23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Bcrin Nadi • Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmct Çeünkayı • Yazı lşleri Müdürü: Ccial Başiugıç • Görsel Yönetmen: Ali Acar • Düzenleme: Mustafa StgUmer • Ankara Temsilcisi: Cûaeyt Arayürek Haber Müdürleri: MusUfı Balbay, Işık Kusn Izmir Temsilci V.: Serdar Kıak Adana Temsilcisi: Çetin Yijenojlu lstanbul Haberleri: Şeaay Kftlkan Dış Haberler: E ı g u Bakı Iş-Ekonomi: Şükren Ketend Yurt Haberleh: Meknct Sarae Kültur: Cetal Üster Makaleler: Sami Kanöraı Spor: Abdülkadir Yucdman Düzeltme: Abdullah Yana • Müessese Müdür V.: Erol Erkul • Koordinatör: Ahmet KornUuı • Muhasebe: Böleat Ven*r • tdare: Höstyin Gürer • lşletme: Önder Çelik • BUgj-lşlem: Nail t u l • Bügisayar Sistem: Möriivet ÇUer • Reklam: Rrha Lşıtmaa Basım: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gszetecilik T.A.Ş. 0 Yayımlayan: Yeni Gün Haber. Ajansı Basm ve Yayıncüık A.Ş. Turkocaft Cad. 39/41 Cağaloğhı J43Î4 la. PK. 246 lstanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Bürolar Aakan: Z. Gökalp Blv. lnkılap S. No: 19/4, Tet 433 11 41-47, lrlex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Iznir. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tet 83 12 30, Tdo: 52359, Fax: (Sl) 89 53 60 • AdaBK inönO Cad. 119 S. No: 1 Kaı: 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), 1etex: 62155, Fun (71) 59 25 7» TAKVİM 7KASIM1992 Imsak- 5.07 Güneş:6.34 öğle: 11.52 Ikindı: 14.35 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.22 Çocuklar daha yeşil • ANKARA (AA) -Ekoloji ve çevre konusunun insanbğı bir numarah orlak sorunu olduğu günümüzde, bu dünyanın varisleri olan çocuklar ve gençler, çevreye büyüklerden daha çok sahip çıkıyorlar. Türkiye Tabıaü Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şubesi Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuncay Neyişçi, çevre konusunda çocuklann daha çok sahip çıktıklanna ve büyûkleri de uyaranlann olduğuna dikkat çekerek "Çevre konusunda çocuklanmıan yakın markajındayız. Çok önemli yapünm gücüne sahip olan çocuklanrnız, çevrecilikte ebeveynlerini yetiştirecekler" diyekonuştu Lotaryalı çocuk yardımı • İSTANBLL(AA)- 'UNICEFTürkiyeMilli Komitesi ve Pepsi'nin Michael Jackson'ın Türkiye konseriçerçevesinde I ekimde başlatmayı planladığj. ancak sanatçının konserini iptal etmesiyle ertelenen "çocuklara yardım kampanvasfnı yeniden başlattı. Çocuklara yönelik eğitim programına kavnak sağlamak amacıyla düzenlenen kampanyayı desteklemek isteyenlerin 900 919 919 numarah telefonu aramalannın bağış\erine geçeceği bildirildi. Numarayı arayarak kampanyaya katılanlar arasında yapılacak çekilişle bir kişinin Mitsubishi Pajero 4x4 tipı jeep sahibi olacağı beürtildi. Olserlilere 4 diyet kuralı • ADANA (AA)-Fazla aspirin ve sigara kullanılması. aşın alkol tükelimi, röntgen ışınlanyla yoğun temas, stres ile uzun süreli dengesiz beslenmeden kaynaklanan gastrit ve ûlserin tedavisi için öncelikle kişinin yemek yeme alışkanİığımn düzeltilmesi gerekıiği bildirildi. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyebeük Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Baysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yemeklerden sonra şişkinlik. ağn, bulantı ve kusma gibi belirtilerle ortaya çıkan gastrit. besin almayı güçleştirdiği için kişiyi zayırdüşürdüğünü söyledi. Tabip Odası'na temsilcilik • İSTANBIL(AA)- İstanbul Tabip Odası'nın ilk temsilcilik odası. SSK. Bakırköy Doğumcvi'nde açıldı. Açıbş nedeniyle doğumevinde düzenlenen törende konuşan Başhekim Dr. Berk Arsan. ülkede ilk kez böyle bir temsilciliğin açıldığına dikkat çekerek, 200"e yakın doktorun çahştığı doğumevinın. temsilcilik aracılığıyla yapacağı çalışmalarla, odays katkıda bulunacağını söyled Eğitime destek •İSTANBLL(AA)- Beyoğlu Belediye Başkanı Hüseyin aslan. Milli Eğitim Müdürlüğü'nün. okullardaki sorunlann çözümüne her zaman yeterince yardımcı olamadığını belirterek. "Bu noktada, yerel yönetimlere \\ düşmektedir. Yerel yönetimler eğitime destek olmalıdır" şeklinde konuştu. Akdeniz'in kirliliği • İZMİR(AA)-İslam Ülkelen Oşinografı Merkezi (İNOC) taraf;ndan başlatılan ve uzun vadede Akdeniz'in kirlilik durumunu araştırmayı ve alınması gerekb önlemleri kapsayan proje için ön hazırlık toplantısı, 9-11 kasım tarihleri arasında Fas'ın Rabat kentinde yapılacak. Isı kaybının nedeni • ANKARA (UBA)-Kış mevsimi yaklaşırken >apılardan kaynaklanan ısı kaybına dikkat çekildi. Isı kaybının en çok penccrelerden kaynaklandığını ıfade eden uzmanlar. pencelerelerde çift cam kullanıimasının kaybı azalttığını, bunun, yapılann cephelerinin güneye bakmasının da kaybı azalmasında büyük rol ovnadıöını hatırlattılar. Arkeoloji dünyasının ilk hamile kadın fıgürleri ABD'ye kaçınlmıştı Myrina kadmlan 120 milyoııa satddı Haber Merkezi - Türkiye'- den kaçınlan hamile kadın fı- gürleri ABD'desatıldı. "Myri- na kadınlan" olarak bilinen figürlerin özelliği arkeoloji dünyasında ilk hamile kadın fıgürleri olması. Efsaneye göre, Amazonlar Kraliçesi Myrina tarafından kurulmuş olan Myrina kentinden kalan iki kadm fıgürü ABD'de 15 bin dolara (yaklaşık 120 mil- yon lira) satıldı. Bunlann zamarun hamile kadınlannın tapınağa bırak- üklan adaklar olduğu sanık- yor. ABD'de oldukça gözde olan hamile Barbie be- bek figürle- rinde de '"Myrina Kadınlan"- ndan esinle- nildiği öne sürülüyor. "Myrina kadınlan", bedenlerin- den aynla- bilen rahim ve bebek fi- gürleriyle doğum tannçası Ilithyia'yı temsil edi- yorlar. Yüksek taç- lar ve yük- sek tabanb ayakkabı- lar giyen iki çıplak kadın otu- rurdurumdalar. lunuyor. Myrina efsanesi Dört katlı taçlan, ortasında bir meyve bulunan birbirine eğimli yaprak dizisi, bir bon- cuk ve makara modeli, güneş ışınlanyla çevrili bir halka ve bir dizi daire fıgürü ile özenle işlenmiş. Ayn olarak yapılmış olan ve omuzlardaki deliklere yer- leştirilen kollar kayıp. Göbeği de içine alan kan- nlan, bedenden aynlabilecek biçimde yapılmış. Her rah - min içinde. 2 santimetre uzun- luğunda, göğsün üzerinde çapraz duran kollan ve ba- caklan ile küçük bir fıgür bu- Bir kaynağa göre, Myrina ya da Batieia, Troas bölgesi- nin eski kralı Teuker'in kızıdır. Teuker onu ülkesine konuk gelen Dardanos'a ve- rir, böylece Myrina, Troya kral soyunun dişi atası olur. Başka bir efsaneye göre, Amazonlar kraliçesi Myrina, Okeanos layılannda bulunan Atlantis ülkesine saldırmış ve yaya üç bin, ath 20 bin savaşçı kadınm başında Atlantis ülkesinin başkentini alnuş. Er- keklerin hepsini kıhçtan ge- çirmiş, kadınlan da köle et- miş. Öbür Atlantlar teslim ol- muş. Myri- na da cö- mert davra- narak onla- ra bir kent kurmuş, bu kente My- rina adı ve- rilmiş. Son- ra da onlar- la birlikte Gorgolara karşı savaş açmış ve onlan yen- miş. Libya ve Mısır'a geçmiş, oralan da ele gecirdikten son- ra Arabistan ve Suriye yoluy- la Anadolu'ya gelmiş ve KJ- likyalılara boyun eğdirmiş. Toros dağlanm da aştıktan sonra Phrygia'dan geçerek Kaikos (Bakırçayı) kıyılanna gelmiş ve Bergama ovasında yerleşmiş. Myrina, Kral Mopsos tarafından öldürül- müş. Myrina kenti, Smyrna ve Roma împaratorluğu ege- menliği altındayken Sebas- topolis diye de adlandmlmış. Her depremden sonra yeni- den inşa edilen kent, ozan Agahias'ın da doğum yeri. • Figürîerin Myrina kentinde yaşayan hamile kadınlann tapınağa bı- raktıklan adaklar oldu- ğu sanıhyor, "M>Tİna kadırüan", bedenlerin- den aynlabilen rahim ve bebek figürleriyle do- ğurn tannçası IÖthyia'yı temsil ediyorlar. Myrina kenti, Smyrna ve Roma İmparatorluğu egemen- liği altındayken de Se- bastopolis diye de ad- landırümış. Depremter yûzünden hasar gören kent, her depremden sonra yeniden inşa edil- miş. Kent ozan Agahi- as'ın da doğum yeri. 'Uçan yol' için halk toplantısı Tarih, 'viyadükler cûtındaerikeek OKTAY EKİNCt TRABZON - "Daha ekono- mik olduğu" gerekçesiyle tari- hi Trabzon Kalesi üzerinden viyadüklerle gecirilmek iste- nen' Yavuz Sultan Selim Yolu" projesine tepkiler büyüyor. Halk arasında 'uçan yol' adı verilen proje, imar planında ta- rihsel dokuyu koruyan ve ken- tin güney platolanndaki ma- hallelere de ulaşımı sağlayan 'tanjant yolunu' iptal ediyor; bunun yerine salt doğu-baü yönündeki 'en kestirme geciş' anla>ışıyla, antik kenti ve tari- hi z^ağnos-Tabakhane vadile- rini, 500 m'lik dev bir oto-yol köprüsünün 'altına alıyor'... Trabzon'un tarihsel kimliği- nin 'son kalan izlerini' de yok etmeye aday gö- rünen bu dev projenin iptali için geçen hafta geniş kaülımlı bir 'halk toplantısı' yapıldı. Belediye baş- kanı, vaü, Kara- yollan Bölge Müdürü, koru- ma kurulu baş- kanı gibi 'yet- kili" kesimin 'ma- zeretleri' nede- niyle buluna- madıklan toplanüda, mahalle muhtarlan, ihtiyar heyetleri üyeleri, esnaf ve sanatkâr der- bu gecişin sağlandığı tarihi Uzunsokak Caddesi, ancak tek şerite olanak veren darhğı nedeniyle günün her saatinde tıkanıyor. Buna karşın sahil yolu ise kentin orta ve güney mahalleleri için bir ulaşım ola- nağı sağlayamıyor, salt transit geçişlere hızmet veriyor. Bu sorunun 'en rasyonel çö- zümü' için 1968'de açüan planlama yanşmasında birin- ciliği kazanan proje, doğu-baü yönündeki yol geçişini, kentin ortasında kalan tarihi Kale'- nin ve SİT alanının güneyin- den dolaştınyor. Böylece, hem özgün dokuyu parçalamıyor, hem de Trabzon'un tek geliş- me bölgesi olan güney plato- lardaki yerleşme alanlanna da 'kente bağlayacak' ulaşım ola- naklan sağhyor. Eski Cezae- vi binasındaki toplantıda 'uy- garhklannı korumak için' karşı çıkan Trabzonlular, uçan yohur kentin özgün siluetine indiri- lecek 'son ve öldürücü dar- be' olacağını söylüyorlar. 20 yü Kara- yollan'nda •Mini referan- duma göre, İ00 kişideo 85'i uçan yola karşı. Trabzonlular, Kûltûr Ba- kanlığı'nı imda- da çağınyor. proje şefliği yaptıktan sonra 1982'de emekliye aynlan 6" vaşındaki Hasan Aydın, şun- nekleri yöneticileri, yerel basın ıan söylüyor: "Ben Karayolcu- ve dergi temsilcilen, mimarlar, yum, ama önce Trabzonlu- Bu yol bir kartal yolu- Yüksek taçlar ve yüksek tabanlı ayakkabılar giyen Myrina kadınlannın kollan kayıp. Tiyatro, operet, sinema oyuncusu, fılm yönetmeni, makyör Zeki Alpan'ı 84 yaşında yitirdik Türk sinemasının en büyük ıııakyaj ustasıydı • Kendi yitik kuşağının öbür bireyleri gibi Zeki Alpan da yokluklar, ilkel koşullar içinde, büyük özverilerde bulunarak mesleğine kutsal bir bağla sanlıp, bu uğurda yok pahası- na bir ömür tüketmişti. TURHAN GÜRKAN Yıllar boyu en ünlü yıldızlann yüzle- rini değiştiren, kışiliklerini bozmadan gençleri ihtiyarlatıp yaşblan gençleşü- ren sihirli "konuşan'" usta eller artık sustu. Türk sinemasının gelmiş geçmiş en büyük "makyaj" ustası Zeki Alpan, 66 yılhk sanat yaşamını geride bıraka- rak 84 yaşında yaşama veda etti. Tiyatro, operet, sinema oyuncusu, se- naryo, oyun yazan, fılm yönetmeni, makyör olarak çeşitli uğraşlanyla tanı- nan çok yönlü sanatçımız, üç çeyrek > r üzyıla yaklaşan bir tarih dilimine dam- gasını basmıştı. Kendi yitik kuşağının öbür bireyleri gibi Zeki Alpan da yok- luklar. ilkel koşullar içinde, büyük öz- verilerde bulunarak mesleğine kutsal bir bağla sanlıp, bu uğurda yok pahası- na bir ömür tüketmişti. 1969 yılında yaptığırnız bir söyleşide şunlan söylemişü: "Türkiye'de çok de- ğerli sanatçılar, yönetmenler, çok yo- ğun bir sanat birikimi var. Ancak bir dayanışma, birleşme olmadığından, üs- telik büyük sermayeye ve kolektif çah- şmaya gerek duyulduğundan bir türlü istenilen noktaya gelemiyoruz. Bizim kuşağın, bu işüı yalnız fedailiğini yapa- rak bir geçim uğruna kendilerini ada- dıklanna tanık oldum. Bu mesleği seçen arkadaşlann çok daha iyi koşullar altı- nda ilerlemelerini isterim." Zeki Alpan'm 66 yıla sığdırdığı sanat yaşamını üç bölüme ayırmak gerekiyor: Tiyatro, operet, sinema oyunculuğu, turnele'r. Sinema oyunculuğu, senaryo yazarbğı ve yönetmenligi. Makyaj çalış- Zeki Alpan, Ayhan Işık'a da fümlerinde makyaj yapmıştı. malan. Yanm yüzyıl öncesinde sine- mamızda makyaj; Müfit Kiper, Rıza Tüzün, Kadri Ogelmen. Muharrem Gürses gibi oyuncukr yapıyordu. Bu işi ilke edinip kunımlaşüran, meslek haline getiren Zeki Alpan oldu. Sayısız fılmler- de oyunculara kusursuz makyaj yaptı. "Yıldızlann çehresini değiştiren adam" olarak anılıp Türk sinemasının en bü- yük makyaj ustası sayıldı. Zeki Alpan 1908 yılında İstanbul'da Gümüşsuyu'nda doğdu. Kadıköy Da- rüleytam, Menba-i Irfan ve Gülşen-i Maarif te okudu. Önce Direklerarası'n- da Millet Tiyatrosu'nda Naşit'in ya- nında amatör olarak sahneye çıktı. 1926'da profesyonel olarak tiyatro oyunculuğuna başladı. Çeşitli topluluk- larda oynayıp Anadolu turnelerine katıldıktan sonra 1928'de kendi adma gezici bir üyatro topluluğu kurdu. Ce- mal Sahir'in Sahir Opereti'nde, sonra Halk Opereti'nde Viyana ve Macar operetlerinde oynadı. 1942"de Maksim Gazinosu'ndaki revülerde çalıştı. Tepe- başı Bahçesi'nde Ekrem ve Cemal Reşit Rey kardeşlerin ünlü "Alabanda Revü- sü"nde Safıye Ayla ile sahneye çıkıp mabeyinci rolüyle büjiik sükse yaptı. 1945'te Ses Opereti, Muammer Karaca Tiyatrosu, lstanbul Tiyatrosu'nda çalıştı. Son kez Turgut N. Demirağ'ın And Tiyatrosu'nda görev yaptı. 1942'de evlenip iki çocuk sahibi olan Zeki Al- pan, geteneksel "halk komedisi"nden yetişmiş, güldürülerin üpik rollerinde kendini tanıtan, Anıavut taklidinde bü- yük başan sağlamış bir sanatçıydı. "Zıpzıp Zeki" olarak anılıyordu. Zeki Alpan'ın sinemayla tanışması 1933yıhnarastlar. 1955 yılında Türk-İtalyan ortak yapımı G.D. Martino'nun "Safıye Sul- tan" fılmi için yurdumuza gelen ıtalyan makyör Marini'nin yanında alü ay çalı- şarak makyaj yeteneğini geliştiren Zeki Alpan, bu alanda yenilikler yapıp kendi yöntemiyle makyaj boyalan üreterek bulunmayan bir maddenin piyasadaki darlığının da önüne geçmişti. Sinema- dan kazandığı parayı mala mülke yatır- mayıp Almanya'dan getirttiği pudra. kalem. pat, peruk, maske, bıyık gibi çe- şitli makyaj malzemeleri için yine sine- maya yatıran Zeki Alpan, işinin tekniği- ni çok iyi bilen bir uzmandı. Ünlü yıldız- lan bazan birkaç dakika içinde güzelleş- tirir, çirkinleştirir, yaşlandınr, gençleşti- rir, tarihsel filmlerde bağnna ok sap- latıp kılıçla, baltayla kolunu, bacağını uçumır ve kanlı bir şekilde ölmelerini sağlardı. Zeki Alpan'ın usta elleriyle İsmail Dümbüllü Nasrettin Hoca, Abdurrah- man Palay Mevlana. Yıldınm Önal Na- mık Kemal, Süleyman Turan Fatih Sul- tan Mehmet, Cüneyt Arkın Selahattin Eyyubi oluvennişlerdi. Dünyadaki özürlüleriıı sayısı500 ıııilyoıı ERZURUM(AA)- Atatürk Üniversitesi Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bölümü Uzman Psikoloğu Uğur Ugur- lu, dünyada 500 milyon be- densel ve zihinsel özürîü oldu- ğunu belirterek bu oranın geri kalmış ve gelişmekte olan ülke- lerde daha da arttığıru bildirdi. Uğurlu, dünyadaki özürlü sayısının bir kıta nüfusundan daha fazla olduğunu söyledi. Uğurlu, gelişmiş ülkelerde densel ve zihinsel özürlüler, ye- yönelik etkin çalışmalar sonu- cu, özürlülerin toplum içinde saygın bir yer edindiklerini. geri kalmış ülkelerde ise özürlülerin kaderlerine terk edildiklerini kaydetti. Gelişmiş ülkelerde özürlüle- rin sosyal, ekonomik, kültürel, sporüf ve politik hak ve özgür- lüklerden sağlıklı kişıler kadar yararlandıklannı ifade eden Uğurlu, şöyle devam etti: "Beslenme yetersizliği. doğa kirlenmesi, kalıtsal hastalıklar, sanayileşme ve savaş gibi olum- suzluklar özürlü sayısını arttın- yor. Ekonomik sorunlanm hal- ledemeyen toplumlarda, be- bedensel ve zihinsel özürlülere tenekleri doğrultusunda eğitile- rek birer meslek sahibi edilmek yerine dilenmeye zorlanıyorlar. Bu toplumlarda sakatlar aile bireylerinin de utanç kaynağı olarak görülmektedirler. Top- lum ve kamu yönetimleri özür- lülüğü kendi kendine yeterli ol- mayan bir asalak olarak gor- meİctedir. Kısacası geri kalmış toplumlarda özürlü olmak bir suç." Uğurlu, Türkiye'de 100 bin görme, 2 milyon işitme ve ko- nuşma, 700 bin ortopedik, 400 bin sürekli bakıma muhtaç özürlü ile bir milyon 800 bin de uyumsuz, öğretilebilir, egitile- bilir düzeyde zekâ geriliği olan gözetime muhtaç çocuk bulun- duğunu bildirdi. Türkiye'de kent mimarisi ile çevre düzenlemesinin özürlüler "yok" sayılarak yapıldığını an- latan Uğurlu, kamuya açık bi- nalann merdiven, asansör ve tuvaletlerinin özürlülerin kulla- nımına uygun olmadıklanru ve bu yüzden özürlülerin zorunlu olmadıkça, toplumsal yaşama katümadıklannı söyledi. mühendisler ve halktan temsil- ciler, 'uçan yolun kente ve kent halkına saygjsızlık' olduğunu belirten ortak bir büdiriyi im- zaya açtılar. Bu projenin. Trabzon'a değil, sadece 'yapımcı firmaya' büyük ka- zanç sağlayacağı vurgulanan toplantıda, imar planındaki eski güzergâhm esas alınması için hükümete baskı yapılması ktırarlaştınldı. Bu amaçla yapılan 'mini-referandum' ise 100 kişiden 85 kişinin uçan yol projesine karşı olduğunu orta- ya çıkardı... Hızla büyüyen Trabzon'un, doğu ve batı mahallelerini bağ- layacak bir kent içi yol geçişi gereksinmesi, son yülann en önemli ulaşım sorunu haline gelmiş. Yaklaşık "yüz yıldır" yum. dur. Tarihe ve dünyaya yukar- dan bakacak, kanatlannı ge- rip, pencelerini avının böğrü- ne saplayacak. Sanata saygı bu mudur?.." Bir vatandaşın arsası üze- rindeki hakkıru korumak için idari dava açan Avukat Ibra- him Keskin ise uçan yol için kente vereceği giderilmez za- rarlardan ötürü, alınan 'yü- rütmeyi duıdurma karannın' Belediye'ce uygulanmadığını bildiriyor. Trabzonlular, ken- tin üzerine şimdiden gölgesi düşen bu 'karabasan'dan kur- tulabilmek için son çare ola- rak umutlannı hükümete bağ- lamışlar. Sorunun yanıtı için Kültür Bakanlığı'na başvurul- ması karan alındı. Doktorlar w her yıl check-up' diyor Bedemnmotorunu ihmaletmeyin İstanbul Haber Servisi- Prof. M. Gotto Antonio, kalp krizi geçirenlerin büyük birbö- lümünde herhangi bir belirtiye rastlanmadığını belirterek, her yıl kişilerin aksatmaksızın check-up yaptırmalannı iste- di. Amerikan Hastanesi. Met- hodist Hastanesi ve BaylorTıp Koleji tarafından ortaklaşa düzenlenen "Kardiyopulmo- ner Hastahklann Tıbbi ve Cer- rahı Tedavisınde Bugünkü Durum" konulu sempozyuma katılan Baylor Tıp Koleji ve Methodist Hastanesi Aterosk- leroz Bölümü Şefı Prof. M. Gotto Antonio. yaptığı konuş- mada. koroner anjiografı kul- lanılarak damar ukanıkbğı tespit edilen hastalardaki son 1 yıldaki gelişmeleri özetledi. Prof. Gotto, damar tıkanıkbğı olan hastalara tedavi için ilk olarak diyet ve ilaç verdiklerini belirterek, şunlan söyledi: "Bu tedavi sırasında verilen ilaçla- nn aynılan Türkiye'de de bu- lunuyor. Birçok vakada bu tedavivi uyguladığımız kişiler- de damar ükanıklığmın ayru düzeyde kaldığını tespit ettik. Önemli bir kesimde ise ilerleme görülürken, küçük bir kitlede de gerileme tespit ettik. Biz hastada gerileme tespit ettiği- miz zaman tedaviyi kesiyoruz. Damar tıkanıklığı gerileyen ki- şilerde önemli diğer bir husus da kalp krizinin azalması. Te- davıde kadınlardan daha ba- şanh sonuçlar elde ettik. Yaşlı kimselerde ise gençlere oranla tedaviye yönelik çok daha iyi randıman aldık. Çünkü genç- lerde damann tıkanık bölümü hızla ilerliyor ve tamamını tı- kayabiliyor." Prof. Gotto, damar tıkanık- bğı tespit ettikleri hastalara ila- cın dışında verdikleri diyetle ilgili olarakda şunlan söyledi: "Peynir, süt ve ürünlerinden yapılan gıdalan yasakhyonız. Bunun yerine bol meyve ve sebze yemelerini öneriyoruz. Aynca sıvı yağlarla beslenme- lerini önerip, et olarak da babk ve tavuğu tercih etmelerini isti- yoruz." M f t Y A P I I M I $ R l R S E Ç I M İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle