Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/8 DIŞ HABERLER 20 OCAK 1992
DUNYADA GEÇEN HAFIA
YUNANtSTAN
Adalet Papandreu'yu kayırdı mı?
STELYO BERBERAKİS
AltNA — Yunanistan'ın
başkenti Atina'da geçen
hafta siyasi, diplomatik ve
hukuki ağırlıka heyecanlı
olaylar yaşandı. Geçen
haftanın Uk gününde üç
soygunun birden yapılması,
geri kalan günlerin ne denli
hareketJi geçeceğinin
habercisi olmuştu âdeta.
Soygunlar, bu kez üç ayn
postanede 'vuku bulduî
Atina'nın üç ayn semtinde
birer-ikişer saat arayla
yapılan bu soygunlarda
toplam 300 milyon lira
değerinde nakit para
'kaldınldı.' Her zaman
olduğu gibi soygunculardan
bir teki bile yakalanamadı.
Haftanın ikınci günü
Başbakan KoasUotin
Mitsotakis, bir gün içinde üç
ülke başkentini ziyaret
ederek, dış ulkelere
gerçekleştirüen ziyaretJerde
kendisine ait olan rekoru
kırdı. Mitsotakis,
Yugoslavya'nın güneyindeki
'Makedonya
Cumburiyeti'nin
'Makedonya' adını taşıdığı
süıece diğer uJkeler
tarafından tanınmaması için
gösterdığı yoğun uğraşılan
çerçevesinde Belgrad, Bonn
ve Roma'yı günübirliğine
ziyaret etti. Ama
Mitsotakis'in bu üstün
uğraşlarından sonra AT
Ulkelerini aydınlatıcı niteliği
taşıyan Robert Badender'in
raporu yayınlandı. Bu
raporda Makedonya
Cumhuriyeti'nin bu isim
altında tanınmasında hiçbir
sakınca görüJmemesi,
Atina'nın şiddetli tepkilerine
yol açtı.
Ancak haftanın, belki de son
on yılın en heyecanlı günü,
perşembe günu yaşandı.
Ulkedeki ekonomik
skandallarla ilgili davaJan 10
aydan bu yana görüşen ve
yalnız siyasi kişilerin
davalanna bakan özel
mahkemenin duruşmalan
sona erdi ve sanıklar
hakkındaki karar açıklandı.
Sanıklar arasında eski
Başbakan Andreas
Papandreu nun 'dogrudan
riişvet alma', 'yolsuzluklara
göz yumma' gibi suçlardan,
delil yetersizliği gerekçesiyle
7'ye karşı 6 oyla beraatine
karar verildi. Papandreu
böylece 'aklanmıs* oldu.
Ancak 13 üyelik mahkeme,
geri kalan sanıklardan eski
Maliye Bakanı Dimitris
Covolas ile eski Ulaştırma
Bakanı Yeorgios Petsos'u
suçlu buldu
Covolas, Papandreu'ya
yakın bir işadamına 'vergi
koiayhklan gösterdigi' için,
Petsos ise skandallann temel
taşı olan Koskotas'ın inşa
ettiği yayınevi binasına
yasadışı 'ek kat çıkarmasına
göz yumdugu' için suçlu
bulundu. Böylelikle,
Yunanistan'ın ekonomisi
kadar siyasi ve sosyaJ
yaşamını da sarsan, 200
milyon dolardan fazla
miktardaki yolsuzluklar
nedeniyle sadece 'vergi
kolaylıklan saglayan' ve 'ek
kat çıkanlmasına göz
yumao' bakanlar
cezalandmlmış oldu. Oysa
geçen yıl 6 bin drahmi
(yaklaşık 150 bin lira) çalan
20 yaşındaki bir genç, 18 ay
hapse mahkûm olmuştu.
2 yıl 6 ay hapse mahkûm
olan Covolas, kendisi
aleyhinde alınan bu karan
protesto etmek amacıyla,
gundeliği 6 dolara gelen
hapis cezasının karşılığını
para olarak ödemeyi
reddediyor ve cezaevine
göturülmesi için makamların
kendisini yakalamaya
gelmesini bekliyor.
LİANİ MUTLU — Eski Başbakan Andreas Papandreu'nun Koskotas davasınuj -ikUnması, en çok genç eşi Dimitra Liani'yi
sevindirdi. Mahkeme sonuçlanır sonuçlanmaz solugu Atina yakınla rındaki evinde alan Papandreu, ilk kutlamayı eşiyle yaptı.
ISVEÇ
Batı'nın korkulu düşü: Çernobil'in küçük kardeşleri
YAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — Isveç, eski SSCB üe
Yugoslavya'nın parçaJanmasının ardından
oluşan devletlen tanıma konusundakı
temkinli tavrını sürdürüyor. Şu anda AT ile
resmi bir bağı olmamasına karşın Isvec'in
dörtlü sağ koalisyonu, özellikle Yugoslavya
cumhuriyetleri konusunda AFnin adımlarını
izleme eğiümini koruyor. Stockholm, geçen
perşembe gunü Hırvatistan'la Slovenya'yı ve
sekiz eski Sovyet cumhuriyetini tanıdı.
Böylece Gürcistan dışında tanınmayan
cumhuriyet kalmadı.
Dış politikası kâğıt Uzerinde 'tarafsız'
görünen Isvec'in, Makedonya konusunda
çekingen tavnnı sürdürmesi de dikkat
çekiyor. Oysa Batı AvrupaJı anayasa
hukukçulanndan oluşan bir komisyon,
Yugoslavya'da sadece Slovenya ile
Makedonya'nın tarunma için gerekli koşullan
yerine getirdiğini, iki hafta kadar önce karara
bağlamıştı.
Carl Bild hükümetinin Makedonya
konusundaki çekingenliği, böyle bir
oluşumun uluslararası düzeyde kabulünden
büyük telaşa kapılan Atina ile ilişkileri
bozma korkusuna bağlanıyor. Isvec, Yunan
lobisinin güçlü olduğu ülkelerden biri.
Makedonya'nın tanınması karannı AT içinde
ve tehdidiyle engelleyen Yunanistan, Batı'ya
diplomasi atağı çerçevesinde, Dışişleri Bakanı
Andonis Samaras'ı bu ay sonunda
Stockholm'e gönderiyor.
tsveç tüm Orta Asya cumhuriyetlerini tanıdı,
ancak bu ülkede şimdilik temsilcüik açma
niyetinde değil. Kazakistan dahil tüm Doğu
cumhuriyetleri ile ilişkiler Moskova'dan
yürütülecek. Elçilik ise sadece Ukrayna'da ve
Hırvatistan'da açılacak. Geçen hafta tartışılan
bir diğer konu ise Baltık'ta ve Rusya ile
Ukrayna'nın Baltık'a yakın kesimlerindeki
nükleer reaktörlerde güvenliğin ölçüsü oldu.
Gelen haberler, dünyanın en büyük
reaktorleri olarak nitelenen, Litvanya'daki
Ignaüna reaktörlerindc güvenliğin uluslararası
ölçütlere uymadığı yönünde. Çoğu
Çernobil'deki reaktörün 'kardeşi' olan bu
nükleer enerji merkezlerindeki kaza olasılığı,
yapılan araştırmalara göre Batı'dakilerden yüz
misli daha fazla.
AT'nin nükJeer enerji alamndaki Doğu'ya
yardım miktannı yetersiz bulan bazı
yorumcular, lsveç'in de bu alanda bir fon
açmasım istiyor.
ABD
Bush'un
itiraflarıŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — ABD
Başkanı George Bnsh'un,
Kongre'ye, geliri 50.000
dolann Uzerinde olan
aüelerin vcrgisini azaltan bir
vergi reformu önerisinde
bulunması bekleniyor. Bu
beklenti gerçekleştığı •
takdirde, Bush'un 1992
seçimlerinde kampanyasını
50.000 dolann uzerinde geliri
olan orta sınıfa
dayandıracağı kesinlik
kazanacak.
Bush, bu girişimi ile ortanm
uzerinde gelir sahibi olanlan
belli ölçüde rahatlatarak
yenıden tüketune çekeceğine
inanıyor. Böylece tüketimin
artışıyla Amerikan
ekonomisinın durgunluktan
çıkacağı yolundaki
beklentisinin devam ettiğini
kanıtlıyor.
Bush, hafta başında seçim
kampanyası nedeniyle New
Hampshire'dayken ekonomi
konusunda 'hata' yaptığı
itiraf eden bir konuşma yaptı
ve işsizlik sorununa bir
çözüm bulacağina söz verdi.
Kongre'nin bir an önce
önerüerini onaylamasını
istedi. Bu
konuşmalara rağmen Beyaz
Saray yönetiminin ekonomiye
ciddi bir müdahalede
bulunmayacağını söyleyen
ekonomistler, vergilerin
azaltılmasını 'son derece
sınıriı bir girisim olarak
nitelendiriyorlar. Bush'un
hata yaptığı şeklindeki
açıklamalan da 'rakatisücı
teknikkr' şeklinde
değerlendirüiyor.
İNGİLTERE
Televizyonda hâlâ
Körfez Savaşı
nostaljisi yaşanıyor
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Körfez Savaşı,
eçen hafta ekranlarda hem
Batılılar hem Araplar
çısından değerlendırildi.
îeleneksel Ingiliz dengeciliği
zellikle televizyonda belliydi.
Bu konuda Ingilizlerin ne
duşünduklerini anlamak
içınse daha çok gazete
sayfalarına bakmak gerekti.
Savaşa hep karşı cıkan tek
gazete 'Guardian', Kuveyt'in,
eski despotlanna iadesinden
başka bir şeye yaramayan,
aksine yeni yaralar acan
savaşm aslında ne zaman
gerçekıen sona ereceğini
sordu. "Savas, Şiiler ve
Kürtler için btanedi" dedi.
Savaşı zoraki kabullenen
'Independent' ise "Savas,
taktik ve teknoioji
bakımından etkileykiydi.
Ancak teiaffuz edflmeyen
amacına ulaşmadı, yani
Saddam'ı deviremedi. Yanm
kalan bu iş, halen Baskan
Bnsb'un dikkatini bekliyor"
diye yazdı.
BBC televizyonu, üç gece üst
uste, savaşın VVashington
cephesinde rol alan herkesi
sorguya çekti. Neyin nasıl
yapıldığı, geçen yıl zaten o
açıdan hep anlatılmıştı.
Sadece anı tazelemeye yaradı.
Kelime ve kavramlan
Batılılardan çok farklı düzey
ve anlamda kullanan
'Araplar'ın gerçekte ne
duşundukleri ise o zaman
anlaşılamadığı gibi şimdi de
anlaşıünadı. Hem de
televizyonda 4. kanalda, savaş
sonrasında 'Harb-ul Haliç'i
konu alan 4 'Arap' fılmınin
yayımlanmasına rağmen.
Kolaylık olsun diye 'Arap'
denilerek halkm, hem
Batılılar hem de kendi
aralarında savaşa ne denli
farklı baktıklan görüldu.
tngilizler kendi maddi ve
manevi kayıplannın hesabına
gömülduler ve 'Araplar' ile
ilgilenmediler.
Zamanlama
harikasr
ABD'nin Baltimore
kentinde yasayan Lisa
Taylor, dünyanın en
şanslı büyükannesi
olsa gerek. Bir gün
içinde üç ayn kızından
üç sağlıklı toruna
sahip olan Taylor'un
buyukannelik sevinci,
önceki gün küçük kızı
Susan Arlacher'ın
doğum yapmasıyla
başladı. Aile minik
erkek bebeğe isim
bulmaya çahşırken,
büyük kız Deborah
Cumberland da apar
topar hastaneye
kaldınlarak bir bebek
dünyaya getirdi. Bu
kez sağlıklı bir kız
bebeğe kavuşarak
sevinen ve bebeğe
Erica adını veren aile,
üç kızkardeşin
ortancası olan Karen
Seıbel'üı de birkaç
saat sonra doğum
vapmasıyla şaşkına
iöndü. Bütün bu
olaylar 24 saat içinde
olup biterken,
doktorlar üç
kızkardeşin birinin bir
hafta erken, birinin
bir hafta gec,
üçüncusünün ise
normal zamanda
doğum yaparak aynı
güne denk getirmeyi
nasıl başardıklannı
anlamaya çahşıyorlar.
Kızlannın çocukken de
birbirlerinden hiç
aynlmadıklannı
anlatan buyükanne
Taylor ise, üç
torunuyla da ayn ayn
ilgilenmeye çalışıyor.
(Fbtoğraf: AP)
BELÇİKA
Eyvah, galiba
Yugoslavyalılaşıyonız
SABETAY VAROL
BRÜKSEL — Belçika'da
seçimler yapılalı neredeyse 2
ay oldu. Müstakbel
koalisyonun yapısı hakkında
Renüz elle tutulur bir gelişme
yok. Wilfrkd Martens'in
başkanhğındaki seçim öncesi
koalisyon, ulkeyi seçim
olmamış gibi yönetmeye
devam ediyor. Kral Baudouin
ise yeterli çoğunluğu
sağlayacağına ihtimal verdiği
siyasi şahsiyetleri arka arkaya
hükümet kurmakla
görevlendiriyor. Şu anda eski
hükümetin Adalet Bakam
Mefcfcior Watfcetet, kendi adı
etrafmda bir parlamento
çoğunluğu ohişturmaya
çalışıyor.
Wathelet, Fransızca konuşan
bir Hıristiyan demokrat,
Fransızca konuşulan bölgede
gerek kendi partisinin,
gerekse bu bolgenin en büyük
partisi olan Sosyalistlerin
destegini almış durumda.
Ancak yakın zamana kadar
ülkede hem başbakanlığı hem
de dışişleri bakanlığını
ellerinde tutan Flamanlar,
adalet bakanı, yani şimdiki
başbakan adayımn işini
kolaylaştırmak için hiçbir şey
yapmıyor.
Sosyalistlerin Fransızca
konuşan kolunun lideri Goy
SpiUels, geçen haftalarda
kendisini Valonya bölgesinin
başbakam seçtirdi. 24 kasım
seçimleri öncesi koalisyonun
iki büyük ortağı Sosyalistler
ve Hıristiyan Demokratlar,
Flaman bölgesinde yeterli
çoğunluğa sahip değil. Bu
yuzden merkez sol koalisyon,
ulusaJ parlamentoda
çoğunluğa sahip olrnakla
beraber hükumet kuramıyor.
Siyasi yaşamdaki yeni
gruplaşmalara bakıp, "Yolua
Bdçika Yugoslavyalasıyor
•o?" sorusunu hakh olarak
sorabilirsiniz. Flaman Liberal
Partisi'nın önde gelenlerinden
Brüksel bayan milletvekili
Annfmif Nevts bu soruya
şöyle karşılık veriyor:
"Şimdiye kadar artıgımız
bitin Htnklar ciddiye
afc—cak olsa çoktan
Yagoslavya veya trianda gibi
otaamız bunadı. Neyse Id
Mzdeki potidkaya böy«k
ölçide komedi hâkimdir.
Aau kamuoynnun bir
böiömü bn oymm
aaJaauunaya başladı. Son iki
yıMa ve özellikle SSCB'nln
yok oiuşnndan beri diuya ve
Avrapa emin bir yer
ofaaakUn cıkü. Çift kntaphı
bir dnnyayı yönetmek çok
daha kolaydı. Yugosbv iç
savaşı sınırlarunuuı pek
nzagında sayılmaz. Biz ise
hili eskisi gibi oyun
oynnyornz. Insanlann günlök
yasamı ile bizdeki tophunlar
arası itisip kakısma arasında
arük böyük bir uçurnm
basgösteriyor."
Sizin anlayacağınız,
Belçika'nın korkusu kendi iç
çekişmelerinde değil,
Balkanlar, Doğu Avrupa ve
hatta Ural Dağlan'mn
ötesinde.
DER SPIEGEL 'e göreAyetullah Humeyni'nin düşlerigerçekleşiyor
Komünizm çöktü, Islam yükselişte
İran'ın dini lideri
Humeyni, 1989
yıhndaki ölümünden
dört ay önce Sovyet
lideri Gorbaçov'a
yazdığı mektupta,
Komünizm dünyadan
şilinecek, ardından
İslam zafere
koşacaktır" demişti.
Son zamanlarda
yaşanan gelişmeler
Humeyni'yi doğrular
gibi.
Dış Haberler Servisi —
Ikinci Dünya Savaşı ertesinde
siyasi duzene damgasını
vuran soğuk savaş dönemi,
ardından Sovyetler Birliği'nin
ortadan kalkması Islama
ülkelere yem dünya düzeni
konusunda umut veriyor.
Iran, Tahran'ın merkez
olduğu, Pakistan ve
Afganistan'la birlikte
nüvesini oluşturacağı bir
tslam imparatorluğu kurmayı
planhyor. Bu imparatorluğun
smırları Atlantik'ten
Endonezya'ya kadar
inibSr SUİtaSI â l t i n d a
Sov
V
etler
Birliği'nin parçalanmasından sonra
MOftfTAMVA
j MAU
uzamrken Türkiye'yi de içine
alıyor.
Der Spiegd dergisinde yer
alan bir yazıya göre
Ayetollah Humeyni'nin 1989
yılında Sovyet lideri Mihail
Gorbaçov'a yazdıklan
gerçekleşiyor. Humeyni
mektubunda "Komünizm bu
dönyadan şilinecek.
Ardından İslam zafere doğnı
kosacakUr" demişti. İran'ın
dini lideri bu
mektuplaşmadan dört ay
sonra öldu. Olumunden uç
yıl sonra da gelişmeler,
öngörüsünü yalanlatmayacak
boyuta ulaştı.
1973'te başlatılan petrol
ambargosu ile
Müslumanlann önderliğini
Suudi Arabistan üstlendi.
Riyad petrodolarlanyla islam
Ulkelerinin liderleri satın
alındı.
Bugun Moritanya'dan
Endonezya'ya kadar bir
milyar Musluman, yüzyılm
başından beri ilk kez bu
denli bir yükseliş dönemine
eşlik ediyor. tran, 'Islanun
kaybolmuş çocuklan'na
kucak açmaya, onlan
ümmete dahil etmeye hazır.
Iran Cumhurbaşkanı Ali
Ekber Haşimi Rafsancani,
Senegal'de yapılan İslam
Konferansı örgutü (İKÖ)
toplantısında bu amacını dile
getirdi. 'Kızıl tmparatorluk'
yıkılnuştı. İran, bölgede bir
'süper guç' olarak ortaya
çıkıyordu.
İran Dışişleri Bakanı Ali
Ekber VeUyeti, Tacikistan'da
"Hoşgeldiniz. Bize tmam
Humeyni'nin kutsal
kokusunu (misk-i amber)
getirdİBİz" sloganlan ile
karşılandı. Azerbaycan-İran
sınırında Humeyni'nin
vecibeleri votka ve ucuz
havyar karşıbğında
kapışılıyor.
Pakistan'da politikacılarla
işadamlan Buyük İslam
ünpatorluğunun hayalini
kuruyor. Bu imparatorluk
Afganistan'la Pakistan
çekirdeği etrafında
konfederasyon biçiminde
örgütlenecek, aynı zamanda
ekonomik bir birlik olacak.
Bu imparatorluğun amacı,
"Batı'nın yayılmacı
amaçlanna engel olmak".
Batılı hukumetler, İslam
ülkelerindekı nükleer
silahların varhğından endişe
ediyor. Bu ülkeJerdeki yaşam
standardının düşmesiyle bu
nükleer silahların Batılı
ülkelere karşı şantaj aracı
olarak kullamlabileceği
tahmin edUİyOr.
Hitler döneminde imha edilen Yahuditerin anısına:
Soykı ürınımüzesi20 Ocak 1942'de Alman Nazi rejiminin Yahudi
soykırımınm yöntemlerini görüştüğü, Berlin
yakmlarında bulunan Wann Gölü kıyısındaki
tarihi bina onarılarak müzeye dönüştürüldü.
Berlin yakınlanndaki tarihi
bina ("ViUa Minoux") 1988'e
kadar öğrenci dinlenme tesisi
olarak kullanılmıştı. Almanya-
daki küçük Yahudi cemaatinin
baskanı Heinz Galinski'nin ça-
balan uzerine binanın muzeye
çevrilmesi ancak konferanstan
50 yıl sonra şimdı gerçekleşiyor.
Muzenin hazırlıklanm yapan
ekibin ilk işi, konferans salo-
nundaki ping pong masalarını
djşarı atmak oldu.
50 yıl önce Wann Gölü Kon-
feransı'nda konuşulanlar, nok-
tasına virgulüne kadar kâğıda
döküldu. On beş üst düzey bü-
rokratın bir villanın oturma
odasmda kahve ve konyak içer-
ken konuştuklan dehşetli pla-
mn tutanakları, bizzat "nibai
çözfim"den sonımlu kılman
Adolf Eichmann'ın ımzasını ta-
şıyor. Ikina Dünya Savası'ndan
sonra Arjantın'e kaçan, 1960*13
Israıl istihbarat örgütü MOS-
SAD ajanlan tarafından izi bu-
lunup tsrail'e getirilen ve
1961'de Kudüs'te mahkemeye
PtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — 20 Ocak 1942'de
Alman Nazi rejiminin önde ge-
lenleri Berlin yakınlanndaki
Wann Golu kenannda bir ara-
ya gelerek Yahudi soykınmımn
yöntemlerini görüşmüşlerdi.
"Endlösung" - "Nihai çözüm"
olarak nitelenen karar, Avru-
pa'da 11 milyon Yahudnıin im-
ha edilmesini öngörüyordu.
Aradan 50 yıl gecti. Berün
Belediyesi konferansın 50'nci
yıldonumunde Wann Gölu ke-
narındaki tarihi binayı onara-
rak müze haHne getirdi. Böyle-
ce Almanya'da ilk kez merkezi
bir "Soykınm Müzesi" kurul-
muş oldu.
Başbakan Helmut Kohl tari-
hi gfnun önemine dikkat ceke-
rek "Gecmişten ders alınması
gerektigiiü*' vurguladı. Yahudi-
lerin acısının Hitler'in 1933'te
iktidara gelmesiyle başladığına
dikkat çeken Kohl, ırkcılığı yer-
di ve demokrasinin önemine
dikkat çekti.
çıkanlan Adolf Eichmann, 50
yıl önceki konferans hakkında
şöyle diyordu:
"Bütün olay bir boçok saat
bile snnnedi- O zamânki Re-
ich'in en iinlöleri konu^ıpemir
verdiler. Meseteyi ortaya gayet
acık döktüler. öldörmekten,
elimine etmekten, yok etmek-
len söz ediidi. Hatta Yahudi so-
rununun nihai çözumü konn-
sanda birbirinden parlak rikir-
ler Ueri sürdüler."
50 yıl önceki konferansa ka-
tıhp soykınmla ilgili birbirin-
den parlak fikirler Ueri süren
bürokratlann hepsi cezasım
çekmedi. Zamanın Içişleri Ba-
kam ve sonrakı Halk Mahke-
meleri'nin korkulan Başkanı
Roland Freisler bir hava akı-
mında öldü.- İki kişi müttefik-
ler tarafından idâm ediidi; soy-
kınmın baş örgütçusü ReinhaM
Heydricb konferanstan beş ay
sonra Prag'da bir suikastta öl-
dürüldu. Nurnberg Mahkeme-
leri'nde yargüanan diğer bürok-
ratlar ise 25 yıla mahkûm olan
bir kişi hariç, 1954'te teker te-
ker serbest tnrakıldüar. Hatta
bu bürokratlardan biri savaş
sonrasında baroya kaydolarak
1986'ya kadar avukatbk yaptı.