Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 KASIM1992 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ozal: Politikaya
giperim
• İç Politika Servtsi-
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal "Memleketimin
ihtiyaanı hissettiğimde,
insanlann beni istediğıni
hissettiğim zaman
politikaya girerim" dedi.
Anadolu Grubu'nun
Dedeman Oteli"nde
düzenlediğisohbet
toplantısına katılan Turgut
Özal. uzun yıllar ülkeye
hizmet ettiğini, politikaya
döndüğü takdirde başanlı
olamazsa durumunun
sıfırlanacağını belirterek
"Benim için bu, rizikodur
ancak rizikoçok önemli
değil. Devletin ve milletin
ihtiyacını hissedersem, hiç
rizikoya bakman"diye
konuştu. Tek parünin
iktidar olması gerektiğini,
koalisyonlann iktidar
olamayacağını vurgulayan
Özal, kendi döneminde
ANAP'ta 4 eğilimi
birleştirdiklerini, ancak
günümüzde muhafazakâr
tabanınyavaşyavaş
ANAP'tan kaymaya
başladığını söyledi.
Demirel-Ulusoy
göpöşmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Başbakan
Süleyman Demirel, dün
Ziraat Bankası Genel
Müdürû Çoşkun Ulusoy ile
Başbakanlık Konutu'nda
birsüregörûştü.
Görüşmede, Ulusoy' un
istifasının gündeme
gelmediği ve ekonomi ile
ilgili konulann ele alındığı
öğrenildi. Ulusoy. saat
15.00 sıralannda geldiği
Başbakanhk binasında
\nadolu Ajansı
muhabirinin sorulannı
yanıtsız bıraktı. Ulusoy, bir
gazetecinin istifa
söylentilerini kastederek
"Kamuoyu sizden açıklama
bekliyor" demesi üzerine,
"'Türkiye'de birçok banka
genel müdürü konuşuyor.
Bırakın da ben de
konuşayım'"dedi.
Faili meçhul
cinayetler
•[ANKARA (AA) - HEP
Sürt Milletvekili Zübeyir
Aydar, faili meçhul
cinayetlerin bir an önce
aydınlatılmasını istedi.
Zübeyir Aydar, TBMM
Genel Kurulu'ndadün
yaptığı gündem dışı
konuşmada HEP Gaziantep
ll Başkanı Abdülsemet
Sakık'ın öldürülmesini kınadı.
Özal'dan
Hüppiyet davası
•ANKARA (AA)-
Çumhurbaşkanı Turgut
Özal, yayımladığı bir köşe
yazısında kişilik haklanna
hakaret edildiği gerekçesiyle
Hürriyet gazetesi hakkında
İOO milyon lirahk tazminat
davası açtı. Cumhurbaşkanı
özal'ın avukaü Bilgin
Yazıcıoğlu tarafından
nöbetçi Asliye Hukuk
Mahkemesi'ne verilen dava
dilekçesinde, gazetenin geçen
eylül ayında Emin Çölaşan
imzalı "Sen" başlıklı bir köşe
yazısı yayımladığı
kaydedildi. Dava
dilekçesinde yazıda geçen
nitelemelerle
Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın kişilik haklanna
hakaret edildiği iddiasına yer
verilerek gazete sahibi Erol
Simavi, sorumlu müdür
Doğan Satmış ve köşe yazan
Emin Çölaşan'dan 100
milyon lira tazminat
talebinde bulunuldu.
Kaplan için
hereket
•ANKARA
(ANKA)-Dışişleri
Bakanlığı. Almanya'da
Cemalettin Kaplan
yanhlannın düzenledikleri
toplanü konusunda
hareketegeçti. Dışişleri
Bakanlığı sözcü vekili
Ferhat Âtaman, toplantıda
Atatürk'e yönelik saygısız
davranışlann üzüntü ve
kaygı ile karşılandığını
belirterek Almanya'da
siyasi faaliyetleri
yasaklanmış olan bir kişinin
söz konusu toplanüya
başkanlık etmiş olmasının
üzünütüyü daha da
arttırdığını bildirdi.
Olaganüstü hal
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Olaganüstü halın
Batman. Bingöl, Diyarbakır,
Elazığ, Hakkâri, Mardin,
Siirt, Şırnak. Tunceli, Van
illerinde 4 ay süreyle daha
uzatılmasını isteyen hükümet
tezkeresi. dün TBMM
BaşkaniığYna iletildi.
Uzatma isteğiyle birlikte
gönderilen tezkerede 4 ay
önceki görüşmelerde "sahte
evrak" tartışmalanna ncden
olan başlıkta bu kez,
"Bakanlar Kurulu karan
çıkanlmasını gerektirmeyen
konulardan" ibaresi yer aldı.
Tarüşmalı Sayıştay üyesi seçimi ortaklar arasındaki ilişkileri gerginleştirdi
Koalisyoııda güven bıuıalııı ı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başta CMUK olmak
üzere demoktarikleşme kapsa-
mındaki yasalann TBMM'de
takılmasının ardında, Plan ve
Bütçe K.omisyonu'nda Sayış-
tay üyeüği için yapılan tarüş-
malı seçim, koalisyon ortakJan
arasında güven bunakmına yol
açtı. SHP Grup Başkanvekilleri
Aydm Güven Gürkan ve Ercan
Karakaş, "DYP içindeki bir
grup mılletvekilinin ANAP,
RP ve MÇP ile işbirliği yaparak
koalisyon protokolünün ger-
çekleşmesini engellediklerini"
belirterek bu durumun koalis-
yon partileri arasındaki güven
duygusunu zedelediğini bıidir-
düer.
Gürkan ve Karakaş dün dü-
zenledikleri basın toplanüsında
hükümet ortaJdan DYP grubu-
nu uyararak SHP ve DYP
gruplannın hükümetle ve bir-
birleriyle olan ilişkilerinin yeni-
den düzenlenmesini istediler.
CMUK'dan sonra Sayıştay'-
da boş bulunan 3 üyelik için
SHP'nin karşı çıkmasına karşın
TBMM Plan ve Bütçe Komis-
yonu'nda seçim yapılması, koa-
lisyon partileri arasındaki ger-
ginliği ürmandırdı. Gürkan ve
Karakaş, dün düzenledikleri
basın toplantısmda, bu konu-
daki sıkıntılannı dile getirdi.
Gürkan ve Karakaş, Sayıştay
• Gürkan ve Karakaş,
düzenledikleri basın top-
lanüsında, DYP içindeki
bir grup milletvekılinin
ANAP, RPve MÇP ile
işbirliği yaparak koalis-
yon protokolünün ger-
çekleşmesini engellediği-
ni, böylece ortak hükü-
metin ve onlara destek
verenDYPveSHP
gruplannın güven ilişki-
lerini ciddi biçimde zede-
iediğini söylediler.
üyelerinin TBMM Plan ve Büt-
çe Komisyonu'nda seçilmesini
öngören yasanın Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal
edildiğini anımsatarak şurilan
söylediler:
"İptal karannın doğurduğu
hukuksal boşluğun giderilmesi
için karann Resmi Gazete'de
yayımlanmasından itibaren 6
ay süre tanınmışür. Anayasaya
uygun yeni düzenleme için 23
Kasım 1992 tarihine kadar süre
tanınmıştır. Açık yargı kararla-
nna ve bu kararlann herkesi
bağladığı yoiundaki anayasa
kuralına karşın Plan-Bütçe Ko-
misyonu. açık bulunan Sayış-
Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanna rağmen yapılan seçim eleştiriliyor
Sayıştay'a üye seçîmi tepki yarattı
•Anayasa Mahkemesi'nin üye seçim işlemlerini iptal karannın yü-
rürlüğe girmesine 19 gün kala TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
Sayıştay'a üye seçimi yapüması yargı çevrelerinde tepkiyle karşılandı.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun,
Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanna
rağmen Sayıştay'a üye seçimi yapması,
yargı çevrelerinde tepkiyle karşılandı. Ana-
yasa Mahkemesi'nin iptal karannda hükü-
mete konuyla ilgili yeni düzenleme yapma-
sı için tanıdığı 6 ayhk sürenin dolmasına 19
gün kala, biri DYP milletvekili adayı 3 kişi-
nin Sayıştay'a üye seçilmesiyle ilgili, Ana-
yasa Mahkemesi çevreleri, "İptal karan
açjk. Komisyon bu seçimi yapamaz. Bu
yetki Genel Kurul'a aittir. Şimdi TBMM
böyle bir tasarnıfta bulunursa bu kurum-
lan kim koruyacak?" diye tepki gösterdi-
ler.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanyla
Meclis'e yeni düzenleme için süre verdiğini
ve 23 Mayıs 1992 tarihli Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren iptal kara-
nnda tanınan 6 aylık sürenin. "Bu süre
içinde yangından mal kacınrgibi istediğini
yapabilirsin" diye yorumlanamayacağmı
belirten Anayasa Mahkemesi çevreleri,
"Nedir bu acele? Güneydoğu'ya asker mi
gönderiliyor?" diye konuştular.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 3 ka-
sımda yaptığı seçimle, DYP Denizli Millet-
vekili adayı Irfan Ölçen'le birlikte Nurettin
Dilmaç ve Feramuz Durmuşoğlu'nu Sa-
yıştay üyeliğine seçmişti. SHP milletvekil-
leri, Sayıştay üye seçimlerinin TBMM Plan
ve Bütçe Komisyonu'nca yapılmasmı ön-
gören 3677 sayılı yasanın SHP'nin başvu-
rusu üzerine 11 Temmuz 1991 tarihinde ip-
tal edildiğini belirterek oylamaya katıl-
mamışlardı.
Sayıştay yetkilileri ise Anayasa Mahke-
mesi'nin iptal karan karşısında böyle bir iş-
lem yapılmasının "hukuk devleti ilkesini
zedelediğini" belirttiler. Hukuka saygılı ol-
mak durumunda bulunan TBMM'nin,
Anayasa'ya aykınlığı Anayasa Mahke-
mesi'nce saptanmış bir yasaya dayanarak
üye seçimi yapmasının "hukuken sakat"
bir işlem olduğunu bildiren Sayıştay yetki-
lileri, "Bir ay bekleyip kanun çıkanldıktan
sonra bu seçim yapılsaydı ne olurdu" diye
sordular.
DYP Aksaray Milletvekili Mahmut Öztürk, hükümeti sert bir dille eleştirdi:
Özalile samimiyet,davamıza ters
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - 1993 bütçesi TBMM
plan ve bütçe komisyonunda.
iktidar partisi milletvekilleri-
nin, hükümete sert eleştirileri ile
başladı. DYP Aksaray Millet-
vekili Mahmut Öztürk, Hükü-
metin Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ile yakınhğına karşı çıkü.
özal'ın, hakkında tazminat da-
vası açtığı öztürk, "özal'la sa-
mimiyet, davamızdan uzaklaş-
maktır" dedi. Aynı zamanda.
Hayali Ihracat Komisyonu
Başkanı da olan Öztürk, eleşti-
rilerisırasında,hükümetin"geç-
mişin pisliklerini temizlememe-
sinden" de yakındı.
1993 mali yıü bütçe tasansı
dün TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda ele alındı. Tasan-
nm tümü üzerindeki görüşme-
lerin sabah bölümünde söz alan
Tokat Bağımsız Milletvekili İb-
rahim Kumaş, son yıllarda ya-
pılan bütçelerin gerçekçi olma-
dığını savundu. MÇP Milletve-
kili Koray Aydın, 1992 yılı
programı ve bütçesinin hedefle-
riyle, gerçekleşmeler arasındaki
farkhhklara dikkat çekerek,
1992 bütçesinin samimiyet ilke-
sine uygun olmadığını öne sür-
dü. Aydın, acilen bir vergi re-
formu yapılması gerektiğini
söyledi. SHP Hatay Milletveki-
li Nihat Matkap, 1992 yılında,
ekonomik hedeflerin önemli öl-
çüde gerçekleştirildiğini, ancak
• DYP Aksaray
Milletvekili Mahmut
Öztürk, holdinglerden
gelen bürokratlar
olduğunu. bunlann
geldikleri holdinglerin
işlerini takip ettiğini öne
sürdü.
enflasyon, ıç borçlanma gibi
konularda bazı olumsuzluklar
olduğunu anlatü. Matkap, ba-
şansızlıklann nedenleri arasın-
da özal'ın yasalan veto etmesi
ve atamalan geç onaylamasmm
bulunduğunu bildirdi.
Maliye ve Gümrük Bakanı
Sümer Oral, milletvekillerinin
sorulannı yanıtladığı konuş-
masında. 53 tnlyon lıra olarak
öngörülen bütçe açığı hedefıni
tuturmak zorunda olduklannı
söyledi. Oral, "93'te bu rakamı
tutturmamız lazım. Yoksa ar-
tık Türkiye'de enflasyonu.
emeklinin. dulun, yetimin yok-
sullaşmasını önleyemeyiz."
Oral. kamuoyunda "vergı
yüzsüzleri" olarak bilinen kişi-
İerin adlannın açıklanmasının
yasa gereği mümkün olmadığı-
nı yineleyerek. tahsilatı hızlan-
dırma kanunu aracılığıyla şim-
diye kadar 7.5 tnlyon lira tahsil
edildiğini bildirdi.
Başbakan Demirerin isteği üzerine çalışmalar başladı
CMUKyeniden değiştîriliyor
ANKARA (ANKA) - Koalis-
yon ortaklan DYP ile SHP'nin
arasmın açılmasına neden olan
ve kamuoyunda uzun süredir
tartışılan Ceza Muhakemeleri
Usulü Yasası, yeniden değiştiri-
liyor. DYP grup yöneticileri
Başbakan Süleyman Demirer-
in isteği üzerine yeni değişiklik
önergeleri hazırladı. DYP'nin
hazırladığı önerge ve yasa önü-
müzdeki hafta grup toplanüsı-
nda tartışılacak.
TBMM Adalet Komisyonu'-
ndaki görüşmeler sırasında,
yargı reformuna getirilen bazı
demokratik haklann DGM ya-
sası, anti-terör yasası ve Olaga-
nüstü Hal Bölgesi'nde kapsam
dışı bırakılmasma ilişkin kabul
edilen önerge, SHP'lilerin isteği
üzerine DYP'liler tarafından
değiştirilecek. Buna göre Ola-
ganüstü Hal Bölgesi ve Terörle
Mücadele Yasası ile DGM ya-
sası için uygulanmayacak hak-
lar arasında sayılan "soruştur-
ma ve kovuşturma organ-
lannm hukuka aykın şekılde
elde ettikleri deliller hükme esas
sayılmaz" şeklindeki madde ye-
niden kapsama ahnacak.
Söz konusu madde. SHF-
liler tarafından "işkenceye ze-
min hazırlanıyor" şeklinde yo-
rumlanmıştı. DYP Grup Baş-
kanvekili Bekir Sami Dace, söz
konusu maddenin iddia edildiği
gibi "Olaganüstü Hal Bölgesi'-
nde işkenceye zemin haarlan-
ması" ve kapsam dışı bırakı-
lmasmm "bir yanlışlık sonucu"
olduğunu, bu yanlışlığın Genel
Kurul'da düzeltileceğini söyle-
di.
tay üyelikleri için seçim yap-
makta bir sakınca görmemiştir.
Seçim, DYP üyelerinin bir kesi-
mi ile ANAP'h ve RP'li üyele-
rin işbirliğiyle yapılmıştır. Böy-
lece, Sayıştay gibi önemli bir
anayasal kuruluşun seçimleri,
açıkça anayasaya aykın biçim-
de gerçekleştirilmişür. Bu du-
rum Sayıştay'ı tarüşmalı hale
getirdiği gibi Plan-Bütçe Ko-
misyonu'nda anayasaya açıkça
aykın bir seçimi, bilinçli olarak
gerçekleştirmek gibi bir suçla-
ma ile karşı karşıya bırakmıştır.
Biz Plan-Bütçe Komisyonu'-
nun sayın başkanıru zamanın-
da uyarmıştık. Aynca DYP
grup başkanvekilleri ve Sayın
Başbakan da bu seçimin getire-
ceğj büyük sakıncalar konu-
sunda bilgilendirilnıişti ve seçi-
min yapılmaması konusunda
uzlaşrnaya vanlmışü."
Protokol engelleniyor
Gürkan ve Karakaş, bir süre-
dir hükümetin ve grup yönetici-
lerinin ortak çalışmasına karşın
"DYP içindeki bir grup millet-
vekihnin ANAP, RP ve MÇP
ile işbirliği yaparak koalisyon
protokolünün gerçekleşmesini
engeUediğini, böylece ortak hü-
kümetin ve onlara destek veren
DYP ve SHP gruplannm güven
ilişkilerini ciddi biçimde zedele-
diğini" söylediler.
Rektör seçimleri ile ilgili ya-
sada da kapatılan siyasal parti-
lerin açılmasıyla ilgili yasada da
CMUK'nın komisyon görüş-
melerinde de bu durumun ya-
şandığını anlatan Gürkan ve
Karakaş, sözlerini şöyle sür-
dürdüler:
"DYP, kimi konularda SHP
ile kimi konularda ise ANAP,
RP ve MÇP ile işbirliği yapar
bir göriinüm vermektedir. Sa-
yın Başbakanın ve grup yöneti-
cilerinin iyi niyetli girişimlerine
karşın bu durum. koalisyon
partileri arasındaki güven duy-
gusunu önemli öiçüde zedele-
mektedir.
Reformlar ve demokratikleş-
me ile ilgili pek çok yasa tasansı
bir türlü gündeme ahnıp yasa-
laştınlamamaktadır. Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarhğı Ya-
sası'na, örneğin ILO sözleşme-
ierinden ve nısan Haklan Ba-
kanlığı Yasası'ndan öncelik
tanındığı halde, haftalardır
gündemde kalmakta, ancak bir
an önce yasalaşması için gerekli
çaba harcanmamaktadır."
Çekiç güç sonınu
Gürkan ve Karakaş, SHP
grubu olarak siyasal istikrann
sürmesini içtenlikle istedikleri,
DYP-SHP ortak hükümetine
olan desteklerini sürdürdükle-
rini vurgulayarak "Var olan
koalisyon protokolüne duydu-
ğumuz umut ve güveni koruyo-
ruz. Ancak gruplann hükümet-
le ve gruplann birbiriyle olan
ilişkilerinin ve de hükümetin
TBMM ile olan ilişkilerinin ye-
niden düzenlenmesini istiyoruz.
Bunu koalisyon protokolünün
ve hükümet programırun hızla
ve kararhlıkla yaşama geciril-
mesi için kaçuıılmaz sayıyonız"
dediler.
Gürkan, gazetecilerin "gü-
ven duygusu zedelenmeye de-
vam ederse. ortakhktan çeki-
lecek misiniz" sorusuna, "Onu
biz söylemedik. Dileğimiz istik-
rann sürmesi" yanıtını verirken
Çekiç Güç'le ilgili bir soruya da
"Henüz gruba intikal eden bir
şey yok" karşıhğjnı verdi.
Gürkan. olaganüstü hal ko-
nusunun da çarşamba günü
yapılacak grup toplanüsında
görüşüleceğini söyledi.
ÇHP, İstanbul îl Meclisi'ni basınatanıttı
îl örgütlenmesindekiesas: İyi niyet
YURDAGÜLERKOCA
CHP yoğun günler geçiriyor.
Bir yandan bütçe görüşmeleri-
ne hazırlanıyor bir yandan da
11 Kasım'da dört ay daha uza-
tılması istemiyle Meclis'e gele-
cek olan Olaganüstü Hal ile il-
gili parti görüşünü belirlemeye
calışıyor. İl Meclısi üyeleri ve il başkanı
atamalan ile kanşan illeri sakinleştir-
mek ve henüz atamalan yapılmamış il-
lerde adam bulmak gibi örgütlenme
çalışmalannın arasında vakit yaratıp.
İstanbul İl Başkanı Prof. Haluk Ülman
ve 32 İl MecÛsi üyesini basına tanıttı
CHP yöneticileri.
önceki akşam The Marmara Oteli'-
nde verilen yemeğe Genel Başkan Deniz
Baykal'ın yanı sıra Genel Merkez yöne-
ticileri İsmail Cem, Ertuğrul Günay, Ali
Topuz, Hasan Fehmi Güneş, Algan
Hacaloğlu ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Sevigen de kaüldı.
CHP İstanbul İl Meclisi üyelerinin
büyük çoğunluğu özel şirketlerde üst
düzey yöneticiliğine yükselmiş kişiler-
den oluşuyor. önemli bir bölümü de
doktor, mühendis ve avukat... SHP'den
tanıdık birkaçı dışında büyük bir bölü-
mü bugüne kadar siyaset kulislerinde
aktif politika içinde yer almamış kişiler-
den oluşuyor İstanbul İl örgütü. Genel
Başkan Deniz Baykal'ın yemekten önce
•CHP İstanbul II Meclisi üyelerinin büyük çoğunluğu özel şirketlerde
üst düzey yöneticiliğine yükselmiş kişüerden oluşuyor. Önemli bir bö-
lûmü de doktor, mühendis ve avukat... SHP'den tanıdık birkaçı dışın-
da büyük bir bölümü bugüne kadar siyaset kulislerinde aktif politika
içinde yer almamış kişüerden ohışuyor
yaptığı konuşmada söylediklerinden,
bunun bilinçli bir seçim olduğu anlaşılı-
yor. Baykal "Yeni bir siyaset anlayışını
topluma taşımak konusunda Halk Par-
tisi'nin bir tarihsel görevi vardır" diye
başhyor konuşmasına. Türkiye'de poli-
tika yapmanın son on yılda değiştigini,
içeriğinin boşaldığını anlatıyor. Bunu
da büyük bir oranda, bugünkü politi-
kaalann, toplumun diğer kesimlerinin
nitelik. yetenek ve becerilerinin gerisin-
de kalan insan tiplerinden oluşmasına
bağlıyor.
"Siyaset toplumun diğer kesimlerine
göre daha yetenekli daha ileri, daha be-
cerikli daha nitelikli insanlannı ilgilen-
dirirdi. Kendisini aşmış insanlar siyaset
yoluyla kamusal hizmet yoluyla ülkeye
hizmet yoluyla doyum ararlardı. Gide-
rek durum tesine döndü. Bugün ülkenin
çeşitü kesimlerinde, basınında , eko-
nomisinde, sendikalannda üniversitele-
rinde, iş dünyasında toplumun çeşitli
kesimlerinde, kültür dünyasında ortaya
çıkan yetenek nitelik düzeyi ne yazık ki
siyasette ortaya çıkan yetenek ve nitelik
düzeyinin giderek daha üzerinde gözük-
meye başladı. Bunu aşma görevi CHP'-
ye düşer diye duşündük. Bu bir anlam-
da siyasetin dar cerçevesini kırma, siya-
seti toplumun diğer kesimlerine aşma
iddiasıydı." Biraz da bu ruh haliyle
oluşfurulmuş İstanbul İl Meclisi. Bay-
kal'ın deyimiyle "Birikimini. eneıjisini,
toplumsal çahşmanın başka alanlan-
nda yoğunlaştırmış, kendisini o alanlar-
da kanıtlamış. kişiliğini elde etmiş. gü-
ven duygusunu kazanmış, geleceğini,
yaşamını, çıkannı, geçimini siyatte ara-
ma zorunluluğu içinde olmayan" insan-
lar bulunmuş ve atanmış.
33 kişilik İl Meclisi'nin topianma% ka-
rar alma ve kararlan uygulamada pratik
bir zorluğu olduğu gerçeğini kabul edi-
yor CHP Genel Merkezi. Bu zorluğu aş-
mak için bulunan formül ise; 33 kişinin
yasal yetkisini yani karar alma yetkisini
"centümenlik anlaşmasıyla" 9 kişilik bir
yürütme kuruluna devretmesi. Siyasi
Partiler Yasası. îl Örgütlerinin, Genel
Merkezlerinde gerçekleştirilen
yapılanmanın benzerini oîuştur-
masınaizin vermiyor. Bu yüz-
den de İl Başkanı'nm yanı sıra 6
Başkan Yardımcısı, 1 sekreter,
ve bir il saymanı seçilerek 9 kişi-
lik bir yürütme kurulu oluştu-
rulması kararlaştınlmış. 33 kişi-
lik İl Meclisi, günlük uygulama-
larla ilgili yetkilerini, söz konusu kurula
"emanet" etmiş kabul ediliyor. Yani,
pratikte. yürütmeye ilişkin işler, pek de
politik gelenekde yeri olmayan "karşı-
lıklı anlayışa ve güven duygusuna" ema-
net ediliyor.
İstanbul İl Meclisi'nde Genel başkan
yardımalıklanna, Faruk Ergünsoy (Ör-
gütlenme), Seyfettin Gürsel (Seçim İşle-
ri), Cemal Seymen (Yerel yönetimler ve
çevre), Engin Ünsal (Toplumsal örgüt-
lenme. sendikalar ve meslek kuruluşlan),
Celalettin Dusun (Araştınna, Proje De-
ğerlendirme ye Geliştirme), Sekreterliğe
Pınl Özkol, İl Saymanhğına ise Atiüa
Kotil getirilmiş.
CHP'nin İl örgütlenmelerine getirdiği
bir yenilik de İl Meclislerinin ayda bir
kez, sendikalann. dekokratik kıtle ör-
gütlerinin meslek kuruluşlannın, oda-
lann. kooperatiflerin yönetimlerinde gö-
rev yapan partililerle birlikte toplantı
yapması. Boylelikle bölge sorunlannın
tartışılması ve üetişimın saeianması
amaçlanıyor.
POLİTİKA GÖNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
ANAP'ta Yapay Taphşma...
ANAP'ta gerçekten bir fırtna öncesi sessizlik mi var?
ANAP'ta gerçekten muhalif grup Mesut Yılmaz'ı genel baş-
kanlıktan düşürecek delege ağırlığına egemen mi? ANAP'-
ta gerçekten Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hissedilirağır-
lığı şu anda da sürüyor mu?
Refah'ın İstanbul zaferi, bir başka deyişle kuşatma hare-
kân en fazla ANAP'ı etkiledi. Sanki ANAP'ın oy tabanı RP
seçmeniymiş havası ağırlık kazanmaya başladı. Böyle bir
görüntü basına yansıyınca da hedef adam Mesut Yılmaz
oldu.
Acaba ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz değil de Meh-
met Keçeciler olsaydı RP Istanbul'da başarı kazanamaz
mıydı?
Ortada bir aldatmaca, gerçeği görmeme, görememe kar-
gaşast var. Refah'ın Istanbul'da ANAP'ı 4-2yenmesi ve böy-
lece güçlenmesinde tek neden Mesut Yılmaz gösteriliyor.
ANAP içindeki muhalif grup yani özal'ın yandaşları atağa
geçiyor.
"Mesut gitsin, biz tekrar güçleniriz..."
Şaşırmamak elde değil...
Diyelim ki Sayın Yılmaz gitti, yerine Sayın Keçeciler ya da
bir başka muhafazakâr geldi. O zaman ANAP, Refah'ı tepe-
leyecek mi?
ANAP nedir? ANAP nasıl bir parödir?
12 Eylül koşullarında kurulmuş bir partidir ANAP. Bir
ayağı 12 Eylül'e bağlı, diğer ayağı ise sermayeye. 1983
yılında ANAP, MDP ve HP'yi ezip geçmiş ve ıktidara gelmiş-
tir. Sayın özal, "Ortadirek" diye çalışan kesimin desteğini
almışnr. Göz boyayıcılıkla ilk dört yıl ayakta kalmış, buna bir
üç yıl daha eklemiştir. Işte 1983-1991 ANAP'ın hükümette
kaldığı yıllardır. Bu yıllar içinde sanayi yatınmları durmuş,
tanm sektörü ölmüş, ezilen daha çok ezilmiş, varsıl daha
varsıl olmuştur. 12 Eylül ün evrense) hukuka ters yasalarıy-
la işçi toplusözleşme yapamamış, yapsa bile ardından kapı
önüne bırakılmıştır.
Türkiye'de Danimarka düzeyinde yaşayan bir küçük
azınlık öte yandan milyoniarca geçim sıkınösı çeken insan
yumağı. Renkli televizyon kanallarında halkı eğiten prog-
ramlar, diziler yerine vurdulu kırdılı Amerikan filmleri.
ANAP'ın içine gelince...
Orası ayrı bir alemdi. Danimarka düzeyinde geiiri olan şık
hanımlar ve beyler, çember sakallı hacılar, hocalar, kara
çarşaflı türbanlı kadınlar. özal sözde dört eğilimi bir arada
tutacaktı olmadı, ikide kaldı. Çünkü MHP'liler dördüncü yıl-
da önce kendi içlerinde ardından ANAP'ta bölünüp ufaldı-
lar.
Sanıldı ki şık hanımlar ile beyler, o çember sakallı, takkeli
hacılar, çarşaflı türbanlı kadınlarla aynı potada eriyecekler.
Böyle şey olmazdı, olamazdı. Doğal olarak Refah'ın seçme-
ni ANAP'tan kopacaktı. ANAP'a oy veren ve büyük kenüer-
de yaşayan gecekondu insanı da "bir deneyeyim" diyerek
Refah'a oy verecekti.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın bunda hiçbirsuçu
günahı yok. Bu bir sosyal oluşumdur ve siyasal güce destek
vermiştir. ANAP şu ya da bu biçimde ergeç eriyecektır. Ne
özal ne bir başkası ANAP'ı ayağa kaldı ramaz bundan böy-
le. Belki sağda DYP ve ANAP dışında yeni bir siyasal örgüt-
lenme, solda SHP, CHP ve DSP dışında sağlıklı sosyalist bir
partinin kurulması Refah'ın atağını etkileyebilir.
O zaman ANAP içindeki bu tartışma niye?
Cumhurbaşkanı Ozal, kimi ANAP milletvekillerine şöyle
demiş:
"Mesut aynı yapıyı koruyamadı..."
Ozal'ın "aynı yapı" dediği, Refah'ın ANAP'taki ayaklan.
Yani bu ayaklan tamamlayan seçmen tabanı.
ANAP'ta o ayaklar RP'nin bugünkü yapısı içinde hiç etkin
değil ki...
Yine özal şöyle demiş:
"Bazı seçmenler partiyle bağlarını koparınca kendisini
boşlukta hissetti. Parti içinde kendi fikirlerini savunan o/-
mayınca RP'yekaydı..."
Ozal, 1983lerde kalmış. Neredeyse 10 yıl önceden söz
ediyor. O günün koşullarında kolaydı parti kurmak ve iktida-
ra gelmek. Siyasetçi gelişim içinde olmaz, sosyal bir olayın
siyasal kadrolara etkisini düşünmezse böyle konuşur.
Ideolojisi olmayan bir siyasal örgütte ideolojisi olanlar ne
kadar daha kalabilir?
Şöyle yanıt verebilirsiniz:
"Canım Mehmet Keçeciler kaldı."
Keçeciler kalabilir. Ama bir süre daha...
Onun için biz Mesut Yılmaz'ı savunmak zorunda kalıyo-
ruz. Yılmaz'ın hiç suçu, günahı yok bu işte...
ANAP'ta tartışma bu nedenle yapay...
Olayın özüne inseler gerçeği yakalayacaklar...
Ne delege sayısı ne Ozal'ın ağırlığı-ne de liberal-muha-
fazakar tartışması çözüm yolu değildir.
Gözaltındayakınlan
kaybolanaileler
Başbakanlık'ta
ANKARA (ANKA) - Gö-
zaltmda yakınlan kaybolan ai-
leler Başbakan Süleyman De-
mirel ile görüşmek üzere gel-
dikleri yeni Başbakanlık bi-
nasında, Devlet Bakanı Orhan
Kilercioğlu'ndan üç saat için-
de somut yanıt sözü aldıktan
sonra aynldılar.
Gözaltında yakınlarını kay-
bedenlerden oluşan 40 kişilik
bir grup sabahleyin, DYP An-
kara il binasına giderek Başba-
kan Demirerie görüşme iste-
minde bulundu. Başbakan Sü-
leyman Demirel'in bu isteme
olumlu yanıt vermesi üzerine
yeni Başbakanhk binasına ge-
len tutuklu yakınlan burada
Demirel yerine Devlet Bakanı
Orhan Kilercioğlu ile görüştü-
ler. Orhan Kilercioğlu'na, ka-
yıplann poliste gözalündayken
gerçekleştiğini ve bu konuda
somut delilleri bulunduğunu
belirten tutuklu yakınlan. ken-
dilerinin de sık sık polis tarafı-
ndan rahatsız edildiklerini an-
latülar.
Gözaltında yakınlan kaybo-
lan aıleler bazı kayıplann üze-
rinden bir seneyi aşkın süre
geçtiğini ve şimdıye kadar bir
haber alamadıklannı belirte-
rek poliste işkencenin yaygın
bir şekilde devam ettiğini an-
latülar.
Bir yıl önce gözaltında kay-
bolan Hüseyin Toraman'ın
eşi, kocasının gözleri önünde
bir sene önce polis tarafından
alınarak kayıplann coâunlu-
ğunun gerçekJeşügı Oayret-
tepedeki Birinci Şube'yegötü-
rüldüğünü ve daha sonra da
kaybettirildiğini öne sürdü.
Hüseyin Toraman'ın annesi
Hatice Toraman da 10 gün
önce Gayrettepe'nin önünde
polisler tarafından kıyasıya
dövüldüğünü anlatarak oğlu-
nun kemikleri dahi olsa neyi
varsa bulmak istediğini söyle-
di.
Devlet Bakanı Kilercioğlu
da gereken her şeyi yapacak-
lannı, hukuk devleti olarak
hukukun içinde bütün sorun-
lan çözeceklerini bildirdi. Dev-
let Bakanı Orhan Kilercioğlu,
tekerlekli sandalyede gelen bir
kayıp yakıru ile 80 yaşındaki
bir başka kayıp yakınının
yakınmalannı da uzun süre
dinleyerek kayıplann buluna-
cağına söz verdi.
Bir süre sonra görüşmenin
yapıldığı odadan basın men-
suplan çıkanlarak Devlet Ba-
kanı Kilercioğlu ile aileler baş-
başa görüştüler. Devlet Ba-
kanı Orhan Kilercioğlu'nun
ailelere en geç üç saat içinde
bilgi vereceği sözü verdiğj öğ-
renildi. Aileler bunun üzerine
üç saatlik süreyi bekkmek üze-
re İnsan Haklan Derneği An-
kara Şubesi'ne gittiler. Ailele-
rin, polis tarafından gözalüna
alındıktan sonra kayıp olduk-
lannı ileri sürdükleri kişilerin
isimleri şöyle: Hasan Gülünay,
Ayhan Efeoğlu, Hüsametün
Yaman, Soner Gül, Tuğrul
Özbek. Yusuf Erişü, Hüseyin
i omıuaıı.