29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM1992 CUMARTESİ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Vcrgide NelerYapılabilir? Yirmiyi bulan ayncalıklar yeniden gözden geçirilmeli. Özellikle vakıfistisna ve bağışıklığından vazgeçilmelidir. Vakıflann tarihsel gelişimine baktığımızda, sûrekli. özel cıkarları amaçladığını gözlüyoruz. VURAL ARIKAN Eski Maliye Bakanı Bir önceki yazımda (1) vergi sisterninde sis- temsizliğin egemen olduğunu belirttikten son- ra neler yapılabileceğinin ikinci bir yaa konu- su olacağma işaret etmiştim. Bu yazımda, sistemsizliğin nedenleri üzerinde kısaca durup neler yapılması gereğinı belirtmeye çalışaca- ğım. ÖZAL - ERDEM tKİLİSİ: 12 Eylül 1980 hareketi; kurulan hükümette ekonomik ve mali işlerden sorumlu Başbakan yardımcılığı- na Özal, Maliye Bakanlığı'na da Erdem geti- jilmiştir. Kurucu Meclis oluşmadan her türlü yetki (yasama dahil) belirli bir gruba, konseye verilmiştir. Kurucu Meclis oluştuktan sonra yasa çıkanlması zor olmamıştır. Eğer abart- ma sayılmazsa, Kurucu Meclis, emir - ku- manda zincirinin halkası halinde görev ifa etmiştir. îşte yetkili bu ikili, 10 yıl içinde yasa çıkanlmamasından ötürü, hemen vergi siste- minde gerekli değişiklikleri yapmaya başla- mış. 1980 -1982 yıllannda Türk vergi sistemi- ni oluşturan hemen hemen tüm yasalar değiş- tirilmiştir. Şöyle bir baktığımızda değişiklikle- rin 47 yasa ile yapıldığını, 1 yasanın 5, 3 yasanın 4,8 yasanın 3,16 yasanın 2; 2 yasanın da bir kez değiştirildiğini göriiyoruz. Değişik- likler yapıldıktan sonra 4 vergi kaldınlmış ya da nitelik değiştirmiştir. (2). Geçici maddeler- de yapılan tasarruflar tespit edilen değişiklik- ler içinde yoktur. Geçici maddelere göre gelir vergisinde 25 geçici madde kaldınlmış, 28 yeni geçici madde getirilmiş. getirilen yenı madde- lerden ikısi kaldınlmış; l'i değişiklige uğra- mıştır. Kurumlar vergisinde 7 geçici madde kaldınlmış; 9 yeni geçici madde getirilmiş, ge- tirilen geçici maddelerden ikisi kaldınlmıştır (3). Görülüyor ki, Türk vergi sistemini yaz - bpz tahtası haline getirmenin öncülüğünü Özal - Erdem ikilisi yapmıştır. 6 Kasım 1983 seçimlerinden sonra ANAP'- ın tek başına iktidar olması, eski alışkanhkla- nn sürüp gıtmesinde kolaylık sağlamıştır. Ksaca vergi sistemimiz: Türk vergi sistemi- nin belli başlı nitelikleri: Vergi sistemimiz es- nekliğini yitirmiştir. 1990 bütçesinin yüce Meclise sunulması sırasında Pakdemirli, es- neklik oranmın 1,1 olduğunun hesaplandığmı ifade etmiştir. Oysa bu oran Türk vergi siste- minde şimdiye kadarki oranlann en düşüğü- dür(4). - Anayasadaki açık hükme karşın ülkemiz- de vergi yükü dağılımında denge yoktur. Ya- salar çıkanlırken, değiştirilirken, Bakanlar Kunılu kararlan hazırlanırken ilkenin gözar- dı edildiğini söyleyebiliriz. - Vergi sisterni içerisinde yer alan yasalann birbirlerini pekiştirmesi gerekirken. ülkemiz- de tersi yönde gelişme vardır. Örneğin KDV- de pazarlığın yaygın hal alması gibi. - öğretide kabul edildiği gibi, gelir dağılı- mındaki ve dolayısıyla servet dağılımındaki bozuk düzen o ülkede vergi kapasitesinin var- lığının kanıtıdır. - Dolayh vergiler 1980'li yıllann tersine gi- derek ivme kazanmaktadır. Oysa sistemin başansı, dolaysız vergilerin egemenliğine bağ- lıdır. Aynı zamanda bu, sistemin sağlık işare- tidir. - KİT ürünlerine fiyat arüşlannı aşan ölçü- de zam yapılması dolayh vergi etkısi hasıl etmektedir. - Aynı etkiyi 150'ye yakın fonlar yapmakta- dır. - Süreğen (kronik) enflasyonla vergi sistemi arasında karşılıklı etkileşim vardır. - Türk vergi sistemi - içeriğini oluşturan tüm yasalar yeniden kodifıye edilmek durumun- dadır. Düzenleme sırasında güncel sorunlara çözüm getirilmeli, vergi sisteminin kendine özgü ilkeleri ile anayasaya ilişkin kurallanna yasallık kazandınlmalıdır. Sistemin yeniden düzenlenmesi açıklık ilkesinin ortaya çıkma- sıru da sağlamalıdır. - Süreğen enflasyondan ne zaman, hangi öl- çülerde kurtulabileceğimiz belli değildir. O halde, belirli bir süre içinde vergi kanunlann- da, 261 sayılı Teşvik Kanunu'nda, 933 sayılı kanunda ve daha sonra kararnamelerle ya da tebliğlerle ya da Devlet Planlama Teşkilatı'- nın görüşü doğrultusunda tanman bağışıklık- lann askıya ahnması gerekir. Esasen, bir ülke- de eğer 2 yıl geriye giden ve halen devam etmekte bulunan teşvikler varsa, bu, teşvik ol- maktan çıkar, doğal duruma gelir. Bu neden- le, ben şahsen vergisel teşviklerin yatınmlara katkısı olduğuna kani değilimdir. Nitekim Frederick Ebert Vakff nca düzenlenen yuvar- lak masa toplantısında ortaya atüğım bu öne- ri, bilim adamlan, siyasal parti temsilcileri, TÜSİAD temsilcisi, Maliye Bakanlıgı temsil- cisi, işçi veişveren çevreleri veöbürleri tarafın- dan benimsenmiştir. 3- Ülkemizde hiç de önemli olmayan servet vergileri vardır. Bunun başında ernlak vergisi gelir. Motorlu araçlardan alman ile veraset ve intikal vergisini de sayabiliriz. Yukanda gelir dağılımındaki bozukluğun vergi kapasitesi oluşturduğunu söylemiştim. îşte bu kapasite ülkemizde genel bir servet vergisinin uygulan- masını zorunlu duruma getirmiştir. Kıta Av- rupası'nda gördüğümüz gibi, kurumlar da buna dahil olmalıdır. Bihndiği gibi servet vergisi oranı yüzde ya- nm ile yüzde 2 arasında değişir. "Ayırma İcu- ramı" vergi sistemimizde işletilmediğine göre "hafıf müterakki" bir tarife de yapılabilir. 1984 yılında servet beyannamesi kaldınl- mıştır. Bunun kaldınlması önerisini ilk kez, 29.8.1977 günlü Cumhuriyet Gazetesi'nde "birbirinin kurdu yedi vergi" başlığı altında yazdığım yazıda yapmıştım. Yine o yazıda servet beyannamesi kaldınlmakla meselenin çözümlenemeyeceğini, bunun yerine geneJ servet vergisinin etkin olabileceğini de belirt- miştim. Kanımca, ülkemizde genel bir servet vergisinin uygulanması, başka ülkeleregöre daha başanlı olacaktır. Kuşkusuz getırilecek >ervet vergisinde günlük yaşam için zorunlu ekonomik değerler vergi dışında tutulabilir. Kişinin oturduğu ev, araba, giyecek, eşya vs. gibi. Nitekim Prof. Ravi Batra Amerika'da "Kriz 1990" başlıklı yapıtında eyalet ve kent- lerin aldıklan servet vergisi dışında, federal variık vergisinin alınması önerisinde bulun- maktadır. Sanıyorum ki, ülkemizde bu yola başvurma giderek büyüyen dev bütçe açıklannın, gelir ve servet farklannın kapaülmasında etkin olacaktır. Gelir vergisinde: Artan oranlı tarife uygun olmalı; oransal (nispi) tarife kaldınlmalıdır. Gelir dilimleri bir milyar TL'ye kadar kade- melendirilmelidir. - tstisna ve bağışıklar (muaf olanlar) gözden geçrilmeli, istisna ve bağışıklarda ekonomik amaçtan çok, sosyal amaç hedef olmalıdır. ts- tisnalar ve bağışıklar ayncalıklı olarak kullan- dınlmamalıdır. - Kaynağı ne olursa olsun her türlü menkul sermaye iratlan etkin bir biçimde vergilendi- rilmelidir. Finans kurumlanndan elde edilen gelirlerin "örtülü menkul sermaye iradı" ol- duğu kabul edilmelidir. Aslında menkul sermaye iradı olmakla be- raber kamu ortaklığı gelir senetleri vergi dışın- da bırakılmıştır. Amaç, kamu ortaklığı gelir- leriyle yeni yaünmlar yapabilmektir. Ne var ki, bugüne İcadar bu konuda ne Türkiye Bü- yük Millet Meclisi, ne de Türk kamuoyu ay- dınlatılmıştır. Bu itibarla bu kazanç grubu- nun da gelir vergisi kapsamı içine sokulması gerekir. Hemen ifade edelim ki, kamu ortaklı- ğı gelir senetleri uygulaması 18. yüzyılda Osmanlı lmparatorluğu'nda yapılmıştır. An- cak onlar kamu gelir senetlerinin devrini vergj kapsamına almışlardır. Daha sonra da bu uy- gulamadan vazgeçmişlerdir. - Taşınmaz mal gayri menkul kira gelirleri- nin vergilendirilmesinde ayırma kuramı ve dolayısıyla vergi oranlannda kademelendir- me yapılmalıdır. Vergi hukuku tarihine baktı- ğımızda bunun örneklerini göriiyoruz. Hatta bu yöntem tanm reformu uygulamasında olumlu sonuç vermiştir. - Sermaye kazançlan etkin bir biçimde vergi kapsamına ahnmalıdır. Tabii, bu vergjlemede enflasyonun etkisi göz önünde bulundurula- rak gerekli süreler belirlenmelidir. - Gelir vergisinin üniterliği korunmalıdır. Toplama hükümlerinden sarfinazar edilme- melidir. Amaç, mümkün olduğu kadar çok gelir vergisi beyannamesi alabılmek olmalı- dır. Kurumlar vergisinde: Yirmiyi bulan aynca- lıklar yeniden gözden geçirilmeli. özellikle vakıf istisna ve bağışıklığından vazgeçilmeli- dir. Vakıflann tarihsel gelişimine baknğunız- da, sûrekli, özel çıkarlan amaçladı&nı gözlü- yoruz. O kadar ki Fatih Sultan Mehmet devletin mali durumunu düzeltmek, vakıflar- la zenginleşen şeyhlerin iktisadi gücünü, dola- yısıyla sosyal ve siyasal nüfuzlannı kırmak, timarlı sipahinin sayısını arttırmak gibi dü- şüncelerle, vakıf ve mülk araziyi devletleştir- miş ve bunlan timar haline getirmiştir. Ziya Gökalp'in vakıf sisteminin tamamen karşısın- da olduğunu da belirtelim. - Pakdemirli, Meclis'teki bir konuşmasmda kurumlar vergisi oranlannın giderek düşürü- leceğini ifade etmiştir. Son günlerde aynı gö- rüşü Sayın Özal da kamuoyuna açıklamıştır. Oysa 25 yıldır kurumlar vergisi hasılatmın sü- rekli düşük düzeyde kalmış olması, kururnla- nn etkin bir şekilde vergilendirilemediğini göstermektedir. Bunlann gayri safı milli haa- ladan aldıklan pay hiç de küçümsenecek ölçü- de değildir. Dolayısıyla, kurumlann da etkin bir şekilde vergılendirilmesi sağlanmalıdır. - Kurumlann hissedarlanna ödediği kâr paylan, vergiden bağışık (muaO tutulmamab- dır. Eski vergi rekortmenlerinm ortada gö- rünmemesi bu bağışıklıktan kaynaklanmak- tadır. KDVde: 1.1.1985'ten itibaren KDV'de fış alma, giderek yerini pazarlık usulüne bırak- mıştır. Bunun belli başlı iki nedeni vardır. Biri sûrekli enflasyon, öbürü de insanlann kendi- lerini koruma içgüdüleridir. Çare, yaşam için zorunlu iktisadi değer edinimlerinde oran % l'lere indirilmelidir. - Sanayide asgari randıman ölçüleri, birim satış bedelleri bakanlıklarca benimsenmeli ve açıklanmalıdır. - fstisna bağışıklıklarda çok hassas davra- nılmalı, pek çoğu kaldınlmalıdır. - Lüks tüketım mallannda vergi oranlan % 30lara çıkanlmahdır. - Fonlar tvedi olarak bütçe içine alınmalı- dır. - Bakanlar Kurulu, yetki kullanımından be- lirli bir süre vazgeçmeli ya da yetki anayasa değişikliğinde kaldınlmalıdır. 9- Yeniden değerleme de dahil, değerleme ve ceza hükümleri yeniden gözden geçirilmeli- dir. özetle, koalisyon hükümetinin işi hiç de kolay gözükmûyor. (1) Dûnya Bankası ve Vergi Sistemimiz, Cumhuriyet 28.8.1992. (2) "Vergi Kanunlanndaki Değiîddiklerin Genel De- gerlendirilmesı ve Rıchard Sheridan" Vural Ankan, Bro- jür, 1983. (3) Vergi Yasalannın Eleştiris. Ord, Prof. Velidedeog- lu, Cumhunyet 6 Mart 1983. (4) Doç. Dr. özün Akgüç, Frederik Ebert Vakfı, yu- varlak masa toplantısında sunulan tebiiğ. Inançlı, onurlu ve dirençli bir dostu yitirmenin acısını tüm yakmlarıyla paylaşıyoruz. Ailesine başsağlığı diliyoruz. Seni unutmayacağız NEDIM TARHAN BİLGİN AYGÜL, SELAHATTİN BALTA, HAŞMET BİÇER, İSMET RIZA ÇEBİ, REŞAT KADAYIFÇILAR, HÜSEYİN SAYAR, METİN ŞAHÎN, AHMET TOPTAŞ MELIKE'mizi kaybettik. Acımız sonsuz. Anısı bizimle yaşayacak. İKTİSATLI ARKADAŞLARI GÖRSEL YAYINLAR'IN 1976-77'de çıkardığı SİNEMA YAZILARI - BtrtoMBnclrt -• MİTOS VE KUŞKU AtillâDorsay adiı 2 kitaptan bir depoda kalan az sayıda örnek, TÜYAP Fuan'nda PMHRÖS YAYMLARI standında satısa sunulmuştur Yazar adı Müjdat Gezen Pıyale Madra Mete Akyol Aydoğan Yavaşlı Ahmet Vardar Yüksel Baştunç Piyale Madra Yüksel Baştunç TÜYAP Kitap adı Komikler Agtanaz S>k Üstande Damdagan AAA..Piknik Yazamadıklanm Hayret Bisey Yaa. Henld Yaai Orayı Gelirsem Şu 68 Kuşagı Uçtaki Adam (Neyzen Teyfik) AAAJMknik Şu6S Knsatı UçUki Adam (Neyzen Teyfik) KtTAP FUARrNDA taua lar. 07.11.1992 07.11.1992 08.11.1992 08.11.1992 09.11.1992 10.11.1992 11.11.1992 12.11.1992 TEŞEKKÜR Sevgili aile büyuğümûz . CELAL GÖYDÜN'un rahatsızlığı sırasında ve ebedi yolculuğa çıkışında, son vazifemizin yerine getirilmesinde bizleri yalnız bırakmayan Şişli Etfal Hastahanesi sayın mensuplarına, merhumun eşsiz dostu Sayın Avukat EKREM AMAÇ beyefendiye, îstanbul Emniyet Müdürü Sayın NECDET MENZtR ve yardımcısı Sayın HÜSEYİN DOĞDU ve emniyet teşkilatı mensuplarına, Danıştay Başkaniığı'na, Zincirlikuyu Mezarlıklar MüdürlUğü mensuplarına ve acımızı paylasan biitün sevgili dostlanmıza sonsuz teşekkürlerimizi sunanz. GÖYDÜN AtLESİ PENCERE GERCEK BAYILERDE KUMBARACIBAŞI ATEŞ HATTINDA GERÇEK yolsuzluk belgelerini Bayındıriık Ba- kanı ile tarûştıBakan: "Bayındırlık'taki namus- suzluk oranı başka yerlerden fazla değil' T.B.M.M.'ye soru önergesi.Kahveci: "Bakan Yüce Divanlık".Salman Kaya: "tstifa etsin" KİRÜ SAVAŞIN BATI YAKASI Alanya'da neler oluyor? KAT1UM ORANI EN DÜŞÜK SEÇİM. Refah'ın makyajı düzen karşıtlığı •Harb-lş'te kan değişimi • Memurlar neden sustu? • Akkanat'uı "huzur" bozan işçileri • Kadın hare- keti nereye -2 • Bir kadın portresi • Üniversiteler- de değişen bir şey yok • ABD'nin Avrupa'ya topye- kün ekonomik savaş tehtidi • Londra'da 150 bin evsiz • Film olsun kanal dolsun • Imza günleri: 'Meloş'a sevgilerimle# Akdeniz'de Baslia Şcnliği # Can Yücel • Ahmet Kahraman ÖZEL BORA SURUCU KURSU 94. DÖNEM KAYTTLARI DEVAM EDtYOR Hafta sonu - Hafta ıçı ve akşam kifrslan devam edıyor. Dçrshane ÜSKÜDAR: 3436782 3109286 KOZYATAĞI:3624733 TARABYA: 2620818 Not Tardbya^ubemızde l.dönem kayıtlanmız başlamıştır. İNGjLİZCE'yi 8 «yda konufun sizi Amerikab dottlarauzte Unıştırabnı. Bahariyc Cad. 62/3 349 59 3S İMZA GÜNÜ CAN YÜCEL Yen Tüyap Kitap Fuarı Papirüs Yayınları Standı 14.30 17.00 PARLAMEMOMJN BOYUTLARI Rahmi Kumaş Çağdaş Yayınlan Odemdi gönderilnez. 681..Clinton 68'li imiş... Ingiltere'de öğrenimini sürdürürken Vietnam savaşını protesto eylemlerine katılmış!. Yoksul çocuğuymuş. Ox- ford Üniversitesi'nde bursla okumuş. Clinton Demokrat Partili. Amerika'da Demokratlar, Cumhuriyetçiler'den da- ha solda ve emekçiden yana sayılmıyorlar mı? Clinton, sosyal devleti tutuyor, siyahlara yakın, insan haklarını savunuyor; Bill'in seçilmesine en çok yoksullar ve zenciler seviniyorlar. Gazetelerin yalancısıyım, şöyle yazryorlar "- Düzenden ezilenin umudu Clinton!.." • Ne demek bu? Bizim bildiğimiz neoliberalizm "sosyal devlet"] rafakal- dırmamış mıydı? Sayın Ozal ne demişti: "- Sosyal devlet öldü." Cumhurbaşkanının "vizyon"u, demiryollannın da ko- münist sistemde geçerli olduğuna ilişkindi. Siz şu kör şey- tana bakın; Amerika sosyal devleti hortlatyor, Avrupa'da demiryolu devrimi gerçekleşiyor.. Bize de libosizm kalıyor. En güzeli Türkiye'de Bush'la oturup Bush'la kalkan nice köftehorun birden bire Bill Clinton'a aşk ilan etmeye baş- lamalarıdır; bizdeki liboşlar yaman birer rüzgâr horozu- durlar; Reagan mı, Bush mu, Clinton mıfarketmez; Ameri- kan Başkanı olsun da taştan olsun... Kral öldü, yaşasın kral... • Amerikan dünyası bizimkinden apayrı bir coğrafyayi vurguluyor. Kimi sözcüklerin anlamını, Amerika'ya göre algılamakta yarar var; orada yoksul' Ortadogu'daki yok- sul gibi değildir; sol, sağ, sosyal devlet, düzen, ezilen vb. sözcükleri de yerli yerinde düşünmek gerekiyor. Oyie bir ülke ki cumhurbaşkanlığı seçimi de neredeyse eğlenceye dönüşecek!.. Televizyon toplumun gözeneklerine girmiş. Başkan adaylan ve eşleri sinema yıldızı gibi seçiliyor; Reagan zaten Hollyvvood'dan çıkmaydı; Bush'un ondan aşağı görüntüsü yoktu; Bill Clinton, yardımcısı Al Gore ve eşleri nasıl? Televizyonda en çok beğenilen 'Yalan Rüz- gârı ndaki çiföerden farklan var mı? Mutlu görüntüleriyle sıradan Amerikalıyı mestedecek bir dizinin oyuncuları gibi değil mi!.. Kolay mı, dünyanın patronu seçiliyor. Amerika'da cumhurbaşkanı seçiminin karmaşık yaptsı- nı Türkiye'de çok az kişi bilir; kararı halk veriyor; ama kaç aday arasında? Amerika'da 50 eyalet var; daha başka de- yişle 50 federe devlet!.. Her biri seçilmiş valisi ve parla- mentosu, özel yasalarıyla kendi içinde ükır ökır işleyen bağımsız birer birimdir. Federal devletin başına gelen cumhurbaşkanı da durmuş oturmuş bir düzenin çarpıcı simgesidir. Düzen kökleri bütün gezegenimizi kapsayan yaman bir üretim gücünün fabrikası gibi işler. Düzenin simgesi 46yaşında, sarışın,yakışıklı, yetenekli, cerbezeli Bill Clinton!.. Ama, sanmayın ki her istediğini ya- pabilir!.. Eli kolu bağlı bir başkandır... • 68'li Clinton... O, artık ABD Cumhurbaşkanı; bizim köftehorlardan ay- rıldığı nokta şu: Ne Reagan'ı alkışlamış, ne de Bush'u!.. Amerikan toplumunun 'Reaganizm' ile nasıl çelişkilere sapiandığını görmüş; zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan siyasete karşı çıkmış, oysa Türkiye'deki yok- sulluk cehenneminde Cumhurbaşkanı Özal ne demişti: sf "-Benfakirlerlsevmem.." 4 e «^ «v«İ Ya ne yaparsın? . - Zenginleri severim... Clinton, öyle bir 68'li ki Türkiye'de olsa, böyle konuşan cumhurbaşkanını alkışlamazdı. Amerika gibi dünyanın en zengin ülkesinde yoksuldan ve ezilenden yana olan bir 68'li bu... Demek ki dönek değil; hâlâ 68'li.. Arkadaşımız Dr. CENGİZ KHJÇ'ı ölümünün 4. yıbnda sevgi ile anıyoruz. TÜRK TABtPLERÎ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYt Not: tstanbul Tabip Odası tarafından 8 Kasım 1992 Pazar günü saat 14.30'da tstinye Mezarlığı'nda anma toplantısı yapılacaktır. Sıgortalı kredi kartı.VVorldcard "sigortalı" kredi kartıdır. Dünyanın neresinde olursanız olun. kartınızm kaybolması ya da çalınması durumunda, Yapı Kredi'ye başvurduğunuz andan itibaren, kartınız kötü amaçlı kullanımlara karşı sınırsız güvence altına alınır. M Türkiye nin en çok tercih edilen kredi kartı VVorldcard Yapı Kredi de. YAPI^CKREDi hizmette smır yoktur n n
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle