19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r5 OCAK 1992 CUMHURİYET/13 KÜSLALTNIN KONUGU EKTUGRUL GUNAY SHP şikâyet partisi olmamalı1977 yılında CHP etiketi ile girdiği parlamentonun en genç üyesi Ertuğnıl Günay idi. SHP'de Ankara II Başkanlığı ve Genel Sekreter Yardımcılığı görevlerinde bulundu. SHP'deki "Yenilikçi" grubun en önde gelen ismi olan Günay, yaklaşan kurultay ve parti içi sorunlarla ilgili görüşlerini yazarımız Prof. Ahmet Taner Kışlalı'ya anlattı. 'SHP gelişen Türkiye'nin, değiçcn dünyanın partisi olmak yerine, geçmişin şikâyetçi tir pgjtisi olarak, bir yakınmanın, bir hırçınlığın partisi olarak gözüküyor. Bunu aşmak konusundaki önerilerimize şimdi daha büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum' KIŞLAU: SHP'li bakanlar belirienirken, parti içi mu- halefete yer verilmediği gi- bi, yonetimde pay sahibi olan "Yenilikçi" gruba da yer verilmedi. Bunun tek nedeninin, koaüsyona kar- şı çıkmış olmak olduğuna inanıyor musunuz? GÜNAY: Sayın Genel Baş- kan, bu tur yorumlara yol açan bir açıklamayı Parti Meclisı onunde yaptı. Bu yaklaşım, bir tutarlılık ara- yışı olarak yorumlanat>ilir. Ancak ben, parti içinde farklı eğilimlerin bulun- masını ve her platformda hak ettiğı ölçude temsil edilmesını daha doğru bu- luyorum. Böyle bir tutar- lılık anlayışı, partinin bu- tun gucunu, butun iddıa- sını ve guzelliğinı topluma sergilemesine zaman za- man engel olabilir. Parti içindeki değişik eğilimler- den de olsa, en değerli, en yeterli ve en birikimli olan insanları seçmek ve parti- nin dışa dönuk yuzunun onlarla temsil edilmesirtî sağlamak, sanıyorum daha doğru bir yaklaşımdır. KIŞLAU: Sayın İnönu, son iid kurullayda, sizin de içinde bulunduğunuz "Ye- nilikçi" grubun desteği ile kazanabildi. Oysa huku- metin oluşumunda gnıbu- nuzu dışladığı gibi yeni genel sekreter seçiminde de tnönücu olarak bilinenler size oy vermediler. Boylece son iki kurultay- da aslında azınlıkta olan bir grubun, bem hukumelte hem par- tide egemen olduğu söylenebilir mi? 6ÜNAY: Bu söyledikleriniz yanlış değil.-1990 Eylül Kurulta- yı'ndan bu yana Sayın Genel Başkan'a verdiğimiz önemli des- teğe karşın, parti içindeki çeşıtlı görev noktaları belirienirken, bu desteğin yeterince karşılığını aldığımız söylenemez. Gerek genel sekreterlik gerekse -onemli bir konum olan- örgutten Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı, bizim dışımızda tutul- maya çalışıldı. Bunu anlayışla karşıladık. Ama bizim her ka- demede anlatmaya çalıştığımız düşüncelerin ne kadar önemli olduğu genel seçimlerde ortaya çıktı. Bizim, partimize söylet- mekte yeterı kadar başarılı olamadığımız birçok duşunceyi, ye- nilik yaklaşımlarını, devletin yeniden yapılanması yaklaşım- larını kullandıklan oranda, başka partiler hak ettikleri oy des- "teğini aldılar. Ama görev tariflerinde bizimle ilgili önemli hak- sızlıklar, hukümetin ve yeni merkez yönetiminin oluşumunda da surdu. Sanıyorum kı bu kurultay bunun değerlendırmesı- ni yapacaktır. % KIŞLAU: Kurultaydaki tutumunuz nasıl olacak? GÜNAY: Ben geçen kurultayda, genel seçimler eşiğinde bir li- der tartışmasını doğru bulmadığımı soylemış ve herkesin yer alacağı bir buyuk yonetımin kurulmasını onermiştim. Ama parti kıran kırana bir kurultay kavgası yaşadı ve arkasından başarısız seçim sonuçlanyla karşılaştı. SHP gelişen Turkiye 1 nin, değişen dünyanın partisi olmak yerine, geçmişin şikâyet- çi bır partısi olarak, bir yakınmanın, bir hırçınlığın partisi ola- rak gozukuyor. Bunu aşmak konusundaki onerilerimize şim- di daha buyuk bir ihtiyaç olduğunu duşunuyorum. Bunları bu kurultayda anlatmaya çalışacağız ve anlayanlarla birlikte olacağız. Başka bir birliktelik olçusunu kabul edebileceğimi- zi sanmıyorum. KIŞLAU: SHP neredeyse sayısı yılda ikiye çıkan kurultaylara, en azından liderlik sorununu çözmek umuduyla giriyor; ama 'Parti içindeki çeşitli görev noktalan belirienirken, 1990 Eylül Kurultayı'ndan bu yana Sayın Genel Başkan'a verdiğimiz önemli desteğin yeterince karşılığını aldığımız söylenemez... Görev tariflerinde önemli haksızlıklar, hukümetin ve yeni merkez yönetiminin oluşumunda da sürdü. Sanıyorum ki bu kurultay bunun değerlendirmesini yapacaktır.' çozumsuzluk suruyor. Partinin yansı Deniz Baykal'ı, oteki ya- nsı ise Erdal İnonu'yu istemiyor. Partiyi zayıflatan bu goru- nume bir çozum oneriniz var nu? GÜNAY: Kırsal kesimden akın akm gelen insanlarla birlikte, Turkiye bir geçiş surecinin sancılannı yaşıyor. SHP; buyuk kentlerin çevresindeki arayış içinde, henuz oturmamış, tutun- maya çalışan kitlelerın partısı, bu geçiş surecinin partisi goru- numune oturdu. Bu insanların bir dinamizmi, daha iyiye ulaş- mak konusunda kavgası ve arayışı var. Bu durum, partı için- deki kaynaşmayı, kavgayı, yarışmayı buyuk olçude ozendiri- yor. Yani partinin yukarısında bir tartışma var, ama aşağısin- da da bir tartışma var. Partinin yansı birisini, oteki yansı başka birisini istiyor olabilir. Daha çok yerleşik değerlere oturmuş bulunanlar şu anda parti içinde muhalefeti, arayışı temsil eden- ler şu andaki genel merkezi destekliyor gibi gozukuyor. Bu ta- bana uygun, dinamik bir yeni soylem uretmek gerekıyor. Bu yapılmadığı takdirde, partinin tepesinde kim bulunursa bulun- sun, aşağısı kaynayacaktır. KIŞLAU: Geçmişte CHP de benzer bir konumdan geçmişti. GUNAY: Evet. 70'li yıllann başlarında, kentleşme surecinin yeni ûrunu olarak insanlar CHP'ye katıldılar. 12 Mart Muhtırası- mn etkisiyle, değişik siyasal kesımlerden insanlar CHP'ye gel- mişti. O zaman da CHP buyuk bir iç kavga yaşadı. Fakat par- tinin o zamanki önderliği, butun bu yeni insanları, butun bu yeni arayışlan ortak bir dile kavuşturdu. Sloganlarıyla, yak- laşımlanyla, projele-iyle... Ve ılk seçimlerden CHP başarı ile çıktı. Şimdi boyle bir önderliğe, boyle bir yeni yaklaşıma, ye- ni anlatıma, yeni bir siyaset diline ihtiyaç var. Şu anda partı- ıun kendi içinde ve topluma donuk yuzunde, herkesi coştu- ran, kaynaştıran, bir noktada buluşturan, "Aynı partinin in- sanlanyız," dedirten bir ortak soylemi yok. KIŞLAU: Genel seçim sonrasında, kurultay ın "hemen" top- lanmasını isterken, Sayın Baykal'la ajnı çizgide gozuktunuz. Bu izlenim yanlış mıydı? GUNAY: Bır duşunceyi savunuyorsunuz, o duşunce başka bi- nsinin duşuncesıyle çakışıyorsa, onunla bır araya geldığın> varsayılıyor. Bu, o kadar basit değil. Bu kadar vahim bir se- çim sonucundan sonra, partilinın birbirini suçlaması yerine, yönetici organlann sorumluluğunu ustlenmesini önerdım ben.. Partinin bu seçimi yüruten organları -ıkinci kez kontenjan- dan milletvekili olmak gibi- yönetici olmanın birtakım avan- tajlannı kullanmışlarsa, seçim sonuçlarının sorumluluğunu da uzerlerine almalıdırlar. Bu duşuncelerime bazı arkadaşlanmız şiddetle karşı çıkarken, bazıları da kendi grup beklentileriyle ilgili olarak benimsedıler. Biz aynı partinin insanlanyız. El- bette yan yana geleceğiz, ama elbette karşı karşıya geleceğı- miz noktalar da olacak. Insanlar parti içinde eskiden karşı kar- Şiya gelmişlerse şimdi yan yana gelemezler; eskiden yan yana idiyseler şimdi karşı karşıya gelemezler diye bir şey yok. Onemli olan, aynı partinin insanları olduğumuzu unutmamak ve par- tinin ve ulkenin çıkarlarını kendi bireysel çıkarlanmızın arka- sına itmemek. KIŞLAU: Partinizin genel sekreteri, knrultayda yönetimin de- ğişmesi durumunda, hukumelteki SHP'li bakanlann da de- ğişmesi gerekeceğini sojluyor. Bu sizce doğru bir yaklaşım mı? GÜNAY: Sayın Selvi sevdiğim bir arkadaşımdır. Ama bu şek- lıyle, bu goruş doğru değil. Şu anda parti tabanının çoğunlu- ğu böyle bir hukümetin surmesini istiyor ve destekliyor. Ben de DYP-SHP koalisyonunu Turkiye için bir şans sayıyorum. 12 Eylul'un açtığı yaralann kapatılması için merkez sağ-merkez sol iki partinin birlikteliğini baştan bu yana zorunlu saydım. Anayasa konusunda, yeni yasalar konusunda, devletin yeni- den tarifi konusunda, böyle bir uzlaşmaya ihtiyaç olduğunu hep sdyledik. KIŞLAU: Hatta siz, SHP tek başına bir çogunluğa sahip olsa bile bazı kanuiarı böyle bir ortaklık içinde alması gerektiğini savunuyordunuz. GÜNAY: Evet, hâlâ da savunuyorum. O bakımdan, kurultay- da yönetimin değişmesinin huİcumetle hıçbir ilgisi yoktur. Ba- kan arkadaşlarımızın orada kalıp kalmaması da bence kendi başarılarına bağlıdır. Parti kamuoyunu ve Turk kamuoyunu tatmin edecek başarılı bir çizgi surdürmuş olan arkadaşları- mız, hangi ekibi ısterlerse onu destekleyebilirler. _ KIŞLALI: Hukümetin Giineydoğu politikasında >aptığı buyuk deği- şikliği nasıl karşılıyorsunuz? GÜNAY: Turkiye, farklı kokenler- den gelen bir yurttaşlar topluluğu. Bu farklıhklar Turkıye'nin bir ek- sikliği değil, bence bir fazlalığı, bir zenginliği. Oysa bu konuda, Os- manh'dan daha yasakçı davranıl- dı, asimilasyon politikalan uygulandı. 12 Eylül sonrası dö- nemlerde, karşı şiddet eğiUmleri, bu yanlışlardan oturu toplumsal tabanı da kazanmaya başladı. O _ yuzden, hukümetin hoşgorülu tav- nnı bir olumluluk olarak değerlen- diriyorum. Şiddete başvurmamak kaydıyla başka çözumleri duşunenlef de olabilir. Ama hoşgorülu bir hukumet anlayışı- na karşı hâlâ şiddet girişimleri varsa, bu şiddet girişiminin de hoşgöru Ue karşılanmasını kimse hukümetten ve devletten bek- lememelidir. KIŞLAU: Kulturel kimliğin tanınması sizce ne olçude sonuç verir? GÜNAY: Farklı arayışlan azaltacaktır, şiddet eğiliminin kitle tabanı kazanmasını dengeleyecektir. Ben Turkiye'nin butun- luğu dışındakı arayışlan çok gerçekçi bulmuyorum. Farklı et- nik kökenden insanlar bir coğrafyada değil, butun Turkiye1 de yaşıyorlar. O coğrafyaya ozgu çozumler bulunması adeta imkânsız. Buyuk kentlerin çevresinde, Türkiye'nin dort bir ya- nından daha iyi yaşayabilmek için gelmiş insanlar yaşıyorlar ve birbirleriyle kaynaşıyorlar. Bu kaynaşmadan demokrasi çı- kacak, geleceğin Turkiye Cumhuriyeti'nin insanı çıkacak. KIŞLAU: "Hoşgorüye evet, ama şiddete hayır" yaklaşımını pay- laşıyorsunuz. Apo'nun annesinin elini opmek için sıraya gi- ren milletvekillerinin bu davranışı, sizin yaklaşımımza uyuyor mu? GÜNAY: Her siyasal akımın bır çocukluk donemi oluyor. Ge- rek Meclis'in açıhşındaki, gerekse bu gibi kongrelerdeki dav- ranışlan, bir çocukluk donemi olarak değerlendiriyorum. SHP, Turkiye'nin butununu ortaklaşa demokratik çozumlerde bu- luşturmak için yurdun dört bir tarafında oy kaybetmek pa- hasına, bir bolgede parlamentöya girmesi çok guç bir kesimi parlamentoya taşıdı. Bu arkadaşlarımızın, SHP'nin demok- rasi konusundaki bu ozverisini çok iyi anlaması ve yardımcı olması gerekir. Zaman zamen kaygı vericı goruntülere yol açan arkadaşlarımızın, şiddeti benimsediklerini hiç sanmıyorum. SHP uyesi olarak kaldıkları surece, SHP'nin çozumlerinı en iyi çozumler olarak benimsediklenni duşunuyorum. Ancak ka- muoyunu kaygılandıran davranışlardan sakınmalarını da ken- dilermden bekliyorum. Hem SHP hem ulkenin butunluğu hem de kendilerinin haklannı daha duyarlılıkla korumaya çalıştık- ları insanlar açısından, bunun daha doğru bir davranış oldu- ğu açıktır. PİKNİK PIYALE MADRA HIZU GAZETECİ SECDET ŞEN SENl SARSACAKTifc. ı. DEN O6RBJMEN1 ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACl OLDÜSOHU, T CttKı KCCm\ ve KlZINI GARFIELD JM DAVIS f Avfe>; 15ı BLACKIE WHITE CARLOS TRILLOERNESTO R.GARCIA SEUAS BİR TÜNE- CWA'- "ECCEJCLeE DOĞEU BU /OZDEN &4KAUM, BEMIAA İ LAR. PUFF... asER K1HA ÇOfc oOESEVÜIM H GOBUŞUEE BEkO.1- RdPVOPAYlM HEJJÖS1E. DEN SONBA T U GUJŞ- MER eÖSTHEJM VAE DŞ MANtM OLDUĞUMU ftiMA ŞIMDIDEM TV SOVUMÛ.GECKAL- DıM LJZSUNLJM BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇI müzik: yaprr&V- istiyosanız.. - annemin TARİHTE BUGÜN MUMTAZ ARIKAN DEMECMI l/EGM/fT7. Ğü 6 OCAK ROÖSEVELT: *4ÖZGÜRLÜK VARDIR* 'D£ SUGüU, A8D &ff/C4A// J ÜfJLÜ TEMSL KıÇr . üçüucı/Su, HEG ULUS* FESTIS- /Ç/tJ SUI/EAJl/ g/# BAS/Ç Ğ ; tt/Ç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle