Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÜUMHURİYET/4
>AHİN ALPAY
Ufimtaz Soysal Çok Haklı
Prof. Dr. Mümtaz Soysal'ın 20 Ekim 1991 seçimleri önce-
«nde SHP'ye girmesi ve parti tarafından seçilebilecek bir
erden aday gösterilmesi, doğrusu beni şaşırtmıştı. Buna
sşıran herhalde yalnız ben değildim. Şaşırtıcıydı, çünkü
tenim gibi Mülkiye sıralarından bu yana yaklaşık 30 yıldır
tınıyanlar Mümtaz Hoca'yı hiçbir dönemde bir 'sosyal
cemokrat" olarak görmemişlerdi.
Yaklaşık iki yıl önce Türk gazetecilerinin Türkiye - AT
iişkilerine bakışını konu alan bir araştırma dolaytsıyla
Aiümtaz Soysal'la uzun bir söyleşi yapmışnm. Yazılmak
kıydıyla yapılan bu soyleşide Sayın Soysal, "sosyal de-
rrokrasiyi Türkiye için yetersiz bulduğunu"; Türkiye'nin
rrilliyetçifik duygulannın da seferber edileceği, devlet örv
CJİüğüıide planlı bir kalkınma modeline ihtiyaç duyduğu-
ru; kendisinin bu anlamda hâlâ bir "Yön'cü" olduğunu
s»ylemişti. AT içinde böyle bir kalkınma modelini uygula-
rrası mümkün olmadığı için Türkiye'nin AT'ye girmesine
kırşı çıktığını anlatmıştı.
Soysal'ın AT'ye ve genel olarak Batı'ya karşı fikirlerini
iy bildiğimden, milletvekili seçilip dışişleri bakanlığına
acaylığı söz konusu olduğunda da "Haydi hayırlısı!.." de-
mştim.
Şimdi Prof. Soysal'ın SHP'ye katılmtş olmasının sosyal
dtfnokratlarımız açısından çok hayırlı olduğunu düşünü-
ycrum. Çünkü Soysal SHP'ye girişinden bu yana bence
scsyal demokrat hareket açısından fevkalade önemli olan
ikı noktayı her vesileyle vurguluyor. En son AhmetTaner
Kşialı'yla söyleşisinde şunları söylüyor:
• "Parti, benim 'kolektif akıl' dediğim beyin gücünü se-
ferber edebilmiş değil. Bu beyin gücü, liderlik savaşı için-
de telef ofuyor... Elindeki malzemeyi kullanabilecek bir
lidsrin ortaya çıkması gerekir."
• "Kurultaylar hep seçim kurultaylarıdır. Oysa tüzük ve
programı da içeren birtemel ideoloji tartışması yapılmalı-
dır. Bu tartışma aylar önce örgütte başlatılmalı... meyvele-
h birkaç gün sürecek bir kurultayda değerlendirilmelidir."
(Cumhuriyet, 20.1.1992)
Başka bir ifadeyle Soysal, 1) hangi kanattan olursa ol-
sui partinin siyasi ve
Sosyal demokratlanMZ
farklıflklrterfMrıjww
MrHktıişyapMyirMaz
safcı partftertafz «çfeamft
fcafaraMhHli. Gtpçtktt tm
MHN stibm Mr tsntll
İtvtr.
enıelektüel birikimini
temsil eden kadrola-
nnbir araya gelmesi-
ni, yani partide birlik
sağlanmasını; 2) par-
tinin savunacağı fikir-
len, programı; çalış-
masında uygulayaca-
ğı kuralları belirle-
mek için geniş tabanlı
birtartışma açması gerektiğini, belki de parti içinde şimdi-
ye kadar kimsenin yapmadığı ölçüde açık ve seçik olarak
gündeme getiriyor.
Soysal bu çağrıları yapmakta son derece haklı.
Bu iki çağrının gerçekte birbirleriyle çeliştiğini düşünen-
lerolabilir. Hatta, sanırım, farklı görüşte insanları birara-
da tutmanın zorluğu SHP yöneticilerini bugüne kadar fikir
anlaşmazlıklarının üzerine gitmekten; dolayısıyla partinin
siyasi ve iktisadi felsefesini açıklığa kavuşturmaktan alıko-
yanbaşlıcaamil.
Ama tecrübeler gösteriyor ki fikir ve birlik olmadan ba-
şarı sağlanamıyor. "Sosyal demokratlık" üzerinde bir yaf-
ta olarak mı kalacak, yoksa SHP gerçekten sosyal demok-
rat olacak mı? Yerel, "bize özgü", "milli" değerlerin parti-
si mi olacak, yoksa evrenselci ve hümanistdeğerlerin mi?
önce bu konularda fikir oluşması gerekiyor.
Farklı fikirlere tahammül, birlikte yoğrulmak da gereki-
yor. Çünkü herkes bir örnek düşünmüyor. Düşünecek ol-
sa, hayatiyet, yenilenme, çağa ayak uydurma mümkün
olmuyor.
O halde sosyal demokratlarımız farklı fikirlerine rağmen
birlikte iş yapmayı, en az sağcı partilerimiz ölçüsünde ba-
şarabilmeli.
Gerçekte bu ışbirliğinin sağlam bir temeli de var. Işin te-
meline inersek solculuk, insanların siyasi özgürlük ve
ekonomik eşitlik getiren bir toplumsal düzen içinde yaşa-
maları ideali değil mi? Sosyal demokrasi de bu "ideal'e
özgürlükçü demokrasi içinde, adım adım gerçeklesecek
reformlar yoluyla ilerlemeyi savunan bir siyaset tarzı.
Cemek istediğim, sosyal demokrasi fikri oldukça geniş
bir yelpazeyi kapsayacak kadar geniş: Kimi biraz daha
devletçidir, kimi daha piyasacı; kimi üretimi vurgular, kimi
bölüşümü; kimi özgürlügü, kimi eşitliği daha önemli bulur.
Ortak amaç için hangi fikir ve araçlardan yararlanılacağı-
na, seçimle gelen lider ve yönetimler karar verir. Ne seçi-
mi kaybeden partiden istifa edip çeker gider ne de kaza-
nan kaybedeni partiden ihraç eder.
Savunulan fikir ve araçlar topluma da cazip geliyorsa,
insanlar sosyal demokrasiyi iktidara getirecektir. Yoksa
kimse anasının karnından sosyal demokrat doğmuyor.
Kimse sosyal demokrattır diya SHP'ye oy vermiyor. Bunu
galiba iyi ogrendik.
IDP KOKENLILER BAGIMSIZ
Ittifaktan iz katmadı
ANKARA (AA) — Eski
IDP Genel Başkanı Aykut Edi-
bali ile Tokat Milletvekili İbra-
him Kumaş ve Kahramanmaraş
Milletvekili Recep Kırış, Refah
Partisi'nden istifa ettiler.
Aykut Edibali, istifasıyla il-
gili olarak parlamentoda dü-
zenlediği basın toplantısında,
seçimden önce RP çatısı altm-
da oluşturulan ittifakı, seçim
sonrasında kuramsallaştırmak
için çalışmalar yaptıklannı, an-
cak bundan sonuç alamadıkla-
rını anlattı.
Aykut Edibali, bir soru üze-
rine, MÇP'ye katılmayı düşün-
medikJerini söyledi. Edibali, bir
başka soru üzerine de uzun bir
bağımsızlık döneminin kendile-
rini bekJediğini, bu dönemde de
ANAP ve DYP başta olmak
üzere değişik parti milletvekil-
leriyle irtibat kurarak ittifak
olayını gerçekleştirmeye çalışa-
caklarım kaydetti.
Bu istifalarla RP'nin
TBMM'deki sandalye sayısı
40'a düştü. Meclis'teki son san-
dalye dağılımı şöyle:
DYP: 178, ANAP: 115, SHP:
86, RP: 40, MÇP: 19, DSP: 7,
Bağ.: 5.
Demirel 'sabır' istedi
• ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Başbakan
Süleyman Demirel, dün yaklaşık 3.5 saat süren Bakanlar
Kurulu toplantısından sonra önce Akhisar, Gölmarmara,
Mut ve Silifke heyetleriyle İstanbul Taşıyıcılar Kooperatifi
üyelerini kabul etti. Başbakan Süleyman Demirel de
seçimden önce söz verdikleri gibi tütüne açıklanan fiyattan
5 bin lira fazla verdiklerini anımsatarak "53 günde her
şeyi yapamazsınız. Çocuk bile 9 ay 10 günde doğmuyor
mu? Öyleyse her şeyin bir vadesi var. Nereye elimizi atsak,
elimizde kalıyor. Bunlan şikâyet için söylemiyorum. Ama
herkes bilmeli durumu. 'Ne yapıyor Demirel?' diyorlarsa,
bize bırakılan bu yükün altından belimiz kırılmadan
kalkmaya«calışıyoruz" dedi.
ANAP gazete çıkanyor
• ANKARA (AA) — ANAP, siyasal gelişmeler konusunda
parti örgütünü bilgilendirmek için gazete çıkaracak. Alınan
bilgiye göre iletişimsizlik ve genel merkez etkinliklerinden
haberdar olamamaktan yakınan ve muhalefete düştükten
sonra kitle iletişim araçlarının da ANAP görüşlerine gereği
kadar yer vermediğini savunan parti örgütü, daha önce
yayımlanan 'Petek' gazetesine benzer bir yayın organı
çıkarılmasını istedi. Örgütün bu isteğini dikkate alan genel
merkez yönetimi, 15 günlük ya da aylık bir gazete
çıkanlması görUşünü benimsedi.
— HABERLER
7. SHPKURULTAYIYARIN
24 OCAK 1992
Ânkara'da delege kapma yarışıtç Politika Servisi — Ku-
rultaya 24 saat kala SHP'de
1027 delegenin oyu için son ça-
balar harcanıyor. İki genel baş-
kan adayının kurmaylan, tek
tek delege hesabı yaparak "oy
tahmininde" bulunurken sonu-
cun garantiye alımnası için de
başkentte yoğun kulis faaliyeti
sürüyor.
Bugüne kadarki "resmi"
açıklamalara göre büyük kent-
lerin belediye ve il başkanlarıy-
la SHP Meclis Grubu'nun ço-
ğunluğu Erdal Inönü'yü destek-
liyor. Yenilikçi grubun, kurulta-
ya birkaç gün kala ikiye bölün-
mesi ve başını Ercan Karakaş'-
ın çektiği kanadın Inönü'yu des-
teklemesi, genel merkezin avan-
tajlanndan biri olarak yorumla-
nıvpr. Bu grubun önde gelen is-
Kim hangi kanadı destekliyor?
Baykal yanlüan• Sözcülüfünü İsmail Cem'in yaptığı Yeni Sol hareket,
Mümtaz Soysal, Uluç Gürkan, Asaf Savaş Akad gibi
isimlerden destek buldu.
• Meclis grubunda, 15 dolayında milletvekili Baykal'dan
yana tavır alıyor.
• Yenilikçi grubun, Karakaş ve Günay taraftarlannm
dışında kalan bölümü Baykal'ı destekliyor.
• İstanbul, Bursa, Trakya delegasyonunun önemli bölümü
kurultayda Baykal'jn genel başkanlığı için oy verecek.
• Baykal'ın, bazı HEP'lileri parti meclisi listesine alacağı,
o nedenle bu kesimden kısmi destek bulacağı söyleniyor.
İnönü yanlüan
• Kabinedeki SHP'li bakanlar, tnönü'nün genel
başkanlığından yana net bir tavır koyuyor. Meclis
grubunda da 60 kadar milletvekili Jnönü'den yana.
• Yenilikçi grubun, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş'ın
başını çektiği önemli bölümü Inönü'yü destekleme kararı
aldı.
• Ankara, tstanbul ve Izmir'in anakent belediye
başkanlarıyla il başkanlan "İnönü" diyor.
• Adana, Içel, Hatay, Gaziantep ve Kahramanmaraş il
başkanları da ortak bir acıklamayla "Baykal gelirse
deprem olur" diyerek Inönü'yü desteklediler.
mi Ertuğrul Günay'm "Urafsız
kaJma" tavnnı kurultayda sür-
dürüp sürdUrmeyeceği ise iki
cephede de merakla bekleniyor.
Genel baskan adaylığı dün ts-
mail Cem tarafından
açıklanan Deniz Baykal da ts-
tanbul başta olmak üzere Bur-
resmen sa ve TVakya delegasyonunun
desteğine sahip bulunuyor. Is-
tanbul'da, ilçe belediye başkan-
ları Baykal'ı destekliyor.
HEP kökenli milletvekilleri-
nin İnönü'den yana tavır aima-
sı, Baykal cephesinde "Güney-
dogu endişesi" yaratıyor. O ne-
denle Baykal'ın kurmaylan lis-
teye bazı HEP kökenli milletve-
kıllerinin alınması ve Güneydo-
ğu illeri delegasyonunun iknası
için çaba harcıyor. Baykal cep-
hesinde "geçen kurultay Inönü-
ye 'lcefhen' destek verenlerin, bu
kez Baykal'ı deneyecekleri" ko-
nuşuluyor.
inönü, "hükümet" kozu Ue
kurultaya giderken, Baykal da
"sol" kozunu oynamak istiyor.
Asaf Sraş Akat, Seyfettin Gür-
sel gibi isimlerin Baykal listesi-
ne alınacağının söylenmesi, bu
arada Baykal'ın "68 kuşağının
enerjisinden yaraıianmaktan"
söz etmesi, bu kozun gösterge-
leri olarak yorumlanıyor.
INONU VEBAYKAEIN KARARGAHINDANIZLENMLER
Davetiye isteyene yanıt: Daha çok kurultay olur
HAKAN AYGÜN
ANKARA — Yaşlı adam, ka-
pıdan içeri girdi. Alçak sesle mı-
rıldanarak dolaşmaya başladı:
— Size de çıkabilir.
Bu, bir "kurultay temeonisi"
değildi. Onun için olsa gerek
sekreter başını telefondan kal-
dırdı:
— Şimdi olmaz.
Yaşlı adam, piyango satıcısıy-
dı. Akıllıca manevra yaptı:
— Ben de buranın adamıyım.
Keçiören'den delegeyim.
Baykal'ın karargâhında, orta-
lık hemen yumuşadı. Tek bir
oyun bile önemi vardı.
Baykal, önceki günii Oran'da-
ki evinde kurultay konuşmasmı
hazırlamakla geçirdi. Cinnah
yokuşunun başlangıcındaki
"karargâhı"nda ise kurmaylan
gtlnboyu toplandı durdu.
Sigara dumanından geçilme-
yen karargâha gelen gidenin sa-
yısı sınırsızdı. Odalardan birin-
de, eski MYK uyeleri Birgen Ke-
leş ve Giiler Tanyolaç ile eski
Genel Sekreter Yardıması Yaşar
Yıbnaz, sohbet ediyordu. Espri-
ler Inonü üstüne:
— DÜD akşam yemekteydik.
Partiyi nasıl iktidar yapügını gu-
nıria anlattı.
— Doğru, çok becerikli.
SHP'yi hem üçüncü parti hem
de iktidar partisi yapmak, bir
koltuğa iki karpuz sığdırmak gi-
bi.
— Bakanlan gördügünde de
çok gururlanıyormuş.
— Komedi yahu, ne hallere
düştük.
— Asd Fikri Sağlar'a teşekkür
etmek lazım. Bugünkii demeci
ne güzel öyle. Kaybederierse, ba-
kanlığı bırakacaklarmış. Bir
milyar versek, böyle bir açıkla-
ma yaptırtamazdık. Çok işimi-
ze gelecek.
Baykal'ın yönetici sekreteri
Nesrin Baytok'un telefonlarla
mücadele ettiği odada ise Sam-
sun'dan gelen partililer sohbete
girmiş:
— Kesin kazanacağız. En
azından, PM genel merkezin
bekledigi gibi olmayacak.
Baykal ekibinden kurultay sa-
lonuyla ilgili hazırlıkları yürü-
tenler eski Genel Sekreter Yar-
dımcısı Tufan Doğu ile eski PM
üyesi Zeki Ünal. Bu kurultay
için bir sürprizleri var:
"Dev bir Baykal pankartı."
Pankart, yann sabah salona
asılacak. Çünkü, önceden içeri
ginneleri olanaksız. Baykalcıla-
rın bir sıkıntısı da davetiye bu-
lamamaları.
Aym sıkıntı, davetiyelerin da-
ğıtıldığı genel merkezde de ya-
şaruyor. GeneJ Sekreter Yardım-
cısı Rıza Yılmaz'ın kapısın; ça-
lan çalana:
— Ağabey valla okullar tatil
oldu da ilk kez kurultay izleye-
bileceğiz, nolur davetiye.
Yılmaz'ın yanıtı hep aynı:
— Kusura bakmayın veremi-
yonız. Alırsanız il ve ilçe baş-
kanlanndan alın.
Davetiye alamayanlan yatıştı-
Kurultay delegeleri Deniz Baykal'ın Cinnah Caddesi'ndeki bürosunda. (Fntograf: FARUK ALTINTAŞ)
ranlar da eksik değil:
— Üzülmeyin daha çok ku-
rultay olur.
Kurultayın yapılacağı 19 Ma-
yıs Spor Salonu, tam 3 bin 844
kişi aldığından, genel merkez
planlama yapmış. Bakanlann,
milletvekillerinin dağıtacaklan
davetiye sayısı belli.
Genel merkeze gelen telefon-
lann bir kısmı da delegelere otel-
lerde yer ayırtılması için. Genel
Sekreter Yardımcısı Vamık Te-
kin, telefonun ucundaki Rize İl
Başkanı'yla konuşuyor:
— Sadece kamu kuruluşlan-
na yerieştiriyoruz. Biliyonım
söylentiler çıkıyor. Ama otelle-
re gidenler masraflannı kendile-
ri karşüıyor.
Yılmaz da Tekin de kendiJe-
rinden emin konuşuyorlar:
— 200 farkla kazanacağız. Bu
kurultay Baykal'a değil, Anka-
ra'daki otellere yarayacak.
İnönü'yü desteklemeyeceğini
açıklayan MYK üyesi Ertuğrul
Günay ise genel merkezdeki
odasında "yalnızlığı" yaşıyor.
Içerde, az sayıda delegeyle soh-
bette. Yümaz, "Bizinı Ertugnıl'a
yazık oldu" diye konuşuyor.
Ancak çoğunluk Günay'a Yıl-
maz kadar yumuşak bakmıyor.
Günay'm odasmın etrafmda do-
laşanlara katılanlar var:
— Aman içeri ginne. Orada
Baykalcıların bizim karargâha
döşediği mayın var. Basarsan,
yanarsm.
Bir di|eri de ekliyor:
— Arkadaş, Baykal'ı destek-
leyeceğini henüz açıklamadı.
Herhalde nedeni, Baykal'ın hâ-
lâ Aday olacağım, olmayaca-
ğun' diye her kurultay öncesi aç-
tığı 'papatya fah'nı bitirememe-
si.
SHP Genel Saymaıu, Fikret
Ünlü ise genel başkanın odası-
na kapanmış, salonla ilgili son
hazırlıkları gözden geçiriyor.
Ünlü'nün işi zor. Salonu ancak
bu akşam 17.00'de teslim aîabi-
lecek. Nedeni, gündüz basket
maçı olması.
Salona giremeyenler için
Gençlik Parkı'na kapalı devre
yayın yapılacak. TRT de kurul-
tayın bazı bölümlerini naklen
yayımlayacak. Salona girecekle-
rin de bir daha dışarı çıkıp kar-
gaşaya yol açmamalan için
"kumanya" hazırlatılıyor.
Hazırlıklara bakılırsa, SHP
ilk kez oldukça düzenli bir ku-
rultaya gidiyor. Tek sorun kimin
kazanacağı. Kazanacağı kesin
olan bir taraf var:
"Genel merkez çalışanlan."
Her kurultayda olduğu gibi
birer maaş ikramiye alacaklar.
Başbakanlığa danışman olan
Inönü'nün basın danışmanı Ha-
san Şahan'ın bakış açısı ise fark-
lı:
— Çalışanlar birer ikramiye
alacağına ben karşı tarafa birer
maaş ikramiye vereyim, bir da-
ha kurultay oimasın.
KURULTAYA NASIL BAKIYORLAR?
İsmail Cem
Tehdit
ve şantaj
ayıptur
ANKARA (Cumhuri-
yet Biirosu) — SHP İstan-
bul Milletvekili ve "Yeni
Sol" hareketin önde gelen
isimlerinden İsmail Cem,
kurultayda seçildikleri tak-
dirde partide hiçbir arkadaş-
larını dışlamayacaklarım
söyledi.
TBMM'de dün düzenledi-
ği basın toplanüsmda kurul-
tayı kazanmalan haJinde ya-
pacaklan çalışmalar hakkın-
da bilgi veren İsmail Cem,
mevcut statükonun devamı-
na ya da değişime karar ve-
receklerini belirterek şöyle
konuştu: "Genel merkez ko-
nuyu çarpıtmak için elinden
gelen her şeyi yapıyor. Orta-
ya yapay bir koalisyon sonı-
nu atarak tehdit ve şantaj-
larla konuyu bulandırmaya
çalısıyor."
12 Eylül sonrası depoliti-
zasyonun tüm partileri etki-
lediğjni ve partileri şirketleş-
meye götürdüğünü anlatan
İsmail Cem, partilerin de
kârdan pay bekleyen ortak-
lan haline dönüştüğünü söy-
ledi. îsmail Cem, 20 Ekim
seçimlerinin kaybedilmesi-
nin altında bu nedenin yat-
tığuu ileri sürerek konuşma-
sını şöyle süıdürdü:
"Genel merkez partilileri,
kendilerine yakın olanlar,
olmajanlar diye ikiye ayırdı.
Aynı zamanda sosyal de-
mokrat anlayışa tümüyle
ters olan politik köken far-
kını da geoel merkez parti-
ye getirdi. Böyiece de parti-
ye en büyük kötülüğü yap-
tılar."
Görüşlerinin insanların
kimliğine saygılı olduğunu,
ancak politik kimliğe karşı
olduklarını vurgulayan
Cem, tüm sosyal demokrat-
lan beraberh'k içinde bir ara-
ya getirmeye çalıştıklarını
ifade etti. Deniz Baykal'ı ge-
nel başkan adayı olarak des-
teklediklerini ve yönetim id-
diası taşıdıklarını söyleyen
Cem, "Biz farklıyız. Farklı
düşünüyoruz. SHP idealle-
rinden ve solculuğundan
uzaklaşarak düzene asimile
oldu. Siyasi pratigi eskiterek
geri kaldı. inönü ve genel
merkezi bu nedenlerin sonu-
cu olarak göruyoruz. Bu ne-
denle genel başkandan baş-
layarak partinin değişimine
inanıyonız. Bu düşünceyi
küçültmeye çalışıyorlar.
Baykal, Türkiye'de ihtiyaç
duyulan titreşimleri yarata-
cak, hallun göniünde korlaş-
mış bulunan ateşi yeniden
canlandıracaktır." dedi.
SHP kurultayının tarihi gündemîPROF.PR. CEVDET ERDOST
SHP, sadece kendi açısından değil, Tür-
kiye'nin geleceği açısından da önemli bir ku-
rultayla karşı karşıya. Bu kurultay sonucunda
SHP ya Türkiye'yi iki binli yıllara taşımaya
iddialı yeni bir kimlik ve yapıyla çıkacak ya da
çözümsüzlüğün kışır döngüsü içinde erimesini
sürdürüp gidecektir.
12 Eylül askeri rejimi ile başlayıp ANAP'la
sürdürülen on yıllık dönemin ardından, toplu-
mün demokratik özlem ve taleplerinin patla-
ma noktasına geldiği ve sosyal demokrat bir
iktidar için elverişli koşullann hazır olduğu
bir ortamda, SHP'nin 20 Ekim genel seçimle-
rindeki hezimeti herhalde hafife alınacak veya
kayıtsız tavırla gecıştinlecek bir olgu değildir.
Bugün SHP, iktidar ortağıdır. Ancak bu bir
seçim başansının değil, ortaya çıkan tablonun
bir sonucudur. Kaldı ki koalisyon ortaklığına
rağmen, kitlelerin SHP'den kopuşu ve örgüt-
teki kanama durdurulamamıştır. Parti içinde-
ki hoşnutsuzluklara kayıtsız kahnması, seçim
yenilgilerinin "iktidar ortağı" şalı ile örtülerek
gözlerden uzak tutuJmaya çalışılması, dejüsik
göriiş ve düşünceye sahip olanlann dışlanm'a-
sı, pek yakın bir gelecekte SHP'deki sorunlan
daha da çözümsüz hale getirebilecektir.
Bu açıdan son genel seçim ile bazı yerlerdeki
yerel seçim sonuçlannın ışığı altında bu kurul-
tayın birinci gûndem maddesi, parti üst yöne-
timinin SHP'yi getirip bıraküğı konumun
tartışılması ve sorgulanması olmalıdır.
Bugün SHP, kimlik kartı iyice solmuş bir
parti haline gelmiştir. Herhangi bir ulusal mo-
tivasyon ortaya koyamayan, geleceğe yönelik
iddia ve projeleri olmayan; örgütlenme yapısı,
programı ve üst yönetim kadrosuyla sosyal
demokrathğı iyiden iyiye su götürür bir parti
haline gelen SHP, artık kitlelerin umudu ol-
maktan çıkmaya başlamıştır. Tarihinde ilk
kez "ana muhakfet"ten de düşen SHP'nin yö-
neticileri, bunun sonımlulannı başka yerde
aramaya girmemelidir. Bir sayısal partide ba-
şan ya da başansızlıklar, her şeyden önce lide-
rin ve üst yönetimin hanesine yazılır. SHP'de,
en başta sorumlu olması gereken genel başkan
ve yakın çevresi, âdeta kendilerini partiden so-
yutlayarak tüm olumsuz gelişmeleri parti içi
muhal<"fWe yükleyip durumun sıradan bir izle-
yicisi, seyircişi tavnnı benimsemişlerdir.
Oysa bir siyasal parti ve onun yöneticileri
toplumun pasif izleyicisi değil, program ve
projeleriyle topluma yön veren, toplumu de-
ğiştiren bir misyonun sahibi olmalıdır. Ama
açıkça görünen odur ki yaklaşık sekiz yıldır
Sayın tnönü'nün liderliği altında yorgun dü-
şen SHP, ne kitleleri harekete geçinecek bir
ulusal motivasyon ortaya koyabilmektedir, ne
de iki binli yıllann Türkiyesi'nin ipuçlannı ve-
ren projeler üretebilmektedir. Işte, kurultayda
tartışılması gereken gündem maddelerinden
birisi de bu olmalıdır.
Aslında her zaman doğal karşılanması gere-
ken parti içi yanş, yüzeysel bir sen-ben çekiş-
mesinin çok ötesindedir. Deniz Baykal-İsmail
Cem ikilisinin temsil ettiği "Yeni Sol" görüş,
partinin mevcut örgütlenme yapısıyla, anlayı-
şıyla ve programıyla geleceğin Türkiyesi'ni
yaratamayacağı savma dayanmaktadır.
Bu nedenle tartışmalar, kısır çekişmelerin
içine hapsedilmeli; SHP'nin geleceği açısından
kurultay tutucu havadan mutlaka kurtanlma-
bdır. Hükümetten çekilme tehditleri ve koalis-
yonu bozma söylentileriyle, büyük beklentiler
içinde bulunan örgüt, tedirgin edilerek ve ku-
rultay gündeminden saptınlarak hiçbir yere
vanlamaz.
önemli ve ciddi iddialar taşıyan Baykal ve
Yeni Sol'a bir şans tanımakla SHP'nin kaybe-
deceği hiçbir şey yoktur. Belki de tam tersine
partinin yeniden saygınlık kazanması, büyü-
mesi, etkınleşmesi, geleceğe yönelik projeler
üreten siyasal örgüt haline gelmesi; federatif
yapıdan uzaklaşan ve ideolojik netliğe kavu-<
şan bir yenileşme ve değişim süreciyle birlikte
SHP'yi tek başına iktidara götürecek bir po-
tansiyelle kucaklaşma olanağına kavuşacak-
tır. Eğer SHP, CHP çizgisini geride bırakarak
gerçek bir sosyal demokrat parti olmaya soyu-
nacaksa, Baykal'ın temsil ettiği Yeni Sol'un
görüşlerinin bu kurultayda soğukkanlılıkla ve
ciddiyetle değerlendirilmesi kaçınılmazdır.
SHP'nin toparlanması ve atıhm yapması için
bu kurultay önemli bir fırsattır. Kurultay,
Türkiye'de de sosyal demokratlann yeni açı-
lımlar yaratabilecek dinamizm ve deneyim
hirikimine sahip olduklarını gnstermçlidir.
* Prof. Erdosl. Haceltepe Ümversıtesi fktisal Bölümü öğretim
üyesuhr