28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 KASIM1992 CUMARTESt 12 DIZIYAZI Ali ve Muaviye birer simge— ıo — Gazetemizdeyayınlanan Hz.AB-Muariye Kavgası başhkh tüzi yanküarayoiaçtı. 1400yüönce ortaya çtkan İslamda ilk aynhğın hâlâgincelağütikoruduğu, gÜHÛmûzde biranlamı olduğu anlaşıhyor. Konunungünümüzdeki anlamı veAlevitopbunu ile Sûnni toplumu arasınaakiiHşkUerin geleceğini tartışmak üzere,gazetemz yazart tlhan Selçuk 'un, İslam dünyasında banşçı ve hoşgörülii tutumuyla özelbiryeri olan ve tslamalann siviltoplumcusu diye tanımtanan Ati Bulaç 'ın ve Alevi tariM ve inaaçlan konmunda arastırmalanyla taıunanyazar Rıza Zelyut 'un kattldtğı biryuvarlak masa düzenlethk. ORAL ÇALIŞLAR -İslamiyet ülke- mizde güncel ve canlı bir olgu özelli- ğitıi koruyor. Son seçimlerde Refatt Partisi'nin oylanndaki büyük artış dc bunun somut bir kanıtı olarak oriaya çıktı. Ayrıca Alevilik bir Rönesansyaşı- yor. İslamda ilk aynhğın üzerinden 1400 yıla yakm bir zaman geçtiğihalde, bu komıdaki araştırmalar ilgi görüyor. Bu iigiyi nasıl yorumluyorsunuz? 1400 ytl öncenin tartışmalannın bugiin için anlamı nedir? İslamda ilk ayrılıklar Hz. ALİ MUAVİYE f KAVGASI iORAL CALISLAR Geçmişi irdelemek yararlı İLHAN SELÇUK -Yalnız bize öz- gü bir şey değıl. Islam dünyasında tar- tışmalar var ama, öbûr dinlenn dün- pompalanan tükeüci, yozlaşüncı ve yasını çok yakından ızlemiyoruz. totaliter bir kültür var. Bir yanda kü- Orada da tarüşmalar var. Nitekim iki, nistan. Lübnan ve Filistin'de dın ön plana çıktı. Şimdi Tacikistan. Cezayir ve Bosna Hersek'te ayru süreç devam edıyor. Bu anlatüklanmız harici faktörlerin dini uyanış hareketlerinde oynadığı role işarettir. Dahili faktörlerin payına da işaret etmeli. Bu, toplumumuzun köylülükten kentli olmaya evrümesi oiayıdır. Ve geniş ölçüde sosyal göç, bu bu alanda etkileyıcı amıldir. 1950'- de başlayan süreç, 60'h ve 70"lı yıllarda hızlandı. 80'lere gelindiğinde İslam çerçevesinde toplumsallaşmaya dö- nüştü. Alevüer de bu değışmelenn dışında değil. Onlar da içerde ve dışarda yaşa- nan bunca olaydan etkileniyor ve her şeyin yenıden İcurulduğu bir dünyada kendi kimliklerini anyorlar. Dahası, Batı'dan ve özellikle Amerika'dan taya çıkan iktidar ve muhalefet kavga- sının ifadesidir. Bu nedenle devletler, daha sonra bu ıktıdar kavgasını dini kılıflara bürûndürmüşlerdır. Yönelim kesimi bir dın kavgası diyerek, kitleleri kandırmış Alevi kitle ile Sünni kitle dinsel yönden düşman edilmiştir. <f\.lalım Osmanlı'yı, Osmanh'daki Alevi ve Sünni kitlenin yüzde 90'ı Reaya'dır, köylüdür, esnaftır, dar ge- lırli insandır. Fakat bunlar Alevi Sün- ni din kavramı altında ıkiye bölünmüş smıf savaşı gerçeği gizlenerek kitleler birbirlerine düşman edilmiştir. Ben bugün Aleviliğın yenıden canlanması- nı, eski ılkel anlayışı ile yani bir din reselleşme, öte yanda bölgeselleşme ve yeni kültürlenn keşfı . Sanıyorum, Aleviler de kendi kültür ve kimliklerini yeniden keşfetmenin sonuçlannı yaşı- yorlar. ORAL ÇALIŞLAR -Saym Zelyut. sizm Alevi tarihinin yazümasında özel bir çabanız var. Hatta Ali yanlısı bazı vazarlarm bile Sünni kültürünün etki- sinde kaldıklannı belirttiniz. Alevilik şu anda ne durumdadır? Eski ayrıhklarm hâlâ önemmi konunasmı nasılyorumla- mak gerekir? Alevi tarihi yeniden yazılmalı RIZA ZELYUT -Türkiye'de varo- lan kültür, ve tarih egemen kesimin kültürüdür. Yazılan tarih de onlann dünya görüşünü yansıüyor Bu bir. ikincisi, Alevi kültürü gjzli. içedönük bır kültürdür, kır kültürüdür. Yazılı değil sözlüdür.Bu nedenle Alevi kültü- rünün okullara gırmesi mümkün ola- marruşür. Yazılı hale gelmesi de devlet baskısı nedeniyle yazılı eserler suç teş- kil ettiğı için mümkün olamamıştır. Ama Alevi önderlen, dede dediğüniz kişiler, Mısır'a, Suriye'ye, Irak'a gide- rek eğitim görmüşlerdir. VTünümüzde Alevilik üzerine araşürmalar daha yeni yeni yapılıyor. Ben şu anda piyasada çok sözü edil- mesine rağmen Alevilik üzerine fazla söz söylendığini zannetmıyorum. Da- ha işın alfabesindeyız. Bu konuda çok geniş araşürmalar yapılması lazım Sadece Aleviler değil, bu konuya Baü'da olduğu gibi Türkiye'deki bü- tün katmanlardakı. yazarlann, araş- ürmacılann eğilmesı lazım. Çünkü, çatişmasinda tercihini Hazreti Alevilik aşınmâya uğrasa bıle Aleviler Ali'den yana koymuşlardir. h a l e n Türkiye'de var Ve bunlar artık Bu önemli bir şey. Nitekim tarih boyunca da hiçbir Sünni aile çocuğuna Muaviye ismi koymamıştır. Sünniler çoğunlukla çocuklanna Ali ismini vermişlerdir. Yezid ismi de yoktur. Çeşitli açılardan olaylara bakılabi- lir. Bir Sünni kendi inançlan açısından bakabilir. Bir Alevi, kendi ınancının prizmasından olaya yaklaşabihr. El- bette biz laık düşünce, ya da bilimsel düşünce açısından yaklaşabiliriz. üç gün önceki Cumhuriyet gazetesin- de okuduk. Papa Jean Paul'ün 1979'da kurduğu bir inceleme heyeti Galile davasını al baştan yapü, Ga- lile'yi akladılar. Kilısenın haksız ol- duğu karanna vardılar. Gecmiş- teki olaylann yeniden irdelenmesi, yeniden gündeme getirilmesi bütün dünyada ve ilahiyat dünyasında da ge- cerli bir olay. Hıristiyanlık dünyasın- da da aynı şeyleri görüyoruz. İslam dünyasında da elbette olacaktır. Sü- rekli olarak değışen, dönüşen, elbette düşünen dünyada yaşıyoruz. M. alnız bizim için daha önemli. Türkiye'de laiklik devnmi bir temel il- ke olarak anayasamıza gırmış. Bu la- iklik devnminin üstünde çeşitli tarüş- malar sıcaklığını koruyor. tnsanlar bu tartışmalarda birbırlerine düşmanla- şacaklanna birbırlerini anlamaya ça- lışmalı. Dinsel hoşgörü içinde, ki bu zaten İslamın özünde de vardır, bırbi- rine demokratik ortam içinde yakın- laşmaya çaba göstermeli. Bu bakım- dan bu tartışmanın güncelliğı bence yadsınamaz. Bir noktada Türkiye daha çok de- mokrasıye ulaşmanın çabası içindedir. ALİ BULAÇ:Sadece Alevilerle, Şiiler, Ali yi sembol olarak kullanmıyorlar. Sünni dünya da sembol olarak kullamyor. Modern zamanlann Sünni aydınlan, Hazreti Ali-Muaviye 1925yılında Aydın 'da doğdu. İstanbıd Hukuk Fakültesi'nibitirdi. 1952yılındagazetecüiğe başladı. Çeşitligazete vedergilerde çalıştı. Halen Cumhuriyetgazetesiyazan. Basın Şerefkartı sahibi. Yayınlanmış eserlerinden bazılan şunlar: Yüzbaşı Selahattin'in Romanı, Ağlamak ve Gülmek, Uzak Komşu, Güzel Amerikalı, Konuşuyorum Öyleyse Vurun, Görülmüştür. Blilimsel düşünce, tabii olayın dı- şında kalarak, tıpkı bir fızik olgusuna, kimya olgusuna bakar gibı, bakar ve daha değişik bir şekilde yaklaşır. Onu da anlayışîa karşılamak gerekir. Ama kendi inançlannı dile getıren ınsanlan sevecen bir şekilde de- ğerlendirelim Ben olayı. gün- cellık açısından da yararh buluyorum. Çünkü Aleviler son yıllarda özellikle dernekler kuruyorlar, kendi fıkırlennı savunuyorlar. Daha önce gizh bir mezhep gibi görünürken, şimdi tapın- malannı daha açık şekilde gerçekleştı- nyorlar. Bu yeni bir aşamadır Tür- kiye'de o bakımdan ben bunu çok yararlı buluyorum. ORAL ÇALIŞLAR - Saym Bulaç, siz bu yeni yükseliş tahliline ne diyorsu- nuz? Gerçekten bir Alevi Rönesansı 'n- dan söz edebilir miyiz? 1951 yılında Mardin 'de doğdu. Yüksek İslam Enstitüsü'nü ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümu'nübııırdi. MılliGuzete. Yeni Devir ve Zaman gazetesmde çok sayıdayazı vearastırmaları yaymlandı. Yayınlanmış kitaplarmdan bazılan şunlar: Kuran ve Sünnet Üzerine, İslam Dünyasında Düşünce Sonmlan, Çağdaş Kavramlar ve Düzenkr Canlanma kentleşmenin eseri ALİ BULAÇ -Dini uyanış hareket- kimliklenni dışa vurma gereğini hisse- diyorlar. Önemli bir kıtledir, 15-20 mılyon diyoruz. Bu az bır insan toplu- luğu değıl. Bunlarla daha çok ilgilen- memiz lazım aydın olarak, araşürmacı olarak. . . , s ,- .. - \ - _. Şimdi sızin sözünü ettığiniz Ali ve len sadece Islam dünyasında gorul- Muaviye kavgasının bugün bir anlam- muyor. Hınstıyan, Yahudı ve hatta d a a r t l k e s p r i s ı k a ı m a d l . A m a b ı r a n _ dunyanın başka yerlennde de benzer l a m d a ^ ^ v a r ^^ B i z A i r y i v e uyanış hareketlen var. Amenka'da Muaviye'yi semboller olarak görüyo- Evanjehk ve Fundamentalıst hareket, ^ Eşitliğin. adaletin, ileri düşünce- İtalya da Komunyon, Fransa da Yçnı n i n te msilcisi ve sömürünün baskınm, Kanzmaükler, Polonya ve Çekoslo- zor balığın haksızlığın sembolüdür. vakya'da Hınstıyanlığın yeni yükselen B ö y ı e olunca bu kavga hiçbir zaman yuzu, Israıl dekı bazı parülenn laık ve A l e v i v e S u n n i k a v g a gjbl a ıı m n amab, kadar geldik. ILHAN SELÇUKrTürkiye'de laiklik devrimi bir temel ilke olarak anayasamıza girmiş. Bu laiklik devnminin üstünde çeşitli tartışmalar sıcaklığını koruyor. İnsanlar bu tartışmalarda birbirlerine düşmanlaşacaklanna birbırlerini anlamaya çalışmalı. savaşı gibi ele alınmasını istemiyorum. Bu yanlış olur. Bızım Sünnılerle ger- çekte dinsel bazda herhangı çelişkımiz yoktur. Olay bizim yönetimle olan çe- lişkilerimizden kaynaklanan bir olay- dır. Muaviye ve Ali kavgası, günü- müzde böyle yorumlanmalıdır. ORAL ÇALIŞLAR - Geneüikle Ali tarajtarlan , Aleviler, Ali'yi bir ideal sembol olarak görüyorlar ve onu abar- tarak bir tanım yapıyorlar. Normaldir her siyasi topluluk veya inanç tophduğu kendi önderini ideaİize eder, abartır. Zaman zaman Aleviler Muaviye'yi Sünniliğin esas temsilcisigibi adlandırı- vorlar ve kötülüğün sembolü olarak görüyorlar. Fakat Muaviye, gelişme- min bir aşamasında devlelleşmeye yü- rüyen bir dinin tarihset sıçraması göre- vinı yerine getirmiştir. Başlayan bir süreci gerçeğe dönüştünnüştür. Mua- viye'ye daha objektifyaklaşmak gere- kir. Yoksul-zengin kavgası RIZA ZELYUT -Tabü kabahatli değil, tarihi gelışmeye uygun düşüp düşmeme olayından çok burada sınıf- lann konumlan ve toplumsal sınıfia- nn örgütlülüğü ve iktidar deneyimin- den kaynaklanan şeyleri dikkate almak zorundayız. Yani, Hazreti Ali üe Muaviye arasındaki çekişme örgüt- süz, fakir, dağınık emekçi gruplarla, örgütlü, anstokrat ve tefeciler arasın- dakı, tüccar tefecı kesimi arasındakı bir mücadeledir. İktidar deneyimi olan Arap zenginleri, örgütsüz, zayıf maddı gücü de sınırh alt katmanlan yenilgiye uğratacaklardır. Zaten insa- noğlunun tarihi bu mücadelelerle dolu ve genelde de bu mücadelelen alt kat- manlar kaybederek bu güne kadar gel- dıler. İLHAN SELÇUK -Kimı zaman da kazandılar. RIZA ZELYUT -İlhan Bey çok doğru söylüyor. Sonuçta kazanan on- lar oluyor. Bu mücadelelerle bu güne şiyonıstulusdevleteyöneltüğieleştiri- algılanmamahdır. Bu, ileri-geri. ' e r vs - doğru-yanlış, güzel-çirkin gibi bir kav- L ganın, insanlığın ezeli kavgasının belli lam dünyasında da bu türden bir . toplumsal süre içensinde Hazreti akımlar var ve bunlann kökü geçen A l i v e Muaviye'de somutlaşmasından yüzyıbn sonlanna kadar iner. Cema- b a § k a b ı r 5ey değildır. Ali-Muaviye leddin Efgani, Muhammed Abduh'la kavgası, belırlı bır dönemle sınırlanan başlayan "Dine yenıden dönüş" akı-tev%&değil gecmışı var kavganın. In- mı, Pakistan, Türkiye ve Kuzey Af- sanlığın başlangıcından beri gelen bir nka'da geniş bir yankı buldu. I979'da kavganın Arap toplumunda Müslü- Iran'da bır Islam devrimi oldu. Afga- manlığın kurumlaşmasıyla bırlıkte or- İLHAN SELÇUK - Şimdi ben bir parantez açayım. Oral Çalışlar'ın so- rusuna, bir soru. X eryüzünün en büyük dinlerin- den bir olan Hınstiyanlık, nasıl kurul- muş? Bir yenilgi üzerine bina edilmiş değil mi? İsa, bir martir olduğu için inançlan sürüyor. Olaya devlet ve ikti- dar savaşı açısından baküğımızzaman başka bir tablo çıkıyor. Ama öbür ta- raftan inanç açısı laratından bakınca, inanç yenilgiye uğramıyor. Kuşaklar boyu sürüyor o. Muaviye totaliter ALİ BULAÇ -Sadece Alevilerle, Şii- ler, Ali'yi sembol olarak kullanmıyor- lar. Sünni dünya da sembol olarak kullamyor. Modern zamanlann Sünni aydınlan, Hazreti Ali-Muavıye çatiş- masinda tercihini Hazreti Ali'den ya- na koymuşlardir. Bu önemli bir şey. Nitekim tarih boyunca da hiçbir Sün- ni aile çocuğuna Muaviye ismi koy- mamıştır. Sünniler çoğunlukla çocuk- lanna Ali ismini vermişlerdir. Yezid ismi de yoktur. Sünnilerde rastlana- maz Çünkü Hz.Ali, Peygamberin saf geleneğini sürdürüyordu. Sivil bir top- lum, siyasal ıktidann seçimle işbaşına gelmesi ve eşıtlikçi bır bölüşüm. Mua- viye, çok önemli bir kınlma meydana getirdı İslamın siyasal ve sosyal tan- hınde, hatta kültüründe. Binncisi ku- rumlaşmış bir devlet ortaya çıkardı. Bunu da büyük ölçüde Bızans'tan al- dı. Bundan dolayı secimi devre dışı bıraktı. Biat ve Şura'ya son verdi. Merkezi ve totaliter bir siyasal modele yöneldi.Muhalefet hakkının tanınma- sına karşı çıktı. Böylelikle hilafetin yerine saltanatı ikame etti. Tabü bü- yük tepkiler meydana geldi. Hz. Ebu- bekir'in oğlu ona, " Sezar'ın yaptığı şeyleri mi yapmak istiyorsun?" diye karşı çıktı. lVJLuaviye'nin yaptığı daha önemlisi resmı dın görüşünü ortaya çı- karmakü. O güne kadar resmi bir din görüşü yoktu. İnsanlar dini görüşle- nnde özgürdü ve devlet bu yorumlar karşısında taraf değıldi. Muaviye res- mi bir dın görüşüne dayanarak iktida- nna dini bir meşruiyet kazandırmak istedi. Mesela Hazreti Ebubekir Pey- gamberden sonra seçilince, insanlar ona eski bir geleneğe dayanarak Al- lah'ın Hahfesi ismini verdi. O hemen reddetti. "Ben Allah'ın halifesi deği- lım, Resul'ün hahfesiyim" dedi. Çün- kü bu ikısı arasında çok önemli bir fark vardır. Binncisi: Yönetımi teokratik kah- yordu. Gücünü kaynağını. otoritesini Allah'tan ahyordu. İkincisi, secimi ve muhalefeti temel alır, çünkü yönetici doğrusu ve yanlışı olan bir insandır. Doğrulan destekle- nir, yanlışlan da düzeltilir. Muaviye resmi din görüşünü ikame etmekle Islam tarihinde önemli bir kı- ntmaya yol açmış oldu. ORAL ÇALIŞLAR -Ganimetten beşte bir alma hakkı tslamm kuruluşu- nun en temel uygulamalarvndan. Haz- reti Muhammed döneminde bu uygula- ma başlamış. İslamiyet büyüyüp bir imparatorluk haline dönüştükçe, bu beşte birler büyük rakamlara ulaşıyor. Hazreti Osman döneminde paraların olağanüstü artışıyeni devletin maliyesi- ni de ohtşturmuş. Muaviye de, bu zen- ginliğin gereği olan devleti ayakları üzerine oturtmuş. Doğal olanı yapmış, bütün günahları onun svtma yıkmak haksızlık değil mi? RIZA ZELYUT -Bence tarihi ola- rak baküğımız zaman, Muaviye'nin iktidannı haarlayan Osman'dır. Muaviye'yi iktidara hazırlayan, iste- mese de Muaviye'ye iktidar yolunu 1948yümda Tokat'tn Niksar tiçesinin Ormancık köyünde doğdu. 11yüöğretmenlik, 8ydgazetecilik yaptı. Alevilik üzerindeyoğun inceleme ve çalışmalaryaptı. Yurtdışmdaki Alevi örgütleriyle birlikte Alevilik Bildirgesi 'ni hazırladı. Yayınlanmış eserlerinden bazılanşunlar: Halk Şıirinde Gerçekçilik, Özkaynaklanna Göre Alevilik, Hacı Bektaş Veli. açan Osman'dır. Muaviye Osman'ın hazırladığı yapıya konmustur. Tabii devletleşme olayı var. Devletleşme sü- reci devlet kendi yapısı gereği sınıflı toplumlarda zaten tahakküme ve zora dayanan bir yapı. Bu yapı, zora ve ta- hakküme dayalı yapı, alt katmanlann Hazreti Ali'nin temsıl ettıği anlayışîa uyuşamıyor. Bu yüzden de Hazreti Ali devrenın dışında kalıyor ıster ıstemez. Bu yüzden bir haklılığınız var yaklaşı- mınızda. Olması gereken bu değildi ALİ BULAÇ -Evet ama bu geniş öl- çüde bizi tarihi determinızme götürür. O zaman sorumlu kim? Herkes ne yaptıysa yapılması gerekenı yaptı. Biz de diyoruz ki, olması gereken bu değıl- di. Insanlann mutluluğu, ınsanlan heyecanlandıran ilkeler vardır Yani evrensel ilkeler. Hazreti Ali bunlan temsil edıyordu. Ama biz Hazreti Ali'- yi bir referans alıyoruz ve Muaviye'yi de eleştiriyonız. Jîence Alevilerle Sünnilerin bir- bırlenne yakınlaşmasını sağlayan önemli şeylerder biri bu. ORAL ÇALIŞLAR - Ben başka bir şey söylemek istemiştim. Tabii kitarih- teki olaylara karşı insanlarm bir tutu- mu olacaktır. Muaviye haksızı temsıl ediyor. Ama bütüngünahın onun sırtına yıkümasını doğru bulmuyorum. Bunun bir öncesiyok mu? Muaviye'yi iktidara hazırlayan birgeçmişyok mu, Muaviye gökten zembille mi indî? İLHAN SELÇUK -Ben Muaviye'- ye ilişkın iyı bir şey duymadım. Biraz hakkı mı yeniyor Muaviyenin bu du- rumda. Tarihsel İslama sorgulama ALt BULAÇ -Buradan Aleviliğe geçmek istiyorum. Alevilik, İslam mezheplerinden birisi ve Şiiliğin bir tü- revi veya farklı bir şekli olan Alevilik, maalesef kötü ve talihsiz bir konjonk- turde gelişti tarihte. Bu da Osmanlı- İran savaşlan, iktidar mücaddesi so- nucunda ortaya çıktı O güne kadar muhalefette olan mezhepler vardı. Şu veya bu şekilde kendilerini temsıl edi- yorlardı. Devlet de Selçuklulardan önce henüz daha kurumlaşmış değildi. Gerçı Abbasiler zamanında iyî kötü bir devlet vardı. ama eğitim halen sivil- dir. İslam tarihinde parlak zekâ kabul etüğimiz bilginler. fılozoflar resmı bir medrese veya mektepten yetişmiş de- ğiller. Fakat bu ıktıdar mücadelesinde Osmanlı resmi din görüşünü kabul et- ti. Sünniliğj ve Hanefiliği resmi din kabul edince bunun dışındaki mez- heplerin bılhassa Şiiliğin yaşamasına fırsatvermedi. Böyle olunca Şiilik Anadolu'da RIZA ZELYUT: Alevi kültürü gizli, içedönük bir kültürdür, kır kültürüdür. Yazılı değil sözlüdür.Bu nedenle Alevi kültürünün okullara girmesi mümkün olamamıştır. Yazılı hale gelmesi de devlet baskısı nedeniyle yazılı eserler suç teşkil ettiği için mümkün olamamıştır. Ama Alevi önderleri, dede dediğimiz kişiler, Mısır'a, Suriye'ye, Irak'a giderek eğitim görmüşlerdir. kendi üssüne kapandı. İkincisi de dev- letle siyasal iktıdaria özdeşleşen Şün- nihğe ve Hanefiliğe karşı bir tepki ge- lışürmeye başladı. Fakat bugün öyle bir sürece girdik ki biz, dünyada siyasal iktidarlann di- ni kendisine resmi idolojı habne getir- dikleri dönem aşıldı. Bütün Islam dünyasında, belli başlı İslam bılginleri İslam aydınlan resmi dın görüşünü kabul etmiyor. Yani "Bir Müslüman toplumda resmi din görüşü olmaz" di- yorlar. Daha doğrusu devletin resmi mezhebi olmaz. Bütün mezhepler, dini akımlar. kendi pratiklenni gelıştirme hakkına sahiptırler ve devlet bu mez- hepler karşısında birini diğerine tercih edemez. Bu da sevindırici bir gelişme- dir. Bu açıdan Aleviliğe baküğımız za- man Alevilerle Sünniler arasındakı farkhlık, Hıristiyanlıktaki gibi, Orto- doks, Katolık ve Protestan farklıhğı değil. Aile içi bır farklılıkür. StRECiK ORAL ÇALIŞLAR Hz.Ali-Muaviye Çatışması İslamın Doğuşu ve İlk Aynüklar İstetne adresi: Pencere Yaymlan Salkımsöğüt Sk. 2/4 Cagaloğlu-İstanbul Tel: (1)513 2717 POLJTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Sessiz Yaşamak.Mehmet Akif bir dizesinde şöyle der: "Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir." Orhan Sadi Selen sessiz yasadı. Sessiz yaşadığından daha sessiz de öldü. Gazetecilerin ölüm haberini TVIer veriyor. Dinlemedi- ğim için haberim olmadı. Sabahleyin gazeteyi okurken rastladım "Vefat" diyordu. "Merhume Faize Selen ve merhum Hamid Sadi Selen'in oğulları..." Ondan sonra es- ki ve yeni yakınları sıralıyordu. "Cenazesi öğle namazından sonra Şişli camisinden kal- dırılacaktı Camiye erken saatte gittim. Çelenk melenk olmadığı gibi kimsecikler de yoktu. Saat 11 oldu, derken 11 buçuk, 12... Musalla taşı bomboş... Acaba yanlış mı gel- miştim? Namaz, başka bir camide miydi? Yammdaki ada- ma sordum. "Namaz kaçta?" "20 dakika var. Bir gazetecinin öldüğünü gazete haber verdi." Belli, profesyonel cenaze kaldırıcılardan biriydi. O da şaşıyordu. "Namaz vakti gelen olur." içime bir hüzün çöktü. Turhan Sadi Selen'i ktrk yılı aşkın süredir tanırdım. Dil/Tarih'teki öğrenciliğinden Anadolu Ajansı'ndakı gazeteciliğine kadar uzun süren birdostluğu- muz vardı. Prof. Nevin'le de Dil/Tarih'te tanışıp evlenmiş- lerdi. Turhan diploma meraklısıydı. Sanırım birkaç yüksek diploması vardı Bunlan söylemezdi de.. bunlarla övün- mezdi de... Belki en övündüğü yani Dil/Tarihli olmasıydı. Dii/Tarih!.. Bir zamaniar soiculuğun otağıydı, övünülmez miydi? Şimdi çok gerilerde kalmış bir anıydı. Turhan, tanınmış oağrafyacılarımızdan Prof. Hamid Sa- di Selen'in oğluydu. Hamid Sadi Selen, coğrafyayı bir bi- lim olarak ülkemize ilk getirenlerden biriydi. Sadece coğ- rafyayı değıl, sosyalizmi de Almanya'dan Osmanlı topra- ğına taşıyanlardan biriydi Berlın'den dönen Spartaküsler arasında yeri vardı. Kurtuluş dergisinde yazılar yazmış, konuşmalar yapmıştı. Hamid Sadi Selen'in yazısı, "Kurtu- luş hareketi içinde sosyalizme yöneliş" başlığını taşıyor- du. Berlin'den döndükten, parti Vedat Nedim tarafından ele verildikten sonra Hamid Sadi Selen, bir daha bu ey- lemlere karışmamıştı. Turhan Sadi Selen'e sorardım, "Evde bu konulara değinir mi?" "Adını bileanmaz." "Siz açacak olsanız?" "Duymazlıktan gelir." Turhan Sadi Selen, gençlik yıllarımızda hep solcular arasında olmuştur. Ama hiçbir zaman açıktan solcu olma- mıştır Hepımizin başına Dil/Tarih solcusu olmaktan türlü işler gelmiştir, ama Turhan'ın başı pek ağnmamışur. Ankara'nın Posta caddesi bir içkicıler tarihidir. içkiyi se- venler, ucuz içmek ısteyenler caddedeki ucuz içkievlerine dadanmıştır Anadolu Ajansı'na yakın olduğundan mı, Turhan da buranın gediklilerindendı. Vakit gözetmeyen iç- ki arkadaşları vardır, birbirlerini azıtırlar. Şinasi Nahit Berker, MücahitTopalak, Tuğr'ulTuna, Ruhi Dervişoğlu... Tuhaf bir rastlantıdır, Ruhi de aynı günlerde ölmüş, cenazesi Turhan'dan bir gün sonra kaldırılmıştır. Bir avuç cemaatle cenaze kaldırılırken, içki arkadaşla- nndan Dr. Guner, şaatine baktı, "Sağ olsaydı, Demgeh'te birinci Salih'in orda ikinci ka- dehini içerdı. Malatyalılarınordançoktançıkmışöğleyede bütün ışini bitirirdi " Birdönemin güzel içki içen, güzel adamlarından biriydi. Böylesi. bundan sonra, zor gelir. Gelip gidiyorlar işte!.. Sessiz sessiz gitti. Yaşarken tören mören istemezdi, öl- dükten sonra niye istesin!.. BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Ortaçağın skolas- tik duşiinüşune kar- şı XIV. yüzyılda do- ğan felsefe, bilim ve sanat görüşü. 2/ Toprağı kazıp siper yapmak... Bir renk. 3/ Gevşeklık, tem- bellik. 4/ Iskambüde koz... Banndırma. 5/ Gemide maçuna ve başka makinele- rin çevrilmesi için verilen komut... Bir işteki engelleri yen- me kararı. 6/ Ilaç... Yapan, kuran. 7/ Osmanlı devletin- de vergi ve haraç vermeyen Müslü- man halka verilen ad. 8/ Hindistan- da büyük toprak sahibi prenslere ve- rilen ad... Ağabey. 9/ Minarenin ezan okunan yeri... Tümör. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Doğu Anadolu'da çift sürülürken hep bir ağızdan söylenen türkü. 2/ İnsanın var olabilmesi için doğayı de- ğiştirmesi ve doğayı değiştirirken kendini de değiştirmesi süreci... Bir nota. 3/ Türk müziğinde bir makam... Kaplarda su nedeniyle oluşan tortu. 4/ Gözleri görmeyen... Alfabe. 5/ Ortaçağ'da açık denizde kullanüan yel- kenli bir gemL.. Cennet ile cehennem arasında bulunduğuna ina- nılan yer. 6/ Japonlara özgü çiçek düzenleme sanatı. 7/ Baş- sağlığı dileme. 8/ Su... Titan elemenünin simgesi... Düşman. 9/ Sütün yüzünden toplanan yağ... Rütbesiz asker. ERDAL ATABEK Cinsellikten İkmale Kalmak Dc ERDAL AIABEK CB CireeniktEaı "Bireysel bir soruna toplumsal bir yaklaşım" İMZA GÜNÜ 9 Kasım Pazar TÖYAP KİTAP FUARI Saat: 14.00 ALTIN KİTAPLAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle