Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r
MHURİYET/14
H U K U M E T T E N N E B E K L İ Y O R L A R ? 24 OCAK 1992
Üçlü uyum konseyi istiyoruzHükümet-işçi-işveren üçlüsü arasındaki uyum ve diyaloğu geliştirecek 'ekonomik ve sosyal konseyin kurulmasını istiyoruz.
TÜSİAD, Fransa'da CNPF, Almanya'da BDI, tngiltere'de CBI gibi bir özel
sektör sanayi federasyonu statüsünü haiz bir kuruluştur. Ancak Dernekler
Kanunu'nun demokraük olmayan hükümleri nedeniyle, Türkiye'deki görünümü
sadece bir dernek durumundadır. 17.5.1973 tarihinde, TÜSlAD'm "Türk"
kdimesini kullanmasına izin verilmiş ve Bakanlar Kurulu 'nun 16.6.1981 tarihli
karanyla da "kamu yarûnna faaliyet gösterdiği" tescil edilmiştir. TÜSlAD'm
Atrupa'daki örnekleri gibi bir sanayi federasyonu statüsünde olduğu Avrupa
Sanayici ve Işverenleri Konfederasyonu tarafından 1988 yılmda kabul edilerek
ÜNICE'ye asli üyeliği gerçeklesmiştir. TÜSlAD'm UNICE üyeliği 9.3.1988
tarihinde Bakanlar Kurulu 'nca onaylanmıştır. Hükümet, UNICE üyeliğini
onaylamak suretiyle TÜSİAD'ın "sanayi federasyonu" niteliğini resmen kabul
etmiş olmaktadır. Ertuğrul thsan Özol (1930), TÜSİAD Genel Sekreteri'dir.
J. ürk ekonomisindeki sorunların kay-
nağını kronik enflasyon oluşturmaktadır.
Enflasyonu'n tek haneli rakamlara diişü-
rülebilmesi için istikrar programının etkin
bir şekilde ve kararlılıkla uygulanması ge-
rekmektedir. Ancak istikrar politikaları-
nın uygulanmasında ekonomideki toplam
arzı ve talebi arttıncı önlemler dikkatle se-
çilraeli ve bu önJemlerin zaman içinde net
etkisinin enflasyonu düşürecek ve sürekli
olarak bu düşük seviyede kalmasını sağ-
layacak nitelikte olmasına özen gösterilme-
lidir.
Uygulanacak politika tedbirlerinin so-
nuçlarının değerlendirilmesi, gelişen şart-
lar ışığında varsa alınması gereken yeni ön-
lemlerin belirlenmesi ve hedeflenen prog-
ramdan sapmaların düzeltilmesi için özel
sektörün de katılacağı acele bir istikrar iz-
leme komitesi kurulmalıdır. TÜSİAD böy-
le bir komite için de hizmete hazırdır
Enflasyonun temel nedenlerinin kamu
kesimi açıklan olduğu tüm kesimlerce ka-
bul edilmiştir. Ancak sürekli yükselen ve
kronik bir yapı kazanan enflasyonun bir
diğer önemli nedeninin de psikolojik fak-
törler olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Ki-
şilerin gelecek ile ilgili beklentilerinin yük-
sek bir enflasyon olusacağı yönünde olma-
sı ve özellikle tüm kontraıların bu beklen-
tilerden yola çıkılarak belirlenmesi enflas-
yonu sürekli beslemektedir.
Bu nedenle ülke çapında kamu ve özel
kesimin katıldığı çok kapsamlı bir tasar-
ruf ve israfları önleme kampanyası baş-
latılmalıdır. Geçmiş yıllarda uygulanan ve
çok başarılı olan aşı kampanyası şeklinde,
tüm ilgili kesimleri hedef alan böyle bir gi-
rişimin psikolojik enflasyonist beklentile-
rin kırılması açısından büyük yarar sağla-
yacağını düşünüyoruz.
Türkiye'de vergi adaletinin sağlanması
ve etkin bir vergi denetim mekanızmasının
geliştirilrtıesi için özel sektörün aktif şekil-
de katılacağı bir vergi reform komisyonu
kurulmalıdır. Çok yetersiz bulunan vergi
kontrol sisteminin etkinliğini arttırma
amacıyla yeminli mali müşavirlik sistemi
süratle devreye sokulmalıdır.
Son yıllarda bozulan çalışma banşının
en kısa sürede sağlıklı bir yapıya kavuştu-
rulması büyük önem taşımaktadır. 1991 yı-
lında grevlerde kaybolan işgünü sayısında-
ki rekor artış bu konuda önlemlerin süratle
alınması gereğine işaret etmektedir. Son
günlerde çalışma yasalarında önerilen ba-
zı değişiklikler önemli sorunlara yol aça-
cak niteliktedir. On bir AT ülkesinin dahi
henüz onaylamadığı çalışma yaşamına iliş-
kin bazı düzenlemelerin ülkemizde uygu-
lamaya konmak istenmesi, daha verimli
çalışma yöntemieri arayışındaki işletmele-
rin bu amaçlarına ulaşmalarını engelleyi-
ci niteliktedir. Bu nedenle, Türk sanayü
için hayati önem taşıyan konuların tüm il-
gili kesimlerde tartışıldıktan sonra uygu-
!amaya konması gerekliliğine inanıyoruz.
Ülkemizde piyasa ekonomisinin tam an-
lamıyla işlerlik kazanması ve kaynaklann
en etkin bir şekilde dağılımının sağlanabil-
mesi için özelleştirme programınjn önemi
artık tüm kesimlerce kabul edilmiştir. Bu
konudaki çalışmalara hız verilmeli ve dev-
letin sahip olduğu iktisadi işletmelerin sa-
yısını en aza indirecek tüm yollar denen-
melidir.
Özelleştirme çalışmalannda çeşitli ke-
simlerin görüş ve önerilerinin dikkate alın-
masının sağlanması amacıyla bir özelleş-
tirme danışma konseyi oluşturulmalı ve bu
konseye işçi ve işveren kuruluşlan, üniver-
siteler, sermaye piyasası vb. kesimlerden
temsilcilerin katılımı sağlanmalıdır.
Modern demokrasilerin özel kuruluşla-
rına sağladığı en önemli olanak bunlann
görüşlerini hükümete iletebilmeleri için
ekonomik ve sosyal konsey adı altında özel
bir organizasyon geliştirilmiş olmasıdır. Bu
yolla merkezi hükümet ile çeşitli işçi ve iş-
veren kuruluşlan arastnda diyalog arttın-
labilirken, gerginlikler de en aza indirile-
bilmektedir. Ülkemizde parlamento ve hü-
kümet ekonomik ve sosyal konularda ışık
tutacak, özel sektör ile ilgili sorunlarda hü-
kümete danışmanlık yapacak, hükümet-
işçi-işveren üçlüsü arasındaki uyum ve di-
yaloğu gerçekleştirecek yeni bir orgamn
kurulması şarttır. Belli başh gönüllü işçi-
işveren kuruluşlanmn temsilcilerinden olu-
şacak konseye bağlı olarak aşağıdaki ko-
nularda kamu ve özel sektör ortak çahş-
ma komiteleri oluşturulması programa
alınmalıdır:
1) Stabilizasyon izleme. 2) Para ve kre-
di işleri (banka ve borsa dahil). 3) İşçi-
işveren ilişkileri. 4) Vergi reformu. 5) Bütçe
reformu. 6) Özelleştirme. 7) Sanayideglo-
balizasyon. 8) Ekonomik verimlilik ve ka-
lite devrimi. 9) Arzı arttıncı tedbirler. 10)
Kamu yönetiminde modernizasyon.
StREtEK
HABERLERIN DEVAMI
OLAYLARIN
ARDBNDAKI
GERÇEK
(Baftarafı 1. Sayfada)
duğu gibi yine İnönü-Baykal
hesap/aşmasıyla mı nokta-t
lanacak?
tkinci olasılık ağır basıyor.
Oysa SHP'nin daha değişik
kurullaylara gereksinmesi var.
Çünkü hem SHP'nin içinde ya-
şadığı sorunlar hem de genel
olarak sosyal demokrasinin
karşt karşıya bulunduğu çık-
mazlar, dahafarklı kurultayları
gerekli kı/ıyor. Seçim madde-
sinden yoksun platformlarda,
sorunların enine boyuna tartı-
şılmasıyla kısırlık kapamndan
daha kolay çıkılabilir.
Gündemde ciddi konular yer
alıyor:
Sosyal demokrasinin bölün-
müslüğü... Örgüt ve örgütlenme
anlayısı... Yeniden yapılanma...
Programda ve sö'ylemde yeni-
leşme... Kitlelerde yaratılması
şart olan geleceğe dönük olum-
lu beklentilerle güven
duygusu...
Bunlann lümünün de çok
ivedi olduğunu kimse yad-
sımıyor.
Genel başkan adayları haklı
olarak bunları gerçekleştirmek
için yarıştıklanm söyleyebi-
lirler.
Mugüne dek yapttkları gibi...
A ma partide henüz kıstrdön-
gü kırılabilmiş değil. Kıl payı
farklarla ahnacak kurultaylar
bu durumu değiştirebilir mi,
kuşkuluyuz.
Oysa Türkiye'de demokrasi-
nin gerçekten güçlü bir sosyal
demokrasiye çok ihtiyacı var.
* * *
Davos(Baftarafı 1. Sayfada) dostluğu-
na katkıda bulunanlara iki yıl-
da bir vcrilen "Abdi İpekçi Ba-
rtş ve Dostluk Ödiilii" törenle-
rine katılmak için Atina'da bu-
lunan Akıman, Türk hüküme-
tinden ya da başka bir liderden
Mitsotakis'e hiçbir yazılı ya da
sözlü mesaj getirm-ediğini
söyledi.
Şimdiki halde Akbank Sanat
ve Kültür Danışmanlığı görevi-
ni yürüten Akıman, Mitsotakis-
le Demirel'in şu anda başbakan-
lık koltuklannda oturmalarının
Türk-Yunan ilişkilerinin gelece-
ği için "olumlu" bir anlamı ola-
bileceğini belirtti. Bu nedenle
Türk ve Yunan başbakanlarının
bu ay sonunda Dünya Ekono-
mik Forumu Toplantısı için gi-
decekleri Davos'ta yapacakları
görüşmenin "olumlu sonuçlar"
getirebileceğine inandığını kay-
deden Akıman, "Demirel ve
Mitsotakis, Türk-Yunan ilişkileri
konusuna hâkim iki deneyimli
devlet adamıdır" dedi.
Öte yandan Davos görüşme-
sine karşı oldukça duyarlı olma-
sına karşın Yunan gazeteleri,
Başbakan Mitsotakis'in Davos
ziyaretine "resmen" eşlik ede-
meyecekler. Hükümet sözcülü-
ğünün yaptığı açıklamaya göre
Mitsotakis, yanına sadece 6 eko-
nomi muhabiri alacak. Davos'a
gitmek isteyen diğer gazetecile-
re ise masraflan "kendilerine ait
olma şartıyla" gerekli kolayhk-
lann sağianacağı duyuruldu.
Oysa Mitsotakis bu gibi durum-
larda vanına bir uçak dolusu ga-
zeteci almakta ve bunlann mas-
raflan ve rezervasyonları devlet
bütçesinden karşılanmaktaydı.
Mitsotakis'in bu tutumu, Gaze-
teciler Cemiyeti'nin jiddetli tep-
kisine yol açtı.
Cudî'de operasyon sürüyorHaber Merkezi — Güney-
doğu'da, Cudi Dağı ve çevresin-
de PKK'ya yönelik operasyonun
sürdüğü bildirildi. Bölgede dün
yoğun hava hareketliliği yaşan-
dı. Silopi'de bir mezraya zırhlı
birliklerin düzenlediği operas-
yonda 4 kişinin gözaltına alın-
ması üzerine kalabalık bir grup
ilçe merkezinde protesto yürü-
yüşü yaptı. Tarsus'ta da bir jan-
darma karakolu otomatik silah-
larla tarandı.
AA'nın Genelkurmay Basın
ve Halkla llişkiler Şubesi yetki-
lilerine dayanarak verdiği haber-
de Cudi Dağı'nda odaklanan
PKK'ya yönelik operasyonlarda,
"böliicü eşkıyaya ağır zayiat ver-
dirildigi yönünde bilgiler
bulunduğu" kaydedildi. Şube
yetkilileri, "Bölgede operasyon-
lar dün de vardı, bugün de var-
dı, yann da obcak" şeklinde ko-
nuştular.
öte yandan Şırnak ve Siirt yö-
resinde dün, savaş uçakları ve
vurucu gücü yüksek helikopter-
lerden oluşan hava unsurların-
da hareketlilik gözlendi. Siirt-
in Eruh ılçesi yakınlannda,
Gabar-Herekol-Cudi Dağı üçge-
ninde, dün sabahtan itibaren
Dikboğaz köyüne doğru önce
asker, daha sonra da korucular,
helikopterlerle taşındı.
Şırnak'ta ise önceki gün öğ-
leden sonra yaşanan hava hare-
ketliliği, dün saat 16.00 suları-
na kadar sürdıi.
"Güneydoğu olayları
gizlendi"
Lice ve Kulp'ta meydana ge-
len olayları yerinde incelemek-
le görevlendirilen TBMM İnsan
Hakları Inceleme Alt Komisyo-
nu üyeleri, "basına sızar ve san-
Bakan-mîlletvekîlî kapışması
(Baftarafı 1. Sayfada)
"Benim kimseye bir lira borcum
yok. Şirketler çalışır. Şirketin
borcu olur, alacağı olur. Döner
o" karşılığını verdi.
"Benim kimseye bir lira borcum
yok. Şirketler çalışır. Şirketin
borcu olur, alacağı olur. Döner
o" karşılığını verdi.
Çağlar, diğer sorulanmızı da
şöyle yanıtladı:
— Sayın Gedik'in sizinle ilgi-
li bir soru önergesi daba var.
Hisselerini devrettiğiniz şirketle-
rinize ait banka ve SSK borçla-
n olup olmadıgını soruyor.
ÇAGLAR — Açıklanmaz ki
onlar kardeşim. Adam söyler mi
şimdi? Türkiye Cumhuriyeti
Merkez Bankası'na gidiyorsun.
Senin ne kadar borcun var? Ol-
maz onlar. Saçma saçma şeyler
bunlar. Çoluk çocuk diyorum
ya.
— SizİDİe ilgili çok sa>ıda yol-
suzluk iddiası var. ANAP döne-
minde didik didik arandığı hal-
de bir şey bulunmadığını söylii-
yorsunuz. Sizce bu iddialar ne-
den ortaya atılıyor?
mam. Bir gazetede o konuda
haber çıkmış. Ben onun seviye-
sine inmem.
— Sayın Gedik'in sözlü soru
önergesine yanıt verecek misi-
niz?
ÇAĞLAR — Soru bana so-
rulmamış. Ama gerekli cevap
verilir.
Yılmaz'ın tepkisi
ANAP'h Mehmet Gedik'in
yolsuzluk iddiasıyla suçladığı
bakanlardan Devlet Bakanı
Mehmet Ali Yümaz, "Benim ne
vergi borcum var ne de SSK bor-
cum. Devlete bir kuruş bile bor-
cum yok" d£di. Yümaz, 1980 y\-
lından bu yana her yıl Trabzon
L
da vergi rekortmeni olduğunu
belirterek şöyle konuştu:
' ANAP Milletvekili Mehmet
Gedik, meseleyi araştırınadan
Meclis'e getirdi ve bizlere çamur
attı. Ama şimdi iş (ersine dön-
dü. Kendisi ve ailesine ait ihale-
terin hesabını versin. Bizi yıllar-
dır herkes tanıyor. Yeni olan on-
lar."
ÇAGLAR - (Güierek) En Batallı'nın goruşu
popüleri benim de ondan.
— Yolsuzluk iddialannı sade-
ce popülaritenize mi bağlıyorsu-
nuz?
ÇAGLAR — Yolsuzluk değil
onlar. Olayı saptırmayın. Yol-
suzluk olsa açıklanırdı. Sekiz se-
ne iktidar onların elindeydi. Her
şey açıktır. Ben kalkıp ne de-
dim? '1980 öncesi ben de vergi-
min bir kısmını vermemiş
olabilirim' dedim. Ama vergi
mevzuatı, '5 yJdan sonrssına
kimseye soruşturma yapılamaz'
der.
— Vermediginiz vergilerin bo-
yutları neydi?
ÇAGLAR — O, 1980 önce-
siydi. Bunlar artık kapandı, gü-
nün konusu değil. Kamuoyu ar-
tık bununla ilgilenmiyor. Hiç-
kimse ilgilenmiyor. Kamuoyu
böyle şeylerden bıkmış. Ben ka-
muoyu önünde kendimı aklamı-
şım. Bugüne kadar bir şey yok
ki. Elli günde mi bir şeyler ol-
muş?
— Kamuoyu bunlarla ilgilen-
miyor diyorsunuz, ama partiniz
hesap sorma vaadiyle iktidara
geldi. Bu yöndeki her adım da
kamuoyunda büyük ilgi görii-
yot.
"Servetimi DYP için
harcadım"
ÇAGLAR— Kamuoyu be-
nimle ilgili iddialarla ilgilenmi-
yor. Bert on senedir DYP'yi ik-
tidara getirmek için servetini
harcamış adamım. ANAP bizim
hesaplanmızı 72 kere kontrol et-
tirmiş, bir şey çıkaramamış.
Adama, 'Neredeydin kardeşim
sekiz senedir' derler.
— Sayın Gedik ile ilgili iddi-
alanıuzı siz de Meclis'e getirecek
misiniz?
ÇAGLAR — Ben o işe karış-
ANAP'h Mehmet Gedik'in
suçladığı bakanlardan Devlet
Bakanı Mehmet Batallı, devle-
te hiçbir borcu bulunmadığını,
az miktarda alacağı olduğunu
söyledi. Batallı, 30 yıldır şirketi
bulunduğunu ifade ederek şöy-
le konuştu:
"Çok çetin bir seçim dönemi
gecirdik. Bizim Gaziantep kü-
çük yerdir ve milletvekillerinin,
adayların şeref ve haysiyetlerine
çok önem verilir. Herhangi bir
usulsüzlügümüz olsaydı, çoktan
söylenirdi. Böyle şeylerin gizli
kalması mümkiin değil. Bcn.m
veremeyeceğim hiçbir hesap
yoktur. Bugüne kadar da ben ve
ailem baysiyetimize zarar vere-
bilecek hiçbir davranışta veya iş-
lerade bulunmadık."
Gedik: İddiayı yine
TBMM'ye getireceğim
Cavit Çağlar'ın ga2etesi Bur-
sa Olay, ANAP'lı Gedik'i "İha-
lelerin gediklisi" olarak niteler-
ken ANAP Bursa Milletvekili
Mehmet Gedik, Devlet Bakanı
Orhan Kilercioğlu'mın, beş tril-
yoner bakan hakkındaki sorula-
nna tatmin edici yanıtlar verme-
diğini belirterek özellikle Devlet
Bakanı Cavit Çağiar hakkında-
ki iddiaları yeniden TBMM'ye
getireceğini söyledi. Gedik, aile-
sinin 1950 yılından başlayarak
inşaatçıhk yaptyjını anlattı ve
"Çig yemedik ki karnımız
ağnsın" dedi. Gedik, 1989'dan
itibaren beş il daimi encümen
üyesinin DYP'li olduğunu, aile-
sinin aldığı ihalelerde DYP'li bu
üyelerin imzalan bulunduğunu
kaydetti. Gedik, o dönemde
DYP Grup Başkanvekili Turan
Tayan ile DYP Bursa Milletve-
kili Yümaz Ovah'nın da il dai-
mi encümeni olarak görev yap-
tıklarını ifade ederek "Sayın Ta-
yan ile Sayın Ovalı'nın da aldı-
gımız ihalelerde imzalan vardır.
Bizim gizlimiz saklımız yok,
kimseye veremeyecegimiz hesa-
bımız da yok. Ben ve ailem hiç-
bir zaman politikayı kullanarak,
özel işlerimia yürütmedik" di-
ye konuştu.
ANAP'h Gedik, Cavit Çağ-
lar'ın Bursa Olay gazetesinde,
kendisini "thalelerin gediklisi"
olarak niteleyen habere dikkati
çekerek "Aldığımız bütün ihale-
lerin hesabını vermeye hazınm.
Sayın Çağlar öne çıksın, kendi-
si hakkındaki kuşkularımızı
gidersin" dedi.
DYP Grup Başkanvekili Tu-
ran Tayan ise il daimi encümeni
olarak sadece yapılan ihalelere
nezaret ettiklerini belirterek şun-
lan söyledi:
"İhalelerde puantajı yapan
biz değiliz. thale yeterlilik bel-
gesini de biz degil, Bayındııiık
Bakanlığı verijor. Biz sadece
ihale sırasında olacak, yapüacak
usuLsiızlüklere müdahale edebi-
liriz. Kaldı ki son yapılan birkaç
ihalede Gedik ve yakınlarının
firraalannın en yüksek puanı al-
maları dikkat çekici göruldü ve
Sayın Vali ikaz edildi. İhale sı-
rasında biz ikaz ettik. En yük-
sek puanı alan üç firmadan biri
Gedik'in kendisine, biri ortagıy-
la beraber kendisine, digeri de
babasına aittir. Dikkatimizi çek-
ti, tesadüf mü diye sorduk. Gü-
nün şartları içinde yapacağımız
başka bir şey yoktu, ihale yapıl-
dı."
DYP'li Tayan, Gedik hakkın-
da ihaleler nedeniyle ortaya atı-
lan bazı iddiaları TBMM'ye ge-
tirmeyi düşünmediğini de kay-
detti.
Bu arada Çağlar'a yakmlığı
ile tanınan Bursa Milletvekili İb-
rahim Gürdal, ANAP'h Meh-
met Gedik'in yakınlanna ait şir-
ketlerin aldığı ihaleleri soru
önergesi konusu yaptı. Gürdai,
Mehmet Gedik'in milyarlık iha-
leler aldıklarını belirterek
"ANAP milletvekili Mehmet
Gedik özellikle Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı'na ait ibalelerin
büyük bölümünü nasıl
alabilmiştir" diye sordu.
Gürdal, soru önergesinde şu
görüşleri dile getirdi:
"Kamuoyunda büyük yankı-
lar uyandıran devlet hastanesi,
sağlık ocağı ve okul inşaatı iha-
lelerine, milletvekili sıfatını kul-
lanarak babası ve aracası adına
nasıl girmiştir?
İhale dosyalannın puaniandı-
nlmasında siyasi güç kullanılmış
mıdır? Aldığı tüm ihaleler ait ol-
duğu ilgili bakanlıkiarca bugü-
ne kadar neden araştınlmadı?"
Gürdal'ın hazırladığı listeye
göre Mehmet Gedik'e ait Gedik
inşaat Ltd'nin Çıraklık Eğitim
Merkezi ve Ticaret Lisesi inşa-
atı ihalelerinin keşif bedeli 1.5
milyar lira.
*
SOSYAÜST PARTİ
Te): 144 12 94/ 145 44 81
TÜRK ve KÜRT MÜZİĞI OKYANUSLARLA KUCAKLAŞIYOR
ENTERNASYONAL $ENLİK '92AFRİKADAN
ModouSsckv*
Arkad^lan
KUBA'DAN
Raferf 0* La Ton»
Guamre
RUSYA'DAN
VifMika Top)u(uju
EDİP AKBAYRAM
*• DOSTLAR
• CRUP DEVIL • MUSA EBOCLU • FIRAT BASKALE • BESIR BILICIER
• MKM KOMA MEZRABOTAN* FEVZI KURTULUS • ALAATTIN US • TONCUC
25 OCAK CUMARTESİ / SAAT: 19.00 / ABDİ İPEKÇİ SPOR SALONU ZEYTİNBUBNU
MLETLERIAŞAODAKİ MERKEZLEROEN ALABtLRSIHtZ DÛMÜŞ < M YETERLİ 0T06ÛS SAALANHÇT*).
NİŞAMTAŞ»: AKADEMI KITABEV1 KADIKÛY: AKYUZ KITABEVİ, GENÇUK KlTABEVt. MODA SINEMASl • 10OOE OOCKU
BEYOÛLU 8EYOĞLU SINEVHSI HAÇKA: OOSTLAB TIYATROSU • SP ISTANSUL İL VE İLÇE ÛRGÜTLERI
sasyon olur" gerekçesi ile çok
şeyi raporlanna yazmadıklarını
söylediler.
SHP Siirt Milletvekili ve İn-
san Hakları Alt Komisyonu
üyesi Zübeyir Aydar, UBA mu-
habirinin bu konudaki soruları-
nı cevaplandırırken "Orada
yaptığımız göriişmelerin bir kıs-
mını raporlara yansıtmadık.
Bunun nedeni kişileri konımak-
tı. Çünkü bunlann bir kısmı
sohbet sırasında edinilen bilgi-
lerdi ve rapora yazıldığı zaman
devlet yetkilisi olan o kişileri sı-
kınlıya sokardı" dedi.
SHP'de son
(Baftarafı 1. Sayfada)
kökenli milletvekilini de listeye
almayı düşünen tndnü'nün,
Baykal yanlılarından bir iki isim
almak konusunda henüz bir ka-
rar vermediği belirtiliyor.
Baykal'ın listesinin hazırlan-
masında ise kurmayları İsmail
Cem, Algan Hacaloğlu, Eşref
Erdem, Enis TUtüncü gibi da-
nışmanlanyla kendisini destek-
leyen belediye başkanlan aktif
rol oynuyor.
Bu arada, Deniz Baykal'ın,
adaylık konusunda bazı arka-
daşlanndan "özveri"de bulun-
malarını istediği öğrenildi. Bay-
kal'ın bu isteğinin, "geniş yel-
BUTÇEYE 2 TRILYONLUK EK
Erken emeklilik
Meclis'ten geçti
ANKARA (Cumfluriyet Bü-
rosu) — Yaş sınırı olmaksızın
kadınların 20, erkeklerin ise 25
yılda emekli olmalannı öngören
yasa önerisi, dün TBMM'de,
ANAP'ın engellemelerine rağ-
men kabul edildi. Devlet Baka-
nı Şerif Ercan, yasayla 149 bin
560 kişinin emeklilik hakkı el-
de edeceğini, bunlardan emekli
olmaları beklenen yüzde 10 ve-
ya 20'sinin bütçeye bir veya iki
trilyon lira yük getireceğini söy-
ledi.
ANAP grubu adına konuşan
Ateş Amiklioğlu erken
emekli olacakların büyük bölü-
münün devlet kadrolarında yer
alacaklarını savundu. Erken
emekliliğin hükümet tarafından
saptırıldığını ve rakamlarla dü-
ğüm haline getirildiğini kayde-
den Amiklioğlu, kaynak aktanl-
madan getirilecek düzenlemenin
telafisi mümkün olmayan tah-
ribatlara yol açacağını kaydet-
ti.
SHP grubu adına söz alan
Mehmet Dönen, bir arabanın
bir litre benzinle 100 kilometre
gidemeyeceğini belirterek
ANAP'lılara "Siz Türkiye'de
insanlann hangi koşullarda ça-
lışlığına biç baktmız mı? 16 ya-
şında sigortalı olan bir kişinin
mevcut yasaya göre 43.5 yıl ça-
lışması gerekiyor.l980sonrasın-
da çalışanlarımız yorulmuş, el-
lerinden alınan demokratik hak-
lan vuzuıHen çalışacak lakallan
kalmamıştır. Bu kişilerin yerle-
rine gelecek genç ve dinanük ki-
şiler üretimi arttınr" diye ko-
nuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Moğultay, ta-
sarının yasallaşmasından sonra
yaptığı teşekkür konuşmasında,
önümüzdeki günlerde çalışan-
larla emekliler arasındaki maaş
farkını da giderid bir dizi ön-
lemler getireceklerini kaydetti.
i af£ı başlıyor
(Baftarafı 1. Sayfada)
sü Akın Gönen, Bakanlar Kuru-
lu'nun Konut ve Şehircilik Ba-
kanlığı kurulmasına ilişkin ya-
sa tasansının TBMM'ye sevkini
kararlaştırdığını bildirdi.
Kayırma ve suiistimal iddiala-
nnı önlemek için thale Yasası'n-
da yeniden düzenlemeye gidile-
ceğini açıklayan Gönen, Bakan-
lar Kurulu'nda 3, 6 ve 9 aylık
Hazine bonolarına uygulanan
yüzde 10'luk stopaj oranlannın
yüzde 15'e çıkanldığını, yüzde
10 olan 12 aylık Hazine bonosu
stopaj oranının ise değiştirilme-
diğini söyledi.
Gönen'in verdiği bilgiye göre,
Bakanlar Kurulu ekonomik pa-
kette öngörülen vergi tahsilatı-
nı kolaylaştırıcı önlemler içeren
tasanyı kabul etti. Buna göre,
vergi asıllarının ödenmesi koşu-
luyla gecikme zammı, gecikme
faizi ve vergi cezası alacakları-
nın bir kısmının tahsilinden vaz-
geçilecek. Gönen, tasanyla tah-
silatın hızlandınlması ve ihtilaf-
ların azaltılmasının amaçlandı-
ğını belirterek şunları söyledi:
"Bu kanunun yüriirlüge gir-
diği tarih itibariyle (bu larih da-
hil) vadesi geldiği halde öden-
memiş olan ya da odeme süresi
henüz geçmemiş bulunan; 213
sayüı Vergi Usul Kanunu kapsa-
mına giren vergi, resim ve harç-
lann tamamı ile bu alacak asıl-
lanna isabet eden gecikmiş zam-
mı, gecikme faizi ve vergi ceza-
lannın ayn ayn yüzde 30'unun
3 eşit taksitte M Ağustos 1992
tarini sonuna kadar tamamen
ödenmesi ve ihtilaf yaratılma-
ması, yaratılmış ihtilaflardan
vazgeçilmesi şartıyla gecikme
pazeli ve parti içerisindeki tüm
kanatlan kucaklayan" bir parti
meclisi oluşturmak isteğinden
kaynaklandığı belirtildi. Bay-
kal'ın son şeklini vereceği liste-
de, milletvekillerinin ağırlıkta
olacağı kaydediliyor.
Yeni Sol'un listesine "banko"
girecek isimler arasında, İsmail
Cem, Ali Dinçer, İsiemihan Ta-
lay, Adnan Keskin, Enis Tütün-
cü, Mümtaz Soysal, Ertuğrul
Günay, Erol Tuncer, Eşref Er-
dem, Fuat Atalay, Asaf Savaş
Akat, Birgen Keleş, Güler Tan-
yolaç, Asuntan Çiğiltepe ve
Türkân Miçoğullan'nın adı ge-
çiyor. Bunun yanında, Erzan
Erzurumluoğlu, Tevfik Çavdar
ile Veli Aksoy'un da adlarından
söz ediliyor.
Bu arada, Yenilikçi grubun
önde gelen isimlerinden Ertuğ-
rul Günay, Yeni Sol'un listesin-
de yer alıp almayacağı yolunda-
ki bir soruya, "Biz büyük bir
parti meclisi istiyoruz. Partinin
bütün tabanını, hatta bütün
Türkiye'yi kapsa\-?bilmeli. Bu
öneri hem Sayın İnonu'ye hem
de Sayın Baykal'adır. Hiçbir liste
pazarlıgımız yoktur" yanıtını
Verdi.
Taraflann ilgi odağı duru-
munda olan HEP kökenli mil-
letvekilleri cephesinde ise henüz
netlik sağlanmadı. HEP kökenli
milletvekillerinin genel merkez-
den yana tavır alması bekleni-
yor. Ancak, Yeni Sol, Güneydo-
ğu'da delege ağırlığını sağlaya-
bilmek için bölge milletvekille-
ri ve HEP kökenlilerle temaslar-
da bulunuyor. Baykal'ın Kstesin-
de HEP kökenli milletvekillerin-
den birkaçının yer alması için
çaba harcandığı öne sürülüyor.
SHP Batman Milletvekili Ab-
dülkerim Zilan ise HEP köken-
li milletvekilleriyle toplantı yap-
tığı yolundaki haberlerin doğru
olmadığını belirterek Cumhuri-
vet'e "Bafman'dan gelen il ve il-
çe başkanlan, dekgelerle görii-
zammı, gecikme faizi ve vergi
cezalarının kalan yüzde 70'inin
tahsilinden vazgeçilmektecir.
(Gecikmiş kısmi ödemelerde ay-
nı oran uygulanacaktır.)
Tasarı ile ayrıca, Gelir, Ku-
rumiar ve Katma Değer vergile-
rinde matrah arttırımı yapıl-
makta, işyeri kapatma, kaçakçı-
lık ve kaçakçılığa teşebbüs ceza-
sının uygulanmaması öngöriil-
mektedir."
Matrah arttınmı
Gönen, Gelir ve Kurumlar
Vergisi yükümlülerinin
1987-1990 yıllanna ait vergiye ta-
bi matrahlanm, tasanyla belir-
lenen asgari nispet ve miktarlar-
da arttırarak bu miktarlar üze-
rinden Gelir Vergisi mükellefle-
rinin yüzde 40, Kurumlar Vergisi
mükelleflerinin de yüzde 50 ora-
nında vergi ödemeleri halinde
Cumhurbaşkanı ve Kararnameler
(Baştarafı 2. Sayfada)
sahip bulunması doğaldır. Aksini düşünmek,
imza makamını, önüne gelen her evrakı oto-
matik olarak imzalayacak bir robot gibi gör-
mek olur.
Hatırlanacağı gibi, Türk siyasal tarihinin
parlamenter cumhurbaşkanı kaübına kuşku-
suz en uygun cumhurbaşkanı olan rahmetli
Fahri Konıtürk bile, böyle bir anlayısı, kendi-
sinin "Çankaya noteri" olmadığı gerekçesiyle
protesto etmişti (kaldı ki, noter de önüne gelen
belgeyi hukuka uygunluk açısından inceleme-
ye mecburdur).
Şu halde, bir yürütme işleminde sorumsuz
cumhurbaşkanı ile sorumlu hükümetin irade-
lerinin birleşmesi zomnluluğu, yürütmenin bu
iki unsuru arasında düzenli bir diyaloğu da
zorunlu kılmaktadır. Bu diyaloğu da zorunlu
kılmaktadır. Bu diyaloğun elbette. insana as-
keri bir düzeni hatırlatan "haftalık olağan gö-
rüşmeler" biçiminde gerçekleşmesi gerekmez.
Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında diya-
log ve iletişimi sağlamanın çeşitli yollan ko-
layca bulunabilir. Böyle bir diyalog, pek çok
sorunu, daha ortaya çıkmadan olumlu bir çö-
zûme ulaştırabilecektir.
Yetkilerin sınırı
Cumhurbaşkanının yürütme işleri üzerin-
deki yetkileri, aynı zamanda bu yetkilerin sını-
nnı da ortaya koymaktadır. Cumhurbaşkanı-
nın yetkileri, kendisine bilgı verilme, danışıl-
ma ve gerekırse uyarmadan bulunma sınınnı
aşmamahdır. Diğer bir deyimle, cumhurbaş-
kanı uyanda bulunduktan sonra hükümet ilk
görüşünde ısrar ederse, cumhurbaşkanının
bunu siyasal takdirin bir ifadesı olarak göre-
rek kararnameyi imzalaması, parlamenter re-
jimin ruhuna uygun olan yoldur. Gerçi cum-
hurbaşkanının bir kararnameyi imzalama
konusunda "hukuki" bir mecburiyet altmda
olduğu söylenemezse de, sorumsuz cumhur-
başkanının, Meclis'in güvenini taşıyan so-
rumlu hükümetin siyasal programını gerçek-
leştirmesini engellemesi sonunda ciddi bir
siyasal ve anayasal bunalıma yol açabilir. Tür-
kiye'de böyle bir durumun ortaya çıkması ha-
linde, bundan en büyük zaran, sağlıklı bir
pekişme (konsolidasyon) sürecine ginniş olan
genç Türk demokrasisinin göreceğinden kim-
senin şüphesi olmamalıdır.
Memnuniyetle belirtmek gerekir ki, bu sa-
tırların yazıldığı andaki gelişmeler, böyle bir
kötümser beklentiye hak vel-dirmemektedir.
Şu ana kadar ne Sayın özal nihai siyasal tak-
dirin hükümette olduğunu inkâr etmiştir, ne
Sayın Demirel cumhurbaşkanının bilgi edin-
me, danışılma ve uyarma yetkilerini yok say-
mıştır. ömürlerinin yandan çok fazlasını en
üst kademelerde devlet hizmetine adamış olan
bu iki devlet adamımızın, anayasa kurallanna
uygun makul bir yetki bölüşümünün yöntem-
lerini bulmakta zorlanmayacaklannı düşün-
mek, herhalde aşın bir iyimserlik değildir.
şüyoruz. Genel temayül, genel
merkezin desteklenmesinden ya-
nadır. Ama bu toplantılar süre-
cek. Gerekirse civar illerin dele-
geleriyle de gönişerek karar
vereceğiz" dedi.
SHP kurultayına katılacak
delegeler, Stat, Dedeman, Kent,
Bulvar gibi otellerde yoğunlaş-
tılar. Bu otellerin lobilerinde ku-
lis faaliyetleri sürerken, İnönü-
yü destekleyen bir grup delege
de Hâkim Evi'nde konuk edili-
yorlar.
Öte yandan, kurultay önce-
sinde en çok tartışılan konu ha-
line gelen "hükümette kalıp
kalmama" sorunu, dün de gerek
Inönü, gerekse bakanlar tarafın-
dan gündeme getirildi. Genel
BasJcan lnönü, "kaybederse"
Başbakan Yardımcılığı'nı derhal
bırakacağını kaydederken Ba-
yındırlık ve İskân Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı da yönetim de-
ğişikliği halinde SHP'li bakan-
lann istifa etmesi gerektiğini sa-
vundu. Kumbaracıbaşı, "parti-
yi iyi yönetemedigi iddia edilen-
lerin hükümette kalmasının bir
çelişki olacağım" belirterek
"Demokrasinin kurallan var.
Kim daha iyi ise partiyi de ül-
keyi de o yönetmelidir. Bu işle-
ri hiçbir arkadaşımu koltuk sev-
dası için yapmaz" dedi.
SHP kurultayının "son vira-
jında", delegeler kaldıkları otel-
lerin lobilerinde ve başkentin
büyük lokantalannda kulis fa-
aliyetini yürüttüler. Delegeler.
bugün de çeşitli toplantılara ka
tılacaklar.
Genel başkanük yanşı heyeca-
nı giderek artarken kurultayın
yapılacağı salonun hazırlanma-
sına da bugün başlanıyor. Bay-
kal yanlılan, bir "sürpriz" ola-
rak Deniz Baykal'ın dev poste-
rini salona asmaya hazırlanıyor.
Bu arada, TRT'nin kurultayın
bazı bölümlerini naklen verece-
ği öğrenildi. TRT, Iiderlerin sa-
lona gelişleriyle konuşmalarını
ve sonucu naklen iletecek.
söz konusu döneme ait defter ve
belgeler üzerinde yılhk Gelir ve
Kurumlar Vergisi incelemesi ya-
pılmaması doğrultusunda dü-
zenleme yapıldığmı söyledi. Gö-
nen, "Aynı imkân KDV mükel-
leflerine de biraz daha değişik
bir yöntemle sağlanmaktadır"
dedi.
Akın Gönen, Gümrük Vergi-
si ve resimlerinin asıllarının ta-
mamı ile bunlara ait para ceza-
ları ve gecikme zamlarının da,
yüzde 30'unun ödenmesi koşu-
luyla yüzde 70'lik bölümünün
tahsüinden vazgeçileceğini açık-
ladı. Bakan Gönen, bu yolla 50
milyar lira dolayında ek bir kay-
nak sağlanacağının tahmin edil-
diğini kaydetti.
'Alollk
(Baftarafı 1. Sayfada)
G.G., "İlk gece, beraberiiğin ilk
adımıdır" dedikçe telefondaki
kadın sesi G.G., heyecanla sar-
sılıp, o anın güzel düşlerine da-
lar. Sürdürür konuşmasını tele-
fondaki kadın; "Unutmayın ki
ilk gece bir sınav değildir. Umut-
la beklediğiniz bir beraberiiğin
başlangıcıdır. Hoş bir başlangıç
sizin efiniidedir?'"
G.G. her gün oıanaK DUIUUR-
ça, bıkmadan usanmadan, cin-
sel bilgiler veren "Alo Doktor"
servisinin numaralanm çevirip,
anlatılanlan dinleyerek pembe
düşlere dahp gider. "Umutla bir
başlangıcı" beklemektedir. G.G.
Ama tath bir başlangıç yerine,
PTT'nin telefon faturası çıkar
gelir G.G.'lerin evine. Her ay 50
bin lirayı aşmayan ailenin tele-
fon faturası, 680 bin lira olarak
gelmiştir.
Sonrası kötü olur G. için. Ba-
bası demir bir tesisat borusunu
kaptığı gibi hışımia saldırır kı-
zının üzerine. Evdekilerin araya
girmelerine karşın yine de has-
tanelik edene kadar döver kızı-
nı.
G.G.'nin umutla ve sevgiyle
beklediği "ilk gece" düşleri böy-
lelikle kabarık bir telefon fatu-
rası sonucu uçup gider.