28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/12 6 OCAK 1992 HAVA OURUMU TURKIYE'DE BUGUN Çevre Bakanlığı Meteoroloji tienel Mûdûriüğü'nöen aJınan bitgiye göre Batı, Orta. Doğu Karadeniz kıyıtan ile Doğu Ana- dohj'nun kuzeyi, İç Anadolu'nun kuzeydoflusu yağışlı geçecek. YS0ışlar karta karışık yağmur şeMinde otacak. HAVA SICAK- LKJI: Kuzey kesirrterinde azala- cak, öteki yerlenje önemli bir deflişfldik olmayacak. Marmara ve yurdun iç kesimlerinde yer yerasgöfûlecek. RÛZGAR: Ku- zey ve bati yönlerden ara sıra orta kuvvette, yurdun kuzey kesimlerinde kuvvetJi ese- cek. Denizlerde rüzgâr: Doğu AKdenız'de günbatısı, di- ğer denizlerde yıldız ve karayelden saatte 10-21 deniz mtli hızla esecek. Van Gölü açık olacak. Adana Adapazan Mıyaman Afyon Aflfi Ankara Antakya Artatya Artvin \flın Bariıkeaar Blleo* BrBis Bokı Bursa ÇanakJcale Corum Oenizlı A 14° 2° Oiyarttakır A 7° 2-Edirne A 9°-1° Erancan A 4°WEmıram K -7" -2<°Es»dşehir S 6° -6° Gaamtep A 15° 5°Giresun A 16° 4° Gümüşhane K A A S A K A -4° -9° Kastamonu A K A 13° . _ A r-5°!sö!*ul A 5" -2° izmir K -4° -12°Kars 7° -S° Manisa 4° 0°KMara$ -2° -8° Merein -8°-25°Mujla 5°-6° Muş 4° 0°l*Sde 6° 4°O0u 0°-8° Rus -2° -14°Samsun 8°-4°SBrt 7» 5°Sinon 15° 3°Sıvas 0 W A 3°-7° Kaysari A 7° O°Kırldarti A 9° PKmp K -r> -5° Kütafya A 10° 0°Malatya 3°-4° tıteon 2°-6° tjnc«« 6° 1°Uşak 7°-5° Ytajat 4° -5° Zonguldak A 14° 9° A 10°-1° A 12° 5° A 14° 6° •7° -18° 20.70 5° 3° 5° 3° 5° 3° 2°-5° 5° 4° 0°-5° 6° 4» 7° 6° 2°-5» A 10° 1° A 2°-14° K 2°-e° K 5° 3° açın yajmurtu /jf urlı A-jçık B-bulgtkı G-gûneşlı K-karlı S-asli V-yaJmurlu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bir ülkede bütün siyasa] yetkileri elin- de toplayan ve buy- ruğu yasa olan kim- se. 2/ Cerahat... Es- ki yapı ya da kent kalıntısı. 3/ Demir- yolu... Uç kişiyle oy- nanan bir kâğıt oyu- nu. 4/ Karşıbk bek- lenilmeden yapılan yardım... Radon ele- mentinin simgesi. 5/ Başkası tarafından yapılan zararı öde- me. 6/ Aynı doğum- da dünyaya gelen iki kardeş... Yap- rakları çay gibi haşlanarak içilen bir Güney Amerika bitkisi. 7/ Muğla'- nın bir ilçesi. 8/ Bazı bireyleri yan- gın çıkarmaya sürükleyen saplantılı itki. 9/ îçine başka bir sıvı karıştı- nlmamış içki... Manisa'da her yıl dü- zenlenen şenliğe ve bu şenlikte dağı- tılan macuna verilen ad. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Gözlemler, deneyimler sonucu el- de edilmiş seylerin tümü. 2/ Dil devriminin ilk yıllarında bele- diye anlamında kullanılan sözcük... Vücudun yatış pozdsyonun- dan ayaküstü duruma geçişini sağlayan jimnastik hareketi. 3/ Rüşvet yeme. 4/ öğütülmüş tahıl... Kertenkele derisi. 5/ Bir ta- rikat ya da sanatın ilk kurucusu... Rıhtımın su üstünde olan bö- lümü. 6/ Göz alıcı ve gösterişü olma durumu... Eylemleri olum- sıız yapmakta kullanılan ek. 7/ Bir oyun ya da filmde dinlen- me süresi... Kırgızlar'ın ünlü destanı. 8/ Tiksinti... Nikelin sim- gesi. 9/ Ekmek... Su kıyılannda yetişen ve kökü hekimlikte kul- lanıian otsu bir bitki. 60 YIL ÖNCE Cumhunyet Pendik'te et 40 kuruş MEMiiKTiMR ViRiLiNE (Efkcklcr vçın) F E I I İ U I E ye TC Honnon- 6 OCAK 1932 Vali ve Belediye Reisi Muhittin Bey tarafından şehir harici yerlerde kesiien etlerın hastahklı olduğu hakkında söylenen sözlere evvelâ Mecidiye köyü kasaplanitirazettiler. Bunu diğer yerlerdeki kasaplann cevaplan takipetti. Pendik kasaplan da sattıklan etlerin hastalıklı olmadığı iddiasındadırlar. Diyorlarki: ••-Pendik'te kesiien ve satılan etler fenni surette muayene edilmektedir. Bu muayene şimdiye kadar kaza baytan Nazım Bey taratından vekâleten yapıhrdı. Şimüi baytar kaymakam mütekaidi fbrahim Bey tarafından icra olunmaktadır. Verilen malûmata göre son günlerde Pendik'te yeniden bir kaç kasap dükkânı daha açılmış, kasaplann adedi bu suretle 11 olmuştur. Maahaza bunlarda ihtiyaca kifayet etmemektedir. Pendik'teetinokkası 40 kuruştur. mârekkeptir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Raymond Hare ABD yardımı 6 OCAK 1962 BugünTicaret Bakanlığı'nda memleketimizin buğday ihtiyacını karşılamak üzere ABD hükümeti ile 300 bin tonluk buğday anlaşması imzalanmıştır. Böylece ABD'nin 29 Temmuz 1961 tarihinden bu yana Türkiye'ye yapmış olduğu buğday yardımının miktan 1 milyon tonu ve meblâğ olarak da 92.6 milyon dolan bulmaktadır. Andlaşmayı hükümetimiz adına Ticaret Bakanı İhsan Gürsan imzalamış ve "Birleşik Amerika'nın Türkiye'ye göstermekte olduğu dostluk veyakın işbirliğinden dolayı" teşekküretmiştir. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Görüşmelerde sonuç yok 6OCAK1991 Maden işçilerinin Zonguldak'tan Ankara'ya başlattıklan "büyük yürüyüş" ikinci günde Devrek-Mengen arasında sürerken Başbakan Yıldınm Akbulut ile Genel Maden-lş Sendikası Yönetim Kurulu arasında yapılan görüşmelerden yine bir sonuç alınamadı. Başbakan'ın yürüyüşten vazgeçilmesi önerisini kabul etmeyen sendika Başkanı Şemsi Denizer, 'Biz paramızı almak için yüriiyoruz. Yolumuza devam edeceğiz" dedi. Görüşmeden sonra Başbakan Ankara'ya dönerken, Denizerdüngecedüzenlediği basın toplantısında, kış koşullan nedeniyle barınma ve gıda açısından gerekli hazırlıklann yapılabilmesi için yürüyüşlerini bir iki gün erteleyebileceklerini açıkladı. T.C PENDİK 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1991/20 Davacı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından mahkememizde açı- lan 2942 sayıh yasanın 16-17. maddeleri gereğince tescil davasının ya- pılan açık yargılaması sonunda; Aşağıda isim ve en son bildirilen adrcsi yazılı bulunan davalıya mah- kememiz tarafından tebligat yapılması mümkün olmadığı gibi yapı- lan tüm yazışmalara ve tahkikatlara rağmen davalının tebligata sarih açık adresinin tesbiti mümkün olmadığından davalıya duruşma gü- nü ve saatinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Aşagıda hüviyeti ve en son bildirilen adresi yazılı bulunan davalı- nın duruşma günü olan 26.2.1992 günü saat 10.00'da mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması; dava ile ilgili her turlü yazılı belge ve delillerini ibraz etmez ve mazeret göstermeksizin duruşma günü ve saatinde mahkememizde hazır bulunmazsa yargılamanın gı- yabında yapılarak karar verileceği, davalıya davetiye yerine kaim ol- tnak üzere ilanen (eblig olunur. 25.12.1991 Davalı: Hidayel Yenipazar Yenimahalle-Gençal sokak No: 11 Kartal DavaJı: Cemil Arsian Pendik-Şeyhli köyü Tescili istenen dava konusu laşınmaz Pendik-Şeyhli köyü 2 pafta-1105 parsel Basın: 17128 f ^ r ' Kopenhag/? * 00t £. Londra ^ > * > - ^ V||J| Paris <-^) ' • 2 u n h / Madrid r%^\ „ = > :j Moskova Tuno& ' Atina Kahıre» DUNYA'DA BUGUN Ams»rdam S 10° Amman A 12° S 15° A 13° Atina Btstt S 12° Bonn Briüsal Budapeştt Canavre Odde Dubai FranMurt A 15° A 19° Kahire Kopenhao KOn Letoşa S 7" A 15° K 7° A 14° A 6° 9° A 14» Uningrad K 0° Londra S 12° MarJrid S 12° Müano S 7° K -2° S 5° K 10° S 12° S 5° A 20° S 14° S 7° A 14° A 4 ' Vıyaıu S 9° Wast»ngton - - Zûrih S 3° Mostora Mürah NawTork Osto Paris Prag Roma Sofya Şam lel Aviv lunus Varşova TARTISMA TaJdttçiliğin Simgesi: Noel Çamlan Vahim sımrlara ulaşan doğa kıyımına çok şükür ki bazı gazeteler dikkati çekmektedir; ancak en az bunun kadar vahim bir durum da taklitçiliğin kültür yozlaşmasına kadar varmış olduğu gafletinin yeterince belirtilmemesidir. Hıristiyanlık, diğer göksel dinler gibi Yakın Doğu'da doğmuş ve 8-10 yüzyıl sonra Avrupa'ya, oradan da dünyanın dört bir yanına dağılmıştır. tsa Peygam- ber, bir iddiaya göre 24 aralıkta. bir diğer iddiaya göre de 6 ocakta doğmuştur. îsa Peygamberi, Müslümanlar ve bir kısım Hıristiyanlar (Protestanlar ve sanırım Gregoryan Oritodokslar) peygamber ola- rak kabul ederken, başta Katolıkler gel- mek üzere diğer Hıristiyanlar, -İslami- yet'in küfür saydığı bir özellik- Tanrının oğlu saymaktadırlar (meşhur teslis, yani üçleme: Tanrı, Tannnın oğlu ve kutsal ruhun birliğü). Hıristiyanlık öncesinde de Avrupa'da çeşitli dinler vardı ve bu devreye ait çeşitli törenler ve kutlamalar bulunmaktadır. Bunlann bir kısmı -Hı- ristiyanlık ile ilgili olmamasına rağmen- töresel olarak sürdürülegelmiştir. Bunla- nn en tanınmışı Amerika'da da çok yay- gın olan (bereketli ürün için) şükran günü olan "Thanks givings day"dir. Bu- nun gibi Orta Avrupa gibi kışlann çok soğuk geçtiği yerlerde yaz-kış demeden yeşil kalan çam ağacı da Hıristiyanlık ön- cesi dönemlerde dinsel ayinlerde bu özel- liğinden dolayı kullanılmıştır. Hıristi- yanlığın kabulü ile ister İsa'yı tannnın oğlu kabul etsin. isterse yalnızca bir pey- gamber olarak telakki etsinler Hıristiyan- lar, Hz. İsa'nın doğum gününü en büyük bayram olarak kutlamışlardır. Ve -nasıl bizde Ramazan Bayramfnda bir araya gelinir ve hediyeler değiş tokuş edilirse- onlar da İsa'nın doğum gününü bu çam ağacının altında bir araya gelip birbirleri- ne hediyeler sunarak İcutlamaktadırlar. Anlaşılacağı gibi: 1) Çam ağacının köke- ni, göksel dinlerden öncesine uzanmak- tadır. 2) Hıristiyan toplumlarında bu vesileyle Hz. tsa'nın doğum günü kutlan- maktadır ve 3) Adı üzerinde bu ağaç, yıl- başı kutlaması için düşünülmüş bir simge olmayıp, Noel kutlaması simgesidir. Tüm dinlere saygımız olmalıdır; ancak yaptığımız eylemin anlamını algılamak zorundayız. Türkiyegibi üstyapısı Batılj- laşmış ve Batı taklitçiliğinden bir turlü sıynlamayan bir toplumdakı uygulama ise -beklendiği üzere- her yönüyle terstir ve bütün Hıristiyanlık simgeleri ile bizde I haftalık kaydırma ile sözde yılbaşı kut- lanmaktadır. ("'Çekemezken Şah Ab- bas'ın derdini bir de başımıza Vartan Onbaşı çıktı") tekerlemesinde olduğu gi- bi. bir de Papaz Nikolaos'u, Noel Baba diyerek, Hızır Dede anlamında hediye dağıtma konumuna koyup taklitçiliğin ağababalığını yapıyoruz. Bu üst tabaka görmemişinin âdetini artık gittikçe tek- mil zonta ve maganda kardeşlerimize de benimsetebildiğimiz için yılbaşına doğru bir de güzelim çam ağaçlan köklerinden sökülmektedir. Yani ahlaki yozlaşmamı- za bir de ağaç vahşeti eklenmektedir. Vahim sımrlara ulaşan doğa kıyımına çok şükür ki bazı gazeteler dikkati çek- mektedir; ancak en az bunun kadar va- him bir durum da taklitçiliğin kültür yozlaşmasına kadar varmış olduğu gafle- tinin yeterince belirtilmemesidir. Noel ağacı dikerek İsa Peygamberin doğum gününü kutlamak bilinci ile evinizi çam ağacı ile süslemek istiyorsanız -doğa vah- şetine kaçmadan- ve bunu bilinçli olarak yapıyorsanız; bu kutlamayı 24.12. veya 6.l.'de olmak üzere yapmanıza bir diye- ceğim kalmamıştır. Ama Hıristiyanhğın en büyük bayramının simgeleri ile ne yap- tığınızın farkında olmadan ve yalnızca Batı'dan ne alırsak iyidir diyerek alaka- sız bir günde bu eyleme alet oluyorsanız; ülkemin bu yozlaşmışlığı karşısında söy- leyecek söz bulamadığımı ifade etmek durumundayım. Dr. ALİ RIZA SIĞIRCI Istanbul HABERLERİN DEVAMI OLAYLAKIN ARDENDAKI GERCEK (Baflorafı 1. Sayfoda) letidir. Bu da yargı bağımsızh- ğıyla, yargıç güvencesine daya- nır. Aynca baroUmn bağımsız- hğını da içerir. Yargılama, sav, savunma ve karar üçlüsünden oluşur. Adalet devletin, savun- ma da adaletin temelidir. Baro- iar üıerindeki ağır vesayeti kal- duacak biçimde geniş bir yargı rtformu zorunludur. Bugün yargtnm bağımsız ol- duğunu söyleyecek kimse zor butunur. Ülkemiz koşullan, kül- türel, siyasal ve genel düzeyimiz gözetilerek yargıyt tam bağtm- az kümak için yapılması zorun- hı değifikükler sayfalar tutar. Anayasa Mahkemesi bile ma- tiye bakanlan onay vermedikçe bütçesini kullanamıyor. Herke- si bağlayıcı karan yerine getire- miyor. Kararlanna uymamakta sakmca görülmüyor. Hukuk devleti, demokrasi sözleri gösteri konusu değildir. içtenUkli olmak, uytnak, bunla- n somut biçimde yasa, karar ve eyUmde ortaya koymak gerekir. HâkimUr ve Savcılar Yüksek Kurulu "nun yapısı öncelikle ele ahnmahdır. Anayasa Mahkemesi bölümü, özetüği gereği ağırak tasımakta- dv. Anayasa kurallan göz ardı edümiş, ayn yasast yerine karar- nameUrie üyelerin ö'zlük haklan btte anayasaya karşm değistiril- mis, kanun hükmünde karama- melerle anayasa eylemli biçim- de değiştirilmiştir. Yansız tutu- mu bağımsız yapısıyla güçlemr, kendisine güven artar." (Nok- taj-12 Ocak 1992, sayfa 23) Sayın özden'in sözlerine ek- lenecek bir sey yok. Yargı ba- ğımsızlığı açısından vurguladığı noktalar yerindedir. Konu zaten koalisyon hiikü- metinin de gündeminde yer alı- yor. Yargı alanında gerçekleşti- rilecek reform, ülkemizde de- mokrasiyi de güçlendirecektir. *** JAPONGÜLÜ tlhan Selçuk 5. bası 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul Ödemdi gönderilmez. (Baftarafı 1. Sayfada) üniversitelere özerklik sağlan- masını hedefleyecek yasa tasa- nsında, rektörlerin de dolaysız olarak cumhurbaşkaıunca atan- ması engellenecek. Anayasada yer alan "Rektörier, yasanın be- lirledigi esas ve usullere göre cumhurbaşkanınca atanır" hükmüne "mecburen" bağlı kalınacak. Ancak rektör aday- lannın YÖK tarafından değil, il- gili üniversitelerdeki öğretim gö- revlileri tarafından seçilmesi hUkme bağlanacak. Toptan, "dognıdan seçim"e kendisinin de fazla sıcak bakmadığını be- lirterek, getirecekleri aday belir- leme yönteminın daha sağlıkh olacağını savundu. Yeni yasa, öğrencilerin üni- versite yönetimine katılmalan, öğrenci konseyleri kurulması gi- bi yenilikleri de içerecek. Doğramacı'yı indırmek kolay YÖK Yasası'ndaki "en rabat degisiklik" ise oluşturulacak YOK benzeri kurumun başkanı- nın seçiminde olacak. Anayasa- da, "Cumhurbaşkanı, YÖK Başkanı'nı atar" hükmü bulun- madığı için YÖK Yasası dcğiş- tirilerek YÖK Başkanı'nın cum- hurbaşkanı tarafından atanması engellenebilecek. Cumhurbaş- kanının ataması yerine, Üniver- sitelerarası Kurul'un aday belir- lemesi ya da doğrudan seçim yapması gibi formüller üzerin- de duruluyor. Yeni üniversiteler yasasıyla, Doğramacı'nın görevi de sona erecek. YÖK'ün yetkilerinin bu- danarak adının korunması du- rumunda bile, yeni yasaya ek- lenecek geçici bir maddeyle, "Bu yasa yayımlandıktan son- ra bir ay içinde yeni YÖK Baş- kanı seçilir" hükmü getirilecek. Böylece Doğramacı'nın 10 yıl- dır yürüttüğü görevi de nokta- lanacak. Üniversitelerden tepki Öte yandan üniversitelerde Doğramacı'nın yeniden atan- masıyla başlayan tepki giderek yaygınlaşıyor. Ankara Üniver- sitesi, SBF ve BYYO öğretim görevlileri, DoğramacTnın yeni- den atanmasını protesto ettiler. Kamuoyuna açıklanan 70 imzalı bildiride şöyle denildi: T.C PENDİK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1991/89 Davacı Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından mahkememizde açı- lan 2942 sayılı yasanın 16-17. maddeleri gereğince tescil davasının ya- pılan açık yargılaması sırasında; Aşağıda isim ve en son bildirilen adresi yazjlı bulunan davalıya mah- kememiz tarafından tebligat yapılması mümkün olmadığı gibi yapı- lan tüm yazışmalara ve tahkikatlara rağmen davalının tebligata sarih açık adresinin tespiti mümkün olmadığından davalıya duruşma gü- nü ve saatinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Aşağıda hüviyeti ve en son bildirilen adresi yazılı bulunan davalı- nın duruşma günü olan 26.2.1992 tarihinde saat 10.00'da mahkeme- miz duruşma salonunda hazır bulunması, dava ile ilgili her türlü yazılı belge ve delillerini dosyamıza duruşma gününe kadar ibraz etmesi, delillerini ibraz etmez ve mazeret göstermeksizin duruşma günü ve saatinde mahkememizde hazır bulunmazsa yargılamanın gıyabında yapılarak karar verileceği, davalıya davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.12.1991 Davalı Maksut Çakıroğlu Kartal-Şeyhli köyü Tescili istenen dava konusu taşınmaz: Pendik ilçesi, Şeyhli köyü, 2 pafta, 258 parsel sayılı taşınmaz. Basın: 17124 "Yapdacak iş, YÖK'ün kal- dınlması iken bu kurumun ba- şına Sayın İhsan Doğramacı'nın yeniden atanmış bulunması, özerk üniversiteye ve onu savu- nan giiçlere açık bir hakaret ni- teligindedir. Kamuoyuna duyu- rulur." Bildiriye imza atan öğretim görevlileri şöyle sıralanıyor: "Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Bilsay Kunıç, Korkut Boratav, Doğu Ergil, Alpaslan Işıklı, Ahmet Taner Kışlalı, İlber Ortaylı, Si- na Aksin, Aysel Aziz, Oguz Onaran, Coşkun San, Cem Erogul, Ercan Uygur, Halil Sa- naslan, Cevat Geray, Ahmet Demir, Üren Arsan, Vabdet Aydın, Özdemir Akmut, Şükru Gürel, Fiisun Arsava, Ruşen Keleş. Doç. Dr. Ömiir Sezgin, Metin lnceog- lu, Can Hamamcı, Cem Somel, Gazi Özhan, Baskıo Oran, Ya- vuz Sabuncu, Murat Güvenir, M. Ali Ağaogullan, Alaeddin Şeod, Muharrem Varol, Nilgiin Abisel, Erol Mutlu, Murat Şe- ker. Yrd. Doç. Dr. ve Dr. Lale Davut, Ahmet Tolun- güç, Salih Ak, Meral Özbek, Esen Ağlı, Tülin Hoşgör, Gül- seren Berki, Ahmet Makal, Mu- rat Katoğlu. Arastırma görevlisi, öğretim görevlisi ve okutman Gökçen Alpkaya, Nejat Ulu- say, Nilüfer Timisi, Süleyman Irvan, Aykut Çelebi, Eşer Oouk, Hakkı Cosar, Leyla Öz- kan, Semra Kabapalamut, Şirin Gümiiş, Nihat Solakoğlu, Zey- nep Özsoy, Meltem Kayıran- Dikmen, Meral Agabeyoglu, Nevzat Dagh, Tuba Asrak Has- demir, Erkan Uysal, F. C. Öz- can, Emin Özdemir, Atila Can- gır, Cahit Emre, Ahmet Alpay Dikmen, tlhan Uzgel, Özlen Künçek, Mdek Fırat, Aykut Çoban." Öğrencilerden kampanya SBF Öğrenci Derneği de Doğ- ramacı'nın yeniden atanmasını protesto amacıyla imza kam- panyası başlattı. Geçen hafta 342 öğrencinin imza attığı bildiri metni şöyle: "Kamuoyunca YÖK'ün kal- dırüması beklenirken YÖK'le özdeşleşmiş olan thsan Doğra- macı'nın yeniden atanması, üni- versitelerin özerk bir yapıya ka- vuştunılmasını isteyen öğrenci, öğretim üyesi ve Universite ça- lışanlanna yapılmış büyük bir haksızlıktır. Bu durumu kını- yor, üniversitelerin konuya ge- rekli duyarlılığı göstereceğini kamuoyuna acıklıyoruz." Diger üniversiteler Ankara Üniversitesi'ne bağlı Hukuk, Ziraat, Veterinerlik, DTCF ve Tıp fakültelerinde de Doğramacı aleyhindeki imza kampanyası yoğun bir şekilde sürerken, ODTÜ, Gazi ve Ha- cettepe'de de şimdiye kadar 500'ii askın imza toplandı. Pro- testocu öğretim görevlisi sayısı- nın bu hafta daha da artacağı ifade ediliyor. Demirel'e mektup yagmuru öte yandan ODTÜ öğretim görevlisi Prof. Dr. Ali Gitmez, Başbakan Süleyman Demirel ve Başbakan Yardımcısı Erdal tnönü'ye "mektup gönderme kampanyası" başlattı. Bütün öğretim üyelerini, hazırladığı metni imzalayarak ayn ayn De- mirel ve înönü'ye göndermeye çağıran Gitmez, mektubunda hükümetin demokratikleşme çabalarına dikkat çekerken Doğramacı'yı "ağır bir düle" eleştirdi: "Hükümet programındaki 'üniversitelerin kendi seçtikleri organlar eliyle yönetilmesi' ilke- anin yaşama gecirilmesinin bek- lendi^i bir sırada, askeri kuşam- lı YÖK'ün baş mimarı, üniver- sitelerin kışlalaştınlmasının baş uygulayıcısı ve sorumlusu; da- ha önemlisi dc 12 Eylül dönemi ile eksiksiz özdeşleşmiş, böyle- ce ülkedeki antidemokratik iş- birlikçiliğin en çarpıcı simgesi dunımuna gelmiş Prof. Doğra- macı'nın, bu kez de sizin 'demokratikleşme' programını- ZIB baş yöneticisi olarak yeniden YÖK Başkanı atanmasını bü- yük şaşkınlık, kaygı ve öfke ile karşılıyorum." Kitap yakma öğretim Üyeleri Denıeği Baş- kanı Prof. Yakup Kepenek, Doğramacı'ya ve YÖK'e karşı imza kampanyasının yoğun bir şekilde sürdüğünü belirtirken dernek olarak Başbakan Demi- rel'le görüşme talebinde bulun- duklannı açıkladı. Dernek Ge- nel Sekreteri Tahir Hatiboğlu da "Eylül Üniversitesi" adlı ki- tabını önümüzdeki cumartesi günü Ankara Güvenpark'ta öğ- retim üyesi arkadaşlanyla bir- likte yakarak Doğramacı'yı ve YÖK'ü protesto edeceklerini bildirdi. Uyuşturucu mafyası özel (Baştarafı 1. Sayfada) "Batı Avrupa ve özdlikle AJ- manya'nın istikrannı tehlikeye düşürdügünü" vurguladı. Alman Basın ve Enformas- yon Dairesi'nin açıklamasına göre soğuk savaşın nihai olarak bitmesinden sonra Alman istih- barat servisi BND, uluslararası uyuşturucu mafyasını daha dik- katli izleme görevi edindi. Doğu Almanya'da uyuşturu- cu kullanınu henüz yaygın değil- ken Batı Almanya'da 1991'de re- kor düzeye ulaştı. Batı'da uyuş- turucudan ölenlerin sayısı geçen yıl ilk kez 2 binin üzerine çıktı. Başbakan Helmut Kohl, son AT zirvesinde uyuşturucu maf- yasıyla mücadelenin koordinas- yonu için bir 'Avrupa polisi' ku- nılmasını önermiş; öneri redde- dilmişti. AT ülkeleri, kendi aralarında var olan işbirliğinin yeterli oldu- ğunu düşünüyor. Başbakanlık çevrelerinden sızan biigilere gö- re Alman istihbarat servisi BND'nin raporu, Başbakan Kohl'ün 'Avrupa polisi' (Avro- pol) önerisini yeniden gündeme getirmesine neden olabilecek. Raporun bu arka plan ışığında basına sızdınlmış olabileceği yo- lundaki tahminler doğrulanma- dı. POLITIKA VEÖTESİ MEHMED KEMAL Kıyıdaki Kahveler. İ . . İstanbul sade kent olarak değil, kıyı kahveleri, kıyı mey- haneleri ile de sevilir. Ama artık kıyı kahveleri, kıyı mey- hanelerı de kalmadı. Tek tük kıyı meyhanesi vardır da kı- yı kahvesi hiç kalmamıştır. Ara ara bulamazsın kıyı kah- velerini!.. Bu yıl üst üste iki kitap çıkaran Adnan Özyalçıner, ne denli 'veluf bir yazar olduğunu kanıtladı. "Canbazlar Sa- vaşı Yitirdi" ile Haldun Taner Yanşması'nda ödül aldı. ar- dından da "Alaycı Öyküler" geldi. Adnan Özyalçıner'in her öyküsünde bir istanbul vardır. Yazılarda, İstanbul'u seve- ceksiniz, onun herhangi bir öyküsünü okuyun! Bir arka- daşı ile buluşuyor. Canları kıyı kahvelerinden birinde otur- mayı çekiyor. Bir yere gitmek gerekir: Kadıköy mü olur, Üsküdar mı olur? Köprü onarılıyor, ondan hayır yok! "Sonu belirsiz bir hayale bağlanmaktansa bulunduğu- muz kıyıda bir yere gitmeli." "Sahil yoluna ne dersin?" "iyi de gürültülü değil mi?" "Ne yaparsın?" "Biraz deniz havası olsun yeter. Nasılsa 0 eski kahve- ler yok, bir bir yıkıldılar. Sahil de yol oldu." Sirkeci'öen Halkalı trenine biniyorlar. Bir kıyı kahvesi bu- lacaklar. Vedat Üretürkde bir öykücü idi; ama hep çeviri öyküler yazardı. Her çevirdiği öykü, yazanın değil de çeviricinin malı gibiydi. Karşılaştığında, "Bak, yeni bir öykü yazdım," derdi. Bu, yazdığı değil çe- virdiği demekti. Her rastladığımda, Beyoğlu'nda bile olsak, "Kumkapıya var mısın?" derdi. ••Varım!" Kumkapı'ya gelindiğinde meyhanelerden birine değil de bir kahveye götürürdü. Kahve onun için bir meyhaneden daha çok anlam taşır- Adnan Özyalçıner öykülerinde kıyı kahvelerini ve meyhanelerini ne gûzel anlatır. Sait Faik için Ada neyse, Adnan için de Yenikapı kıyılan odur... dı. Beyoğlu'nda Kre- pen pasajında rastla- mışsanız bir gölge gi- brydi, kendini hiç belli etmezdi. Ya bir köşe- ye sinmiş tek başına içiyordur, ya da kala- balık masada hiç yok- muş gibidir. Çeviride çok usta olduğunu, öteki çevirmenlerden işitmışımdir. Bir yerde memurdu. ama ner- de, şimdi çıkaramayacağım. Çevirmenlik ikinci işi de de- ğildi, çeviriden öyle pek para kazandığı yoktu. Bir çeviri ustası olan Attila Tokatlı, "Şiir çevirileri çok ustacadır" derdi; "Kendisiiçin şiirçe- virir." Anı, edebiyatta güzel bir türdür; kim yazarsa yazsın gü- zel ve okunur bir yani vardır. Ben anıları çok severim. Ad- nan Özyalçıne r 'in "Alaycı Öyküler" i de bir anılar yumağı- dır. Kendisi de bu öyküler için "...Yer alan öykülerde yaşa- nan olaylar, kişi ve yer adları tamamen gerçektir. Yalnız öy- külerin kurgusu bakımından birtakım değiştirmeler yapılmıştır" der. Adnan, akşamları V&n/Kap/'da kıyıdaki kahvede arkadaş- ları ile buluşuyor. Bu arkadaşları ile yıllar sonra tutkalla yapıştırılmış gibi birlikte olur, hiç ayrılmaz. Kahveye Onat Kutlar, Kemal Özer, Ergin Ertem, Demir Özlü, Önay Sözer Ferit Öngören her gün gelir. "Doğan Hızlan'la, Konur Er- top neredeler?" demeyin, onlar ara sıra gelirler. Seyrek uğrayanlar arasında Ali Poyrazoğlu, Müjdat Gezen, Savaş Dinçel vardır. Profesör İsmet Sungurbey majiskül bir im- za gibidir, sesi soluğu 'baki'dir. Bir klan gibi topluca yaşayan arkadaş grubu karşıya çık- mışlarsa Asmalımescit'tekl A///'dedirler. /vfenderesin imar kazmasını sahile vurduğu yıllarda romancı Kemal Tahir, eleştirmen Tahir alangu, basımevci ^safla Samarya'da bir meyhaneye gitmiştik, adı Kanar- ya... Üstat bize uzun uzun "kerim devlet" teorisini anlat- mıştı. Ayağı çıplak çocuklar betondaki sulara şıp şıp ba- sarak servis yapmışlardı. Kıyı meyhanelerinin yerinde şim- di yeller eser. Kıyı meyhaneleri de restorana dönüşmüş- tür. Hey gidi günler hey!.. Adnan, öykülerinde bu kıyı kahvelerini ve meyhanele- rini ne güzel anlatır. Sait Faik için Ada neyse, Adnan için de Yenikapı kıyılan odur... Demokratikleşme Programı Gözaltında Kaybolmalar VEFAT VE BAŞSAGLIGI TKP'nin emektar yoldaşlarından, hayatını işçi sımfı mücadelesine vakfeden CAZM AKTEMURİzmir'de vefat etmiştir. Bütün yoldaşlarımıza başsağlığı dileriz. MEHMET BOZIŞIK İDRİS ERDİNÇ FADIL BARKAN RASİH M Rİ İLERİ T.C. ADAPAZARI 2. SULH CEZA MAHKEMESt HÜKÜM ÖZETİ Esas: 1991/165 Karar: 1991/723 Hâkim : Nadide Duru 16575 Kâtip : Ferda Yücel Davacı : K.H. Sanık : ADNAN YILDIZ: Mehmet Cemal ve Ferziye"den ol- ma. 1957 D.lu, Ad. Yenigün m.n. kayıtlı, Adapazarı Sakarya Caddesi No: 225'te oturur, evli, 3 çocuklu, okuryazar, sabıkasız, fırıncı. Suç : Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykırı davranış. Suç T. : 29.8.1990. Yukarıda açık kimfiği yazılı samk hakkında Adapazarı 2. Sulh Ce- za Mahkemesi'nde yapılan açık duruşma sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Sanık Adnan Yıldız'ın Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykırı olarak ekmek imal etmek eylemine uyan TCK'nın 396, 402/1, 647 sayılı \-asanin 4. maddesi uyannca; 660.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 4 ay süre ile cürme vasııa kıldığı meslek ve sanatın ve ticaretin tati- line, 7 aün süre ile işyerinin kapatılmasına, Karar verildi. 19.9.1991 Ra\ın: 17114
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle