15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 1&92 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIZIYAZI 13 Haksızlığı savunmak çok zoriş, Başbakanlık da savunmasmda kitap yakmayı haklı göstermeye çalışır Başbakanbkkitap imhasındanyaııa KITABIN D A N S I SÜLEYMAN EGE Da — 7 — F ava dilekçesindeaynca. Şıkıyöne- tim Komutanlığı'nca gizlenen imha em- rinin ve imha tutanağının mahkemeye getirtilmesini istedik. Bu bir tazminat davasydı; uğradığım zaran parasal olarak da belirlemem ge- rekiyordu. Bu nedenle, Ankara ve Istan- bul'daki bellibaşlı yayınevlerinden 1985 yılı kitap-forma değerlerini beürten yaa- lar almıştım. Maddi zaran, dava dilekçe- sine de eklediğimiz bu belgelerdeki veri- lere göre hesapladık. (l) Istemimizi 115 milyon lira maddi, ay- nca 25 milyon lira manevi tazminat ola- rak belirledik. Mahkemeden. "fazlaya ilişkin haklar sakh kalmak üzere" Baş- bakanlığın bu tazminaü, zarann doğdu- ğu tarihten başlaülacak yasal faiziyle birlikte ödemesine karar verilmesini iste- dik. 'Dört milyon lira harç parası Dava>ı açarken yatırmam gereken harç dört milyon liranın üstündeydi. O zaman çok büyük bir para... Bunu yatı- ramazdım. Yasalar çiğncnerek bütün varlığım elimden alınmış, 18 yıllık yayı- nevime fıilen son verilmişti. O nedenle. mahkemeden 'adli müzaheret" yasasına göre harçtan bağışık tutulmarru da iste- miştik. Davadilekçesini inceleyen Anka- ra Beşinci İdare Mahkemesi önce bunu karaıa bağladı: İstemimizi kabul edcrck davayı harçsız işleme koydu. Davayı açmış, 133 bin kitabı yakma eyleminin sorumlululannı hukukun cen- deresıne sokmuştum. avayı açarken yatırmam gereken harç dört milyon Uranın üstündeydi. O zaman çok büyük birpara... Bunu yatıramazdun. Yasalarçiğnenerek bütün varbğım elimden ahnmış, 18 yılhk yaymevimejülen son verilmişti. Onedenle, mahkemeden "adlimüzaheret" yasasınagöreharçtanbağışık tuiulmanu da istemiştik. . U a v a n ı n açılması, basında Cumhu- riyet'le Milliyet'te haber oldu. Arkasın- dan, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin yayın organı Çağdaş Haber'in Ocak 1986 tarihli sayısında "7 Kamyon Dolusu Kitap Nasü Yakıldır başhklTönemli bir yazı yayımlandı. İsmet Demirdöğen im- zaü bu haber-yorum yazısında olaym, o güne kadar olan gelişmelerinin tam bir bilgisi veriliyor, savlanmız büyük bir kavrayış ve ustalıkla özetleniyordu. De- mirdöğen'in, dava dilekçemizden ve daha önce sorumlu makamlara yaptığım başvurulann metinlerinden geniş alıntı- lar içeren yaası şu satırlarla bitiyordu:. "Kitaplarm yakılış tarihi ilginçtir. t'ç yıl boyunca (Mamak'ta) tutulan kitap- lar, Ankara'dan sıkıyönetimin kaldırıla- cağı tarihin belirlenmesinden sonra, ola- ğanüstü yetkilerini terk etmeye hazırla- nan bir komutanın giderayak verdiği 'yakılstn" emriyle An'^ara'da mayıs ayı- run yumuşak, yürek ısıtan, gönül açan mavi gökyüzünü karartmıştır." VelidedeoğltTnun yazısı Kaybıyla arkasında doldurulamaz bir boşluk bırakan büyük hukuk adamı Hıf- n Veldet Velidedeoğlu da o zaman. 9 Şubat '86 günlü Cumhuriyet te bir yazı yazdı. "Can ve Mal GüvenfiğT başlıklı yazısında, devletin bu alandakı sorumlu- luğunu ele alarak acı bir eleştiri getiren Velidedeoğlu, yazısının son bölümünde şöyle diyordu: "...12 Mart döneminde kitaplarma el konanlardan çoğu. onları geri alamadı. Bu sorun 1980'den sonra zaman zaman büyük boyutlara da ulaştı. Gazetelerde okuduğumuza göre Bilim ve Sosyalizm Yayınları sahibi Süleyman Ege nin başına gelenler bunun en büyük örneğidir... Biz hukuk adamıyız. Bir kez inanmışız huku- kun üstünlüğüne ve kutsallığına. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' diye düşü- nenlerden değiliz. Bir yaymcmm 133 bin kitabı hiçbir mahkeme kararı olmadan, sı- kıyönetim komutanlığının bir buyruğu ile kamyonlara doldurulup görürülür ve bu haksızlığa karşı başvurduğu makamlar- dan üç yıl boyunca hiçbir ses çıkmazsa ve ancak 1985 'te Ankara Emniyet Müdürlü- ğü, bu kitapların imha edildiğini bildirirse, bu olay karşısmda. hukukçu olsun olma- sın, hiçbir namuslu vatandaş kaygı ve üzüntü duymamazlık edemez. Bizim gibi hukuka inanmış kişi ve yazarlar da işte böyle kalemini kullanarak büıün Türk ulusu karşısında durumu proteslo eder ve 'Bu olay Türk ulusunun tarihinde bir kara leke olarak kalmamahdır, adalet mutlaka yerini bulmalıdır' der. Bakm ne demiş, hürriyet savaşımı uğrunda zindanlarda yatan \amık Kemal: Butunmazsa adalet milletin efrtuh bey- ttinde Batar birgûn zenüne, arşa çıksapaye-i devlet. al güvenliğini içeren maddeler 'süs' diye mi duruyor anayasamızda ve 'Adalet mülkün temelidir' levhaları boşu- na mı asılı duruyor. mahkeme salonlarm- da?>. Eğer resmi bir makamm vaıandaşa za- rar verici eylem ve işlemlerinden ötürü sorumlu tutulamayacağma dair bir yasa çtkarılırsa, bu, yasa değil, bütün uygar ül- kelerde kabul edilmiş olan 'hukukun üs- tünlüğü ilkesi'ne aykın, keyfi bir buyruk- tan başka bir şey değildir. Admın 'yasa' ohnası, onu yasalaştırmaz, hukuka uygun duruma getirmez. Böyle vasalarla büyük- ler sorumsuzlaştırılırsa, küçük düzeydeki görevliler de kendi kendilerini sorumsuz- laştınrlar ve o zaman ne can ne de mal güvenliği kalır ülkede. Gerçek hukuk devleti dönemine gırelim artık!.." Başbakanlık'ın savunması Başbakan adına mahkemeye gönderi- len savunmada tabii böyle bir kaygırun izi yoktu. Hukukun damlasını ara ki bu- lasın, nerde kaldı "hukukun üstünlü- ğü..." B'aşbakanlık, davamıza karşı 17 Mart 86'da savunmasıru yaptı; mahke- meden davanın reddedilrncsini ıstedi. Başbakanhğın yanıtı şöyleydi: "Savunmamız: I- Dava konusu edilen Bilim ve Sosya- lizm Yaymları 'ndan 30 adet kitabın bası- mmın, yayımmm. dağıtumnm ve birden, fazla bulundurulmasmm yasaklanması iş- lemi 1402 sayılı yasanm verdiği yetkiye istinaden ikiaşamada6.8.1982gün, 1982,1 müt. 277-11476 sayılı ve 27.8.1982 gün. 1982/müt. 277-12Ö91 sayılı Sıkıyönetim Komutanhğı işlemleri ile yapılmıstır. Bahis konusu yaymlarm sıkıyönetimce toplattırılmasmdan sonra haklarmda ya- pilacak işlemler aşağıdaki bölümlerde de izah edileceği üzere sıkıyönetim idaresinin görev, yetki ve takdirleri içinde bulun- makta olup iadeleri mevzubahis olamaya- cağına göre davacmm zararmı mucip konuya ittıla tarihi yukarıda belirtilen ta- rih olacağmdan davanın açılmasmda süre aşımı mevcut olup evvelemirde davanın bu yönden reddi gerekmekledvr. J\aı. aldı ki davacmm imha tarihini esas alması ve imha olayına muttali olması hu- susları da iddia edildiği gibi olmayıp belli bir tarihi göstermemektedir. 2- Öte yandan davanın 2575 sayılı ka- nunun 24. maddesi, 2576 sayılı kanunun 5. maddesi, 2577 sayılı kanunun 14. ve 15. maddeleri uyarmca mahkemenizce görev yönünden de reddi gerekmektedir. 3- 1402 sayılı sıkıyönetim kanununun 2301 sayılı kanunla değişik 3jc maddesin- de 'gazete, dergi, kitap ve diğer yaymlarm basımmı, yayımını, dağıtımını, birden faz- la sayıda bulundurulmasmı veya taşınma- sını ve sıkıyönetim bölgesine sokulmasmı yasaklamak veya sansür koymak,... top- latmak, bunları basan matbaaları... ka- patınak, müsaderesine karar verilmemek- le birlikte, sıkıyönetim komutanlıklannca sahiplerine iadesinde sakmca görülenlerin imhası için gerekli önlemleri almak...' sı- kıyönetim komutanlığının yetkileri ara- sında sayılmıştır. 1402 sayılı kanunun 3/c maddesinin verdiği bu yetkiye istinaden, Bilim ve Sosyalizm Yaymlan'ndan 30ki- tabm basımı, yayımı, dağıtum ve birden fazla sayıda bulundurulması 4. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığının 6.8.1982 gün'. 1982/müt. 277-11476 savüı ve 27.8. 1982 gün, 1982!müt. 277-12091 sayılı emirleri ile yasaklanmtstır. 4- Sıkıyönetim komutanlığının bu ya- saklama emri üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce, Bilim ve Sosyalizm Ya- yınları na ait depodan 133.607 adet kitap elde edilerek 10.9.1982 gün ve Siyasi! Basın-17095 sayılı yazıyla sıkıyönetim komutanhğına teslim ediİmistir. 5- 1402 savtlı kanunun 3. maddesinin (c) bendinde',28.12.1982 tarih ve 2766 sa- yılı kanunla yapılan değisiklikle sıkıyöne- tim komutanlarına; yasaklamış ve toplat- mıs oldukları kitap, dergi, gazete, broşür, afış, bildiri, pankart. plak, bant gibi evra- kı, yaym ve haberleşme araçlarını, müsa- deresine karar verilmemekle birlikte sa- hiplerine iadesinde sakmca görmeleri halinde imhalarmı sağlamak için gerekli önlemleri almak yetkisi tanınmtstır. 2766 sayılı kanunun 5. maddesiyle de bu deği- şikliğin 26.12.1978 tarihinden geçerli ol- mak üzere yürürlüğe gireceği öngörül- müştür. ava konusu kitaplar hakkmda bir müsadere kararı verilmemekle birlikte, 4. Kolordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı'nca sahiplerine iadesi sakmcalı görülüp öyle değerlendirildiğinden, bu yetkiye istina- den 9.12.1983 gün, Ad. Müş. 1983,'müt. 652 sayılı ve 28.5.1985 gün, Ad. Müş. 19831müt. 652 sayılı emirleri ile imha edil- mesine karar verildiği ve bu emrin yerine getirilerek, Ankara Emniyet Müdürlüğü '- nün 13.1.1984 gün ve Güvenlikı Bastn 8474 sayılı yazısı ekindeki tutanaklardan anlaşılacağı üzere kitaplarm SEKA 'ya teslim edildiği (2) sıkıyönetim komutanh- ğına bildirilmiştir. 6- Dava konusu olan maddi olay bu şe- kilde belirtildikten sonra savunmaya yö- nelik hukuki nedenler şöyle açıklanabilir: a. Sıkıyönetim komutanlığının bu işle- mi haksız ve keyfi bir işlem değildir. Zira, 1402 sayılı sıkıyönetim kanununun 3jc maddesindeki yetkiye istinaden tesis edil- mistir. 1402sayılı sıkıyönetim kanununun 3. maddesinae sıkıyönetim komutanınm, sıkıyönetim bölgesinde genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak ve sağ- lamakla görevli olduğu, ayrıca aynı mad- dede yazılı tedbirleri almaya yetkili oldu- ğu belirtilmiştir. Sıkıyönetim komutanı- nm yasakladığı yaym ve haberleşme araçlarını imha ettirmesi de bu yetkiler- den bir tanesidir. Anayasanm 15. madde- sinae yer alan 'Savaş, seferberlik, sıktyö- netim veya olağanüstü hallerde, milletle- rarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun ge- rektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetle- rin kullanüması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alı- nabilir' hükmü müvacehesinde. anılan kanun hükmünün anayasaya aykırı oldu- ğundan bahsedihnesi de mümkün değildir. Hatta anayasanm 122. maddesinin 2fık- rası gereğince sıkıyönetim süresince. cum- hurbaşkanınm başkanlığmda toplanan Bakanlar Kurulu, sıkıyönetim halinin ge- rekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabileceğinaen, gerekli hallerde bövle bir yetkinin kanun hük- lir. Kaldı ki 12 Eylül 1980 tarihinden önce memleketin ne hale getirildiği, kamu dü- zeni, genel güvenlik ve asayişin nasü ihlal edildiği herkesçe bilinmektedir. Sağlanan huzur ve güven ortammm bozulmaması için sıkıyönetim komutanlarmm, kanun- larm kendilerine tanıdıği yetkileri titizlik- le kullanmalarmdan tabii bir şey olamaz. Bu nedenle dava dilekçesinde iddia edildi- ği gibi adı geçen kitaplarm bir kısmmm sıkıyönetimin ilan edildiği 26.12.1978 ta- rihinden çok önceyargı denetimindengeç- mesi ve çeviricileri hakkmda takipsizlik veya beraat kararı verilmesi bu yetkinin kullanılmasmı bertaraf edemez. Zira, bu kitaplarm yasak yayınlar kapsamma alın- ması 1982 tarihinde olduğu gibi, yargı mercileri ile idari mercüerin farklı kriter- lere göre karar verdikleri de malumlarıdır. Yargı organları, ceza kanunlarmda un- surları açıkça tayin ve tespit edilen bir suçun mevcut olup olmadığmı araştırdık- ları ve sonucuna göre karar tesis ettikleri halde, idari bir merci olan sıkıyönetim ko- mutanhğı bu kitaplarm sahibine iadesinin (bunun sonucu olarak halka dağıtılacağı ihtimalini nazara alarak) kamu dözenini bpzup bozmayacağı düşüncesinden hare- ket etmektedir. Bu nedenle önleyici zabıta görevini yerine getirmek amacıyla suçtan bağımsız idari tedbirler almması müm- kündür. c. 'Devlet' ve 'Bozkurt' adli dergilerden 20 ila 30 tonunun Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nca toplatılıp daha sonra da imha edümesi nedeniyle, Afilli Savunma Bakanhğı aleyhine Danıştay Onuncu Dai- resi'nde açılan bir davada verilen karar ekte gönderilmiştir. Bu davada. sözü edi- len işlemin tesis edildiği tarihte, 1402 sayı- lı kanunun 3>c maddesinae 2766 sayılı kanunla aeğişiklik yapılmadığı halde ret kararı verilmiştir. Bilim ve Sosyalizm Ya- ymlan'ndan 30 kitabm imhası ise 2766 sayılı kanunun sıkıyönetim komutanları- na lanıdığı sarih yetkiye istinaden yapıldı- ğı için hukuka aykırı bir işlem veya eyle- min var/ığından söz edilemeyeceğigibi, bu işlem ve eylemi tesis eden kamu görevlile- rine de bir kusur izafe edilmesi mümkün görülememektedir. d. Dava dilekçesindeki. imha işleminin tam sıkıyönetimin bümesine yakın bir za- manda yapılması iddiası da tutarlı görül- memişlir. maddi yanhşlıklara değindik. Başbakan- hğın savunmasına karşı 21 Mayıs 86'da verdiğimiz yanıt şöyledin "Dava konusu, bir vatandaşm anayasa- nm veyasaların güvencesi alttnda bulunan mülkiyet hakkmm yok edilmesidir. Sıkı- yönetimin ilanmdan yıllarca önce yargı organlarmm kesmleşmiş kararlarıyla ya- sal olarak sahip olduğum 133 bin kitap sıkıyönetim komutanmm emriyle imha ediİmistir. Bu konuda açtığım davaya karşı Baş- bakanlığm savunması, anayasa ve yasalar karşısında hukuksal dayanaktan tama- men yoksundur. Başbakanhğın savlarmı tek tek ele alalım: 1. Süre aşonı savı: a) Söz konusu kitaplarm sıkıyönetimce toplattırılmasmdan sonra 'iadeleri mevzu- bahis olamayacağınagöre davacmm zara- rmı mucip konuya ittıla tarihi'yasaklama ve toplatma tarihi olacağmdan davanm açılmasmda süre aşımı vardır, denilmek- tedir. ysa, sıkıyönetim komutanhğmm emriyle toplatüan kitaplarm sahiplerine geri verilmesi her zaman mümkündür. Bu- nun örnekleri çoktur. Bu kitaplarm 'iade- leri mevzubahis değildir' biçimindeki bir düşünce yerinde saydamaz. Komutanlığa sunduğumuz söz konusu kitaplarla ilgili kesinleşmiş beraat ve takipsizlik kararla- rmm incelenmesi sonunda bu kitaplarm iadesine karar verilmesini beklememiz do- ğaldır. En kötü olasdıkla, Ankara 'dan sı- kıyönetimin son bulacağı tarihte iade kararı verilebilirdi; biz bunu bekledik. Kitaplar müsadere edilmemiştir. Bun- lar üzermdeki mülkiyet hakkım devam etmektedir. Sıkıyönetimin yasakladığı, tutanakla teslim alıp götürdüğü 133 bin 607 kitap. yer değiştirmekle birlikte, be- nim mülkiyetim altındadır. Öte yandan, sıkıyönetim yasasınm 3/c fıkrasmdaki 'iadesinde sakmca görülen' ibaresi yasaklanan ve toplatılan yayınlar için 'iadelermin mevzubahis olamayacağı- nı' değil, sakmca görülmemesi halinde ia- de edilebileceğini ifade eder. Yani, sıkıyö- netim yasası hükmüne göre sakmcagörül- memesi halinde kitaplarm iade edilmeleri söz konusudûr. Bu. kesinleşmiş yargı ka- münde karamamelerle sıkıyönetim komu- tanlarına tanmması da mümkündür. Bü- tün bu hükümlerden anlaşılacağı üzere hem bu yetkinin yasada yer alması, hem de kullanüması başta anayasa hükümleri olmak üzere mevzuatı ihlal edici nitelikte değildir. Bu itibarla yasalarla verilen yet- kinin kullanıldığt dava konusu olayda ida- renin bir tazminatla sorumlu tutulmast da hukuken imkânsızdır. b. Bu yetkinin kullanılmasında nazarı dikkate almması gereken en önemli unsur mevkutenin sahibine iadesinde sakınca görülmesi hususudur. Dava dilekçesinde belirtildiği .gibi sakmcanın anlamı 'suç öğesi taşuna' olarak düşünülse idi, kanun koyucunun bunu maddede açık olarak ifa- de etmesi gerekir di. Oysa kanun metninde müsaderesine karar verilmemekle birlikte sıkıyönetim komutanlıklarmca iadesinde sakmca görülen yaym ve haberleşme araçlarmm imha edilebileceği öngörüt- mektedir. Bu düzenleme izaha ihtiyaç göstermeyecek kadar açıktır. Bir şeyin sa- kmcalı olarak mütalaa edilebilmesi için aranacak kriter de 1402 sayılı kanunun 3. ınaddesinde gösterilmiştir. Bu maddenin birincifıkrasmdasıkıyönetimkomutanma kamu düzeni, genel güvenlik ve asayişiko- ruma ve sağlama görevi verilmiştir. Aynı maddede yer alan yetkilerin kullanılma- smda da kamu düzeni, genel güvenlik ve asayişin sağlanması ve korunmasmm baz olarak almacağı tabüdir. Sıkıyönetim ko- mutanlığmca basımı, yayımı, dağıtımı yasaklanmış olan bir yaymın (bu işlemin tesisi açin yaymın suç unsuru taşıması ge- rekli değildir) bir süre sonra sahibine iade edilmesi ve iade keyfiyetinin tabii bir so- nucu olarak da toplumun her kesimine ulaştırılmasınm kamu düzenini bozabile- ceği şeklinde bir değerlendirme yapılabi- B,^u hususta öncelikle, sıkıyönetim ko- mutanlarmm yetkilerinin zamanla smırlı olmadığı re sıkıyönetimin kaldırılacağı gün ve saate kadar geçerli olduğunun vur- gulanması gerekli görülmektedir. İkinci olarak, imha işleminin iki safha- da yapıldığı anlaşılmaktadır. İlki 1983 yı- Imda, ikincisi ise 28.5.1985 tarihinde ya- pûmıştır. Ankara'dan sıkıyönetimin 19.7. 1985 tarihinden itibaren kaldırılacağı, 8.6.1985 tarihli Resmi Gazete'de yayvm- lanmıştır ve 28.5.1985 tarihinde Ankara'- dan sıkıyönetimin kaldırılacağı belli değil- dir. Açıklanan bütün bu nedenlerle maddi ı/umevi tazminat talebini havi olan dava- nm yasal dayanağı bulutvnamaktadır. Sonuç: Arz ve izah olunan nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, malıke- me masraflan ve ücreti vekâleıin davacı üzerinde bırakümasmı arz ve lalep ede- rim." Darbe büdirisi gibi savunma Başbakan adına mahkemeye gönderi- len savunma bu. 12 Eylül kafasının an- cak bir darbe bildirisine malzeme ölabi- lecek türden savlan... Kendi mantığı içinde de kaba kaba çelişmeler. tutarsız- lıklar birbirini izliyor. Hangisini neresin- den tutacaksm?.. Lenin'in Kautsky'yle polemiğinin bir yerinde dediği gibi, "'bol- luk sıkıntısı" veren bir şey. Belli ki. hak- sızlığı savunmak zor iş. tabii, burada sergilenen savlan yalnızca olayın hukuksal yönünü doğru- dan ilgilendirdiği ölçüde ele aldık. Bir de rarları karşısında özellikle geçerli ve zo- runludur. 'M nedenlerle, komutanlığm yasak- lama ve toplatma işlemlerinin tarihini, davanm açılmasmda süre başlangıcı al- mak gerektiği ve bu baktmdan sürenin aşıldığı yolundaki savunma, hukuksal da- yanaktan yoksundur. Biz kitapların imha edilmesini dava edi- yoruz ve imhanın bize bildirim tarihini esas alıyoruz. b) Başbakanlığm savunmasmda, 'kaldı ki davacmm imha tarihini esas alması ve imha olayma muttali olması hususları da iddia edildiği gibi olmayıp belli bir tarihi göstermemektedir' deniliyor. Oysa, bizim 'imha olayına muttali ol- mamız hususu' dava dilekçemizde ve ekli belgelerinde kesin tarihleriyle bellidir. An- kara 'dan sıkıyönetimin kaldırılacağı tari- hin belirlenmesi üzerine 10 Haziran 1985'te Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne sözlü olarak başvurdum, kitaplarım hak- kmda bilgi istedim. Bana kitaplarımm imha edildiği söylendi. Bu tarihi izleyen günlerde Ankara Sıkıyönetim Komutan- hğı'na ve Ankara Valiliğine yaptığım başvurulara karşütk aldığım yazdı bildi- rimlerin belgeleri de dosyadadır. Cumhur- başkanlığı'na yazdığun uyarı meklubun- da olsun, Başbakanhğa zararımm tazmin edilmesiyle ilgili başvurumda ve eklerinde olsun. 'imha olayına muttali olmam husu- su'çok açıktır. Imlumın hangi tarihte yapıldığı değil, bize hangi tarihte bildirildiği esastır. An- kara Emniyet Müdürlüğü'ne 10 Haziran 1985te yaptığım sözlü başvuruya karşıiık aldığım hilgiden ve bunu izleyen günlerde Ankara Sıkıvönetim Komutanhğına ve Ankara Valiliğine yaptığım yazdı başvu- rulara verilen yanıtlardan önce bana hiç- bir bilgi verilmemiştir. 'İmha olayına muttali olmam hususu- nun iddia edildiği gibi olmadığı' savmm geçerli olabilmesi için davalı idarenin, ver- diğim tarihten daha önce yapılmış bir bil- dirimin varlığmı kanıtlaması gerekir. \Jörüldüğü gibi, Başbakanlığm yanı- tındaki süre aşımma ilişkin bu sav da hiç- bir esasa dayanmamaktadır. II. Mahkemenin görevsizliği savı: Davalı idarenin bir savı da davanın gö- rev yönünden reddi gerektiği yolundadır. Gerekçe olarak gösterilen 2575 sayılı ya- sanm 24. maddesi, 2576 sayılı yasanm 5. maddesi ve 2577 sayılı yasanm 14. ve 15. maddelerinin açık hükümleri karşısında bu sav geçersizdir. Dava, idare mahkeme- lerinin görevi içerisindedir. III. Olay nasü sunuluyor: Başbakanlığm maddi olayı sunuş biçimi de yanlıştır. a) Deniliyor ki: Bilim ve Sosyalizm Ya- ymları'nm kitapları sıkıyönetim komu- tanlığmca yasaklanmış ve toplatılmıştır. Sıkıyönetim komutanlarına yasaklamış ve toplatmış oldukları yaymları (vb.) im- ha yetkisi tanmmıştır. vA. ani, haksız veyetkisiz bir işlem, da- ha da haksız bir eylemi haklı göstermenin dayanağı olarak sunuluyor. Hepsi de adli denetimden geçmiş, aklanmış 30 çeşit ve 133 bin kitabı yasalaru aykırı olarak ve hiçbir haklı gerekçe göstermeden yasak- layıp toplatmayı, sonra da bu işleme daya- narak imha etmeyi hiçbir yönden haklı ve mazur gösterme olanağı yoktur. bj Yine savunmada, 'dava konusu ki- tapların... sıkıyönetim komutanhğmm... 9.12.1983 ve 28.5.1985 tarilüi emirleriyle ünlıa edihnesine karar verildiği ve bu em- rin yerine gelirılerek Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 13.1.1984 ve Güvenlik! Basm 8474 sayılı yazısı ekindeki tutanak- lardan anlaşılacağı üzere SEKA 'ya teslim edildiği. sıkıyönetim komutanhğına bildi- rilmiştir' deniliyor. Bir kez dava konusu olan. Bilim ve Sos- yalizm Yayuıları'nın kitapları değildir. •Böyle bir sunuş yanlıştır. Dava konusu, devletin yargı organlarmca verilen kurar- larm hiçe sayılarak 133 bin kitabm imha edilmesidir. İkinci olarak. burada hayretle karşılan- ması gereken nokta, 28 Mayıs 1985'te imhası emredilmiş olan kitaplarm 13 'aşbakan adınamahkemeye gönderilen savunma, 12 Eylül kafasının ancak bir darbe bildirisine malzeme olabilecek türden savlarla doluydu... Kendi mantığı içinde de kaba kaba çeüşmeler, tutarsızhklar birbirini izüyor. Hangisinineresinden tutacaksın?.. Belliki, haksızlığı savunmak zor iş. Ocak 1984'te, yani imha emrinden birbu- çuk yıl önce imha edildiğinin söylenebil- mesidir. Ba'aşbakanlığın bu 'açıklanıa'smdan. 28 Mayıs 1985 larMiemirle gerçekiestiri- len imhanın tutanağınm gizlendiğini mi, yoksa kitaplar emirsiz imha edilmiş de im- ha emrinin birbuçuk yıl sonra verildiğini mi anlayacağız? Bunun açıklığa kavuşma- sı gerekir. Dava dilekçemizde de altı çizilerek açıklandığı gibi Komutanlık. istemimize karşın. imha emrini ve imha tutanağmı göndermemiştir. Saym mahkemeden, bir ara kararı ile bu belgelerin getirtilmesini istiyoruz. IV. İleri sürülen hukuksal nedenler: a) Başbakanhğın savunmasmda. 'Sıkı- yönetim Komutanlığı'nm bu işlemi... sıkı- yönetim kanununun 3ic maddesindeki yetkiye istinaden tesis ediİmistir' denili- yor. Biz dava dilekçemizde, sıkıyönetim ya- sasuım 3le fıkrasmdaki 'müsaderesine karar verilmemekle birlikte.. sahiplerine iadesinde sakmca görülen 'yaymlarm, vb. imhasına karar verilebileceği hükmünün nitelik ve kapsanunı açıklamış bulunuvo- ruz. Bu hüküm, mahkeme kararlarmı yok sayma yetkisi veren bir hüküm değildir. Zaıen böyle bir yasal düzenlemeye gidile- mez. Bir yasa hükmü ile mahkeme karar- larmı değersiz ve geçersiz duruma getir- mek olanaksızdır. Çünkü böyle bir yasa hükmü yargı organlarmı yok saymak olur. Bu da anayasanm 7,8, ve 9. madde- lerinde düzenlenen, yasama, yürütme ve yargmm yetkilerini birbirinden ayıran, devletin temelini ve bütünlüğünü oluşturan 'güçler ayrılığı' ilkesini ortadan kaldınr. (1) Bilgi Kuruluşlan, Dost Kitabevi ve Yayın- lan, Can Yayınevi, Kelebek YayınevuSay Yayı- nevi ve Payel Yayınevi'nden aldığım bu yaalara göre o zaman (1985) kâğıL baskı, forma boyutu vb. açısından Bilim ve Sosyalizm Yaymlan'yla aynı niteliği taşjyan kitaplann forma değeri 60-75 lira arasında değişiyordu. Şımdi (Eylül 1992) aynı nitelikteki kitaplann forma değeri yaklaşık 30kat fazlasıyla 2000 TL dolaymdadır. (2) Sözü edilen imha belgeleri mahkemeye gönderilmemiştir. Neden gönderümediği daha sonra mahkemece de anlaşılacak. "kitaplann SEKA'ya teslim edildiğTne ilişkin bu "açık- lama'nın Bilim ve Sosyalizm Yayınlan'yla ilgisi olmadığı ortaya çıkacaktır. SORECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle