Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 19 ŞUBAT1992 ÇARŞAMBA
ÖRÜ14 GÖRÜŞLER
A BELKI
RAT BELGE
Bahar
Özellikle
Diyarbakır'dayken,
"baharda olacaklar"
konusuyla karşılaştık
çok yoğun bir biçimde.
Olması beklenenlerle
"bahar" kavramı
arasında uçurumlar
vardı.
S
on on gündür yoğun bır bıçımde Kurt sorunuyla
ılgılıyım Bu daha surecek de 8 şubatta Turkıye'-
ye gelen Avrupalı ve Amenkalılarla bırlıkte îs-
tanbul, Dıyarbakır ve Ankara'da Turk ve Kurt,
resnrı ve ga>n resmı çok çeşıtlı ınsanlarla gorüştuk Ge-
çen crumartesı gunüyse, Kurt ve Turk aydınlan ve sıvıl
toplam temsılcılennden yuzu aşkın bır grupla, bu soru-
nun banşçı, şıddetten annmış, demokratık çozumu ıçın
neler duşunülebıleceğı ve neler yapılabıleceğını tartışmak
ûzers bır toplantıdaydık Butun bu gorüşmelerde, top-
lantılarda şuphesız bırçok ilgınç duşunceyle karşılaştım
Ama bunlann hepsınden acıl, onemlı bır konu var ortada
ve o varken başka herhangı bır konu ustüne yazmak
mümkün değıl
özellıkle Dıyarbakır'dayken, "baharda olacaklar" ko-
nusuyla karşılaştık çok yoğun bır bıçımde Olması bekle-
nenlerle "bahar" kavramı arasında uçurumlar vardı
Normal olarak baharda neyı beklenz
9
Havalann ısınma-
ya başlamasını, kann enmesını, çevrenın yeşıllenmesını,
toprağın ve ağaçlarda çıçeklenn tomurcuklanmasmı
Ama Doğu'da 1992 bahannda beklenen bunlar değıl Sı-
lahlar, operasyonlar, savaş beklenıyor Çımen ve yaprak
yeşıhnın değıl, kan kırmızısının egemen olacağı bır ba-
har'
Yanılmıyorsam bunun, boyle bır bahann ılk sınyaüen
PKK tarafından gelmıştı "Yenı hukumete bahara kadar
zaman tanıyoruz, sonra bız yapacağımızı bıhnz," yollu
bır sınyaldı bu Bır sure sonra Özal, ordunun bahar ha-
zırlığından söz ettı Ama ıkısının arasında ve daha sonra
bu ıhtımal ustüne yorumlar, tahmınler zaten hep devam
etmıştı
Bu hesaplaşmayı
orada, Guneydoğu'da
beklemek bambaşka
bır şey Böyle bır şeyı
tstanbul'da ve Tür-
kıye'nın başka yerle-
nnde yaşayanlara nasıl
anlatabıleceğımı doğ-
rusu düşunemıyorum
Çunkü buralarda tanı-
nan, en kotu deneyım-
lenn de dışında kalan,
onlar açısından "tanı-
nır" olmayan bır ya-
şantı bıçımı var orada
Orada, beklenen bu "bahar"dan endışe duymak ıçın
PKK'lı, PKK sempatızanı vb olmak hıç gerekmıyor Sa-
dece orada yaşayan, orada yaşamak zorunda olan bır
ınsan olmak yeterlı Çunkü onlar, ıkı ateş arasında Ateş-
lerden bın, PKK'nınkı, hıç olmayabılır Ama bu da
önemlı değıl öbüru olacaksa, bu yetıyor
Nıçın yettığını yenı baştan anlatmak gerekıyor mu
9
Evmden alınıp oldürülmuş (ve kımın tarafından oldürul-
düğu açıklanmamış) ınsanlar, sokak ortasında oldurul-
müş ınsanlar, pıslık yedırılmış ınsanlar, cenaze torenıne
katılıp orada oldurulmuş ınsanlar varken, "operasyon
olacak" sozünün orada yaşayanlar ıçın ne kadar kor-
kunç anlamlar taşıdığını bır kere daha anlatmak gerekı-
yor mu
9
Şu anda söylentıler egemen Söylentıler bırbınnı tır-
mandınyor Insanlar gergınhk ve kuşku ıçınde bunları
dınlıyor, belkı tırmanmasına -bılmeden- katkıda bulunu-
yor Ama sonuçta, eğer "operasyon" marttaysa orada
bütün ınsanlar, bılınçaltlannda, "Bakalım, nısanda ha-
yatta olacak mıyız" sorusuyla yaşıyor, tabıı, tanıdıklan-
nın, sevdıklennın hayatta olup olmayacağını da düşune-
rek Korkunç bır genlım bu
"Bölunmez" dedığımız vatanımızın bır bolumunde
oluyor bunlar Bu bolunmezlık, devletlenn bıze soyleye-
geldığı gıbı "toprak"ta mıdır sadece
9
Yoksa duygularda
da olmalı mıdır
9
Başka bır soyleyışle bu bölunmez vata-
nımızın bır kısmında ınsanlar baskı dltında yaşarken bız
Turkıye yurttaşlan nerede "ortak"ız
9
"Tasa"da ortak-
sak ışte "tasa"
1
"K»vanç"ta ortaksak, nerede kıvanç
9
Bu
durumda mı
9
60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET "
1932: Mançuri Devleti
Mançun ve Mongohstan'ı
ıhtıva edecek olan yenı
müstakıl devlet şubatın 18
veya 19 uncu gunü lâzım
gelen ıhzaratı yapmağa
memur edılen sıyası merkez
komıtesı vasıtasıle ıstıklâlını
ılân edecektır
Çın'lı muhtelıfzımamdarlar arasında cereyan eden
muzakerat netıcesınde Moukden'de müstakıl bır Mançun
devleti teşekkul ettığı ılan edılmıştır
1962:100 Amerikan askeri
100 Bırleşık Amerıka denız ku\ vetlen mensubu bugun
yeraltında gırdıklen bır sığımkta ıkı hafta kalacaklardır
70 000 dolara mal olan bu nukleer sığınak Maryland'dekı
denız üssune yakin bır dağ eteğınde ınşa edılmıştır
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
İZALE t O I I
ASYA KÂŞİFİ SVEN HED/N
1365'Tg &UGUN, UNLU İSUBÇLI KAŞtF,
ANOCGS HEOIM 0O6MUŞTV. yAPrrğf GE2I-
L£/ZL£ ASyA KAŞiFCERl ARASfUOA ÖN St-
GALAKPA ye/S ALAN HEPIM, GuSYA'Yt,PA-
MİR DA6LA& 'W, TUGlCl£r/lH't, mKlAAAAKAN
ÇOLU 'A/Lf VE r78£T V ADtM APfM POlAŞ'-
Ml$Tf SVBN HE&tN, Y/LLA/Z SutZEN 8U YOL-
CUCUtcL/t&fNt YAZO/Ğ( KjrAPLA&OA ÖLUM-
SUZl~£Çr/RMtfT/. ILGINÇ OLAN,
KENPtS/Mı SOĞUK HAVAY/*
/CUTuP (c4f(FUĞ/NE HAZfRLAYAN HEDlN'lN,
KAPE&fN CiLVESfrL£y
ÇOLLE/Z/M &
Cu S(CAĞ(MA PAYANMAK &
Bolgesel Güç Olma Zorunluluğu
Prof. Dr. STEFANOS YERASİMOS Paris Üniversitesi Öğretim Üyesi
G
eçen yıl ıçınde, Türkıye'nın
dış polıtıkasında kesın bır
değışmeoldu Turkıye Cum-
hurıyetı nın kuruluşundan
ben gudülen, "yurtta sulh, cıhanda
sulh" sozü ıle belırlenmış ve Mısak-ı
Mıllı ıle elde edılenlen hasımlarla çev-
nlı varsayılan bır ortam ıçınde koru-
mayı amaçlamış bır polıtıkadan, çev-
reye açık, ekonomık ve polıtık nüfuz
alanlan yaratmaya yonelık, atak bır
pohükaya geçılmekte ve aynı zaman-
da bu geçışın ıyı ya da kotu yanları
tartışılmaktadır Ancak bugun bu ıkı
polıtıka arasında bır seçım olanağı var
mıdır
9
Sozü edılen değışme, Türkıye'nın
kendısını son bır yıl ıçınde meydana
gelen üç buyuk patlamanın ortasında
bulup bunlara gore polıtıkasını ayar-
lama zorunluluğundan kaynaklan-
maktadır
Tarıh sırasıyla, bu patlamaların ılkı,
Korfez savaşı oldu Dunyanın en yo-
ğun petrol kuyulannın yanı başında
kıyasıya bır mucadele olması, Osman-
lı tmparatorluğu'ndan aynldıklann-
dan berı Arap ülkelerının bırbırlerıyle
buyuk çapta savaşmalan ve Batıh guç-
lerın Muslümanlarca kutsal sayılan
Arabıstan topraklanna ayak basması
bakımlanndan bu savaş bır 'ılk'ıdı
Ancak bu olayın Turkıye'ye başlıca et-
kısı, onu Ortadoğu polıtık dengesının
aktıf bır oğesı halıne getırmesınden
çok- kı buna Sunye, Mısır hatta Suudı
Arabıstan karşı çıkmışlardır- Kurt so-
rununun yenıden alevlenmesı olmuş-
tur
Irak'ın kuzeyınde polıtık bır boşlu-
ğun meydana gelmesı ve bu boşluğun
ıçınde bır Kurt olgusunun yoğunîaş-
ması, durumu 1926 oncesıne göturü-
yordu lurkıye'nın Lozan'da ve Lo-
zan'dan sonra Musul'u ıstemekte
dıretmesı, petrolu elde etmekten çok,
Kurt sorununa hâkım olabılmek, yanı
kendı denetımı dışında bır Kurt mıllı
hakeretının oluşup kendı topraklanna
sırayet etmesını onleyebılmek ıçındı
1926'da Londra bu konuda Ankara'-
ya garantı vermıştır ve gerek Buyük
Bntanya gerek Irak devleti Kurtlen
ellerınden geldığı kadar denetım altına
almaya çahştı lar Bugun, bu ga-
rantıyı verecek kımse olmadığı ıçın
Turkıye kendı sınırı guneyındekı Kürt
bölgesını denetım altına alma zorun-
luluğunu duyuyor Boylece, Iraklı
Kurt partılerle ılışkıler, sınır ötesı mu-
dahaleler, Başbakan Demırtrın Dı-
yarbakır'da, Iraklı Kurtlen koruma
konusundakı demeçlen, nedenlerı es-
kıye dayanmakla bırlıkte, yenı atak
bır polıtıkanın belırtılendır
Sovyetler Bırlığfnın yıkılışı, duru-
mu 1917 oncesıne değıl, Delı Petro
Rusyası oncesıne göturmektedı-r Yanı
uç yuz yıldan sonra Turkıye'ye kuzey-
den gelen baskımn kalkması, soz ko-
nusudur Kınm Savaşı'ndan NATO'-
ya kadar Turkıye bu baskıya karşı
koymayı Batılı guçlerle kurulan bır ıt-
tıfakın parçası olmakla çozmeye çalış-
mıştır Ilende, kuzeyınde ve doğusun-
EnilkelmiUiyetçilik
duygularının hortladığı bir
ortamda, Türkiye'nin
güdeceği politikanın asıl
sorunu, çevresinde esen
havaya uygun "esir
Türkler" ya da "zulmedilen
Müslümanlar"
kavramlarını aşmaktır.
da Buyuk Rusya'nın bıraktığı boşluğu
doldurmak ya da başkalannın bunu
doldurmasını engellemek zorunlulu-
ğunda olacaktır Karadenız'de durum
oldukça yenıdır Çunkubugune kadar
hıçbır zaman bağımsız bır guç olma-
yan Ukrayna ıle Rusya'nın çekışmesı
vardır Bu mucadele kızışırsa, Uk-
rayna'ya Rusya'nın yenıden buyuk bır
güç olmasını ıstemeyen Batılı devletle-
rın yardımı gerekecektır kı burada
ozelhkle Almanya soz konusudur Bu
takdırde Ukrayna'nın Alman ege-
menlığı altındakı Polonya'nın bır par-
çası olduğu 17 yuzyıl durumuna ben-
zer bır sonuç doğabıhr
Kafkaslar'da Rus etkısınm azalma-
sında ıse durum 18 yuzyıl öncesını
yanı Osmanlı-tran çekışmesını andıra-
bılır Ancak bugun buna Batılı devlet-
lerın ve ozelhkle oradakı halklarla ve
Batılılarla ılışkılerı>le, Turkıye Kaf-
kaslar'da ve Orta Asya'da Batı'nın
aracısı olmakla İran'dan çok fazla ola-
naklara sahıp Bununla bırlıkte Kaf-
kas halklanyla ılışkılennın çok daha
sorunlu olduğunu cra unutmamak ge-
rekır
Kafkaslann kuzeyındekı halklar hâ-
lâ Rusya'ya bağlıdırlar, fakat bağım-
sızlık ya da ozerklık peşınde olan her
Musluman Kuzey Kafkas halkı, Turk
olsun olmasın, Turkıye'den yardım ıs-
temektedır Çeçenlerle başlayan
Rusya'nın Kafkas "uç"unun çozül-
mesı Rus-Turk ılışkılennı olumsuz bır
bıçımde etkıleyecek durumdadır
Üçuncü patlama Balkanlar'da Yu-
goslavya'nın parçalanmasıyla olmuş-
tur Burada, Bınncı Dunya Savaşı'-
ndan sonra savaşı kazanan bağlaşıkla-
nn durtusuyle, Almanya ve Avus-
turya'ya Balkan ve Ortadoğu yolunu
tıkamak ıçın kurulan bır gücun orta-
dan kalkması söz konusudur ve bunda
Almanya'nın rolu onemlı olmuştur
Ancak bu parçalanma Slovenya ve
Hırvatıstan'ın kopmasıyla kalmaya-
cak, Bosna-Hersek'ın, Makedonya'-
nın, Kosova'nın durumu da gundeme
gelecektır Bunlar da zıncırleme ola-
rak Arnavutluk, Yunanıstan ve Bul-
ganstan'ın eskı Yugoslavya'nın bol-
gelen ıle ve dolayısıyla aralannda olan
ılışkılen etkıleyecektır
Sonuç olarak da Türkıye bu gelış-
melere kayıtsız kalamayacaktır
Şu arada Kıbns sorununda odun
vermeye zorlanan Turkıye, Makedon-
ya, konusundakı duyarlılığından do-
layı çıkarlan ergeç Yunanıstan'la çatı-
şacak durumda olan Bulganstan'la
ılışkılennı düzeltmekte, onun ötesınde
Amavutluk'la ılgılenmekte, Yugos-
lavya'ya göndenlmesı tartışılan banş
gucune katılmayı onennektedır
1991 yılındakı olağanustü değışme-
lerden sonra "eskı polıtıka"yı surdur-
me >a da surdurmeme sorunu çoktan
aşılmıştır En ılkel mıllıyetçılık duygu-
lannın hortladığı bır ortamda, Tür-
kıye'nın gudeceğı polıtıkanın asıl so-
runu, çevresinde esen havaya uygun
"esır Turkler" ya da "iulmedılen
Muslumanlar" kavramlarını aşıp her-
kes ıçın daha çok ozgurluk ve refah
doğrultusunda olup olamayacağıdır
asıl sorun
SEMtHBALOOĞLU
Tekstil EndüstPisi ve Teknoloji Transf eri
Prof.Dr. NİHAT G. KEVIKOĞLU Anadolu Unıversıtesı Öğretim Üyesı
S
on günlerde tekstil endüstnsı-
nın dar boğazlanndan, makı-
nesı ve teknolojisı ıle yenılen-
mesı ıhtıyacından bahsedıl-
mektedır Tekstil dalında ıhracat ola-
naklannın yaratılması ıçın uluslara-
rası görüşmelerde sarfedılen çabalar
ve Orta Asya'da açılan yenı pazarlar,
eğer uygun mallara ve teknolojıye sa-
hıp olabıhrsek, bızı bu dalda hem ürün
hem de teknoloji ıhraç edebıhr bır ulke
durumuna getırebılecektır
Gehşmış bırçok ülkede olduğu gıbı
ülkemızde de tekstil, katma değen da-
ha ytıksek dığer ürunler ve teknolojıler
ıçın bır sıçrama tahtası olabıleceİctır
Aynlan kotalan dolduramayan tekstil
endüstnsımn düştuğü durum, bıze dı-
ğer konularda nasıl davranmamız,
uluslararası rekabete nasıl hazırlan-
mamız gerektığını gösterdığı ıçın de
onemlıdır
İUttptkytatMi
Her ülke rekabette başanlı olabılmek
ıçın şu veya bu şekılde endustnsını teş-
vık etmektedır thracatı teşvık ıçın uy-
gulanan ıkı ana yöntemde teşvık turle-
n ve teşvık-ıhracat bağıntısı bırbınn-
den farklıdır Türkıye dahıl, gelışmek-
te olan bazı ulkelerce uygulanan bınn-
cı yöntemde yuksek malıyetlı ve duşük
kalıteh mallar subvansıyonlarla satı-
labılır hale getınlebılmektedır Dış
teknoloji ve 'bıl-nasıl'a (know-how)
bağımlı bu teşvık yöntemınde baş-
langıçta, bınm teşvık gıden başma ıh-
racattakı artış yuksek olmakla bera-
ber, ıhracatta belırlı bır artış sağlaya-
bılmek ıçın yapılması gereklı teşvık gı-
den hızla yükselmektedır
thracat, toplumun sınırlı bır bolu-
munûn kânna çalışan btr mekanızma
olmaktadır
Gehşmış ulkeler ıle Uzak Doğu'dakı
gehşmekte olan bazı ülkelenn uygula-
dığı, ıhracat yenne teknolejının teşvık
edıldığı yöntem de ıse teknolojık gelış-
me, bır süre sonra subvansıyonlara ıh-
tıyaç duymadan, teknolojisı ve katma
değen yusek mallann üretımıne ve
satışına olanak sağlamaktadır
Her ıkı yaklaşıma bır örnek tekstil ala-
nında venlebıhr Turkıye bu alanda
teşvıkı, ıhracatı sübvansıyonlar ıle
desteklemek şeklınde yapmayı tercıh
ederken, lıder olmayı amaçlayan Gu-
ney Kore 25 yenı tekstil araştırma ens-
tıtüsu kurarak ve yenı moda merkezle-
n açarak tekstil endustnsını teşvık
etme karannı almıştır (•)
Araştırma, uzun yıllar alan ve bü-
yuk harcamalan gerektıren bır uğraşı-
dır Bu nedenle mumkun olan her ko-
nuda en yenı teknolojılerın satın alın-
ması gerekır, fakat, dış ulkelerle re-
kabet belırlı bır süre sonra mutlaka
daha yenı teknolojılen üretenlenn le-
hıne sonuçlanmaktadır
Dtvltttta btMMmı..
Devletten beklenen, gelecekte söz sa-
hıbı olmamız ıstenen endustn dallan-
nı belırlemek ve en kısa surede tekstil
başta olmak uzere bu dallarda araştır-
ma yapacak enstıtulen kurmaktır İt-
hal edılen teknolojılenn yurtıçınde ya-
şayabılmesı ve gelışebılmesı ıçın gereklı
araştırmalar ve bu araştırmalann malı
kaynağı ıthal sırasında belırlenmeh,
devletın sağlayacağı yatınm teşvıkle-
nnde bu husus goz onunde bulundu-
rulmalıdır Buna karşılık sanayıcımız
yannını kapsayan stratejıler üretmeh,
Doğu bloku ulkelen dahıl bırçok ulke-
nın de bızımle beraber gehşmekte ol-
duğunu ve pazarlarda sözsahıbı ola-
cağını, korumacı polıtıkalann artık
sonunun gelmekte olduğunu unutma-
malıdır
Teknolojının transfen ve yaşatılma-
sında önemlı roller üstlenmesı gereken
TÜBİTAK ve unıversıteler, ufak tefek
projelerle vakıt geçırecek yerde Sanayı
ve Tıcaret Bakanlığı ıle bırlıkte belırle-
necek polıtıkalar çerçevesınde, pazara
yönelık buyuk projeler uzennde çalış-
malıdırlar
Araştırma kendı kaynağını yarat-
mahdır Turkıye gıbı ülkelenn araştır-
maya süreklı büyük kaynaklar ayır-
ması mumkün degıldır Bu nedenle te-
mel araştınnalan yeten kadar destek-
lemedığı ıçın rakıplennce eleştınlen
Japonya gıbı (**) Turkıye de araş-
tırma olanaklannın buyük kısmını pa-
zara yönelık araştırmalarda kullan-
malıdır
Pa2ara yonelık araştırmalar, araştır-
ma hedeflerınm daha belırgın ve ger-
çekçı olmasına yardım edeceğı gıbı
sağlayacağı ekonomık fayda yenı
araştınnalann finansmanını da kolay-
laştıracaktır
Türkıye'de tekstil endüstnsımn bu-
lunduğu dunımdan kurtulması, gele-
ceğm pazarlannda yennın olabılmesı,
ancak ve ancak bu dalda geleceğın tek-
nolojılennde soz sahıbı olabılmesı ıle
mümkündür
(*) Ekonomık Panorama 4 61989
(**) B R Inman Technology and Compettıve-
ness, Scı Am, Jan 1991
ORTAM
ŞAHİN ALPAY
Marx'ı Keşfediyoruz
K
arl Manc'ın keşfedılmesı ıçın adeta Sovyetler
Bırhğı'nın çökmesı gerekıyordu Şımdılerde mu-
arızlan Manc'ın hakkını vermek ıçın adeta bır-
bırlenyle yanşıyor Wall Street Journal gazetesı
ve Economıst dergısı gıbı Batı'nın muhafazakar eğılımlı
yayın organlan Marx'ın buyükluğu konusunda makale-
ler yayımlıyor Geçen gün Cumhunyet de kapıtalıstlen-
mızın Mara'la ılgılı, genelde çok olumlu değerlendırmele-
nnı yayımladı (3 2 1992)
Yıllar boyu Marksızmın bağnaz savunucusu olanlann
bır kısmı ıse şımdı onu gökyuzünden yeryüzune ındırme-
ye, sevaplan ve günahlanyla Mara'ın düşüncelennın ve
Marksızmın muhasebesını yapmaya çalışıyorlar Bızım,
eskı TKP'lıler bunlann akla gelen ılk örneklen
Marx'ı değerlendınrken herhalde bılım adamı ve sı-
yaset adamı olarak Marx'ı bırbınnden ayırmak gere-
kıyor Kuşku yokkıMarx, 19 ve20 yüzyıllann en önem-
lı sosyal bılımcısı Lehte veya aleyhte, hıç bır duşünür
üzenne onun ıçın yazıldığı kadar yazılmadı, konuşul-
madı Mant'ın fikırlen ve ırdelenmesı ıktısat, sosyolojı ve
sıyaset bıhmının gelışmesınde olağanustü bır rol oynadı
Ama Marx başka bırçok büyük bılım adamı gıbı, en
önemlı teonlennın yanlışhğı gostenlmış olan bır bılım
adamı Marx'ın bılımsel sosyalızm, tanhsel materyahzm,
dıyalektık materyahzm, emek değer teonsı gıbı teonlen
çağdaş bılımın bulgulan ıjığında artık savunulmas»
mümkun olmayan teonler Ote yandan onun teknolojık
değışme, sosyal sınıflaşma, sınıf mücadelesı ve ıdeolojıye
ılışkın fikırlen gunümüzde de çok sayıda bılım adamına
esın kaynağı olmaya devam edıyor
Karl Manc'ın teon-
Marx,19.ve20.
yüzyıUarın en önemli
sosyal biliracisi.
Ama politikacıların
biranlamdaen
talihsizi.
lennın en buyük eleş-
tırmenlennden bın
olan Karl Popper'ın
1943'te kaleme aldığı
"Açık Toplum ve
Düşmanlan" adlı ese-
n dıhmıze çevnldı
Henuz o kadar unlü
olmayan Norveçh fı- — - ^ ^ — ^ — — — — — —
lozof ve sosyal bılıma Jon Elster'ın "Makıng Sense of
Marx" (Mara'a Anlam Vermek, 1985) adlı, Manc'ın
teonlennı çağdaş bulgular ışıgında eleştıren kıtabının da
dıhmıze kazandınlması çok yararh olacaktır Manc'ın*
teonlennın bılımsel açıdan eleştınsımn en olgun bıçımiy-
le bu ıkı kıtapta yer aldığı soylenebılır Kendını bır;
Marksıst olarak tanımlayan Elster'e göre Marx, her
;
zaman durust de davranmamış, bazen analızıyle çelışen
olgulan gormezden gelmış
Marx dunyayı açıklamakla yetınmeyen, değıştırmeye
çalışan bır bılım adamıydı Bılımsel sosyalızmın zafen
ıçın çaba harcadı Bu açıdan aynı zamanda bır polıü-'
kacıydı Marx'm bır anlamda polıtıkacılann en talıhsızT
olduğunu soylemek mümkun Zıra göruşlennden esınle-
nen sosyalızm uygulamalan onun ozgurluk, eşıthk, ada-n
let ıdeallenne tumuyle zıt sonuçlar verdı
Tutarsız ve çelışkılı fıkırlen Marx'ın farkh yorumlanm
doğurdu Bunlardan bın, yanı Marksızm-Lenınızm Sov-
yetler Bırlığı, Çın, Doğu Avrupa ve başka yerlerde totalı-
ter rejımlenn kurulmasına yol açtı Totalıter sosyalızm
uygulamalan ınsanlığa çok pahalıya patladı
Marx, Marksızm-Lenınızm'den ne olçüde sonımluy-
du
9
Proletarya dıktatorluğune ve tum üretım araçlannın
devlet mulkıyetıne geçınlerek, pıyasanın yenne planın
konmasını ıçeren sosyalızm uygulaması elbette kı Manc'-
ın teonlenne dayanıyordu Kuşku yok kı Lenın bır
Marksısttı Ama, "Demokrası olmadan sosyalızm ola-
maz" dıyen, Bolşevıklen tanhın en müstebıt dıktatörlü-
ğünü kurmakla suçlayan Karl Kautsky de Marksıstü. ı
Batı'da Manc'ın fıkırlennden esınlenen başka akımlar ı
(orneğm sosyal demokrası) ve Manc'ın kapıtahzme yö-1
nelttığı eleştınlerden ders çıkaranlar (örneğın sosyal lıbe-1
raller) bırçok ülkede kapıtahzmı vahşı olmaktan çıkanp,
demokratık ve sosyal hale getırdı
öte yandan Manc, teonlennın hıç ummadığı ülkelerde
uygulanacağını, ıdeallenne tamamen zıt sonuçlar do-
ğuracağını elbette kı bılemezdı
»KURLARDAN
Kadrolu Öğreticiler Sesleniyor
Bızler 1739 sayılı kanunun
2842 sayılı kanunla değışık
47 maddesıılel8 7 1984
gün ve 84 8360 sayılı kanun
hükmundekı kararname
esaslanna gore hazırlanan
yönetmelığe gore Halk
Egıtımı Merkezlen ıle
Çıraklık Eğnımı
Merkezlen'nde çalışan
Turkıye genelınde sayılan
çok az olan kadrolu usta
öğretıcılenz
Genel Idare Hızmetlen
sınıfında olup haftada 40
saat çalışıyoruz Maaşımızı
Genel Idare Hızmetlen
sınıfında çalışan memur
gıbıalıyoruz Ancak bızler
eğıtım oğretım hızmetı
yapıyoruz Ve
çalışmalanmız mesleğe
yonelık
Adı geçen yonetmehğın 24
maddesınde usta
oğretıcılenn maaş ve ücret
karşılığı yukumlu
tutulacaklan ders saatlenne
ılışkın hukukı duzenleme
yapılınca, 1739 sayılı
kanunun 2842 sayılı
kanunla değışık 47
maddesınde behrtılen
"yonetmelık çıkanhncaya
kadar" denıldığı halde
şımdıye kadar bu
yonetmelık çıkanlmamıştır.
Devletımızın bızım
problemımızeçare
bulacağına ınancımız
sonsuzdur 1990yılında
yapılan!3 Mıllı Eğıtım
Şûrası'ndaahnan
kararlann uygulamaya
konulması en buyük
dıleğımızdır Şûradabızlere
eğıtım, oğretım hızmetı
yaptığımız ıçın haftada 12
saat ders ücretı ödenmesı
kararlaştmldı, ancak
bugune kadar uygulamaya
konulmadı Öğretmenler
gıbı tatıl yapmamız
ıdarenın tasarrufuna
bırakılmıştı. o da
uygulanmıyor
Özetlersek bızlere haftada
12 saat ders ucretı
ödenmesı, yan yıl ve yaz
tatılı venlmesı,
eğıtım-oğretım tazmınatı
ödenmesı, Açık Oğretım
Fakültesı'nden bızlenn de
yararlandmlması ve bızlere
de öğretmenlık hakkı
venlmesını ıstıyonız
NECLA YERLtKAY A /
Demzlı
Sağlıklı Bir Toplum îçin
Çevremızı temıztutalım, meydana gelecek bıryıkım
onu koruyahm, koruyahm kı
daha sağlıklı toplumlar
yaratabılehm, onlannda
sureklılığını sağlayabılelım'
derken ınsanın kendısmın de
çevrenın bır parçası
olduğunu unutmayarak
çevreye gostenlen özene
eşdeğerbırözenı
kendımızden de
esırgemeyelım
Insanlan hayvanlan
bıtkılen dağları akarsulan
ovalan canlı-cansız yapılan
dınamık statık konumlan ıle
doğamız, dunyamız bır
butündur Bubutunun
herhangı bır parçasında
oranı olçüsünde bütünün
yıkımı, zarar göruşüdür
Doğanm bünyesmdekı her
bırparçacığın yapısal
değışıkhğı doğanm genel
yapısında da bırtakım
değışıklıklen berabennde
getırır
Parçacıklarda meydana gelen
yenı oluşumlar. ılk bakışta
ıtıcı gelmeyebılır Ancak
parçalann da dolaysız ya da
dolaylı olarak bırbırlerını
etkıleyebıleceklennı,
bırbırlennın sureklılığını
sona erdırebıleceklennı
unutmamak gerekır ~"
İBRAHİM OZKAYA