28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haberler 4 Cumhuriyel 26Ocakl992 DSFden yasa teklrfi • ANKARA (AA) — DSP Edirne milletvekilleri Hasan Nasri Eler, subay ve astsubaylara yüda bir kez yerine yılda iki kez istifa ve emekliliklerini isteme hakkı tanınması için yasa teklifi verdi. Hasan Basri Eler, TBMM Başkanhğı'na sunduğu yasa teklifınin gerekçesinde, subay ve astsubaylar dışındaki devlet memurlanmn istedikleri zaman emekliliklerini isteme ve istifa etme hakkına sahip olduklannı beürtti. En zengin parti CHP • ANKARA (ANKA) — 12 Eylul sonrası kapatılan siyasi partiler içinde en zengin durumda olanın CHP olduğu belirlendi. CHP'nin mal varlığının trilyonlara ulaştığı öne sürüldü. Kapatılan CHP'nin bu büyük mirasına kapatılmadan önceki örgütten sorumlu genel sekreter yardımcısı Hayrettin Uysal sahip çıktı. CHP'nin kapatıldığı dönemde 300 milyonluk banka hesabı tşbankası hisse senetlerinin yüzde 33'lük böJümü, Ankara'da Ulus'ta büyük işharu ile Çevre Sokak'ta genel merkez binası ve çeşitli il ve ilçelerde değerleri milyarlan bulan parti menkulleri bulunuyordu. Mecl&în sömestr tatili • ANKARA (ANKA) — TBMM'nin sömestr tatili nedeniyle aldığı üç günlük çahşmalarına ara verme karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Genel Kurul'un aldığı karara göre TBMM 28 ocak salı, 29 ocak çarşamba ve 30 ocak perşembe günleri çahşmayacak. Ancak komisyonlar çalışmalannı sürdurecek. Anayasa değişiklikleri • ANKARA (ANKA) — Hükümet, anayasa değişikliği sağlanacağı yolundaki vaadini .yerine getirmek uzere ANAP'la uzlaşma arayacak. Uzlaşma sağlanan konulardaki anayasa değişiklikleri mart ayı içinde TBMM'ye sunulacak. Hükümet gerekli çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle Anayasa'mn tümüyle değiştirihnesinden vazgeçti. Bu amaçla, DYP ve SHP Grup Başkanlıklan Anayasa'mn çoğunluğu geçicı olan hükümlerini değiştirmek üzere çahşmalara başladı. Hükümet kısa ömürlü • ANKARA (UBA) — Eski ANAP Malatya Milletvekili Bülent Çaparoğlu, koalisyon hükümetinin kısa ömürlu olacağını ve Demirel'in ABD gezisinin ardından gündeme DYP-ANAP koalisyonunun geleceğini söyledi. Çaparoğlu, "Koalisyon hukumeti en iyi ihtimalle sonbahara kadar uzayabilir. Enflasyon ve deflator tahminleri sonbahara hazırlandıklanm ortaya koyuyor" dedi. Mecl&e taşıt ödeneği • ANKARA (ANKA) — TBMM'nin 1992 mali yıh bütçe tasansma milletvekillerinin yurtdışı geçici görev yolluklan için 16 milyar 435 milyon lira ödenek koyuldu. Başbakan Süleyman Demirel'in bu yıl kamu kurum ve kuruluşlanmn araba almayacağına ihşkin sözlerine karşın, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanhğı bütçesinde olduğu gibi Meclis bütçesinde de taşıt alımlan için ödenek aynldı. Anayasa Mahkemesi • tSTANBUL HABER SERVtSİ — tnsan Hakları Denıeği tstanbul Şubesi üyesi bir grup, dün Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör özden'e telgraf çekerek TCK'nın 125'inci maddesinden hükümlü bulunanlann serbest bırakılmasını istedüer. Sirkeci'deki Büyük Postane önünde bir basın açıklaması yapan İHD yönetim kurulu üyesi Eren Keskin, "Bizler insan haklan savunculan olarak bir süre öne Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı eşitsizliği gidermesini, istiyoruz" dedi. Yeni Sol ve adayı için "kader kurultayı" başladı Baykal geri sayımdaDOĞAN AKIN (Ankara) - Deniz Baykal, bugün yapılacak seçimlerden ön- ce aday olarak konuşabilmesini garantiye almak amacıyla başvuru süre- sinin bitimine yakın yeniden vermek üzere adaylık dilekçesini geri çekti. Baykal'ın boyle davranmasına, Başkanlık Divanı'nın, adaylann ne zaman konuşacağına ilişkin gazetecılere ve Baykal taraftar- larına farklı açıklamalarda bu- lunması neden oldu. Başkanlık Divanı gazetecile- re, Baykal'ın konuşmasını bu- gun yapacağına ilişkin onergesini karara bağladıkları- nı, adaylann konuşmasını dun gece yapmaları gerektiğini soy- lerken Baykal yanlılarına da "Önerge henuz karara baglan- madı. Başkanlık Divanı karar verecek" dediler. Divan Başka- nı, saat 20.00'de kurultayda go- revli Seçün Kurulu Başkanı'nın, seçimlere bugun saat 10.00'da geçileceğine ve gundemde yal- nızca seçim olduğuna ilişkin açıklamasını okudu. Divan Baş- kanı ayrıca, listelerin tamam- lanmasına daha dört saat olmasına rağmen o ana kadar listeye girmek için yapılan baş- vuruları okumaya başladı. Bu- nun uzerine Baykal oturduğu yerden, "Listelertamamlanma- dan okunamaz" diye itiraz et- ti. Ismail Cem, Divan Başkanı'nın yanına giderek Baykal, İnönü'nün kontışması boyunca elindeki beyaz mendille oynadı. Yiizünü sildi. (Fotoğraf: RIZA EZER) îzlenimler Önce dövüşüp sonra uzlaştılar MEHMET TEZKAN (Ankara) - Maç havasında karşılıklı slogan- larla başlayan kurultay, gecenin geç saatlerinde yumruklaşmaya dönüştü, sandalyeler havada uçtu. Kavga neden çıktı? Inonu yanlıları, kurultay programı gere- ğı genel başkan adaylarının ilk gun konuş- masını, bugun ise sadece seçim yapıünası- nı istıyorlardı. Baykal yanlıları buna itiraz etti, sabah ge- nel başkan adaylan konuştuktan sonra, se- çime geçılmesini istiyorlardı. Yeni Sol'dan Ismail Cem, Atilla Sav usul hakkında konuşarak adaylann ikinci gün konuşması gerektiğini savundular. Genel Merkez'den Rıza Yılmaz ve Cevdet Selvi olağanustu kurultaylarda gundemin değiş- meyeceğini belirterek ilk gun konuşmalann- da ısrar ettiler. Genel Merkez "hayır" diyordu. "Olağa- nustu kurultay giındemi 15 gün onceden ilan edildi, 74 il başkanı bu konuda karar aldılar, bu değiştirileoıez" Kursüde bu tar- tışmalar yapılırken divanın onunde topla- nan delegeler divan başkanını ve birbirle- rini suçlamaya başladılar. Gece 23.00'e kadar görevlilenn kontrolunda giden kurul- tay, 23.00'ten sonra polis yardımı>Ia devam etmeye başladı. Kurultay bu noktaya nasıl geldi? İnonu yanlıları sağ, Baykal yanlıları sol tribunlerde yerlerini almış, sanki biraz sonra oynanacak maça takımlarını hazırlıyorlar- dı: "Vur vur inlesin, Baykal dinlesin" "Geliyor, geliyor, Başkan Baykal geliyor" "Başkan Inonü" "Başkan. Baykal" İnonu ve Baykal sozcuklerinin yerine ta- kım adlarını, "başkan" yerine de şampiyon kelimesini koyun, kendinizi bir futbol ma- çında, basketbol maçında hissedersiniz. Sosyal demokratiarın söylemi, futbol soylemine donuşmuştu. Kurultayın spor sa- lonunda yapıldığından mı tribunlerde yer alan seyırcıler, maça gıder gıbı gelmışlerdi. Konuşmacılann ne soyledıklerınin pek de onemi yoktu. Sozcukler, sık sık çalım atan bir futbolcunun aldığı alkış gibi veya faul yapan futbolcuya yapılan kotu tezahürat gi- bi yanıtlandı. Konuşmacılann rakiplerine çatan sozleri tribunleri hareketlendiriyor, bir tribunden aleyhte, dığer trıbunden des- tek sloganları, yükseliyordu. Sonuçta Inonu'nun kabul etmesıyle bu- gun seçimlerden once ıkı aday da konuşa- cak. Boylece Baykal yanlıları isteklerini ka- bul ettirmiş oldular. Adnan Keskin, Ali Dinçer gelişmeyi "Pes ettiler, çekildiler" şeklinde yorumladılar. Boylece 3.5 saat sü- ren kavga boş yere yapılmış oldu. Baykal'ın bu itirazını yineledi. Divan Başkanı, listeler kesinle- şinceye kadar defalarca okuna- cağını, kurultaydan aynlmak isteyen delegeler için listelerin okunmaya başlandığını söyledi. Bunun uzerine Keskin'i yanı- na çağıran Baykal, Başkanlık Divanı'nın açıklamalarına gü- venmediğini, bugün konuşabil- mek için adaylık başvurusuna ilişkin önergenin geri çekilmesi- ni istedi. Baykal, Keskin'e, lis- tenin yeniden sürenin tamamlanmasından birkaç da- kika önce verilmesini söyledi. Keskin, bunun uzerine, "Gerek yok. Yarın sabah söz isteyece- ğiz. Aday olarak size nasıl söz vermezler?" demesine karşın Baykal ısrar etti ve "Iyi ama se- çim jarın sabah saat 10.00'da başlayacak diyorlar" dedi. Baykal'ı destekleyenlerden Erdal Kalkan, Başkanlık Diva- nı'na giderek Baykal'ın konuş- masını bugün yapacağına ilişkin onergesini geri çekti ve Keskin'e getirdi. Keskin, bunun uzerine sinirli bir şekilde, "Baykal'ı aday gösteren imza listesini ge- tir. 'Eksik imza var. Tamamlayacağız' diyerek al" dedi ve Kalkan'ı yeniden Baş- kanlık Divaru'na gönderdi. Kal- kan'ın aldığı ve Baykal'ı aday gösteren delegelerin imzaladık- lan liste saat 20.15'de divandan alınarak Baykal'a verildi. Baykal, Inönü kurultayı açış konuşmasını bitirdikten sonra tek cümlelik bir değerlendirme yapmıştı: "Bu konuşmadan sonra SHP'de bir yönetim de- ğişikliğine olan inancım daha da arttı." Baykal heyecanlı Üçuncu kez genel başkan adayı olduğu kurultayın yine en heyecanüsıydı Deniz Baykal. Bu kez heyecanı daha yoğun ve be- lirgindi. Bunun "kader kurultayı" oldufunu biliyordu çünkü. Dün sabahtan itibaren geri sayım başlamıştı. Bu yarı- şm sonu ya genel başkanlıkla bi- tecekti ya da... Baykal, karanfü yağmuru altında oturduğu san- dalyede İnönü'nün konuşması- nı bir süre dinleyemedi. Eliyle, gözuyle, başıyla, yüzuyle delege- leri selamladı. Sanki selamlaşma "tik" halini ahniftı. tnsan seli arasındaki salonda delegelerin arasındaki yerine ulaştığında terlemişti. Paltosu kucağında oturdu ve beyaz kâ- ğıt mendiliyle terini sildi. Heyecanhydı... Paltosunun üzerinde bağdaştırdığı ellerinin baş parmaklanna dairesel turlar attırdı uzun süre. Sonra mendi- liyle bir daha sildi yüzünü. Par- maklanyla dizinde trompet çal- dı. Ardından yine dairesel tur- lar... Heyecanhydı... İki yanında Ankara delegele- ri Mahir Güney ve Yılmaz Saral vardı. Arkasını ise Genel Mer- kez'e dayamıştı. Inönü'yu des- tekleyen Çankaya Belediye Baş- kanı Doğan Taşdelen ile Altın- dağ Belediye Başkanı Ali Rıza Koç, hemen arkasındaydı. BBC'nin yoramu Taşdelen'e dönüp"Nereye gi- derspm gideyim, senin yanına geliyorum" dedi gülümseyerek. Oysa istediği, Taşdelen'in yanı- na gelmesiydi. Bir delege, BBCnin 50 farkla Baykal'ın ka- zanacağı tahminini iletince, Taş- delen'e dönerek"Sizinle 51 olacak" diye espri yaptı. Ardın- dan da ekledi: "Doğan Bey kurultayın sonu- na doğru fikrini değiştirecek." Taşdelen, fikrini değiştirme- mişti ama, belli de olmazdı! Oy- lar gizh' verilmiyor muydu? Zaman zaman gülümseyerek dinlediği İnönü'nün konuşması sürerken, Ali Rıza Koç"a döne- rek, genel merkezin yaptırdığı seçim araşürmasını eleştirdi: "ARAŞ diye bir kuruluşa se- çim araştırması yaptırmışlar. Kimdir, nedir bilinmiyor. Baştan sona kepazelik... Neymiş, 20 Ekim sonuçlanna, yüriitülen se- çim kampanyasırun etkisi olma- mısmış. Kurultay aldatmacası bunlarî' OZGÜRCE TURKER ALKAN FırtınayaKarşıAtılanÇığlık M illi Eğjtirn Bakanlığı uzmanlarından birisi fet- vayı vermiş: "Örf ve âdetlehmize göre dayak bazen uygundur" demiş. Eh, gene de insaflı adammış, ya dayağın zorunlu olduğunu söy- lese ne yapardık? Geçenlerde öğrencilerini dayaktan geçiren bir öğ- retmen de aynı gerekçe ile soruşturmadan kurtulmuş- tu. Konu, örf ve âdetlerimiz olunca, kim ne diyebilir ki? Biz değil miydik, çocuğu okula verdiğimizde, "Eti si- zin, kemiği bizim hocam" diyen millet? Yaptığımız işleri çağın gereklerine değil de örf ve âdetlere uygunluk açısından değerlendırecek olursak, ortaya nasıl bir tablo çıkar, Sayın Milli Eğitim uzmanı hiç düşündü mü acaba? Örf ve âdetlere sık» sıkıya uy- mak, bizi durmadan suç işlemeye yöneltirdi. Bizim kadim örf ve âdetlerimize göre demokrasi, vatan hainliğidir. Laiklik, dinsizliktir. Bu anlayışa gö- re, cumhuriyet yönetimini derhal ortadan kaldırıp, pa- dişahlığı ve hılafeti geri getırmemiz gerekir. Hepimi- zin birden fazla kadınla evlenmesi, evlerinde köle ve cariye bulundurması, kan davası gütmesi, padişah efendimizin bir buyruğuna kelleyi vermesi gerekir. Pa- dişahlarımızın da örf ve âdet gereği olarak öz kardeş- lerini kıtır kıtır kesmeleri vacıptir. Orf ve âdetlerimize göre tarım arazısinde özel mülkiyet de olamaz. Bü- tün tarım toprakları derhal devlet mülkıyetirle geçme- lidir. Ayrıca padişahımızın, istediği zenginin tiz elden kafasını vurdurup, malına mülküne el koymasını kim- se engelleyemez. Örf ve âdetlerimize göre yarın sa- bah Demirel, Sakıp Sabancı'nın ölümünü ferman edip, bütün Sa- Bu ortamda, örf ve âdetlerin önemini vurgulayarak davranışları değeriendirmek, fırtınada kaybolup giden cılız bir çığlığa benzemiyor mu? bancı Holding'ı kendi mülkü halı- ne getirebilir... Nedense, sa- dece karılarımızı ve çocuklarımızı dayaktan geçıre- ceğimiz zaman şu eski örf ve âdetleri anımsıyo- ruz. Geçen yaz, tatılimi geçirdiğim şirin kasabanın kıyı- sında yabancı turıstlere dalgıçlık dersi veren emekli bir subayla tanışmıştım. "Kaymakam turistlere ders vermemi yasaklıyor" diye yakınıyordu. "Oysa, dalgıç- lık başlı başına bir turizm dalıdır ve bundan ülke ola- rak büyük bir yarar sağlayabiliriz." "Kaymakam neden bunu yasaklıyor?" "Turıstlerın bazen altsız, üstsüz dolaştıklannı, bunun örf ve âdetlerimize aykırı olduğunu söylüyor." Demek ki sayın kaymakam, turistlerin bikini ile do- laşmasını örf \e âdetlerimize uygun sayıyormuş! İş gerçekten örf ve âdetlerin uygulanması ise kadınla- rın denize girmesinı hepten yasaklamak gerekmez mi? Bildiğim kadarıyla, Osmanlı atalarımızın hatun- ları bikini giyip denızde kulaç atmazlardk Aslında, bırakın altsız üstsüz dolaşmayı, en kapalı mayoyla bile denize girmek Batı ülkelerinde de olduk- ça yeni bir alışkanlıktır. Çok değil, yüz yıl önce, Batı sahnelerinde dans eden kadınlardan birısınin topu- ğu gözüktüğü zaman ortalık birbırıne girıyor, millet, porno gösteri izlemenin zevkiyle o tıyatroya akın edi- yordu. Bu yüzyılın başındaki kadın ve erkek mayola- rının pijamadan bir farkı var mıydı? Demek ki, çıplaklık Batı'nın da örf ve âdetlerine sı- ğan bir iş değılmış. Çocuklara dayak atma konusunda da aynı şey ol- madı mı? Batı ülkelerinde de dayak, eskiden eğitimin ayrılmaz bir parçasıydı. Son zamanlara kadar Ingiliz okullarında dayak atmak resmen uygulanan bir ceza yöntemiydi. Ama, bütün dünya değişiyor. Biz de değişiyoruz. Bu bak,ımdan, diğer ülkelerden pek bir farkımızın oldu- ğunu sanmıyorum. Şaka alışkanlıklarımız, eğitime ve devlete bakışımız, bireyi algılayışımız, gelenek anla- yışımız... Hepsi değişiyor. Bu değişim iyi mi oluyor, kötü mü, o ayrı bir soru. Fakat, bu ortamda, örf ve âdetlerin önemini vurgu- layarak davranışları değeriendirmek, fırtınada kaybo- lup giden cılız bir çığlığa benzemiyor mu? Kurultayda DÎSK konuşuldu ANKARA (Cumhuriyet) - Partinin sorunlannın tartışıldı- ğı SHP Kurultayı'nda, DİSK- in(Devrimci Işçi Sendikaları Konfederasyonu) mal varlığı da gundeme geldi. DİSK'in mal varlığının iade edilmesi yonun- de bir yasa tasansı hazırlandı- ğı da ilk kez kurultayda açıklandı. Yeni Sol'un onde gelen isim- lerinden Istanbul Mılletvekili Ismail Cem, kurultaydaki ko- nuşmasında, DİSK'in mal var- lığının iadesinin sağlanmasını istedi. "Uğur Mumcu'nun bir mesajını getirdiğini" belirten Cem, Abdullah Baştürk'un olumunden kısa bir sure once Mumcu ile konuştuğunu aktar- dı ve şoyle devam etti: "Baştürk, Mumcu'ya, 'Bu DİSK'in mal varlığına sahip çıkmamız lazım. DİSK'in mal varlığı, emeğin goz nurudur' demiş. Bunu Sayın Mumcu'nun mesajı olarak sizlere iletiyorum. Sizlere, bakan arkadaşlanmıza iletiyorum. DİSK'in mal varlı- ğına sahip çıkılması gerekiyorî' Daha sonra konuşan Yenihk- çi kanadın önde gelen isimle- rinden Ercan Karakaş ise, hukumetin bu yonde hazırlık yaptığını açıkladı. Karakaş, Cem'in sözlerine yanıt olarak başvurusu olmadığı için konuş- ma hakkı bulunmayan Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı Mehmet Moğultay'ın mesajını dile getireceğini söyledi. Bakan- hğın DİSK'in mal varlığının ia- desi için bir yasa tasansı hazırladığını bildiren Karakaş, tasarının Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu kaydetti. SHP kurultaymda yumruk ve küfürler konuştuI Baştarafı 1. Sayfada Salonun içi ise 1027 delegenin yanı su-a çok sayıda konukla hıncahınç doldu. Bakanlar, Parti Meclisi üye- leri ve milletvekilleri ile delege- ler, salonun ortasına yerleştiri- len sandalyelerde oturdular. Kürsünün sol tarafındaki tri- bünlere Inönü yanlısı konuklar yerleştirihrken, sağ tarafta da Baykal yanhlan yer aldı. Grup Başkanvekili Aydın Güven Gurkan ile hükümet üye- leri Guler İleri, Fikri Sağlar, lb- rahim Tez, Erman Şahin, Meh- met Kahraman, Abdulkadir Ateş, Tahir Köse ve Mehmet Moğultay, sabah erken saatler- de İnönü'nün evinde buluştular. Grup daha sonra Erdal İnönu ile birlikte Atatürk Spor Salo- nu'na gitti. Inönü, saat 10.30 sıralannda salona girerken "Vur vur inle- sin, Deniz Baykal dinlesin" slo- ganları ve alkışlarla karşılandı. Inönü, kalabahğı güçlukle yara- rak eşi Sevinç tnönü ile birlikte salonda tur attı. Sevinç Inönü, tribünlerdeki konuklann arasına geçip otu- rurken Erdal inönu de "açış konuşması" için kursuye geldi. Baykal yanhlan tarafından ve- rilen olağanustu kurultay çağn- sındaki gündeme uyarak "ku- rultayda konuşmama kararı al- dığını", bu yüzden divan oluş- madan konuşacağını söyledi. Inönü, hukumet programmı anlatıp "iktiuarda olmanın önemine" değindiği konuşma- sun sürdürürken öteki genel başkan adayı Deniz Baykal kur- maylanyla birlikte salona girdi. tnönü, bunun uzerine konuş- masına ara verdi ve Baykal ta- raftarlarının sloganlarım gü- lümseyerek izledi. Erdal Inönü, konuşmasını ta- mamladıktan sonra kürsuden inmeden divanın oluşumu ko- nusunda önergeler olduğunu bildirdi. Inönü, divan başkan- hğına il başkanlannın ortak im- zalanyla Adapazan Belediye Başkam Ünal Ozan'ın önerildi- ğini söyledi. Ünal Ozan'm divan başkanhğının oybirü'ğiyle kabul edilmesinden sonra İnönu, Ozan'a başanlar dileyerek kür- süden indi. Cem'in konuşması Daha sonra kürsüye çıkan Is- mail Cem konuşurken salonda kumanyalar dağıtümaya başlan- dı ve bu nedenle dinleyicilerin konuşmaya ilgisi bir süre dağıl- dı. Yeni Sol grubunun ideolog- lanndan Ismail Cem, konuşma- smda "değişim" isteklerine ge- niş yer verdi. Cem, "Partimiz mevcut düzenin uyumlu, uslu bir partisi haline gelmeye başla- dı. Türkiye'pin hâkim güçleri, bizim duzene asimile olmamızı istiyor. Bizim temel iddiamız, düzeni değiştirmekti. Ama şim- di düzen bizi değiştiriyor" de- di. Kurultayın gergin havası, SHP Grup Başkanvekili Aydın Güven Gürkan ile daha da elek- triklendi ve salon uzun süre yu- halamalar ve ıshklarla inledi. Bu arada itişmeler de oldu. Kürsü- ye tnönü yanhlanmn ayakta al- kışlarıyla gelen Gürkan, seçim yenilgisinden sonra yapılan ola- ğanüstü kurultay çağnsının par- ti yönetimini, "buyuk bir riske soktuğunu" belirterek "Ama yönetim tüzükten kaynaklanan bazı haklanm kullanarak örgüt- leri fesh etme, delegeleri değiş- tirme yoluna..." derken Baykal yanhlan ayağa fırladı. Gürkan, bağu-ıp çağırmalar arasında "Yanlış anlamayın, sözümü bi- tirmeme izin verin" demesine rağmen uzun sure konuşmasına devam edemedi. Baykal taraftarlanmn aleyh- te tezahüratlanna karşıhk Inö- nü taraftarlan, "tnönü-Gürkan omuz omuza" sloganlan atar- ken salon iyice karıştı ve divan başkanı otunıma bir süre ara verdi. Dhrana saldın ve kavga Konuşmalar sürerken Inönü yanhlan konuşmalann tamam- lanması için 21.30 sıraların- da"yeterlilik önergesi" verdiler. Baykal yanhlan bu önergeye ge- nel başkan adaylarının ilk gün konuşmasının sağlanması yö- nünde bir girişim olduğu gerek- çesiyle karşı çıktüar. Tartışma- lar arasında önerge reddedildi. Bu sırada Baykal yanlısı millet- vekili Adnan Keskin divana doğru yürüyerek başkan Ozan ile tartıştı. Keskin'in peşinden kendisini destekleyen bir grup da divanın önünde birikince, Ozan ile tartışmalar sertleşti. Baykal yanhlan Ozan'a bağırdı- lar. Ozan da kurultayın bu şe- kilde süremeyeceğini belirterek 10 dakika ara verdi. Ancak bir süre sonra divanın önü yine doldu ve Ozan ile tar- tışmalar başladı. Bir degele Ozan'a, "Kurultayın içine ettin" diye bağudı. Divan Başkam Ünal Ozan da "Hastir git" kar- şıhğını verdi. Bunun uzerine Ozan'a boş meyve suyu kutula- n ile kurultay kokartlan fırlatıl- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle