Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet §
Sahibr Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecıhk Turk Anonim Şirketı adına İç Polıtıka: Meiunet Tezkan Ekonomi: Meral Taıner, Kültür: Cd«l Üster, lstanbul Haberierı: Muhitlin
Berin Nndi # Murahhas Üye. Emint Lşaklıgil 0 Genel Yayın Müduru Sirer, Spor- Abdulkadir Vücelman, Makaleler: Şahin Alpay, Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Koordina-
Hasan Cemal, Yazı lşlerı Muduru. Okay Gonensin 0 Yazı Işlerı Mudur tor: Ahmel Korulsan 0 Malı İşler Erol Erkut 0 Muhasebe" Bulent Yener 0 Bütçe-Planlama: Scvgi
Yardımcıları: Salim Aipaslaa, Krrera Çalışkao, Necdet Dogan, Lalfu Tınç Osmanbeşeoğlu 0 Reklam: Ayşe Torun 0 Idare. Huseyin Gurer 0 Işletme: Önder Ç«ük 0 Bilgi-Işlem:
Sayfa Düzeni Yöaeımtmı: Ali Anrr 0 Ankara Temsılcısu Ahmet Tan Nail İnal 0 Personel: Sevgi Bostıncıoglu
Basan ve Yayan. Cumhunyet MatbMcıhk ve Gazetecıkk T A.Ş TQrkocagı Cad 39/4
34334 Isl PK 246 Isunbul W 512 05 05 (20 hal), Tete 22246, Fax (1) 526 60 72 0 BOrotn
Aaluıs: Zıya Ookalp Blv Inkılaj! S. No 19/4, Tel 133 II 41-47, Telex 42344. F«x (4) 133 05 6
0 \zmir H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Td 13 12 30, Tclcx 52359, Fu |5I) 19 53 60 0 A^m
lnOnü Cad 119 S. No I K>l 1, Td 19 37 52 (4 h«ı), Tcla 62155, Ftx (71) 19 25 7
TAKVIM: 6 OCAX 1992 Imsak: 5.50 Guneş: 7.21 Oğle: 12.14 tkindi: 14.36 Akşam: 16.57 Yatsı: 18.23
Barış Manço'yla rock, cumhurbaşkanlığı, para, milliyetçilik, geçmiş ve gelecek üzerine
lİblu uzıın, saçı uzııııStNA KOLOĞLU
Banj Manço TürkiyCde hak-
kında en çok yaa yazılan, en
çok söyleşi yapılan isimlerden
biri. özel yaşamı, müzik hak-
kında düşündükJeri, takılan,
ytizükleri, çocukları, saçlan
hakkında yazılar yanldı. Moda-
da Manço köşkune giderken
"Daha farkJı ne soralabilir" di-
ye düşünüp durduk. Köşkten
içeri girip antika yüklü odalar-
dan birinde karşılıklı oturduğu-
muz zaman işimizin o kadar zor
olmadığını gördük. Kahvemizin
ilk yudumlan genzimizi ısıtırken
Barış Manço konuşmaya başla-
mıştı bile...
— Sizin Japonya konseriniz
ve ardından gelen banş ödülii.
Bu TV programınızuı bir yerde
mesajı oluyor galiba.
MANÇO — Olayı baştan an-
latmak istemiyorum. Ben yoru-
munu yapacağım. Bu adeta bir
konser değil. Başka bir olaydı.
Soka Üniversitesi rektörü aynı
zamanda Soka cemaatinin de li-
deri. 30 milyon mensubu bulu-
nan bu saygı değer cemaatin li-
deri ceketini fora etti. Adeta kol-
bastı çekti, Ankara karşılaması
yaptı. Konser olay haline dön-
dü. Burada bir noktayı açıkla-
mak istiyorum. Benim ve ekibi-
min Sayın Semra Özal'ın baş-
kanlığında Türk-Japon dostluğu
yıldönümü törenJerine giden ka-
fıle ile ilgimiz yok. Biz TV çe-
kimi için bulunduğumuz bu ül-
kede yalnız kendi çabalanmız ile
bu olayı gerçekleştirdik. Tabii bu
konuda Türk Büyükelçiliği'nin
yardımlan unutulmamalı.
ı bn arada tanıtım
olayı geldi. Sizin bu konseriniz,
aldıgınız ödiil ve TV için dUn-
yayı dolaşmanız Türkiye'nin en
iyi tanıtımı olarak yorumlanı-
yor. Ama genelde biz bu tanıtım
işini bir luriü beceremedik. Her
sene 'nasıl tanıtacağız' diye çö-
zümler öneriyoruz. Bizim tanı-
tımımız ile ilgili ne diişünü-
yorsunuz?
MANÇO — Biz Claude Le-
louche'a tanıtım filmi yaptırdık.
Sinemacılığını, başanlarını kü-
çümsemiyorum. Ama Lelouche
için cebine giren para önemliy-
di. Kendimi yerine koyuyorum.
Benim için 'Gel şu ülke için film
yap' deseler, aklıma önce şu so-
ru gelir: Bu ülkenin yaratıcı in-
sanlan yok mu? Film çekecek
sanatçıları yok mu? Herhalde
sayın Lelouche'un da aklından
bunlar geçmiştir. Şimdi bıçak
sırtı bir noktaya geliyonız: Mil-
liyetçüik. Hemen burada da bir
örneğe geçmek istiyorum. Fran-
sız bir turisti ele alalım. Türki-
ye'je geliyor. Ve bir lokantaya gi-
BARIŞ \1\NCO- Durnanın ^e^ıtli ko^elerini her hafta ekrana yansıtıyor, cumhurbaşkanlığı hajali kuruyor.
Fetih Kimse, herhangi bir ülkeyi
ne fethetti ne de dağıttı. Bizim
dağıttığımız Münih'teki,
Frankfurt'taki Türk kahveleri
oldu. Hesapta konser veriyorsun.
Bir tarafta döner pişiyor,
lahmacunlar kokuyor, havada
şişeler uçuşuyor.
Olympia Bir zamanlar Olympia
merakımız vardı. Olympia artık
bitmiş. Orada çalmak sorun değil.
Paranı verirsen çaldırırlar.
Para Bankada 5 milyon liram
bile yok. Güney sahilinde arsalar,
vakıf üyeliği gibi sakatlıklar da
yok bende. 56 kişilik bir ekibim
var. Şemsiyenin altmda
ıslanmamalan gerekiyor. Ben
onlan korumak için fena halde
ıslanıyorum.
Cumhurbaşkanlığı
Çekoslovakya'nın devlet başkanı
bir edebiyatçı ise Türkiye'nin
uzun saçlı cumhurbaşkanı neden
olmasın? Ayrıca o zamana kadar
kafamda saç kalır mı?
7'den 7 7 ' y e Ben programımda,
"Bakar mısınız, şu Taç Mahal'in
kenarları ne kadar haşin" diyorum.
Mimaride öyle bir anlatım yok. Ama
bu bir sıcakhk sağhyor. Ya da
babaanneye, "Sen kimbilir
gençliğinde neler yapmışındır"
diyorum, o da gayet rahat anlatıyor.
İnsanlarla konuşma tarzı hayata
bakış ve müzik anlayışımla
bütünleşiyor.
diyor. Lokantada masasında bir
tuzluk yoksa 'skandal' diye ba-
gırır bu adam. Çünkü Fransız
masasında mutlaka tuzluk var-
dır. Bizde tuzluk olur ya da ol-
maz, sorun değildir. Önemli
olan adamın tepkisi. Orada ken-
di kişiliğini, milliyetçiliğini orta-
ya koyuyor. Işte benim de bir
Türk olarak bu tepkileri rahat-
lıkla göstermem gerekiyor. Biz
gri ve kahverengi renklerin hâ-
kim olduğu asık suratlı bir top-
lumuz. Başka renk bilmeyiz.
