Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
haberler 2 Cumhuriyet 26Ocakl992
Cumhuriyet'te
yeni görüntü
Bugün okuyuculanmızın karşısına
yeni bir sunuş, yeni bir mizanpajla
çıkıyoruz. Cumhuriyet, klasik
siyah-beyaz tarzını sürdürüyor, ancak
vitrindebazı değişikliklervar.
Haberlerin sunuşu şimdi daha sade,
gazetenin tüm görüntüsü daha zevkli
olacak.
1. SİyfS Günün en önemli haberleri
birinci sayfamızda yeralacak. Tek
fotoğraf ve sansasyondan kaçınan
sade sunuşla, ilk bakışta kavranabilen
çağdaş bir görsellik 1. sayfanın
kimliğini oluşturacak. Son sütunda
yeralan köşede iç sayfalara bir pencere
açıyoruz. Diğer sayfalan açmadan
önce burada yapacağınız kısa bir
gezinti, gazetedeki günün önemli
haberleri hakkında bir fikir
verebilecek. Bu bölümün en altında
yeralacak "Kulis" köşesi sivri, ama
sevimli diliyle politika, ekonomi,
kültür, spor dün yasında fısıltı halinde
söylenenleri gazete sayfasına
taşıyacak. Hasan Cemal her zamanki
yerinde günlük yazılannı sürdürecek.
Tan Oral gülümseyen çizgileriyle size
'günaydın' diyecek.
2. Siyfd Bu sayfamızı habere
açıyoruz. Genç, dinamik, insancıl
haberler. Bir haberin öyküsü ya da
yurtiçi veya yurtdışından sıcak ve
değişik bir konu. Haftada iki gün,
Okay Gönensin bu sayfadaki
yazılannı sürdürecek.
3. SSyfl Güncel haberlerimizin
vazgeçilmez sayfası. Günün önemli
haberleri, birinci sayfada yer
bulamadıkları zaman bu sayfada
yeralacaklar. Osman Ulagay haftada 5
gün yazılanna devam edecek.
4-5. $3yfJİ3r Politika bu sayfalann
temeldireğı. Yalnızcademeçveya
görüşler değil politika dünyasının
renkli perde arkası ve kulisleri de bu
sayfaya yansıyacak. Parlamento
haberleri sayfanın renkli köşelerinden
olacak. Türker Alkan haftada 4,
Ahmet Tan haber trafığinin
yoğunluğuna göre haftada 5-7 gün
Ankara'nın politik esintilerini
aktaracak.
6. SSyf1 Para raporu. Endeksler,
kulisler, haberler, grafikler. Piyasanın
sondurumu. Finans dünyasının
nabzını Abdurrahman Yıldırım'ın
yönetimindeki bu sayfada
izleyebilirsiniz. Bu sayfa yerinipazarlan,
pazarkonuklannaterk edecek.
7. SSyfl Ekonomi. Güncel haberler
ve ekonomi alanında değişik
kesimlerde yaşanan gelişmeler yine bu
sayfada. MeralTamer "Tüketici
Gözüyle"ve "EkonomiKulisi"
köşclerini sürdürüyor.
8-9. Sayfllar Kent-yaşam.
İstanbul'da yaşayanlar için bir kent
rehberı. Haberlerin dışında o gün
kentte düzenlenen çeşitli etkinlikler ile
zorunlu telefonlar, nöbetçi eczaneler,
şikâyet mektuplan bu sayfanın
demirbaşlan arasında. "Seyyahın
Notlan" ve diğer yeni köşeler ile Atillâ
Dorsay'ın "Metropol" yazılan sizebu
büyük kentin soluğunu duyuracak.
10-11. «jyfalai
1
Dünyadan haberler.
Yalnız politika değil, çeşitli alanlarda
dünyanın dört bir köşesinde meydana
gelen tüm olaylan bu sayfalarımızda
izleyeceksiniz.
12. S3yf3 Ekran. Televizyon
sayfasının üst bölümünde
okuyuculanmız için seçtiğimiz TV
programları yeralacak. İçerikler daha
aynntılı vedolgun verilecek.
13. SayfS Sanat, kültür. Atillâ
Dorsay'ın sinema yazıları, sanat
çizelgesi vb. ile bu sayfa ana düzenini
sürdürüyor. haber çeşidi artıyor.
14. Sayfa Görüşler sayfası. tki üst
köşede haftada 1 -3 arasında yazı yazan
tüm yazarlar. Ortada iki değişik
yazardan her gün iki yazı. Semih
Balcıoğlu, Ferruh Doğan ve Selçuk
Demirel karikatürleriyle bu sayfanın
zenginliğine bir tebessüm katacaklar.
Kısaca "Okurlardan" köşesi değişik
tartışmalara ayna tutabilecek. "60-30
Yıl Önce Cumhuriyet" ve Mümtaz
Arıkan'ın "Tarihte Bugün" köşeleri
yeni biçimleriyle yine sizlerle olacak.
Bu sayfada dönüşümlü olarak
yeralacak gazetemizin eski ve yeni
yazarları zengin bir kadro oluşturuyor:
Mehmed Kemal, Müşerref
Hekimoğlu, Şahin Alpay, Haluk
Şahin. Murat Belge. Adalet Ağaoğlu,
Nazlı Eray. Ahmet Taner Kışlalı,
Hüseyin Baş, Bülent Tanör ve Yağmur
Atsız. Yine aynı sayfada cumartesi
günleri Cahit Tanyol ile Necati Cumalı
15 günde b,ir yazılannı sürdürecekler.
15. Sayfa Bantlar yerli yerinde. Behiç
Ak, Piyale Madra, Necdet Şen, Kâmil
Masaracı ve Nuray Çiftçi. Aynca
Garfıeld ve Blackie V/hite'ın
serüvenleri devam edecek. Yanda
Gani Müjde. Ahmet Taner Kışlalı,
Celal Üster-Onat Kutlar, Hüseyin
Baş'ın köşeleri ve Insanlar devam
edecek. Yeni projeler şubat ayı içinde
devreyegirecek.
1B-17. Sayfalar Spor şimdi daha
zengin. Yalnızca futbol değil, bütün
amatör dallarda haber ve ycrumlarıy la
spor dünyası Cumhuriyet'te en geniş
biçimde yeralacak. Abdülkadir
Yücelman'ın ••Haftalık"ı sürecek.
18. Sayfa Hava durumunu artık daha
aynntılı ve zengin bir harita ve yorumu
ile izleyeceksiniz. Sedat Yaşayan'ın
günlük bulmacası, Fikret
Dağhoğlu'nun iddialı at yanşı
tahminleri de bu sayfada.
19. Sayfa Haberlerin devamı ve kısa
haberler bu sayfada da bulunacak.
20. Sayfa Arka sayfa her zamanki
yumuşak, farklı çizgisini sürdürecek.
B
ir kedinin sırtını okşamaya başlamışsanız, artık dura-
mazsınız... Bu sözü Polonyalı yazar Gombrovvitz sık sık
değişik durumlar için kullanıyor. Bu söz hem SHP'nin-
durumunu hem de Erdal İnönü ve Deniz Baykal'ın dururn-
larını anlamakta kullanılabilir. SHP, Erdal İnönü'nün vurguladığı
gibi "ilk kez iktidar olmuştur". Ya da iktidara kıyısından sıkışmış-
tır. Gelecek seçimlere kadar da bu iktidar olanağını kullanarak hal-
ka yeniden güven vermeye çalışmak dışında alternatifi kalmamıştır.
Bugün üç basit olasılıktan biri gerçekleşecek. Erdal inönü ka-
zanır ve yönetimde de kendisini rahatlatacak bir çoğunluk alırsa
Deniz Baykal'ın ebedi adaylığı artık sona ermek ve "Baykalcılık"
diye bir gruplaşma yok olmak zorundadır. SHP'ye dınamizm ka-
zandıracak ortam ancak, bunun ardından ortaya çıkabilir. Parti-
nin dinamizm kaybından ve üst üste alınan seçim başarısızlıkla-
rından sonra Erdal İnönü de en azından yönetimde bazı yenilen-
meleri gerçekleştirmek zorunda kalabilir. Yine de bu olasılıkta en
çok rahatlayan Başbakan Demirel olacaktır.
Ikinci olasılık Erdal İnönü'nün az farkla genel başkan olması,
ama parti yönetiminin, yönetimı güçleştiren bir karmadan oluş-
ması. Bu durumda ne SHP'nin içi durulabilecek ne de halka yeni
mesajlar iletme ortamı oluşabilecektir.
Üçüncü olasılık ise Deniz Baykal'ın parti yönetimine gelmesi.
UZAKYAKIN
OKAY GONENSIN
Kedinin Sırtı
SHP'nin içindeki gayrimemnun kitlenin büyümesi Baykal'ı parti
içi iktidara en yakın noktaya getirmiş gibi duruyor. Daha önce Er-
dal İnönü'ye destek veren Yenilikçi gruptaki bölünme de Baykal
1
ın şansını kurultay arifesinde arttırmış görünüyor.
Baykal kazanırsa ilk görünür sonuç Erdal İnönü'nün hükümet-
teki görevinı de bırakmak zorunda olması. Eğer İnönü kurultay
sonucuna göre başbakan yardımcılığını da bırakırsa diğer SHP'Iİ
bakanların da onu ızlemesi kaçınılmaz olacak. Hükümetin kurul-
ma aşamasında Erdal inönü'ye parti içinden yöneltilen eleştiri,
koalisyonda görev alacak SHP'li bakanlan fazla yakın çevreden
seçmış olmasıydı.
SHP'li bakanların hükümetten avrılmaları, verlerine veni yöne-
tımce belirlenecek olanların atanması Demirel'i bir ölçüde sıkın-
tıya sokabilir. Ama Demirel bütün gücüyle uyguladığı yumuşat-
ma yöntemleriyle bunun çok doğal bir değişim olduğunu söyle-
yecek ve herhangı bir sorun görüntüsü vermemeye özen göste-
recek. Peki Baykal yönetimı yeni bakanları nasıl seçecek? En do-
ğal sonuç yıllardır parti yönetimini almak için uğraşan bu grubun
bir anda hem partide hem ülkede iktidar olanağını eline geçirin-
ce fazla incelikli ya da özverili davranmamasıdır.
Kurultayda inönü'yü yenebilirse Baykal'ın sürat yapmasını ka-
muoyu doğal karşılayacaktır. Ancak Baykal'ın sorunu daha uzun
vadede kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktır. Baykal, İsmail Cem
1
in de desteğiyle SHP'nin bugünkü yönetimini ve yapısını kıyası-
ya eleştırmiş, lime lime etmiştir. Parti kadroları, sempatizanları ve
SHP'ye oy vermiş ya da verebilecek herkesin beklentileri olağa-
nüstü çoğalmıştır. 1960'lardan bu yana sosyal demokrasinin te-
kelinde olan hedefler, sloganlar artık herkesin ağzına dağtlmıştır.
Baykal yönetimindeki SHP'de hızlı canlanma beklentisinı bugün-
kü muhalefet yaratmıştır. Eğer yönetimi alınca hızlı bir canlanma
gerçekleştiremez, Ankara'nın dar kulislerinde ve hükümet ortağı
olanakları içine sıkışarak politika yaparsa SHP'nin küçülme sü-
recini hızlandırır.
Kedinin sırtını okşamayı ne İnönü bırakabilir ne de seçilirse Bay-
kal.
Otel eşyası koleksiyoncuları işbaşında
METtN HAKYERt - Günün ilk ışıkla-
nyla uyandı. Banyoya girdi. Lavabonun
üzerindeki Dedeman Antalya sabununu
köpürterek elini yüzünü yıkadı. Musluğu
kapar kapamaz askıdan çekip aldığı açık
kahverengi zemin üzerine beyaz kabartma-
larla Ramada Hotel yazılı havlusunda ku-
rulandı. Buzdolabından çıkarttığı portakal
suyunu kuş figürlü The Marmara barda-
ğına doldurdu. Paketinden çıkarttığı siga-
rasını Hotel Sheraton marka kibritiyle yak-
tı.
Bir zamanlar Divan Oteli'nden itinayla
aldığı tahta askıdan ütülü gömleğini çıkar-
dı. Bir eliyle düğmelerini iliklerken bir eüy-
le de sigarasını Hilton Istanbul külluğüne
bıraktı.
Aslında, Enver Bey, işi gereği otel otel
dolaşan bir müşteriydi. Sabah sabah
hizmetine amade yukandaki malzeme-
ler ise bir toplama koleksiyonun nadide
parçalan... Enver Bey bir otel hırsızı de-
ğil. Sadece, müşterisi olduğu otellerden
beğendiklerini koleksiyonuna dahil
eden bir "otel istimlakçisi". Üstelik, bu
işin profesyoneli bile sayılmaz. Ne bor-
nozcular, ne masa örtücüleri, ne gümüş
çatal bıçakçılar, hatta ne tablocular
var!..
Divan Oteli Halkla İHşkiler Müdıresi
Deniz İdemen. 1991 yılı itibanyla otelle-
rinde çalınan eşyalann envanterinı açık-
larken o profesyonalizmin boyutlarını
da gözler önüne sermiş oluyor. Saptana-
bilenler içinde 20 tane bornoz, 500 tane
tahta askı, bin 500 tane küllük. 3 bine
yakın da el havlusu müşterilerce alınıp
götürülmüş.
Sadece Divan Oteli'nde değil, hemen
hemen hepsinde en sık rastlanan, daha
doğrusu en çok rağbet gören, havlu...
Hatta, Hilton gibi bazı oteller, belki de
başa çıkamayacaklannı anladıkların-
dan. havlu ve bornozları müşterilere
peşinen hediye etmeye başlamışlar.
Ramada Hotel gibi kimileri de özel
güvenlik servislerinin bugüne kadargös-
terdikleri başanlarına güveniyorlar.
Ramada Hotel Güvenlik Birimi Şefı
Metin Güryol, duş başlığı, şampuan gibi
şeylerin sıkça alınmasına karşın başka
kayda değer bir hırsızlık olayı yaşama-
dıklarını, bu yüzden de bir çalıntı mal
envanteri tutmaya gerek duymadıkları-
nı sövlüyor. Yine de "Tespit etüğimiz
bazı durumlarda bu tüı küçük kaprisle-
re göz yumuyoruz" diyor.
Sheraton Oteli Halkla İlişkiler Bö-
lümü'nden Miraç Kaynak da Ramada
gibi meseleyi sineye çekmiş görünüyor.
Çünkü onlar da kayıt tutmuyor.
The Marmara Oteli Basın ve Halkla
İlişkiler Bölümü'nden Selda Eremsoy
ise otel "hırsızlan"nı yerli ve yabancı
olarak ikiye ayırıyor. Çünkü yerlilerle
yabancılann eşya tercihleri farklılıklar
taşıyor. Selda Eremsoy'a göre yabancı
müşteriler ha\lu, çamaşır torbası, kül-
lük ve kuşlu bardak üzerine çalışırken,
yerli müşterilerın tercıhi. yukandaki lis-
teye ek olarak büyük havlu, komple
banyo malzemesi, dikiş poşeti, telefon
rehberi ve kırtasiye ürünîerı olarak gö-
rülüyor.
Otel yöneticıleri, müşterilerince yerle-
ri bilinçli olarak değiştirilen bu tür eşya
kayıplannı genellikle hırsızlık olarak
nitelemiyor. Deniz İdemen. "Kötü ni-
yetleri yok. Parasını ödediklerini düşü-
nüyorlar. Beğenip ahyorlar" derken,
Hiİton Oteli House Keeping Direktörü
Belis Erdal. neredeyse o tür müşterileri
için methiye düzüyor:
"Biz müşterilerimızin mesela kül tab-
lalarını çalmalanndan gurur duyanz.
Çünkü onu evde ya da işyennde masala-
nnın üzerine koyuyorlar. Üzerlerinde
"İstanbul Hilton" yazıyor. Böylece bi-
zim reklamımızı yapmış oluyorlar!' Be-
lıs Erdal, yine de kimi vahim durumlar
için. \ani pahada ağır eşyalar için alınan
önlemlerini açıklıyor: "Farkına vanrsak
hesabına işliyoruz. O zaman da bir şey
söyleyemıyorlar." Divan Oteli'nden De-
niz İdemen. suçüstü durumlannda tavır-
larının müşteriden müşteriye değiştiğini
söylüyor. En rahatı ise Dedeman Ote-
li'nden Nilgün Ertürk'ün dediği:
"Hiçbir önlem almıyoruz!'
Ortaköy'ün
Paganiıü'si
SAYRA ÖZ - Sesiyle eşlik ediyordu ke-
manına: "Bu yıl yine ada sensiz içime hiç
sinmedi" Gözlerinden iki damla yaş süzül-
dü, kim bilir neler vardı anılannda? Onu
dinleyenler de kendi anılanna ukılıp
kalmıştı.
Ortaköy'de her hafta pazar günleri
açılan sanatçı pazanndayız. Hava pınl
pınl güneşli, ama soğuk. Birden bire bir
keman sesi duyuyomz, içimiz ısmıyor.
Dinlemek üzere yanına yaklaşıyonız,
gönüllerirnizden ne k'oparsa usulcacık
önündeki şapkanın içine bırakıyoruz.
Kırk yıl önce umutlarla başladığı kon-
servatuvan, dört yıl klasik Batı muziği
bölümüne devam ettikten sonra "bazı
nedenlerle" terk etmişti. Oysa iki yıl da-
ha devam edebilseydi konservatuvan
bitirmiş olacaktı. "Benim için konserva-
tuvan terk etmek çok acı oldu" diyor.
Konservatuvardaki hocası Ekrem Zeki
Ün'dü. O dönemlerde konservatuvar
öğrencileri sık sık konşerler verirlerdi.
Bir defasında Verda Ün piyanosuyla
Mendelssohn'dan bir parça çalarken
ona kemanıyla eşlik etmişti.
Hiç bilir mıydi tstanbul'un böylesine
değişeceğini? İstanbul çocuğuydu. Doğ-
ma büyüme Beşiktaşh. Eskiden oturdu-
ğu Çelikpalas Apartmanı, şimdilerde iş
hanı olmuş, kendisi de kansının ölü-
münden sonra Tarlabaşı'na, Ömer Hay-
yam'a taşınmıştı, kızının yanına. Bir
tane de torunu vardı, muthıydu. İhtiras-
lan olmayan duygulu bir insandı temel-
de.
Konservatuvardan aynldıktan sonra
Izmir'de Bergama Restoran'da çigan
müziğı çaldı bir süre, sonralan çeşitli ga-
zinolarda çalıştı.
"Bundan bir buçuk yıl önceelimdeke-
manımla Ortaköy sanatçı pazanna gel-
miştim, gençten biri yanıma yaklaşıp,
'Neden çalmıyorsun' dedi, 'Şapkanı da
önüne koy dinleyenler içine para atarlar,
böylece biraz para kazanırsın. İtalya'da
da böyle sokak müzisyenleri varmış."
Ben de ilk o gün çalmaya başladım. Za-
bıta geldi, beni itip kakarak buradan
uzaklaştırmak istedi. Bu pazardaki in-
sanlar bana sahip çıkıp zabıtaya engel
oldular."
"Halkın arasında çalmayı çok seviyo-
rum, onlardan sevgi görüyorum. Bu
beni çok mutlu ediyor" derken çocuksu
ürkek bakışlanndan insan kalabalığınm
içinde olmanın, onlar tarafından sevildi-
ğini bilmenin mutluluğu okunuyordu.
Asıl adı Bülent Öztürk olan bizim Pa-
ganini'yi kemanıyla ve dinleyicileriyle
baş başa bırakıp yanından aynlırken ha-
va hâlâ pınl pınldı. Ortaköy pazarında
insan sesi, keman sesi, martı sesi ahenkli
birşekildebirbirinekanşmıştı. İnsan, bu
canlılık içinde yaşadığını hissediyordu. Bülent Öztürk, sesi ve kemanıyla Ortaköy'deki sanat pazanna müziği getiriyor. (Fotoğraf: ALİ ÖZ)
Bilkent'te eğitim de farklı, sorunlar da
HAKAN AYGÜN (Ankara) - "Çözüm-
cüler" seçim sabahı etrafı süslemek için
geldiklerinde şaşırdılar; "Birlikçüer" afiş
asılacak yer bırakmamışlardı. Kafalara bir
soru takıldı:
"Birlikçüer bu kadar parayı nereden bu-
luyor?"
Ardından da bir söylenü:
'Birlikçileri Adnan Hoca destekliyor.'
Seçimin havası birden değişti. Oyların
büyük çoğunluğu Çözümcüler'e atıldı."
Bir öğrencinin anlattığı bu öykü. Bil-
kent'te geçen yıl yapılan Öğrenci Konseyi
seçimlerineilişkin.
Bilkent'i diğer üniversitelerden farklı kı-
lan özellikler saymakla bitmiyor: "Bütün
zengin çocuklan Bilkent'te okuyor".
"Kanuninde prezer\aüf satıh\or", "Ara-
ba parkı dolup taşıyor", "Kız-erkek ilişki-
leri çok rahat". "Parayı bastırdıkları için
en ıyi öğretim elemanlan Bilkent'te..."
Bütün bunlar bir \ana. Bilkent'in diğer
üniversitelerden iki önemli farkı. Öğrenci
Konseyi ve Psıkolojik Danışma Merkezi.
Öğrenci Konseyi seçimleri tam bir
"Amerikanvari" kampanya şeklınde geçi-
yor. Geçen >ılki seçimde ipi göğüsleyen
Amerikan Dili ve Edebiyatı 4'üncü sınıf
öğrencisi Aziz Devrimci'nin odası rektö-
rün makam odasından farksız. Devrimci.
Üniversite Senatosu'nda da sandalye sahi-
bi.
Konsey binasında 35 öğrenci gönüllü
olarak çalışıyor. Bütün öğrencilerin ve
üniversite personelınin Aziz Devrimci'ye
saygıları sonsuz. Bir dediği iki edilmiyor.
Öğrenci Konseyı'nın başarılarından bırı
de diğer üniversitelerde olmayan bir uygu-
lamavı vönetime benimsetmesi: Mali sı-
kıntısı olan öğrenci. marangozhane ya da
fakültelerın sekretarvalarında saat başı 1*
bin 500 liraya çalışıyor. 7 bin 200 Bilkent
öğrencisinden 300'ü bu yolu seçmış du-
rumda.
"Arabası çizilenler", "daha fazla rock
isteyenler" bir \,ana. Bilkentlilerden "psı-
kolojik sorunu" olanlardaçıkmıvor değil.
Bilkent'in bir farkı da Psikolojık Danışma
Merkezi.
Bir hafta sonrasına zor randevu alınabı-
len merkezdeki psikologlardan Doç. Dr.
Nesrın Hislı, kendilerine gelen öğrencile-
rin en büyük sorununu "fen lısesi sendro-
mu" olarak adlandırıyor. Yani, Bilkent
öncesi okuduğu okullarda birinciliklere
alışanların. diğer birıncilerle >arışta gen
kalmalannın varattığı sorunlar.
Doç. Hisli,'cınsel kimlik sorununa ise
çok az rastladıklarını ifade ederken mer-
kezlerini "Dansı diğer üniversitekrinbaşı-
na" diye övüyor.
Bilkent'in bütün bu farklılıklannı ise en
eüzel Öğrenci Konseyi danışmanlarından,
sahne sanatları ve tiyatro bölümü öğrenci-
si llgın Kaymaz özetlıyor:
"13.5 mîlyon lira ödeyen öğrenciyi yö-
netici dahil herkes düşünmek zorunda."
Tüketici
şurası
fiyasko
YAPRAK ÖZER — Tüketi-
ci Vakfı tarafından dün ts-
tanbul Swissotel'de düzenle-
nen Türkiye Birinci Tüketi-
cileri Koruma Şûrası, hükü-
met ve kamu kuruluşlann-
dan hiçbir temsilcinin gelrne-
mesi nedeniyle Fıyaskoya dö-
nüştü.
Açıhşıru Cumhurbaskanı Tur-
gut Özal'm yapacağı belirtilen,
Başbakan Süleyman Demirel,
SHP. Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Erdal İnönü,
Anavatan Partisi Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz, Refah Partisi
Genel Başkanı Necmettin Erba-
kan, Sanayi ve Ticaret Bakanı,
Sağİık Bakanı, Milli Eğitim Ba-
kanı, Sosyal Güvenlik bakanla-
nrun da onur konuğu olarak ka-
tılması beklenen şurâda davetli-
ler, kimsenin gelmediğini görün-
ce hayal kırıklığına uğradılar.
Swissotel'de 600 kişilik salonun-
da düzenlenen şûraya, bin dave-
tiye dağıtümasına karşın yakla-
şık 100 kişi katıldı.
Tüketicileri Koruma ve Eği-
tim Vakfı (Tüketici Vakfı) Baş-
kanı Hacı Bayram Kısıkh, şûrayı
açış konuşmasında davetlilerden
özür diledi. Kısıkh, toplantıda
tebliğ vereceklerini belirten iki
öğretim görevlisinin üzerindeki
baskı ve tehditler yüzünden şû-
raya katılmama kararı aldıkla-
nnı açıkladı. Tüketici Vakfı Baş-
kanı Cumhuriyet'e yaptığı acık-
lamada ise İstanbul Ticaret
Odası'nın (ITO) şûrada tebliğ
verecek üyeleri tehdit ettiği için
katıimadıklarını, boş kalan ko-
nuşmacılann yerini bu nedenle
kendisüıin aldığını ileri sürdü.
Kısıkh, tüm engellere karşın şû-
rayı düzenlemeyi başardıklannı,
şûra hakkında yayın yapan
Cumhuriyet gazetesi aleyhine
maddi ve manevi tazminat da-
vası açacağını da sözlerine
ekledi.
İki gün yerine bir gün
Türkiye'de tüketicinin aldatü-
dığını, sömürüldüğünü ve hat-
ta kötü mallar yüzünden öldü-
ğünü söyleyen Kısıkh, aylar ön-
cesinden davetiyelerini dağıttığı
şûrayı, "Paramız çıkışmadı, şû-
rayı iki gün yerine bir gün
yapryoruz" dedi.
Birinci Tüketici Şûrası'nda,
son'anda hazırlanarak davetlile-
rm eline verilen katıhm listesi ve
programının daha önce dağıtı-
lan davetiyelerdeki programda
tamamen farkb olduğu görüldü.
İkinci listede adları geçen Sağ-
İık Bakanı Yüdırım Aktuna ile
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan'ın da şûraya katılmaya-
cakları anlaşıhnca toplantı ge-
cikmeyle başladı. Tüketici so-
runlarının tartışılması gereken
toplantıda Anavatan Partisi adı-
na İstanbul Milletvekili Selçuk
Maruflu partisinin icraatlannı
anlattı. Refah Partisi adına ko-
nuşma yapan Sakarya Milletve-
kili Cevat Ayhan ise Cezayir'de-
ki baskıları kınadıktan sonra
reklamlann zararlı olduğunu ile-
ri sürünce salondaki dinleyici-
lerden itiraz sesleri yükseldi.