15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 7 ŞUBAT1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 KlŞLALFNIN KoNUĞU DoĞU ERGİL Lsrail doğal müttefik sayılır Profesör Doğu Ergil Ankara SBF öğretim üyesi. Güneydoğu sorunu üzerinde, bölgede ve yurtdı- şında incelerne ve araştırmalar yaptı. Terorizm konusunda çeşitli yayınlar var. Dünyada komü- nizmin çökrnüş olduğu bir dönemde, Tûrkiye'de komünist terör örgütlerinin varlıklarını sürdür- mesi nasıl açlıklanabilir? Etnik kökenli terörle nasıl mücadele edilmelidir? İçteki terörün dış desteklerine karşı ne yapılabilir? Etnik terör "kendi kaderini belirleme hakkı"nı getirebilir mi? Doğu Ergil, terör konusunu yazarımız Prof. Ahmet Taner Kışlalı ile tartıştı. KIŞLAL1: Terörün amacmedir? ERGÎL: Terör, başka biçiınde yapılamayan siyasetin si- lahla yapılmasıdır. Yukandan terör, devletin uyguladığı yıldırma siyasetidir. Teronzm dediğimiz aşağıdan terör ise güçsüzün siyaset yapma biçimidir. Bazı devletler de, daha güçlü devletlere karşı terorizme başvurabilirler. Bu- nu gerek istihbarat örgütleriyle gerekse taşeron olarak kullandıklan terör örgütleriyle yaparlar. Terörle genel- likle bir dava gündeme getirilir. KIŞLALI: Der-Solve TÎKKO gibi örgütler kangi davaıun peşindeler? Inamdıkları ideoloji dünyada çökmüş, toplum- saJ destekleri de yok! ERGtL: Teröristin yeraltı dünyasında hayat son derece zordur. Toplumdan kopuk. sürekli ölüm tehdidi altında- dır. Ufak'bir sapmaya izin vermeyen, aşm bir disiplin ıçinde yaşamak zorundadır. Bir süre sonra terorizm bir yaşam biçimi olur. Masraflan, destekleyenler tarafından ya da soygun ve haraçla karşılarur. Veya ülkenin içinde bazı dış güçlerin amaçlanna hızmet etmek gibi bir mis- yon üstlenır. Taşeronluk yapmaya başlar ve bunun karşı- hğında para alır. Işte TIKKO, Dev-Sol gibi örgütlerin yaptıklan bugiin budur. Bu konumdaki terörist, ideolojik olarak güçsûz durum- da olduğu için şiddet dozunu arttınr. Şiddeti ne kadar arttınrsa var olduğunu ve etkili olduğunu o ölçüde kanıt- lamak durumundadır. Bunu kanıtladığı oranda da ken- disine iş gelmektedir. KIŞLALI: Komünizm korkusunuyansıtan sağ terörün de bugün ideolojik ve toplumsal nedeni kalmadı. zer bir gereksinme içinde "mafya"ahğa başvurmuşlardı. Bizde ise önce CHP sonra da SHP içindeki bazı etkili gruplar dikkat çekiyor. özellikle büyük kentlerde önceleri KaradenizBler örgütlerde ağırkkhydt. Giderek onların ye- rini Doğulular aüyor. Belki bir anlamda Alevileri de bunla- ra katabiHriz. ERGtL: Tabii, tabii. Kendilerine bir yaşam alanı açmak, hatta oymak çabası içine girmişlerdir. Bunu başka yol- lardan yapamayınca silahîa yapmak gündeme gelebüi- yor. Bugün teröristlerin çıktıklan ortam, gecekondu ortamıdır. Taban arayan örgütlerin çok kolay girdikleri bu ortama hiç kuşku yok ki sağ da girecektir. KIŞLALI: Ama terörün etnik boyutunu herhaldefarkh bir çerçevede değerkndirmek gerekiyor. ERGtL: Etnik terör açık. Türkiye'nin boş bıraktığı bir alanı doldurdular. tnkâr edilmiş olan Kürt kimliğinin var olduğunu kanıtladılar. Tabii sadece Kürt kimliği ile siyaset yapma hakkı esirgenmedi insanlardan; örneğin sol kimliği altında veya memur kimliği altında örgütlen- me de esirgendi. Siyasetin silahstz yapılmasına olanak bırakılmalıydı. Bir Kürt partisi kurulsa ne olurdu? Oy bazında siyaset yapmayacak mı? Birtakım insanlar seçil- meyecek mi? Bunlar parlamentoda oyunun kurallanna göre oynamayacaklar mı? Demokratik örgütlenmelere izin verilmediği için bir sürü grup çıkamadı, bir sürü lider doğamadı. Kendi mecralannda akamayan her şey bir te- rörist örgütün arkasına takıldı. KIŞLALI: Ama bu konuda Türkiye'den çok daha demok- ratik bir yaklaşım içinde olan ülkelerde de etnik terör var. tngiltere'de IRA,İspanya'da ETA bunun en açık örnekle- ri. ERGtL: Marjinal birtakım gruplann terorizmi her za- man olabilir. Ama haklıhğı ve kitlesel desteği olmaz. ERGtL: Sağ vurucu güç,giderek senetmafyasımntahsil- dan oldu. ölmeye, öldürmeye, gizliliğe ahşmış. Onu bıra- kıp da tezgâhtarhk, ışportacılık yapması çok zor. Geç- mişte profesyonel terörist bir kadro oluştu. Eğer kitle desteği yoksa ve ideolojik haklıhğı da kalmamışsa, artık işi profesyonel tetikçiliğe dönüştürmek zorundadırlar. Eğer dilsel, dinsel ve sosyal farkhlığmı vurgulamak ve korumak isteyene izin verirsen, o zaman bu farkklığı zo- ra başvurarak kabul ettirmek için eylem yapmasının haklıhğı kalmaz. KIŞLALI: Olaya sosyolojik açıdan bakarsak; her farklı toplum ke- simine "kendi kaderini belirle- me" hakkı ver- mek gerekir mi? ERGİL: Birleş- miş Milletler Ana Sözleşmesi'nin 52. maddesi, eğer demokratik katı- lıma ve bu farklı- lıkların belirtımi- ne azin verılmı- yorsa "kendi kaderini belirle- me hakkf'nın doğacağını söylü- yor. Türkiye şim- di bunu yaparsa |. Kürt terorizmı- nın ayrılıkçıhğa yönelmesini en- geller. Eğer bu eunu bılıvoraz. <<-* . • - «• T - • • « » •• » » • 4 .«. j konuda teronzm Aimanya da oia- Ortadogu'da Turkıye'ye hasım gorunen guçler, Israıl ın de hâiâ sürerse, uiu- lavya'nın parça- lanmasına neden olan birtutum ta- kındı. SSCB"nin bıraktığı boşluğu dolduran bir sü- per güç olma yolunda. Üç kanalın çıkış konumundaki KIŞLALI: Belki ABD'nin Vietnam savaşı sonrası boşluk- ta kalan gazilerinin yarattığı sorunun daha ağırını yaşadı- ğınuz söylenebilir. Boşlukta kalan eski solcu teröristlerin PKK ile işbirliği yaptıklan açık. Böylece kendileri- ne bir "dava" da bulmuş oluyorlar. Dış destekler ko- nusunda neler söylenebilir? ERGİL: Dış güç- lerin hesabına yaprlan terorizme ben komprador terorizm diyo- rum. Tıpkı bir zamanlar moda olan komprador kapitalizm gibi... Türkiye üzerinde emelleri olan bir sürü dış güç var. Sunye ve İran açık. Irak'm da olması büyük ih- timal. Her şeyin arkasında da Yu- nanistan'ın oldu- biliyoruz. hasmıdır şu anda. Ama günün birinde Arap-İsrail anlaşmazlığı çözülürse birinci düşman İsraH'iiî yerini kesinlikle Türkiye alacaktır. Su kaynakları Türkiye'nin elinde... Ve güçlü bir büyüme potansiyeline sahip...' Türkiye ile içten içe bir rekabet söz konusu. KIŞLALI: Terörün bu dış kaynaklarına karşı birşeyyapı- labilir mi? ERGİL: İşin en zor tarafı o. Örneğin Suriye'yi ele alalım. Dişine kadar silahlanmış bir askeri diktatörlük. Bekaa'- daki PKK kamplannı vurmak isteyen, gerektiğinde Suri- ye ile savaşı da göze alabilmelidir. lsrail yapıyor ve "sa- vaşınm" diye de ilan ediyor. Eğer Türkiye bu olasıhğa karşı kamuoyunu hazırlar ve plebisitinı de yaparsa elbet- te ki Suriye'ye karşı caydıncıhğı olur. Ama açık açık Tûrkiye'de yıkıcı faaliyetlerde bulunan İran'ı, daha, res- mi ağızlardan doğru dürüst kjnamadık bile. Bazı sonuçlar elde edebilmek için birtakım bedellerin ödenmesi lazım. Biz Körfez savaşı sırasında Saddam reji- minin devrilebilmesi için hükümete karşı ayaklanan Kürt gruplannı destekledik. Şimdi de Saddam PKK ara- cılığı ile aynı şeyi bize yapıyor. Eleştirmemizin haklıhğı olabilir mi? KIŞLALI: Ortadoğu'daki bu düşman cephe karşısında ls- rail doğal bir mûttefik sayüabilir mi? ERGİL: Sayıhr tabii. Çünkü Ortadogu'da Türkiye'ye hasım görünen güçler, onun da şu anda hasmıdır. Ama günün birinde Arap-İsrail anlaşmazlığı çözülürse birinci düşman tsrail'in yerini, kesinlikle Türkiye alacaktır. Çünkü su kaynaklannı Türkiye elinde tutuyor ve tatlı su ihtiyacı da giderek artıyor. Üstelik Türkiye askeri rejim- ler karşısında demokratik, dinsel rejimler karşısında laik, bölgesel akımlar karşısında da Batılıdır. Ve dığerlerine nazaran güçlü bir büyüme potansiyeline sahiptir. KIŞLALI: "Tûrkiye'de ilk öğrenci hareketleri sert bir bi- çimde bastınlsaydı terörist bir kusak yetişemezdi" diyen- lere rastlanıyor. ERGİL: Son derece saçma. Mevcut koşullann daha iyiye dönüştürülmesi için gençlerin, protestonun öncülüğünü yapması doğaldır. 6O'lı yıllann gençleri, mevcut siyasal partilerin bu yeni toplumu doğurtmakta ebelik yapama- dığı inancına kapıldılar. Çağdaş toplumu sezaryenle do- ğurtmak gibi bir misyon üstlendiler. Ama onlar orta ve orta üstü ailelerden gelen çocuklardı. Oysa bugünkü te- rörist kuşak başka bir toplum kesiminden geliyor. Kır- dan kente göçün büyük etkisini göriiyoruz. Köklerinden kopmuş, sistemin içine başka türlü girnıek •imkânı bula- mayan insanlar. Sılah da kullanarak kendilerine bir ya- şam alanı açma çabasına girdiler. KIŞLA LI: Amerika 'ya sonradan gelen SHcilyalılar da ben- sal ve uluslararası düzeyde haklıhğı olmaz. Devletin adı Türk Cumhu- riyeti değıl. Tür- kiye Cumhuri- yeti'dir. Bu bir coğrafyayı ifade eder, etnik kökenı değıl. Siyasal ve eko- nomik aynm yapılmıyorsa insanlann "Hayır efendim, ben aynlmak istiyorum" deme haklan yoktur. KIŞLALI: Teröre karşı polisiye önlemler niçin yetersiz kabyor? ERGİL: Polis doğru düriL-t eğitilmiyor. Dedektiflik mü- essesesi diye bir şey yok. Yakalıyor, basıyor sopayı ve söyletiyor. Kanıtlan ona bulduruyor. Ama yanlış adam yakalamışsa gördüğü işkence ile kalıyor. tnsan haklanna karşı gösteri yaptılar. Çünkü dayak atmayınca deli! top- laması olanaksız. Asker de öyle. 5-6 mermi yakarak eği- tim görürken, terörist, kamplarda binlerce mermi yaka- rak özel savaş biçimlerini öğreniyor. KIŞLALI: öyleyse özel timlere karşı çıkanlann PKK'ya yardımcı olmak istedikleri söylenebilir mi? ERGİL: Eğer özel tim, profesyonel bir gerilla karşıtı eği- tim görüyorsa, iyi yönlendiriliyorsa ve sivil otoriteye bağhysa vazgeçilemez. Ama yetiştirenlere sordum; seçi- lirken psikolojik bir testten geçirilmiyorlar. Oysa böyle bir test şart. Gaddan olabilir, psikolojik sorunlan olan- lan olabilir. KIŞLALI: Peki bazüannın isteğine uygun olarak köy ko- ruculuğu kaldznlabilir mi? ERGİL: Koruculuk, etkili olmadığı gibi giderek etkisini yitiren ağalık kurumunun yaşamasına da yardımcı olu- yor. Ağalar koruculuğu ulufe gibi dağıtırken ücretlerinin bir kısmını da kendileri alıyorlar. KIŞLALI: Korucu çekilince köylü tamamen savunmasız kalmayacak mı? Yardım gelene kadar bir başlangtç diren- mesi sağlamıyor mu? ERGİL: Korucu, ancak asker ya da özel tim yardım etti- ğinde direniyor. Ama yardım kolay gelemiyor. Şimdiye kadar helikopterler zırhsız olduğu için yardıma gelenleri 3 km öteye bırakıyordu. Ancak yeni yeni zırhlı helikop- terler alınıyor. Üstelik sivil ve askerler arasında bir otori- te boşluğu var. Orada görev yapan askerin kayıtsız şart- sız sivil otoriteye tabi kılınması lazım. KIŞLALI: Güneydoğu'da bir devlet terörü var mı? ERGtL: Devlet terörü Türkiye'nin her yerinde var. tn- sanlar karakola gitmeye korkuyorlar mı, korkmuyorlar mı? Güneydoğu'da bir savaş sürüyor. Sinirler gerili, par- maklar tetikte. Kendi canını korumak isteyen, karşısın- dakini düşman olarak görüyor. Ama devlet terörünün kalkması için hükümet ciddi bir taahhüt altına girdi. Bazı polislerin "insan haklanna hayır" diye bağırmalannın anlamı açık değrl mi? KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK. Bv Amp 6*-, Âirjvn yofda. Bonuth A* S/nenta yörûrken peşime fah/dı Ooyanamatfc» (cptenn qmsmda, ha§ırwken ee «e/trtiim. Mchn. Ann&mi A b ü s t PİKNİK PİYALEMADRA Bu gece sabaha kadar fvrmâya k rar parlak ve görünür k d a a ba«(8J«ğ o+ların , nyla parlsdı^ı o HIZLIGAZETECİ NECDETŞEN BLE BtLE ONU DAHA ÖNCE DllL pe "~ DIIVNCE âÖÎCEtr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI GARFIELD JIM DA VIS BLACKIE WHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SEIJAS EVDE OMUDie>l VE VOBI cxou€uMt>»J DOutyı BULUT BEBEK NURAYÇİFTÇİ ha-yatım.. el 5-eni
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle