Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Curnhuriyet I
Sahibi: Cumhuriya Mattaacılık ve Gazetecılık Türk Anonim Şırketı adına
Berin Nadi • Murahhas Üyr Emine Uşakbgil 0) Genel Yayın Müdüru:
Hasan Cemıl, Yazı tşlen Müdüru. Oka> Goıvensin 0 Yazı Işlerı MUdur
Yardımcılan. Stlim AlpasUn, Kerera Çabşkan, Necdet Dogan, Lolfu Tınç
Sayfa Düzenı Yönetmenı. Alı Acar 0 Ankara TensılcısL Ahmel Tan
tç Politika: Mehmel Tezkan Ekonomi: Meral Tamcr, Kultur: CelaJ Üster, Istanbul Haberleri: Muhittin
Sirer, Spor Abdulkadir Yucelman, Makaleler: Ş»hin AJpay, Duzeltme: AMullah Yazıcı « Koordına-
tör- Ahmet Koruisan • Malı îşler: Erol Erku» # Muhasebe- Bulent Yener # Butçe-Planlama- Sevgi
Osmanbeşeoglu 0 Reklam: Affe Torun • Idare: Haseyin Gurer # Ijletrne: Onder Çelik # Bılgı-Işiem:
Nail Inal • Personel: Sevgi Bostanoogln
Basan ve Yayan Cambvnya Malbucüık « Gaıflccüık TA.Ş. TOrkocagı Cad
34)34 Isı PK 246 lsunbul Td. 312 05 05 (20 hal), lUo. 222*S, Fu. (1) 526 60 72 0 üdroiıı
Aakua: 7-ıya Gökalp BK Inkılap S. No 19/4. Td. 133 II 41-47, Tdd. 42344. Faı. (4) 133 05 <
0 tzmlr. H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Td- 13 12 30, TOa 52359. Fu (51) 19 53 60 # A 4 M
InOnü Cad 119 S. No 1 Kal 1, TU 19 37 52 (4 hıl), Tclen 62155, FM (71) 19 25 1
TAKVİM: 7 OCAK 1992 Imsak: 5.50 Guneş- 7.21 Öğle: 12.15 Ikindi: 14.37 Akşam: 16.58 Yatsı: 18.24
The Guardian, eski basın kmlını anlattı
Maxwell
gazetecileri
engellerdiTom Bower The Guardian'da şunları yazıyor:
MaxwelTin biyografisini temel alan kitap
yazmıştım. Girişinde adamın bütün
düzenbazlıklannı anlatıyordum. Maxwell
hırsından çılgına döndü. Kitap MaxwelTin
hışmına uğramasın diye Singapur'da dizilmiş,
FinJandiya'da basılmıştı. Maxwell beni
mahkemeye verdi. Dava lehime sonuçlandı.
Haber Merirezi — tngilte-
re'de yayınalanan 'The
Guardian' gazetesinde, bir sü-
re önce esrarengiz biçimde
ölen Ingiliz basın kralı Robert
Maxweu"in 'kürti çamasırlan'-
nın bugüne kadar neden bası-
na yansımadığı konusunda bir
yazı yer aldı. Birçok kez Max-
wdl'in biyografisini yazmagi- ya çıkacağını ummuyordu. Es-
rişiminde bulunan, ancak her ki basın kralı 1980'lerde bir
seferinde eski basın kralı tara-
caret Bakanlığı mütettışlen,
MaxweU'in sonunu getirecek
tarihsel raporlannı hazuiamış-
Iar, Maxwell'in kamuya yöne-
lik şirket kurmaya yasal ola-
rak hakkı bulunmadıgına ka-
rar vermişlerdi.
Hiç kimse Maxwell'in ken-
dini toparlayıp yeniden orta-
i
fından engellendiğini soyleyen
Tom Bower'ın imzasıyla kale-
me alınan yazıda "Bir gazete-
ci için MaxweO*«ı marifetieriy-
le agili kanıt toplamak hemen
hemtn olanaluazdı. Bonu de-
i j f f c r i n en kota Maxwefl Ut-
rafudaa bagfauuyordıı" deni-
liyor.
'The Gnardian'da Max-
vveU'in gazetecileri nasıl engel-
lediği konusunda yayımlanan
yaa özetle şöyle:
Maxwell inanılmaz bir
adamdı. Kendisiyle Ugili her-
bangi bir gazetede ne zaman
bir şey çıkacak olsa, bunu ya-
sal yoldan hemen durdururdu.
Benim elimde bu yüzden Max-
well'le ilgili olarak yazdığım
on iki yazı kaJdı. Maxwell,
âdeta konfeti saçar gibi bası-
na kendisiyle
ilgili yazılar ya-
yımlanmaması
için dava açı-
yordu. Ama
Maxwell'le ilgi-
li olarak gaze-
telerde harhan-
gi bir yazı yer
almamasının
tek nedeni bu
değil. Hiçbir
gazeteci eski
basın krahyla
ilgili en ufak
bir kanıt bile
bulamamıştı.
Bir başka ne-
den de son yıl-
larda tngiliz
gazeteleri yö-
neticilerinin bu
tür haberlere
girmekte istek-
siz davranma-
n, Maxwell gi-
büerinin dama-
nna basmak-
tan çekinmele-
riydi.
Maxwell'in
1954'ten bu ya-
na çeşitli do-
laplar çevirme-
ye eğilimli ol-
duğu bUinme-
sine rağmen bir
gazeteci için
onun hakkında
kanıt toplamak
hemen hemen
olanaksızdı. Adam, gazetecile-
rin elini elini kolunu bağlama-
yı 20 yıl öncesinden çok iyi öğ-
renmişti. Maxwell, öncelikle
gazetecinin, elindeki bilgilerle
ilgili kuşkulannı körüklüyor,
ardından onunla uğraşmak
için sınırsız kaynaklan bulun-
duğu izlenimini veriyor, üçün-
cü olarak da muhaliflerinin
peşini öylesine bıraknuyordu
ki herkesi yıldırmayı beceri-
yordu. Çünkü Maxwell, elinde
çok saglam kanıtlar bulundur-
mayan bir gazetecinin hiçbir
şey yapamayacağının çok iyi
farkındaydı.
1969'da Sunday Times ga-
zetesi, Maxwell'in marifetleri-
ni sorusturmak ve bazı gerçek-
leri ortaya çıkarmak için kala-
balık bir araştırmacı gazeteci
ekibi görevlendirdi. Bu çalış-
manın başlatüması o sırada,
Maxwell'in sahibi olduğu Per-
gamon Press'in hisselerinin
Londra Borsası'nda yapay
olarak Maxwell tarafmdan
yükseltilmesi olayıyla ayru za-
mana rastlamıştı. Maxwell,
Sunday Times'ın, marifetlerini
ortaya çıkaracağından odü k o
puyordu.
Maxweli'le ilgili saglam ka-
nıtlar bulan Sunday Times'ın
muhabirleri, yazuannı hazırla-
mışlardı. Ama Maxwell yazı-
lar yayımlanmadan bunlan
görmek istedi. Ondan sonra
da üst üste yaJanlamalar gön-
derdi, davalar açtı. Buna kar-
şın yaalann birkaçı yayımJa-
nabildi.
1971'de Pergamon Press
battı. öte yandan Sunday Ti-
mes yöneticileri de MaxwelT-
in tacizlerinden bıkıp usanrmş-
lardı. Eski basın kraJını sustur-
mak için onun hoşuna gidebi-
lecek bir yazı yayımladılar. Bu
arada da Ingiliz Sanayi ve Ti-
kez daha basın sahnesinde boy
göstermeye başladığında pek
az kişi Pergamon Press olayı-
nı ammsıyordu artık. 21aten
bakanük mûfettişieri de hazır-
ladıklan raporda Maxwell'in
kamuya yönelik bir şirket yö-
netemeyeceği karanna var-
makla birlikte kendisine ceza
gerektiren bir suç yöneltme-
mişler, polis de hakkında ko-
vusturma açmamıştı. Böylece
Maxwell Pergamon Press ola-
yındaki gerçekleri kolaylıkla
tahrif edebildi. Bu arada lngi-
liz gazete yöneticileri de Buc-
kingham Sarayı, Borsa, maJi
çevreler olayı unuttuysa bir tek
kahraman Fleet Street mi kal-
dı, düşuncesiyle Maxwell'in
peşine düşmek istemiyordu.
Tam bu sıraiarda ben Max-
well'in biyografisini temel alan
Robert Ma\^ell- Kirli çamaşırlarının basına
yansımasına izin vermedi.
kitabı yazmıstun. Girişinde de
adamın bütün düzenbazlıkla-
nnı anlatıyordum. Maxwell
hırsından çılgına döndü. Ki-
tap, MaxweU'in hışmına uğra-
masın, casuslan tarafından
yok edilmesin diye Singapur'-
da dizilmiş, Finlandiya'da ba-
sılmıştı. Akıl karıştırmak için
de adı 'Robin Hood'du. Max-
well, beni mahkemeye verdi.
Ama dava lehime sonuçlandı.
Kitap hâlâ piyasada satüıyor-
du. Bunun üzerine bütün kitap
evlerini tehdit etmeye, kitabı
satan kitabevi sahiplerine ol-
madık şeyler yapacağını söy-
lemeye başladı. Bu baskılann-
da basarıh olmuştu. Hatta ki-
tabı basan yayınevini satm ala-
rak baskılan durdurdu. Yine
de kitabın 20 bin adet satılma-
smı engelleyememişti.
Maxwell'in taktiklerini an-
latmak için başka bir örnek
vermek istiyonım. 1973 yılın-
da BBC için Max Hastings'le
birlikte Maxwell'i konu alan
belgesel bir fihrı hazırlaınıştık.
Maxwell, fılmin gösterimini
durdurmaya çalıştı, başarama-
dı. Filmin yayına gireceği ak-
samdan bir gece önce birileri
montaj odasına girmiş ve fil-
min ses bandını çalmıştı. Al-
lah'tan yedek bir ses bandı ka-
sada kilitli duruyordu. Max-
well, filmin gösterilmesini bü-
tün çabalanna karşın engelle-
yememişti.
Sonuçta Maxwell, Ingilte-
re'de yasayan Ingilizlerin tutu-
mu nedeniyle bu kadar büyü-
müş, basın kralı durumuna
gelmistir. Ingütere'nin yasala-
rıru fazla esnek diyerek suçla-
mak yanlış olur. Ya hiçbir şey
yapmayan bürokratlara, Yol-
suzluk Dairesi'nin memurlan-
na ne demeli? Hepsi elleri kol-
lan bağlı oturdular.
Çalışan ebeveynler arttıkça, gündüz bakımevlerinin sayısı da artıyor
Anne işte> çocuk kreşte257 nıerkez İstanbul'da 0-6 yaş grubunda gündüz
•bakımevi ve kreş adı altında 257 merkez mevcut.
Etiler, Levent, Beşiktaş, Bakırköy, Suadiye, Göztepe,
Koşuyolu ve Kartal'da yoğunlaşan merkezler Sağlık
Bakanlığı Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü
denetimınde bulunuyor.
BERAT GÜNÇIKAN ~
Bir anne anlatıyor:
"Yillarca cabafaHİım. Hem işl-
mi hem de evliliğimi düşüncem
doğrultusunda bir çizgiye oturt-
hun ve istediğjmi yapüm; bir ço-
cuk dogurdum. 'Çocugun bakı-
mının altından nasıl kalkanm'
diye pek duşunmediın. Sadece
onırduğumuz semtte onu aşkın
kreş vardı. 'Bir sıire kendim ba-
kar, sonra da bu kreşterdçn bi-
rine veririm' dedim. Zamanı ge-
lip de dtisüDcelerime, gelirime
uygan kreş aramaya başJadığım-
da düs lanklıgına ugradım.
Çünkü gelirime uygun kreşler
gtiveıı vermedi, guven verenlerin
aylıgına ise ben yetişemedinı."
Güven, özenli bir bakım, sağ-
lıklı bir eğitim ve gelire uygun
aylık. Kreşlerden anne ve baba-
lann beklentileri böyle sıralanı-
yor. Çahşma yaşamımn içinden
hem ekonomik nedenlerle hem
de bireysel seçimiyle çekilmeyen
kadınların sayısı arttıkça kreş
gereksinmesinden kaçırulamı-
yor. Aileler, anneanne ya da ba-
baannenın sevgili, ama klasik
bakımından çok "bilİDçli bir ço-
cuk yetiştinne"yı talep edince
ortaya bir kreş sorunu çıkıyor.
Bugün İstanbul'da 0-6 yaş
grubunda "gündüz bakımevi",
"kreş" adı altında 257 merkez
mevcut. Etiler, Levent, Beşiktaş,
Bakırköy, Suadiye, Göztepe, Ko-
şuyolu ve Kartal'da yoğunlaşan
kreş ve gündüz bakımevleri,
Sağlık Bakanlığı, Sosyal Hiz-
metkr tl Müdürlüğü denetimin-
de bulunuyor. Kuruculan, yöne-
ticileri, hizmetlileri, binalan yö-
netmeliklere bağlanan bu kreş
ve gündüz bakımevleri amaçla-
nna uygun hizmet veriyor mu?
Yönetmeliklere göre TC va-
tandaşı, medeni hak kullanımı-
na sahip, yüzkızartıcı suç işle-
memiş herkes, bir kreş açabili-
yor. Ancak kreşlerin sorumlu
müdürünün ya sosyal hizmet,
çocuk gelişimi, eğitimi, psikolo-
jisi, çocuk sagüğı aJanlanndan
birinde yükseköğrenim yapmış
olması, ya yüksek öğretmen
okullanndan veya benzeri yük-
seköğrenim kuruluşundan me-
zun olması ve okul öncesi öğret-
meni unvanı almış olması ya da
kız meslek lisesi çocuk gelişimi
2 çocnj&ft 1 yalak Beşiktaş'ta tek sobayla
ısıtılan dört odalı bir apartman dairesindeki
kreşte 30 çocuk, 15 yatakta uyuyor. Yangın
söndürme aleti, mutfakta aspiratör, emekleme
yeri, havalandırma sisteminin olmadığı kreşte
oyun bahçesi olarak çocuk parkı kullanılıyor.
iki ana cadde aşüdıktan sonra
ulaşüabilen semtin çocuk parkı-
m gösteriyor.
Kazasker'de birbirine komşu
altı, yedi kreşte de durum bun-
dan farkb değil. Kapasitenin
üzerinde çocuk sayısıyla, yeter-
siz sayıda görevlileriyle bu kreş-
ler ailelerin yakınmalarmı bir iki
bilgisayarla ya da "tngilizce de
ögretiyoruz" sözleriyle geçiştiri-
yorlar. Sosyal Hizmetler Istan-
bul tl Mudürlüğü'ne kadar uza-
nan yakınmalar, bu kez müdür-
lüğun "Elemanımu yok, aracı-
mız yok" açıklamalanyla değer-
lendirilemiyor.
İstanbul'da kreş sayısmm ge-
reksinmenin Üzerinde olduğunu
vurgulayan Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü görevlileri, mevzuat
gereği bu kreşlerin en az yılda
bir kez denetlenmeleri gerektigi-
ni, ancak elernan sayısuım yeter-
sizliği nedeniyle bu görevin ye-
rine getirilemediğini anlatıyor-
lar. tsminin açıklanmasım iste-
meyen bir görevli, "yönetmelik-
lerde de eksikMkkr var, bizde de.
Bİ2 ancak isimk şikâyet geJdi-
ginde bir kreşi denetleyebiliyo-
nız. Ruhsatsu, bizim bügimiz
dışında çalışan kreşler de var.
Bunlara hiçbir işlem yapamıyo-
ruz" dıyor.
fiügisayar mı
çamur mu?
DENETİM YETERLİ DEĞİL- Anne-babalar kreşlerin güvenli ve özenli bakım, saglıklı bir eği-
tim vermelerini, aylık ucretlerin gelirlerine u>gun olmasını istiyorlar. İstanbul'daki kreş sayısının
gereksinimin üzerinde oldugu, denetim>-apıiamadığı belirtiliyor. (Fotoğraf: IGl R GÜNYL'Z)
ve eğitimi mezunu olup, en a2
yedi yıl kreş ve gündüz bakımev-
lerinde çahşmış, iyi sicil almış
olması gerekiyor. Grup lideri,
çocuk bakıcısı olarak görevlen-
dirileceklerin de konularıyla il-
gili öğrenim yapmış olmaları is-
temyor.
Yine yönetmelığe göre kres
olarak kullanılacak binanın ço-
cuklar için emniyet ve trafık gu-
venliği sağlayacak alanlarda, ço-
cukların rahatça oynayabilecek-
leri, çeşitli oyun araçlarıyla do-
natümış bahçeyle birlikte olması
şartı aramyor. Apartman daire-
sinde sadece 0-2 yaş grubunda
çocuklar için bahçe olmadan
bakıma izin verilirken on çocuk
için bir, 3-6 yaş grubunda ise en
az bir grup lideri ile bir bakıci
bulunması isteniyor.
Tavan yüksekliğinden döşe-
meye, yangın söndürme aygıtla-
nndan emekleme aJanlarına ka-
dar yönetmeliklerle, kuralları
saptanan gündüz bakımevle-
rinde uygulamayı ise "ticari
kaygj" belirliyor. Beşiktaş'ta tek
sobayla ısıtılan dört odalı bir
apartman dairesindeki kreşte 3(f
çocuk öğle uykusuna 15 yatak-
ta yatıyor. On çocuğa bir klozet
zorunluluğuna karşın bu kreşte
tek klozetle çocuklara tuvalet
alışkanlığı edindiriliyor. Kreşin
kız meslek lisesi mezunu tek gö-
revlisi, "Yangın söndürme aleti,
mutfakta aspiratör, emekleme
yeri, havalandırma sistemi var
mı" sorusuna, "yok" yanıtını
veriyor. Oyun bahçesi olarak da
Kreş ve gündüz bakımevlerin-
de bakım ve eğitim ise belli bir
sisteme dayanmıyor. Kreş yöne-
ticilerinin ya da sorumlulannın
bakış açısı sistemin belirleyicisi.
Sistemi belirlemede ailelerin
beklentileri de rol oynuyor. Ai-
le, üç yaşındaki kızının bilgisa-
yar ya da Ingilizce öğrenmeden
önce yaşının gereği gibi davran-
masını istiyorsa, bu istek yöne-
tici ve egitmenin düşüncesine de
uyuyorsa, çocuk renkli çamur-
larla oynayabUiyor, resim yapa-
büiyor, şarkı söyleyebiliyor.
Etiler'de yönetmeliğin de üs-
tünde özelliklere sahip kreş yö-
neten Dr. Serap öıer, ingÛizce
ve bilgisayarı pasif faaliyetler
olarak tammlıyor. Dr. özer'e gö-
re çocuklar oynamah. Kreşte
tüm faaliyetler buna yönelik.
Çocuklar hamurla oynuyor, re-
sim boyuyor, drama dersi ahyor.
YaşarKekeva, Raks'a alternatifbir grup oluşturmaya çalışıyor
Unkapanı'nda kasetçi Vaks'ıMüzik Yapımcıları Derneği
Başkanı Yaşar Kekeva,
Plaksan firmasıyla
anlaşarak Raks'a alternatif
bir grup oluşturmaya
çalışıyor. Kekeva
"Raks'ın, Plaksan'la
yaptığımız anlaşmadan
rahatsız olduğu doğrudur.
Raks'a yapımcıhğı ben
tavsiye ettitn. Ama
kendileri benden once
hazırlıklannı
tamamlamışlar" diyor.
ESAT PALA ~
Türk muzik piyasası 1992 ile
birlikte yeni hareket ve atılım
içine giriyor. Ülkemizin birinci,
dünyanın dördüncü audio ve ka-
set üreticisi-Raks'ın, muzik ya-
pımcıhğına girmesiyle kah'teli
yabancı prodüksiyonların da
gerçekleşebileceği bir stüdyo
kurma çalışmalanna başladığı
beürtiliyor.
Müzik Yapımaları Derneği
Başkanı Yaşar Kekeva, kısa su-
re önce Plaksan firmasıyla an-
laşarak kaset retiminde tekel du-
rumunda olan Raks'a alternatif
bir grup oluşturmaya çalışıyor.
Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nda-
ki yüzlerce küçük firma sahibi
de Raks'ın Türk müzik piyasa-
sının geüşmesine gösterdiği öze-
ni yadsımadıklannı belirterek
ancak gelecekte, muzik uretim
ve satışının büyuk çoğunluğu-
nun birkaç buyük şirketin eline
geçmesinden korktuklarını be-
ürtiyorlar.
Yılda yaklaşık 1 trilyon iira
gelir getiren müzik sanayisinde-
ki bu hareketlilikle birlikte, bu-
yük finnalar arasında astrono-
mik rakamlarla başlayan sanatçı
transferi daha da kızışıyor. Ya-
şar Kekeva, "sanatçımn ihaleye
çıkartıhr gibi alınıp satılmasına
karşı olduğunu" söylerken Raks
Holding bunyesinde kurulan
Raks Müzik Yapım ve Sanayi
Ticaret AŞ adh yeni şirket, ara-
larında tbrahim Tatlıses, Ajda
Pekkan, Muazzez Abacı ve
Mazbar-Fuat-özkan gibi çok
Unlu kişilerin de bulunduğu
20'nin üzerinde sanatçıyı kadro-
suna kattı.
Emel Sayın'ın 15 yıl birlikte
çalıştığı yapımcı Yavuz Asöcal'ı
Raks firması dun akşam Snissotel'de duzenlediği kokteylde ka-
setlerini dolduracağı unlu sanatçıları tanıttı. Transfer edilen sa-
natçılar arasında Ajda Pekkan, Emel Sayın, MFÖ, Eser-Engin
Noyan, Nazan Şoray da bulunuyor.
RAKS HOLDING'DEN SERTAN AYHAN;
Devlete bir İira
borcumuz yokRaks Holding'in Genel
Koordinatörü Sertan Ayhan
şöyle konuştu:
"Arük, saaayici olarak
Raks'ın nlaştıgı teknolojiyi
sMrdünnesi gerekiyor. Türk
müzik ve sanat kültürüne
hizmet etme açısından da
btşka misyonlannın olması
buun. Amacunız, büyük
prodnksiyonlara imza
ateaktv'T
Sertan Ayhan, "sanatçı
transferi" konusunda ise
şunları söylüyor. "Şu anda
tetefonla konuştuğumuz bir
ofisimiz var. Burada sanatçı
kanlesterimiz ve
arkadaşlarımızla oturup
koanşuyonız. Şimdiye kadar
20'nin üzerinde sanatçı>la
anlaşma yapük. En son Ajda
Pekkan'ı kadromoza katök.
Baska bir rumayta anlaşmaa
•fa» sanatçıyla girtfiMyornz.
Raks'ın devlete 250 milyar
liralık borcunun bulunduğu
yolundaki bir iddiaya Sertan
Ayhan şu yanıtı verdi:-
"Raks'ın kiç kinueye borcu
yok. Kesin olarak. Körfez
krizi sırasında TSrkiye'ye hiç
bir yerden, dönya
çevreterinden lucdi
vcritBiyordo. Törkiye'de ilk
kez 10 dİBya baakasuun
göriişiBeieri sağianarak kredi
ahnnuşür. Bondan sonra
Tirkiye'deki bankalara da
dahil birçok kurulnş kredi
atanaya başlamışnr. Devlete
Raks'ın bir Uraborcu yoktur."
bırakıp Yaşar Kekeva ile kontrat
imzaladığının açıklanması, Ka-
yahan'ın kendisine tranfser üc-
reti olarak 3 milyar İira öneren
başka bir firmanın yetkililerini
terslemesi, müzik firmalan ve
kamuoyu arasında şaşkınlıkla
izlenmişti.
Özellikle son 20 yılm Türk
muzik tarihini çok iyi izleyen bir
sanatçı olarak bilinen Özdemir
Erdogan, ülkemizdeki muziğin
yıllardır "Doğu ve Batı" etkisi
altında olduğunu söylüyor.
1970'lerde arabesk muzikle ilgi-
lenen kişilerin buyuk paralar ka-
zandığını belirten Özdemir Er-
dogan, son yıllarda bandrolün
çıkması ve gençliğin isteğiyle ya-
bancı müziğe ağırlık verildigini
vurguiuyor. Bir sanayi kurulu-
şunun arka,sında hukumet des-
teği olmadan ayakta durması ve
gelişmesinin mumkün olmadıği-
m savunan Erdoğan şoyle konu-
şuyor: "Son dönemlerde
ANAP'a yakın olan firmalar
büyuk paralar kazandılar. Bun-
lann başında Yasar Kekeva ner-
deyse, partinin protokoliınde yer
alıyordu. Sanatçıları her dakika,
bütün yayın organlan ve basın-
da görülüyordu. Sonuçta bu sa-
natçdar başanlı oldular ve bu-
yük tirajlara ulaştılar. Kekeva,
bundan yararlanarak bu artı fi-
nansmanı fabrikatör olma yo-
lunda kullanmaya kalktı. Böyle
olunca tabii Raks'a yeni bir ra-
kip çıktı."
Bunun üzerine Raks firması-
nın Yaşar Kekeva ve çevresin4e-
kilere karşı saldmya geçtiğini
söyleyen Özdemir Erdoğan,
"Raks, bunlann eUerindeki sa-
natçılan almaya kalktı. Bugun
tekelleşmeyi yaratanları Yaşar
Kekeva, Raks. Hüseyin Emre,
Şahin Özer, Ibrahim Tatlıses,
Yonca Plakçıiık ve Yeşil Gire-
sunlu diye sayabiliriz. Vani Ke-
keva'nın çevresindeki insanlar.
Raks kendisine rakip istemiyor
çarşıda" diyor.
MÜYAP Başkanı ve tanınrruş
produktör Yaşar Kekeva ise "te-
kelkşme ve sanatçı transfer" ko-
nusunda söylenenlerin gereğin-
den fazla abartıldığım savunu-
yor.
Müzik sanayisinin tekel işi ol-
madığını belirten Kekeva,
"Türkiye'de Raks değil, üç tane
daha Raks getse yine tekel işi de-
gildir. Kimsenin bu konuda te-
dirgin olduğu yok. Bizim Muzik
Yapuncılan Derneği hedef ola-
rak gösterildi. Dernekte yapılan
bazı işler şahsuna gösterilmiştir.
Raks istediği sanatcı>ı alabilir.
Muazzez Abacı, benim isteğim
üzerine bana sorarak gitmiştir.
Ben, hiçbir sanatçıyla mukave-
leli çalışmam, sozle calışınm.
Bunlardan biri Kayahan, biri
Nilüfer" diye konuşuyor.
Yaşar Kekeva, Plaksan firma-
sıyla yaptıkları uretime yönelik
anlaşmayla ilgili sorulanrmzı ise
şöyle yanıtladı:
"Şu anda benim ortak olduğum
Plaksan, Grunberg gnıbu ve
Profilo gnıbu var. Günün birin-
de ben bu işi sanayi olarak ya-
parsam o zaman bazı firmalar
endişe edebilûier. Raks'ın Plak-
san'la yaptığımız anlaşmadan
rabatsız olduğu doğrudur.
Raks'a yapımcıiığı ben tavsiye
ettim. Ama, kendileri benden
önce zaten hazıriıklannı ta-
mamlamışlar. Marşandiz Slüd-
yosu'yla anlaşıp çauşmalara baş-
lamışlar. Ben, bugünlerde ne
soylediysem, herfaangi bir şekil-
de isyan etmişsem, yanlış yaptı-
ğı işlerde karşı çıkmışsam, bn,
Raks'a olan gonuJ bağımdandır,
kendi endişemden değil."
Büyük sanatçılann astrono-
mik rakamlarla transferi dışın-
da Unkapanı Çarşısf nda bulu-
nan yüzlerce firmanın şu günler-
deki en büyuk endişesi tekelleş-
me Küçük firma sahipleri, MÜ-
YAP içinde bulunan "büyük
başlar" ile Raks fırmasının ge-
lecekte, müzik üretimi ve satışı-
nın çoğunluğunu ellerine geçir-
melerinden korktuklarını belir-
tiyorlar. Raks'ın maddi ve ma-
nevi desteği ile küçük fırmala-
nn belirli yerlere geldiğini vur-
gulayan Kalan Müzik Yapun'ın
sahibi Hasan Saltık ise şöyle ko-
nuşuyor:
"Ancak son dönemdeki geüş-
meler tamamen ticari amaçlı.
Raks'ın Türk müzik kültürüne
katkıda bulunacağını, yeni bir
boyut getireccgini sanmıyorum.
Müzik dünyasuıa jeni sanatçı ve
gnıplan kazandıran, biz küçük
f i r m a l a r ı z . "
30yübkfotoğra
yazaları
• Haber Merkezi — Türk
basınında yayımlanan
fotoğraf yanlarının 30 yıllık
bir dökümu, 160 sayfalık
bir derleme kılavuzu
çerçevesinde toparlandı.
IFSAK üyesi Alberto
Modiano'nun çalışması,
'Basında Fotoğraf Yaalan
Kılavuzu, 1960-1990' adını
taşıyor. Imtaş Sigorta AŞ
ve Ataol Yayıncılık'm
katkılan ile oluşturulan
kitap fotoğraf sanatçısı
Seyit Ali Ak'm bir
önsözünü de iceriyor.
1960-90 yıllan arasında
yayımlanan fotoğraf
yazılarınj başlıklarına,
konulanna, yazarlarına ve
yayımlandıklan basın
orgamna göre düzenleyip
dökümünu yapan lulavuz,
üç yılhk bir çalışmanın
urünü.
Oktay Ekşi'nin
meslekte 40. yıl
• tstanlml Haber ScrvM
— Basın Konseyi Başkanı
ve Hürriyet Gazetesi
Başyazarı Okuy Ekşi,
gazeteciliğe girişinin 40'ıncı
yıldönümünü, geride kalan
40 yü boyunca çeşitu' basın
organlannda birlikte
çalıştığı 40 meslektaşına 8
ocak çarşamba akşamı
Divan Oteli'nde vereceği
yemekle kutlayacak.
Gazeteciiik mesleğine 1952
yüımn 8 ocak günü
Ankara'daki Ankara
Ajansı'nda (I961'de
faaliyetine son verdi)
başlayan Ekşi'nin yemeğine
katılacak konuklan
arasında, Aunanya'dan,
Ankara'dan, Aydın'dan,
Ordu'danbir^bölumu artık
mesleği bırakrmş olan
gazeteciler var.
Defile ile
yardım
• tstanbul Haber Servisi
— 1989 yıhnda
çalışmalanna başlayan
Umraniye Belediyesı Halk
Okulu giyim bölumu
öğrencilerinin hazırladığı
200 giysi 70 öğrencinin
mankenlik yaptığı defîle ile
sergilendi. Umraniye'nin
merkez dahil sekiz
mahallesinde Belediye
Evleri biçiminde
örgütlenen okulda
üretilenlerin sergilendiği
defilede, el sanatları
öğrencilerinin hazırladığı
hediyelik eşyalar ise
Ümraniyeli hasta bir genç
kız yaranna satışa
sunuldu. Ailesinin isteği
üzerine ismi açıklanmayan
genç kızın yakinı
katkılarından dolayı
Ümranive Belediye Başkanı
Şinasi Oktem'e ve
Ümraniyelilere teşekkur
etti.
Bebesüt
proiesi
• ISTANBUL (AA> —
tstanbul Buyukşehir
Belediyesi, "Bebesut"
projesiyle geçen yıl 96 bin
290 aileye 2 milyon 928
bin 910 şişe süt dağıttı.
Büyükşehir Belediyesi'nden
yapılan açıklamada,
bebesut projesi
kapsamında geçen yıl 5
milyar 564 milyon 929 bin
İira harcandığı bildirildi.
Açıklamada, "Hasekmek"
projesiyle de geçen yıl 78
bin 744 aileye 4 milyon
105 bin 282 adet ekmeğin
ücretsiz dağıtıldığı, bu
proje kapsamında 3 milyar
284 milyon 255 bin 600
lira harcandığı kaydedildi.
Kenanoğlu
verildi
• tZMİR (AA)—
Yurtdışmdan dönüşünde,
Atatürk Havalimanı'nda
geçirdiği kalp krizi sonucu
ölen, Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi
eski dekam Prof. Dr.
Abdullah Kenanoğlu,
toprağa verildi. Prof. Dr.
Kenanoğlu için Dokuz
Eylül Tip Fakültesi'nde dün
tören düzenlendi. Törende,
Kenanoğlu'nun ilk asistanı
olan Prof. Dr. Tlığrul
Pırnar ile dekan Prof. Dr.
Ihsan Erdamar ve rektör
Prof. Dr. Namık Çevik
birer konuşma yaptılar.