23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/17 vergiye hayır 1. ia-jmda) askarjğnıdı yapılacak Plaılitna hjrulu'nda bajlanacak. pak:tteki en enu ns J oatı karıak yeter- yözunleneceği gcrüş birliği ÇiLeriı danışma- na S*ll Nrf'.çi'rıir önerdiği "-variâtnkesnuerderı bir defa*a ı n a i k s t •k vtrp alınnası" öne- ris-i*e liktnedG sıcık bakma- kazı ^erg; crzalarnın affına >sl udaşma y*sası île bir rniktar :elir dde elilebileceği fiu ar-gda, itıbiiizsyon prog- r a ı n il? lgil çalısmdar ve Ba- k.£Ui ÇLir'ir idediğ yöntemın elcoaombuokrasisive bazı ba- lcan aru rshasızlıl yarattığı gö.zler.îy»r. Ju rahasızlığın da tekrik ca-arkra ügii değerlen- dirnıeo>larcılanna"esmi göre- vi clm«.Tan, hatta (zel sektör kurulu;l;rı ie ilgili >azı kişile- rin kaîinas; lamuoyuna bek- leyişieri durrsLZ etkieyebilecek ba-zı zarran&z açıklımalar >a- pılmasıgbi korulardın kaynak- landığı telirtiliyor. Ekorcmik paketh ilgili tek- nik toplaıtıla-da temel konular- la ilgili oaraK nenüz hiçbir ke- sin karar oluşmadığ. öğrenildi. Salih Nîftçi'ain gundeme getir- diği *vartklı (esimleıden bir de- faya mah-ııs dmak urere ek ver- gi alınmaii" onerisi iıserinde ya- pılan tarnşmalardan da bir so- nuç çıkmadı Bu ka>nak için iki yol ortaya atıldı: Birincisi, Ccretliler dışındaki tüm Geii- ve Kurumlar Vergisi mükelIefleriiKİen bu yılki veYgi- lerinin belirli bır oranı tutarın- da ek vergi alınması; ikincisi de sadece şirketierden tîlanço ak- tiflerinin belirli oran: tutannda ek kaynak alınması. Tbplantıya katılan teknisyen- lerin çoğunluğu öneriyi gerçek- çi bulmazken, Başbakan Demi- rel ve bazı bakanların da bu öneriye sıcak bakmadıkları be- lirtildi. Ek kaynak konusunda Mali- ye Bakanlığı da bir yasa tasarısı hazırladı. Vergi ceza ve faizleri- nin bir bölümünün affını öngö- ren bu öneri ise "özel uzlaşma" tasansı olarak adlandırılıyor. Geçmişe dönük tüm vergi uyuşmazlıklarının giderilmesini de içeren bu öneriye göre uyuş- mazlığa düşmüş ya da gecîkmiş vergilerin bir defada yiizde 100 fazlası ile ödenmesi halinde bu- nun üzerindeki ceza ve faizler affedilecek. Hazine'nin uygulayacağı ma- li program ve Merkez Bankası- nın yürüteceği para programının da önemli yer tutacağı belirtilen stabilizasyon programında, 1992 y.hnda TL'nin dolara karşı de- ğsr kaybının enflasyormn 2-3 puan üzerinde olması, kamu harcamalarının mümkün oldu- ğjnca kısılarak bütçe açığının daraltılması ve Hazine'nin, Mer- kez Bankası'ndan çekebileceği kısa vadeli avans miktannın ön- ce 8 trilyon lira ile sınırlandırıl- nası öngörüldü. Ancak Hazine ve Dış Ticaret Mûsteşarı Tevfik Altınok'un iti- rui üzerine bu miktar 11 trilyon liraya yükseltildi. KİT, vergi ve fnans reformu ile ilgili çalışma- Urın da henüz tam olarak net- kşmediği, sadece temel cerçeve- rrn belirlendiği ifade edildi. Devlet Bakanı Çiller'in, dün Cdalar Birliği Başkanı Rona tocalı ve yonetim kurulu uyeleri ib yaptığı göruşmede de alınma- s. düşünülen kararlar değerlen- dirildi. Çiller, ekonomik kararlar ko- nusunda "toplumsal uzlaşmaya iktiyaçları olduğunu" belirterek şjnları söyledi: "Odalar Birliği mensuplarına bu konuda çok iş düşecektir. loplumun her kesimini müm- kün olduğu kadar dinleme arzu- sunda olduk. Bu temaslarımızı kurumsal hale getirmek istiyo- nız. Her karar açıklık içinde alı- nacak ve uygulamada da bu be- nberliği ortaya koyacağız." 1992 yılı ekonomik programı ve konsolide bütçe tasarısı yarın Başbakan Süleyman Demirel'in başkanlığında toplanacak olan Yüksek Planlama Kurulu'nda görüşülmeye başlanacak. Bu görüşmelerde Çiller pake- tınin de ele alınması bekleniyor. YPK'ya sunulan önerilere göre 1992 yılı büyüme hızı hedefi yüzde 5.2 olacak. Buna göre toptan eşya fiyat- larındaki yıl başı-yıl sonu artışı yüzde 38, onalama enflasyon oranı yüzde 52 olacak. Ayrıca 1991'de 4166 lira olan ortalama dolar kuru, bu yıl 6332 lira ola- cak. Ödemeler dengesi cari işlem- ler hesabının, bu yıl girmesi bek- lenen 500 milyon dolarlık hibe ile birlikte 944 milyon dolar faz- la vermesi öngörülürken, ithala- tm 23.3, ihracatın da 15.8 mil- yar dolar olacağı varsayıldı. Bütçe gelirlerinin 137 trilyon 650 milyar lirasının vergilerden, 15 trilyon lirasının fonlardan ya- pılacak aktarmalardan, 3 trilyon lirasının özelleşürmeden elde edileceği varsayıldı. Bütçe harcamalarının ise 82 trilyon lirası personel gideri ol- mak üzere 100 trilyonluk bölü- mü cari harcamalara, 27 trilyon lirası yatırım harcamalarına, 42 trilyonu iç ve dış borç faizi, 7 trilyon lirası da vergi iadesi ol- mak üzere 76 trilyonluk bölümü de transfer harcamalarına avnldı. Kalîtesizlik li>Isuzluk dosyaları(Baştarafi 1. Sayfada) litesiz mal üretip piyasaya ege- men olmaktadır. Bu nitelikteki tekel teknolojik gelişmeye ve tü- ketici taleplerine de duyarsızdır. Çünkü her ürettiğini satabil- mektedir. Bu yapı ile serbest pi- yasa mekanizması çelişmekte- dir." Bazı imalat sanayi alt sektör- lerinde oluşan tekelci yapılaş- mada "ithal ikameci politika- lar" kadar "malı sektördeki çar- pıklıklann da etken olduğunu söyleyen Katırcıoğlu, "Bazı gruplar mali piyasadaki güçlü- lüklerine bağh olarak mal piya- sasında da güçlü duruma gelebilmişlerdir" dedi. Anti tröst yasasının bankacı- hk kesimini de içine alan biçim- de ele ahnması gerektiğini beüı- ten Güneş ve Katırcıoğlu, ban- kalarla ilgili olarak şu görüşü savundular: "Bankaalık sektö- ründe de tam liberalizasyon ge- rekir. Bununla ilgili kapsamh düzenlemelere gidilmeli. Banka- ların kartel tarzı davranışlan öalenmelidir. Aynca, küçük ve orta işletmelere bankacıhk sis- teminden daha fazla yararlana- bilme olanakJan getirilmelidir." Güneş ve Katırcıoğlu Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse'- nin talimatı ile yürüttükleri anti tröst ve tüketiciyi koruma yasa tasanlannın temel unsurlan ko- nusunda özetle şunları söyledi- ler: — Kuralsızlığın egemenliği, istediğin malı istediğın fiyata sat anlayışı kalkacak. Firmalann fı- yat anlaşmalarına gitmeleri en- gellenecek. — Yasayla anti tröst kurulu oluşturulacak. Kurul, Sanayi Bakanlığı ve üniversite temsilci- lerinden oluşacak. Tüketici ör- gütleri ve sendika temsilcilerinin alırup alınmaması da tartışılı- yor. — Ülke içinde rekabet koşul- lan geliştirilirken ithalat da sü- rekli olarak izlenecek. Örneğin, iç piyasada rekabetçi baskı ya- pabilmesi için bir mahn yerli üretimini yapan piyasada, aynı malı üreten finna veya yan kol- lannın mahn ithalatçısı olmalan yasaklanabilir. — Firma birleşmeleri, şirket satın almalan kurul onayı ge- rektirecek. Kurul, bu tür işlem- lerin tüketici lehinde, teknolo- jik gelişme ve kalite arttınmı yö- nünde olması halinde izin vere- bilir -ki AT'deki uygulama da böyledir. Aksi halde izin veril- mez. — Belirli Jfriterler konulacak. Tek bir firmanın pazar payı için belirli bir oran getirilecek. Bel- ki yüzde 20 veya 25 gibi bir oran konabiür. — Tüketicivi konımaya yö- nelik mevcut yasai düzenleme- ler derli toplu hale getirilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Başbakan Süleyman Demirel, trilyonlara varan yol- suzluk iddiaları içeren dosyala- n Cumhuriyet'e açıkladı ve 5 dosyanın bugün yargı önüne ko- nulması için işlemlerin başlatı- lacağını bildirdi. Demirel, Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlarken Türİcsat, Otoyolları, Emlak Bankası ihaleleri, Mustafa Ta- şar'a bağh Devlet Bakanhğı'nın 700 milyon lirayı bulan posta pulu ahmı ile 1.5 trilyon liraya varan göçmen evleri ile ilgili dos- yanın yargıya havale edilmesi için bugün harekete geçileceği- ni söyledi. Demirel, konunun siyasi bir mahiyet taşımadığını, herhangi bir kötüleme ve çamur atma ni- teliğinin bulunmadığını, aksine amacın bir takım iddiaların açıklığa kavuşturularak varsa sorumluların bulunması oldu- ğunu belirtti. Başbakan Demirel, Cumhuri- yet'e açıklamasında, yolsuzluk iddialannı kendilerinin ortaya atmadığını, ilgili kuruluşların bağlı olduklan teftiş kurulların- ca bu konuda başlatılmış ince- lemelerin bulunduğunu belirtir- ken "Biz, bu iddialann teftiş ku- rulu raporiannda kalmasma göz yumamazdık" dedi. Yolsuzluk dosyalarından sorumluluk taşı- yan bazı kamu görevlilerinin Köşk'te görevlendirilmesinin so- run yarattığını belirten Demirel, hükümetin söz konusu yolsuz- luk dosyalarını yargının önüne çıkarmakla devletin yıpratılma- sının önleneceğini söyledi. Demirel'in açıkladığı yolsuz- luk dosyalan, dün Bakanlar Ku- rulu'nda ele alındı ve bu dosya- ların adli makamlara gönderil- mesi kararlaştınldı. Yolsuzluk- lan araştırmakla görevli Devlet Bakanı Orhan Kilercioğlu, dün Bakanlar Kurulu üyelerine yol- suzluk iddiaları ile ilgili bilgi verdi. Kilercioğlu, Bakanlar Kurulu üyelerine, Karayollan Genel Müdürlüğü'nün otoyol projele- rine ilişkin olarak müteahhitler- le yaptığı sözleşmelerde bazı usulsüzlük iddiaları buunduğu- nu anlattı. Bakan, müteahhitler ile baş- langıçta dolar üzerinden anlaş- ma yapıldığını, ancak 1989 yıhn- da enflasyonun dolar kurunun üzerinde seyretmesi sonrasında dönemin Bakanlar Kurulu'nca yeni bir anlaşma yapılarak do- lar yerine Türk Lirası'na geçil- diğini, 1989 yıhndaki dolar-lira farkmın da müteahhitlere öden- diğini söyledi. Kilercioğlu, PTT'nin Türksat ihalesinde de birtakım kuşkular bulunduğunu, kiralama yoluyla çok daha ucuza mal edilebilecek bir işin, Türksat uydusu ihale- siyle pahalıya mal edildiğini bil- dirdi. Teknolojik değişim olgu- sunun bu olayda göz önüne ahn- madığı iddiaJarının da bulundu- ğunu kaydeden Kilercioğlu, Ulaştırma Bakanı'nın PTT Ge- nel Müdürü'ne bu nedenle geçici olarak işten el çektirdiğini, ko- nunun yargıya intikal etmesiyle açıklığa kavuşacağını ifade etti. Emlakbank Emlakbank'm geçmiş dönem- lerde hayali bilançolarla kârlı gösterildiği, yüksek fiyatla, ge- reksiz arsa alımları yapıldığı id- diaları bulunduğunu da anlatan Kilercioğlu, bu bankaya ilişkin Başbakanhk Yüksek Denetleme Kurulu raporunda bazı yöneti- cilerin makemeye verimesi için ilgili makamlardan onay istemi bulunduğunu, ancak bu rapo- run uzun süre sumen altı edildi- ğini bildirdi. Kilercioğlu, seçim döneminde bazı özel masrafların TÜGSAŞ bütçesine yüklendiği konusunda da dosya bulunduğunu, bunun yanında TMO tarafından ham- madde satışı yapılan bir özel fir- manın borcunu ödeyememesine karşüık yüksekfiyatlasatın alın- dığı iddialarının da ciddi görül- düğüne işaret etti. Ahmet Ozal (Baştarafi 1. Sayfada) Istanbul Cumhuriyet Savcısı Halil Avuka, ifadelerin neden cumartesi günü ve özellikle geç saatlerde savcılıkta alındığanı açıklarken "Konuyla ilgili so- ruşturmayı ben vüriitüyorum. Tesadüfen cumartesi günü nö- betçiydim. Onlar da bunu ög- renmişler ve ifade vermeye gel- mişler. Nedeni, belki de basını atlatmakür" dedi. Konuyla ilgili soruştunnanın hızla sürdüğünü söyleyen Halil Avuka, durumu "Cezai sorum- luluk acısından imza sirkülerin- de imza yetkileri var mı yok mu, bunu araşttnyoruz. tmza sirkü- lerinde bilinen yetkilerinin ol- madıgıdır. KendUeri imzalannı kabul ediyor, fakat haklannda- ki suçlamalan reddediyor ve yetkilerinin olduğunu söylüyor- lar" diyerek acıklıyor. Star l'in 20 milyarlık borç se- nedinin yetkisiz imzalarla dü- zenlendiğine yönelik suç duyu- rusu üzerine başlayan sonıştur- mada imza sirkülerinin incelen- mesi için bilirkişi kurulu oluştu- rulacak. Halil Avuka gelişmele- ri şöyle yorumluyor: "Hnknki açıdan soçun olu- şup oluşmadıgını bilirkişi ince- lemesi ortaya çıkaracak. Söz koonsu kişiler imzaya yetkili mi degil mi? Yetkisiz kişinin borç senedi Üzerine imza atması res- mi evrakta sahtekâıiık suçu oluşturur." Zorla Güzellik Olmaz... (Baştarafi 1. Sayfada) tülü dış politika üslubu Denktaş'ı bu açıdan her zaman tedirgin etmişti. Ankara'da dış poiitikanın yeniden olağan yörüngesine kaymaya başladığını görmek, anlaşılan, KKTC Cumhurbaşkanı'nı rahatlat- tı. En azından bundan sonra Denktaş, olma- dık sürprizlerle karşılaşmayacağı izlenimini edinmiş olmalıydı. Sayın Çetin'in Kıbrıs ziyaretiyle gelinen nokta şöyle özetlenebilir: Türk tarafı Dörtlü Zirve'ye karşı değil. Ama önce Kıbrıs Rum ve Türk tarafının bir araya gelerek bir muta- bakata varmalarının iyi olacağı düşünülüyor. İki tarafın doğrudan görüşmeleri tercih edil- mekle birlikte, dolaylı formüllerin de buluna- bileceği belirtiliyor. Şunun altı çiziliyor: Önemli olan, Dörtlü Zirve'den önce Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasında ortak bir çer- çeyenin oluşturulmasıdır. Özal dönemine göre kuşkusuz bir üslup değişikliği söz konusu. Ama, Kıbrıs'ın bir sorun olarak artık gün- demden kalkmasına ilişkin bir havanın var- lığı, koalisyon hükümetinde de dikkati çeki- yor. Bir esnekliğin izleri var. VVashington'la ilişkileri iyi götürmeye dönük yaklaşımın var- lığı, anlaşılan, Kıbrıs politikasına da geçmişte olduğu gibi yansıyabilecek. Ama Kıbrıs'la ilgili yönelişlere "Ver, kur- tul!" zihniyetinin damgasını basması beklen- mesin. Zira yanıltıcı olur böyle bir beklenti. Bu noktayı özellikle VVashington'un gör- mesi gerekir. Bush yönetimi tarafsız kalabi- lirse, özellikle Türk tarafını tek yanlı ödünle- re zorlayarak sonuç alınabileceği yanılgısı- na düşmezse, işler rayına oturabilir. Kıbrıs Türklerine "azınlık" muamelesi ya- parak, Rum tarafının egemenliğini dikte ede- rek bir yere gidilemeyeceğini, yalnız Kıbrıs'ta yaşanan acılar değil, bugün dünyada olup bitenler de herkese göstermiş olmalıdır. Bu açıdan, eski Sovyetler Birliği ile Yugoslav- ya'nın dağılıp gitmesi yeterince öğretici de- ğil midir? Bu trajik örneklerden de anlaşılacağı gi- bi, bazı konular var ki onlarda zorla güzellik olmuyor. Kıbrıs'ta çözüm arayışlarıyla ilgili olarak bugün Ankara'da beklenen ABD Kıbrıs özel koordinatörü Nelson Ledsky'nin bu noktaya dikkat etmesini dileriz. Sözleşmeli zammı (Baftarafi 1. Sayfada) da bulunanlar için 8 milyon 750 bin lira olan tavan ücretin yüz- de 25 oranında arttınlarak 11 milyon liraya çıkanlmasına iliş- kin Bakanlar Kurulu karan, im- za aşamasında bulunuyor. KlT'lerde müdür yardıması ve daha alt düzeydeki persone- lin yer aldığı ve çoğunluğu oluş- turan 11 sayüı cetvele dahil kad- rolarda çalışan sözleşmeli perso- nel için 7 milyon 900 bin lira olan tavan ücret ise yüzde 30 oranında arttınlarak 10 milyon 300 bin liraya çıkanldı. Buna ilişkin Bakanlar Kurulu karan da önceki günkü Resmi Gaze- te'de yayımlanmıştı. Belirlenen tavan rakamlar içinde her bir sözleşmeli perso- nel için ücret tespiti yapılırken kuruluşlar arasındaki ücret farkUhklannm 1 Ocak 1992'den itibaren "kaldınlması ya da mümkün olduğu kadar asgari- ye indirilmesine" ünkân verecek düzenleme yapıhnası konusun- da Devlet Personel Başkanhğı'- na yetki verilmesinin öngörül- düğü beürtilen açıklamada, söz- leşmelilere yapılacak zamlar ko- nusunda şöyle denildi: "tmza aşamasında olan Ba- kanlar Kurulu karanyla yapüan düzenleme ile 1 sayüı cetvele da- hil kadroJarda bulunan persone- lin ücretlerinde ortalama artışın yüzde 25 düzeyinde olması ön- görülmektedir. 11 saydı cetvele dahil pozisyonlarda bulunan, sözleşmeli personelin ücretlerin- de ise ortalama yüzde 30 dola- yında artış yapılması amacıyla Yüksek Planlama Kurulu'na teklifte bulunulmuştur." Açıklamada, KİT'ler ile bağh —I J BEYMEN Y E N İ YETENEKLER Y A R I Ş /Vl A S I B e y m e n , T ü r k i y e ' d e i l k k e z , y a l n ı z c a g e n ç m o d a c ı l a r a a ç ı k b i r y a r ı ş m a d ü z e n l i y o r . "Yarının Avant-Garde Kadını" k o n u l u b u y a r ı ş m a d a f i n a l e k a l a n b e ş k i ş i , ö n ü m ü z - d e k i s e z o n i l k k e z s u n u l a c a k o l a n B e y m e n A c a d e m i a K o l e k s i y o n u ' n u y a r a t a c a k . V e A c a d e m i a , s o n r a k i y ı l - l a r d a d a d ü z e n l e n e c e k y a r ı ş m a l a r l a , h e p y a r ı n ı n m o d a - c ı l a r ı t a r a f ı n d a n h a z ı r 1 a n a c a k . A c a d e m i a ' y a i m z a a t m a k , 1 5 m i l y o n l i r a l ı k p a r a ö d ü l ü k a z a n m a k v e B e y m e n M o d a D e p a r t m a n ı ' n d a e ğ i t i m g ö r m e ş a n s ı n ı e l d e e t m e k i s t e r s e n i z ... s o n k a t ı l m a t a r i h i 7 Ş u b a t 1 9 9 2 . A y r ı n t ı l ı b i l g i v e k a t ı l m a k o ş u l l a r ı n ı i ç e r e n b r o ş ü r - l e r i , B e y m e n v e B & M C l u b M a ğ a z a l a r ı ' n d a b u l a b i - 1 ı r s i n ı z . BEYMEN ortakhklarda "kapsam dışı" statüde çahşan personelin ücret- lerinin, bu kuruluşlarda "kap- sam içi" statüde çalışanlara top- lusözleşmelerle verilen ücret ar- tışlanna "paralel düzeyde" art- tınlması hususunda Yüksek Planlama Kurulu'na teklifte bu- lunulduğu bildirildi. Buna göre söz konusu düzen- leme yürürlüğe girdiğinde, KÎT'lerde genel müdür ve genel müdür yardımcılarının ücretle- rinde yüzde 25, diğer kapsam dışı personelin ücretlerinde ise yüzde 30 dolayında artış yapıl- ması söz konusu olacak. Bu arada, özelleştirilen kuru- luşlar ile 399 saydı kanun hük- münde kararname kapsamı dı- şında kalan kamu bankalannda çahşan sözleşmeli personel için de benzeri ücret artışları uygu- lanacak. Gerekli çahşmalar sonuçlan- dırıldığında, yıhn ilk yarısı için bu gruptaki genel müdür ve ge- nel müdür yardımcılannın üc- retlerinde yüzde 25, diğer per- sonelin ücretlerinde ise yüzde 30 dolayında artış söz konusu olacak. öte yandan, 657 sayılı Dev- let Memurlan Kanunu'nun 4/B maddesine göre çahşan sözleş- meli personelin ücret tavanının 7 milyon 200 bin liradan 9 mil- yon liraya çıkanlmasını öngören Bakanlar Kurulu karannm da "imza aşamasında" olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Baş- bakanhk ve bağh kuruluşların- da "kadro karşdığı sözleşmeli" çahşan personelin ücret artışla- nnın belirlenmesi çahşmalanna da devam edildiği kaydedildi. Özal 'arpalıkları 9 savundu (Baştarafi 1. Sayfada) imzalamadığıraı iyi bilirim" de- di. Özal, başbakanlığı dönemin- deki icraatı ve dönemin cumhur- başkanı Kenan Evren ile arala- rındaki ilişkileri anlattığı konuş- masında, özetle şunlan söyledi: Erken eateklilik: "Vaktiy- le 20-25 sene çahşan, 38 yaşın- da emekli oluyordu. Askeri ida- re zamamnda, bu bir kanunla 45 yaşa çıkarıldı. Bütün dünyada sistemler bu şekildedir. 20 sene *prim alıp 30 sene nasıl besleye- ceksiniz? Kim besleyecek? Şu çalışan gençler besleyecek. 38 yaşında emekli olan kimse ne yapacak? İkinci iş tutacak. Sos- yal ödemesi yok. Masrafı yok. İşverene daha ucuz gelecek. O vakit gençlerin işini de kapacak. Sovyetler Birliği'nin batışının bir sebebi de bana Başbakan Rij- kov'un söylediği, 70 milyon emekli var. Bu kadar olmaz ki!" Daaışna kurulları: "Bel- ki 2-3 taneden fazla bizim eski belediye başkanı ve eski millet- vekilinden başka yönetimde yer almış insan yok. Biri Zeki Ça- kan, diğeri de Nazmi Önder. Bunun dışında, milletvekilleri "bize yer bulun" dediler. Dedim ki "yönetime sokmam", sokar- sam politika olur. Tuttuk, o yüz- Dünya Bankası teftişe geldi ANKARA (AA) — Ankara^ ya dün gelen Dünya Bankası he- yeti temaslanna başladı. Mats Gustavson başkanhğın- daki Dünya Bankası heyeti, eko- nomiden sorumlu Devlet Baka- m Tansu Çiller'in ekonomi da- mşmanlan ile Hazine ve Dış Ti- caret Müsteşarhğı (HDTM) Dış Ekonomik îlişkiler Genel Mü- dürlüğü yetküileriyle görüştü. HDTM'den üst düzey bir yet- kili, Dünya Bankası heyetinin KlTlerin bir kısmırun özelleşti- rihnesi, bir kısmının da tasfiye edilmesi konusunda Türk yetki- lilerine görüşlerini aktardığım bildirdi. Dünya Bankası heyetinin tek- nik düzeyde ve uzman kadrolar- dan oluştuğunu hatırlatan HDTM yetkiüsi, heyetin, KİT- lere teknik yardımların nasıl ya- pdabileceği konusunda da Türk tarafıyla görüş ahşverişinde bu- lunduğunu beürtti. Aynı yetkilinin verdiği bilgiye göre KİT'lerin bir kısmının tas- fiyesi yoluna gidilmesi halinde işsiz kalacakların işsizlik sigor- tası kapsamına ahnması günde- me geürse, Dünya Bankası'ndan maddi yardım istenecek. Mats Gustavson başkanlığm- daki Dünya Bankası heyetinde, Geremy Oppenbeim, Paul Dyson ve David Fretee adlı uz- manlar da yer ahyor. SATILIK Bakırköy Parseller'de 110 m: daire 593 93 31 Üç yıldızlı otele bayan resepsiyoncu aranıyor. Tel: 516 73 23 (4 hat) I.Ü. Orman Fakültesi'nden aldığım 1991 senesine ait pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. FUATKARAOSMANOĞLU den danışma kurullarını oluş- turduk. Danışma kurullarının oluşturulmasımn ana amaa, bu gibi adamlan getirme ihtiyacı her partinin var. Önünde sonun- da var. O vakit siz, yönetim ku- rullarına sokuyorsunuz. O za- man, yönetim kurulları icra eden kuruluşlar, politika resmen girmiş oluyor. Çiftçi borçlaru "Çiftçilerin, borçlannı ödemeyenlerin faizle- rinin bir kısmını affetmek gibi bir KHK. Buna benzer bir ka- rarnameyi ANAP iktidarı getir- di. Reddettim. Sebebini söyleye- yim: Biz, bu şekilde en büyük haksızhğı yapıyoruz. Çünkü borcunu ödeyen adama bir şey yok. Namuslu. Borcunu ödeme- yen adam avantaj sağhyor. Bun- dan sonra kim borcunu Ziraat Bankası'na öder? Ondan sonra Ziraat Bankası'nı batırmaz mı- sınu? Kimden çıkıyor para? Şu- rada görünen herkesten. Tem- belliği teşvik ediyorsunuz. Öyle bir şey getirin ki sübvansiyon ya- pacaksamz, çahşan adam da al- sm!' K a r a r a a a e krizi: "Bugün bir münakaşanın içindeyiz. Günlük gazetelerde bu beyler de yazıyorlar: 'Kararnameyi imza- ladı, imzalamadı'. Ben 40 küsur senedir devlette çalışıyorum. Ne- yi imza ettiğimi, neyi imza etme- diğimi gayet iyi biürim. Bizler de vaktiyle, özellikle bürokrasi ba- kımından, iktidar değişir, bü- rokrasi değişir diye düşündüğü- müz olmuştur. Bunun yanhşlı- ğını, biz 1970-80 arasında yaşa- dık. Filanca takım geldi, 'ben kendi takımımı getireceğim' di- ye parselledi orayı. Öbür takım geldi parselledi. Ondan sonra kalanlar başka parti aramaya başladı. Bana gelirlerdi. 'Efen- dim şu eski solcudur, eski MHP'lidir, MSP'lidir, atahm' dediler. Dokunmayın dedim. Kaç tanesini Kenan Paşa bura- da reddetmeye kalkmıştır. O bi- raz MSP'lilere fazla takıyordu. 'Bırakın' dedim. Biz bu aynhğı yapmaya kalkarsak tekrar eski günlere döneriz!' Vergiler: "Bir bizim dönemi- mizde, bir de askeri dönemde vergi kanunu vardı. Yüzde 3 ta- sarruf bonosunu biz vergi hali- ne getirdik. Katma Değer Vergi- si, Akaryakıt Tüketim Vergisi, eğitim ve sağlık harcamalan, ta- sarruf fonlan, -şimdi herkes kalksın diye bakıyor- konut edindirme yardımı... Bunların hepsi de tasarruftu. Bir ülkenin ilerlemesi için tasarrufu arttır- ması lazım!' Toperi'nin açıklaması AA'nın haberine göre Cum- hurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya To- peri, İngiltere'de yayımlanan haftahk The Economist dergisi- nin, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "yakmlarını sayısız yol- lardan zengin ettiği" şeklindeki iddiasını cevaplandırdı. Toperi, derginin bu haftaki sayısında yer alan mektubunda, söz konusu iddianın "Kesinlik- le asılsız" olduğunu belirtti. The Economist dergisinde yer alan Toperi'nin kısa mektubu şöyle: "Turgut Özal hakkında, 'Aşırı sayıda yakınının sayısız yollar- dan zenginleşmelerine izin verdi' şeklindeki ifadeniz bizi derin şaşkınlığa düşürdü. Bunun ke- sinlikle hiçbir aslı yoktur. Şu bi- linen bir gerçektir ki Cumhur- başkanı Ozal'ın yakınları kendi alanlannda sadece kendi çaba- ları il» başanlı olmuş, yüksek derecede ilke sahibi kişilerdir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle