Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1992 HABERLER CUMHURİYET/5
Olağanüstü kurultay öncesi Genel Sekreter Selvi, HEP kökenli milletvekillerini toplantıya çağırdı
SHP'de eıime korkustı
tsmail Cem
ANKARA (Cpmhuriyet Bü-
rosu) — SHP'de olaganüstü ku-
rultay yaklaşırken Ankara Mil-
letvekili Mümtaz Soysal'ın
"SHP'nin erimeye devam
ettigi" görüşünü ortaya atması,
tartışmalara yeni boyut getirdi.
Genel başkanlık yanşı sürerken
bir yandan da iki seçenek dışın-
da yeni yaklaşım arayışlan baş-
ladı. Yenilikçiler'den Ertuğrul
Günay, koalisyonda yer alma-
sının SHP'nin sorunlanm kro-
nikleştirdiğini vurgulayarak so-
runlann tesbitinin, görevlerin
isimiendirilmesinden önce geldi-
ğini savundu. Yeni Sol grubun-
dan tsmail Cem, "SHP'nin
kimliğini kaybettigi" eleştirisi-
ni yöneltti.
Cem SHP'nin kimliği
kayboldu. Sağ
partilerle benzeşmeye
başladık. Bizim
kimliğimizde bir HEP
olayı ortaya çıktı. SHP
kendi kimliğini değil,
HEP kimliğini
korumaya başladı.
HEP'in politikalarının
takipçisi ve yansıtıcısı
olduk. Kurultay
sonucu ne olursa olsun
hükümete sahip çıkarız.
SHP'de kurultaya 20 gün ka-
la kulis çalışmalan da hızlandı.
Genel merkez yöneticileri, ku-
rultay öncesinde il başkanlarını
toplantılar için Ankara'ya çağı-
rarak göriişlerini aldılar. Üç bö-
lüm halinde yapılan toplantılar-
da il başkanlarının da partinin
çok önemli yapısal sorunlan bu-
lunduğunu düşundükleri belir-
lendi. İl başkanlarının en çok
üzerinde durduğu sonınlardan
birinin HEP kökenli milletvekil-
leri olduğunun görülmesi, genel
merkezi harekete geçirdi.
Genel Sekreter Cevdel Selvi,
bugün HEP kökenli milletvekil-
leri ile toplantı yaparak
SHP'nin program ve ilkelerine
uygun davranmalan konusunda
Mümtaz Soysal
uyanda bulunacak. Bu toplan-
tının "HEP'lilerin kulağının
çekihnesi" biçiminde yorumlan-
dığının anımsatılması üzerine,
HEP eski Genel Başkanı ve
TBMM Başkanvekili Fehmi
Işıklar, Cumhuriyet'e, "Basın
bu konuyu abartıyor. Yoksa
kimse kimsenin kulağını çeke-
cek dunırada değil" değerlen-
dirmesini yaptı.
Nitekim HEP kökenli millet-
vekillerinin kurultayda Inönü'-
yü destekleme eğiliminde olma-
lan bu kesimin dışlanmasını
olanaksızlaştıran unsurlardan
biri olarak görülüyor. Yine de
kurultay öncesinde yeni bir tar-
tışma yaratmamaları için bu
toplantının düzerüendiği belirti-
Soysal Kurultayda
olağanüstü ağırhklı bir
parti meclisi
oluşturulmah. Bu,
genel başkamn kim
olacağından da önemli
bir nokta. Oyların
yarıdan fazlasıyla
seçilmiş, ama sözde
rahat çahşabilmek için
yandaşlar takımı
oluşturarak seçilmiş bir
genel başkan erimeyi
durduramaz.
liyor.
Genel merkez yöneticileri,
kurultay hazırlıklan içerisinde
gezi programı da yapıyorlar.
Cevdet Selvi'nin 9 ya da 10
ocakta Bursa, Balıkesir ve \z-
mir'den başlamak üzere çok sa-
yıda ili kapsayan bir geziye çık-
ması planlanıyor. Selvi'nin bu
gezisi Inönü'nün desteklenme-
si amaanın yanı sıra kendisinin
genel sekreterlik adaylığının
gUçlenmesini de hedefliyor.
Ancak lnönü'nün kurultay
öncesinde Selvi'yi bu göreve ge-
tirdikten sonra ilişkilerini sıcak
tutmaması, Selvi'nin genel sek-
reterliğini 'geçici' gördüğü biçi-
minde yorunilaruyor. lnönü'-
nün eski bakanlardan Hasan
Ali Topuz
Fehmi Güneş'in genel sekreter-
liğini düşündüğü öne sürülüyor.
Güneş de bir süredir çeşitli il ör-
gütlerini dolaşarak kurultay için
çalışıyor.
Baykal kanadı
Deniz Baykal'ın henüz genel
başkan adaylığı konusunda ke-
sin karar vermediği ve Yeni Sol
grubunda bu noktanın tartışıl-
dığı belirtiliyor. Bu grubun bir
bölümü Baykal'ın aday olma-
ması ve Parti Meclisi'nde ağır-
lığın kazanılmasının hedeflen-
mesini savunurken çoğunluk
Baykal'ın aday olmasının zo-
runlu olduğunu öne sürüyor.
Baykal da Ankara'ya gelen il
başkanlan ve delegelerle görüş-
SHP lideri, il başkanlan ileyaptığı toplantıda "Erimeye çareyi hep birlikte bulacağız" dedi
Iııöııü: Ed taııe başbakan olmazKurultay öncesi il başkanlan toplantısında
konuşan SHP Genel Başkanı İnönü, Baykal
yanhlarının eleştirilerini yanıtlarken şöyle dedi:
"Deniliyor ki, genel başkan nasıl olur da
başbakanın arkasından yürür. Bunlar önemsiz
eleştiriler. Hükümet içinde herkesin bir görevi var.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Başbakan Yardımcısı
ve SHP Genel Başkanı Erdal
Inönii, SHP'li bakanların ve
kendisinin hükümette gölgede
kaldığı iddialarını, "Hükümet
içinde bir başbakan olur. İki ta-
ııe başbakan oimaz" diye yanıt-
ladı. İnönü, hükümete girmeyi
kabul ettikten sonra bu sistemin
gereklerinin yerine getirilmesi-
nın zorunlu olduğunu belirtti ve
elestirileri "Bunlar birtakım
duygusal tepkiier uyandırarak
muhalefet yünitrae anlayışı '
olarak niteledi. İnönü, olağa-
nüstü kurultay öncesinde genel
başkanlık yarışının başladığına
dikkati çekerek "kunaltayı kav-
ga yeri olarak görmediğini"
söyledi.
Kurultay öncesinde düzenle-
nen il başkanlan toplantısının
üçüncüsü dün Genel Başkan
lnönü'nün başkanlığında yapıl-
dı. tl başkanlan, SHP'nin seçim
yenilgilerinin'sürmesi, HEP ile
işbirliğinin partiyi yıprattığı, hü-
kümette gölgede kalındığı ve
partinin yapısal sorunlannın çö-
zümlenmesi gerektiği eleştirile-
rini yönelttiler.
Olağanustü kurultayın dele-
gelerin isteği üzerine toplanaca-
gını anımsatan tnönü, seçim so-
nuçlannın ayrıntılı olarak de-
ğerlendirileceği bu kuruitayın
partiye canlılık ve butunlük ge-
tirmesini beklediğini kaydetti.
Kurultay yaklaşırken birtakım
eleştirilerin yoğunlaştığına dik-
kat çeken tnönü, sözlerini şöy-
le sürdürtiü:
"Beklediğimiz, bu kurultay-
dan bütünlük içinde çıkılması.
Kumltaydan çıkacak arkadaşla-
nmızın hukümetle birlikte, hu-
kümeti destekleyerek çalışacak
bir partiyi tesis etmeîeri şart.
Hükümet içinde bir parti, hükü-
met dışında örgötte bir parti,
böyle şey olamaz. Bir tek parti
var, hükümet içine girmiştir,
bükümet ortagıdır. Parti hiikü-
meri, hükümetteki arkadaşlan-
mız da partiyi destekleyecek.
Çünku partinin amacı, iktidara
gelmek. halka hi/met etmektir.
Bunu şimdi > apar durumdayız.
Bunu en iyi şekilde yapmak için
örgüt ile bükümet içindeki üye-
ler, genel merkez ve milletvekil-
lerimiz bir arada olmak zorun-
dayız.
Partinin eridiği elestirileri
var. tşte buna çareyi hep birlikte
bulacağız. Bu durumun bir ay-
da degişmesi makul degil. Par-
timizin oylannın yeniden artma-
sını ve balkın nazarında birinci
parti konumuna gelmesini isti-
yoruz. Bunu yaparken hüküme-
ti desteklemek, hükümet ile bir-
likte çalışmak görevi bırakıla-
maz. Zaten ikisi birbirine bağlı
şeyler."
CHP-AP koalisyonunda AP li-
derinin yer almamasının koalis-
yonun ömrunün kısa olmasına
yol açtığını anımsattı ve "Böy-
le bir yanlış örnek önömüzdeki
oldugu için yaptığıma
inanıyorum" diye konuştu. İnö-
nü, bu konudaki elestirileri de
şöyle yanıtladı:
"Deniliyor ki, genel başkan
nasd olur da Başbakan'ın arka-
sından yürür? Bunlar önemsiz
eleştiriler. Hükümet içinde her-
kesin bir görevi var. İki tane
başbakan olmaz. Hükümet için-
de bir başbakan olur. Bir de
yardımcısı olur. Her bakanın
ayn görevi vardır."
Fikri Sağlar:
Kimse
koalisyonu
bozamaz
NAZMt AKDAĞ
ANAMUR — Kültür Baka-
nı Fikri Sağlar, koalisyon hü-
kümetini bozma çabalan bu-
lunduğunu belirterek, "Cum-
hurbaşkanı kararnameleri irn-
zalamasa da asker 'bu iş
olmuyor' dese de hükümet de-
vam edecektir" dedi. Sağlar,
Diyarbakır Milletvekili'nin Di-
yarbakır'da yapılan işkenceleri
TBMM kürsüsünden anlatma-
sı kadar doğal bir şey olmadı-
ğını da söyledi.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar,
dört günlük Çukurova gezisi-
ni dün Anamur, Gülnar ve
Mut ilçelerine yaptığı geziler-
le noktaladı. SHP Milletveki-
li Aydın Güven Gürkan ile
DYP Milletvekili Ali Su'nun
da bulunduğu gezide Bakan
Sağlar, SHP ilçe örgütunde
yönetilen "SHP grupbaşkan-
vekilinin konuşması hakkında
ne düşünüyorsunuz" sorusu-
na şu karşılığı verdi:
"Özgür ve yasaksız bir
Türkiye istiyonız. Düşüncele-
rin özgürce Meclis kürsüsün-
de de dile getirildigi bir Türk-
iye'den rahatsız oluntnamalı.
Bizleri sorunlan dile getirelim,
çözelim diye Ankara'ya gön-
dennediniz mi? Anamur'daki
muz sonınundan söz ediyor-
sak Diyarbakır'ın milletvekili
de işkenceden baskıdan söz
edecektir. Burada fıstık ve
muz para etmiyor, orada in-
sanlara baskı ve işkence uygu-
lanıyor. O bölgenin milletve-
kili de bunları dile getirecek-
tir. Bunlan boş göriin."
Komünist Manifesto çevirmeni Nur Deriş, 11 yıl sonra geri dönebildi
Onu komünist sandılarİç Politika Servisi — Nur De-
riş, son zamanlarda Türkiye'ye
dönen mültecilerden biri. O da
diğerleri gibi yıllarca ayn kaldığı
ülkesinde "eski dostlarla" bulu-
şuyor, hasret gideriyor. Her
mültecinin ayn bir "kopus ne-
deni", farkh bir öyküsü var kuş-
kusuz. Ama Nur Deriş'in nede-
ni ve öyküsü gerçekten "farklı".
O, kendi görüşleriyle bağdaşma-
yan bir kitabın çevirisi yüzünden
yaşamış sürgün yıllannı. "Ko-
münist Manifesto" yüzünden...
"Çevirmenlik benim
mesleğimdi" diye anlatıyor, "öğ-
rencilik yıllanmda kendimi sol
kanatta nitelerdim. Ama kitabı
çevirdigimde artık o görüşlere
inanan bir insan degildim. Yal-
nızca fikir özgürlüğüne katkıda
bulunmak isterdim. Her tttrlü
fikrin özgürce ifade edilmesi ge-
rektiğine inamyordum."
Nur Deriş, önce 1979 yılında
Komünist Manifesto yüzünden
yargılanmaya başlanmış. 12 Ey-
lül'den sonra davası askeri mah-
kemeye devredilince, "mesleği-
nin ve düşünce özgürlüğüne
inancının gereklerini yerine ge-
tirdiği için" hapis yatmak iste-
memiş. Ve 3 ocak 1981 yılında
pasaportunu ahp Isviçre'ye git-
miş. îsviçre'de kalabilmek için
üniversiteye yazılmış. Ama 1985
yılında davası kesinleşip yedi bu-
çuk yıl hapis cezasına çarptırı-
lınca avukatı, "arbk ilticanın za-
manı geldi" demiş.
Isviçreliler, iltica talebini he-
men kabul etmişler.
"Gerekçesine" pek akıl erdime-
seler de... Nur Deriş, şöyle an-
latıyor:
"Komünist Manifesto'yu çe-
virdiğim için yedi buçuk yıl
mab*' ûm olmam, genelde bü-
yük şaşkınlık yarattı. Hatta ls-
Karl Marx ile Friedrich Engels'in
Komünist Manifesto'sunu çevirdiği için
7.5 yıla mahkûm olup 141-142.
maddelerin kalkmasıyla 11 yıl sonra
Türkiye'ye dönebilen Nur Deriş, kitabı
çevirirken görüşlerine katılmadığını,
ama fikir özgürlüğüne katkıda
bulunmak istediğini söylüyor.
viçreli bir arkadaşım, 'Seni bu
yüzden cezalandıran bir ülkeye
ben de gitmem' diye gösterdi
tepkisini. Ama benim gibi miil-
teci dunımda olan Şilili, Arjan-
tili arkadaşlar hiç şaşırmadılar.
Baa uygulamalan karşılaştınp
benzer dunımlar buluyorduk
onlarla."
Geçen yıl içinde 141 ile 142 -
bu maddeler yüzünden yıllarca
hapis yatanlara bir "geçmiş
olsun" denip- kaldınlınca, Nur
Deriş'e Türkiye yolu yeniden
açılmış. Ama yalnızca "hasret
gidernıek" için. 1981'den bu ya-
na yaşadığı, son yıllarda Türk
çocuklarına öğretmenlik yaptı-
ğı Cenevre'den aynlmaya niyeti
vok. Orada kendisine bir yaşam
kurmuş. Türkiye'den gelen ço-
cuklara, öğretmenlerle öğrenci-
lerin eşit olduğunu, dayağın bir
suç sayıldığını anlatıyormuş.
"Çocuklara muameleyi", in-
san haklanmn temeli olarak ka-
bul ediyor Nur Deriş. İnsan
haklarırun, işkence düşünceye
yasaktan ibaret görülmemesi ge-
rektiğini söylüyor. Bu konuda,
Üzerinde durduğu bir başka
nokta da trafik. "tnsanlann ev-
lerinden işlerine, işlerinden ev-
lerine insanca gidip gelme hak-
lan vardır" diyor. On yıl sonra
İstanbul, bu açıdan ona
"korkunç" görünmüş. Sözcük-
lerinin altını çize çize şöyle di-
yor: "İnsan sokakta kalabalığı
'hissediyor'. tstanbul'da kaçacak
bir yer yok. Nereye gitseniz bir
havaya kavuşamayacakmış gibi
bir hisse kapılıyorsunuz. Çok
meşakkatli bir kent olmuş."
Nur Deriş, lstanbul'da kentin
ve kalabalığın baskısmı hisse-
derken geçmişte hisset^iği baskı-
ların pek kalrnadığım söylüyor.
Örneğin, "Türkiye artık aklar-
la karalardan ibaret degil. Dü-
şuncelerde ve bunların ifadesin-
de daha renklilik var. Solda ya
da sagda saflaşma çok azalmış"
diyor. Örneğin, "Artık insanlar
birbiriyle diyalog kurabiliyor"
diyor.
Nur Deriş'in sözleri, ister is-
temez insanın akhna, 'kendisi-
nin, davada bilirkişi olarak aley-
hine belirten Prof. Sulhi Dön-
mezer'le diyalog kurup
kuramayacağı' sorusu geliyor.
Nur Deriş, bu soruya net bir
"evet" yanıtı vermiyor belki,
ama söyledikleri, bundan çok
uzakta değil: "Belki bizde de ke-
mikJeşmiş bir yargı var. Onlann
bu konuyu düşünmekten kaçın-
dığını düşünüyoruz."
Meclis'te bu haftayedi ayn konuda araştırma önergeleri görüşülecek
TBMM'de 'araştırma' haftasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
TBMM'de bu hafta yedi Meclis araştır-
ması görüşülecek. RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan ile arkadaşlannın,
"tüketiciyi korumak, kaliteli mal üreti-
min ve üreticiyi teşvik" ve "özüriülerin
problemleri" konusunda verdikleri iki
ayn araştırma önergesi, Meclis Genel ku-
rulu'nun yann yapacağı otunımda da ele
alımcak. Bu konularda Meclis araştır-
maa yapılmasının kabul edilmesi duru-
rnuıda araştırma komisyonlan oluştu-
rulacak. TBMM'deki siyasi parti grup-
lanıın her iki araştırma önergesini ka-
bul edecekleri belirtiliyor.
Gündemde yer alan diğer Meclis araş-
tırma önergeleri hafta içinde sırasıyla gö-
rüşülecek. Bu önergeler arasında DYP
Samsun Milletvekili İrfan Demiralp'in,
Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na ait tu-
tün ve gümrük depolan ile TMO ve üre-
tici birliklerine ait depolarda geçen se-
kiz yılda yapıklığı öne sürülen suiistimal-
lerin araştırılmasma ilişkin önergesi de
yer alıyor.
SHP Tunceli Milletvekili Kamer
Genç'in "hayali ihracat", DYP Isparta
Milletvekili Ertekin Durutürk'ün "çev-
re sorunlan", MÇP Erzurum Milletve-
kili Rıza Müftüoglu'nun "bürokratik ya-
pılanmadaki problemler" ve DYP Ak-
saray Milletvekili Mahmut Öztürk'ün
"ihracatın sorunlan" konularındaki
araştırma önergeleri de sırasıyla gün-
demde yer alacak.
Adalet Komisyonu'nun çarşamba gü-
nü yapacağı toplantıda ise komisyonun
gündeminde yer alan "para venne işle-
riyle uğraşanLarın faaliyet ve denetimle-
rini düzenleyen KHK" ile "Adalet Ba-
kanhğı'nda müşavirlerin
görevlendirilmesini" ve "uyuşmazuk
mahkemesi üyelerine toplantı başına ve-
rilen ödeneğin arttınlmasuu" öngören
KHK'lar yer abyor.
Aynı gün toplanacak olan Sanayi ve
Teknoloji Komisyonu'nda doğalgazın
Inıllammı; Tanm Oraıan ve Köyişleri Ko-
misyonu'nda Orman Bakanlığı'nın ör-
gütlenmesiyle ilgili KHK'lar ele almacak.
İnsan Hakları Komisyonu'nun da ay-
nı gün toplanması bekleniyor. Toplanü,
geçen hafta üniversitelerde türban ve
Lice-Kulp'ta ortaya çıkan olaylarla ilgi-
li oluşturulan komisyonlann raporlan-
nı hazırlamaları durumunda yapılacak.
SHP Parti
Meclisi SHP'yi temsil
etmiyor. Parti
kimliğihi yitirdi.
SHP'nin kendini
yenilemesi için daha
sola kayması şart değil.
Parti daha dinamik bir
yapıya kavuşmah. İl
başkanlan köylülükten
söz ediyor, ama bunu
söylemek yerine bu
köylülüğü önlemek için
atıhmlar yapılmahdır.
meler yaparken bu kanadın ön-
de gelen isimlerinden İstanbul
Milletvekili Ismail Cem örgüt-
Ieri dolaşıyor. Cem, dün Zon-
guldak'ta yaptığj konuşmada,
son seçimlerde bütün partilerin
birbirine benzediğini, hepsinin
aym şeyleri söylediğini belirte-
rek emeğin kitle partisi olarak
SHP'nin sol işlevini yerine ge-
tiremediğini söyledi. Cem, "Bi-
zim olan kimlik netlikten uzak-
laşmaya başladı. Sağ partilerie
benzeşmeye başladık. Bizim
kimliğimizde bir HEP olayı or-
taya çıktı. SHP kendi kimliğini
degil, HEP'in kimliğini koru-
maya başladı. HEP'in politika-
lannın takipçisi ve yansıtıcısı
oldu" şeklinde konuştu.
Baykal-Günay gö-
rttşmesi
Bu arada Baykal ile görüşme-
si, bu kanada yakınlaşması ola-
rak değerlendirilen Ertuğrul
Günay, Cumhuriyet'in bu ko-
nudaki sorusuna şu yanıtı ver-
di:
"Parti içinde etkili ve yetkili
bütün arkadaşlanmla göriişüyo-
rum. Geçen ay genel başkan ile
de iki kez görüştüm. tl başkan-
lan, milletvekilleri ve birçok ar-
kadaşla görüştüm. .Tıkanmış bir
parti yapısı içinde herkesle gö-
rüşmek gerektiğine inanıyorum.
Bu bir yakınlaşma mı sorusuna
geünce. Seçimden sonra da söy-
lemiştim. Artık bu kalıplan aşa-
lım diyorum. Önce sorunlann
ne oldugu ve çözümlerinde bir-
leşeiim. Sayın genel başkan ile
burada birleşirsek, buyrun de-
vam ediniz denebilir. Birleşile-
miyorsa, bu sorunlarda ve çö-
zümünde birleşen insanlar ara-
sında yeni isimlendirmelere ge-
rek olabilir. Hükümet olmak
güzel ama yapısal sorunlan çö-
zemiyor, tam tersine kronikleş-
tiriyor. Hatta bu dönem beledi-
yelerin köriiklediği gibi köriik-
lüyor."
Topuz'un yaklaşımı
Son dönemde TBMM dışm-
da kalan Ali Topuz da partiyi
kurtarmanın önemini vurgula-
yarak partideki deneyimü insan-
lann bir araya gelmelerini iste-
di. Topuz, "SHP'nin kendini
yenilemesi için daha sola kay-
ması şart değil. Parti daha di-
namik bir yapıya kavuşmalı. İl
başkanlan köylülükten bahsedi-
yor ama bunu söylemek yerine
bu köylülüğü önlemek için atı-
lımlar yapılmalıdır. Partinin ge-
leceğiyle ilgili ciddi kaygılanm
var" dedi.
Soysal'ın yazısı
Ankara Milletvekili ve yazar
Mümtaz Soysal, Hürriyet gaze-
tesinde önceki gün yayımlanan
yazısında, SHP'nin erimeye de-
vam ettiğini savunmuştu.
Yazısma, "Buzdağuun içle-
rinde bir yerdeyseniz ve çevre-
niz yine buzlaria çevriliyse, kı-
sacası, içinde yaşadıgınız don-
muşluğu dışandan göremiyorsa-
nız, eriyişin farkında olamazsı-
nız. SHP eriyor. Ama SHP'nin
bugünkü yönetimi, hatta bu-
günkü üyeleri bunu tam olarak
göremiyorlar" cümleleriyle baş-
layan Soysal, "Eriyişin neden-
ieri, partiye, daha doğrusu onun
Milli Mücadeie'den gelen çizgi-
sine gönül vermiş olan bütün
beyinler seferber edilerek sap-
taıtm^h, dnrdurmanm çaresi de
aynı 'kolektif akıl' seferber edi-
lerek bulunmalıdır. Şu ya da bu
hizbin kendisine destek sağla-
mak için oluşrurduğu yandaş ta-
kımlanyla değil.
Konu, daha da somutlaştınl-
dıgı zaman, önümüzdeki Olağa-
nüstü Kurultay'da, 'olağanüstü
ağırhklı' bir Parti Meclisi'nin
oluşturulmasına gelir dayanır.
Bu, genel başkamn kim olacağı
sorusundan da önemli bir nok-
ta. Oylann yandan biraz fazla-
sıyla seçilmiş, ama sözde 'rahat
çahşabilmek' için Parti
Meclisi'nde bir yandaşlar takı-
mı oluşturarak seçilmiş bir ge-
nel başkan, dognı teshisJe eri-
meyi durduramayacağı gibi, kişi
olarak oybiriigine yakın destek
bulan bir genel başkan da eğer
kuruluş için candan düşünecek
bütün beyinleri seferber eden
bir Parti Meclisi oluşturmamış-
sa yine başanlı olamaz" diye
yazmıştı.
AĞLAMAKVE
GÜLMEK
tlhan Selçuk
9. bası 10.000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
Demirel SHP Kurultayı'na
Hazırlanıyor...
Başbakan Demirel, her hafta Türkiye'nin nabzını say-
dırıyor.
Başta pahalılık ve terör olmak üzere halkın çeşitli ko-
nulardaki duyarlılıklarını izletiyor. Koalisyonla ilgili toplu-
mun beklentilerinın nasıl geliştiğini araştırtıyor.
Her pazartesi oldugu gibi, bugün de PİAR kamuoyu
araştırma firması Genel Yönetmeni Bülent Tanla, bu top-
lumsal "nabız sonuçlan"n\ Demirel'e sunacak.
Önümüzdeki haftanın konusu ise bugünden belli:
"1) SHP Kurultayı'nın sonuçları hükümete beslenen
umutlara nasıl yansıyacak?
2) SHP kurultay sonuçlannın hükümetin başarısına ve
ömrüne ne etkisi olacak?"
Önümüzdeki pazartesi günü Demirel, bu konudaki be-
lirlemeleri aldıktan sonra, koalisyonun ana ortağı olarak
her türlü olasılığa karşı fikri (ve belki de pratik) bazı ha-
zırlıklara geçecek.
DYP'de ve DYP'li bakanlarda uç vermeye başlayan ana
endişe, koalisyonla ilgili halktaki umut ve inançların
SHP'dekı uyumsuzluk nedeniyle aşınması, yok olması...
SHP'deki yönetim değişikliği koalisyonun yapısını ve iş-
leyişini kaçınılmaz olarak etkileyecek.
Gerçi, İnönü yönetimine karşı olan gruplar, İnönü eki-
binin tasfiye edilmesi halinde bile koalisyonun süreceği
konusunda güvence veriyorlar.
Ama bu güvence, daha çok "delege tabanına ve örgüte"
yönelik. Çünkü, iktidardan düşme korkusuyla parti içi mu-
halefet tabanının kurultayda Baykal veya öteki gruplara
destek olmama olasılığı yüksek.
Bu nedenle İnönü, dün SHP il başkanlan ile yaptığı
uzun toplantıda, "Kurultayda oylannızla hükümete sahip
çıkın. Bugünkü yönetime tam destek sağlanmazsa hükü-
metten çekiliriz" me- _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ^ _ ^ ^ _ —
Tatil dinlemeyen dûnkö
Ankara siyaset kulislerinde
Baykal'ın genel başkanlığı
üçüncü kez denemeye
kalkmayacağı üzerinde
ağız birliği var.
sajı verdi.
Bu mesajın etkisini
kırmak için, önümüz-
deki günler parti içi
muhalefet, taktikleri-
ni, "Hükümette deği-
şiklik olmayacak. Ye-
nilik partide olacak"
teması üzerinde yü- _ ^ ^ _ ^ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ ^
rütecekler.
Ancak bunun gerçekçi ve geçerli bir hedef olamaya-
cağını hem İnönü ve arkadaşları hem de Demirel'in çev-
reşi açıkça belirtiyor.
inönü'nün genel başkanlıkta kalması halinde bile, Par-
ti Meclisi'ndeki bir değışiklik, koalisyonu çatırdatacak bir
gelişme sayılıyor.
Tatil dinlemeyen dünkü Ankara siyaset kulislerinde Bay-
kal'ın genel başkanlığı üçüncü kez denemeye kalkmaya-
cağı üzerinde ağız birliği var.
Türkiye siyasi partiler tarihinde "üç yenikjiden sonra par-
tisinde iflah olmuş" bir lider adayı bulunmadığı gerçeği-
ni, bizzat Baykal'ın kendisinin de bildiğine dikkat çekile-
rek şöyle deniliyor:
"Kronik lider adayı haline gelmeden, Baykal'ın yapaca-
ğı tek şey var. Aday olmamak ve partideki gayri memnun-
ların tümünü bir tek cephede birleştirmek. Uderliği değil,
Parti Meclisi'ni ele geçirmek. Bu ise kurultaytn kendisini
kazanmaktan daha kolay değil. Bakan olamayanlar, mil-
letvekili seçilemeyenler, parti yönetiminden uzaklaştınlan-
ların, Baykal'ın yapacağı tek listede bir araya gelmeleri çok
zor..."
Bu kurultayda İnönü, 21 ekim pazartesi sabahından da-
ha şanslı görünüyor.
Seçimden üçüncü parti olarak çıkma "kusuru"r\u par-
tisini iktidar ortağı yaparak affettirmiş olduğunu parti içi
muhalifleri de görüyor.
"Partide değişim, ama hükümete devam" yolunda gü-
vence vermeleri bu yüzden.
Bu güvenceyi SHP'li delegelerin bir bölümü kabul et-
se bile, koalisyonun baş ortağı Demirel'in benimsemeye-
ceği kesin.
Çünkü Demirel, yöneticileri değişmiş bir SHP ile koa-
lisyon protokolünde çizilen yolun tamamlanmayacağını bi-
lecek kadar deneyimli...
Kamuoyu araştırma firmalarına "Koalisyon'a SHP Ku-
rultayı'nın etkisini araştırma" siparişi vermesi bu yüzden-
dir.
SHP'deki değişim "Baba"yı da değiştirecektir...
AKYOÜUN YÖK ÜYELİĞİ
Hükümet ısrarlıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Hükümet, Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal'ın
onaylamadığı Prof. Türkân
Akyol'un YOK üyeliğinde ısrar
ediyor.
Milli Eğitim Bakanı
Köksal Toptan, Cumhurbaş-
kam'nın hükümetin önerdiği
adayı geri çevirmeye hakkının
bulunmadığını söyledi.
Hükümetin önerdiği beş
adaydan "bürokrat" kökenli
dördünün YÖK üyeliğine atan-
masını onaylayan Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal, Prof. Dr.
Türkân Akyol'un atamasını
hâlâ imzalamadı. Ama kararı-
nı Başbakanlık'a da henüz ge-
ri göndermeyen özal'ın tavn-
m değiştirip değiştirmeyeceği
merakla bekleniyor. Başba-
kanlık yetkilileri, atama kara-
nnın iade edilmediğini belirte-
rek özal'ın bu hafta sonuna
kadar imza atmasımn beklen-
diğini ifade ettiler.
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan, Cumhurbaşkanı'nın
hükümetin önerdiği atamala-
n geri çevirmeye hakkımn bu-
lunmadığım söyledi. Toptan,
özal'ın "anayasadaki yetkile-
rini zorladığı"nı belirterek
"Eğer Sayın Cumhurbaşkanı
hükümetin önerdiği isimlerin
atamasını yapmazsa, anayasa
ve yasaiara aykın davranmtş
olur. Yasalarda cumhurbaşka-
nı hükümetin istedigi atamala-
n geri çevirir diye bir hüküm
yok. Nasıl yasalan bir kere ia-
de edebiliyor, ikinci gönderfli-
şinde ise imzalamak zorunda
kalıyor. Atamalan da aynı şe-
kilde sonunda onayiamak
durumundadır" diye konuştu.
Toptan, Prof. Akyol'un YÖK
üyeliğinde de ısrarlı olacakla-
nnı ifade ederek "Yeni bir aday
önermeyi kesinlikle
döşünmüyoruz" dedi.
Zonguldak SHP kongresi
• ZONGULDAK (AA) — Olağanüstü toplanan SHP
Zonguldak İl Kongresi'nde başkanlığa Av. Ali Osman
Odabaş seçildi. Belediye Sineması'nda dün yapılan
kongrede, 305 delegeden 149'u oy kullandı. Oylama
sonucunda oyların 136'sını alan Ali Osman Odabaş başkan
seçilirken diğer aday Kamil Papila ise 104 oy aldı.
insan Hakları Bakanlığı
• ANKARA (ANKA) — İnsan haklanndan sorumlu "
Devlet Bakanı Mehmet Kahraman, "İnsan Hakları
Bakanlığı" kuruluş yasa tasarısının tamamlandığını açıkladı.
Mehmet Kahraman yaptığı yazılı açıklamada, tasarının bu
hafta içinde Meclis'e sunulacağını, ancak daha önce ilgili
bakanhklann görüşünün alınacağını bildirdi. Kahraman,
"Tasarının bir an once yasalaşması için teklifimizin
bakanhklar, komisyon ve siyasi partilerin destek ve
hassasiyetlerine büyük ihtiyacımız vardır. Bu destek ve
hassasiyetleri göstereceklerine inanç ve güvenim sonsuzdur"
dedi.