Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
,24 OCAK 1992 KÜLTÜR-SANAT
SINEMA
Gönül Seval öldü
M İSTANBUL (AA) — Sinema ve tiyatro sanatçısı
Gönul Seval, bir süredir tedavi gorduğü Çapa Ttp
Fakültesi'nde vefat etti. 1950 yılından bu yana çeşitli
fılmlerde ve tiyatrolarda rol alan sanatçıya 1987 yılında
lösemi teşhisi konulmuştu. Film-San Yönetim Kurulu
Başkanı Umit Utku, Seval'ın olümu dolayısıyla yaptığı
açıklamada, sanatçınm, dort yıl önce Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanhğı'na emekli olmak için başvurduğunu
belirterek "Gönül Seval tum çabalarına rağmen emekli
olamadan öldü. Bir zamanların ünlu yıldızları, şimdi
kendilerine kimse sahip çıkmadığı için sefalet çekiyorlar.
A.rkadaşımız yokluk ve yoksulluk içinde öldü"'dedi.
Ferrerf den 'Et'
• İSTANBUL (AA) - ttalyan yönetmen Marco
Ferrcri'nin gerçek bir olaydan yola çıkarak çektiği "La
Came-Et" adb fılmin 11. Istanbul Uluslararası Film
Festivali'nde gösterilrnesi ve yönetmenin Türkiye'ye
gelmesini sağlamak için çalışmalar yapıhyor. Film,
bedensel birleşmeyi, bütünleşmeyi sağlamak amacıyla
delicesineâşık olduğu manken sevgilisi Renee Artevvelt'i
öldürüp yiyen ve bir anda tüm dünyayı altüst edip
herkesın midesini bulandıran Japon Issee Sagana'nın
olayındanesinlenerekçekildi. 1981 yılında Paris'te
meydana gelen olay üzerine çevrilen film, 1991 yılında
Altın Palmiye'ye aday olduğu Cannes Film Fesitvali'nde
büyük bir sansasyon yaratmıştı. Ünlü yönetmen daha
önce de 1973 yılında Cannes Film Festivali'nde gösterilen
"La Gande Abbuffata- Büyük Tıkınma" adlı fılmi ile
Cannes'da tartışmalara neden olmuştu. Ferreri, "Büyük
Tıkınma "da, bir hafta sonu 4 arkadaşın birbınnden güzel
yemekleri tıka basa yiyerek, çağırdıklan fahişejerle seks
âlemleri yaparak yavaş yavaş intihar etmelerini
anlatıyordu. Yönetmenliğini ve senaryosunu Ferreri'nin
yaptığı "Et" adlı fılmde kadın oyuncuyu "Budapeşte
Ban" "Paprika" ve "Kapris" fılmleriyle ünekavuşan
Francessa Dellara oynuyor.
Madonna'nın filmi
ILOS ANGELES(AA) - Popyıldızı
I Madonna hakkında, özel hayatmı en ince
aynntılanna kadar gözler önüne serdiği ve
cesur iddialann yer aldığı, "Gerçek ya da
Cüret" (Truth Or Dare) fılminde rol alan 3
erkek dansçı tarafından, dava açıldı.
Türkiye'de gösterime girmeyen, ancak
I ABD'de gişe rekorlan kıranbelgesel
nitelıkli filmde özel hayatlannın afişe edıldığını öne süren
dansçılar, filme girmesini istemedikleri sahnelenn
sokulması nedeniyle dava açtıklannı bildirdiler.,
Dansçılar, kendileri set dışında dinlenirken,
Madonna'nın kendi özel amaçlan için kullanacağı
söylenerek çekilen bazı sahnelerin de, fılme girdiğini
söylüyorlar. Dansçılann davacı olmasına neden olan
sahneler içinde, Madonna'nın dansçılardan biriyle
bilgısizliği yüzünden dalga geçtıği ve iki erkek dansçının
öpüştüğü sahneler yer alıyor. Dansçılann avukatı,
davacılann kendilerine söz verilenden daha az para
aldıklannı da belirtti.
CKK ETKİNLİKLERİ
'Senaryo yazmak ve edebiyat'
• Kültıir Servisi — Cumhuriyet Kitap Kulubü'nün yeni
açılan Taksim mağazası kültur etkinlikleri yann başlıyor.
25 ocak günkü ilk etkinlikte, Beyoğlu Zambak Sokaktaki
CKK merkezinde Orhan Pamuk'un "Senaryo Yazmak ve
Edebiyat" başlıklı söyleşisi saat 16.00'da başlayacak.
Söyleşinin ardından Orhan Pamuk ve Erdal öz
kitaplannı okurlara imzalayacak. CKK Migros işbirliği
ile gerçekleşen Şişli mağazalarında ise Tarık Dursun
K'nın imza günü yer alacak. llhan Irem de Ataköy
Atrium'da "llhan ı Aşk" ve diğer kitaplarını imzalayacak
've okurları ile söyleşecek.
TİYATRO
Madaııı Butterfly sahnede
• İSTANBUL (AA) - Çin'de başlayıp Fransa'da bir
cezaevinde noktalanan ve gerçek bir yaşamöyküsünden
yola çıkılarak yazılan "Madam Butterfly" adlı oyun, 28
ocak salı günü Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde
sergilenecek. Oyunun yazan David Henry Hwang adlı
Çin asıllı bir Amerikalı. Yazar, New York Times
gazetesinde yer alan bir haber üzerine bu oyunu yazmış.
Haberde, Fransız diplomatın birlikte yaşadığı Çinli bir
opera sanatçısı ile birlikte Çin hesabına çasusluk
yapmaktan altışar yıl hapse mahkûm edildiği anlatılıyor.
Habere göre Fransız diplomat, 20 yıl boyunca âşık olduğu
ve ondan çocuğu olduğuna inandığı Çinli opera
sanatçısının kadın olmadığını dava sırasında öğreniyor.
O D R U M
MAÇAKIZI
Üç yıl ara verdiği scvgi dolu hizmetini
bugün İstanbul'da, bu yaz BODRUM
GOLKÖY'de veniden scvinçle sevgiyle
dostlan arkadaşlarıyla paylaşmak için
hizmetc açıyor.
O KADAR MUTLU Kİ
MAÇAKIZI İSTANBUL TAKSIM'de bizi
gene seveceksiniz. Çünkü sizleri seviyoruz.
Sizleri memnun edebildiğimiz sürece sevgi
dolu mutlu saatler geçireceğiz.
MERHABA
İstanbul'daki bu küçücük mekâm
bazırlamakta maddı manevi yanımda olan
dostlarıma dekorasyon tasartmını üstlenen,
ortağım TIRAJE'ye, mimarımız ARTİN
YÖNDEM Bey'e en güzel hislerımle teşekkür
edıyorum.
MAÇAKIZI AYLA
Bir de sürprizimiz var, o da
KARO VALESİ.
Tel: 135 80 74
Adres: Topçu Cad. Asrt Apt. Na 18/2 TAKSİAf
"CEZAYİR: BURAYA
NASIL GELDİ?"OTURUM YONETIC1SI
Prof. Dr. Zafer ÜSKÜL
KGNUSMACILAR
Omer ERSUN
Türkıye'nin Eski Cezayir Büyükelçisi
Prof. Dr. Yaşar GÜRBÜZ
Uluslararası Stratejik Araş.Merk. Müd.
M.Ü.Fransızca Kamu Yön. Böl. Bşk.
(Cezayir Üniversitesı Eski Öğretım Üyesi)'
25 Ocak 1992 Cumartesi Saat: 15.00
MûDciyelıler Lottalı Kuruçejme Tel 257 46 34 - 35
ElkinlikJerimîz, ResUuranl ve Lokalımız Herkese Aektır.
MODdyenier Birflğj
tetanbulŞubesi
taanbul
Mülkiyefiler Vakfı
CUMHURİYET/9
SİNEMA / ATİLLA DORSAY
'Başkalarının Parası' kapitalizm cangılındaki bir 'kurt adam 'ı konu alıyor
Her sevden önce iıısaıılık mıBaşkalannm Parası (Other People's Money) /
Yönetmen: Norman Jewison / Senaryo: Alvin
Sargent / Görüntü: Haskell Wexler / Oyuncular:
Danny DeVito, Gregory Peck, Penelope Ann
Miller, Piper Laurie, Dean Jones, Tom Aldredge
/ Bir Warner Bros yapımı.
BU CÜCEYE DİKKAT - Filmde çok başarılı bir borsa kurdunu canlandıran Daany DeVho, bil-
gisayannı, çörekleri ve parayı seviyor. En çok da başkalannm parasuu...
"Başkalannın Parası", biz-
lere kapitalizm cangılında her
türlü ahlak ve insanlık kura-
hndan uzak, sırf sistemin öz
mantığı gereği yol alan, alabil-
diğine kaba, açgözlü ve hırslı
bir adamı, Danny DeVito'nun
"cüce" boyuna ve ilk bakışta-
ki itidliğine sahip bir adamı
tanıtıyor. Tanıtım metinlerin-
de denildiği gıbi o "kfistah,
açgözlü, acımasız ve bencil bir
borsa kurdu"dur Ama yine
bu metinlerde dendiği gibi,
"yine de bu adamı sevmeden
edemeyeceksiniz".
"Başkalarının Parası", biz-
lere 1930'lann özellıkle Frank
Capra, kimi zaman da Ho-
ward Hawks, Preston Sturges,
VVUIiam VVellman gibi yönet-
menlerinımzasınıtaşıyan"sos-
yal filmler"inden esintiler
getiriyor. Bu filmin konusu,
kişilerden çok, para, sermaye
ve kapitalizmin ta kendisi. Bir
yanda, babadan kalma bir şir-
keti, New England Tel ve
Kablo'yu yine babadan kal-
ma yöntemlerle yöneten "her
şeyden önce insanhk" diyen,
şirketi zamanında çağdaşlaş-
tırmamış, zamanın gerisinde
kalmış yaşlı bir yönetici, And-
rew Jorgenson (Gregory
Peck). öte yandan, hayatı
Carmen adını verdiği ve yata-
ğına aldığı bilgisayan, çörek-
lere ve paraya karşı doymak
bilmez tutkusu içinde geçen
hinoğlu hin bir işadamı, Law-
rence Garfıeld (Danny DeVi-
to). Garfıeld'in tertemiz, sağa-
sola borçsuz bilançcsu ve bor-
sada yükselen hisseleri nede-
niyle dikkatini çeken bu şirke-
ti bir av gibi pençelerinin içine
alması ve şirketler grubunun
tek zarar eden ve ötekilere yük
olan şirketi Tel Kablo'yu tas-
fiyeye girişmesi, olaylan baş-
latıyor. Genel kurulda, Gre-
gory Peck, dokunakh bir
konuşma yaparak, paraya,
borsa oyunlanna, monetariz-
me, "hiçbir şey üretmeden, sa-
dece yıkarak kazanmaya"
karşı geleneklen, dayanışmayı
ve insanlığı savunuyor.
Eski bir Frank Capra fıl-
minde olsaydı, fılm burada
biterdi... Genç meslektaşım
Durul Taylan'ın Sinema Gaze-
tesi'nde belirttiği gibi. Ama
artık 1930'larda ve büyük bu-
nalımı izleyen sermayeden ve
borsadan korku çağında deği-
üz. Tersine, paranın gücüne
herkesin, her sistemin iman et-
tiği ve kapitalizmin yeniden
altın çağına girdiği bir dönemi
yaşıyoruz. "Başkalannm Pa-
rası" da tam bu dönemin bir
fılmi olarak geleneklerin ve
hıimanizmanın değil, işbifir-
liğin zaferiyle sona eriyor. Bu-
nun için Danny DeVito'nun
kızgın ve hisselerinin gelece-
ğinden kaygılı bir sermaye-
darlar grubu önünde mikro-
fonu alıp, çağımızın ve piyasa
ekonomisinin gerçeklerini açık-
laması yeterli oluyor. Eko-
nominin kendi kurallan
vardır kuşkusuz ve onlar, in-
sanlık, gelenek, vefa, dostluk
vb. kavramlardan tümüyle
habersizdirler.
"Başkalannın Parası" tam
günümuzün fılmi, bir "ekono-
mi çağı" olan ve piyasa ekono-
misinin her şeyi, rejimleri ve
ideolojileri bile devirdiği gü-
nümuze son kerte uygun bir
yapım. Hele hele KÎT'lerin
özelleştirilmesi ve kârhlığa yö-
nelmesi konulannın tartışıldı-
ğı günümüz Türkiyesi'nde,
sinemasever dostum Mitfaat
Alam'ın anımsattığı gibi, tam
güncelliğin ortasında duran
bir film. Bu açıdan, özellikle
bu konulara ilgi duyanlann
bu "monetarizme adanmış"
fılmi büyük bir keyifle izleye-
cekleri söylenebilir.
Ama bir sinemasever için de
ilginç yanlan var, bu filmin...
Norman Jewison'un artık şa-
rap gibi olgunlaşmış yöneti-
minden destek alan fılmde,
gitgide güzelleşen Penelope
Ann Milkr'in yanı sıra, özledi-
ğimiz ve kişiliğiyle filme bü-
yük katkıda bulunan bir Gre-
gory Peck'i, 1950'lerinçıtı-pıü
"takvim gûzeli"nden yetenekli
bir karakter oyunculuğuna
ustalıkla geçen bir Piper Lau-
rie'yi ve "Aşk Böceği"nin genç
adamı olarak anımsadığınuz
Dean Jones'i izlemenin ilginç-
liği yanı sıra, bu fılmde Jewi-
s^on'un dışında 3 yönetmenin
de varhğını biliyor musunuz?
Gerçekten de kendisi de yö-
netmenliğe sıvanmış olan
Danny DeVito'dan başka fil-
min Oscarh görüntü yönetme-
ni, usta Haskell Wexler de
senaryoyu yazan Alvin Sar-
gent da bir zamanlar film yö-
netmişlerdi. Bu ilginç ve yete-
nekli kadrodan bekleneni
veren bir film, Başkalannın
Parası".
Terminatör'ügeçerek hasılat rekorlan kıran film
trüMurmeyeıı gulduru nun haziıılığı
HanradaKoaalfc Bir Ş e y l e r Olnyor (Hot Shots) / Yö-
netmen: Jim Abrahams / Senaryo: Jim Abrahams, Spat
Proft / Görüntü: Bill Butler / Müzik: Sylvester Levay /
Oyuncular: Charlie Sheen, Cary Elwes, Valeria Golino,
Lloyd Bridges, Kevin Dunn. / Bir FOX fılmi.
Tıpkı Steven Spielberg / Ge- me Home, Roxy Carmichael"
orge Lucas ve ekibi gibi ZAZ filmlennden sonra üçüncü kez
gurubu da neye dokunsa altın
nilir-yuturulur yanı pek yok.
Sinemada bu denli umutla
(gülebilmek umuduyla) gitti-
gim ve bu denli düşkınkhğına
uğradığım hiçbir film anımsa-
mıyorum. Bir buçuk saat bo-
yunca, Site Sineması'nı doldu-
ran, üstelik büyük çoğunluğu
oluyor... David ve Jerry Zuc-
ker kardeşlerle Jim Abra-
hams'tan oluşan üçlü, "Uçak-
Airplane" ile başlayan serü-
venlerinde, "Çok Gizli-Top
Secret", "Kanmı Kaçırdüar-
Ruthless People" gibi dene-
melerden sonra, ayn olarak
çalışmaya başladılar. David
Zucker, senaryoya tüm ekip
katkıda bulunsa da yönet-
menliğini tek başına üstlendi-
ği "Çıplak SUah" serisiyle
büyük ilgi görürken Jerry
Zucker de "Hayalef'le tam
12'den vurdu. Jim Abrahams
ise "Big Business" ve "VVelco-
y ğ ğ
yönetmen olarak damgasını g e n ç ve gülmeye. boşahnaya
bastığı bir fılmle karşımıza ge- hazır bir seyirciyle birlikte buz
liyor.
Üçlünün başanlan bilini-
yor. "Uçak" serisi olsun,
"Çıplak Silah" serisi olsun,
"Hayalet" olsun, bizi oldukça
güldürebilen fılmler oldular.
Hollywood'un "tûr sineması"
anlayışınm biraz Mel Bro-
oks'u andıran bir tavırla ele
kesilmiş bir halde oturduk. Ve
filmin yansında çıkıp gitme-
mek için zor davandım.
"Hot Shots", bir kez daha
komedinin dünyanın en zor iş-
lerinden biri olduğunu kanıtlı-
yor. Zamanlamanın önemini,
tiplemenm zorluğunu, ab-
surd'ü kıVamında tutmanın
gereklilığini, Hollywood'u vealınması, araya tipik olarak
Marx kardeşleri andıran bir sinema tarihini önüne geldiği
"absurd" anlayışının ve dü- gibi yağmalamanın işleri çö-
şüp-kalkmalı bölümlerle de zümlemeye yetmeyeceğini
"bnrlesk"in dahil edilmesiyle (tersine, belki de "sinema Uah-
ulaşılan kıvam, fena değildi. lan"nın gazabını getireceği-
Ne var ki bu yeni filmin ye- ni!) ve de yetenek denen şeyin
dikkaüi kullanılması gereken
geriye de tepebilen bir "saatli
bomba" olduğunu... Güldür-
meyen bir güldürü kadar ha-
zin bir şey olamaz. "Hot
Shots" işte bunu başanyor ve
Abrahams'ın "tek başına" ye-
teneği konusunda ciddi kuş-
kular getiriyor.
Ama film ABD'de seyirci
rekorlan kırmış!.. 13-14yaşın-
daki yeniyetme seyircinin zev-
kıaın cgcnıen oidugu uu iınc-
manın rekorlan, doğnısu bizi
hiç ilgilendirmiyor. Bizim se-
yircimizin çok daha olgun,
çok daha aklı başında, beğeni-
si çok daha iyi oluşmuş bir
seyirci olduğunu düşünüyo-
rum. Bu fılm için "bötûn fiun-
lerin anası" sloganını benim-
semiş, filmin yapımcılan...
Eğer öyleyse, söylenecek tek
bir şey var:" Vay anasını, sayın
seyircUer!.." Jon Cryer
'Thelma ve Louise'den sonra bu kez 'erkek dostluğu'
Iki çağdaş kovboyun ıııaeeraları
"Thehna ve Louise"in Ame-
rikan sinemasında açtığs pa-
rantez kapanıyor. Ve yine bu
sinemanın gözde teması olan
"erkek dostluğu"na geri dönüy-
oruz. Bu kez 19%'nm Amerik-
ası'nda (niçin 1996? Hafiften
bir "bilim-kurgu" havası taşısın
diye mi?) biri Harley marka ot-
osuna, öbürü ise Marlboro'-
suna çok düşkün iki kahram-
anm vur-kırlı öyküsünü izliyor-
uz. (Filmin başmdaki bir açı-
klama, filmin "kimi ünlü
markalardan hiçbir destek
gönneyen" sponsorsuz ve
bağımsız bir yapım olduğunu
belırtiyor. Ister inan, istery in
anma!..)
Evet, Harley ve Marlboro
dostianmi2, kentten kente
yolculuk edip duran. yaşamlan
çağdaş birer kovboy gibi orad-
an oraya savrulmakla geçen bu
iki kartlaşmış çocuk, bu kez
yakm dostlan olan zenci bir ail-
eyi yok eden bir çeteden intik-
am almak için acımasız bir sav-
aşıma gjrişiyorlar.
FUm, iki avare ve asi kahra-
manımızın, robot ve otomaty-
HarleyDsvidsonveMarlboroMan (Harley David-
son and the Marlboro Man), Yönetmen: Simon Wincer /
Senaryo: Don Michael Paul / Görüntü: David Eggby /
Müzik: Basil Poledouris / Oyuncular: Mickey Rourke, Don
Johnson, Chelsea Field,Vanessa Williams / Bir UI fılmi.
Mkkeyftourke
sevimsizliğı taşıyan ve birer
ölüm makinesi gibi hareket
eden "kötülerw
e karşı verdiği
savaşımı anlatırken bu tür
filmlerin büinen tüm öğelerini
yeniden ısıtıp karşımıza getiri-
yor. Hemen hiçbir yeniük ve
özgünlük içermeden... Mickey
Rourke, san saçlan ve küpesiy-
le, oldukça "efemine" bir hav-
ada ortalarda gezinirken, TV
ünlüsü Don Johnson ise um-
utsuz derecede yetenek yoksu-
nu olduğunu kanıtlıyor.
SİNEMADAN KISA KISA
1991 yılı içinde ABD'de gösterime çıkan
yabançı fılmler, pazann sadece % 2'sine seslenebildiler. Ama bu
oran bile ABD çapmda oldukça büyük hasüat demek.
Yabancı fılmler arasında rekor hasüatise Lnc Besson'un bizde de
gösterilen fılmi "Nikita"ya ait.
"Hltkv" TMÜM pariatfB Robert Harris'in büyük ilgi gören
romaru "Anavatan-Fatherland"in fılm haklannı, bir buçuk
milyon dolar karşıhğı ünlü >apımcı David Putnam aldı. Roman,
savaşı Almanlann kazandığı ve 1964 yümda 75 yaşında olan
Adotf Hitler'in "artık banş istedigi" varsayımı üzerine kurulu.
Fransız oyuncusu Gerard Depardieu.mesleğinin
en parlak günkrini yaşıyor. Sanatçı, bir yandan Kristof
Koİomb'un yaşamını çevirmeye hazırlanırken, öte yandan
Miou-Miouile birlikte rol alacağı "Germinal" filmini de aradan
çıkaracak. Öte yandan, sinemanın yeni dahısi Kenneth
Branagh'ın (yakında "Dead Again" filmini izleyeceğiz) onu
Othello rolünde oynatmak istedigi, aynca Woody Allen ve
Jean-Luc Godard'ın da Depardıeu için sıraya girdikleri
büdiriliyor.
ttMMi KtH M l Büyük Belçikalı romancı Georges
Simenon'un en ünlü romanlanndan biri olan "Evdeki
Yabancdar" yeniden fılme alınacak. Popülerfilmlerinyönetmeni
Georges Lautner'in "dönüş fihni" olacak y apımda, bir
zamanlann ünlü Fransız oyuncusu Raimu'nun oynamış olduğu
rolün bu kez Jean-Paul Bebnondo tarafından canlandınlacağı
bildiriliyor.
ı •Hafer" IHfelHI ŞBTML John Steinbeck'in oyunu ve
fılmiyle de çok sevilmiş olan ünlü yapıü "Fareler ve tnsanlar"
yeniden perdeyegetiriüyor.
Yönetmenliğini en son TVde "Evden Uzakta" filmini izlediğimiz
Gary Sinise'in yüklendiği filmde başrolü John Malkovich
oynayacak.
Çelik'in diaları
• tSTANBUL(İÜHA)-
Istanbul Üniversitesi
öğrenci Kültür Merkezi
FotoğrafKulübü
tarafından gerçekleştirilen
etkinlikler çerçevesinde
fotoğraf sanatçısı İsa Çelik
bugün birdia gösterisi
yapacak. lstanbul
Üniversitesi Öğrenci Kültür
Merkezi'nde yapılacak
" Fotoğrafianmdan
örnekler" konuludia
gösterisi saat 14.00'te
başlayacak.
Jack Dupree
öldü
• HANNOVER(AA)-
Ünlü ABD'li şarkıcı Jack
Dupree öldü. 82 yaşında
kanserden ölen sanatçı,
"Blues" türünün en büyük
ustalan arasında
sayılıyordu. New Orleans
kökenli yoksul bir zenci
ailesinden gelen ve sanat
yaşamına 1940'lıyıllarda
solist ve piyanist olarak
New York'ta başlayan
"Şampiyon" lakaplı
sanatçı, jazzve blues
müziğinin Avrupa'da
sevilmesinde büyük emek
harcamıştı. 1975 yılından
beri Almanya'da yaşayan
Dupree, kansere iki yıl önce
yakalanmıştı.
Çit Kasn'nda
kültür
• İSTANBUL (tÜHA) -
lstanbul Belediyesi
Konservatuvan Türk
Müziği Mezunve
Mensuplan Derneği, Yıldız
Sarayı Çit Kasn'nda bir dizi
etkinliğe başlıyor. Bu
etkinlikler çerçevesinde 25
ocak cumartesi günü saat
15.00'te Yıldız Sarayı Çit
Kasn'nda Osman Nuri
özpekel ve İnci Çayırlı bir
konser verecek. Konserde
özpekel 100. doğum
yıldönümü nedeniyle Şerif
MuhittinTargan'ın
eserlerini, Çayırlı ise
Saadettin Kaynak'ın
bestelerini seslendirecek.
Nesin'in oyunu
Almancada
• Kültür Servisi - Aziz
Nesın'in "Hadi öldürsene
Canikom" adlı oyunu
Almancaya çevrilerek
"Los, töte mich, Schatz!"
adıyla Almanya'da
Schauspiel Köln
Ehrenfeld'de sahneye
kondu. İki perdelik oyun
Osman Okkan ve Barbara
Kott tarafından
Almancaya çevrildi, Meray
Ülgen tarafından yönetildi.
Oyun için bir broşür de
basılarak Aziz Nesin
Alman tiyatroseverlere
tanıtıldı.
Küba'ya
destek
Kültür Servisi — Alman
yazar Günter Grass,
Küba'ya destek verilmesi
gerektiğini söyledi ve
ABD'yi kınadı. Berlin'de
"Sosyaüzm-Bitmeyen Bir
Proje" adlı bir konferansta,
konuşan yazar, Küba'daki
doktnner sisteme her
zaman karşı olduğunu
vurgulayarak şunlan
söyledi: "Eğer ABD'nin
yaptığı gibi hiçbir alteraatif
göstermeden Küba'nm
çöküşü bekleniyorsa, ben
Küba'nın yanındayım.
Küba sona gelmişse ve eski
durumuna düşecekse biz de
sona gehnişiz demektir "
'AltınveGölge9
tSTANBUL(ANKA)-
Arjantinli şair ve öykü
yazan Jorge Luis Borges'in
Türkçeye çevrilen ikınci şiir
kitabı "Altın ve Gölge"
adıyla yayınlandı. Sel
Yayınevi tarafından
yayınlanan kitapta
Borges'in 55 şiiri yer alıyor.
Garda sergi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TCDD Sanat
Galerisi'nde M.Ü.G.S.F.
Yüksek Lisans
mezunlanndan oluşan ve 15
şubat tarihine kadar açık
kalacak karma resim sergisi
bugün TCDD'nin Ankara
ar'daki tarihi binasmda
açılacak.
UGÜN
Dekorasyon ve tasarım
Duygu Sağıroğlu, Uğur
Tanyeli ve Atilla Yücel,
:emal Reşit Rey Konser
Salonu'nda saat 17.00-19.00
arası Dekorasyon ve
Tasanm üzerine konuşuyor.
(148 08 63)
• Çağdaş Türk edebiyatı
Asım Bezirci, Eray
Canberk, Metin Cengiz,
Refik Durbaş, Sulhi Dölek,
Adnan Özer, Cahit Tanyol
ye Tuğrul Tanyol'un
katılacaklan Çağdaş Turk
Edebiyatı başlıklı forum
saat 16.00'da Atatürk
Kitaplığı'nda (149 09 451.