Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM1992 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Vcrgide NelerYapılabilir?
Yirmiyi bulan ayncalıklar yeniden gözden geçirilmeli. Özellikle vakıfistisna ve
bağışıklığından vazgeçilmelidir. Vakıflann tarihsel gelişimine baktığımızda,
sûrekli. özel cıkarları amaçladığını gözlüyoruz.
VURAL ARIKAN Eski Maliye Bakanı
Bir önceki yazımda (1) vergi sisterninde sis-
temsizliğin egemen olduğunu belirttikten son-
ra neler yapılabileceğinin ikinci bir yaa konu-
su olacağma işaret etmiştim. Bu yazımda,
sistemsizliğin nedenleri üzerinde kısaca durup
neler yapılması gereğinı belirtmeye çalışaca-
ğım.
ÖZAL - ERDEM tKİLİSİ: 12 Eylül 1980
hareketi; kurulan hükümette ekonomik ve
mali işlerden sorumlu Başbakan yardımcılığı-
na Özal, Maliye Bakanlığı'na da Erdem geti-
jilmiştir. Kurucu Meclis oluşmadan her türlü
yetki (yasama dahil) belirli bir gruba, konseye
verilmiştir. Kurucu Meclis oluştuktan sonra
yasa çıkanlması zor olmamıştır. Eğer abart-
ma sayılmazsa, Kurucu Meclis, emir - ku-
manda zincirinin halkası halinde görev ifa
etmiştir. îşte yetkili bu ikili, 10 yıl içinde yasa
çıkanlmamasından ötürü, hemen vergi siste-
minde gerekli değişiklikleri yapmaya başla-
mış. 1980 -1982 yıllannda Türk vergi sistemi-
ni oluşturan hemen hemen tüm yasalar değiş-
tirilmiştir. Şöyle bir baktığımızda değişiklikle-
rin 47 yasa ile yapıldığını, 1 yasanın 5, 3
yasanın 4,8 yasanın 3,16 yasanın 2; 2 yasanın
da bir kez değiştirildiğini göriiyoruz. Değişik-
likler yapıldıktan sonra 4 vergi kaldınlmış ya
da nitelik değiştirmiştir. (2). Geçici maddeler-
de yapılan tasarruflar tespit edilen değişiklik-
ler içinde yoktur. Geçici maddelere göre gelir
vergisinde 25 geçici madde kaldınlmış, 28 yeni
geçici madde getirilmiş. getirilen yenı madde-
lerden ikısi kaldınlmış; l'i değişiklige uğra-
mıştır. Kurumlar vergisinde 7 geçici madde
kaldınlmış; 9 yeni geçici madde getirilmiş, ge-
tirilen geçici maddelerden ikisi kaldınlmıştır
(3). Görülüyor ki, Türk vergi sistemini yaz -
bpz tahtası haline getirmenin öncülüğünü
Özal - Erdem ikilisi yapmıştır.
6 Kasım 1983 seçimlerinden sonra ANAP'-
ın tek başına iktidar olması, eski alışkanhkla-
nn sürüp gıtmesinde kolaylık sağlamıştır.
Ksaca vergi sistemimiz: Türk vergi sistemi-
nin belli başlı nitelikleri: Vergi sistemimiz es-
nekliğini yitirmiştir. 1990 bütçesinin yüce
Meclise sunulması sırasında Pakdemirli, es-
neklik oranmın 1,1 olduğunun hesaplandığmı
ifade etmiştir. Oysa bu oran Türk vergi siste-
minde şimdiye kadarki oranlann en düşüğü-
dür(4).
- Anayasadaki açık hükme karşın ülkemiz-
de vergi yükü dağılımında denge yoktur. Ya-
salar çıkanlırken, değiştirilirken, Bakanlar
Kunılu kararlan hazırlanırken ilkenin gözar-
dı edildiğini söyleyebiliriz.
- Vergi sisterni içerisinde yer alan yasalann
birbirlerini pekiştirmesi gerekirken. ülkemiz-
de tersi yönde gelişme vardır. Örneğin KDV-
de pazarlığın yaygın hal alması gibi.
- öğretide kabul edildiği gibi, gelir dağılı-
mındaki ve dolayısıyla servet dağılımındaki
bozuk düzen o ülkede vergi kapasitesinin var-
lığının kanıtıdır.
- Dolayh vergiler 1980'li yıllann tersine gi-
derek ivme kazanmaktadır. Oysa sistemin
başansı, dolaysız vergilerin egemenliğine bağ-
lıdır. Aynı zamanda bu, sistemin sağlık işare-
tidir.
- KİT ürünlerine fiyat arüşlannı aşan ölçü-
de zam yapılması dolayh vergi etkısi hasıl
etmektedir.
- Aynı etkiyi 150'ye yakın fonlar yapmakta-
dır.
- Süreğen (kronik) enflasyonla vergi sistemi
arasında karşılıklı etkileşim vardır.
- Türk vergi sistemi - içeriğini oluşturan tüm
yasalar yeniden kodifıye edilmek durumun-
dadır. Düzenleme sırasında güncel sorunlara
çözüm getirilmeli, vergi sisteminin kendine
özgü ilkeleri ile anayasaya ilişkin kurallanna
yasallık kazandınlmalıdır. Sistemin yeniden
düzenlenmesi açıklık ilkesinin ortaya çıkma-
sıru da sağlamalıdır.
- Süreğen enflasyondan ne zaman, hangi öl-
çülerde kurtulabileceğimiz belli değildir. O
halde, belirli bir süre içinde vergi kanunlann-
da, 261 sayılı Teşvik Kanunu'nda, 933 sayılı
kanunda ve daha sonra kararnamelerle ya da
tebliğlerle ya da Devlet Planlama Teşkilatı'-
nın görüşü doğrultusunda tanman bağışıklık-
lann askıya ahnması gerekir. Esasen, bir ülke-
de eğer 2 yıl geriye giden ve halen devam
etmekte bulunan teşvikler varsa, bu, teşvik ol-
maktan çıkar, doğal duruma gelir. Bu neden-
le, ben şahsen vergisel teşviklerin yatınmlara
katkısı olduğuna kani değilimdir. Nitekim
Frederick Ebert Vakff nca düzenlenen yuvar-
lak masa toplantısında ortaya atüğım bu öne-
ri, bilim adamlan, siyasal parti temsilcileri,
TÜSİAD temsilcisi, Maliye Bakanlıgı temsil-
cisi, işçi veişveren çevreleri veöbürleri tarafın-
dan benimsenmiştir.
3- Ülkemizde hiç de önemli olmayan servet
vergileri vardır. Bunun başında ernlak vergisi
gelir. Motorlu araçlardan alman ile veraset ve
intikal vergisini de sayabiliriz. Yukanda gelir
dağılımındaki bozukluğun vergi kapasitesi
oluşturduğunu söylemiştim. îşte bu kapasite
ülkemizde genel bir servet vergisinin uygulan-
masını zorunlu duruma getirmiştir. Kıta Av-
rupası'nda gördüğümüz gibi, kurumlar da
buna dahil olmalıdır.
Bihndiği gibi servet vergisi oranı yüzde ya-
nm ile yüzde 2 arasında değişir. "Ayırma İcu-
ramı" vergi sistemimizde işletilmediğine göre
"hafıf müterakki" bir tarife de yapılabilir.
1984 yılında servet beyannamesi kaldınl-
mıştır. Bunun kaldınlması önerisini ilk kez,
29.8.1977 günlü Cumhuriyet Gazetesi'nde
"birbirinin kurdu yedi vergi" başlığı altında
yazdığım yazıda yapmıştım. Yine o yazıda
servet beyannamesi kaldınlmakla meselenin
çözümlenemeyeceğini, bunun yerine geneJ
servet vergisinin etkin olabileceğini de belirt-
miştim. Kanımca, ülkemizde genel bir servet
vergisinin uygulanması, başka ülkeleregöre
daha başanlı olacaktır. Kuşkusuz getırilecek
>ervet vergisinde günlük yaşam için zorunlu
ekonomik değerler vergi dışında tutulabilir.
Kişinin oturduğu ev, araba, giyecek, eşya vs.
gibi.
Nitekim Prof. Ravi Batra Amerika'da
"Kriz 1990" başlıklı yapıtında eyalet ve kent-
lerin aldıklan servet vergisi dışında, federal
variık vergisinin alınması önerisinde bulun-
maktadır.
Sanıyorum ki, ülkemizde bu yola başvurma
giderek büyüyen dev bütçe açıklannın, gelir
ve servet farklannın kapaülmasında etkin
olacaktır.
Gelir vergisinde: Artan oranlı tarife uygun
olmalı; oransal (nispi) tarife kaldınlmalıdır.
Gelir dilimleri bir milyar TL'ye kadar kade-
melendirilmelidir.
- tstisna ve bağışıklar (muaf olanlar) gözden
geçrilmeli, istisna ve bağışıklarda ekonomik
amaçtan çok, sosyal amaç hedef olmalıdır. ts-
tisnalar ve bağışıklar ayncalıklı olarak kullan-
dınlmamalıdır.
- Kaynağı ne olursa olsun her türlü menkul
sermaye iratlan etkin bir biçimde vergilendi-
rilmelidir. Finans kurumlanndan elde edilen
gelirlerin "örtülü menkul sermaye iradı" ol-
duğu kabul edilmelidir.
Aslında menkul sermaye iradı olmakla be-
raber kamu ortaklığı gelir senetleri vergi dışın-
da bırakılmıştır. Amaç, kamu ortaklığı gelir-
leriyle yeni yaünmlar yapabilmektir. Ne var
ki, bugüne İcadar bu konuda ne Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi, ne de Türk kamuoyu ay-
dınlatılmıştır. Bu itibarla bu kazanç grubu-
nun da gelir vergisi kapsamı içine sokulması
gerekir. Hemen ifade edelim ki, kamu ortaklı-
ğı gelir senetleri uygulaması 18. yüzyılda
Osmanlı lmparatorluğu'nda yapılmıştır. An-
cak onlar kamu gelir senetlerinin devrini vergj
kapsamına almışlardır. Daha sonra da bu uy-
gulamadan vazgeçmişlerdir.
- Taşınmaz mal gayri menkul kira gelirleri-
nin vergilendirilmesinde ayırma kuramı ve
dolayısıyla vergi oranlannda kademelendir-
me yapılmalıdır. Vergi hukuku tarihine baktı-
ğımızda bunun örneklerini göriiyoruz. Hatta
bu yöntem tanm reformu uygulamasında
olumlu sonuç vermiştir.
- Sermaye kazançlan etkin bir biçimde vergi
kapsamına ahnmalıdır. Tabii, bu vergjlemede
enflasyonun etkisi göz önünde bulundurula-
rak gerekli süreler belirlenmelidir.
- Gelir vergisinin üniterliği korunmalıdır.
Toplama hükümlerinden sarfinazar edilme-
melidir. Amaç, mümkün olduğu kadar çok
gelir vergisi beyannamesi alabılmek olmalı-
dır.
Kurumlar vergisinde: Yirmiyi bulan aynca-
lıklar yeniden gözden geçirilmeli. özellikle
vakıf istisna ve bağışıklığından vazgeçilmeli-
dir. Vakıflann tarihsel gelişimine baknğunız-
da, sûrekli, özel çıkarlan amaçladı&nı gözlü-
yoruz. O kadar ki Fatih Sultan Mehmet
devletin mali durumunu düzeltmek, vakıflar-
la zenginleşen şeyhlerin iktisadi gücünü, dola-
yısıyla sosyal ve siyasal nüfuzlannı kırmak,
timarlı sipahinin sayısını arttırmak gibi dü-
şüncelerle, vakıf ve mülk araziyi devletleştir-
miş ve bunlan timar haline getirmiştir. Ziya
Gökalp'in vakıf sisteminin tamamen karşısın-
da olduğunu da belirtelim.
- Pakdemirli, Meclis'teki bir konuşmasmda
kurumlar vergisi oranlannın giderek düşürü-
leceğini ifade etmiştir. Son günlerde aynı gö-
rüşü Sayın Özal da kamuoyuna açıklamıştır.
Oysa 25 yıldır kurumlar vergisi hasılatmın sü-
rekli düşük düzeyde kalmış olması, kururnla-
nn etkin bir şekilde vergilendirilemediğini
göstermektedir. Bunlann gayri safı milli haa-
ladan aldıklan pay hiç de küçümsenecek ölçü-
de değildir. Dolayısıyla, kurumlann da etkin
bir şekilde vergılendirilmesi sağlanmalıdır.
- Kurumlann hissedarlanna ödediği kâr
paylan, vergiden bağışık (muaO tutulmamab-
dır. Eski vergi rekortmenlerinm ortada gö-
rünmemesi bu bağışıklıktan kaynaklanmak-
tadır.
KDVde: 1.1.1985'ten itibaren KDV'de fış
alma, giderek yerini pazarlık usulüne bırak-
mıştır. Bunun belli başlı iki nedeni vardır. Biri
sûrekli enflasyon, öbürü de insanlann kendi-
lerini koruma içgüdüleridir. Çare, yaşam için
zorunlu iktisadi değer edinimlerinde oran %
l'lere indirilmelidir.
- Sanayide asgari randıman ölçüleri, birim
satış bedelleri bakanlıklarca benimsenmeli ve
açıklanmalıdır.
- fstisna bağışıklıklarda çok hassas davra-
nılmalı, pek çoğu kaldınlmalıdır.
- Lüks tüketım mallannda vergi oranlan %
30lara çıkanlmahdır.
- Fonlar tvedi olarak bütçe içine alınmalı-
dır.
- Bakanlar Kurulu, yetki kullanımından be-
lirli bir süre vazgeçmeli ya da yetki anayasa
değişikliğinde kaldınlmalıdır.
9- Yeniden değerleme de dahil, değerleme
ve ceza hükümleri yeniden gözden geçirilmeli-
dir. özetle, koalisyon hükümetinin işi hiç de
kolay gözükmûyor.
(1) Dûnya Bankası ve Vergi Sistemimiz, Cumhuriyet
28.8.1992.
(2) "Vergi Kanunlanndaki Değiîddiklerin Genel De-
gerlendirilmesı ve Rıchard Sheridan" Vural Ankan, Bro-
jür, 1983.
(3) Vergi Yasalannın Eleştiris. Ord, Prof. Velidedeog-
lu, Cumhunyet 6 Mart 1983.
(4) Doç. Dr. özün Akgüç, Frederik Ebert Vakfı, yu-
varlak masa toplantısında sunulan tebiiğ.
Inançlı, onurlu ve dirençli bir
dostu yitirmenin acısını tüm
yakmlarıyla paylaşıyoruz.
Ailesine başsağlığı diliyoruz.
Seni unutmayacağız
NEDIM
TARHAN
BİLGİN AYGÜL,
SELAHATTİN BALTA,
HAŞMET BİÇER,
İSMET RIZA ÇEBİ,
REŞAT KADAYIFÇILAR,
HÜSEYİN SAYAR, METİN ŞAHÎN,
AHMET TOPTAŞ
MELIKE'mizi
kaybettik.
Acımız sonsuz.
Anısı bizimle yaşayacak.
İKTİSATLI
ARKADAŞLARI
GÖRSEL YAYINLAR'IN
1976-77'de çıkardığı
SİNEMA YAZILARI -
BtrtoMBnclrt -•
MİTOS VE KUŞKU
AtillâDorsay
adiı 2 kitaptan bir depoda kalan az sayıda örnek,
TÜYAP Fuan'nda
PMHRÖS YAYMLARI
standında satısa sunulmuştur
Yazar adı
Müjdat Gezen
Pıyale Madra
Mete Akyol
Aydoğan Yavaşlı
Ahmet Vardar
Yüksel Baştunç
Piyale Madra
Yüksel Baştunç
TÜYAP
Kitap adı
Komikler Agtanaz
S>k Üstande Damdagan
AAA..Piknik
Yazamadıklanm
Hayret Bisey Yaa.
Henld Yaai
Orayı Gelirsem
Şu 68 Kuşagı
Uçtaki Adam
(Neyzen Teyfik)
AAAJMknik
Şu6S Knsatı
UçUki Adam
(Neyzen Teyfik)
KtTAP FUARrNDA
taua lar.
07.11.1992
07.11.1992
08.11.1992
08.11.1992
09.11.1992
10.11.1992
11.11.1992
12.11.1992
TEŞEKKÜR
Sevgili aile büyuğümûz
. CELAL GÖYDÜN'un rahatsızlığı sırasında
ve ebedi yolculuğa çıkışında, son vazifemizin
yerine getirilmesinde bizleri yalnız bırakmayan
Şişli Etfal Hastahanesi sayın mensuplarına,
merhumun eşsiz dostu
Sayın Avukat EKREM AMAÇ
beyefendiye,
îstanbul Emniyet Müdürü
Sayın NECDET MENZtR
ve yardımcısı
Sayın HÜSEYİN DOĞDU
ve emniyet teşkilatı mensuplarına,
Danıştay Başkaniığı'na, Zincirlikuyu Mezarlıklar
MüdürlUğü mensuplarına ve acımızı paylasan
biitün sevgili dostlanmıza sonsuz
teşekkürlerimizi sunanz.
GÖYDÜN AtLESİ
PENCERE
GERCEK BAYILERDE
KUMBARACIBAŞI
ATEŞ HATTINDA
GERÇEK yolsuzluk belgelerini Bayındıriık Ba-
kanı ile tarûştıBakan: "Bayındırlık'taki namus-
suzluk oranı başka yerlerden fazla değil'
T.B.M.M.'ye soru önergesi.Kahveci: "Bakan
Yüce Divanlık".Salman Kaya: "tstifa etsin"
KİRÜ SAVAŞIN BATI YAKASI
Alanya'da neler oluyor?
KAT1UM ORANI EN DÜŞÜK SEÇİM.
Refah'ın makyajı düzen karşıtlığı
•Harb-lş'te kan değişimi • Memurlar neden sustu?
• Akkanat'uı "huzur" bozan işçileri • Kadın hare-
keti nereye -2 • Bir kadın portresi • Üniversiteler-
de değişen bir şey yok • ABD'nin Avrupa'ya topye-
kün ekonomik savaş tehtidi • Londra'da 150 bin
evsiz • Film olsun kanal dolsun • Imza günleri:
'Meloş'a sevgilerimle# Akdeniz'de Baslia Şcnliği
# Can Yücel • Ahmet Kahraman
ÖZEL BORA
SURUCU KURSU
94. DÖNEM
KAYTTLARI DEVAM
EDtYOR
Hafta sonu - Hafta ıçı ve akşam
kifrslan devam edıyor.
Dçrshane
ÜSKÜDAR: 3436782
3109286
KOZYATAĞI:3624733
TARABYA: 2620818
Not Tardbya^ubemızde l.dönem
kayıtlanmız başlamıştır.
İNGjLİZCE'yi 8 «yda
konufun sizi
Amerikab
dottlarauzte
Unıştırabnı.
Bahariyc Cad. 62/3
349 59 3S
İMZA GÜNÜ
CAN YÜCEL
Yen Tüyap Kitap Fuarı
Papirüs Yayınları Standı
14.30 17.00
PARLAMEMOMJN
BOYUTLARI
Rahmi Kumaş
Çağdaş Yayınlan
Odemdi gönderilnez.
681..Clinton 68'li imiş...
Ingiltere'de öğrenimini sürdürürken Vietnam savaşını
protesto eylemlerine katılmış!. Yoksul çocuğuymuş. Ox-
ford Üniversitesi'nde bursla okumuş. Clinton Demokrat
Partili. Amerika'da Demokratlar, Cumhuriyetçiler'den da-
ha solda ve emekçiden yana sayılmıyorlar mı?
Clinton, sosyal devleti tutuyor, siyahlara yakın, insan
haklarını savunuyor; Bill'in seçilmesine en çok yoksullar
ve zenciler seviniyorlar.
Gazetelerin yalancısıyım, şöyle yazryorlar
"- Düzenden ezilenin umudu Clinton!.."
•
Ne demek bu?
Bizim bildiğimiz neoliberalizm "sosyal devlet"] rafakal-
dırmamış mıydı?
Sayın Ozal ne demişti:
"- Sosyal devlet öldü."
Cumhurbaşkanının "vizyon"u, demiryollannın da ko-
münist sistemde geçerli olduğuna ilişkindi. Siz şu kör şey-
tana bakın; Amerika sosyal devleti hortlatyor, Avrupa'da
demiryolu devrimi gerçekleşiyor..
Bize de libosizm kalıyor.
En güzeli Türkiye'de Bush'la oturup Bush'la kalkan nice
köftehorun birden bire Bill Clinton'a aşk ilan etmeye baş-
lamalarıdır; bizdeki liboşlar yaman birer rüzgâr horozu-
durlar; Reagan mı, Bush mu, Clinton mıfarketmez; Ameri-
kan Başkanı olsun da taştan olsun...
Kral öldü, yaşasın kral...
•
Amerikan dünyası bizimkinden apayrı bir coğrafyayi
vurguluyor. Kimi sözcüklerin anlamını, Amerika'ya göre
algılamakta yarar var; orada yoksul' Ortadogu'daki yok-
sul gibi değildir; sol, sağ, sosyal devlet, düzen, ezilen vb.
sözcükleri de yerli yerinde düşünmek gerekiyor. Oyie bir
ülke ki cumhurbaşkanlığı seçimi de neredeyse eğlenceye
dönüşecek!.. Televizyon toplumun gözeneklerine girmiş.
Başkan adaylan ve eşleri sinema yıldızı gibi seçiliyor;
Reagan zaten Hollyvvood'dan çıkmaydı; Bush'un ondan
aşağı görüntüsü yoktu; Bill Clinton, yardımcısı Al Gore ve
eşleri nasıl? Televizyonda en çok beğenilen 'Yalan Rüz-
gârı ndaki çiföerden farklan var mı? Mutlu görüntüleriyle
sıradan Amerikalıyı mestedecek bir dizinin oyuncuları gibi
değil mi!..
Kolay mı, dünyanın patronu seçiliyor.
Amerika'da cumhurbaşkanı seçiminin karmaşık yaptsı-
nı Türkiye'de çok az kişi bilir; kararı halk veriyor; ama kaç
aday arasında? Amerika'da 50 eyalet var; daha başka de-
yişle 50 federe devlet!.. Her biri seçilmiş valisi ve parla-
mentosu, özel yasalarıyla kendi içinde ükır ökır işleyen
bağımsız birer birimdir. Federal devletin başına gelen
cumhurbaşkanı da durmuş oturmuş bir düzenin çarpıcı
simgesidir.
Düzen kökleri bütün gezegenimizi kapsayan yaman bir
üretim gücünün fabrikası gibi işler.
Düzenin simgesi 46yaşında, sarışın,yakışıklı, yetenekli,
cerbezeli Bill Clinton!.. Ama, sanmayın ki her istediğini ya-
pabilir!.. Eli kolu bağlı bir başkandır...
•
68'li Clinton...
O, artık ABD Cumhurbaşkanı; bizim köftehorlardan ay-
rıldığı nokta şu: Ne Reagan'ı alkışlamış, ne de Bush'u!..
Amerikan toplumunun 'Reaganizm' ile nasıl çelişkilere
sapiandığını görmüş; zengini daha zengin, yoksulu daha
yoksul yapan siyasete karşı çıkmış, oysa Türkiye'deki yok-
sulluk cehenneminde Cumhurbaşkanı Özal ne demişti: sf
"-Benfakirlerlsevmem.." 4 e «^ «v«İ
Ya ne yaparsın? .
- Zenginleri severim...
Clinton, öyle bir 68'li ki Türkiye'de olsa, böyle konuşan
cumhurbaşkanını alkışlamazdı. Amerika gibi dünyanın en
zengin ülkesinde yoksuldan ve ezilenden yana olan bir
68'li bu...
Demek ki dönek değil; hâlâ 68'li..
Arkadaşımız
Dr. CENGİZ KHJÇ'ı
ölümünün 4. yıbnda sevgi ile anıyoruz.
TÜRK TABtPLERÎ BİRLİĞİ
MERKEZ KONSEYt
Not: tstanbul Tabip Odası tarafından 8 Kasım 1992
Pazar günü saat 14.30'da tstinye Mezarlığı'nda anma
toplantısı yapılacaktır.
Sıgortalı
kredi kartı.VVorldcard "sigortalı" kredi kartıdır. Dünyanın
neresinde olursanız olun. kartınızm kaybolması ya da
çalınması durumunda, Yapı Kredi'ye başvurduğunuz
andan itibaren, kartınız kötü amaçlı kullanımlara karşı
sınırsız güvence altına alınır.
M
Türkiye nin en çok tercih edilen kredi kartı
VVorldcard Yapı Kredi de.
YAPI^CKREDi
hizmette smır yoktur
n n