Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 ŞUBAT1992PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Atianişçler
• AA (İzmir) - îzmir Büyükşehir
Belediyesi'nden atılan işçilerle ilgili
olarak. müfettişlerindosyalar üzerinde
gerçekleştirdiklei çahşmalann, bir-iki
güniçindetamamlanacağı bildirildi.
Türk-ݧ 3. bölge temsikisi Mustafa
Kondakçı, AA muhabirine yaptığı
açıklamada. maaş-ikramiye-fazla
mesailerini alamadıklan için eylem
yapan ve işlerine tazminatsızolarak son
verilen 366 işçiriin, Ankara*ya
yaptıklanyürüyüşsonrasında,
Bakanlar Kurulu tarafından, iş
güvencesi ve kıdem tazminatlarının
teminat altına alındığını hatırlatu.
Bakanlar Kurulu karan uyarınca.
işçilerin durumlarını incelemek ûzere 4
bakanlıkmüfettişininİzmir'egelerek
dosyalar üzerinde çahşmal ar
yaptıklannı belirten Kondakçı, Bölge
çalışma müdürlüğü aracılığı ile
gelişmeleri izlediklerini söyledi.
Okutan'm idıfiası
• AA (İzmir) - Halkın Emek Partisi
Genel SekreterYardımcısı Kemal
Okutan, "Güneydoğu Anadolu'da
meydana gelen çığ olaylanna, bölgede,
'teröristlerin saklandığı yerleri yok
edeceğiz' diyerek ormanların kesilmesi,
uçaklannalçak uçuşlan. bölgenin
sürekli bombalanması ve askeri
eğitimlerin neden olduğun u" öne
sürdü. Kemal Okutan. Izmir'de
düzenJediği basın toplantısıda, HEP
olarak çığ bölgesine heyet göndererek
incelemeler yaptıklannı anlattı.
Bölgenin, karların erimeye
başlamasıyla sel felaketi tehlikesi ile
karşı karşıya kalacağını söyleyen
Okutan, gerekli önlemlerin şimdiden
ahnması gerektiğini bildirdi.
ÖttüPötenöğpetmen
•CUMHL RİYET (Diyarbakır) -
Kimligi meçhul bir kişi tarafından
önceki gün Diyarbakır'da öldürülen
ilkokul öğretmeni Ahmet Bayhan, dün
doğum yeri Nusaybin'de toprağa
verildi. Cinayet, demokratik kitle
örgütleri ve esnaf tarafından protesto
edildi. Siirt'in Pervari ilçeside ilkokul
öğretmenliği yapan Ahmet Bayhan'ın
cenazesi dün memleketi N usaybin'e
götürüldü. Yaklaşık 5 bin kişinin
katıldığı bircenaze töreniyle toprağa
verilen Bayhan için ilçede esnaf
kepenkleri indirdi. Eğıt-Sen Diyarbakı
temsilciliği ve İHD Şube Başkanhğı
dün yaptıklan açıklamada, cinayeti
kınadılar.
Risksermayesi
• AA (Ankara) - Devlet Bakanı ve
Hükümet Sözcüsü Akın Gönen, esnaf
ve sanatkâr ile gençmüteşebbislerin
^faiz batağı sorununun, kısa süre
siçerisinde oluşturulacak risk sermayesi
kurumu ile ortadan kaldınlacağını
bildirdi. Gönen, Çankaya Esnaf ve
Sanatkârlar Kefalet Kooperatiff nin,
bugün yapılan mali kongresinde
konuştu. Önceki hükümet döneminde.
devlet kaynaklannın, üretime yönelik
yatınmlar ve üretken güçler yerine,
barlarda, pavyonlarda artistlerin
üzerine gül döken hayali ihracatçılann
cebine akıtıldıgını kaydeden Bakan
Gönen, "Biz, üretime yönelik teşvikle
uygulayacağız. Üretken güçleri
desteklerken, ara mal üreten esnaf ve
sanatkâra da kaynak aktaracağız"
dedi.
