Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ŞUBAT 1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
4. Ankara Film Festivali
En iyi 10
Tiirkfılmi
belirlendi
CUMHURÎYET (Ankara) - 28 şubat -
8 mart tarihleri arasında yapılacak 4.
Uluslararası Ankara Film Festivali çer-
vesinde bütün zamanlann en iyi 10 Türk
fılmi belirlendi. En iyi 10 film şunlardan
oluştu: Adı Vasfıye, Anayurt Oteli. Ge-
lin, Hakkaride Bir MeVsim, Muhsin
Bey, Susuz Yaz, Sürû, Uçurtmayı Vur-
masınlar, Umut ve Yol.
Festivali düzenleyen Dünya Kitle İle-
tişimi Araştırmalan Vakfı yöneticisi
Mahmut Tali Öngören dün Çankaya
Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ile
birlikte düzenlediği basın toplantısında,
en iyi 10 filmin Türk sineması konusun-
da uzman olan 72 kişi arasında yapılan
bir anketle belirlendiğini söyledi. Anket-
te en fazla puan alan 10 filmin belirlendi-
ğini ifade eden öngören, 10 film içinde
ayn bir sıralama yapılmadığım kaydetti.
Öngören, basın toplantısında festival
hakkında da bilgi verdi. öngören'in ver-
diği bilgiye göre festival biletleri 22 şu-
batta Kavaklıdere Sineması ile Iletişim
Kitabevi'nde satışa çıkacak. Festivale
katılacak yabancı filmler Kızıhrmak ve
Kavaklıdere sinemalannda, Türk film-
leri ise Karayollan Vakfı ve Ankara
Sanat Tiyatrosu salonlannda gösterile-
cek. Festivale katılan filmlere Çankaya
Belediyesi tarafından fınanse edilen 250
milyon lira değerindeki ödüller şu dal-
larda dağıtılacak: Uzun metrajh filmler,
video yapımlan, belgeseller, animasyon
ve 16-35 milimetrelik filmler. Basın top-
lantısında konuşan Çankaya Belediye
Başkanı Taşdelen ise festival kapsamın-
da ilk kez yapılacak olan Ankara Film
Şenliği Yürüyüşü'nün Yüksel Caddesi'-
nde 7 mart tarihinde gerçekleştirileceği-
ni söyledi.
öngören ve Taşdelen'in verdiği bilgi-
ye göre festival süresince "En tyi 10
Türk Filmi", "Fotoğraflarla Fırat'ın
Türküsü" ve bir karikatür sergisinin ya-
nı sıra yerli ve yabancı konukların katı-
lacağı söyleşiler, açık oturum ve tartış-
malar da yapılacak.
Festivalde aynca Beyaz Geceler adıy-
la gece yansı başlayıp sabah saat 05.00'e
kadar sürecek gösteriler düzenlenecek.
İzmir'in tanınmış ailelerinden Giraudlar'ııı kızı Caroline ile Mustafa Koç
Buca'daki çiftlik evinde nişanlandı.
Koç ailesinin mutlu giinü
AA (tzmir) - tşadamı Vehbi Koç'un to-
runu Mustafa Koç ile Izmir'in tanınmış
ailelerinden Giraudlar'ın kızı Caroline
Giraud dün akşam nişanlandılar.
Giraud ailesinin Buca'daki çiftlik'
evinde yapılan nisan törenine basın men-
suplan aünmadı. Yüzükierin takılmasın-
dan sonra nişanlı çift, törenin yapıldığı
eve yakın başka bir evde, gazetecilere
poz verdiler.
Caroline Giraud'nun küçilk kuzinle-
ri tpek, Leyla ve Plippa da nişanlı çift
ile birlikte fotoğraf çektirdiler.
Caroline Giraud, kenan sim işleme-
li, kırmızı kadife, omuzlan açık, siyah
tafta kumaşla pekiştirilmiş mini elbise-
siyle dikkat çekti. Sacını topuz yaptıran
ve siyah süet ayakkabı giyen Caroline,
kıyafetini, bir gerdanük ve kolundaki al-
tın künyeyle tamamlamıştı.
Caroline Giraud, bir soru üzerine kı-
yafetini Istanbul'dan aldığını söyledi.
Mustafa Koç ise kravat takarak, la-
civert kruvaze takım elbise giymişti.
Edinilen bilgiye göre çiftin nişan yü-
züklerini Vehbi Koç taktı. Vehbi Koç ay-
nca Caroline Giraud'ya bir pırlanta yü-
zük hediye etti.
Yaklaşık 70 davetlinin katıldığı nişan
törenine, yalnızca Koç ve Giraud ailesi-
nin yakmlarının çağnldığı kaydedildi.
Nişanlı çiftin, temmuz ayında Istan-
bul'da evlenecekleri bildirildi.
Özalların Efe'si
iddiaları
cevaplıyor
Ataköy Marina'daki
yatlar kimin?
Marjinal Menkul
Değerler A.Ş.'de
neler oldu? Fidyeci
polislerin
kullandığı Efe'ye
ait otomobilin
durumu... Mal
varlığı ne kadar ve
neden "ağabeyinden
borç" alıyor. Yeni
taşındığı villanın
dolar karşılığı
kirasını nasıl
ödüyor? Aynca
a'dan z'ye Efe'nin
ağzından özel
hayatı....
Nasıl girılir.
neyle karsılaşılu,
ne dinlenir?
İSTANBULUN
YENİ DİSKOLARI
GUVENL1K KUR
SIVIILESSIN TARTISMASI
Kamuoyu
bakanlara
nasıl bakıyor?
Strateji'ninyaptığı
kamuoyu
araştırmasının
sonuçlari: Ocak
ayında en sevilen,
en sempatik, en
güvenilen
politikacılar
kimler? Ekonomik
paket uygulanabilir
mi, adil mi?
Sinüzite
kameralı
tedavi
Sinüzite kansız,
dikişsiz, sargısız
bilgisayarlı
endoskopik tedavi.
MGK sivilleşsin
MGK Genel Sekreterliği eski emir subayı DYP'li Teviik Diker'in başlattiğı
tartışma: Milli Güvenlik Kunılu'na Meclis Başkanı ve ana muhalefet
lideri de katılsın; kuvvet komutanlan çıkanlsın; Yüksek Askeri Şûra
kararlan yargıya açılsın.
Foto-diskotek
İstanbul'un yeni açüan dört yeni diskosunu gezdik görüntüledik: Andromeda,
Prince, Juliana's ve Street... Kaça girilir, saat kaçta ne halde çıkılır, ne dinlenilir?...
Aşka yer yok mu?Çağdaş kent yaşamının alabildiğine sıkıştırdığı insan aşkı unuttu mu? "Aşk
imiş her ne var âlemde" diyen Fuzuli mi, yoksa "Aşk yok, para var" diyen
genelev patronu Manukyan mı haklı? Ünlüler, ünsüzler; homoseksüeller,
heteroseksüeller, biseksüeller, travestiler aşka ne derece inanıyorlar?
• Siyasal Partüer Yasası değişiklik hazırlıkları • SHP'li Kul Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreteri'ne karşı # Özelleştirmenin patronu Sanver'in Metaş sıkuıüsı # Al-
man Büyükelçisi Eickhoff: Kürt sorununu çözün • Metropollerdeki uyuşturucu sal-
gınına karşı cezai tedbirlerin dışında radikal önlemler # Başbakan Demirel'le
Kültür Bakanı Sağlar'ı karşı karşıya getiren bina • Koltuğu sallanan Başkan Bush'-
un sonbahan # Yataktan sofraya istiridyenin öyküsü # Avrupa'da yeniden keş-
fedilen besteci Kurt Weill Dormenler'de • Sakathk Galatasaray'm neresinde?
Ergenekon uyardı
TV yasası
bazüarını
üzecekSİNA KOLOĞLU (tstanbul) - TRT -
den sorumlu Devlet Bakanı Gökberk
Ergenekon, yasamn çıkmasmdan sonra
özel televizyon kanallannın düzene gire-
ceğini, ancak bazılannın bu düzenden
memnun olmayacağını söyledi. Devlet
Bakanı Ergenekon, "Hep beraber derin
suda yüzeceğiz. Yasa da kendini zaman
içinde bulacak" diye konuştu.
Özel TV yasası ile ılgili çalışmalann
dört koldan sürdürüldüğü bugünlerde,
Ergenekon sıkıntıh: "Bu konu toplum-
da tartışılmış bir konu değil. Görüşler
yeni yeni ortaya atılıyor. Bizim gördü-
ğümüz ve televizyon adına konuştuğu-
muz tek bir kurum var; o da TRT. Yani
bu konuda merkez hep TRT olmuş.
Şimdi onun dışındaki gelişmeler için ça-
lışmalar yapılıyor. Ve sonuçta belirleyici
bir yasa çıkacak. Iş bunun için zor. Ve
bu konu demokrasinin en ince konulan-
nın başında geliyor."
Ergenekon'un özel TV felsefesine ba-
kışı gayet açık: "Biz, devlet tekelinin
bulunduğu bir ortamdayız. Hareketleri-
mizi bu düşünce ile değil de özel TV kur-
maya çaba gösteren müteşebbisi caydır-
madan, ürkütmeden konuyu ortaya
koymamız lazım."
Şu anda yayında olan ve yayın için ça-
hşmalannı hızlandıranlann yanı sıra
yasayı bekleyenler var. Ergenekon, her
iki tarafın da eşit şartlarda olduğu görü-
şünde. "Yeni kanallarda bazı fikirlerin
ifadesi yerine ulaşmayacak; tepki göre-
cek. Belki fazla açık saçıklık rahatsız
edecek; aşınhklar elenecek. Toplumun
koyacağı kurallar özel TV'lerin yaşama-
sı ile orantılı olacak. Yoksa şu anda ya-
yında olan ya da yayına girmeyi düşü-
nenler ya da yasayı bekleyenler arasında
bir öncelik sorunu olmayacak."
Bu noktada, gelecekte oldukça büyük
tartışmalara konu olabilecek bir soruna
değiniyoruz: Veriçi ve frekans kargaşası.
Halihazırda vericisini kurmuş, yatınmı-
nı yapmış ya da yapmak için finans giri-
şimlerinde bulunan özel TATler var.
Bunlara "vericileri sökün' denebilecek
mi? "Şunu özellikle vurgulamak istiyo-
rum. Kesinlikle bu frekans işi bir çözü-
me kavuşacak. Bu iş düzene girecek.
Frekans düzenlemesinden memnun ol-
mayacaklar da çıkacak. Hatta çıkacak
yasa bazılarını da üzecek. Ama amaç ne-
dir? Yayınlann en çok kitleye, ama doğ-
ru ve bir sistem içinde ulaşması."
Bu özel televizyona merak nedendir?
Neden bu kadar çok rağbet var? Ergene-
kon'a göre kuruluşlar bu aracı siyasi
baskı unsunı olarak kullanmak istiyor-
lar. "Yayınlar siyasete taraf olacaklar-
dır. Bu kaçınılmaz. Nasıl ki gazetelerde
haberler yeri geldiğinde taraf tutmakta-
dır. Bir yayın kanalının haberlerinde de
bu olacaktır. Bu düşünce ile hareket et-
mek normaldir. Bu arada, yeri gelmiş-
ken, basın da kendini özel TV ortamına
hazırlamalıdır. Basında tiraj sorunu var.
Özel TV ortamı, yazıh basına, kendine
çekidüzen verme fırsatı yaratacaktır."
Ergenekon, konuşma sırasında bazı
sinyaller de verdi. Bunlann başında, ha-
zırlanacak yasada Batfdaki örnek ve
tecrübelerin gözönüne ahnacağı, bir ge-
nel denetleme ya da düzenleme kurulu-
nun oluşturulacağı yer alıyor. Ergene-
kon, yasanın pratik sınırlannın saptan-
masında. oturmuş bir yapısı ve tek
örnek olan TRT yayıncılığının etkili ola-
cağını söyledi.
GÜNUN
NOTLARI
OSMAN ULAGAY
Japontardan yöneticük dersteri
J
aponların kolektif davranma
alışkanlığı 'Sevgililer Günü'
vesilesiyle bir kez daha kendi-
ni göstermiş. CNN televizyo-
nunun' haberine göre 'Sevgililer
Günü'nü özel olarak bugün için
ambalajlanmış çikolatalarla kuttamak
Japonya'da o denli yaygın bir moda
haline gelmiş ki son bir haftada, yılın
bütününde tüketilen çikolatanın üçte
biri kadar çikolatasatılmış. Bazı kuru-
luşlarda kızlar erkeklere topluca'Sev-
gililer Günü' armağanları vermiş.
'Sevgililer Günü'nü kolektif biçimde
ve işyeri bünyesinde kutlamak ne ka-
dar anlamlı, doğrusu bilmiyorum,
ama bu kolektif davranma geleneği-
nin ve işyeri bünyesinde yaratılan iş-
birliği ruhunun Japon firmalarının
gıpta edilen başarısında önemli bir
rol oynadığı genelde kabul ediliyor.
Japonlarla rekabette zorlanan Ameri-
kan firmaları kendi eksikliklerini bul-
maya çalışırken, öncelikle bu nokta
üzerinde duruyorlar.
örnekler gerçekten çarpıcı. Toyota
geliyor General Motors'un kötü çalış-
ma ilişkileri, yetersiz kalite ve verim-
siz üretimle ünlü bir fabrikasının
yönetimini devralıyor ve kısa süre
sonra bu fabrikada her şeyin düzeldi-
ği, kaliteli ve verimli üretimin başladı-
ğı görülüyor. Japonlar Amerika'da,
Amerikan işçisiyle kaliteyi ve yüksek
verimliliği yakalayabiliyor, Amerikan
firmaları yakalayamıyor.
İşin sırn, yöneticilik anlayışında ve in-
san motivasyonunda yatıyor galiba.
Bireysel çıkarlarını çalıştıklan kuru-
mun çıkarlarının önüne geçiren, ken-
di kariyerlerini geliştirmeye çalışır-
ken birlikte çalıştıklan insanlan yete-
rince motive edemeyen yöneticiler
başarısızlığm hazırlayıcısı oluyorlar.
Kurumsal kültür konusundaki kitapla-
rıylatanınan Michael Maccoby, Dialo-
gue dergisinin son sayısında yer atan
yazısında, öncelikle kendi kariyerleri-
ni düşünen yöneticilerin artık şirketle-
re çok pahalıya mal olduğunu belirte-
rek şöyle diyor:
"Şimdi gerekli olan, bireysel çabayı
ve kendini geliştirme yeteneğini
özendiren bir kurumsal kültür çerçe-
vesinde, karşılıklı bağımlılık içinde
işbirliği yapabilecek insanlardır.. Bu-
rada önemli olan karşılıklı saygı ve
destek, sürekli ve kendini geliştirme
çabasıdır. 1990'ların dünyası, birey-
sel çıkarın dar kalıplarmı aşabilen,
rekabetci ekip liderlerine ihtiyaç gös-
termektedir."
Amerikan firmalannda. insan moti-
vasyonuna verilen önemin, ekip ruhu-
nu ve kendi kendini yönetme yetene-
ğini geliştirme çabalarının her geçen
gün arttığı görülüyor. Bugün Ameri-
kan firmalarının beşte birinde kendi
kendini yöneten ekiplerin oluşturul-
duğu, bu oranın hızla artmasının bek-
lendiği belirtiliyor.
Eleman motivasyonunun, ekipçalış-
ması ruhunun ve insanlara kendileri-
ni yönetme yeteneğini kazandırmanın
yalnızca Amerikan firmaları için Ame-
rikaiı yöneticiler için değil her yerdeki
firmalar ve yöneticiler için önemli ol-
duğunu tekrarlamak bile gereksiz
herhalde.
Suçfcı, mHyarder yöneticaer mi?
Japonlarla rekabet edemeyen dev
ABD oto firmalarının milyarder yöne-
ticileri Japonya'yı "ithalat duvarı"
örmekie suçlarken Japonlar bu pahalı
yöneticilerin suçu öncelikle kendile-
rinde aramalarını istiyorlar. Japonla-
rın derlediği bilgilere göre 1990 yılın-
da 730 ABD şirketinin tepe yöneticile-
rinin ortalama yıllık geliri 2 milyon
dolara yaklaşıyordu ve bu gelir yıllık
ortalama işçi gelirinin tam 85 katı.ydı.
Aynı yılda Japon firmalarının tepe yö-
neticilerinin ortalama yıllık geiiri 225
bin dolardı ve bu rakam ortalama işçi
gelirinin yalnızcfc 15 katjydı. Kendi ke-
sesini doldururken çalışanlarla kendi
arasındaki uçurumun açılmasına ne-
den olan, çalışanların motivasyonuna
ve grup çalışmasına önem vermeyen
aşırı hiyerarşik bir yapının başındaki
Amerikalı yönetici başarısızlığm baş-
lıcasorumlusuydu.
Amerika'nın ünlü tüketci hakları sa-
vunucusu Ralph Nader da gorüşe ka-
tılıyor ve General Motors gibi ABD
firmalarının başarısızlığında başrolü,
kendi ceplerini doldururken reel geliri
artmayan işçileri sürekli olarak işten
atılmakla tehdit eden yeteneksiz tepe
yöneticilerin oynadığını iddia ediyor.
Bu örneklerden herkes için çıkarıla-
cak dersler var herhalde.
ABtTde Demirere ekonomi soruldu mu?
Başbakan Demirel'in genelde "başanh"
geçtiği belirtilen ABD gezisinde Türkiye
ekonomisine ilişkin olarak nelerin tart-
şıkjığı, özellikle IMF ve Dünya BankasT-
nın üst düzeyyetkilileriyie yapılan görüş-
melerde nasıl bir hava estiği pek net
biçimde ortaya konmadı galiba. Yalnız-
ca Hasan Cemal'in önceki günkü gaze-
temizde yer alan notlannda bazı ipuçlan
vardı bu konuda. VVashington'da Demi-
rel'e ekonomiyle ilgili olarak "icraata
bakacağız" denmiş, kamu borçlanma
gereğinin kapatlmasını öngören önlem-
lerin gerçekçiliği sorgulanmış. Demirel
de Hasan Cemal'in konuya ılışkin soru-
sunu yanıtiarken, "Enftasyonu indirmek
için masraflan kıs, vergi gelirini arttır,
kamu açığım azatt diyorlar. İyi, güzel
ama hangi süre içinde" demiş.
Benim edindiğim bilgiye göre IMF ve
Dünya Bankası, kamu açığının kapabl-
ması konusunda öngörülen hedefleri
hayli iddialı bulmuş, bu hedeflere nasıl
vanlabileceğini ısraria sormuş ve özel-
likle de zaman boyutu üzerinde durmuş.
C4ddi istikrar programlannda zaman bo-
yutu çok önemli.
Demirel hükümetinin her kesime bir
şeyler "vermeye" dönük tavnnın kısa
sürede değişmemesi halinde errflasyon-
la mücadele hedefinin lafta kalma olası-
lığı üzerinde durulmuş mu VVashington'-
da bilmiyorum ama IMF ve Dünya
Bankası uzmanlanntn kafalannda bu tür
sorulann giderek artabileceğini tahmin
ediyorum.
HABER ve OTESI BIZDEN SORULUR I
Çok değerli
dostum ve yakın çalışma arkadaşım
DİYARBAKIR
BELEDİYE BAŞKAN YARDIMCISI
HÜSEYİN
SEZER'i
kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz.
Tanrı'dan merhuma rahmet, ailesine,
dostlarına ve tüm belediye
camiasına başsağhğı dilerim.
TURGUT ATALAY
Diyarbakır Belediye Başkanı
Not: 16 Şubat 1992 pazar günü (bugün) saat 10.30'da belediye önündeki
töreni müteakip Ulu Camii'ndeki cenaze namazından sonra
Mardinkap) Mezarhğı'nda defnedilecektir.
Japonya'nın
en büyük
yolsuzluğu
Dış Haberler Servisi - Japon-
ya, ülkenin ikinci büyük dağı-
tım şirketi Sagawa Kyubin'in
130 politikacıya usülsüz kredi
açtığı ve karşıhğında rüşvet al-
dığj iddialan yüzünden tarihi-
nin en büyük skandalını
yaşadı. Skandala konu olan
para miktan 640 milyon dolar
(yaklaşık 4 trilyon lira).
Ingiliz Independent gazete-
sinin haberine göre, 100'den
fazla politikaçı, rüşvet aldık-
lan yolundaki iddialan doğ-
ruladılar. Önceki gün yolsuz-
luk iddiasıyla tutuklanan dört
kişiden biri olan Yasuo Mat-
suzawa, 130 parlamenterin
işin içinde olduğunu söyledi.
Dağıtım şirketinin başkanı
Kiyoşi Sagavva ise 280politi-
kaadan rüşvet aldıklannı
açıkladı. Rüşvet, politikacıla-
ra açılan gizli krediler karşıh-
ğında alınıyor ve yine poîiti-
kacılara sunulmak üzere bir
fon altında biriktiriliyordu.
Muhalefet partilerinden bir
tek Komünist Partisi'nin adı-
nın kanşmadığı rüşvet olayı
yüzünden Tokyo borsasında
hisseler 150 puan düştü.
Dağıtım şirketinin eski baş-
kanı Hiroyasu Watanabe ile
yardımcısı Jun Saotome'nin
küçük işletmelere usülsüz kre-
diler verdiği iddialan üzerine
başlatılan soruşturma, önceki
gün sonuçlandı.
Japon polisi yolsuzluğu or-
taya çıkarmak için bugüne
kadar 14 ayn yere baskın dü-
zenledi. Mali polis ise skanda-
lın boyutunu ortaya çıkarmak
amacıyla şirketin 1987'den
sonraki bütün faaliyetlerini
incelemeye aldı.