15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Z6 Ocak 1992 Cumhuriyel haberler 3 Milli Eğitim Bakanlığı'na alınan iki bilgisayar sistemi birbiriyle uyumsuz Bilgisayar usulsüzlüğüHAKAN AYGÜN (Ankara) — Milli Eğitim Bakanhğı'na iki ayrı iha- leyle alınan bilgisayar sistemlerinin birbirine uyumsuz çıkması üze- rine, üç bürokrat Milli Eğitim Bakanı tarafındangörevinden alındı. Bilgisayar sistemlerinin bakanlığa, Bil- kerat Uuiversitesi'ne ait Biltek ile eski Va- kıfbank Genel Müdürü ve eski Başbakan- lık danışmanlarından Jsmet Alver'in genel müdürlüğünü yaptığı Eltek fırmaları tara- fından satıldığı ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan'ın Eğitim Araçlan ve Donatım Dairesi Başka- nı Irfan Çiftçi, Bilgi Işlem Dairesi Başkanı Ali Çorlu ve Projeler Koordinasyon Kunılu Başkanı Prof. Dr. Haydar Taymaz'ı görev- den almasıyla sonuçlanan olay şöyle ger- çekleşti: — Milli Eğitim Bakanlığı Bilgi Işlem Da- iresi'ne bilgisayar sistemi kuran ilk şirket, açüan Uk ihaleyi kazanan BİLTEK (Bilgi- sayar Teknolojisi Sanayi ve Ticaret Limi- ted Şirketi) oldu. — lddialara göre sistemi kuran BİLTEK, Bilgi Işlem Dairesi'nin personelden teknik ilavelere kadar her türlü gereksinimini kar- şılaznaya başladı. Böylece her yıl MEB büt- çesinden milyarlarca lira pay koparmayı ga- rantiye aldı. — Ancak zamanla ilk sistem yetersiz hale geldi. Sisteme entegre olacak şekilde ikin- ci bir bilgisayar ihalesi açıldı. Bu kez BİL- TEK'in karşisna Vakıfbank'm da ortak ol- duğu bir kuruluş olan ELTEK çıktı. EL- TEK'in Genel Müdürü Ismet Alver idi. — BİLTEK, bakanlıktaki mevcut siste- min kunıcusu olma avantajıyla, ikinci iha- lede yaklaşık 10 milyar lirahk teklif verdi. ELTEK'in teklifı ise 6.8 milyar liraydı. Bürakratlar kapışıyor — Dıalenin Bilgi Işlem Dairesi yerine Eği- tim Araçlan ve Donatım Dairesi adına açıl- ması, Daire Başkanlan Ali Çorlu ile Irfan Çiftçi arasmdaki anlaşmazhgın başlangıcını oluşturdu. İki daire başkanı, farklı şirket- lerin tekliflerine sıcak bakmaya başlayın- ca anlaşmazlık büyüdü. — ELTEK'ten yüksek fiyat veren BİL- TEK, ELTEK'in önerdiği sistemin kendi kurduğu ilk sisteme uyumsuz olduğunu öne surdtt. — Bunun üzerine BlLTEK'in teklifı in- celenmeye alındı. Ancak yurtdışındaki eği- tim müşavirliklerine yaptınlan inceleme so- nucunda, BlLTEK'in istediği fiyatm çok yüksek olduğu saptandı. — 20.12.1989 günü yapüan ihale BİL- TEK fiyatta indirim yapmayı kabul etme- diği ve rekabet unsuru doğmadığı gerekçe- siyle iptal edildi. — Bunun üzerine yeniden ihale açüdı. 20.3.1990 günkü ihaleye üç firma teklif ver- di. Teklifleri incelemek için teknik komis- yon oluşturuldu. Komisyon, ihalenin EL- TEK'e verilmesine karar verdi. Komisyon raponında, ELTEK'in sisteminin ilk sis- temle uyumlu hale getirilebileceği görüşü- ne de yer verildi. Bu aşamada eski Milli Eği- tim Bakanı Avni Akyol da devreye girerek inceleme yaptırttı ve sonuçta ELTEK'in teklifınin uygun olduğuna karar verdL . — İhalenin ELTEK'e verilmesine Bilgi Işlem Daire Başkanı Çorlu, muhalefet şer- hi koydu. Çorlu'nun gerekçesi, satın alınan sistemin BİLTEK tarafından kurulan sis- teme uyumsuz olmasıydı. — İhaleyi kazanan ELTEK, malzemeyı 27.8.1990'da teslim etti. Ancak yeni bilgi- sayarlar, MEB merkez binasına taşınama- dı. Çorlu, binada yer olmadığını bildirmiş- ti. — Bunun üzerine merkez binadaki sis- temin de Eğitim Araçlan ve Donatım Dai- resi'ne taşınmasına karar verildi. Ancak Çorlu buna da karşı çıktı. — Yeni sistem, Eğitim Araçlan ve Do- nanım Dairesi'nin bulunduğu Beşevler'deki bakanhk binasına yerleştirildi. Sıra, iki ayn sistemin entegre edilmesine gelmişti. — Bakanlığın iki binasındaki iki ayn bil- gisayar sistemi arasında bir türlü uyum sağ- lanamadı. — Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, göreve gelince konuyu incdemeye aldı. Ta- raflar da bakana birer rapor sunarak bir- birlerini suçladılar. — Raporlan inceleyen Bakan Toptan'- da taraflann fırmalara 'angaje1 olduklan izlenimi doğdu. Yapılan soruştunnanın ilk sonuçlannı değerlendiren Toptan, her iki tarafın da yaklaşımlannda hatalar buldu. Toptan, soruştunnanın sağhklı şekilde yü- rütülebilmesi için konuyla ilgili üç bürok- ratı görevden aldı. M. Ali Birand: Para ödemedim TV Servisi — 32. Gün programı- nın yapımcısı Mehmet Ali Birand, TRT'ye 850 milyon lira ödediğine ilişkin haberleri yalanladı. Birand, "TRT, daha dava sonuçlanmadan programı yayından kaldırdı. Karacan'a ait bir paradan 350 milyon lira ve ağır gecik- me cezası kesti. Daha söylenecek ne kaldı?" dedi. Gazetelerde dün yer alan "Mehmet Ali Birand TRT'ye borcunu ödedi" yoiunda- ki haberler hem Birand hem de TRT tara- fından tepkiyle karşılandı. TRT'de görev- li üst düzey bir yetkili, haberde Birand ta- rafından kuruma odendiği belirtilen 850 milyon liranın, ceza davası ile ilgili olma- dığını soyledi. Aynı yetküi, TRT'nin Bi- rand'a 350 milyon Ura fazla ödeme yaptı- ğım belirterek Birand'dan kesilen miktann, fazla ödeme yüzünden gerçekleştiğini söy- ledi. Yetkili, fazla ödeme yapıldıgı belirti- len meblağın gecikme zammı ile birlikte 850 milyon lira olduğunu, TRT'nin de bu pa- rayı Birand'ın 32. Gün programından tek tarafb olarak kestiğini vurguladı. TRT yetkilisi, kurumun üç aylık 32. Gün programı için odeyeceği paradan Birand'- ın borcunun çıkanldiğını, geri kalan para- jun ise Karacan'a ödendiğini söyledi. Mehmet Ali Birand, kesilen parayla il- gili olarak yaptığı açıklamada şöyle dedi: "TRT, Karacan'a ait paradan, neredeyse zorla 350 milyon Ura ve ağır gecikme ceza- sı mahsup etti." Gazetelerde dün yer alan haberlerde şöy- le denilmişti: "32. Gün program harcamaları ile ilgili faturalarda tahrifat yaptığı gerekçesiyle, hakkında dava açılan gazeteci-yazar Meh- met Ali Birand'ın, dava konusu alacak tu- tanmn karşılığı olan 850 milyon lirayı, TRT'ye ödediği öğrenildi." MONICA SELES 92YE İYİ BAŞLADI — Teniste Grand Slam'in ilk a\agı olan Avustralva Açık Tenis Turnuvası'- nda tek bayanlar şampiyonluğunu Amerikalı Mary Joe Fernandez'i yenen Yugoslav Monica Seles kazandı. 270 bin dolarlık ödül kazanan Seles, Melbourne Ulusal Tenis Merkezi Konferans Salonu'na girince gözler ustiine çevrildi. Basın toplantısına şık bir kıyafetle gelen Seles'in başındaki 192O'lı yıllann şapkası ilgi çekti. (Fotoğraf: REUTER) GÜNÜNNOTLARI OSMAN ULAGAY Almanya'dan Dersler G enel Başkan Erdal Inönü'nün SHP kurultayını açış konuş- masını televizyondan izliyo- rum. iktidar ortağı olarak el attıkları konular arasında çalışma yaşa- mında yapılması tasarlanan değişiklik- lere, iyileştirmelere değiniyor. Çalışma yaşamıyla ilgili konular Tür- kiye'nin gündeminde önemli bir yer alı- yor. Bu arada çalışma yaşamındaki uyum bakımından örnek ülke olarak gösterılen Almanya'da bu alanda ılgınç gelişmeler yaşanıyor. IG Metall Sertdi- kası'na bağlı 135 bın çelik işçısi bugün grev oylamasına başlıyor. Işçilerin dört- te üçü grevden yana oy kullanırsa on üç yıldan beri ilk kez söz konusu sektörde bir grev yasanmış oiacak. Neler oldu da işler bu noktaya geldi? Cumhurbaşkanı Özal'ın sendikaların davranışı açısından örnek ülke olarak gösterdiği Almanya'da sendikalar buyıl neden enflasyon oranının iki katını aşan ücretartışı taleplerinde bulunuyorlar? Bu sorulann cevaplarında Türkıye1 - deki gelişmelere ışık tutacak ıpuçiarı da bulmak mümkün galiba. Almanya'da 12 yıllık enflasyon yüzde 4.2'ye yükselmış durumda. önümüzde- ki aylarda bu rakamın yüzde 4.7'ye yük- selmesi bekleniyor. Bu oranlar Alman- ya için kabul edılemez oranlar ve enf- lasyonun yükseleceği beklentısi sendı- kaları daha yüksek ücret artışı taleplerı- ne itmış görünüyor. IG Metall'ın ilk talebi yüzde 10.5 artıştı. Geçen hafta içinde bir süre ışi bırakarak bir uyarı de- nemesi yapan banka çahşanları da yüz- de 10.5 artış isterken gazeteciler yüzde 11 'lik bir artış talep ediyor. Kamu kesimi çalışanlarının ve mühendislerintaleple- ri ise yüzde 9.5. Yani tüm çalışanlann ücret artışı talepleri cari enflasyon ora- nının iki katını aşıyor ve bu olay sendi- kaların anlayışlı sayıldığı, şirketlerin denetim kurullarında işçi temsilcilerinin de yer aldığı, ışçi-işveren ilişkilerinde uyumun ön plana çıktığı Almanya'da oluyor. Enflasyon daha yüzde 5'e bile varmadan alarm zilleri çalmaya başlt- yor, sendikalar da buna göre tavır belir- liyor. Şimdi bir de bizdeki koşullara baka- lım. Enflasyon yıllardan beri yüzde 50'- nin altına çekilememiş, geçen ytl yüzde 70lere dayanmış. Bundan sonra ne ola- cağı belli değil. Son yıllarda enflasyo- nun inişe geçeceği yolundaki vaatler hep lafta kalmış, yüksek enflasyonun fa- turası da 1980lerde uzunca bir süre ücretli-maaşlı kesime ödetilmiş. Eh, böyle bir ülkede, iktidarlan yüzde 50'- lerin üstünde yüksek enflasyonu sür- dürmenin vebalini taşıdığı bir ülkede sendikalar çıkıp da yüzde 100ün üze- rınde ücret artışı talep ediyorsa hemen ortaya çıkıp "Bu ilkel sendikacılıktır, yı- kıcı sendikacılıktır" diye fetva vermeye- lim. Almanya'da durgunluk tehdidi Almanya'da sendikalar yüksek ücret artışı taleplerini gündeme getirirken bi- raz da Alrnan ekonomisinin geçen yıl gösterdiği olumlu pertormansı hesaba kattılar, amayılınsonçeyreğindeışlerin tersine döndüğü görüldü. Şimdı Alman ekonomisi de durgunluk tehdidi altında. Sendikaların yüksek ücret taleplerinin enflasyonıst etkısınden irkilen Alman Merkez Bankası Bundesbank'ın enflas- yonu boğmak için faiz oranlarını anor- mal ölçüde yükseltmiş olmasının da bu durgunluk belırtısınde payı var. Dolayı- sıyla sendikalar, şımdı yüksek ücret ta- leplerıyle durgunluk tehlikesı arasına sıkışmış görünüyorlar ve bazıları ilk ta- leplerinden gerileme eğıhmıne girmiş bulunuyorlar. Nitekım pazarlığı yüzde 10.5'ten başlatan IG Metall'in çelik işçi- lerinin yüzde 6.15'lık bir artışı kabul etme noktasına kadar gerılediği görülû- yor. Çelik sanayiı işverenlen ise erişe- bilecekleri son sınırın yüzde 5.7 olduğu- nu belirtiyorlar. Yüzde 6'nırt atttna inmeyi hıçbir şekilde kabul etmeyen sendika ise bugün grev oylamasını baş- latıyor. Bu arada stokları yüksek olan işverenlerın ekonomıdeki durgunluğu da hesaba katarak bir grevi göze alabt- leceklerı belirtılıyor. Senkronize durgunluk ve oto pazan ABD ekonomisi henuz durguniuktan çıkmamışken Almanya'da bir durgun- luk tehlikesinın gündeme gelmesı ve Japon ekonomisinin de ciddi yavaşla- ma belirtileri göstermesi dünya çapıo da bir senkronize durgunluk tehlikesini arttırdı. Dünyanın eıj büyük üç ekonomi- sinin birlikte yavaşlama eğılimınin sür- mesi halinde bu sürecin kendini besle- yen bir nitelik kazanmasından ve dünya çapında durgunluk tehdidini arttırma- sından kaygı duyuluyor. Kaygıyı en fazla hısseden sektörlerın başında da otomotıv sektörü gelıyor. Yeni açıklanan rakamlar 1991 yılında Avrupa otomobil pazarında büyük bir çöküşü, birleşme sonrası Almanya'da yaşanan talep patlamasının önlediğini gösteriyor. 1991 yılında otomobil satış- lan ingiltere'de yüzde 21, Fransa'da yüzde 12, Ispanya'da yüzde 10 geriler- ken italya'da aynı kalmış, Almanya'da ise yüzde 28lik anormal bir patlama ya- sanmış ve bu anormal patlama saye- sinde Avrupa pazarındaki toplam sattş- lar 1990 rakamını yuzde 0.4 aşabilmiş. Bu gelişme sonucunda Almanya'nın yüzde 24 olan Avrupa pazarındaki payı geçen yıl yüzde 31 'e yaklaşmış. Başlıca otomobil üreticisi firmalann Avrupa pazarındaki 1991 satışları ve pa- zar payları ise şöyle: Volkswagen 2.230 000 1731000 1635.000 1.619.000 Fıatgrubu G Motors/Opel Peugeot/Cıtıoen Ford Avrupa grubu 1.615000 Renault 1357.000 Mercedes-Benz 455 000 Nıssan 436 000 BMW 413000 Toyota 360000 adet %16.5 %12.0 %io!o % 3.4 % 3.2 % 3.1 % 2.7 Firmalar arasında Fiat ve Peugeot'nun 1991 de önemli satış gerilemesi kaydet- tiği, buna karşılık Volkswagen, BMW ve bazı Japon fırmalarının önemli satş ar- tışları sağladığı görülüyor. 1992 yılında Alman ekonmisi de ciddi bir yavaşlama gösterirse Avrupa oto- mobil sanayiinın kötü bir yıl geçirmesi kaçınılmaz olacak gıbi görünüyor. 14 davada 25 milyar tazminat İmar Bankası dava iistüne dava açıyor ŞENOL KONUKÇU — İmar Bankası'nın sahibi ve Magic Box'ın ortağı Uzanlar, önceki gün Sabah ve Yeni Günaydın gazeteleri ile haftahk Para dergisi aleyhine 9 milyarlık manevi tazminat davası açtı. Bu miktarla Uzanlar'ın son bir ay içinde yayın organları aleyhine açtıkları 14 davada is- tenilen tazminat tutan 25 milyar liraya ulaştı. Uzanlann basın organlanyla kavgası şöyle gelişti: Günaydan gazetesi ile kredi borçlan nedeniyle takışan Uzan- lar, hükümet değişikliğinden sonra gündeme gelen Magic Box-Ahmet özal kavgasımn ar- dından tmar Bankası ve Ada- bank'a yönelik yayınlar üzerine Hürriyet ve Sabah gazetelerini hedef aldı. önce Sabah ve Yeni Günay- dın gazetelerinde çıkan haberler nedeniyle iki gazete aleyhine l'er milyarhk dava açan İmar Ban- kası, "Hazine İmar Bankası he- saplanna el koydu" haberleri nedeniyle aynı gazetelerin so- rumlulan hakkında beşer mil- yarhk manevi tazminat davası daha açtı. Üç kişiye dava 17 ocak 1992 tarihli Hürriyet gazetesinde Emin Çölaşan'ın yazdığı "İmar Bankası vurgunu mu" başhkh yazı da dava konu- su oldu. Kemal Uzan ve Ada- bank adına Asliye Ticaret Mah- kemesi'ne başvuran Hukuk Mü- şaviri Sümer Altay, söz konusu yayında müvekkilerinin "kişilik haklanna yönelik hukuka aykı- n nitelikte ağır saldın" olduğu gerekçesiyle Erol Simavi, Emin Çölaşan ve Sorumlu Müdür Do- ğan Satmış hakkında dört mil- yar liralık manevi tazminat da- vası açtı. önceki gün ise Kemal Uzan, Con Uzan ve Uzanlar'a ait Ya- pı Ticaret AŞ adına Sabah ve Yeni Günaydın gazeteleri ile Pa- ra dergisi aleyhine dokuz ayn dava daha açıldı. Para dergisinin son sayısında yer alan ve iki gazetenin de bu dergiye dayanarak yayımladığı "Uzanlar'ın uzandıkları" ve "Devlet bankalarının Uzan batığı" başhkh haberler nede- niyle maddi, manevi zarara uğ- radıklannı savunan Uzanlar, her bir dava için bir milyar lira ol- mak Uzere toplam dokuz milyar lira tazminat istiyor. Otay nasıl gelişti? Uzanlarla ilgili haberler Ah- met özal'ın avukatı Münci tn- ci'nin Magic Box hesaplanndan Cem Uzan ve İmar Bankası yet- kililerinin çektikleri paralarla il- gili olarak Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na başvurmasından sonra gazetelerde yer almaya ladı. Başvuru üzerine Şişli Cum- huriyet Savcılığı İmar Bankası'- nın kayıtlanna el koydu. Bunun üzerine banka müşterileri 5 ocak tarihinden itibaren tmar Bankası'nın 40'a yakın şubesi önünde hesaplannı kapatmak ve paralannı çekmek için uzun kuyruklar oluşturmaya başladı- lar. İmar Bankası yetkilileri ise ödemelerde herhangi bir sorun olmadığını belirterek halkın ge- reksiz yere panik yaptığım açık- lamışlardı. Yedi yıl önce Uzanlar yedi yıl önce de lmar Bankası aleyhine çıkan haber ve yorumlar nedeniyle bazı gazete- ciler ve işadamı Sakıp Sabancı aleyhine davalar açmıştı. T. ÎMARBANKASI TÜRK ANONİM ŞÎRKETİNDEN AÇIKLAMA Doğan Sigorta A.Ş.'nin Emekli Sandığı Problemi Nedir? Doğan Sigorta A.Ş. Memur ve Müstahdemleri Yardım ve Emekli Sandığı 1954 yılında tesis edilmiş bir kurûluştur. Bu sandıktan emekli maaşı alan 103 Doğan Sigorta A.Ş. mensubu ve 36 İMAR BANKASI emeklisi mevcuttur. 1- Doğan Sigorta A.Ş. 10 yıldır kendi bünyesinde eleman çalıştırmadığından Doğan Sigorta A.Ş. tarafından Sandığa her- hangi bir prim ücreti ödenmemektedir. 2-10 yıldan beri Doğan Sigortadan emekli olmuş 103 kişiye İMAR BANKASI ve çalışanlarınca MİLYARLARCA TÜRK LİRASI emekli maaşı ödenmiştir. - İMAR BANKASI çahşanları ve Banka istikbalde kendi mensuplarının emeklilik güvencesi olan bu paraları sandığa 10 yıldır hiç bir prim ödemeyen 103 Doğan Sigorta emeklisiine hibe etmiş, hediye etmiş durumda kalmıştır. 3- Sandığa hiç bir prim ödemeyen ve 103 emekli personelinin durumlarını hiç düşünmeyen Doğan Sigorta A.Ş.'nin; -Maddi ve manevi sorumluluğunu İMAR BANKASI ve personelinin taşıması ve ömür boyu bu 103 kişiye emekli maaşı öde- mesi ve ileride Banka kendi personeli emekli olduğunda onların güvencesiz kalmalarına sebebiyet verilmesine göz yumması mümkün değildir. 4- Bu gün ve yıUardan beri Emekli Sandığı'mn tüm gelirlerini İMAR BANKASI personelinden kesilip ve Bankaca ödenen primler oluşturmaktadır. Bu primler de tamamen emekli maaşı ödemelerine tahsis edilmekte, dolayısıyla genç bir Bankacı kadrosunu oluşturan İMAR BANKASI personelinin yarınlarını teminata alacak yatırımlara ve birikime dönüşmemektedir. Bu durumda Emekli Sandığı'na ödenen paraların günü kurtarmak için sarf edilmesi, genç İMAR BANKASI mensuplarının emekliliklerinde yükümlülüklerini yerine getiremeyecek bir sandıkla başb3şa kalması tehlikesini ortaya çıkarmaktadır. Ban- kamız ülkemizde en büyük sosyal güvencenin Sosyal Sigortalar Kurumg olduğu bilincine sahiptir. Bunun için yasal forma- litelerin tamamlanması yoluyla Sandığın Sosyal Sigortalara devrinin en tutarlı çözüm olduğu inancındadır ve bu yolda ü- zerine düşeni yapmaya kararlıdır. 5- Diğer taraftan, Emekli Sandığı'mn 29.11.1991 tarihli Genel Kurul Toplantısında yapılan usulsüzlükler ve seçime fesat ka- rıştırılması üzerine Bankamız ve bir kısmı Sandık üyesi Genel Kurul Kararının iptali konusunda dava açmış, bu Genel Kurul Karart ile Yönetim Kuruluna seçilen bir kısım üyeler de istifa etmişlerdir. Emekli Sandığı'nın yönetiminde doğan bu boşluk ve kargaşa, kesilen primlerin yetkisiz ellere geçmesini ve bunların çarçur edilmesi tehlikesini de yaratmaktadır. Usulüne uygun bir Yönetim Kurulu oluşturulduğu vakit Bankamızın yıllarca yapageldiği gibi, primleri ödeyeceği tabiidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle