veriimemesi çok yalnıştır.
— Gemi işinde bir yabancı servisin rolü var gibi geliyor.
— iran, bir Kürt devletinin kurulmasından bizim k'orktuğumuz-
dan daha fazla korkuyor.
— Amerikan idaresi, Saddam'ın kalmasından son derece ra-
hatsız. Bu, benim hissiyatım.
— Sınır ticareti ile zenginlik ve refah gelir. İsyankâr durumlar
ortadan kalkar.
— Ermenistan'a bizim Bulgaristan'a yaptığımız muameleyi yap-
mamız, yani yakınlaşmamız lazım.
— Ermenistan ile iki sınır kapısı var. Onları da açmak lazım.
— Rafsancani ile Saddam sonrası senaryoları görüşme işinin
doğrusu şu:
Kuzey Irak'ta birtakım işler oluyor ve İran ile Irak'ta da bir şey-
ler oluyor. Bizim belli haberlerimiz var. Onların da var. Rafsanca-
ni ile Irak harbi sırasında iyi bir ilişki kurmuştuk. Faydası oldu onun,
çok faydası oldu. O konularda şimdi de istişareler yapıyoruz.
Özal, dış politika konuşmayı da dış politika ile uğraşmayı da çok
seviyor. Bunun nedenini sorduk:
— Dış politikada Cumhurbaşkanı'nın belli işlevi var. Şimdi en-
teresan olan yeni kurulan Balkan ülkelerinde, Doğu'da bu konu-
da dış politika konusunda cumhurbaşkanları temas yürütüyorlar.
Romanya, Bulgaristan, Çekoslovakya modelleri, tam olarak uy-
gun değilse de Fransa'da cumhurbaşkanı tam olarak dış politika
içindeler. Büyük bir tecrübe birikimi var. Ayrıca dünyanın her ta-
rafındaki ülkelerin liderlerini, Japonya'da, Ortadoğu'da hatta Gü-
ney Amerika'daki liderleri de iyi tanırım... Özal, açıkça dış politi-
ka konusundaki birikimini hükümetin hizmetine sunmak istiyor.
Devletin başı olarak böyle bir isteğe hakkı var mı?
Bizce var.
"10 yılda bir gelen darbeler, yetişmiş politikacıları siyasetten
uzaklaştırıyor. İyi politikacı da kolay yetişmiyor" diye yakınan Baş-
bakan'ın 10 yıldan beri Türkiye'nin en sorumlu görevlerinde bu-
lunmuş Özal'dan dış politikada yararlanması ülke yararına olacak-
tır.
Tahran'dan dönen Cumhurbaşkanı Özal, uçakta gazetecilerin sorulannı yanıtladı:
Suriye'ye PKK baskısı sürecekCUMHURİYET (Ankara) - Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal, Türki-
ye'nin PKK'ya desteği kesmesi
için Suriye nezdindeki girişimle-
rini sürdüreceğini belirterek "Su-
riye, PKK'yı desteklemekten
vazgeçecektir" dedi. Özal, ECO-
nun (Ekonomik Işbirliği Teşkila-
tı) KKTC konusunda aldığı kara-
rın önemli olduğunu da belirtti.
Cumhurbaşkanı özal, dün Tahran'dan
Ankara'ya gelirken gazetecilerle yaptığı
sohbette, lran-Türkiye ilişkilerinin tam an-
lamıyla düzeltilmesi gerektiğini, Başbakan
Süleyman Demirel'in gelecek hafta bu ül-
keye yapacagı ziyarette ikiü ilişkilerin da-
ha iyi hale getirilebileceğini söyledi.
İran'ın hiçbir zaman ihmal edilmemesi
gereken bir ülke olduğunu belirten Cum-
hurbaşkanı Özal, "Pazar aradığınuz zaman
ilk önce komşumuzu görmemiz gerekir.
Karşıhklı işbirliği yapmamız lazım" dedi.
Gemi konusu
Tahran ite Ankara arasındaki en önem-
li sorunu "gemi k#nusu"nun oluşturduğu-
nu kaydeden özal, "Bu konudaki mahke-
me kararı, ümit ediyorum ki pozitif bir şe-
kilde sonuçlanır" diye konuştu.
Geçen yıl silah yüklü Kıbns Rum ban-
dırah bir gemi lstanbul Boğazı'ndan geçer-
ken alıkonulmuş, daha sonra silahların
İran'a gitmekte olduğu ortaya çıkmıştı.
İran da geminin taşıdığ^ yükün kendisine
teslim edilmesini istemişti.
îran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsanca-
ni, Tahran'da Özal'la yaptığı görüşme sı-
rasında, konuya ilişkin memnuniyetsizlik-
lerini dile getirmiş, Cumhurbaşkanı Özal
da konunun adalete intikal etmesi sebebiy-
le müdahaiede bulunulamayacağını, ancak
yargılama mekanizmasınm hızlandırılma-
sı için gerekenin yapılabileceğini söylemişti.
Cumhurbaşkanı Özal'ı Tahran dönüşii karşılayanlar arasında Başbakan Demiret de vardı. (Fotoğraf: AA)
Cumhurbaşkanı, konuyla ilgili olarak
şunları söyledi:
"Ashnda nasıl olduğunu bilmiyorum, üst
makamlann haberi olmadan geminin tu-
tulmaması lazımdı. Üst makamlardan hiç-
birinin haberi yok. Bu tür, ilişkileri etkile-
yecek olaylarda idareye haber verilmesi la-
zım. Ihbar olsa bile Dışişleri'ne haber ve-
rilmesi gerekirdiî'
özal, ihbann niteliğiyle ilgili olarak da
"Yani bir yabancı servisin rolü var gibi ge-
liyor bana" dedi.
özal, ECO zirvesinin önceki gün açık-
lanan sonuç bildirgesinde KKTC ile ilgili
bölümün olumlu olduğunu da söyledi. Söz
konusu bölümde, "Kıbns Müsluman Türk
toplumunun, ECO'nun kültürel, ekonomik
ve teknik faaliyetlerine katüması önerisi,
ECO liderlerince hoşnutlukla
karşılanmıştır" denilerek KKTC ile teşki-
lat arasında ilk ilişkinin adımı atılmış bu-
lunuyor.
Özal, gelecek aylarda Türkiye'ye üst dü-
zeyde önemli ziyaretler yapılacağını, ken-
disinin de çeşitli dış gezilere çıkacağını be-
lirtti. Cumhurbaşkanı, nisan ayında Fransa
Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın
Türkiye'ye geleceğini, ardından Malezya
Kralı ve Ukrayna lideri Leonid Kravçuk-
un Ankara'yı ziyaret edeceklerini, haziran
ayında da Arjantin Devlet Başkanı Carlos
Menem'in gelmesinin beklendiğini anlat-
tı.
Dünyamn hemen her tarafında isminin
iyi tanındığını söyleyen Cumhurbaşkanı
Özal, şöyle konuştu:
"Eski Sovyetler Birliği'nin bütün cum-
huriyetlerinde, Japonya'da ve Uzakdoğu-
da, bu tarafta Arap aleminde bütünüyle,
ondan sonra Avrupa ve Amerika'da... Ya-
ni bunlan çok rahatlıkla söylerim, hatta
Güney Amerika'yı da, oralann liderlerini
de iyi tanınm. Yeni Zelanda, Avustralya-
ya falan gittik, onlan da biliyoruz. Onun
için rahatlıkla birçok kimseyle irtibatım ko-
lay olur, onu ifade ederim. Tkbii netice iti-
banyla hükümet istediği şekilde bundan
faydalanabilir veya faydalanmaz!'
Cumhurbaşkanı, hükümetin bu birikim-
den yararlanacağı izlenimi olduğunu da
kaydetti.
Örgüt operasyonu
DGM9
yakalanan
18 kişiden 13Hinü
serbest bıraktı
AA (Ankara) - Polis tarafından bir sü-
re önce Ankara'da gerçekleştirilen bir
operasyonda yakalanan ve bölücü örgüt
üyesi olduklan bildirilen 18 sanıktan 5'i
çıkanldıklan DGM'de tutuklanırken 13
sanık serbest bırakıldı.
Ankara DGM'ye sabah saatlerinde ge-
tirilen sanıkların sorgulan yaklaşık 7 sa-
at sürdü. Sorgulama sonucu samklardan
Cüneyt Kan, Mikail Çalışkan, Kemal Ka-
rataş, Lokman Üren, Sabah Güneş, Ni-
hat Ulutürkmen, Mehmet Dengiz, Faraç
Çetin, Orhan özkan, Cem Şahan Sezer
ve İsmail Gültekin serbest bırakılırken Fi-
üz Kızılkaya, Mustafa TaneT Araa, Ah-
met Sirkeci, Tamer Tuganoğlu, Serkan
Dağ, Sedat Ayhan ve Ertuğrul Sayın, tu-
tuklanmalan istemiyle sorgu hâkimliği-
ne sevkedildiler.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge-
sinde çeşitli yerlerin silahla taranması,
Nemrut Dağı'nda 10 Alman turistin ka-
çırüması, bir köy korucusunun öldürül-
mesi ve güvenlik kuvvetleriyle silahh ça-
tışmaya girmekle suçlanan samklardan
Sedat Ayhan ve Ahmet Sirkeci bölücü ör-
güte yatakhk etmek, Mustafa Aracı ve
Filiz Kızılkaya bölücü örgüte üye olmak,
Tamer Tuganoğlu ise 6136 sayıh Ateşli
Silahlar Kanunu'na muhalefet suçlann-
dan sorgu hâkimhğince tutuklandılar.
Uluslararası
demokrasi ödülü
AA (Ankara) - Türk Demokrasi Vakfı'n-
ca düzenlenen Uluslararası Demokrasi
ödülü, TBMM'de gerçekleştirilecek bir
törenle Rusya Federasyonu Devlet Baş-
kam Boris Yeltsin, Çekoslovakya Mec-
lis Başkanı Dubçek ve Gümülcine bağım-
sız milletvekili Dr. Sadık Ahmet'e veri-
lecek. Türk Demokrasi Vakfı Başkanı
Bülent Akarcalı, AA muhabirine yaptı-
ğı açıklamada, vakfın Uluslararası De-
mokrasi ödülü'nün TBMM Başkanı Hü-
samettin Cindoruk'un himayesinde
TBMM'de 26 şubat çarşamba günü dü-
zenlenecek bir törenle dağıtılacağını
büdirdi.
Demirel, erken emeklilikte Özal'ın isteklerine uymayacak
Üç yılsınırındanvazgeçildîCUMHURİYET (Ankara) - Erken
emeklilik konusunda Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'ın istemi doğrultusunda üç yıllık
sınırlama getirilmesinden vazgeçildi. Baş-
bakan Süleyman Demirel ve Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü, hükümetin "va-
atlerine sadık kalacağım" açıkladılar.
Başbakan Demirel, partisinin Mec-
lis grubunda yaptığı konuşmada, erken
emeklilik konusunda hazırladıklan karar-
namenin ve ardından yasanın Cumhur-
başkanı'nca veto edildiğini anımsattı.
Demirel, bu konuda yöneltilen eleş-
tirilerin hükümetin prestijine zarar verecek
hale geldiğini vurgulayarak Emekli Sandı-
ğı, SSK ve Bağ-Kur'u kapsayan bir reform
paketinin önümüzdeki güıüerde Meclis'e
sunulacağını belirtti. Bu konuda yönelti-
len eleştirilerin doğru olmadıgını savunan
Demirel, "Tasarıda bir yanhşhk olması
durumunda parlamento bunu düzeltir. Ta-
sarıyı olduğu gibi geçirmekten başka çare
göremiyorum. Olduğu gibi geçirelim" di-
ye konuştu.
Başbakan Yardımcısı İnönü de partisi-
nin Meclis grubunda aynı konuya değine-
rek yasanın seçim öncesi vaatleri doğrul-
tusunda hazırlandığıru kaydetti. İnönü,
görüşünü "Burada da vaatlerimize sadık
kalmamız en sağlam yoldur. înandığımı-
zı yapmamız sıyasi hayatımıza sağlık
getirecek" şeklinde açıkladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Mehmet Moğultay da SHP'li milletvekil-
lerine bilgi verirken, yasanın aynı şekilde
geçirilmesinin doğru olacağmı belirtti. Mo-
ğultay, yasada sınırlama getirilmesinin va-
tandaşların tepkisine neden olduğunu söy-
ledi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 7 şubat-
ta erken emeklilik yasasmı veto gerekçe-
sinde, hükümetin daha önce aynı konuda
gönderdiği kararnameyi geri yolladığını
anımsatarak, konunun yasa haline getiril-
mesinin sorunu çözmediğini savunmuştur.
Ozel televizyonlara muzır takibiAA (lstanbul) - Muzır Yasası'na aykırı fotoğraf yayımlamaktan yar-
gılanan Fırt dergisi sahibi Ertuğrul Akbay, özel televizyonlarda
çok daha müstehcen yayınların yapıldığını belirtince, savcı bu tür
yayınların takip edildiğini belirtti.
seydik. zaten yayımlamazdık" dedi.
Özel televlzyonlar taUpte
Sanıkların avukatı Burhan Apaydın
ise ana muhalefet partisi SHP'nin 1987
yılında, 1117 sayıh Küçükleri Muzır
Neşriyattan Koruma Kanunu'nun ana-
yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, Ana-
yasa Mahkemesi'ne başvurduğunu,
ancak bu itirazının reddedildiğini söyle-
di. Kendilerinin de aynı yasanın ana-
yasaya aykırı olduğu görüşünü taşıdık-
larını ka^deden Apaydîn. SHP'nin
başvurusunda yalnızca ek 2. maddenin
anayasaya aykırıhğının iddia edildiğini
belirtti. Aynı yasanın ek 3. maddesinin
daha büyük aykırılıklar taşıdığını öne
süren Burhan Apaydın, şunlan söyledi:
"Ek 3. madde bu konunda yazılı suç-
lardan doğan davalar en geç 2 ay içinde
sonuçlandırılır' şeklindedir. Yargıcı 2
aylık süre ile sınırlandırmak, yargıcın
araştırma ve gerçeği tespit etme hak ve
yetkisini ortadan kaldırmak demektir.
Mizah dergisi Fırt'ın 23 kasım 1991
tarihli sayısının 2. safyasında yayımla-
nan bir çıplak kadın fotoğrafının,
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma
Kanunu'na aykın olduğu gerekçesiyle
açılan davaya dün lstanbul 2- Asliye Ce-
za Mahkemesi'nde başlandı'.
Dergi sahibi Ertuğrul Akbay, aynı sa-
yının birinci sayfasında yayımlanan fo-
toğrafın daha açık olduğunu belirtti.
Kendilerinden çok daha müstehcen ya-
yın yapan ozel televizyonlar hakkında
hiçbir şey yapılmadığından yakınan Ak-
bay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Madem ki adalet mülkün temelidir,
benim için suç olan şey başkalan için de
olmalıdır. Televizyondaki açık yayınlar
için hiçbir cezai işlem yok. Eğer ben bu
davadan ceza alırsam, Türkiye 10 yıl ge-
riye gideçektir."
Sanık İsmail Pehlivan da, yayımlanan
fotoğrafta suç unsuru bulunmadığını
belirterek. "Eğer biz bir suç unsuru gör-
Böylesine hukuk kurallarına aykın bir
hüküm taşıyan bir yasanın, anayasaya
aykınlığını mahkememizin belirleyerek.
'iptali doğrultusunda Anayasa Mahke-
mesi'ne başvurma kararı' vermesi yargı
bağımsızlığının doğal bir sonucu olmak
gerekir. Muzır Yasası. demokratik hu-
kuk devleti açısından, yüzkızartıcı nite-
lik taşıyan bir yasadır."
Müstehcen yayınlar
Cumhuriyet Savcısı Hasan Hüseyin
Ataman da. "özel ve resmi televizyon-
lardaki müstehcen nitelikteki yayınlar
tarafımızdan takip edilmekte ve bu ko-
nuda Asayiş Şube Müdürlüğü'ne yazı
yazılarak bu tür yayınlar videoya ahna-
rak incelemeye tabi tutulmaktadır" diye
konuştu.
Mahkeme heyeti. sanık avukatının,
anayasaya aykırıhk hususunun ince-
lenmesı ve Cumhuriyet Savcısf nın bu
konuda görüş bildirmesi için dosyanın
incelemeye alınmasına karar verdi.
Mahkeme, bu ara kararın sonuçlanma-
sından sonra bilirkişi heveti oluşturulup
oluşturulmamasının da karara bağlana-
cağını kaydetti. Duruşma ileri bir tarihe
bırakıldı.
TÜRKSAT Uıalesi
Cumhurbaşkanı özal, bir sonı üzerine,
Türk-Fransız üişkUerinin kendilerinin dö-
neminde canlandığını, kendilerinden önce
hemen hemen ilişki bulunmadığını belirtti.
Bir Fransız firmasına verilen TÜRKSAT
uydu ihalesine de değinen cumhurbaşka-
nı, şöyle dedi:
"Daha 1985'te biz iktidara gelir gelmez,
şu genelgeyi yayımlamışız: Büyük ihaleler
neticeiendirilnveden, bize bildirilecek. Hat-
ta gelen firmalara, bunlann neticede bir si-
yasi karar olabileceğini söyleyeceksiniz,
başta ibraz edeceksiniz. Yani Türkiye ile
üişkiler bakımından bunu başta söyleye-
ceksiniz. Ihale yapümadan, yani nihai ka-
rar verümeden evvel de bizim malıim^t^rnıy
olacaktır.
Şimdi ben, o TÜRKSAT ihalesini hatır-
lıyorum. Bana da Başbakan'a da haber ver-
diler. Yani Fransızlara veriyoruz. Biz, 'Ni-
ye veriyorsunuz?' diye sormadık. Açtım
Mitterrand'a, dedim ki 'Size vereceğiz,' Yal-
mz o suada Körfez krizi var. Biz Avrupa
1
dan tekstil kotasının arttırıknasını istedik.
Çok büyük mücadelelerimiz oluyor. Bize
yardımcı olun siz de bu konuda... Bu kar-
şıhkh bir pazarhktır:'
DtMkd karşıladı
Cumhurbaşkanı özal'ı Esenboğa Hava-
limanı'nda TBMM Başkam Hüsamettin
Cindoruk, Başbakan Süleyman Demirel,
Dışisleri Bakanı Hikmet Çetin ve aralann-
daki eski bakanlar Adnan Kahveci, Oltan
Sungurlu, Safa Giray ve Bülent Akarcah'-
nın da bulunduğu çok sayıda ANAP'u kar-
şıladı. Esenboğa'ya saat 13.05'te gelen Baş-
bakan Demirel, uçağın gecikmesi nedeniyle
35 dakika bekledi. Özal, kendisini "Hoş
geldiniz" diye karşılayan Demirel'e, "Siz de
hoş geldiniz" yanıtını verdi. Demirel, ap-
ronda yürürken kendisine bir şey fısılda-
yan özal'a, "Onu nazire olarak söyledim"
karşıhğuu verdi.
DYP'de revizyon
Gölhan: Teşkilat
dökülüyor
ANKA (Ankara) - Parti müfettiş-
lerinin 32 ilde yaptıklan incele-
me DYP örgütünde büyük
sıkıntı ve başıboşluk yaşandı-
ğını ortaya çıkardı.
B a ş b a k a n
Süleyman De-
mirel'in talima-
tı üzerine GİK
üyeleri ve mil-
letvekillerinden
oluşan parti
müfettişlerinin
seçimlerden sı-
kıntılı çıkan ve
partinin oy potansiyelı açısından önem
taşıyan 32 ilde yaptıkları araştırmalar
büyük ölçüde tamamlandı. Müfettiş
raporlannı değerlendiren teşkilat Baş-
kanı Mehmet Gölhan, "teşkilat dökü-
lüyor" dedi. Özellikle erken genel seçim
sonuçlarının orgütü yaraladığını, tercih
sistemi nedeniyle partililer arasına kırgın-
lıklar girdiğini anlatan Gölhan, "Bu sı-
kıntılar var. Bir de bunlann yani sıra
adaylıklar nedeniyle doğan boşluklar var.
Bunlan bugüne kadar gideremedik" de-
di.
Müfettiş raporlannın önümüzdeki
günlerde toplanacak Genel İdare Ku-
rulu'nda değerlendirileceğini bildiren
Gölhan, "Bazı yerlerdeki boşluklan
kendilerinin doldurmasını isteyeceğiz.
Bazı yerlere de biz atamalar yapacağız.
Görevden-artacağımız yönetimler de
var" diye konuştu. Gölhan, DYP ör-
gütünü "hükümet olmaya layvk" duru-
ma getirmeyi hedeflediklerini de söyle-
di.
Üye kayıtları
Bu arada, Ankara ve lstanbul il ör-
gütlerinin üye kayıtlan da yeniden göz-
den geçiriliyor. Bu örgütlerde çok sayı-
da "mükerrer" üye bulunduğunun
belirlenmesi üzerine kayıtlar bilgisaya-
ra kaydedilmeye başlandı. Yeni üye
kayıtlannda da adaylardan ikametgâh
ve nüfus kayıtlan mutlaka istenecek.