THK'nm67,y*
• AA (Ankara)-TürkHava
Kurumu'nun(THK)67. kuruluş
yıldönümü dolayısıyla hazırlanan
"Havacılık Sergisi", ilk kadın
pilotumuz Sabiha Gökçen tarafından
açıldı. Sabiha Gökçen, serginin
açılışında yaptığı konuşmada, Atatürk
tarafından kunılan THK'nın daima
yaşayarak daha da ileri gideceğini
belirterek. "Bir gün inşallah
gençlerimizin uzaya çıktığını sizler
göreceksiniz" dedi. Serginin açılışında
Sabiha Gökçen'e THK Başkanı Atilla
Taçöy de eşlik etti. Sergide, Atatürk
döneminde THK uçaklannın
fotoğraflan, model uçak ve
helikopterler ileTHK'nın açtığı
fotoğraf ve karikatür yanşmasında
dereceye giren eserler sergileniyor.
Ünsarnbaşvurusu
• UBA (Ankara) - Kapatılan CHP'nin
Erzincan Senatörü Niyazi Ünsal
Kenan Evren ve beş arkadaşını
uluslararası yargı önüne.çıkarmak için
çabalanm sürdürüyor. Ünsal
genelkurmay başkanhğı askeri
savcıhğına yaptığı suç duyurusuna
yanıt alamayınca TBMM insan haklan
inceleme komisyonuna başvurdu ve
sorunun incelenmesini istedi.
Komisyon başkanı SHP Mardin
milletvekili Ahmet Türk Ünsal'a
"Genelkurmay başkanhğına yazı
yazacaklannı ve sonucun komisyona
iletilmesini isteyeceklerini" söyledi.
İzmr'deasayiş
• AA (İzmir) - Yenişehir semtinde, bir
polisin özel otomobilinde bulunan
üniforması, kimligi belirlenemeyen kişi
veya kişilerce çahndı. AA muhabirinin
edindiği bilgiye göre 1104 sokakta park
halindeki otomobilin kapısını açan
kişiler, polis memuru Veli Sancar'a ait
üniformayı alarak kaçtılar. Hatay
semtinde, Mehmet Gündoğan (72) adlı
kişi, yeni evlendiği Ayten Gündoğan
(40) ile eşine yardım eden 2 kişi
tarafından soyuldu.İnönücaddesi 417
numaralı apartmanda meydana gelen
olayda, Ayten Gündoğan ile kimligi
belirlenemeyen 2 arkadaşı, yaşlı adamı
bağlayarak etkisiz duruma getirdikten
sonra evde bulunan bazı elektronik
eşyalar ile 750 bin lira para ve bazı
kimlik kartlannı alarak kaçtılar.
T
AHRAN - İranlılar, ANAP'lı olmuşlar. Özal'a bayılıyorlar.
Demirel'den ise gıcık alıyorjar. Bu gerçeği, son on gün-
lük basın özetleri sergiliyor. İngilizce yayımlanan yarı res-
mi Tehran Times'ın dünkü başyazısı, İranlıların gözünde
Özal-Demirel farkını şöyle ortaya koyuyor:
— İran ve Türkiye arasındaki iyi ilişkiîerin mimarı Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'a, Tahran, hoşgeldiniz der; Başbakan Demireli
in ise ABD gezisi sırasında İran aleyhine yaptığı, "PKK terörünü
destekliyor" açıklamalannın sorumsuz ve dostluktan uzak oldu-
ğunu ilan eder.
Gazete, daha sonra da şu soruyu gündeme getiriyor:
— Cumhurbaşkanı Özal'ın iyi niyetlerinden İran'ın hiç kuşkusu
yoktur, ama yann Özal, Türk siyaset sahnesinden çekilirse ne ola-
caktır?
Evet, İranlıların şu sıralarda sıkıntısı bunlar.
Geçen hafta Özal'ın "96'ya kadar Çankaya'da görevinin başın-
da olacağını" açıklaması, İranlıların sıkıntısını dağıtmış görünmü-
yor.
Demirel, 11 yıldır devlet ve dış politika pratiğinden uzak kalma-
sının idmansızlığını yaşıyor olmalı. Bir hafta sonra ziyaret edece*
ği bir ülke hakkında açıkça, "Türkiye'deki PKK terörünü
destekliyor" demesinin pratik hiçbir yararı yok. Aksine çok sakın-
caları var.
Başbakan'ın bu konudaki görüşterini, varsa kanıtlannı kapalı ka-
pılar ardında Başkan Bush'a ifade etmesi yeterdi.
Acaba hükümet henüz açıklanmamış.bir kampanyanın hazırlı-
ğında mı? Dünya kaınuoyunda İran'ın ve Suriye'nin Türkiye'deki
terörü desteklediklerine ilişkin bir kampanya...
Böyle bir amaç varsa bundan Cumhurbaşkanı'nın da haberli
kılınması gerek. üzal, önceki gece İran Cumhurbaşkanı Rafsan-
cani ile yaptığı bir buçuk saatlik görüşmeden sıkıntılı çıktı. Sıkın-
tının nedeni, Demirel'in VVashington'daki açıklamalarıydı.
İran'ın PKK terörüne destek olduğu iddiaları Türkiye ve İran
cumhurbaşkanları arasında iki ay kadar önce Senegal'deki İslam
TAHRAN'DAN
AHMET TAN
Maalesef, 'Özalcı' Bir Yazı!
Zirvesi sırasında da ele alınmıştı.
Rafsancani orada Özal'a açıkça şunlan söyledi:
"Siz, Türk hükümeti ve Cumhurbaşkanı olarak İran'da PKK
kampları olduğuna inanıyorsanız, ülkeme bir heyet gönderin. Biz-
den de yetkiliteri alarak İran-Türkiye sınırına gitsinler, kampları ara-
yıp göstersinler."
İran Cumhurbaşkanı'nın sözjerindeki içtenlik payı tartışılabilir.
Ancak Türkiye bugüne dek İran'â böyle bir başvuruda bulun-
madı.
Kaldı ki İran Dışişleri Bakanı Vslayeti, geçen hafta Ankara'da
Zaman gazetesi Basyazarı Fehmi Koru'ya verdiği mülâkatta, Türki-
ye'nin yanıtını beklediklerini yineledi. İran'ın, tüm komşulannın ol-
duğu gibi Türkiye'nin de toprak bütünlüğünü korumasından ya-
na olduklarını bildirdi.
Demirel'in açıkladığı gibi İran'ın PKK'ya bir desteği varsa, bu-
nun konuşulma yeri Ankara ve Tahran'daki görüşme masaları ol-
malı, ABD başkenti ve basın toplantısı kürsüleri değil...
iranlıların Özalcı olmasına şaşmamak gerek. Özal, pratik dü-
şünüyor:
"İran, diyor, çok önemli ülke. Arkamızdaki ülke. Bizim yüzümüz
Avrupa'ya dönük. Arkamız güvenilir olmalı."
Özal ayrıca, İran'la ilgili kanıtlanmamış iddiaları da yalanlıyor:
"50 milyar dolarlık silah alacağı iddiası yanlış. Yıllık toplam ih-
racat geliri 16-17 milyar dolar olan bir ülke, bu kaynağı nereden
bulacak? Belli ölçüde silah harcaması yapması da normal. Harp-
ten çıktılar..."
Özal, belki tam böyle düşünmüyor, PKK konusunda onun da
kuşkuları var. Nitekim Senegal'de Rafsancani'ye PKK işini açan,
büyûk olasılıkla özal. Çünkü durup dururken Rafsancani'nin,
"PKK canileriyle ilgimiz yok" demesi beklenemez.
Dünyada herhalde İran kadar Amerika'dan nefret eden bir başka
rejim yok. Geçen hafta İslam devriminin yıldönümünde Tahran'ın
Azadi Alanı'nda toplanan bir milyonun üzerindeki kalabalığa hi-
tap eden Rafsancani, şöyle demişti:
"Buradaki varlığınız Amerika ve diğer suçlulann yargılanması
anlamına gelmektedir." Aynı Rafsancani, önceki gece "Türk si-
yasi tarihinin Amerika'ya en yakın devlet adamı" olduğuna aldır-
madan ve daha üç gün önce, "En büyük suçlu"nun Başkanı'ndan,
"Sevgili Turgut" diye bir mektup almış olmasına aldırmadan, onu
sarılıp iki defa öpüyor.
Dış politika hem İsa'yı hem Musa'yı memnun etme işi.
Demirel, Başkan Bush'un Türkiye'deki terörü lanetleyen laflar
etmesini gerçi sağladı. Ama bunun maliyetine bakmak gerek.
Maliyet, "arkamızdaki" İran'ın, televizyonun birinci kanalından,
Türklerin yüz binlerce, hatta milyonlarca Ermeniyi kestiğini "ilan
eden" haber programlarının artmasına yol açmak olabilir.
Hem de tam Azerbaycan ile Ermenistan arasında arabulucu-
luk yapmaya ve Yunanistan gibi kuyu kazan bir başka "Hıristiyan
kapı komşusu"nun ortaya çıkmasını önlemeye çalışırken...
Amerika gibi İran da Özal'ın siyaset sahnesindon uzaklaşma-
sını istemiyor. Bush'un mektubu da İran gazetelerindeki başyazı-
lar da bunu gösteriyor.
Diplomasi, "en büyük şeytan"ın mektubu iç cebindeyken, şey-
tanın en büyük düşmanıyla aynı safta namaz kılmayı becermek-
tir.
Demirel'in, "çırağından", diplomasi konusunda öğreneceği us-
talıklar var.
kt
Kürt sorunu için banş inisiyatiff' toplantısında ateşkes istendi
Aydııdar arabuluculuğa talip olduRUŞEN ÇAKIR (tstanbul) - Helsinki Yurttaşlar Meclisi Türkiye Bö-
lümü'ne bağlı Milliyetler ve Milliyetçilik Komitesi'nin düzenle-
diği "Kürt sorunu için banş inisiyatifi" konulu toplantıda en çok
şu sözcükler duyuldu: Türk, Kürt, şiddet, devlet, PKK, özgür-
îük, bahar, kan, ateşkes, banş, diyalog, kardeşük, anayasa, ko-
alisyon protokolü, realite, demokrasi, demokratikleşme...
önceki gün Istanbul Etap Pullmann Ote-
li'nde 8 saat süren, 100'ü aşkın politika-
cı, bilim adamı ve aydının katıldığı, bun-
ların yaklaşık 40'ının söz aldığı toplantı-
da ilk olarak Kürt sorununun global çö-
züm yolları üzerine öneriler getirildi. Fa-
kat Güneydoğu'da son günlerde geniş öl-
çüde yaşanan "bahar sendromu"nun di-
le getirilmesiyle birlikte uzun vadeli yak-
laşımlar, yerlerini bir an Önce neler yapı-
labileceği tartışmalarına bıraktı.
lddia edildiği gibi PKK geniş bir halk
ayaklanmasına girişir, devlet de bunun ön-
cesinden bir "imha operasyonu" başlatırsa
çok kan akacağında çoğunluk hemfıkirdi.
Bu kanın tüm ülke çapma yayılıp zaten uç
vermeye başlamış olan Türk-Kürt çatışma-
sına yol açması ihtimali de diğer bir endi-
şeydi.
Gazeteci Rafet Ballı'nın; farklı kesim-
lerden aydınların oluşturacağı bir heyetin
bahardan önce tüm taraflarla görüşmesi
önerisi bu anlamda ilgi uyandırdı. Daha
sonraki konuşmacılar da taraflardan biri-
nin devlet, diğerinin PKK olduğunu açık-
ça dile getirdiler.
Koalisyon hükümetinin "halka şefkat,
PKK'yı imha" poliükasuun gerçekçi olma-
dığını, çünkü artık bölge halkı ile PKK'yı
aynştırmanın imkânsız olduğu özellikle
Kürt aydınlan tarafından beürtildi. Dola-
yısıyla PKK'ya yönelik bir operasyonun
bölge halkuu da hedef almasmın kaçınıl-
maz olduğu ileri sürüldü.
"Kimden az, kimden çok kişinin ölece-
ğinin hiçbir anlamı olmayacaktır. Kandan
kimse kârh çıkmayacaktır" diyen HEP
Genel Başkanı Feridun Yazar sözlerini
şöyle bağladı:
"Yasallaştınn PKK'yı, bitsin iş. Bölge-
de soykınm hazırhkları yapıldığını duyu-
yoruz. Böyle bir durum, o örgütlerin baş-
ka yerlerde eylem yapması sonucuna yol
açabilir, çok sivil ölebilir. Bir an önce di-
yalog başlamalı."
Rojname gazetesi sahibi Ahmet Zeki
Okçuoğlu, başka konuşmacuann da belirt-
tiği gibi acil olanın "ateşkes" olduğunu,
bunun yolunun da devlet-PKK görüşmesi
olduğunu savunarak böyle bir sürecin "her
iki tarafı da demokratikleştireceğini" öne
sürdü.
"Kıyımdan demokrasi çıkmaz, kıyım-
dan kimse çıkmaz" diyen Istanbul Mülki-
yeliler Vakfı Başkanı Hüseyin Ergün, anah-
tann Türkler olduğunu söyleyip "PKK ile
diyalog olmaz saplantısından
vazgeçilmesini" istedi.
Sonuçta büyük bir çoğunluk, şiddetin
her türüne karşı çıkmakta birleşti. Çağa-
tay Anadol, "Ortada ne yapacağını bilen
iki odak.var ve ikisi de şiddete dayanıyor.
Ama bunun sonuçlarından herkes payını
alacaktır" sözleri, aydınların devlet ve
PKK nezdinde girişimlerde bulunmasımn
kaçınılmaz olduğunu bir kez daha vurgu-
ladı.
Kürt sorununun çözümünün ancak de-
mokrasiyle mümkün olduğuna bu toplantı
bir örnek teşkil etti. Kuşkusuz toplantı hiç
bir sorunu cözmedi, ancak sivil bir çözüm
yolunda ciddi girişimlerin işaretini verdi.
Kâğıthane^de
doğrudan
demokrasi
tç Politika Servfel - Yer, Okmeydanı
Talatpaşa Mahallesi Merkez
Kıraathanesi. RP'li Kâğıthane Belediye
Başkanı Arif Calban, seçim öncesi
verdiği vaadi gerçekleştirerek ikinci
"halk meclisi"ni topluyor.
"Sorabüeceğiniz her şeyi sorun, her
şeyi konuşun. Ama burada
konuşmadığuuz şeyleri dışarıda da
konuşmayın" diyor Calban. Kahvenin
içi daha çok orta yaşın üstünde dindar
mahalle sakinleriyle dolu. Nitekim
konuşmalarda sık sık 'inşallah' ve
'atnin' sözcükleri geçiyor. îlk kez bir
belediye başkanını ayaklanna gelmiş
gören vatandaşlar önce şaşkın, ama
kısa sürede ahşıyorlar. Talepler,
sorular peş peşe geliyor. Belediyenin
müdürleri bir masaya sıralanmış, sonı
ve sonınlara tek tek cevap venneye
çahşıyorlar. Sorunlar malum: Yol,
çöp, ulaşım, tapu... Calban
olanaklannı, daha doğrusu
olanaksızhklannı anlatıyor. Bürokratik
engellerden yakınıyor. Bir ay boyunca
İSKİ ve PTT'nin açtığı çukurlan
doldurduklaruu, Büyükşehir Belediye
Başkanı Nurettin Sözen'den randevu
almaya çahştığını söylüyor. Genel
seçimler öncesi Kâğıthane'ye tam
teşekküllü bir hastane sözü veren
şimdiki Sağhk Bakanı Yıldırım
Aktuna'ya yazı yazdıklannı, çeşitli
mahallelere düşündükleri kat
otoparklan için anakentin olurunu
beklediklerini açıkhyor. Hava iyice
karanyor, demokrasinin adı anılmadan
gerçekleştirilen bir "doğrudan
demokrasi" olayı sona eriyor.
(Fotoğraf: MANUEL ÇITAK)
Insan haklanna teshirli korumaTURAN YILMAZ (Ankara) - İnsan haklarına teshirli koruma önle-
mi getiriliyor. însan haklan ihlali savlannı yerinde inceleyecek
uzmanlara engel çıkaranlar teşhir edilecek.
DYP-SHP koalisyon hükümeti progra-
mında yer alan tnsan Haklan Bakanhğı'-
nın kurulmasında son aşamaya gelindi.
Halen Devlet Bakanhğı düzeyinde görev
yapan bu bakanlığın kuruluş yasa taslağı
hazırlandı. Taslağın bu ay içerisinde Ba-
kanlar Kurulu'nun önüne getirüerek hü-
kümet tasansı olarak TBMM'ye sevk edil-
mesi bekleniyor.
Taslakta ağırlıklı konu olarak bakanlı-
ğın, insan hakları ihlallerinin önlenmesi-
ne ilişkin yetkileri üzerinde duruldu. Ulus-
lararası anlaşma ve sözleşmelerin bu ko-
nuda öngördüğü denetim mekanizmaları,
İnsan Haklan Bakanhğı'nın bu yöndeki
yetkilerine yasal dayanak olarak gösteril-
di. Taslakta, insan haklan konusundaki
uluslararası belgeler dayanak gösterilerek
bakanlığın da Türkiye'deki insan haklan
ihlali savlarını yerinde inceleyip durumu
saptaması ilkesi benimsendi.
Bu amaçla bakanlık bünyesinde söz ko-
nusu savları yerinde araştınp inceleyecek
uzman kadrolara yer verildi. Ancak bu uz-
manlann statü ve yetkileri konusunda ki-
mi görüş ayrüıklannın yaşandığı belirlen-
di. Taslağı hazırlayan bürokratlann, söz
konusu uzmanlara başlangıçta "yargıç
güvencesi" statüsü verilmesini önerdikle-
ri, ancak Yargıtay'ın bu konuya karşı çık-
ması üzerine bundan vazgeçildiği öğrenil-
di. Bunun üzerine söz konusu uzmanların
statüleri için değişik formüller üzerinde du-
ruldu, sonuçta da Başbakanlık Müşaviri
statüsünde müşavirlik kadrosu benimsen-
di. Taslakta söz konusu insan haklan ih-
lallerine iüşkin savlan yerinde inceleyecek
18 müşavirlik kadrosu öngörüldü.
Parayı Başbakanlık verecek
Taslak ile İnsan Haklan Bakanhğı için
400 kişilik kadro öngörüldü. Zorunlu bi-
rimlerin dışında bakanhğın görev ve yet-
kileri ile iki iç, bir dış, bir de koordinas-
yondan sorumlu genel müdürlüğün yer al-
dığı bakanlık için taslağı hazırlayan bürok-
ratlann 600 kadro taleplerinin Devlet Per-
sonel Başkanlığı'nca fazla buluhduğu, bu
sorunun zamanla aşılabileceği gerekçesiyle
sonuçta 400 kadroda karar kılındığı sap-
tandı.
Taslak ile însan Haklan Bakanhğı'nın
diğer bakanlıklar icinde de örgütlenmesi il-
kesi benimsendi. Buna göre tıpkı sivil sa-
vunma konusunda olduğu gibi tüm bakan-
lıklarda İnsan Haklan Bakanlığı'nın en
azından birer temsilcisinin bulunması ön-
görüldü. Bu temsilcilerin bulunduklan ba-
kanlığın yöneticilerinin etkisinde kalma-
maları için de bu kişilerin sicil amiri ola-
rak İnsan Haklan Bakanhğı yetkili kıhnı-
yor. Bu arada Adalet ve İçişleri Bakanhk-
larında kurulmalan kararlaştırılan insan
haklan dairelerinin de bakanlığın görev ve
yetkileri doğrultusunda etkin hale getiril-
meleri amaçlanıyor.
Kısa sürede kuruluşunun gerçekleştiril-
mesi düşünülen bakanlığın bütçesi de so-
run yarattı. Taslağı hazırlayan bürokrat-
lann 1992 mali yılı bütçesinden bu konu-
da kaynak aynlması yönündeki istemleri-
rfe karşıhk Maliye BakanlığTnın farklı bir
formül getirdiği kaydedildi. Buna göre ba-
kanlığın kuruluş aşamasında Başbakanhk
bütçesinden gerekli kaynağın aktarüması
ilkesi benimsendi.
Bu arada tnsan Haklan Bakanhğı için
bina arayışlaruıa da hız verildi. Taslağı ha-
zırlayan bürokratlann halen boş bulunan
Anafartalar Adliye binasını önerdikleri,
Adalet Bakanı Seyfı Oktay'm da bu ko-
nuda gerekli onayı vereceğini söylemesine
karşın Başbakanhk'ın buna sıcak bakma-
dığı, daha merkezi bir yerde başka bir bi-
na bulunmasını istediği kaydedildi. Bu
amaçla bakanlık bürokratlannın bakanh-
ğın gereksinimlerini karşüayacak bina ara-
yışlannı sürdürdükleri ifade edildi.
Taslak ile insan haklan ihlali savlannı
yerinde inceleyecek uzmanlann görev yap-
malannın engellenmemesi yönünde kimi
düzenlemelere de yer verildi. Bu çerçeve-
de öncelikle teşhir yöntemi getirildi. Bu-
na göre uzmanlann görev yapmasını en-
gelleyecek kamu görevlilerinin dunımlan-
nın Bakanlar Kurulu'na getirüerek hükü-
met üyelerine teşhir edihneleri sağlanacak.
Bakanlık bürokratları, bu noktada bir ge-
lişme kaydedilememesi halinde söz konu-
su görevlilerin kamuoyuna teşhir edilebi-
leceklerini de ifade ettiler.
İnönü, hem uyardı
hem savundu
Üeri, ÇEK'e
harcamaları
ödeyecek
CUMHURtYET (Ankara) - SHP
Genel Başkanı Erdal İnönü,
özel harcamalannı Çocuk Esir-
geme Kurumu Fonu'ndan öde-
diği iddialan yoğunlaşan Dev-
let Bakanı Güler İleri'yi hem
uyardı hem savundu.
İnönü, dün Esenboğa Havaalanı'nda
Başbakan Süleyman Demirel'i beklerken
gazetecilerin İleri'nin "yetim hakkı
yediği" iddialannı anımsatmalan üzeri-
ne, "Onun bakanhğı yetimleri koruyor.
Kendisi yetimlerin hakkını korumak için
orada. Yetimin hakkını yemez" karşılı-
ğını verdi.
tnönü'nün önceki gün İleri ile yaptığı
görüşmede hatalannı düzeltmesi için uya-
nda bulunduğu öğrenildi. İnönü ile gö-
rüşmeden sonra İleri'nin fondan yaptığı
özel harcamalan kendisi karşılayarak
yanlışlığı düzelteceği belirtildi. İleri'nin
harcamalar konusundaki davranışı tnö-
nü'nün çevresinde, "bürokrasiyi bilme-
mekten kaynaklanan yanhşhk" olarak
nitelendi.
Yeni iddlalar var
SHP ve DYP'li milletvekülerinin de
İleri hakkındaki iddialardan rahatsız ola-
rak İleri'yi bakanhktan düşürmek için
gensoru önergesi hazırladıkJarı belirtilir-
ken yeni bazı iddialar da kulislerde do-
laşmaya başladı. îleri'nin SHP kurulta-
yı öncesinde İstanbul'da karayollan ka-
feteryasında SHP'li delegelere verdiği bir
yemeğin bedelini de fondan karşıladığı
öne sürüldü. 8 milyon 600 bin lira olan
yemek bedelinin belgelere "gazetecilere
yemek" olarak geçirüdiği iddia edildi.
Daha önce gazetelere de yansıyan id-
dialarda ise babasının ölüm ilanlannın,
özel kalem müdürlüğü elemanlanna yü-
başı hediyesi olarak alınan giysiler ile
Abant'taki yübaşı eğlencelerinin bedel-
lerini Çocuk Esirgeme Kurumu Fonu'-
ndan karşıladığı belirtilmişti.
btifa çağnsı
ANAP döneminde kurumun genel
müdürlüğünü yapan RP Ankara Millet-
vekili Melih Gökçek, ileri'yi istifaya ca-
ğırdı. tstifa etmemesi halinde gensoru ile
bakanlıktan düşunilmesini savunan Gök-
çek, Cumhuriyet'e şunlan söyledi:
"Devlet Bakanı İleri'nin yetim hakkı-
nı yediği elimizdeki çok değişik belgeler-
den ortaya çıkmıştır. Bir bakan, kurum
fonuna ait çeki cebinde taşıyıp, gittiği lo-
kantalara vanncaya kadar, kendi imza-
sıyla çek kesemez. Bunlar, devlet para-
sının nasıl şahsi amaçlar için kullanıldı-
ğının en büyük deülidir:'
Adana'da faili
meçhul cinayet
CUMHURtYET (Adana) - Bir süre
önce DSİ kanalında kurşunlanmış du-
rumda cesedi bulunan fabbrika işçisi
Süleyman Duran'ın, evinden maskeli
iki kişi tarafından ahndığı, PKK dava-
sından da üç ay kadar tutuklu kaldığı
öğrenildi.
Süleyman Duran'ın Şakirpaşa Ma-
hallesi 1147/2 sokaktaki evinden 13
şubat perşembe akşamı saat 11.30 sıra-
lannda ahndığı, kendisini zorla götü-
ren iki kişinin silahlı ve maskeli olduğu
belirlendi. Olayla ilgili 7 çocuk babası
Süleyman Duran'ın eşi Salime Duran
da polis tarafından kısa bir süre gözal-
tına ahnarak sorgulandı.
ÖlümleteMit
Öldürülen Süleyman Duran'ın kar-
deşi Mustafa Duran, yengesi Salime
'nin anlattıklanna dayanarak şunlan
söyledi:
"Maskeli iki kişi geç saatlerde zorla
içeri girmeye çahşıyorlar. Kardeşim ve
eşi kapıyı açmayınca iki kişi eve bomba
atmakla tehtit ediyorlar. İki kişi ve
kardeşim bir süre tarlıştıktan sonra
kardeşim eşine geri döneceğini söyle-
yerek kapıyı açıyor ve onlarla birlikte
gidiyor.