23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 1992 7. SHPKURULTAYIYARIN HABERLER CUMHURİYET/5 Üçüncü kez karşı karşıyaİNÖNÜ Esas mesele takım anlayışıFARUK BİLDİRİCİ / İDRİS AKYÜZ ANKARA — SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Erdal Inönii, "Yeni Sol falan, arkadan gclen şeyler... Esas mesele bu takım" dedi. Inonü, kurultaya bir gün kala delegclere "O takımdan parti meclisinde çoğunluğu sağla- yacak kadar insan alırsanız, o zaman genel baş- kanın da o takımdan olması gerekir" mesajmı verdi. Başkanlık yarışında kaybetmesi halinde ilk yapacağı işin hükümetten ayrılmak olacağını söyleyen Inönü, "Bu, delegeye saygının ifade- sidir, şanlaj falan degil" diye konuştu. Baykal ve arkadaşlannı da yanıtlayan Inönü, parti yönetimine gelmeleri halinde hükümete gir- meyecekleri yolundaki açıklamalan "kandırma- ca" olarak niteledi ve "bunlara kimsenin inan- ması mümkiin degil" görüşünü savundu. İnö- nü, Cumhuriyet'in sorulannı şöyle yanıtladı: — 20 Ekim seçimlerindeki yenilgiden sonra, bu gelişmenin tartışılmast amacıyla çağrıldığı be- lirtilen otağanüstü kurultay sizce partinize yararlı olacak mı? İNONU — Bu kurultayı, biliyorsunuz, üye- lerimiz istediler. O açıdan kurultayı yapmak şart- tı. Ben zamanını değerlendirmeye vakit olsun ve hükumet kurulurken ne olacağı, bizim yerimi- zin ortaya çıkması için geriye aldım. Bu kurul- tayın partimize kazandıracağı şey, parti içinde- ki huzursuzluğu ortadan kaldırmak olacak. Yö- netim değişikliği isteyen arkadaşlanmız var, bu- nu kurultayın bir defa daha kararlaştırması so- runu var. Kabul edecek mi, etmeyecek mi, bu ortaya çıkacak. Dolayısıyla bir huzursuzluğu or- tadan kaldırmış olacak. Tabii seçim sonuçlan- nın da değerlendirilmesi yapılacak; o açıdan da bir faydası var. öte yandan şimdi hükümette olduğumuz için ve hukümetin icraatının desteklenmesi, ona yar- dımcı olunması, -tabii eleştirilerle de olabüir- ic- raata karşı mukavemetleri yenmede bakanlara partınin destek olması sağlanacak. Bu açıdan partinin bütUnlUğunü koruması çok önemli. Bizim partimizde bir süredir devam eden bir bütünliik eksikliği var; bir iç mücadele veya iç yanş, onu tekrar boyle bir kurultaydaki se- çim ile bitirmek veya etkisini azahmak çok ya- rarlı olur. — Sözünü ettiğiniz iç yanş, iç mücadelenin hükumet çalışmaları için de engelleyici rol oy- nadığı söylenebilir mi? — Hayır, hükumet çabşmalannı en- gellemiyor. Hükumet içinde bu yapı yok. Hü- kumet çok ahenkli bir biçimde çalışıyor. — A ma parti içinden eleştiriler de sürüyor... İNONU — O, partiyi zayıflatıyor; hüküme- ti zayıflatmıyor, hükümetin programı belli, pro- tokolü belli, onu uyguluyor. Ama onu yaparken tabii hükümetin içindeki partilerin desteği de çok önemli. Bugüne kadar Meclis'te bir destek ek- sikliği olmadı, bazen parti içinde eleştrri şeklin- de olduğu için partimizin görünümünü zayıfla- tıyor. Şimdi biz iktidardayız, o halde yapacağı- mız icraatlarla halkunıza yaptığımız vaatleri ger- çekleştirmemiz gerekiyor. Niye vaatler yaptık? Kâğıt üzerinde kalsın diye mi? Bir gün iktidara gelip bunları hayata geçirelim diye bu vaatleri yaptık, işte şimdi o fırsat elimizde, onu yapma- ya çalışıyoruz. Ama tabii kolay olmaz. Böyle, bir günde, üç günde, bir iki ayda olacak bir şey değil. tşte onu yaparken tabii partinin bütünlü- ğünü koruyarak, tüıhüyle hükümetin arkasında olması çok önemli. O hem hükümetin icraatım kolaylaştınr hem de partiyi büyütür. lktidarda- ki partinin başarısı hükümetin başarısı ile orta- ya çıkar. — Sizeyöneltikn 'şantaj'suçlamalan var. Hü- kümette bulunmayı kurultaya yönelik bir silah olarak, kyllandığınız öne sürülüyor. İNONU — Hayır, hayır. Hiç ilgisi yok. Bun- lar siyasal gelişmenin getirdiği aşamalar, silah olarak kullanmıyoruz. Ama gerçek de meydan- da. Bunu görmemeye de imkân yok. Ben şunu söylüyorum seçmenlerimize, partililerimize: Bugün hükümetin kurulması tesadüf değildir. Bu hükümetin kurulmasmda parti örgütümüzün büyük katkısı vardır. Seçimin sonucunda ne çı- kacağını bilemezsiniz. Siz seçimden önce tek ba- şına iktidar olmayı hedefliyorsunuz, ama buna halk karar veriyor. Halk karara vanncaya ka- dar beklemek normal. Ancak halkın kararı or- taya çıktıktan sonra artık beklenti bitmelidir. Şimdi yapılacak şey, halkın kararma göre bir yol seçmek ve o yolun gene partimizin programı doğrultusunda olmasını sağlamak. 'Şantaj' diyorlar. 'Siz kurultayı kazanamaz- sak hükümeti bırakırız' diyorsunuz. Bu 'şantajdır' diye konuşuyorlar. Burada şantaj fa- lan yok. Fakat bu bir gerçek. Niçin arkadaşla- nrnlz yönetim değiştirmek istiyorlar? 'Çünkü siz partiyi geriletiyorsunuz, partiye büyüme getir- miyorsunuz, bu gidişle parti kaybolacak' diyor- lar. Peki biz şimdi iktidardayız. Parti nasıl bü- yür? Ancak hükümetteki başarısıyla... Peki arkadaşlanmız kendilerini bizden daha iyi siyasetçi olarak görüyorlar. Bu başarıyı ne- rede gösterecekler? Elbet hükümete gelerek, çün- kü biz şimdi iktidardayız, iktidardaki parti an- cak hükümetteki başarısıyla büyür. İktidardaki parti iktidara muhalefet yaparak büyüyemez, bu karmakarışık bir şey olur, tam dağınıkhk olur. İktidarda olduğumuza göre, arkadaşlann par- tiyi büyütmesi, 'parti dağılıyor' hikâyelerinden kurtarmaları, ancak hükümete girmeleriyle mümkündür. Bizim yapacağımız şey de onlara imkân vermektir. Bu partiye, kurultaya, delegeye saygının ifadesidir, şantaj falan değil. — Bunun ötesinde bir tavnnız olur mu? Ya- ni yeni kurulacak hükümete güvenoyu verme- mek vp dp ayrılmak gibi bir tavnnız olur mu? İNONU — Onun dışında bir şey yapmam. Milletvekilliğine devam ederim. Zaten öyle bir şey yok. Sayın Sağlar, öyle bir şey söylememiş. Kendisine sordum. Böyle bir şey söylemediğini belirtti. Olur mu öyle şey... Burada mesele ga- yet açık, kurultayda da söyleyeceğim; arkadaş- larımızın isteği partide yönetime gelmek ve hü- kümete girmektir. Bu ayıplanacak bir istek de- gil 'biz sizden daha iyi yapacagız' diyorlar. Pe- kâlâ, işte kurultay karar verecek. 'Biz yönetime geleceğiz, hükümete ginneyeceğiz' diyorlar. Hü- kümet olduğu gibi devam edecek! Bunlar kan- dırmacalardır. Bunları bıraksınlar, açıkça söy- lesinler. Bunlara kimsenin inanması mümkün de- ğil- Kurultay bir seçım zaten. Kim daha iyiyse, ku- rultay delegelerimiz hükümeti partimizin hangi elemanlannm daha iyi yöneteceğine karar vere- cek. Mesele gayet açıktır. Bu da bizim isteğimizle olmadı. Dediğim gibi, olaylar öyle gelişti, biz hü- kümete girdik ve şimdi kurultayın karşısındaki seçim budur; sadece genel başkanın değişmesi değil, hükümetin bundan sonraki hayatında ora- da partiyi en iyi kimin temsii edeceğine karar ve- recekler. Seçrikleri genel başkan oradan hükü- mette partiyi temsii edecek. Seçtikleri parti mec- lisinin kararları doğrultusunda oraya yeni insan- lar gelecek. Haa, derler ki, "Biz eskileri değiş- tirmeyeceğiz". Ama genel başkan değiştiğine gö- re ben orada olamam. "Öbür bakanları değiştir- meyeceğiz" diyebilirler. Ama şimdiki hava öy- le değil. Çünkü bunlar diyorlar ki "Siz partiyi batınyorsunuz". Partiyi batıran insanlar hükü- meti de batınrlar. — Çerçekten parti batıyor mu sizce? İNONU — Hayır, batmıyor. Öyle bir şey yok tabii. Tam tersine biz şimdi iktidara gelmi- şiz. Nereden çıkıyor batmak. 14 yıl sonra sos- yal demokratlar iktidara gelmiş, partiyi batıra- rak sosyal demokratlar iktidara gelemez. Haa, birinci parti olarak gelmedi. Evet, ama 14 yıl ev- vel de iktidar tek başına gelinemedi. Demek ki, bizim kişiliklerimizden kaynaklanmayan bir zor- luk var. — Sizce SHP örgütünde yapısal birsorun var mı? Bu kurultayda 'kaybeden artık ceketini ilik- leyip kazananın emrinde, partinin başarısı için çaljşmalı^ deniyor. İNONU — Seçim sonuçlanna dönük, bağım- sız araştırmacıların çalışmalarında bu konu öne PM'ye geldikleri zaman, PM'ye egemen oluyorlar, başkaları orada süs diye duruyor. Bir iki kişi ancak çoğunluk olarak PM'ye ge^rlerse, o zaman genel başkanın da o takımdan olması gerekir. çıkıyor. SHP'ye oy verenlerin içerisinde pan'i- nin hep kendi içindeki tartışmalarla vakit kay- betmesi ilk sırada yer alıyor. Bunu kendimiz de hissediyoruz. Artık bu yarıştan sıkıldı herkes. Partinin yapacağı başlıca iş bu olmamah. Onun için bunu bir şekilde bitirmek gerekli. Ama şimdiye kadar bunun bitmemesinin ne- deni, o arkadaşlarımızın bir takım halinde dav- ranmalan. Bu takım kendi kendine dağılabilir. 'Bu takımdan bir fayda gelmiyor! Bırakalım bu takırru' diyene, ya da kurultay onlara bunun ba- şarısız olduğunu gösterinceye kadar bu devam eder. İş buradan kaynaklanıyor. — PMlistesi için hep uzlaşmadan söz ediliyor. Siz. nasıltyrPM oluşturmayı düşünüyorsunuz? İNONU — PM'yi kurultay oluşturuyor. Ama benim her zaman söylediğim şey değişme- di yine. Ben herkesle çalışırım diyorum. Yeter ki, benimle çalışacak olanlar, 'Biz tek tek sizin- le çalışamayız. Grup halinde gelirsek çahşınz' de- mesinler. İşte takım onu diyor. — Sayın Ertuğrul Günay, bazı arkadaşlarınm tersine sıze destek vermeyeceğini söyledi. INONÜ — İşte demek ki, onlarda öyle bir takım yok. Ama o takım hiç fikrini değiştirmi- yor. PM'ye geldikleri zaman, PM'de egemen oluyorlar. Başkalan orada süs diye duruyor. Uz- laşma olmuyor, onlar verdikleri kararlari yürü- tüyorlar. Bir iki kişi ancak. Öyle çoğunluk ola- rak gelirlerse... Kurultayda yine aynı şeyi söy- leyeceğim; o takımdan PM'de çoğunluğu sağla- yacak kadar insan ahrsanız, o zaman PM o ta- kımm anlayışına girer. O zaman genel başkanın da o takımdan olması gerekir. Çünkü o takım genel başkanı dinlemiyor, Yeni Sol falan deniyor. — Bu arkadaşlarımz kaybederse sizce parti- den kopabilirler mi? IUAUII INUNU — Yok canım kimse partiden ayrıl- mayı düşünmüyor. Parti içinde egemen olmayı düşünüyor. — Kurultayı rahatlıkla kazanabileceğinizi söy- leyebilir misiniz? İNONU — Kurultay karar verir. Öyle şeyler söylemiyorum. — Şonucun azfarkla olması sorun yaratır mı? IUAUII INUNU — Farkın olmasında yarar var. Ama kurultay kararı var. Bu defa fark olsun istiyo- ruz." BAYKAL SHP giderek marjinalleşiyorİDRİS AKYÜZ-FARUK BİLDİRİCİ ANKARA — SHP kurultayı öncesinde genel başkanlığa adaylığını arkadaşlarının açıkladığı "Yeni Sol" grubunun lideri Deniz Baykal, bir yanş ya da çekişme içerisinde olmadığmı söyle- di. Baykal, SHP'nin ciddi bir bunalım dönemin- den gectiğini belirterek "Eğer olay bir yanş ola- rak değeriendiriliyorsa gercek kavranamamıs de- mektir. Bu, kişiler arasında bir kordövuşu ya da gladyalörler mücadelesi değildir" dedi. Baykal, SHP'nin 20 Ekim secimlerinde oy kaybeden tek parti olduğunu vurgularken de "Türkiye'nin ana siyasal giıcü giderek marjinal bir siyasal giice ka>maktadır. Ulusal bir kitle partisi, marjinal bir parti olmaya döniişiiyor" diye konuştu. Deniz Baykal, SHP ve kurultayla ilgili soru- larımızı şöyle yanıtladı: — Genel başkanhk yanşının sona ermesine çok kısa bir zaman kaldı, kendinizi nasıl hisse- diyorsunuz? BAYKAL — Ben partimizin bagün karşı kar- şıya kaldığı sorunu bir yanş olarak görmüyorum. Parti, umarım bu kurultayda sorununu çözer. Bu, kişiler arasında bir yanş, bir çekişme ola- rak değerlendirilirse gerçek kavranamamıs de- mektir. SHP, çok ciddi bir bunalım dönemin- den geçiyor. Bunun çaresini aramak durumun- dayız. Bu, kişiler arasındaki bir çekişme, sürtüş- me ya da bir kördövüşü ve gladyatörler müca- delesi gibi algılanırsa olay kavranamıyor demek- tir. SHP'nin ciddi bir sorunu var. Ana muhale- fetten üçüncu siyasi partiliğe düşmüştür. İki yıl içinde 1 milyon 250 bin seçmen tarafından terk edilmiş bir partidir. Seçime katılan 5 siyasi par- tiden 4'ü oyunu arttırırken tek başına oy kay- betmiş bir partiyiz. Ana muhalefetteyken oy kay- betmiş partiyiz. Üstelik bunu sosyal demokrasi herkes tarafından paylaşılırken, sosyal demok- rat anlayıştan da herkes medet umarken bu du- ruma düşmüş bir partiyiz. Partinin çok ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu gösteriyor bu, bunu çözmek zorundayız. Umarım kurultay bu- nu çözecektir. Bu kurultayda ben herhangi kişi- sel bir yanş ya da sürtüşme görmüyorum. — Neden genel başkan adaylığınızı resmen açıklamıyorsunuz? Deniliyor ki Baykal eski tak- tiklerini uyguluyor. BAYKAL — Ben bir görev yapıyorum. Par- timizin içinde bulunduğu durumu ortaya koyu- yorum. Bu durum SHP'nin mutlaka, köklü bir değişim geçirmesini ortaya koyuyor. Buna de- vam edemeyiz. Buna devam edersek sosyal de- mokrasiyi güçlendiremeyiz. Sosyal demokrasi- nin Turkiye'de önemli bir güç olmaktan çıkma- sına seyirci kalmak benim için ıstırap vericidir. Bu süreci yaşıyoruz şimdi. Türkiye'nin ana si- yasal gücü, giderek marjinal bir siyasal güce kay- maktadır. Ulusal bir kitle bir marjinal parti ol- maya doğru dönüşuyor. Tam bu dönemde de marjinal bazı partiler kitlesel ağırlık ve önem ka- zanmaya başlıyorlar. Böyle bir oluşuma tanık- lık etmek, izleyicisi durumunda olmak üzüntü vericidir. Bu, benim şahsi sorunum değildir. Bü- yük parti sorunudur. O nedenle partililer soruna birlikte el koyma- lıdırlar ve çözümü birlikte oluşturmalıdırlar. Bu konuda bana bir görev duşebilir ya da düşme- yebilir. Bu görev şu ya da bu olabilir. Bu hiç önemli değil. Önemli olan bizim partililer ola- rak hatta bugün yönetimde bulunan insanlar da dahil olmak üzere partinin içinde bulunduğu so- runu içtenlikle birlikte teşhis etmeli ve çıkıp çö- zümü de birlikte aramalıdır. Ben bunu sağlamak istiyorum. Yoksa benim bu sırada genel başkan adayıyım diye ortaya çıkmam, sorunun bu cid- di boyutunun ortadan kalkması, sanki bireysel bir yanş varmış havasının doğmasına yol açar. Bunu aşan bir durumla karşı karşıyayız. Ben bu sorumluluk anlayışı içindeyim. Bu görev duygu- su içindeyim. Bir başka arkadaşım da partiyi bu krizden çıkarmak için girişim yapabilir, inisya- tif alabilir. Önemli olan bu değişimdir, yenilen- meye açık olmaktır. "Degişirae gerek yok. Parti iyi noktadadır. Hükumet ortaklığımız bizi öniimüzdeki secim- lerde iktidara getirecektir" değerlendirmesini be- nimsiyorsak çok daha rahat olabiliriz. Ama ben öyle bakmıyorum. Nasıl geçen kurultayda yak- laşan seçimlerle ilgili olarak kaygımı içtenlikle ve açıklıkla ortaya koyarak 'SHP üçüncü parti durumundadır" dediysem nasıl o zaman Sayın İnönu "Bunlar doğru değildir. SHP öniimüzdeki seçimde 26 Mart yerel seçimlerinden daha çok oy alacaktır" dediyse gene aynı gorev anlayışı içinde durumun daha da ağırlaşmakta olduğu- nu görüyor ve söylüyorum. Bu durum karşısın- da hepimizin bir şeyler yapmakla görevli oldu- ğunu görüyor ve söylüyorum. — Anladığımız kadarıyla SHP'nin misyonu- nu kaybettiğini düşünüyorsunuz. Peki sizin mis- yonunuz nedir, partiye ne katmak istiyorsunuz? BAYKAL — Ben partinin bu durumdan çık- masına yardımcı olmak istiyorum. Bu durum- dan çıkmak doğru •teşhis koymaktan geçer. Bu- güne kadar partiyle ilgili olarak yaptığım teşhis- ler haklı olduğumu ortaya koyuyor. Partinin bu durumdan çıkmasına katkı yapmaya çalışıyo- rum. Bugün de belli teşhisleri yapıyorum. Bunu paylaşmalıyım. Örgütüme, partilime yansıtma- lıyım diye düşünüyorum ve bunu yapıyorum. — Milli takım anlayışıyla parti meclisi listesi hazırlayacağınızı söylediniz. Bu, genel merkez ve Yenilikçilerin de katıldiğı bir liste hazırlayaca- ğınız anlamına mı geliyor? BAYKAL — Bu, kimseyi dışlamadan, parti içindeki tartışmalarla ilgili konumu dolayısıyla bir kenara itmeden partinin yeniden atılım dö- neminde katkıda bulunabilecek unsurlannın tü- münü kavrama anlayışmın ifadesidir. Yani ya- pay koalisyon önermiyorum. Partinin iddiasını canlandırmasına, atılım yapmasına katkıda bu- lunabilecek yetenekte birikimdeki insanlan parti içindeki yerleri ve konumları ne olursa olsun tü- münü kavrayan bir anlayışa ihtiyacımız var. — Genel başkanın hükümette yer almasma karşı olduğunuzu söylemiştiniz. Ama bugünkü bazı demeçlerinizde Başbakan 'ın zorlaması ha- linde kabineye girebileceğinizi belirtiyorsunuz. Bu konudaki düşüncenizi bıraz açar mısınız? BAYKAL — Her şeyi zamanında konuşma ihtiyacı var. SHP'nin hükümette etkili bir çalış- ma yapması, hükümeti başarılı kılması gereki- yor. Buna hiç kuşku yok. Buna herkes katkıda bulunmalıdır. Gereken neyse o şekilde katkıda bulunmalıdır. Fakat SHP'nin sorunu sadece bundan ibaret değildir. Bizim hükümeti başarı- lı kılma konusunda görevimiz var. Bir de parti- yi canlandırma, ayağa kaldırma, toparlama gö- revimiz var. Bugün parti tamamen ihmal edil- miştir. Parti yönetiminde görev yapan arkadaş- larımız, hükümette ya da parlamentoda görev- lendirilme durumunda olmayan arkadaşlanmız- dan seçilmişlerdir. Parti yönetiminin büyük önem taşıdığına ina- nıyorum. Örgütler dağınıktır, sahipsizdir. örgüt- lerin derlenip toparlanması gerekiyor. Partinin toplumun çeşitli kesimleriyle, gençlikle, kadın- larla, yeni anlayışlarla ilişkiler kurması gereki- yor. Parti düşüncesinin yeniden derlenip topar- lanması gerekiyor. 2000'li yıllara dönük Türki- ye anlayışımızın ortaya konulması, projelendi- rilmesi gerekiyor. Bu projelere toplumun sığdı- rılması, halkımızın önüne yarının Türkiyesi'nin bir model olarak konulması gerekiyor. — Kurultay sonucunda partiden kopmalar olur mu? Bu konuda çeşitli sövlentiler var, siz ne düşünüyorsunuz? BAYKAL — Insanların tabii teker teker bireysel olarak ne yapacaklan, tabii önemlidir, ilgi çeki- cidir. Kamuoyu bunu merak eder. Bence önemli olan, falan filan kişinin ne yapacağından çok partinin ne durumda olacağıdır. Parti son iki yıl- da, 1 milyon 250 bin kişi tarafından terk edil- miştir. Bu, gazete manşetlerine konu olmadı. Bu, siyasal değerlendirme konusu bile olmadı. Ama olay budur. Bu, ciddi olaydır. Bizim sormamız gereken konu şudur: Bu yonetimle cnümüzdeki seçime girdiğimiz zaman bize kaç kişi katılacak, bizi kaç kişi terk edecek? SHP bir lider, bir yö- netim gerçekleştirdiği zaman gireceği bir başka Eğer olay bir yanş olarak değeriendiriliyorsa gerçek kavranmamıştır. Bu, kişiler arasında bir kördövüşü ya da gladyatörler mücadelesi değildir. seçimde kaç kişi terk edecek, kaç kişi kazana- cak? Olay budur. Yani inanıyorum ki SHP yeni etkin bir liderlik oluşturabilirse, önümüzdeki se- çim de bugunkunden daha başarılı olacaktır. Ba- şarılı bir yönetimin uygulamaları, parti içinde kaynaşmayı, bütünleşmeyi de arttıracaktır. Bu- günkü sorunumuz, bir kişisel sorun değildir. Bu- günkü sıkıntı örgütun kendi potansiyelini en iyi değerlendirecek yönetime sah'ip olamamasından kaynaklanan tatminsizlik sorunudur. Kurultay- lar bu tatminsizliğin sonucu olarak ortaya çıkı- yor. Bugün parti içinde tartışmada taraf olan kişi- lerin şu ya da bu biçimde, bu yarışın dışında kal- maları halinde, partinin birikimini ve bekleyişi- ni karşılayamayan bir liderlik devam ettiği süre- ce, iç barışa, iç huzura kavuşması mümkün de- ğildir. — Siz bu kurultayda koyduğunuz teşhislere ve birikiminize karşın seçimi kaybederseniz, parti- nin erime sıirecine seyirci kalmaya gönlunüz ra- zı olur mu? BAYKAL — Benim anlatmaya çalıştığım şu: Par- ti çok olumsuz gelişme içinde devam edecek. Önümüzdeki kurultayda, SHP bir yenileşme, atı- lım şansını kaybedecek olursa, çok kaygı vere- cek bir biçimde, etkisizleşme süreci içinde hızla yok olacaktır. Olay budur. — Siz de bu gemiyle birlikte batacak mısınız? BAYKAL — Ben de elbette SHP'nin içindeyim. Bu nedenle, bu telaşı, bu çabayı gösteriyorum. Bu kavgayı, bu arayışı o nedenle yürütüyoruz. SHP'nin bu çıkmazdan kurtulması gereküğini anlatmaya çalışıyorum. Bu, partiye karşı bir gö- rev duygusundan kaynaklanmaktadır. Önemli olan toplumsal mekanizma, toplum- sal süreç. Bu süreci denetim altına almak lazım. Toplumun da ilgi göstermesi gereken olay budur. SHP başanlı olmalıdu-. SHP başanh olursa güçlu olur. Eğer bu olmazsa çözülme devam eder. Eri- me deniyor, bu nereden çıkıyor? 1 milyon 250 oy kaybı erime değilse o zaman ne erime? Bu de- vam ediyorsa, bu umutlann yıkımına, hayal kı- nklığına neden olursa, bugüne kadar bu başarı- sızhğın sorumlusu durumunda olanlar, bundan sonraki geleceği de yönlendirme durumunda olurlarsa bu erime devam etmez demek mümkün mü? Erimeden sonraki aşama çözülmedir. Bu- nu önlemeyiz. Bunun da yolu, bu kurultayda yeni bir lider ve yeni bir yönetim oluşturarak yenileş- meyi ve değişimi sağlamaktır. Onunla bir şans ve atılım fırsatı kazanılabililir. BAŞKENTTEN AHMET TAN Kurultay Diyaloğu (3) — Yenilikçiler bölündü mü? — Hayır, farklı yaklaşım benimseyen arkadaşlanmız ol- du. Ama ilkesel birliğimiz sürüyor. — Yeni SoJ da "Değişimciyiz, yenilikçiyiz" diyor, siz de... Aranızdaki farkı iki cümle ile özetler misiniz? — Yeni Sol ortaya bir grup, bir hizip olarak çıktı. Daha sonra İsmail Cem'in katılması ve katkılarıyla bir lider adayı çevresinde yenilik ve değişim programı oluşturdular. Yeni- likçi hareket ise sosyal demokrat ideolojiye bağlı bir hare- kettir. Önemli olan, liderden çok her düzeydeki yönetim kadrolannın yetkinliği ve niteliğidir. — Yeniiikçi grubun, sorması ayıp değilse yaklaşık kaç delegesi var? — İzin verirseniz, bu soruya yanıt vermeyeyim. Ancak şunu söyleyeyim, geçen kurultaylarda gücümüzü örgütten aldığımızı ortaya koyduk. — İnönü ve hükümete verdiğiniz destek, yeniiikçi dü- şüncelerinizi yaşama geçirmeye engel olmaz mı? — Sosyal demokrasi tabanı yeniiikçi gücünü, iktidarda iken daha etkin biçimde yaşama geçirebilir. Bu yüzden hü- kümete başından beri destek okJuk. — Kurultayların partiye zarar verdiği doğru mu? — Sık sık kurultay yapmak, liderlik tartışması yaratmak parti için iyi bir görüntü vermiyor. 15 ayda 3 kez kurultay fazla. Kurultayları yeni çözümler, politikalar için toplamak gerek. — Bu kuruitaydan başka kurultaylar da çıkar mı? — Bunu sonuç gösterecek. * • • — Yenilikçiler bölündp mü? — Öyle bakmamak gerek. — Bazı Yenilikçiler genel merkezi destekleyeceklerini açıkladı. Bu bölünme değil mi? — Köklü bir ayrılık yok. Yalnız bazı arkadaşlanmız ba- ğımsız tavır yerine bugünkü genel başkanı destekleyecek- lerini söylüyorlar. — Peki bu yeterli bir yol ayrımı sayıl- maz mı? — Değil, Yenilikçi- ler partinin geniş çaplı değişimlere ge- reksinmesi olduğu- nun altıhı çizmeyi sürdürecekler. — Ama bu farklı parti lidertiği altında ne ölçüde söz ko- nusu olabilir ki? — Şöyle söyleyeyim, genel başkanhk değişimi tek başı- na bir hedef olamaz. Yenilikçilik ancak geniş çaplı, yaygın katılımlı bir parti yönetiminin işbaşına gelmesidir. Bu, ge- nel başkanın kişiliğinden çok daha önemlidir. Bugün SHP tek liste çıkarma lüksüne sahip olamaz. Lider, anayasa- nın öngördüğü cumhurbaşkanlığı makamı gibi kapsayıcı ve tarafsız olmalı. Parti içi kadroların kopukluğu böyle gi- derilir. — Yenilikçiler kurultayda hangi tarafa nasıl ağırlık ko yacak? — Özgün bir tavır sergileyeceğiz. — Kurultay başlamadan bu tavır sergilendi bile. Farklı genel başkan adaylarına destek açıklamalan İle... — Görüntüde haklı olabilirsiniz, ama özde durum farklı. — Siz kurultayda kimi destekleyeceksiniz? — Dedim ya, bunun tek başına bir önemi yok. Kimseye angaje değilim. — Kimi destekleyeceğinizi açıklamak istemiyorsunuz. Bunun nedeni, öteki lider adayının adaylığını henüz veya hâlâ açıklamamış olması mı acaba? — Hayır. Benim için önemli olan yenileşmeyi gerçekleş- tirecek olan geniş katılımlı kadrolardır. Kişilerin mucizeler yaratması beklenmemeli. — Yani kurultayda kürsüde konuşma yapsanız dahi destekleyeceğiniz adayı açıklamayacak mısınız? — Hayır. Ayrıca şunu söylemeliyim, yenileşme felsefe- sine uymayacak bir yönetim yapısı önerilirse oyumu hiç- bir lidere de vermeyebiliıim. Ama arkadaşlarımın kararları ayrı olabilir. — Yani sizin genel başkan adayınızı bir siz, bir de tan- rı bilecek. — Öyle diyelim. Sosyal demokrasi tabanı yeniiikçi gücünü, iktidarda iken daha etkin biçimde yaşama geçirebilir. Bu yüzden hükümete başından beri destek olduk. hlot: ilk diyalog tenUikçi gruptan istanbul Milletvekili Ercan Karakaş, ikincisi ise yine aynı gruptan parti meclisi ûyesi Ertuğrul Günay ile. TSK'ya yabancı gelin izni • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nda yapılan değişiklikle, TSK mensuplarının Genelkurmay Başkanlığı'ndan izin almak koşuluyla yabancı uyruklularla evlenebilmelerine izin verildi. TBMM Genel Kurulu'nda dün görüşülerek kabul edilen kanun hükmünde kararname uyarınca, subay ve astsubaylarfc para cezasına çevrilen cezalan kıdemlerinden düşülmeyecek. Tasanya genel kurulda SHP'lilerin önergesiyle ilave edilen bir hükümle, hükumet 1992 nisan ayına kadar TSK ile ilgili kanun hükmünde kararname çıkarabilecek. TBMM'ye yeni içtüzük • ANKARA (AA) — TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığında çalışan "Partilerarası İçtüzük Hazırlama Komisyonu" çalışmalannı tamamladı. Hazırlanan teklif metni, parti gruplarınca değerlendirildikten sonra muhtemelen önümüzdeki hafta TBMM Başkanlığı'na sunulacak. İçtüzük teklifinin, siyasi partilerin grup yöneticilerinin ortak imzasıyla TBMM BaşkanlığYna verileceği ve önce Anayasa Komisyonu'nda, daha sonra da genel kurulda ele alınacağı bildirildi. 'Demokratikleşme ana konu' • ANKARA (ANKA) — İnsan hakları ile ilgili Devlet Bakanı Mehmet Kahraman, hükümetin ana gündem maddesini Turkiye'de demokratikleşmenin sağlanması olduğunu, insan haklannın geliştirilmesi için bakanlığın yoğun bir çalışma içinde olduğunu söyledi. Mehmet Kahraman, İsveç televizyonuna yaptığı açıklamada, 12 Eylül harekâtıyla Turkiye'de demokrasinin askıya alındığını, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığını, halkın büyük sıkıntılar yaşadığını hatırlatarak "Sanıyorum ki kısa bir süre sonra yakın bir gelecekte Avrupa ülkeleri Türkiye'yi eleştirecek konu bulamayacaklardır" dedi. Bakan İleri'nin babası öldü • ANKARA (AA) — Devlet Bakanı Güler İleri'nin babası Veli Çuhadaroğlu vefat etti. Yüksek İhtisas Hastanesi'nde bir süredir tedavi gören Veli Çuhadaroğlu (65) dün sabaha karşı öldü. Veli Çuhadaroğlu'nun cenazesi bugün Turhal Kesikbaş Camii'nde kılınacak ikindi namazından sonra toprağa verilecek. Cemal Reşit Rey Toplantıları YÜZYILIN SONUNA DOĞRU TURKİYE'DE DEKORASYON VE TASARIM Duygu Sağıroğlu, Uğur Tanyeli, Atilla Yücel Cemal Rejit Rey Konser Salonu Saati7°°
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle