15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet § Sahibr Cumhuriyet Matbaacılık \e Gazetecıhk Turk Anonim Şirketı adına İç Polıtıka: Meiunet Tezkan Ekonomi: Meral Taıner, Kültür: Cd«l Üster, lstanbul Haberierı: Muhitlin Berin Nndi # Murahhas Üye. Emint Lşaklıgil 0 Genel Yayın Müduru Sirer, Spor- Abdulkadir Vücelman, Makaleler: Şahin Alpay, Düzeltme: Abdullah Yazıcı • Koordina- Hasan Cemal, Yazı lşlerı Muduru. Okay Gonensin 0 Yazı Işlerı Mudur tor: Ahmel Korulsan 0 Malı İşler Erol Erkut 0 Muhasebe" Bulent Yener 0 Bütçe-Planlama: Scvgi Yardımcıları: Salim Aipaslaa, Krrera Çalışkao, Necdet Dogan, Lalfu Tınç Osmanbeşeoğlu 0 Reklam: Ayşe Torun 0 Idare. Huseyin Gurer 0 Işletme: Önder Ç«ük 0 Bilgi-Işlem: Sayfa Düzeni Yöaeımtmı: Ali Anrr 0 Ankara Temsılcısu Ahmet Tan Nail İnal 0 Personel: Sevgi Bostıncıoglu Basan ve Yayan. Cumhunyet MatbMcıhk ve Gazetecıkk T A.Ş TQrkocagı Cad 39/4 34334 Isl PK 246 Isunbul W 512 05 05 (20 hal), Tete 22246, Fax (1) 526 60 72 0 BOrotn Aaluıs: Zıya Ookalp Blv Inkılaj! S. No 19/4, Tel 133 II 41-47, Telex 42344. F«x (4) 133 05 6 0 \zmir H Zıya Blv 1352 S. 2/3, Td 13 12 30, Tclcx 52359, Fu |5I) 19 53 60 0 A^m lnOnü Cad 119 S. No I K>l 1, Td 19 37 52 (4 h«ı), Tcla 62155, Ftx (71) 19 25 7 TAKVIM: 6 OCAX 1992 Imsak: 5.50 Guneş: 7.21 Oğle: 12.14 tkindi: 14.36 Akşam: 16.57 Yatsı: 18.23 Barış Manço'yla rock, cumhurbaşkanlığı, para, milliyetçilik, geçmiş ve gelecek üzerine lİblu uzıın, saçı uzııııStNA KOLOĞLU Banj Manço TürkiyCde hak- kında en çok yaa yazılan, en çok söyleşi yapılan isimlerden biri. özel yaşamı, müzik hak- kında düşündükJeri, takılan, ytizükleri, çocukları, saçlan hakkında yazılar yanldı. Moda- da Manço köşkune giderken "Daha farkJı ne soralabilir" di- ye düşünüp durduk. Köşkten içeri girip antika yüklü odalar- dan birinde karşılıklı oturduğu- muz zaman işimizin o kadar zor olmadığını gördük. Kahvemizin ilk yudumlan genzimizi ısıtırken Barış Manço konuşmaya başla- mıştı bile... — Sizin Japonya konseriniz ve ardından gelen banş ödülii. Bu TV programınızuı bir yerde mesajı oluyor galiba. MANÇO — Olayı baştan an- latmak istemiyorum. Ben yoru- munu yapacağım. Bu adeta bir konser değil. Başka bir olaydı. Soka Üniversitesi rektörü aynı zamanda Soka cemaatinin de li- deri. 30 milyon mensubu bulu- nan bu saygı değer cemaatin li- deri ceketini fora etti. Adeta kol- bastı çekti, Ankara karşılaması yaptı. Konser olay haline dön- dü. Burada bir noktayı açıkla- mak istiyorum. Benim ve ekibi- min Sayın Semra Özal'ın baş- kanlığında Türk-Japon dostluğu yıldönümü törenJerine giden ka- fıle ile ilgimiz yok. Biz TV çe- kimi için bulunduğumuz bu ül- kede yalnız kendi çabalanmız ile bu olayı gerçekleştirdik. Tabii bu konuda Türk Büyükelçiliği'nin yardımlan unutulmamalı. ı bn arada tanıtım olayı geldi. Sizin bu konseriniz, aldıgınız ödiil ve TV için dUn- yayı dolaşmanız Türkiye'nin en iyi tanıtımı olarak yorumlanı- yor. Ama genelde biz bu tanıtım işini bir luriü beceremedik. Her sene 'nasıl tanıtacağız' diye çö- zümler öneriyoruz. Bizim tanı- tımımız ile ilgili ne diişünü- yorsunuz? MANÇO — Biz Claude Le- louche'a tanıtım filmi yaptırdık. Sinemacılığını, başanlarını kü- çümsemiyorum. Ama Lelouche için cebine giren para önemliy- di. Kendimi yerine koyuyorum. Benim için 'Gel şu ülke için film yap' deseler, aklıma önce şu so- ru gelir: Bu ülkenin yaratıcı in- sanlan yok mu? Film çekecek sanatçıları yok mu? Herhalde sayın Lelouche'un da aklından bunlar geçmiştir. Şimdi bıçak sırtı bir noktaya geliyonız: Mil- liyetçüik. Hemen burada da bir örneğe geçmek istiyorum. Fran- sız bir turisti ele alalım. Türki- ye'je geliyor. Ve bir lokantaya gi- BARIŞ \1\NCO- Durnanın ^e^ıtli ko^elerini her hafta ekrana yansıtıyor, cumhurbaşkanlığı hajali kuruyor. Fetih Kimse, herhangi bir ülkeyi ne fethetti ne de dağıttı. Bizim dağıttığımız Münih'teki, Frankfurt'taki Türk kahveleri oldu. Hesapta konser veriyorsun. Bir tarafta döner pişiyor, lahmacunlar kokuyor, havada şişeler uçuşuyor. Olympia Bir zamanlar Olympia merakımız vardı. Olympia artık bitmiş. Orada çalmak sorun değil. Paranı verirsen çaldırırlar. Para Bankada 5 milyon liram bile yok. Güney sahilinde arsalar, vakıf üyeliği gibi sakatlıklar da yok bende. 56 kişilik bir ekibim var. Şemsiyenin altmda ıslanmamalan gerekiyor. Ben onlan korumak için fena halde ıslanıyorum. Cumhurbaşkanlığı Çekoslovakya'nın devlet başkanı bir edebiyatçı ise Türkiye'nin uzun saçlı cumhurbaşkanı neden olmasın? Ayrıca o zamana kadar kafamda saç kalır mı? 7'den 7 7 ' y e Ben programımda, "Bakar mısınız, şu Taç Mahal'in kenarları ne kadar haşin" diyorum. Mimaride öyle bir anlatım yok. Ama bu bir sıcakhk sağhyor. Ya da babaanneye, "Sen kimbilir gençliğinde neler yapmışındır" diyorum, o da gayet rahat anlatıyor. İnsanlarla konuşma tarzı hayata bakış ve müzik anlayışımla bütünleşiyor. diyor. Lokantada masasında bir tuzluk yoksa 'skandal' diye ba- gırır bu adam. Çünkü Fransız masasında mutlaka tuzluk var- dır. Bizde tuzluk olur ya da ol- maz, sorun değildir. Önemli olan adamın tepkisi. Orada ken- di kişiliğini, milliyetçiliğini orta- ya koyuyor. Işte benim de bir Türk olarak bu tepkileri rahat- lıkla göstermem gerekiyor. Biz gri ve kahverengi renklerin hâ- kim olduğu asık suratlı bir top- lumuz. Başka renk bilmeyiz. Ben çekim için gittiğim ülkeler- de Banş Manço olarak tanınma- dım. Türk rock star olarak ta- nındım. Adım ondan sonra geldi. — Bir de olaya müzisyen göz- lüğiınden bakalım. Müzik elçi- lerimiz var. Ya da böyle bir pa- ye verilmiş onlara. Genelde bu eiçiler ya toplu olarak yani foik- lonı, sergisi vs. ile ülkemizi ta- nıtmak için giderler. Sonra ba- sında okuyoruz "...Ülkeyi fethetti" diye. Siz dttnyanın he- men hemen tüm ülkelerinde hem çekim yapan bem de kon- ser veren biri olarak bunlan na- sü yonımluyorsunuz? MANÇO — Bunlann hepsi hikâye. Artık hayalperest olma- mak lazım. Aynı hatalara ben de zamanında düştüm. Kimse her- hangi bir ülkeyi ne fethetti ne de dağıttı. Bizim dağıttığımız Mü- nih'teki, Frankfurt'taki Turk kahveleri oldu. Biz sanatçı ola- rak kendi vatandaşlanmızın ora- larda nasıl dağıttığını gözlerimiz ile gördük. Hesapta konser ve- riyorsun, bir tarafta döner pişi- yor, lahmacunlar tam kıvamda kokuyor, hemen sahnenin ya- nında kazanın içinde pilav kay- nıyor ve havada şişeler filan uçu- şuyor. Sonra bir de Olympia merakımız vardır. Olympia ar- tık bitmiş. Orada çalmak sorun değil. Paranı verirsen çaldınrlar. tşte tum bunlann yanlış olduğu- nu "7'den 77'ye" programına başlayınca anladım. Dünyayı ge- zip onlarla muzik iletişimi kur- duğum zaman yorumun ne ka- dar yanlış olduğunu anladım. Bizim sanatçılarımız hep lokal marketi düşünüyor. Bu iş guzel de uluslararasında ne yaparım? Bunu dUşünmcleri lazım. Bu iş de öyle Almanya'da Fransa'da filan olmuyor. — TV'deki konuşma tarzınız, hem çocuklaria hem de yaşlılar- la iletişiminiz pek TRT'nin nonnlan içinde degil. Kullandı- ğınız sozcukler farklı. Aklıma şöyle bir varsayım geldi. Acaba bu yaklaşunlarda rockçılık var mı? MANÇO — Her şey ya rock'- tır ya değildir. Bizde rock hâlâ alafranga tuhaflık olarak görü- luyor. Rock bir bilinç meselesi- dir. Bir kere rock hiçbir şekilde moda değildir. 20. yüzyılın ikin- ci yarısının ortak kültürüdür. Ben programımda "Bakar mısı- nız, şu Taç Mahal'in kenarlan ne kadar haşin" diyorum. Mi- maride öyle bir anlatım yok. Ama bu bir sıcakhk sağlıyor. "Haşin kenar" işte bir rock ta- biri oluyor. Ya da babaanneye "Sen kim bttir gençliğinde neler yapmışsındır" diyorum, o da ga- yet rahat anlatıyor. İnsanlarla konuşma taram, hayata bakış ve müzik anlayışım ile bütünle- şiyor. Biz bu tarz ile ekranda ba- zı engelleri kırdık. Kendi yaşam tarzımız da rock. Benim bir köş- küm var. Kelepir aldım ve ken- dim uğraştım, adam ettim. Ara- bam Rolls Royce. Antika, bu arabayla yine kendim uğraştım. Şimdi duyar gibi oluyorum. Ama söyleyeyim onlann Merce- deslerinden ve de BMW'lerin- den daha ucuz. Bu bir yapma yakıştırma meselesidir. — Sizin için müzisyenligın ya- nı sıra ticareö de bilir, kendini iyi pazarlar diyorlar. Bu konu- da ne dersiniz? MANÇO — Maddi olarak başanlı olduğumu iddia eden varsa çıksın onu alnından öpe- rim. Ben ticari ve maddi olarak son derece başansız biriyim. Programımda 150. haftaya giri- yoruz. Parmak hesabı ile 'Barış milyarı götürdü' diyenler çok. Böyle dedikodu ağzı ile konuş- mayı kesinlikle sevmem, ama böyle soruya da şu sözleri söy- lemek zorunda kaldım. Benim bankada 5 milyon liram bile yok. Güney sahilinde arsalar, vakıf üyeliği gibi sakatlıklar da yok bende. 56 kişilik bir ekibim var. Şemsiyenin altında ıslanma- malan gerekiyor. Ben onlan ko- rumak için fena halde ıslanıyo- rum. En fazla vergiyi ben veri- yorum. Bunu kaçıramadığım- dan mı veriyorum? Hayır. Çün- kü ilerisi için ciddi planlanm var. O plarun gerçekleşmesi için en ufak siyah hatta gri bir leke- nin olmaması gerekiyor. — Şu meşhur cumhurbaşkan- lığı planı mı? MANÇO — Bu 14 yıllık bir plan. Bunun ilk 6 yılı bitti. 70'Ii yıllann sonunda içimden bir ses "Sen bunu yapmahsm" dedi. Bu niyet meselesi. örneğin Sayın lurgut Özal bir plan ile hareket etti ve cumhurbaşkanı olmayı is- tiyordu, bunu gerçekleştirdi. Türkiye^de gerçi bu kunımun başına gelenler, genelde tayin ya da askeri darbelerden sonra iş başına geldiler. — Niye milletvekilliği değil? MANÇO — Ben tüm bir hal- kı kapsayacak onlan temsil ede- cek kişi olma çabası içindeyim. Bir kartvizit bastırsam orada 'Tüm halkı ortak müşterekte temsil edebiiecek' diye yazması gerektiğini duşünüyorum. Ben o kartvizite sahip olabilme çaba ve uğraşı içindeyim. Benim derdim Çankaya Köşkü değil. Benim kendi köşküm var. — Bizde devlet adamlığı sta- tüsü belli normlar taşır. Yaşam tarzı, hareketleri, sözleri ile yıl- lardır aynı imajı taşımıştır. Mil- letvekili protoüpinde degişildik- ler oldu. Bir Mümtaz Sosyal milletvekili oldu. Onun yanı sı- ra Leyla Zana farklı bir yonım. Bu degişim cumhurbaşkanlığı için de geçerü olur mu? MANÇO — Turk halkı şu ana kadar göreve gelen cumhur- başkanı prototiplerinden ne an- ladı, onu ne kadar bağnna bas- tı, bunu bilmiyoruz. Ama eğer bu cumhurbaşkanhğı olayı dört- gen ise ben beşgen olacağım. — Belki saç meselesi olur. Bu konn edilir. Yani şimdi sizi çok sevenler iş ciddiye binince sizi üzebilirler. MANÇO — Çekoslovakya^ nın devlet başkanı bir edebiyat- çı ise Türkiye'nin kartviziti de uzun saçlı bir cumhurbaşkanı neden olmasın? Tabii aynca o zamana kadar kafamda saç ka- lır mı, o da ayn bir sorun. Üzül- me meselesine gelince şöyle ce- vaplandırayım: "Adam olacak çocuk"lar o zaman adam olmuş olacak lar. NGILTERE Biranne ikibaba ikizçocukİngiltere'nin saygın tıp dergisi Lancet, sabahleyin kocası, gece de sevgilisiyle sevişen bir kadının, iki erkekten de hamile kalıp ikiz doğurduğunu yazdı. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Sabahleyin kocası, gece de sevgilisi ile se- vişen bir kadın ikiz doğurdu. Tıp tarihinde şimdiye kadar rastlanmadık ve inanılmaz bir tesadüfle bir kadının iki erkek- ten birden aym anda hamile kalıp sağüklı doğum yaptığı, Ingiltere'nin en saygın tıp der- gilerinden 'Lancet'ta (Neşter) yayımlandı. Kadının eşinin, ikizlerin babası olduğundan kuşku duyması üzerine kan tahüli istediği, gerçeğin böyle- ce ortaya çıktığı, biri kız, biri erkek ikizlerden kızın sevgili- den, erkeğin ise kocadan oldu- ğu anlaşüdı. Ikizler, babalan biyolojik olarak farklı olsa da- hi hukuken kardeş durumun- dalar. Bulunmaz haber Tıp dünyasmda olduğu ka- dar magazin basın için de 'bn- lunmaz bir haber'e dönüşen olay, şöyle açıklanıyor: Her kadın her ay bir yumurta üre- tirken söz konusu kadın o ay iki yumurta birden üretti. İki ayn kaynaktan gelen sperm ise yumurtalan aynı anda döllen- dirdi. Hem kan tahüli hem de kahtımsal özellikleri ileri tek- noloji ile inceleyeu oııım adamlan ikizlerin farkh baba- lardan geldiklerini ortaya çı- kardı. DNA nedir? Insan ve hayvan vücudunu oluşturan milyar defa trilyon- larca hücrenin her birinde bu- lunan ve kısaca D.N.A. olarak biünen bir kimyasal madde (nükleik asit), organizmaya özgü tüm bilgivi üzerinde ta- şır. Bilgi, tıpkı ticari ürünlerin fiyat ve stok işlemlerini kolay- laştırmada kullanılan 'çizgi kod' gibi D.N.A. molekülü- nün üzerine kodlanmıştır. Parmak izinin kişiye Özgü ol- ması gibi D.N.A. kodlan da kişiye özgüdür. Bu nedenle bir D.N.A. kodunun bir başkası- nınkine benzeme şansı 30 tril- yonda bir gibi çok düşük bir oran. Bu kod, 'D.N.A. Par- makizi Yöntemi' ile karmaşık ileri teknoloji yöntemleriyle inceleııiyor. Ozellikle babalık davalarında ve adli tıpta 1984'ten beri Batı'da güvenle kullanılan bir yöntem. Kan tahlilinden çok daha hassas ve kesin olan bu yöntemle elde edilen sonuç, cinayet veya cin- sel tecavüz davalarında da 'su götürmez delil' olarak sayıl- makta. 2027 yılında kadın ve erkek atletler 1500 metreyi aynı sünede koşacak Kadın atlet rekora soyunuyor California Üniversitesi araştırmacılarına göre kadın atletler 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde erkek atletlerin rekorlannı kıracak. Altı yıl sonra maratonda erkeklerle kadınlar aynı sürede koşmaya başlayacak. Dış Haberier Servisi — Kadın atlet, erkek meslektaşının reko- runu elinden almaya hazırlanı- yor. California Üniversitesi araş- tırmacılannın hazırladıklan bir rapora göre kadın atletler, er- keklerin rekorlanna ulaşabile- cek, hatta geçebilecek. Internatiooal Herald Tribune gazetesinde yer alan bir habere göre kadın atletlerin hızları son yıllarda ytikseliyor. 1998 yılında erkek meslektaşlanyla aynı sü- Ara kapanıyor 350- 300- 250- 200- Erkekler Maratonda dûnya rekorfan karşılaştırması kadın ve erkeklerın en cok cekıştıklen tanhler (dakıka/metre) 150 1998 yılı tahmınlen kadınla erkek atletın maratonu 2 saat 1 dakıkada koşacaklarını öngörûyor Kaynak Intemanonal Hefald Tnbune 1915 1935 1955 1975 1995 1998 2005 rede 2 saat 2 dakikada maraton koşacaklan öngörülüyor. Bu su- re dünya erkek rekorundan 5, kadın rekorundan 19 dakika da- ha hızlı. Los Angeles'taki California Üniversitesi araştırmacılanndan Brian J. YVhipp ile Susan A. Ward, kadın atletlerin hızlann- daki artışı, koşuya olan ilginin büyüklüğüne bağjıyorlar. Ne ka- dar çok kişi koşmayı meslek edi- nirse, o oranda yetenekler orta- ya çıkıyor. Yapılan araştırmaya göre er- kek atletlerin önde ve koşu hı- zının ytiksek olduğu kısa mesa- fe koşulannda, kadınlar ancak gelecek yüzyıhn ikinci çeyreğin- de karşı cinsten meslektaşlannın hızına ulaşabilecekler. 2027 yılında bilim adamlan, kadınla erkek atletlerin 1500 metre dünya rekorunu eşit süre- de, 3 dakika 13.6 saniyede kıra- caklannı öngörüyorlar. Bu sü- rate erişilebilmesi için erkeklerin şimdikinden 16 saniye, kadınla- nn da 29 saniye daha hızlı koş- maları gerekiyor. 80 yılhk koşu rekorlanm in- celeyen araştırmacılar, koşu sü- resi kısaldıkça yeni rekorlarm es- kisine oranla küçük farkla elde edildiğine, ancak harcanan fi- ziksel eforun en üst düzeyde ol- duğuna işaret ediyorlar. Uzun mesafe koşusunda dün- ya erkekler rekortmeni İngiliz Steve Cram'ın kadın rekortmen Rumen Paula Ivao ile yarışma- sı durumunda 180 metre farkla kazanacağı belirtüiyor. Bilim adamlanna göre kadın- lann artık erkekler kadar hızh koşabilecekleri olgusu, gelenek- sel inanışlan çürütecek. Ancak 1992 Olimpiyatlan'nda, dünya rekorunu elinde bulunduran ka- dın atletlerin, erkek atletleri ge- çecekleri öngörülmüyor. Nerede o eski vakıflar! Sokak kedisine CiğerBıılıııa \&kfıANTALYA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Türk kültur yaşayışının önemli yardımlaşma kurumla- rından olan vakıfların, zaman içinde toplumun yaşam düzeyi- nin düşrnesine paralel olarak azalma gösterdiği belirtiliyor. Osmanh dönemlerinde İcuru- lan ve yakın geçmiş tarihimize kadar var olan Yere Tükürenle- rin Balgamına Kül Dökme Vak- fı, Yaralı Leyleklerin Bakımı Vakfı, Divitinde Mürekkebi Ol- mayana Mürekkep Sağlama Vakfı gibi vakıflar artık günü- müzde yaşamıyor. Bir kişinin fazla olan malını, parasını zorunluluk olmadan kendi isteğiyle hayır ve iyilik amacıyla kendi isteği doğrultu- sunda harcamasına vakıf deni- liyor. Islam bilimcilerine göre Haz- reti Muhammed'in "Fedek" adlı hurma bahçesini hayır için in- sanlara açmasıyia başladığı one surülen vakıf olayınm, tslamlık- tan önceki Türklerde yaygın bir yardımlaşma aracı olduğu, bu- nun MÖ 1280 yılında gerçekleş- tirilen "Eri Vakfiyesi" ile kanıt- landığı bildiriliyor. Tarh otesinden bu yana işle- vini surdüren vakıfların, son yıl- larda toplumun yaşam düzeyi ve gereksinimlerine paralel olarak azalma gösterdiğini belirten An- talya Vakıflar Bölge Müdürlüğtı Personel Şube Müduru Musta- fa Kılıç, şoyle diyor: "Vakıfların geçmişine baktıgımızda, bize şu anda oldukca ilgioç geien görev- leri üstlenmisler. Atalanmız kış aylannda aç kalan kuşlardan, oyuncağı olmayan çocuklara ka- dar birçok şeyi düşünerek vakıf oluşturmuşlar. Ancak daha önce var olan va- kıflardan birçoğu şimdi yok. Zamanla insan ihtiyaçlannın gösterdiği degişim paralelinde valuflar da ortadan kalkmış. Va- kıfların yapacağı vardıma ya ge- rek kalmamış ya da bu yardım- lar, hizmetler başka kuruluşlar tarafından karşılanmış." Vakıflar gunumuzde sağlık ve sosyal yardım, eğitimin destek- lenmesi, kültür ve turizm hiz- rnetleri alamnda çalışmalannı yoğunlaştırıyorlar. Osmanhlar döneminde var olan, ancak bugün toplumun yaşam düzeyinin düşmesı nede- niyle yaşamayan bazı ilginç va- kıflar şöyle sıralanıyor: "Kış aylannda kuşların bes- lenmesi, hasta ve garip leylekle- rin bakım ve tedavisi, dışan atı- lan sokak kedilerine ciğer veril- mesi, bayram günlerinde şehir ve kasabalarda top atılarak ço- cuklann sevindirilmesi, halkın neşe ve sevincinin arttınlması, abşveriş edenlerin aldatılmasını önlemek için çarşı ve pazarlara ölçek ve tartı aletleri konulma- sı, hizmetçi çocuklarının ve bes- lemelerin hırpalanıp azarlanma- ması için kırdıklan kap ve kaca- ğın ödenmesi, yoksul kızlara çe- yiz verilmesi, çalışamayacak de- recede hasta ve sakat olan işçi- lere yardım edümesi, halkın bes- lenme ihtiyaanın düşünülmesi ve et fıyatlarının kış aylannda yükselmesini önleyici önlemlerin alınması, araştırma yapanlara kalem ve kâğıt temi- ni, fakir öğrencilere yardım, di- vitinde mürekkebi kalmayanlar için mürekkep yardımı, tuvalet ve diğer yerlere yazılan çirkin ya- zılann silinmesi, yollara tükü- renlerin balgamları üzerine kul dökülmesi, yaşlı hamallara sa- hip çıkılması ve oyuncağı bulun- madığı için arkadaşları tarafın- dan oynatılmayan çocuklara oyuncak alınması." Mııcize yüzük cardiac • İSTANBUL (1ÜHA) — Stres atan mucize bilezik raymalar yerini kalp hastalan için yapılan "cardiac" yüzüklere bıraktı. Hayat kurtaran yüzük olarak piyasaya çıkanlan cardiac yüzüklerin, kalp hastalannın sürekli kullanmak zorunda olduğu ilaçlann yerini tutabilecek niteliğe sahip olduğu bildiriliyor. Çok şık, zarif dizaynlı ve fıyatı 140 bin lira olan cardiac yüzükler, 900 ayar gümüşten erkek ve kadınlar için ayn ayn hazırlanıyor. Kuş cenneti kirienıneyecek • BANDIRMA (AA) — Avrupa Konseyi Diploması'na sahip dünyaca ünlü Bandırma Kuş Cenneti Milli Parkı ve Kuşgölü çevresinde bulunan sanayi kuruluşlannın atıklanm antacak tesis nisan ayında hizmete girecek. Bandırma Kaymakamı lbrahim Turanh, ekim ayında temeli atılan ve yaklaşık bir milyar 340 milyon lira harcamayla gerçekleşecek antma tesisinin, Kuşgölü çevresindeki 47 sanayi kunıluşunun atıklanm tek merkezde toplayıp arıtacağını söyledi. Kaymakam Turanü, tesis tamamlandığında Sığırcı Deresi'nin temizleneceğini ve Kuşgölü ile Kuş Cenneti Milli Parkı'nda kirliliğin yüzde 80 azalacağım kaydetti. Bitki gen bankası • İZMİR (AA) — Türkiye, bitki genetik kaynaklan konusunda uluslararası nitelikteki çalışmalara başlayan ilk ülke oldu. Bitki Genetik Kaynaklan Araştırma Enstitusü Müdür Yardımcısı Ayfer Tan, "Yurdumuz, farklı iküm ve coğrafi konumu nedeniyle çeşitli bitki türlerine ait yerli çeşitler açısuıdan en zengin ülkelerden birisidir" dedi. Tan, Türkiye'nin ABD ve Rusya'dan sonra bitki genetik kaynaklan çalışmalannın başladığı üçüncü, bu konuda uluslararası nitelikteki çalışmalara başlayan ilk ülke konumunda olduğunu söyledi. " Eğirdir'de av • EĞtRDtR (AA) — Havalann soğuması üzerine beslenebilmek amacıyla açıklardan kıyı kesimlere gelen yaban ördeği, sakar, meki, martı, karabatak ve çımıl gibi göl kuşlanmn Eğirdir Gölü'nde avlanması yasaklandı. Eğirdir Kaymakamlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Eğirdir GölU'nde doğal güzelliği oluşturan göl kuşlannı avlayanlar hakkında cezai işlem uygulanacak. Arılara çevre görevi • ANKARA (AA) — Bal anlannın, çok duyarlı canlılar olması ve bulunduğu çevreyi etkin biçimde taraması nedeniyle çevre kirliliğini belirlemede güvence verebilecek şekilde kullanılabileceği bildirildi. Ege Ünivenitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Idris Kovana denetiminde gerçekleştirilen bir araştırmanin sonuçlarına göre bal anlan, doğada çevreyi kirleten katkı, atık, toksik ve nükieer maddelerin miktannın belirlenmesinde "hassas" ölçü olarak kullanılabiliyorlar. Sınav yönetmeligi • ANKARA (AA) — Gazi Üniversitesi Iktisadi ve tdari Bilimler Fakültesi'nde sınıf geçme baraj notu 50*den 60'a yükseltildi. Gazi Üniversitesi Eğitim- öğretim ve Smav Yönetmeh'ği'nde yapılan değişiklik, dünkü Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Değişikliğe göre üniversitede, Iktisadi ve tdari Bilimler Fakültesi dışındaki fakültelerde öğrenciler bir dersten başarılı sayılabilmeleri için yarıyıl, yıl sonu ve bütünleme sınav larında en az 50 almak zorunda olacaklar. Iktisadi ve tdari Bilimler Fakültesi'nde ise öğrencilerin yarıyıl, yıl sonu ve bütünleme sınavlannda en az 60 almaları gerekecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle