15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
••9 ŞUBAT1992ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER i Hade verdi • ANKA (Aakara) - Araştırmacı yazar Ismail Beşikçi, bir süre devlet güvenlik mahkemesi savcıhğının talimatıyla toplatılan 'Başkaldınnın SCoşulları' adlı kitabında, devletin ve raiÛetin boiinmez bütünlüğü aleyhine jpropagandc yaptıgı gerekçesiyle 6>aşlatılan soruşturma kapsamında dün Ankara DCM savcılarından Talat Salk'a yakhşık bir saat süreyle ifade verdi. Kitajları ve yazılan nedeniyle 11 yılı aşkın sireyle hapis yatan Beşikçi son olarak geçen hafta 'UNESCO'ya Mektup' adh kitabında bölücülük yaptığı gerekçesiyle 1 gün gözaltında tutulduktaı sonra DGM yedek hâkimliği ürafından serbest bırakılmıştL HEP'in iddialan • AA (Ankara) - HEP Genel Sekreteri Ahmet Karataş, Mardin'in Yardere köyünde meydana gelen olaylarda 5 vatandaşın öldürüldüğünü bildirerek "Türkiye'de hiç kimse Yardere köyündeki gelişmelere kayıtsız kalmamah" dedi. Karataş, dün yaptığı yazılı açıklamada, 15 Şubaı 1992 günii Mardin'in Yardere köyüne bir teğmen komutasında gelen askerlerin, ellerinde bulunan bir listeye göre çok sayıda köylüyü götürmek istediklerini, köylülerin götürülme gerekçelerini öğrenmek istemeleri üzerine herhangi bir gerekçe belirtilmeden zorla tevkifata giriştiklerüıi öne sürdü. Köylttlerin karşı çıkmalan üzerine rastgele ateş açıldığını ve bu sırada 13 yaşındaki Mahfuze Çapar'ın ağır yaralandığını iddia etti. Şensoy'a kitap • ANKA (tsUnbul) - Tutuklu ailelerinin 1987 yılında gerçekleştirdikleri Ankara yürüyüşü sırasında polis müdahalesi sonucu fenalaşarak ölen Didar Şensoy anısma kitap çıkanldı. Barikat Yayıncıhk tarafından "Didar Abla Yaşayacaksm, Yaşanacaksın" adıyla çıkanlan kitapta, tutuklu ailelerinin 12 Eylül döneminde ve sonrasında verdikleri mücadele anlatıhyor. Şensoy'u tanıyanlann ortak anılannı anlattıkları kitapta ayrıca Şensoy'un bazı fotoğraflanna da yer veriliyor. Didar Şensoy, tutuklu ailelerinin cezaevlerindeki baskılan protesto etmek için çeşitli cezaevlerini gezerek Ankara'ya yaptıklan yürüyüşün son günlerinde 1 Eylül 1987'de polisin yürüyüşcülere müdahalesi sonucu fenalaşmış ve kurtarılamamıştı. Emektiler derneği • ANKA (Ankara) - 12 Eylül döneminde, yasadışı görüşler taşıdıkları öne sürülerek mahkeme kararı olmadan görevlerine son verilen subaylar, "Eylül Emeklileri Derneği" adıyla dernek kurdular. Derneğin geçici başkanlığını re'sen emekli Üsteğmen Rahmi Yıldınm üstlendi. Yıldınm yaptığı açıklamada, kendilerinin "1402'lik askerler" olarak adlandınlabileceklerini belirterek sıkıyönetim mahkemelerinde beraat etmelerine karşın geri dönüş istemlerinin anayasanın geçici 15'inci maddesi gerekçe gösterilerek kabul edilmediğini, oysa 14021iklere haklannın Danıştay tarafından iade edildiğini anlattı. Toraman'ın raponı • ANKA (Ankara) • TBMM tnsan Haklan tnceleme Komisyonu bugün toplanarak sivil polislerce kaçırıldığı öne sürülen ve bir daha da kendisinden haber alınamayan Hüseyin Toraman ile ilgili alt komisyon raporunu görüşecek. DYP'li Mehmet özkan, RP'li Halil Ibrahim Çelik ve MÇP'li Ökkeş Şendiller'den oluşan, Istanbul ve Gebze'de Hüseyin Toraman ile ilgili inceleme ve araştırmalarda bulunan alt komisyon, Toraman'ın izine rastlayamadı. Alt komisyon, Hüseyin Toraman'ın aranan eşi Gülay Toraman ve ailesiyle görüştükten sonra hazırladığı raporunda, Hüseyin Toraman'ın sivil polislerce kaçınlması olayınm belirsizliğini koruduğunu savundu. 10 başmüfettiş • AA (Ankara) - Adalet BakanhğYnda üçlü kararname ile adalet başmüfettişliğine 10 atama yapıldı. Resmi Gazete'nin dünkü sayısuıda yayımlanan atamaya ilişkin, Cumhurbaşkanı Turgut özal, Başbakan Süleyman Demirel ve Adalet Bakanı Seyfı Oktay imzalı üçlü kararnameye göre başmüfettişliklere naklen atamalan yapılan adalet müfettişleri şunlar: Cemal Ayhan Aydınalp, Ethem Topçu, Ünal Turan, Atilla Ambarcı, Mustafa Aydın, İsmail Turgut, Kadri Söptlüoğlu, Ali Suat Ertosun, Emrullah Akkaymak ve MuhaiTem Coşkun. 'Ben Tarihim Bay Başkaıf • UBA (Ankara) - lstanbul eski Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın gazeteci yazar Erbil Tuşalp aleyhine açtığı 50 milyonluk tazminat davasma Yargıtay'da devam edildi. "Ben Tarihim Bay Başkan" adh kitapta kişilik haİdannın saldınya uğradığını öne süren Balcı'run açtığı davaya saruk avukatı olarak giren Fikret llkiz "tddialar tçişleri Bakanhğı raporlannda yer almaktadır ve aynen aktanlmıştır. Aynca kitap kişilik haklanna saldırı amacıyla yazılmamıştır" dedi. l C umhurbaşkanı ile Başbakan ikisi de Milli Güvenlik Ku- rulu üyesi. Terörle, bölücülükle ilgili devletin en gizli bilgileri, belgeleri ikisinin de önüne geliyor. İkisinin de devletin en tepe noktalarından, MİT'ten doğrudan bilgi alma olanakları var. Ama ikisinin de PKK'yı hangi ülkenin desteklediği konusunda değerlendirmeleri farklı. Özal, PKK'nın asıl desteğı Suriye'den sağ- ladığını, İran'ın rolünün ise azaldığını belirtiyor. Başbakan ise her iki ülkenin de kamplarda terörist eğittiğini söylüyor. Bu değerlendirme farkı neden? Özal'ın yanıtı açık: — Gelen haberler, istihbari mahiyette haberler. Yani her gelen haberler iyice süzülmeden, bazen kaba haber olarak geliyor. Biz biliyorduk ki, bunun en fazla olduğu yer Suriye'dir, Bekaa Vadisi- dir. PKK liderinin Şam'da yaşadığını Türk gazeteciler gidip yerinde gördüler. Görüşmelerini orada yaptılar. Neden resmen istenmiyor? Bu baskılar gelmeye başladı. llkini ben yaptım. Ondan sonra Sü- leyman Bey yaptı zannediyorum. Bu baskı devam edecektir. Eski Sovyet yardımı da mümkün değil. Arap ülkelerinin, Garp ülkelerı- nin durumu eskisi gibi değil. Suriye bu işten vazgeçmek mecbu- riyetindedir. — PKK lideri niçin Suriye'den istenmiyor? Çekinilecek, kamu- oyunun bikjiği bir durum mu var? — Efendim tabii ki yok herhangi bir çekinilecek durum. Mese- leyi suhulet ile çözmek daha iyidir. Bugün Çankaya'da, Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan'ı kabul edecek. Bu görüşmede herhalde komşu ülkelerin Türkiye'deki te- rörizmde ne kadar payı oldukları konusundaki görüş farklılıkları- nı giderirler. Yoksa "Cumhurbaşkanı İran'ı koruyor, Başbakan da suçluyor" BAŞKENTTEN AHMET TAN "Hizmete Özel" Cumhurbaşkanı... görüntüsünün zararı giderek büyüyecektir. Çünkü Özal'ın dün belirttiği gibi "İranlılar çok alıngan adam- lar", PKK'ya destek verdiklerinin kanıtlanmasını en yüksek düzey- de, cumhurbaşkanlannın ağztndan ifade etmiş durumdalar. Türk- iye'nin bu noktada yapması gereken şey, elınde ne kadar kanıt varsa bunu ortaya koymak ve gerekiyorsa bu ülke ile ipleri iyice koparmaktır. Dün Özal'dan öğrendiğimize göre Rafsancani'nin Türkiye'den PKK konusunu araştırmak üzere istediği heyet İran'a gitmemiş. Özal, herhalde bu konuyu bugünkü görüşmede dile getirecektir. Cumhurbaşkanı ile yurtdışı geziler, gazeteciler için yoğun bir dış politika brifingi oluyor. Ankara'dayken konuşulamayan, telaf- fuz bile edilemeyen birçok konu açıkça ortaya konuyor. İşte Cumhurbaşkanı'nın gezinin son saatlerinde bize anlattık- larından satır başlarr. i - İran'ın Boğaz'dan geçen gemisine bir ihbarla el konulması ve hiç kimseye haber veriimemesi çok yalnıştır. — Gemi işinde bir yabancı servisin rolü var gibi geliyor. — iran, bir Kürt devletinin kurulmasından bizim k'orktuğumuz- dan daha fazla korkuyor. — Amerikan idaresi, Saddam'ın kalmasından son derece ra- hatsız. Bu, benim hissiyatım. — Sınır ticareti ile zenginlik ve refah gelir. İsyankâr durumlar ortadan kalkar. — Ermenistan'a bizim Bulgaristan'a yaptığımız muameleyi yap- mamız, yani yakınlaşmamız lazım. — Ermenistan ile iki sınır kapısı var. Onları da açmak lazım. — Rafsancani ile Saddam sonrası senaryoları görüşme işinin doğrusu şu: Kuzey Irak'ta birtakım işler oluyor ve İran ile Irak'ta da bir şey- ler oluyor. Bizim belli haberlerimiz var. Onların da var. Rafsanca- ni ile Irak harbi sırasında iyi bir ilişki kurmuştuk. Faydası oldu onun, çok faydası oldu. O konularda şimdi de istişareler yapıyoruz. Özal, dış politika konuşmayı da dış politika ile uğraşmayı da çok seviyor. Bunun nedenini sorduk: — Dış politikada Cumhurbaşkanı'nın belli işlevi var. Şimdi en- teresan olan yeni kurulan Balkan ülkelerinde, Doğu'da bu konu- da dış politika konusunda cumhurbaşkanları temas yürütüyorlar. Romanya, Bulgaristan, Çekoslovakya modelleri, tam olarak uy- gun değilse de Fransa'da cumhurbaşkanı tam olarak dış politika içindeler. Büyük bir tecrübe birikimi var. Ayrıca dünyanın her ta- rafındaki ülkelerin liderlerini, Japonya'da, Ortadoğu'da hatta Gü- ney Amerika'daki liderleri de iyi tanırım... Özal, açıkça dış politi- ka konusundaki birikimini hükümetin hizmetine sunmak istiyor. Devletin başı olarak böyle bir isteğe hakkı var mı? Bizce var. "10 yılda bir gelen darbeler, yetişmiş politikacıları siyasetten uzaklaştırıyor. İyi politikacı da kolay yetişmiyor" diye yakınan Baş- bakan'ın 10 yıldan beri Türkiye'nin en sorumlu görevlerinde bu- lunmuş Özal'dan dış politikada yararlanması ülke yararına olacak- tır. Tahran'dan dönen Cumhurbaşkanı Özal, uçakta gazetecilerin sorulannı yanıtladı: Suriye'ye PKK baskısı sürecekCUMHURİYET (Ankara) - Cum- hurbaşkanı Turgut Özal, Türki- ye'nin PKK'ya desteği kesmesi için Suriye nezdindeki girişimle- rini sürdüreceğini belirterek "Su- riye, PKK'yı desteklemekten vazgeçecektir" dedi. Özal, ECO- nun (Ekonomik Işbirliği Teşkila- tı) KKTC konusunda aldığı kara- rın önemli olduğunu da belirtti. Cumhurbaşkanı özal, dün Tahran'dan Ankara'ya gelirken gazetecilerle yaptığı sohbette, lran-Türkiye ilişkilerinin tam an- lamıyla düzeltilmesi gerektiğini, Başbakan Süleyman Demirel'in gelecek hafta bu ül- keye yapacagı ziyarette ikiü ilişkilerin da- ha iyi hale getirilebileceğini söyledi. İran'ın hiçbir zaman ihmal edilmemesi gereken bir ülke olduğunu belirten Cum- hurbaşkanı Özal, "Pazar aradığınuz zaman ilk önce komşumuzu görmemiz gerekir. Karşıhklı işbirliği yapmamız lazım" dedi. Gemi konusu Tahran ite Ankara arasındaki en önem- li sorunu "gemi k#nusu"nun oluşturduğu- nu kaydeden özal, "Bu konudaki mahke- me kararı, ümit ediyorum ki pozitif bir şe- kilde sonuçlanır" diye konuştu. Geçen yıl silah yüklü Kıbns Rum ban- dırah bir gemi lstanbul Boğazı'ndan geçer- ken alıkonulmuş, daha sonra silahların İran'a gitmekte olduğu ortaya çıkmıştı. İran da geminin taşıdığ^ yükün kendisine teslim edilmesini istemişti. îran Cumhurbaşkanı Haşimi Rafsanca- ni, Tahran'da Özal'la yaptığı görüşme sı- rasında, konuya ilişkin memnuniyetsizlik- lerini dile getirmiş, Cumhurbaşkanı Özal da konunun adalete intikal etmesi sebebiy- le müdahaiede bulunulamayacağını, ancak yargılama mekanizmasınm hızlandırılma- sı için gerekenin yapılabileceğini söylemişti. Cumhurbaşkanı Özal'ı Tahran dönüşii karşılayanlar arasında Başbakan Demiret de vardı. (Fotoğraf: AA) Cumhurbaşkanı, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Ashnda nasıl olduğunu bilmiyorum, üst makamlann haberi olmadan geminin tu- tulmaması lazımdı. Üst makamlardan hiç- birinin haberi yok. Bu tür, ilişkileri etkile- yecek olaylarda idareye haber verilmesi la- zım. Ihbar olsa bile Dışişleri'ne haber ve- rilmesi gerekirdiî' özal, ihbann niteliğiyle ilgili olarak da "Yani bir yabancı servisin rolü var gibi ge- liyor bana" dedi. özal, ECO zirvesinin önceki gün açık- lanan sonuç bildirgesinde KKTC ile ilgili bölümün olumlu olduğunu da söyledi. Söz konusu bölümde, "Kıbns Müsluman Türk toplumunun, ECO'nun kültürel, ekonomik ve teknik faaliyetlerine katüması önerisi, ECO liderlerince hoşnutlukla karşılanmıştır" denilerek KKTC ile teşki- lat arasında ilk ilişkinin adımı atılmış bu- lunuyor. Özal, gelecek aylarda Türkiye'ye üst dü- zeyde önemli ziyaretler yapılacağını, ken- disinin de çeşitli dış gezilere çıkacağını be- lirtti. Cumhurbaşkanı, nisan ayında Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın Türkiye'ye geleceğini, ardından Malezya Kralı ve Ukrayna lideri Leonid Kravçuk- un Ankara'yı ziyaret edeceklerini, haziran ayında da Arjantin Devlet Başkanı Carlos Menem'in gelmesinin beklendiğini anlat- tı. Dünyamn hemen her tarafında isminin iyi tanındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Özal, şöyle konuştu: "Eski Sovyetler Birliği'nin bütün cum- huriyetlerinde, Japonya'da ve Uzakdoğu- da, bu tarafta Arap aleminde bütünüyle, ondan sonra Avrupa ve Amerika'da... Ya- ni bunlan çok rahatlıkla söylerim, hatta Güney Amerika'yı da, oralann liderlerini de iyi tanınm. Yeni Zelanda, Avustralya- ya falan gittik, onlan da biliyoruz. Onun için rahatlıkla birçok kimseyle irtibatım ko- lay olur, onu ifade ederim. Tkbii netice iti- banyla hükümet istediği şekilde bundan faydalanabilir veya faydalanmaz!' Cumhurbaşkanı, hükümetin bu birikim- den yararlanacağı izlenimi olduğunu da kaydetti. Örgüt operasyonu DGM9 yakalanan 18 kişiden 13Hinü serbest bıraktı AA (Ankara) - Polis tarafından bir sü- re önce Ankara'da gerçekleştirilen bir operasyonda yakalanan ve bölücü örgüt üyesi olduklan bildirilen 18 sanıktan 5'i çıkanldıklan DGM'de tutuklanırken 13 sanık serbest bırakıldı. Ankara DGM'ye sabah saatlerinde ge- tirilen sanıkların sorgulan yaklaşık 7 sa- at sürdü. Sorgulama sonucu samklardan Cüneyt Kan, Mikail Çalışkan, Kemal Ka- rataş, Lokman Üren, Sabah Güneş, Ni- hat Ulutürkmen, Mehmet Dengiz, Faraç Çetin, Orhan özkan, Cem Şahan Sezer ve İsmail Gültekin serbest bırakılırken Fi- üz Kızılkaya, Mustafa TaneT Araa, Ah- met Sirkeci, Tamer Tuganoğlu, Serkan Dağ, Sedat Ayhan ve Ertuğrul Sayın, tu- tuklanmalan istemiyle sorgu hâkimliği- ne sevkedildiler. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge- sinde çeşitli yerlerin silahla taranması, Nemrut Dağı'nda 10 Alman turistin ka- çırüması, bir köy korucusunun öldürül- mesi ve güvenlik kuvvetleriyle silahh ça- tışmaya girmekle suçlanan samklardan Sedat Ayhan ve Ahmet Sirkeci bölücü ör- güte yatakhk etmek, Mustafa Aracı ve Filiz Kızılkaya bölücü örgüte üye olmak, Tamer Tuganoğlu ise 6136 sayıh Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet suçlann- dan sorgu hâkimhğince tutuklandılar. Uluslararası demokrasi ödülü AA (Ankara) - Türk Demokrasi Vakfı'n- ca düzenlenen Uluslararası Demokrasi ödülü, TBMM'de gerçekleştirilecek bir törenle Rusya Federasyonu Devlet Baş- kam Boris Yeltsin, Çekoslovakya Mec- lis Başkanı Dubçek ve Gümülcine bağım- sız milletvekili Dr. Sadık Ahmet'e veri- lecek. Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Bülent Akarcalı, AA muhabirine yaptı- ğı açıklamada, vakfın Uluslararası De- mokrasi ödülü'nün TBMM Başkanı Hü- samettin Cindoruk'un himayesinde TBMM'de 26 şubat çarşamba günü dü- zenlenecek bir törenle dağıtılacağını büdirdi. Demirel, erken emeklilikte Özal'ın isteklerine uymayacak Üç yılsınırındanvazgeçildîCUMHURİYET (Ankara) - Erken emeklilik konusunda Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal'ın istemi doğrultusunda üç yıllık sınırlama getirilmesinden vazgeçildi. Baş- bakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, hükümetin "va- atlerine sadık kalacağım" açıkladılar. Başbakan Demirel, partisinin Mec- lis grubunda yaptığı konuşmada, erken emeklilik konusunda hazırladıklan karar- namenin ve ardından yasanın Cumhur- başkanı'nca veto edildiğini anımsattı. Demirel, bu konuda yöneltilen eleş- tirilerin hükümetin prestijine zarar verecek hale geldiğini vurgulayarak Emekli Sandı- ğı, SSK ve Bağ-Kur'u kapsayan bir reform paketinin önümüzdeki güıüerde Meclis'e sunulacağını belirtti. Bu konuda yönelti- len eleştirilerin doğru olmadıgını savunan Demirel, "Tasarıda bir yanhşhk olması durumunda parlamento bunu düzeltir. Ta- sarıyı olduğu gibi geçirmekten başka çare göremiyorum. Olduğu gibi geçirelim" di- ye konuştu. Başbakan Yardımcısı İnönü de partisi- nin Meclis grubunda aynı konuya değine- rek yasanın seçim öncesi vaatleri doğrul- tusunda hazırlandığıru kaydetti. İnönü, görüşünü "Burada da vaatlerimize sadık kalmamız en sağlam yoldur. înandığımı- zı yapmamız sıyasi hayatımıza sağlık getirecek" şeklinde açıkladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay da SHP'li milletvekil- lerine bilgi verirken, yasanın aynı şekilde geçirilmesinin doğru olacağmı belirtti. Mo- ğultay, yasada sınırlama getirilmesinin va- tandaşların tepkisine neden olduğunu söy- ledi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 7 şubat- ta erken emeklilik yasasmı veto gerekçe- sinde, hükümetin daha önce aynı konuda gönderdiği kararnameyi geri yolladığını anımsatarak, konunun yasa haline getiril- mesinin sorunu çözmediğini savunmuştur. Ozel televizyonlara muzır takibiAA (lstanbul) - Muzır Yasası'na aykırı fotoğraf yayımlamaktan yar- gılanan Fırt dergisi sahibi Ertuğrul Akbay, özel televizyonlarda çok daha müstehcen yayınların yapıldığını belirtince, savcı bu tür yayınların takip edildiğini belirtti. seydik. zaten yayımlamazdık" dedi. Özel televlzyonlar taUpte Sanıkların avukatı Burhan Apaydın ise ana muhalefet partisi SHP'nin 1987 yılında, 1117 sayıh Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu'nun ana- yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, Ana- yasa Mahkemesi'ne başvurduğunu, ancak bu itirazının reddedildiğini söyle- di. Kendilerinin de aynı yasanın ana- yasaya aykırı olduğu görüşünü taşıdık- larını ka^deden Apaydîn. SHP'nin başvurusunda yalnızca ek 2. maddenin anayasaya aykırıhğının iddia edildiğini belirtti. Aynı yasanın ek 3. maddesinin daha büyük aykırılıklar taşıdığını öne süren Burhan Apaydın, şunlan söyledi: "Ek 3. madde bu konunda yazılı suç- lardan doğan davalar en geç 2 ay içinde sonuçlandırılır' şeklindedir. Yargıcı 2 aylık süre ile sınırlandırmak, yargıcın araştırma ve gerçeği tespit etme hak ve yetkisini ortadan kaldırmak demektir. Mizah dergisi Fırt'ın 23 kasım 1991 tarihli sayısının 2. safyasında yayımla- nan bir çıplak kadın fotoğrafının, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kanunu'na aykın olduğu gerekçesiyle açılan davaya dün lstanbul 2- Asliye Ce- za Mahkemesi'nde başlandı'. Dergi sahibi Ertuğrul Akbay, aynı sa- yının birinci sayfasında yayımlanan fo- toğrafın daha açık olduğunu belirtti. Kendilerinden çok daha müstehcen ya- yın yapan ozel televizyonlar hakkında hiçbir şey yapılmadığından yakınan Ak- bay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Madem ki adalet mülkün temelidir, benim için suç olan şey başkalan için de olmalıdır. Televizyondaki açık yayınlar için hiçbir cezai işlem yok. Eğer ben bu davadan ceza alırsam, Türkiye 10 yıl ge- riye gideçektir." Sanık İsmail Pehlivan da, yayımlanan fotoğrafta suç unsuru bulunmadığını belirterek. "Eğer biz bir suç unsuru gör- Böylesine hukuk kurallarına aykın bir hüküm taşıyan bir yasanın, anayasaya aykınlığını mahkememizin belirleyerek. 'iptali doğrultusunda Anayasa Mahke- mesi'ne başvurma kararı' vermesi yargı bağımsızlığının doğal bir sonucu olmak gerekir. Muzır Yasası. demokratik hu- kuk devleti açısından, yüzkızartıcı nite- lik taşıyan bir yasadır." Müstehcen yayınlar Cumhuriyet Savcısı Hasan Hüseyin Ataman da. "özel ve resmi televizyon- lardaki müstehcen nitelikteki yayınlar tarafımızdan takip edilmekte ve bu ko- nuda Asayiş Şube Müdürlüğü'ne yazı yazılarak bu tür yayınlar videoya ahna- rak incelemeye tabi tutulmaktadır" diye konuştu. Mahkeme heyeti. sanık avukatının, anayasaya aykırıhk hususunun ince- lenmesı ve Cumhuriyet Savcısf nın bu konuda görüş bildirmesi için dosyanın incelemeye alınmasına karar verdi. Mahkeme, bu ara kararın sonuçlanma- sından sonra bilirkişi heveti oluşturulup oluşturulmamasının da karara bağlana- cağını kaydetti. Duruşma ileri bir tarihe bırakıldı. TÜRKSAT Uıalesi Cumhurbaşkanı özal, bir sonı üzerine, Türk-Fransız üişkUerinin kendilerinin dö- neminde canlandığını, kendilerinden önce hemen hemen ilişki bulunmadığını belirtti. Bir Fransız firmasına verilen TÜRKSAT uydu ihalesine de değinen cumhurbaşka- nı, şöyle dedi: "Daha 1985'te biz iktidara gelir gelmez, şu genelgeyi yayımlamışız: Büyük ihaleler neticeiendirilnveden, bize bildirilecek. Hat- ta gelen firmalara, bunlann neticede bir si- yasi karar olabileceğini söyleyeceksiniz, başta ibraz edeceksiniz. Yani Türkiye ile üişkiler bakımından bunu başta söyleye- ceksiniz. Ihale yapümadan, yani nihai ka- rar verümeden evvel de bizim malıim^t^rnıy olacaktır. Şimdi ben, o TÜRKSAT ihalesini hatır- lıyorum. Bana da Başbakan'a da haber ver- diler. Yani Fransızlara veriyoruz. Biz, 'Ni- ye veriyorsunuz?' diye sormadık. Açtım Mitterrand'a, dedim ki 'Size vereceğiz,' Yal- mz o suada Körfez krizi var. Biz Avrupa 1 dan tekstil kotasının arttırıknasını istedik. Çok büyük mücadelelerimiz oluyor. Bize yardımcı olun siz de bu konuda... Bu kar- şıhkh bir pazarhktır:' DtMkd karşıladı Cumhurbaşkanı özal'ı Esenboğa Hava- limanı'nda TBMM Başkam Hüsamettin Cindoruk, Başbakan Süleyman Demirel, Dışisleri Bakanı Hikmet Çetin ve aralann- daki eski bakanlar Adnan Kahveci, Oltan Sungurlu, Safa Giray ve Bülent Akarcah'- nın da bulunduğu çok sayıda ANAP'u kar- şıladı. Esenboğa'ya saat 13.05'te gelen Baş- bakan Demirel, uçağın gecikmesi nedeniyle 35 dakika bekledi. Özal, kendisini "Hoş geldiniz" diye karşılayan Demirel'e, "Siz de hoş geldiniz" yanıtını verdi. Demirel, ap- ronda yürürken kendisine bir şey fısılda- yan özal'a, "Onu nazire olarak söyledim" karşıhğuu verdi. DYP'de revizyon Gölhan: Teşkilat dökülüyor ANKA (Ankara) - Parti müfettiş- lerinin 32 ilde yaptıklan incele- me DYP örgütünde büyük sıkıntı ve başıboşluk yaşandı- ğını ortaya çıkardı. B a ş b a k a n Süleyman De- mirel'in talima- tı üzerine GİK üyeleri ve mil- letvekillerinden oluşan parti müfettişlerinin seçimlerden sı- kıntılı çıkan ve partinin oy potansiyelı açısından önem taşıyan 32 ilde yaptıkları araştırmalar büyük ölçüde tamamlandı. Müfettiş raporlannı değerlendiren teşkilat Baş- kanı Mehmet Gölhan, "teşkilat dökü- lüyor" dedi. Özellikle erken genel seçim sonuçlarının orgütü yaraladığını, tercih sistemi nedeniyle partililer arasına kırgın- lıklar girdiğini anlatan Gölhan, "Bu sı- kıntılar var. Bir de bunlann yani sıra adaylıklar nedeniyle doğan boşluklar var. Bunlan bugüne kadar gideremedik" de- di. Müfettiş raporlannın önümüzdeki günlerde toplanacak Genel İdare Ku- rulu'nda değerlendirileceğini bildiren Gölhan, "Bazı yerlerdeki boşluklan kendilerinin doldurmasını isteyeceğiz. Bazı yerlere de biz atamalar yapacağız. Görevden-artacağımız yönetimler de var" diye konuştu. Gölhan, DYP ör- gütünü "hükümet olmaya layvk" duru- ma getirmeyi hedeflediklerini de söyle- di. Üye kayıtları Bu arada, Ankara ve lstanbul il ör- gütlerinin üye kayıtlan da yeniden göz- den geçiriliyor. Bu örgütlerde çok sayı- da "mükerrer" üye bulunduğunun belirlenmesi üzerine kayıtlar bilgisaya- ra kaydedilmeye başlandı. Yeni üye kayıtlannda da adaylardan ikametgâh ve nüfus kayıtlan mutlaka istenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle