Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16ŞUBAT1992PAZAR
6 PAZAR KONUĞU
Uğur Yücel ile kabare oyunculuğu ve siyaset üzerine
En zor olanı Süleyman Bey'i oynamakBir aydır kabare şovlanyla başkentli izleyicilerin karşısına çıkan Uğur Yücel,
Özal ile Demirel tipleraelerini karşılaştırdığında "Şüphesiz Demirel en zor
olanıdır" diyor. Başbakan Süleyman Demirel'in konuşmalan sırasında usta
bir oyuncu performansı gösterdiğini belirten Uğur Yücel ile Ankara
temsilcimiz Ahmet Tan konuştu.
SÖYLEŞİAHMET TAN
Uğur Yücel-Sezen Aksu ikilisi birlikte gerçek-
leştirdikleri kabare şovlarmı yaklaşık bir aydır baş-
kcntte sürdürüyorlar. tkilinin şovlannda siyasi içe-
rikli esprilcr ağırhklı yer tutuyor. Başbakan De-
mirel tiplemesiyle izleyicileri oldukça güldüren
Uğur Yücel, Türkiye'de ilginç bir örnegini sergi-
lediğj kabare ve siyaset üzerine sorulanmızı ya-
mtladı:
^ ^ ^ H Istanbul seyirdsi ile A nkara seyircisini kı-
yaslursak hangi şehirde oynamak daha keyifli?
Benim üslubumda bir şovmen için Ankara 'da
oynamak daha keyifli. Ben siyasi şov yapıyorum
ve Ankara seyirdsi haberler konusunda dehşet du-
yarlı. Haberler başladığı zaman her şeyin büyük
bir sessizlik içinde kaldığını gördüm. Geçenlerde
saunadan çıktık, biri arkamızdan seslendi, 'Ha-
berler başlayacak' diye. Durduk, arkadaşımla bir-
likte haberleri dinledik. Yani dehşet bir duyarü-
lık var. Sokaklarda her yerde siyaset konuşulu-
yor. Orada burada, lobide, sokakta kulak kabart-
tığınız zaman siyasetin konuşulduğunu duyuyor-
sunuz. Dolayısıyla seyirci siyasi espriler konusun-
da çok duyarlı davranıyor. Benim yorumum da
siyasi esprilerden oluşuyor. Seyirci kalitesi, Istan-
bullulara karşı ayıp olacak ama, artık Istanbullu
da bulunmaz oldu, tstanbul'dan daha kaliteli.
Çünkü Istanbul gibi kozmopolit değil. Burada her
şey kemikleşmiş gibi. Seyircinin reaksiyonlannın
yeri kemik gibi katı ve belli. Hatta alkışın ölçüsü
bile aynı. Aynı yerlerde aynı tepkileri alabiürsi-
niz.
^KK^MGörsel sanatlann gerçekleştirilebilmesi
için salon Önemli bir unsur. Türkiye'de salonla-
nn durumu nedir?
Türkiye'de ne yaak ki düzgün bir salon yok.
Biz Bostancı Gösteri Merkezi'nde gösteriye baş-
Burada mesleği bir küçük poşetin
içine koymuşlar, bir kenara
atmışlar. Oysa koskoca bir dünya
bu meslek. Ben bu diinyayi fark
ettim ve önce bir şeye inandım.
Seyirciyi adam yerine koymak
gerekli. Sahneye çıkıp sınlsıklam
aşağıya inmek; 2 bin 500 kişiyi
evlerine giderken güldürmenin,
eğlendirmeııin mutluluğunu
tatmak.
ladığunızda kapasitenin sadece 2 bin 500 kişi ol-
duğunu gördük. Istanbul iç içe gecmiş üç büyük
şehir. Diğer yerlerde de gösteri yapmak istediği-
mizde salon olmadığı için bir yere gidemiyorduk.
Bin kişilik salon bile bulmak güç. Ancak spor sa-
lonlanndan bozma yerler var. O da çok sefıl yer-
ler. Seyirci için üzülüyorum. Konsantre olduğum
zaman salonu filan unutuyorum ama, orada plas-
tik sandalyeler üzerinde oturan seyircileri bir bas-
ket salonunun içerisinde üşür görüyorum. Üste-
lik bu salonlarda akustik de son derece kötü. Dün-
ya standartlannda eksi 15 olabilecek düzeyde yer-
ler. Spor salonlannda çalışmak istemiyoruz. Ken-
dim bir salon açmak istiyorum. Yani inanılmaz
bir maliyet. Ben böyle salonlarda nasü devam ede-
ceğim? Türkiye'de kaç tane Sezen Aksu var, kaç
tane Mujde Ar var, kaç tane Ajda Pekkan var?
Uğur Yücel'in şovu bhti, sonra ne olacak? Sonra
bu salonun parasını kim ödeyecek? Dehşetengiz
bir malzeme olması gerekli. Esasında ben bir sa-
lon açmak istiyorum ve bunu çok ciddi düşünü-
yorum. Ama ne kadar netice alınm, onu bilemi-
yorum. Tek başıma gireceğim, her şeye rağmen
tek başıma gireceğim. Belediyeler ile yavaş yavaş
temaslara giriyorum.
^^^^M Seyirci bakımından Ankara'yı idealola-
rak nitelediniz. Peki, salon bakımından Ankara'yı
nasü buluyorsunuz?
Salon sorunu Ankara için de gecerli. Yine yer
bulamadığunız için burada, spor salonunda çalı-
şıyoruz. tzmir'de Açıkhava Tiyatrosu'nda oyna-
mıştık, herkes birbirini görüyordu. Burada adam
karda kışta geliyor. Parasını ödüyor, kapıdan iceri
giriyor, birden bire basket sahasımn yanında bir
yerde kendini buluyor. Bir sandalyeye oturuyor.
Sahnede beni bir nokta olarak görüyor. Yanın-
dakine 'Bu kim' diyor. 'Işte, Uğur Yucel çıktı' di-
yorlar. Sanınm tarif ediyorlar. Şimdi Demirel'i
taklit ediyor falan diye konuşuluyor. Seyircinin
bu koşullarda anlanıası için arkaya açıklamah bir
şeyler yapmalı. Taktikler vereceksiniz. Işte şimdi
Demirel'i yapıyor gibi. 'Dikkat ediniz bakuuz şim-
di Demireri yapıyor' gibi...
W^^^^Devletin bu tür çalışmalann altyapıları-
nı hazırlaması gerektiğini düsünüyor musunuz?
Ashnda devletten hiçbir şey beklemiyorum.
Şimdiye kadar arkadaşlar devletten beklemişler.
Devlet hiçbir şey yapmamış, onlar beklemeye de-
vam etmişler. Ben tek bir sey bekliyorum. Şimdi
kendim para harcayarak salon yapacağım. fstan-
bul Belediyesi ya da Turizm Bakanlığı, Beyoğlu
civarım bütün eski özellikleriyle koruyacak pro-
jeler hazırlıyorlar. Gazinoları boşaltıp müze ben-
zeri şeyler kurmak için. Ben buralarda restore ya-
pabileceğim bir salon yeri, boş bir yer istiyorum.
Hibe filan değil. Parasıyla, kirasıyİa. Bu konuda
ısrar edeceğim.
^^KKKKŞovunuzu nasıl tammlıyorsunuz?
Ben ashnda tarifleri sevmiyorum. Yaptığım şey
ashnda kabare özellikleri taşıyor. Haldun Taner'in
öğretisini taşıyorum. Yaptığım şeyde benim için
önemli bir özellik var. Diğerlerini ne kadar ilgi-
lendiriyor, bikmiyorum. Ama bence insanlann so-
ğuk havaya rağmen şovu beğenmesinin ardında
şu yatıyor; ben ashnda 50 dakika içerisinde tak-
litler yapıyorum, ama bu taklitler bu 50 dakika-
nın çok küçük bir bölümünü oluşturuyor. Ben tak-
litler yapmıyorum, izlenimlerimi aktanyorum. Ya-
ni ben ashnda iyi bir taklitçi değilim, iyi bir göz-
lemciyim. Taklitçiler var ki papağan gibi aynı ak-
sanı, tonu verebilir. Ama bunun içinde yorum
yoktur. Benim yaptığım şeyde biraz izlenim var.
Seyrediyorum arkamı dönüyorum, kafamda o ka-
rakterden ne kalıyorsa onu aktarmaya çalışıyo-
rum. O kafamdaki resmin içinden komik yanlan
PAZAR KONUĞU
UĞUR YÜCEL
I957'de tstanbul Kuzguncuk'ta doğdu.
Kuzguncuk Marko Paşa tlkokulu,
Beylerbeyı Ortaokulu ve Kadıköy Ticaret
Lisesi'nde okudu. tstanbul Belediye
Konservatuvan Tıyatro Bölümü'ne kayıt
yaptırdı. Konservatuvar öncesinde Kadıköy
Memduh Tuncalı Tiyatrosu'nda oyunculuk,
gece kulüplerinde şovmenlik yaptı. Tiyatro
çahşmalarını bir siire Kadıköy Halkevi'nde
surdurdukten sonra konservatuvara girdi
ve Melih Cevdet Anday ile Yıldız
Kenter'den ders aldı. Konservatuvan
bitirdikten sonra bir sure Kenter
Tiyatrosu 'nda çalıştı. Daha sonra Necati
Bilgiç ile Kabare Şov adlı bir grup kurdu.
Devekuşu Kabare'den ayrılanlar ile Tef
Kabare Tiyatrosu'nda çalısmaya basladı.
Daha sonra Şan Tiyatrosu 'na geçti. Birkaç
müzikaide rol aldı. Ertem Eğilmez ile
tanıştıktan sonra sinemada oyunculuğu
sürdürdü ve altı fümde oynadı. Daha sonrc
Müjde Ar ile kabarelere çıkan Yücel,
çalışmalarını yaklaşık ıki yıldır Sezen Aksu
ile surdüruyor.
ünyads şovmenlik nasıl bir iş?
Şovmenlik çok onurlu bir meslek. Üstelik çok
ciddiye alınması gereken bir şey. Dunyadaki em-
sallerime baktığun zaman bu işle ilgilenen çok unlü
isimler var. Bob Hope, Steve Martin. Bunlann
hepsi komedyen, şovmen. Bunlar benim için ko-
ca koca ilahlar. Mesleğe biraz da oralardan bak-
mak gerekli. Burada mesleği bir küçük poşetin içi-
ne koymuşlar, bir kenara atmışlar. Oysa kosko-
ca bir dünya bu meslek. Ben bu dünyayı fark et-
tim ve önce bir şeye inandım. Seyirciyi adam ye-
rine koymak gerekli. Sahneye çıkıp sınlsıklam aşa-
ğıya inmek; 2 bin 500 kişiyi evlerine giderken gül-
dürmenin, eğlendirmenin mutluluğunu tatmak.
Bunu başka hiçbir yerde bulamaz o insanlar. Bir-
den bire tuhaf, sinirle oturan insanlann sinirleri-
ni gevşetiyorsun. Gûlmeye başhyorlar, sonra bir-
den gözü dolmaya başlıyor. Yani o zaman başka
keyifler ortaya çıkmaya başhyor, beni heyecan-
landınyor bu keyif, gülmeye başhyorlar, ben de
kendimi önemsemeye başhyorum. Bu adam evi-
ne gittiği zaman, burdan giderken rahatlayacak,
oradaki sorunlannı unutarak belki de yaruı sabaha
bugünden arta kalan binakım hazlarla başlaya-
cak. Bu beni heyecanlandınyor. Çok güzel bir şey
bu. Nereden bakarsanız bir tür rehabilitasyon, bir
tür tedavi.
eki, sizce hangi ülke bu konuda iyi?
Amerika çok çok iyi. Ama Paris'te de kabare-
ler muhteşem. Işte orada Haldun Taner'in bize ak-
tarmaya çalıştığı kabare var. Viyana'da çok ilginç
kabareler var. Fakat Amerika'da daha yaygm bi-
çimde one man show'lar var. Kabarelere rastla-
yamadım, Amerika'da, Londra'da var ama, on-
lar kabare demiyorlar. Şimdi bu bana derinlikler
getirdi. Gittiğimde onların kasetlerini ahyorum.
İlginç bulduklarımı Turkçeye çevirttiriyorum. Ge-
çiyorum ekranın karşısına, adamın ne dediğini üç
şeyden sonra anlamaya çalışıyorum. Böyle araş-
tırmalar yapıyorum. Tipleri derinlemesine inceli-
yorum. Daha plastik bir vücuda sahip olmak, mü-
zikal yanımı daha geüştirmek için çahşmalar içe-
risindeyim.
•••MSa/ıın/n Türkiye'de olup bitenleriyakın-
dan izliyorsunuz. Siyaseti nasıl izliyorsunuz? Ga-
zeteleri mi okuyorsunuz? Halk arasmdaki değer-
lendirmeleri mi izliyorsunuz?
Gazeteleri yakından takip etmem gerekiyor.
Uğur Yücel (solda), Ankara temsilcimiz Ahmet Tan ile birlikte.
çıkarmaya çalışıyorum. tşin özünde bu yatıyor.
Yani öyle adım adım taklitler dizisi ya da alelade
sıralanmış ve ortalama bir kitleyi hedefleyen esp-
ri duzeyi değil. Beyinsel işlevleri biraz daha faz-
la, kafasını gıdıklayan şeylerden hoşlanan insan-
lann benim esprilerimi sevdikjerini samyorum.
IŞovmenliğinizi geliştirmek için ne tür ça-
lışmalar yapıyorsunuz?
Yaptığım iş bana çok büyük paralar sağladı.
Şimdi her fırsatta dışanya gidiyorum. tngilizcem
o kadar iyi değil. Paris'te filan şovlar izledim. An-
layacak kadar iyi yabancı dilim yok ama, onlar-
dan kendime bir şeyler çıkardun. New York ve Los
Angeles'ta gitmedigim kulüp kalmadı.
tkincisi ben seyirciye çok kulak veririm. Yani bir
yerde otumrken diğer masada ne konuşuluyor di-
ye kulak kabartınm. Seyircinin algılayamadığı şey-
lerin istediğiniz kadar altını çizin, anlatamıyorsu-
nuz. örneğin vergi af fı konusu var. Bilindiği gibi
konu çok az sayıdaki insanı ilgilendiriyor. Işçi se-
yircim, bu verginin karşısında ise bununla ilgiliy-
se o zaman espri değeri oluyor.
, ovlannızda özal ve Demirel tiplemele-
rineyer veriyorsunuz. Bunlardan hangisi üslup ba-
kımından daha güç?
Şüphesiz Demirel en zor olanıdır. Oysa Demi-
rel bütün komedyenlere en uygun gelmiştir. Çün-
kü Demirel'in beş dakikaük konuşması içinde çok
fazla inişler ve çıkışlar var, renkler var. Birden gü-
ler, birden suratı asüır, başıru çevirir. Birden çok
ciddi olup, espri yapabilir. Ses tonu çok ölçülüy-
ken birden bağınr hale gelebilir. Yani beş dakika
içerisinde Sükyman Bey çok değişiklikler göste-
rir. Ben bu yanını çok usta bir oyuncunun per-
formansıyla eşdeğerde tutuyorum. Aşağı yukan
aynı şeyleri yapıyor. Güldürüyor, sinirlendiriyor,
hoşnutluk yaratıyor, espri yaratıyor. Bu anlam-
da Süleyman Bey'in muhteşem bir avantajı var di-
yelim. Turgut Ozal'da değişim bu kadar değil. Da-
ha değişmez bir Türkçe ile konuşuyor. Çok fazla
inişler, çıkışlar yok, renkler yok. Daha ağır ve ço-
ğunlukla aynı tempo ile konuşuyor. Halk özal'-
m esprisini yeni farketmeye başladı.
^••^B Nasıl? On sene sonra mı?
Evet, 10 sene sonra. Bakm, özal'ın taküdini ya-
pan çok az. Bir karakterin gulunecek, espri çıkar-
tılacak yanlan varsa gazeteler, oyuncular üstüne
giderler. Dikkat edersek özal'ın fazla üstüne gi-
dilmiyor.
^ ^ • ^ Her seyirci grubu her gece ayrı bir labo-
ratuvar gibi geliyor mu?
Istanbul'da değişiyor. Bir espriyi sunuyorsunuz.
tutmuyorsa, biraz daha işleyip ertesi gun yeniden
sunabiliyorsunuz. SonuçU her gün ayn bir labo-
ratuvar gibi oluyor. Deneme yamlmayla esprile-
rin tutup tutmadığım belirliyoruz. Seyircinin re-
aksiyon yerleri değişmez. Bizim seyirciye veya
onun göstereceği reaksiyona hazırlayacağunız ak-
siyonda bir değişiklik oluyor. Seyirci çok kahka-
ha atar, işte o zaman benim aksiyonum da deği-
şiyor. Hareket daha guçleniyor. Birden bire bir
katman daha artıyor. O katmanlan yakaladığumz
zaman benim de katmanlarım farklılaşıyor. Ağ-
zım sulanmaya başhyor. Beynim 'VUTTT' olmaya
başhyor. Iki tane daha espri koyuyorum işin içi-
ne, o espri tuttuysa hemen sabiüeştiriyorum. Bir
gece sonra yine kullanıyorum. Bazen seyircinin üs-
tune biner gidersiniz. Bazen de seyircinin sizi sm-
layıp göturmesi gerekir. Bazen de öyle oluyor ki
Giderek olgunlaşan, kendi
kişiliğinde sahnede olan birisiyim.
Daha önce şovmen kişiliği
taşıyordum. Yani yapmacık,
üstiime giydirilmiş bir şey gibi. O,
Uğur degildi. Uğur'un sahneye
çıkabilmesi için bir perspektifin
olması gerekirdi... Eski Uğur ile.
şimdiki Uğur arasında çok fk^j
var.
ne yaparsanız yapın, havada perendeler atm, se-
yirci boş bakıyor. Aman Allahım, bir yerleri ka-
zımak, devirmek istiyorum. Bazen onlara sorunun
kimde olduğunu soranm.
^K^K^Kendinize bakışımz nasıl, kendinizi na-
sıl değerlendiriyorsunuz?
Giderek olgunlaşan, kendi kişüigimle sahnede
olan birisiyim. Daha önce şovmen kişiliği taşıyor-
dum. Yani yapmacık, üstüme giydirilmiş bir şey
gibi. O Uğur değildi. Uğur'un sahneye çıkabilmesi
için bir perspektifin olması gerekirdi. Çok oku-
ması, çok gözlem yapması gerekir, araşürma yap-
ması gerekir. Eski Uğur ile şimdiki Uğur arasın-
da çok fark var. Yine de Uğur hiçbir şeyi tamam-
layamadı. Hâlâ çok fazla çahşması, okuması ge-
rekiyor. Ama giderek bir olgunluğa doğru kendi
kişiliğine doğru giden bir Uğur görüyorum. öte
yandan önemli bir şey var. Bu da yeni yeni orta-
ya çıkan, bende olgunlaşan, ama artık benim hiç-
bir zaman karşı çıkmayacağun bir durum olacak.
O da seyirciyi adam yerine koymak. Bizim gibi şov
işini yapanlar hep işin ucundan tutmuşlar. Çün-
kü konu hep paraymış. Bunlar assolistlerin ardın-
dan sahneye çıkıp aralan dolduran adamlar. Geç-
mişte Taksim'de olduğu gibi. Bunlann fazla ma-
haret göstermelerine gerek yokmuş galiba. İşte iki
tane belden aşağı laf, kafalan yormayacak bir iki
şarkı, hat yap para kap gibi. Yıllarca böyle geçi-
nilmiş. Ben de işe ük zamanlar böyle baktım. Kon-
servatuvar mezunu bir tiyatrocu, birazcık akade-
mik hava taşıyan birisi olarak yaptığım işe basit
bir iş gibi bakıyordum. tçki içen insanlan eğlen-
dirmek, ama ne yapayım evin taksidi var, buzdo-
labının taksidi var gibi bir şey.
iSöyleşi için teşekkürler.
İLAN
BOĞAZLIYAN KADASTRO
MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
1989/172. Esas
1990/19. Karar
Davacı Çiçekdağından Bekir Çiçek, davalı Boğazlıyan il-
çesi Başhoroz köyünden Fazlı Altun aleyhine açtığı tesbitin
iptali ve tescil davasında dava konusu Uzunlu kasabası hu-
dutlannda kain, 1374 tapulama parsel nolu 19.150 m2
mikta-
nndaki taşınmazın davalı Fazlı Altun adına tapuya kayıt ve
tesciline karar verilmiş ve davalı Fazlı Altun'un adresi meçhul
olup ilanen tebliği gerektiğinden yukanda esas ve karar nu-
marası yazılı hüküm, davalı Fazlı Altun'a tebliğ yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 24.01.992
Basın: 45452
DUYURU
ERZURUM 2. SULH CEZA
YARGIÇLIĞI'NDAN
EsasNo: 1991/770
Karar No: 1991/1119
Sanık: Alaattin Akbaba, Mehraet oğlu 1966 doğumlu Erzurum ömer-
tcpe köyü nüfusuna kayıtlı, Mirzamehmet Mahallesı Esatpaşa Yoku-
şuNo. 13'temukım.
Suç: 3167 sayılı yasanın 13/1. maddesine muh
Suçtarihi: 15.10.1991
Karar tarihı 28.11 1991
Atılı suçtan sanığın eylemıne uyan 3167 sayılı yasanın 13/1, TCY:
119/5. maddesı gereğınce 270.000.- TL ağır para cezası ile cezalandınl-
masına karar venlmış, tüm aramalara rağmen sanığa tebliğ edıleme-
mıştır.
7201 sayılı Teblıgat Yasaşı'nın 29. maddesı gereğince karann gazete
yoluyla sanığa ilanen tebliği ilan tanhınden ıtıbaren 15 gün sonra ka-
rann tebliğ edilmiş sayılacağı, ilan gidennın samktan alınacağı tebliğ
olunur. Basın 19030
ELEKTRİK ABONELERİNİN SAYAÇ
OKUMA tŞLERİ ŞARTNAMELERİNE
GÖRE İHALE SURETİYLE
YAPTIRILACAKTIR
1—Çağlayan tsletme Bakım Müdürlügü bünyesinde abone endeks tes-
piti ve fatura dağılımı işi kapalı teklif usulü ile yaptuılacaktır.
2—Ihaleye katılabilmek için iştirak belgesi aranacaktır. Iştirak bel-
gesi almak isteyenler en son 25/2/1992 günü saat 16.00'ya kadar aşa-
ğıdaki adıese Ugili belgelerle yazılı olarak muracaat etmelidir.
3—Ihaleye katümak için şartname almak mecburidir.
ŞARTNAMELER
TEK. İSTANBUL ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESl
Meşrutiyet Cad. Asmalımescit Sok. No: 63
Kat: 2 Oda No: 202 Tel: 152 34 00 / 214-278
Tepebaşı-Beyoğlu/lstanbul
adresinden 100.000.— TL (KDV hariç) bedel mukabilinde alınabi-
lir.
4—Teklifler en geç 4.3.1992 günü saat 10.00'a kadar aynı adreste
1 kat 110 No'lu odadaki muhaberat servisine verümelidir.
5—Kurumumuz 2886 sayıh Devlet thale Kanunu'na tabi olmayıp iha-
leyi yapmamakta veya dilediğine kısmen veya tamamen vermekte ser-
besttir.
TEK
İSTANBUL ELEKTRİK DAGlTIM
Basn: 19976
MÜESSESESl
KİRALIK
DAİRE
Bağdat Cad.
Bostancı'da 75 m
2
giriş kat 384 38 09
05878 No'lu san basın
kartımı kaybettim.
Hükumsıizdur.
MEC/T DEMİR
NCR kimliğimi, ehliyetimi
ve kredi kartımı kaybettim,
geçersizdir.
AZİZ KARAMANLIOĞLU
I S T A N B U L B E L f
J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I
KULTUR GUNLERI-5
KONFERANS
"GÖRÜNTÜLERLE
ESKİ İSTANBUL"
JAKDELEON
17 Şubat'92 P.tesi günü saat:18.O0'de
HARBİYECEP TİYATROSU'NDA
GİRİŞ ÜCRETSİZDİR
TEŞEKKUR
Karamanlı Göncüler'in aile büyüğü, babamız, amcamız,
dedemiz,
Ü GÖHÜSNÜ GÖNCÜ'nün
vefatmda, telefonla, telgrafla, faks mesajıyla taziyette
bulunan, bizzat gelerek acırmzı paylaşan ve cenazesine
katılarak bizleri yalnız bırakmayan tüm dost, arkadaş,
akraba ve yakınlarımıza minnet ve şükranlanmızı
sunarız.
GÖNCÜ AİLESİ
O
EmKYAJ-lZME Yf OUOUt|IT1 U W -
MÜCADELE
HAKLIYIZ KAZANACA6IZ
DÜN CENNET
VAAT EDEN
İKTİDAR BUGÜN
"SUSUN
EZERİM" DİYOR
ÇIĞVE DOGAL
AFETLER
HALKIN KAPERİ
DEGİLDİR
DEVREK ASLİYE HUKUK
HAKİMLtĞİ'NDEN
Dosya No: 1991/123
Davacı Adil Baydoğan tarafından davalı Melahat Baydogan aley-
hine mahkememize açılan şiddetli geçimsizük nedeni ile boşanma da-
vasının yapüan açık duruşması sırasında davaünın adresi tespit
edüemediğinden dava dilekçesi tebliğ edilememiş olup davalı Mala-
hat Baydoğan'ın mahkememızde yapüacak olan 25/2/1992 tarihin-
deki duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil
ettirmesi, aksi taktirde yargılamanın yokluğunda yapılacağı ve ka-
rar verileceği hususu dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ yerine
kaim olmak üzere ilanen duyunılur.