Ben çekim için gittiğim ülkeler-
de Banş Manço olarak tanınma-
dım. Türk rock star olarak ta-
nındım. Adım ondan sonra
geldi.
— Bir de olaya müzisyen göz-
lüğiınden bakalım. Müzik elçi-
lerimiz var. Ya da böyle bir pa-
ye verilmiş onlara. Genelde bu
eiçiler ya toplu olarak yani foik-
lonı, sergisi vs. ile ülkemizi ta-
nıtmak için giderler. Sonra ba-
sında okuyoruz "...Ülkeyi
fethetti" diye. Siz dttnyanın he-
men hemen tüm ülkelerinde
hem çekim yapan bem de kon-
ser veren biri olarak bunlan na-
sü yonımluyorsunuz?
MANÇO — Bunlann hepsi
hikâye. Artık hayalperest olma-
mak lazım. Aynı hatalara ben de
zamanında düştüm. Kimse her-
hangi bir ülkeyi ne fethetti ne de
dağıttı. Bizim dağıttığımız Mü-
nih'teki, Frankfurt'taki Turk
kahveleri oldu. Biz sanatçı ola-
rak kendi vatandaşlanmızın ora-
larda nasıl dağıttığını gözlerimiz
ile gördük. Hesapta konser ve-
riyorsun, bir tarafta döner pişi-
yor, lahmacunlar tam kıvamda
kokuyor, hemen sahnenin ya-
nında kazanın içinde pilav kay-
nıyor ve havada şişeler filan uçu-
şuyor. Sonra bir de Olympia
merakımız vardır. Olympia ar-
tık bitmiş. Orada çalmak sorun
değil. Paranı verirsen çaldınrlar.
tşte tum bunlann yanlış olduğu-
nu "7'den 77'ye" programına
başlayınca anladım. Dünyayı ge-
zip onlarla muzik iletişimi kur-
duğum zaman yorumun ne ka-
dar yanlış olduğunu anladım.
Bizim sanatçılarımız hep lokal
marketi düşünüyor. Bu iş guzel
de uluslararasında ne yaparım?
Bunu dUşünmcleri lazım. Bu iş
de öyle Almanya'da Fransa'da
filan olmuyor.
— TV'deki konuşma tarzınız,
hem çocuklaria hem de yaşlılar-
la iletişiminiz pek TRT'nin
nonnlan içinde degil. Kullandı-
ğınız sozcukler farklı. Aklıma
şöyle bir varsayım geldi. Acaba
bu yaklaşunlarda rockçılık var
mı?
MANÇO — Her şey ya rock'-
tır ya değildir. Bizde rock hâlâ
alafranga tuhaflık olarak görü-
luyor. Rock bir bilinç meselesi-
dir. Bir kere rock hiçbir şekilde
moda değildir. 20. yüzyılın ikin-
ci yarısının ortak kültürüdür.
Ben programımda "Bakar mısı-
nız, şu Taç Mahal'in kenarlan
ne kadar haşin" diyorum. Mi-
maride öyle bir anlatım yok.
Ama bu bir sıcakhk sağlıyor.
"Haşin kenar" işte bir rock ta-
biri oluyor. Ya da babaanneye
"Sen kim bttir gençliğinde neler
yapmışsındır" diyorum, o da ga-
yet rahat anlatıyor. İnsanlarla
konuşma taram, hayata bakış
ve müzik anlayışım ile bütünle-
şiyor.
Biz bu tarz ile ekranda ba-
zı engelleri kırdık. Kendi yaşam
tarzımız da rock. Benim bir köş-
küm var. Kelepir aldım ve ken-
dim uğraştım, adam ettim. Ara-
bam Rolls Royce. Antika, bu
arabayla yine kendim uğraştım.
Şimdi duyar gibi oluyorum.
Ama söyleyeyim onlann Merce-
deslerinden ve de BMW'lerin-
den daha ucuz. Bu bir yapma
yakıştırma meselesidir.
— Sizin için müzisyenligın ya-
nı sıra ticareö de bilir, kendini
iyi pazarlar diyorlar. Bu konu-
da ne dersiniz?
MANÇO — Maddi olarak
başanlı olduğumu iddia eden
varsa çıksın onu alnından öpe-
rim. Ben ticari ve maddi olarak
son derece başansız biriyim.
Programımda 150. haftaya giri-
yoruz. Parmak hesabı ile 'Barış
milyarı götürdü' diyenler çok.
Böyle dedikodu ağzı ile konuş-
mayı kesinlikle sevmem, ama
böyle soruya da şu sözleri söy-
lemek zorunda kaldım. Benim
bankada 5 milyon liram bile
yok. Güney sahilinde arsalar,
vakıf üyeliği gibi sakatlıklar da
yok bende. 56 kişilik bir ekibim
var. Şemsiyenin altında ıslanma-
malan gerekiyor. Ben onlan ko-
rumak için fena halde ıslanıyo-
rum. En fazla vergiyi ben veri-
yorum. Bunu kaçıramadığım-
dan mı veriyorum? Hayır. Çün-
kü ilerisi için ciddi planlanm
var. O plarun gerçekleşmesi için
en ufak siyah hatta gri bir leke-
nin olmaması gerekiyor.
— Şu meşhur cumhurbaşkan-
lığı planı mı?
MANÇO — Bu 14 yıllık bir
plan. Bunun ilk 6 yılı bitti. 70'Ii
yıllann sonunda içimden bir ses
"Sen bunu yapmahsm" dedi. Bu
niyet meselesi. örneğin Sayın
lurgut Özal bir plan ile hareket
etti ve cumhurbaşkanı olmayı is-
tiyordu, bunu gerçekleştirdi.
Türkiye^de gerçi bu kunımun
başına gelenler, genelde tayin ya
da askeri darbelerden sonra iş
başına geldiler.
— Niye milletvekilliği değil?
MANÇO — Ben tüm bir hal-
kı kapsayacak onlan temsil ede-
cek kişi olma çabası içindeyim.
Bir kartvizit bastırsam orada
'Tüm halkı ortak müşterekte
temsil edebiiecek' diye yazması
gerektiğini duşünüyorum. Ben o
kartvizite sahip olabilme çaba ve
uğraşı içindeyim. Benim derdim
Çankaya Köşkü değil. Benim
kendi köşküm var.
— Bizde devlet adamlığı sta-
tüsü belli normlar taşır. Yaşam
tarzı, hareketleri, sözleri ile yıl-
lardır aynı imajı taşımıştır. Mil-
letvekili protoüpinde degişildik-
ler oldu. Bir Mümtaz Sosyal
milletvekili oldu. Onun yanı sı-
ra Leyla Zana farklı bir yonım.
Bu degişim cumhurbaşkanlığı
için de geçerü olur mu?
MANÇO — Turk halkı şu
ana kadar göreve gelen cumhur-
başkanı prototiplerinden ne an-
ladı, onu ne kadar bağnna bas-
tı, bunu bilmiyoruz. Ama eğer
bu cumhurbaşkanhğı olayı dört-
gen ise ben beşgen olacağım.
— Belki saç meselesi olur. Bu
konn edilir. Yani şimdi sizi çok
sevenler iş ciddiye binince sizi
üzebilirler.
MANÇO — Çekoslovakya^
nın devlet başkanı bir edebiyat-
çı ise Türkiye'nin kartviziti de
uzun saçlı bir cumhurbaşkanı
neden olmasın? Tabii aynca o
zamana kadar kafamda saç ka-
lır mı, o da ayn bir sorun. Üzül-
me meselesine gelince şöyle ce-
vaplandırayım: "Adam olacak
çocuk"lar o zaman adam olmuş
olacak lar.
NGILTERE
Biranne
ikibaba
ikizçocukİngiltere'nin saygın tıp dergisi Lancet,
sabahleyin kocası, gece de sevgilisiyle
sevişen bir kadının, iki erkekten de hamile
kalıp ikiz doğurduğunu yazdı.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Sabahleyin
kocası, gece de sevgilisi ile se-
vişen bir kadın ikiz doğurdu.
Tıp tarihinde şimdiye kadar
rastlanmadık ve inanılmaz bir
tesadüfle bir kadının iki erkek-
ten birden aym anda hamile
kalıp sağüklı doğum yaptığı,
Ingiltere'nin en saygın tıp der-
gilerinden 'Lancet'ta (Neşter)
yayımlandı. Kadının eşinin,
ikizlerin babası olduğundan
kuşku duyması üzerine kan
tahüli istediği, gerçeğin böyle-
ce ortaya çıktığı, biri kız, biri
erkek ikizlerden kızın sevgili-
den, erkeğin ise kocadan oldu-
ğu anlaşüdı. Ikizler, babalan
biyolojik olarak farklı olsa da-
hi hukuken kardeş durumun-
dalar.
Bulunmaz haber
Tıp dünyasmda olduğu ka-
dar magazin basın için de 'bn-
lunmaz bir haber'e dönüşen
olay, şöyle açıklanıyor: Her
kadın her ay bir yumurta üre-
tirken söz konusu kadın o ay
iki yumurta birden üretti. İki
ayn kaynaktan gelen sperm ise
yumurtalan aynı anda döllen-
dirdi. Hem kan tahüli hem de
kahtımsal özellikleri ileri tek-
noloji ile inceleyeu oııım
adamlan ikizlerin farkh baba-
lardan geldiklerini ortaya çı-
kardı.
DNA nedir?
Insan ve hayvan vücudunu
oluşturan milyar defa trilyon-
larca hücrenin her birinde bu-
lunan ve kısaca D.N.A. olarak
biünen bir kimyasal madde
(nükleik asit), organizmaya
özgü tüm bilgivi üzerinde ta-
şır.
Bilgi, tıpkı ticari ürünlerin
fiyat ve stok işlemlerini kolay-
laştırmada kullanılan 'çizgi
kod' gibi D.N.A. molekülü-
nün üzerine kodlanmıştır.
Parmak izinin kişiye Özgü ol-
ması gibi D.N.A. kodlan da
kişiye özgüdür. Bu nedenle bir
D.N.A. kodunun bir başkası-
nınkine benzeme şansı 30 tril-
yonda bir gibi çok düşük bir
oran. Bu kod, 'D.N.A. Par-
makizi Yöntemi' ile karmaşık
ileri teknoloji yöntemleriyle
inceleııiyor. Ozellikle babalık
davalarında ve adli tıpta
1984'ten beri Batı'da güvenle
kullanılan bir yöntem. Kan
tahlilinden çok daha hassas ve
kesin olan bu yöntemle elde
edilen sonuç, cinayet veya cin-
sel tecavüz davalarında da 'su
götürmez delil' olarak sayıl-
makta.
2027 yılında kadın ve erkek atletler 1500 metreyi aynı sünede koşacak
Kadın atlet rekora soyunuyor
California Üniversitesi
araştırmacılarına göre
kadın atletler 21.
yüzyılın ikinci
çeyreğinde erkek
atletlerin rekorlannı
kıracak. Altı yıl sonra
maratonda erkeklerle
kadınlar aynı sürede
koşmaya başlayacak.
Dış Haberier Servisi — Kadın
atlet, erkek meslektaşının reko-
runu elinden almaya hazırlanı-
yor. California Üniversitesi araş-
tırmacılannın hazırladıklan bir
rapora göre kadın atletler, er-
keklerin rekorlanna ulaşabile-
cek, hatta geçebilecek.
Internatiooal Herald Tribune
gazetesinde yer alan bir habere
göre kadın atletlerin hızları son
yıllarda ytikseliyor. 1998 yılında
erkek meslektaşlanyla aynı sü-
Ara kapanıyor
350-
300-
250-
200-
Erkekler
Maratonda dûnya rekorfan karşılaştırması
kadın ve erkeklerın en cok cekıştıklen
tanhler (dakıka/metre)
150
1998 yılı
tahmınlen kadınla
erkek atletın
maratonu 2 saat
1 dakıkada
koşacaklarını
öngörûyor
Kaynak Intemanonal
Hefald Tnbune
1915 1935 1955 1975 1995 1998 2005
rede 2 saat 2 dakikada maraton
koşacaklan öngörülüyor. Bu su-
re dünya erkek rekorundan 5,
kadın rekorundan 19 dakika da-
ha hızlı.
Los Angeles'taki California
Üniversitesi araştırmacılanndan
Brian J. YVhipp ile Susan A.
Ward, kadın atletlerin hızlann-
daki artışı, koşuya olan ilginin
büyüklüğüne bağjıyorlar. Ne ka-
dar çok kişi koşmayı meslek edi-
nirse, o oranda yetenekler orta-
ya çıkıyor.
Yapılan araştırmaya göre er-
kek atletlerin önde ve koşu hı-
zının ytiksek olduğu kısa mesa-
fe koşulannda, kadınlar ancak
gelecek yüzyıhn ikinci çeyreğin-
de karşı cinsten meslektaşlannın
hızına ulaşabilecekler.
2027 yılında bilim adamlan,
kadınla erkek atletlerin 1500
metre dünya rekorunu eşit süre-
de, 3 dakika 13.6 saniyede kıra-
caklannı öngörüyorlar. Bu sü-
rate erişilebilmesi için erkeklerin
şimdikinden 16 saniye, kadınla-
nn da 29 saniye daha hızlı koş-
maları gerekiyor.
80 yılhk koşu rekorlanm in-
celeyen araştırmacılar, koşu sü-
resi kısaldıkça yeni rekorlarm es-
kisine oranla küçük farkla elde
edildiğine, ancak harcanan fi-
ziksel eforun en üst düzeyde ol-
duğuna işaret ediyorlar.
Uzun mesafe koşusunda dün-
ya erkekler rekortmeni İngiliz
Steve Cram'ın kadın rekortmen
Rumen Paula Ivao ile yarışma-
sı durumunda 180 metre farkla
kazanacağı belirtüiyor.
Bilim adamlanna göre kadın-
lann artık erkekler kadar hızh
koşabilecekleri olgusu, gelenek-
sel inanışlan çürütecek. Ancak
1992 Olimpiyatlan'nda, dünya
rekorunu elinde bulunduran ka-
dın atletlerin, erkek atletleri ge-
çecekleri öngörülmüyor.
Nerede o eski vakıflar!
Sokak kedisine CiğerBıılıııa \&kfıANTALYA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Türk kültur yaşayışının
önemli yardımlaşma kurumla-
rından olan vakıfların, zaman
içinde toplumun yaşam düzeyi-
nin düşrnesine paralel olarak
azalma gösterdiği belirtiliyor.
Osmanh dönemlerinde İcuru-
lan ve yakın geçmiş tarihimize
kadar var olan Yere Tükürenle-
rin Balgamına Kül Dökme Vak-
fı, Yaralı Leyleklerin Bakımı
Vakfı, Divitinde Mürekkebi Ol-
mayana Mürekkep Sağlama
Vakfı gibi vakıflar artık günü-
müzde yaşamıyor.
Bir kişinin fazla olan malını,
parasını zorunluluk olmadan
kendi isteğiyle hayır ve iyilik
amacıyla kendi isteği doğrultu-
sunda harcamasına vakıf deni-
liyor.
Islam bilimcilerine göre Haz-
reti Muhammed'in "Fedek" adlı
hurma bahçesini hayır için in-
sanlara açmasıyia başladığı one
surülen vakıf olayınm, tslamlık-
tan önceki Türklerde yaygın bir
yardımlaşma aracı olduğu, bu-
nun MÖ 1280 yılında gerçekleş-
tirilen "Eri Vakfiyesi" ile kanıt-
landığı bildiriliyor.
Tarh otesinden bu yana işle-
vini surdüren vakıfların, son yıl-
larda toplumun yaşam düzeyi ve
gereksinimlerine paralel olarak
azalma gösterdiğini belirten An-
talya Vakıflar Bölge Müdürlüğtı
Personel Şube Müduru Musta-
fa Kılıç, şoyle diyor: "Vakıfların
geçmişine baktıgımızda, bize şu
anda oldukca ilgioç geien görev-
leri üstlenmisler. Atalanmız kış
aylannda aç kalan kuşlardan,
oyuncağı olmayan çocuklara ka-
dar birçok şeyi düşünerek vakıf
oluşturmuşlar.
Ancak daha önce var olan va-
kıflardan birçoğu şimdi yok.
Zamanla insan ihtiyaçlannın
gösterdiği degişim paralelinde
valuflar da ortadan kalkmış. Va-
kıfların yapacağı vardıma ya ge-
rek kalmamış ya da bu yardım-
lar, hizmetler başka kuruluşlar
tarafından karşılanmış."
Vakıflar gunumuzde sağlık ve
sosyal yardım, eğitimin destek-
lenmesi, kültür ve turizm hiz-
rnetleri alamnda çalışmalannı
yoğunlaştırıyorlar.
Osmanhlar döneminde var
olan, ancak bugün toplumun
yaşam düzeyinin düşmesı nede-
niyle yaşamayan bazı ilginç va-
kıflar şöyle sıralanıyor:
"Kış aylannda kuşların bes-
lenmesi, hasta ve garip leylekle-
rin bakım ve tedavisi, dışan atı-
lan sokak kedilerine ciğer veril-
mesi, bayram günlerinde şehir
ve kasabalarda top atılarak ço-
cuklann sevindirilmesi, halkın
neşe ve sevincinin arttınlması,
abşveriş edenlerin aldatılmasını
önlemek için çarşı ve pazarlara
ölçek ve tartı aletleri konulma-
sı, hizmetçi çocuklarının ve bes-
lemelerin hırpalanıp azarlanma-
ması için kırdıklan kap ve kaca-
ğın ödenmesi, yoksul kızlara çe-
yiz verilmesi, çalışamayacak de-
recede hasta ve sakat olan işçi-
lere yardım edümesi, halkın bes-
lenme ihtiyaanın düşünülmesi
ve et fıyatlarının kış aylannda
yükselmesini önleyici önlemlerin
alınması, araştırma
yapanlara kalem ve kâğıt temi-
ni, fakir öğrencilere yardım, di-
vitinde mürekkebi kalmayanlar
için mürekkep yardımı, tuvalet
ve diğer yerlere yazılan çirkin ya-
zılann silinmesi, yollara tükü-
renlerin balgamları üzerine kul
dökülmesi, yaşlı hamallara sa-
hip çıkılması ve oyuncağı bulun-
madığı için arkadaşları tarafın-
dan oynatılmayan çocuklara
oyuncak alınması."
Mııcize yüzük
cardiac
• İSTANBUL (1ÜHA) —
Stres atan mucize bilezik
raymalar yerini kalp
hastalan için yapılan
"cardiac" yüzüklere bıraktı.
Hayat kurtaran yüzük
olarak piyasaya çıkanlan
cardiac yüzüklerin, kalp
hastalannın sürekli
kullanmak zorunda olduğu
ilaçlann yerini tutabilecek
niteliğe sahip olduğu
bildiriliyor. Çok şık, zarif
dizaynlı ve fıyatı 140 bin
lira olan cardiac yüzükler,
900 ayar gümüşten erkek
ve kadınlar için ayn
ayn hazırlanıyor.
Kuş cenneti
kirienıneyecek
• BANDIRMA (AA) —
Avrupa Konseyi
Diploması'na sahip dünyaca
ünlü Bandırma Kuş Cenneti
Milli Parkı ve Kuşgölü
çevresinde bulunan sanayi
kuruluşlannın atıklanm
antacak tesis nisan ayında
hizmete girecek. Bandırma
Kaymakamı lbrahim
Turanh, ekim ayında temeli
atılan ve yaklaşık bir milyar
340 milyon lira harcamayla
gerçekleşecek antma
tesisinin, Kuşgölü
çevresindeki 47 sanayi
kunıluşunun atıklanm tek
merkezde toplayıp
arıtacağını söyledi.
Kaymakam Turanü, tesis
tamamlandığında Sığırcı
Deresi'nin temizleneceğini
ve Kuşgölü ile Kuş Cenneti
Milli Parkı'nda kirliliğin
yüzde 80 azalacağım
kaydetti.
Bitki gen
bankası
• İZMİR (AA) — Türkiye,
bitki genetik kaynaklan
konusunda uluslararası
nitelikteki çalışmalara
başlayan ilk ülke oldu.
Bitki Genetik Kaynaklan
Araştırma Enstitusü Müdür
Yardımcısı Ayfer Tan,
"Yurdumuz, farklı iküm ve
coğrafi konumu nedeniyle
çeşitli bitki türlerine ait
yerli çeşitler açısuıdan en
zengin ülkelerden birisidir"
dedi. Tan, Türkiye'nin ABD
ve Rusya'dan sonra bitki
genetik kaynaklan
çalışmalannın başladığı
üçüncü, bu konuda
uluslararası nitelikteki
çalışmalara başlayan ilk
ülke konumunda olduğunu
söyledi. "
Eğirdir'de av
• EĞtRDtR (AA) —
Havalann soğuması üzerine
beslenebilmek amacıyla
açıklardan kıyı kesimlere
gelen yaban ördeği, sakar,
meki, martı, karabatak ve
çımıl gibi göl kuşlanmn
Eğirdir Gölü'nde avlanması
yasaklandı. Eğirdir
Kaymakamlığı'ndan yapılan
açıklamaya göre Eğirdir
GölU'nde doğal güzelliği
oluşturan göl kuşlannı
avlayanlar hakkında cezai
işlem uygulanacak.
Arılara çevre
görevi
• ANKARA (AA) — Bal
anlannın, çok duyarlı
canlılar olması ve
bulunduğu çevreyi etkin
biçimde taraması nedeniyle
çevre kirliliğini belirlemede
güvence verebilecek şekilde
kullanılabileceği bildirildi.
Ege Ünivenitesi Ziraat
Fakültesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Idris Kovana
denetiminde gerçekleştirilen
bir araştırmanin
sonuçlarına göre bal anlan,
doğada çevreyi kirleten
katkı, atık, toksik ve
nükieer maddelerin
miktannın belirlenmesinde
"hassas" ölçü olarak
kullanılabiliyorlar.
Sınav
yönetmeligi
• ANKARA (AA) — Gazi
Üniversitesi Iktisadi ve
tdari Bilimler Fakültesi'nde
sınıf geçme baraj notu
50*den 60'a yükseltildi.
Gazi Üniversitesi Eğitim-
öğretim ve Smav
Yönetmeh'ği'nde yapılan
değişiklik, dünkü Resmi
Gazete"de yayınlanarak
yürürlüğe girdi. Değişikliğe
göre üniversitede, Iktisadi
ve tdari Bilimler Fakültesi
dışındaki fakültelerde
öğrenciler bir dersten
başarılı sayılabilmeleri için
yarıyıl, yıl sonu ve
bütünleme sınav larında en
az 50 almak zorunda
olacaklar. Iktisadi ve tdari
Bilimler Fakültesi'nde ise
öğrencilerin yarıyıl, yıl sonu
ve bütünleme sınavlannda
en az 60 almaları
gerekecek.