Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-19 ŞUBAT19» ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gerze'ninmaskotubalinaCENGÎZ DEMtREL (Sinop) - Gerze kıyılannda görülmesinin ardın-
dan kayıplara kanşan ve önceki gün Sinop'un Demirci Köyü
açıklannda yeniden ortaya çıkan beyaz balina paylaşılamıyor.
Beyaz balina yeniden görüldüğü Demirci
köyü mevkiinden önceki gün yaklaşık beş
saatte Sinop Limanı'na getirilebildi. Ak-
şam saat 19.30 sularında lunana getirüen
beyaz balina, sonra kayboldu. Dün sabah
saat sekiz sularında başlayan arama çalış-
malan sonucunda beyaz balina eski yerin-
de bulundu. Balina her türlü gayrete kar-
şın Sinop Limanı'na getirilemedi.
Dün yapılan çauşmalarda Uginç olaylar
da meydana geldi. Sinop'da bulunan
Türkiye Hayvanları Koruma Derneği Ge-
nel Başkanı Zafer Murat Çetimaş, Sinop
Su Ürünleri oğretim görevlisi Yaşar Tarak-
çı'nm çalışmalanna müdahale ederek bi-
lim adamlarını şov yapmakla suçladı .
Çetintaş tarafından basına verilen bildi-
ride birkaç gün önce Türkiye'ye gelen Ka-
nadalı çevreciler de eleştirildi. Çetintaş,
Kanadaİılann Türkiye'ye gelerek dalış yap-
malanna izin verilemeyeceğini söyledi.
Sinop'un Demirci köyii yakınlannda
bulunan beyaz balinada herhangi bir yor-
gunluk belirtisine rastlanmadı. Sinop Su
Urünleri Yüksek Okulu ve Sinop Tarım
Müdürlüğü tarafından bulunduğu yörede
korunmaya alınan beyaz balinaya günde
yaklaşık olarak 40-50 kilo balık yedirilîyor.
Gerze Belediye Başkanı D.Durmuş Çe-
tin, beyaz balinanın, ilçelerinin adını dün-
yaya tanıttığıru söyledi. Çetin, "Amblemi-
mize beyaz balinayı da katacağız. Onu
kimseye kaptırmayız" dedi.
Gerze Belediye Başkanı Çetin, bdlinanın
bulunduğu yerde balık sürüsünden beslen-
diğini scnledi. Çetin,-
'Be\a2 Balinanın ka-
sım ayından bu yana Karadeniz sahillerin-
de olduğunu tespit ettik. Beyaz balina, Ka-
radeniz halkının sevgilisi oldu. Bütün ba-
lıkçılar gözü gibi bakıyor. Her balıkçı, tut-
tuğu balığm bir kısmını beyaz balinaya ve-
riyor. Beyaz balina artık bizle özdeşleşti"
dedi. Beyaz balina nedeniyle Gerze'nin her
gün çevreden gelen insanlarla dolup taştı-
ğına değinen Belediye Başkanı Dr. Durmuş
Çetin şöyle devam etti:
"Bilindiği gibi Gerze, Karadeniz'in en
büyük turistik merkezlerinden birisidir.
Beyaz balina sayesinde adımız yurtdışına
taştı. Artık her gün basın yayın organla-
rmda Gerze'nin adı geçmeye ba$ladı. Bu
beyaz balinanın sayesinde gerçekleşti. Ona
çok şey borçluyuz. Bu nedenle Gerze'nin
meşhur horozu olan amblemimize bir de
be\az balina eklemek için çalısı\oru7."
Belediye Başkanı Çetin, bu yıl
23'üncüsü yapılacak Gerze Festivali'nin
beyaz balina sayesinde daha canlı ve gü-
zel geçeceğini de ifade etti. Çetin, "Beyaz
balinayı yttrtdışma götürmek isteyenlerin
samimiyetlerinden şüphe ediyoruz. O bi-
ze, biz ona ısındık. Onu kesinlikle kimse-
ye vermeyiz. Inşallah 18-20 temmuz tarih-
leri arasında yapacağımız festivalimizi be-
yaz balinamızla hep birlikte kutlaru" dedi.
Sinop Valisi Adil Yazar da beyaz bali-
nanın ürkütülerek yöreden uzaklaşmaması
için özel önlemler alındığını söyledi.Vali
Yazar şöyle dedi: "Beyaz balinanın Kara-
deniz'de kahp kalmayacağı uzmanlann ve-
receği rapora göre kesinlik kazanacak. Biz
sevimli balinanın Sinop açıklannda tutul-
ması için başka teknelerin yaklaşmasını
önleyici tedbirler aldık. Balina Valilik ve
Su Urünleri Yüksek Okulu'na ait iki tek-
nenin koruması altında bulunuyor."
Açıkarttırmaçiçek açınca..NECATt GÜNGÖR (tstanbul) - Mev-
sim kış... Gün oluyor, kar fırtınasından
göz gözü görmez hallere düşüyoruz; gün
oluyor ayazdan orıalık buza kesiyor!
Ama, Ûsküdar Nakkaş Tepe'de ne kışın
adı geçiyor, ne kardan. ayazdan eser
var... Burası. İstanbul'un sayıh çiçek
mezatlanndan biri. Burada gönülleri ısı-
tan güzellikleriyle bin bir çeşıt yaz çiçeği,
baharçiçeği ilgi bekliyor insanlardan.
Her bin bir kalp serüvenini simgele-
yen bitkiler, sıcak Akdeniz ikliminin
ürünleri: Adana'dan, Antalya'dan Iz-
mir'den yola çıkıp, İstanbul mezatlann-
da alıcı buluyorlar. Adı geçen kentlerde-
ki çiçek üreticileri bu mezatlan yöneten
kooperatifin üyeleri. Kooperatif aracıh-
ğıyla istedikleri kente gönderiyorlar çi-
çeklerini. Mezat yerlennde, çiçek uz-
manlan fıyat biçiyor onlara. Biçilen bu
fıyatlarla, görücüye çıkmış genç kızlar
gibi müşteriye çıkıyorçiçekler. Müsten-
lerse, tstanbul'un çiçekçi esnafı. Çiçek
fiyatlan, dükkânlann gereksinmelerine
göre yükseliyor ya da düşüyor. K.âr ora-
nınıysa. esnaf kendisi belirliyor.
Pastel bir tablo güzellığindeki dağlale-
leri, sarı, mor, beyaz krizantemler, kan
kırmızısı goncalar, yaban nergisleri, ge-
lin çiçeği, beyaz ustune ıurku\az halkalar
duşurmuş cemali guzeller, dokunmaya
kıyamayacağınız sıklamenler, ışıltılı
san altın kadehleri, katmerli sümbüller-
uçan bir genç kızın etekleri gibi açılan
taçyapraklanyla rengârenk açclyalar,
uçuk kokulu fulyalar, frezyalar, şebboy-
lar, yildızçiçeği ve asil orkideler... Hepsi
bu mezatta alıcı buluyor. "*" *
lçinde bulunduğumuz mevsim dolayı-
sıyla fiyatlan oldukça yüksek. Bu nadi-
de yaratıklann, dondurucu soğuklarda
üretimleri pek güç koşullarda gerçekle-
şiyor. Isıtılmış seralarda özenle korunu-
yorlar. Dolayısıyla hem üreticiye hem
çiçekçi esnafına hem de tüketicisine pa-
halıya mal oluyor nazeninler...
Kooperatif yöneticisi Hamza Yıldız-
dan aldığımız bilgjye göre günde ortala-
ma dört yüz "parça" çiçek satıhyor bu
mezatta "parça" dedikleri, çiçek amba-
Saj kaplan. Her kapta ise yaklaşık üç yüz
adet çiçek bulunuyor.
Kimi çiçekleri yılın dört mevsiminde
bulmak mümkün. Sözgelimi gül, karan-
fıl, kasımpatılar böyle. Glayöller, yılın
sekiz ayında ortalıkta arzı endam edi-
yor. Lale, anemon, frezya ise sonbahar
ve kış aylannm çiçekleri. Agapantus de-
nilen dilberi, yalnızca yılda bir ay, 1 tem-
muzla 30 temmuz arasında görmek
mümkün... En az göriinen çiçekse müge!
Ancak ve ancak, yılda bir gün ortaya çı-
kıyor! Saksı çiçekleri, ağustosla eylül
Çiçek mezatlannın ve piyasanın en pahalı çiçeği orkidenin bir dalı 120 bin lira. (Fotoğraf: KAYIH AN GÜVEN)
arasında yüzlerini gösteriyor. Nergislere
gelınce, onlar da nisan ayının kraliçeleri!
Türkiyede çiçek piyasası, ekonomik
ve politik dalgalanmalarla yakından il-
gili. Sözgelimi hükümetin yayımladığı
tasarruf genelgesi, çiçekçilik sektörünü
bir anda altüst edebiliyor! Ekonomik sı-
kıntı çekilen dönemlerde, resmi ya da
özel kuruluşlar, ilk elde çiçek gönder-
mekten kaçınıyorlar. Bir de "Papatya-
lar" ya da "Eğitim Vakfı" gibi kuruluş-
lann çiçekçiliği olumsuz yönde etkiledi-
ğini ileri sürüyor Hamza Yıldız. "örne-
ğin" diyor Yıldız, "Vehbi Koç televizyo-
na çıkıp da çiçek yerine Eğitim Vakfı
çelenklerini tavsiye edince, bu bize
önemli ölçüde darbe vuruyor! Evet, Eği-
tim Vakfı öğrenci okutuyor, doğru.
Ama üreticisinden esnafına kadar en az
yüz bin ailenin, on binlerce çocuk okut-
makta olduklannı da unutmayalım! Çi-
çekle ilgili olarak töplumu yönlendiren
demeç sahiplerinin bıraz daha dikkatli
davranmalannı bekliyoruz. Çiçek, insan
yaşamında bir lüks değildir. Çiçekten
her vazgeçişimiz, geçimini buradan sağ-
layan aiklerin yaşamını doğrudan etkili-
yor. Zaıen gündelik yaşamdaki pahalı-
lık, halkı, bir bardağa bir demet menek-
şe koyup seyretme zevkinden uzak
tutuyor. Ote yandan, 1972'de, iki buçuk
karanfıl parasıyla bir kilo plastik sera
örtüsü alınırken; aynı ölçüde plastik ör-
tü bugün on karanfil parasına ancak alı-
nabiliyor!"
1991 "in çiçekçilik açısından "kambur-
lu bir yol" olduğunu da vurgulayan
Hamza Yıldız; "Bütün olumsuz koşulla-
ra karşın 45 milyar 500 milyonluk bir
ciro gerçekleştirdik!" diye ekliyor.
Biz, genel müdür odasında bu bilgileri
alırken mezat salonunda günün en pa-
halı çiçeği satıhyor. Orkideler! Her dalı
yüz yirmi bin lira! Bütün mevsimlerin en
nadide çiçeği! Artık tüketicisine kaç lira-
ya mal olacak, orasını tann bilir! Orki-
delenn ateş pahasına gitmesi hem az
bulunur oluşlanndan hem de dayanıkh
olmalanndan ötürü. Yılların yıprata-
madığı yosmajar gibi geçip giden zama-
na boyun eğmiyor orkideler; en az bir ay
boyunca tazeliklerinden, çekiciliklerin-
den bir şey yitirmiyorlar. Orkideler,
evet, ateşin aşk simgeleri!
Antalya Havaalanı kaıgo binasındaki düzenlemeye, 36J
sı yabana, 176 fırma katılıyor
Uluslararası çiçekçilik fııanCUMHURİYET (Antalya) - Sera / Florantalya '92 Çiçekçilik Fua-
rı'mn 3!sü bugün başlıyor. Beş gün sürecek fuar boyunca, ticari
görüşmelerin yanı sıra, çiçekçilik panelleri de yapılacak.
Çiçek İhracatçıları Derneği Bakanı Dr.
Savaş Titiz, çiçek ihracmda büyük sorun-
ların olduğunu, THY'nin gerekli desteği
vermediğini söyledi.
Antalya bölgesinde ekim 91*den bu-
güne kadar 60 milyon dal çiçek üretimi-
nin gerçekleştığini söyledi. Dr. Titız.
THY'nin ıhraç edilen çiçeğin yüzde 30"-
unu taşıdığını. geri kalanını çiçek üreti-
cileri tarafından kurulan Antalya Kareo
AŞ"nin yaptığını belirtti.
Titiz. "Bir kilogram çiçeğin nakliyesi
bize 1.30 S"a mal oluyor. Yani bir dal çi-
çeği 210-220 TL"\e götürüyoruz. Bu.
büyük bir rakam. Aynı şekilde İsrail de
Avrupa pazanna giriyor. ancak orada
devletin sübvansiyonu ile birlikte bir ki-
logram çiçeği 0.63 S"a taşıyor. Nisan
mayıs aylarında çiçeğin bollaştığı dö-
nemde Türkiye'nin çiçek satabilme ola-
nağı sıfıra ıner" dedi.
Doğu Bloku ûlketefi iyi pazar
Antalya bölgesinde I300donümalan-
da çiçek üreiimi yapılıyor. Türki\e"nin
çiçek üretiminin yüzde 87'sini karşıla-
yan Antal>a bölgesinde ağırlıklı olarak
nakliye sorununun bulunduğunu belir-
ten Dr. Savaş Titiz. kiraladıkları uçakla
haftada 1 >a da 2 uçak kaldırarak
Londra"\a gönderdıklerini söyledi. Do-
ğu Bloku ülkelerin çiçek ihracatı bakı-
mından i>i bir pazar olacağını da söyle-
yen Titiz. "Exımbank'tan kredi alabil-
me olanağı yok. Ancak biz Türkive
olarak geç kalıyoruz. Çünkü İspanya,
İtalyagibi ülkelerÇekoslovakya. Polon-
ya gibi ülkelere ihracat yapmaya başla-
dılar bile" diye konuştu.
19-23 şubat tarihleri arasında açık ka-
lacak olan Sera, Florantalya '92 fuarın-
da ticari görüşmelerin >anı sıra konula-
nn bilimsel bir platformda tartışılacağı
sebzecilik \e çiçekçilik panelleri yapıla-
cak.
20 şubat tarihinde Özel İdare
Kongre Salonunda yapılacak olan panel-
de "Örtu altı Sebze Üreticilerinin Üretim
\e Pazarlama Sorunlan" ile "Türk Çiçek-
liği Nereye Gitmeli?" konulan tartışılacak.
KIŞ ETKİSİNİ ARTTIRDI - Marmaranm doğusu, Karadeniz, İç Anadolu,
Doğu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri yeniden yağışlı hava
kütlesinin etkisin* girdi. Muş'un merkeze bağlı Kayalısu köyünde ormana \ap-
rak toplamak için giden 7 kişinin üzerine çığ düştü. Olayda Ferhan Esen ile Söy-
lemez Yerlikaya hayatlarını kaybettiler. Istanbul'da önceki akşam başlayan
şiddetli yağış ve rüzgâr kentte y aşamı olumsuz etkiledi. Beytüşşebap'ın çevre
il ve ilçelerle ulaşamını sağlayan Uludere-Beytüşşebap arasındaki 40 kilometre-
lik \olun ulaşıma açılma çalışmalan, Karayoüan ve Koy Hizmetleri ekiplerince
yoğun bir şekilde sürdiirülüyor. Şırnak'ın Görmeç Köyünde vejandarma karako-
lunda 64'ü asker 86 kişinin ölümüne yol açan çığın altındaki son askerin de cesedi
dün çıkarıldı. Bölgede şiddetli kış şartlarını en ağır şekilde yaşayan Hakkâri'de
karkalınlığı yeryerbeşmetreyeulaştı. (Fotoğraf: ALİ SEVMİŞ)
ÜÜGÜNÜN
NOTLARI
OSMAN ULAGAY
Dfinya İyiye mî Gidiyor, Kötûye mi?
"Y
eni dünya düzeni" nin dil-
lerden düşmediği şu gün-
lerde aslında sorulması
gereken bir soru var: Dün-
ya iyiye mi gidiyor, kötüye mi?
"Soğuk savaş "ın sona ermiş olması;
dev boyutlara varmış olan savunma
harcamalarının giderek azalacağı, in-
sanların refahını artırma çabalarına
daha fazla kaynak ayrılacağı beklenti-
sinin gündemde olması; insan hakları-
nı hafife alan totaliter rejimlerin yerleri-
ni demokratik rejimlere bırakmakta
olması, hep olumlu çağrışımlar yapan
gelişmeler. Bu gelişmelere bakarak en
azından orta vadede daha güzel bir
dünyayı düşlemek mümkün.
öte yandan ilkel bir kavmiyetçiliğin
ve ırkçılığın hortlamakta olduğunu dü-
şündüren gelişmeler var. Eski dünya-
nın yeni siyasal haritası belirlenirken
herhalde hayli çalkantılı ve istikrarsız
bir dönemden geçilecek. Eski dünya-
nın odak noktasındaki Türkiye de bu
gelişmelerden uzak kalamayacak.
"Yeni dünya düzeni"nin kurulması,
orta ve uzun vadede daha güzel bir
dünyayı gündeme getirebilecek, ancak
kısa vadede gerek ekonomik gerekse
siyasal alanda yeniden yapılanmanın
ciddi sancılarının yaşanması kaçınıl-
maz görünüyor. "Savaş ekonomisi"-
nden "banş ekonomisi"ne geçişin
bedeli, komuta ekonomilerinden piya-
sa ekonomilerine geçişin sancıları,
kapalı siyasal sistemlerden açık siya-
sal sistemlere geçişin çalkantıları, peş
peşe ve iç içe gündeme gelecek; çö-
zümlenmesi gereken yeni sorunlar,
yeni çelişkiler ortaya çıkacak.
"Resesyon" dalgası dünyaya yayılıyor
Şimdiden gündeme gelmiş bulunan
en önemli olumsuz gelişmelerden biri,
giderek yayılmakta olan ekonomik dur-
gunluk ya da "resesyon" dalgası. Son
veriler Almanya'nın öa"resesyon" sü-
recine girmekte olduğunu gösteriyor.
Japon ekonomisindeki ciddi yavaşla-
manın da kendi ölçüleri içinde durgun-
luk sayılması gerekiyor. Japon ekono-
misinin gelişme hızının 1973 petrol
şokundan bu yana en düşük düzeye
inebileceği belirtiliyor. Bir buçuk yıldan
beri resesyon "dan çıkamayan ABD
ekonomisinin ne zaman yeniden büyü-
me sürecine geçeceği ise tam olarak
kestirilemiyor.
Dünya ekonomisinin bu üç devinin
yanı sıra başta Ingiltere ve Kanada ol-
mak üzere diğer zengin sanayileşmiş
ülkelerin bazılarında da "resesyon"
sürüyor. İsveç ve İsviçre gibi zenginlik
ve refah simgesi olarak gösterilen ül-
keler de bunlar arasında yer alıyor.
Ekortbmik durgunluk dalgasının gi-
derek yayılması ve özellikle Almanya
veJaponya'nındakervanakatılması,2.
Dünya Savaşı sonrasının en geniş kap-
samlı "resesyon" nun yaşanması tehli-
kesini gündeme getiriyor. ABD ekono-
misi durgunluğa girme belirtileri gös-
terdiğinde dünyanın 2 ve 3 numaralı
ekonomilerine sahip olan Japonya ve
Almanyanın güçlü gelişme belirtileri
göstermeleri, dünya çapmda bir dur-
gunluk olasılığını azaltan bir gelişme
olarak değerlendirilmiş, ekonomik ge-
lişmenin senkronize olmamasının ya-
rarları üzerinde durulmuştu. Ne var ki
aradan geçen sürede ABD ekonomisi
bir türlü beklenen gelişmeyi göstere-
mezken Japonya ve Almanya'nın da
hızı kesildi ve senkronize durgunluk
tehlikesi büyüdü.
Bu arada Doğu Avrupa'da ve eski
Sovyetler Birliği'ni oluşturan ülkelerde
de ciddi üretim ve gelir düşüşleri yaşa-
nıyor, piyasa ekonomisine geçiş süre-
cinin sancıları ülkeden ülkeye değişen
ölçülerde kendini gösteriyor Bu olum-
suz tablo içinde yalnızca bazı Güney-
doğu Asya ülkelerinde makul sayılabi-
lecek bir ekonomik büyüme temposu
gözlenebiliyor.
Zengin sanayileşmiş ülkelerin birço-
ğunda ekonomik durgunluğun aynı
anda yaşanmaya başlanması bu dur-
gunluk sürecinden çıkışı zorlaştıran bir
etki yapıyor. Durgunluk içindeki ülkele-
rin diğerlerinin pazarlarından daha
fazla pay alarak durgunluktan çıkma
şansları senkronize "resesyon" orta-
mında bir hayli azalıyor.
Dûnya somurturken Türkiye gülebilir mi?
Böylesine olumsuz bir ortamda Tür-
kiye'nin ihracatmı artırarak büyüme
temposunu yükseltmesi şansı da azalı-
yor. Türkiye ihracatının yaklaşık üçte
ikisini çoğu "resesyon"dan etkilenen
zengin - sanayileşmiş ülkelere yapıyor.
Doğu Avrupa ve Birleşik Devletler Top-
luluğu ülkelerine yapılan ihracat da
hesaba katıldığında Türkiye ihracatının
dörtte üçlük bölümü kapsanmış oluyor.
ihracat pazarlarında ciddi durgunluk
belirtilerinin yaşandığı bir ortamda,
Türkiye'nin ihracatmı geliştirme şansı
kısa vadede pek parlak görünmüyor.
İç talebi değişik yöntemlerle pompa-
layarak büyüme hızını yükseltmeye
çalışmanın faturasını ise Türkiye, yük-
sek enflasyonla ödemeye devam edi-
yor. Eğer enflasyon cephesinde ipin
ucunun tamamen elden kaçması isten-
miyorsa iç talebi pompalayarak ekono-
miyi canlandırma hevesine de pek
kapılmamak gerekiyor.
Uzun lafın kısası şu: Dünya ekonomi-
siyle bütünleşme sürecindeki Türkiye,
dünya ekonomisinin senkronize dur-
gunluk tehdidi altında bulunduğu bir
ortamda kendini dünyadan soyutlaya-
rak "Dünyadan bana ne, ben ekonomi-
mi canlandıracağım" deme lüksüne
sahip değil. Popülist eğilimler ağır ba-
sar ve bu yola girilmek istenirse ağır
bir bedel ödenir, hiper enflasyona gi-
den yol açılabilir. Türkiye aslında 1970-
lerde, 1. petrol şoku sonrasında bunu
yapmaya kalkıştı ve bedelini ağır öde-
di. Şimdi Türkiye ekonomisi dünyayla
çok daha bütünleşmiş durumda, dola-
yısıyla bu bedelin ödenmesi çok daha
kısa sürede gündeme gelebilir.
Herhalde yapılması gereken şey,
ucuz sloganları artık bir kenara koyup
dünya ekonomisindeki gelişmeleri he-
saba katan gerçekçi hedefler koymak
ve bunları halka anlatarak gerçekleştir-
meye çalışmak olmalı.
Güzel yarınlardan umutiuyuz, ama o
yarınlara varabilmek için bugünü iyi
değerlendirmemiz gerekiyor.
Nazilli'de banka soygunu
• AA (Naâlli) • Aydın'ın Nazilli ilçesinde, bir banka şubesini oyuncak tabanca
ile soyduktan sonra kaçmaya çalışan bir kişi, polis tarafından yakalandı. Banka
şubesine giren M.K. (17), banka personelini oyuncak tabancayla tehdit ederek
etkisiz hale getirdi. Veznede bulunan yaklaşık 50 milyon lirayı aldıktan sonra yaya
olarak kaçmaya başlayan soyguncu, banka personelinin aîarm zilini çalması
üzerine panige kapılarak bir miktar parayı düşürdü. Genç soyguncu, ktsa süre
içinde, güvenlik güçleri ve banka koruma görevlisi tarafından yakalandı. Yetkililer,
adliyeye gönderilen sanığın tutuklandığmı söyledüer.
Ayşe Ceyhan
AVRUPA TOPLULUGU
TERÎMLERİ SÖZLÜGÜ
Ayse Ceyhan
EUBOP/EISKE FSLLESSKABER
EUROPAISCHEN GEMDNSCHAFTEN
COHUNIDADES EUROPEIAS
EUROPEAN COHMUNITIES
COyHUNAUTES EUROPEEHNES
C O M U N I T Â E U R O P E E
EUROPESE GEMEENÜCHHIDPFN
EYPSHIAIKSN KOINOTHTuN
İngilizce ve Fransızca
karşılıklarıile
1492terim
Büyük Boy
530 sayfa
*AFAYAYINCIUKA.Ş.
BabıaliCad SıhhıyeApt. 19/8
34410Cağaloğlu
Tel 526 39 80
İSTANBUL