22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 AĞUSTOS 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN DÜNYA'DA BUGÜN Devlet Meteoroloji Işleri Ge- nel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre; yurdun kuzeybatı kesimleri bulutlu, Marmara1 nın doğusu, Batj Karadeniz ile İç Anadolu'nun kuzeybatısı yer yer sağanak yağışlı, öteki yerier açık geçecek. HAVA Sl- CAKLIGI: Değişmeyecek RÛZGÂR: Yurdun kuzey ke- simlerinde kuzey ve batı, di- ğer yerlerde güney ve batı yonlerden hafif. ara sıra orta kuvvette esecek. Denizlerde. Karadeniz, Marmara ve Ege1 de yıldız ve poyraz, Akdeniz'de günbatısı ve lodos- tan 3-5 kuvvetinde saatte LO-21 deniz mili hızla ese- cek. Van Gölü'nde hava açık geçecek Rüzgâr gü- ney ve batı yönlerden hafif esecek. Aaana Adapazarı Adıyaman Afyon Afln Artuta Amakya Antalya Artvm Aydın Balıtesn Bılecık Bıngfl B.tSs Bokı Bursa Çanaloale Çorum Demziı A 33° 25° Dıyartıakır ¥ 29°22°E*me A 38° 22° Erancan A 31° 18° Eraırum A 34° 15° Esloşehır Y 31° 20= Gaaantep A 31° 24° Gıresun B A 30" 21° Gûmûşhaie A A 27° 17° Hakkân A 35° 21° Isparta A 29° 22° istanbul A 29° 21° tzmır A 37»2O°Kare A A A 38° 19° Kastamonu V Y 26° 17° Kaysen A V 29° 20° Kırklarelı A A 30°23°Konya A B 31° 19° Kuüfıya A A 33° 22° Matatya A 40° 21° Manısa 30°20°KMaraş 34° 18° Mersın 31° 10° Mujla 30°17°Muş 38° 24° Nıjde 29°22c 0rtu 30°16°fta 33° 21° Samsui 32° 17° Snrl 29°24°Smop 33°22°Sıvas 28° 12° TetardsJ 29° 15° Trataıı 30° 15° Tuncelı 3O°2O°Uşak 32° 19° Van 30° 18° Yozga: 37° 20° Zonguklak A-acık B-buiuttu G-güneslı K-karlı S s.s» Y-yagmurlu A 31" A 32° A 30° «Sshngton Zûnh A 30° BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Hastalara kayna- tılarak içirilen pek- mez, yağ ve baharat kanşımı. 2/ Dıştan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş ya da bu işle orta- ya çıkan durum... Kuzu sesi. 3/ Ta- but... Mera. 4/ Aya- küstü içki içilen meyhane... Küçük erkek kardeş. 5/ Taklit, sahte, kalp. 6/ Yaprakları saJata gibi yenen kokulu bir bitki... Genellikle rnidenin bozul- masından ötürü dilin üzerinde olu- şan beyaz tabaka. 7/ Nişan... Bir iş- letmenin ani batışı. 8/ Donuk renk- li... Göreceli. 9/ Afrika yerlilerinin kullandıklan agaçtan yapılmış davul. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Tah- min. 2/ Çevresi yollarla beürlenmiş olan arsa... Domuz yavrusu. 3/ Sa- ra hastalığına verilen bir başka ad. 4/ Hollanda'run plaka işaıeti... Cü- retkâr. 5/ Antik Yunan'da sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan... Deniz tarafın- dan örtülen, derin ve parçalanmış koylar meydana getiren gö- mülmüş vadi. 6/ Dinsel tören ve kuralları... Kasların istemsiz kasılması. 7/ Yeterlilik. »/ Güney Anadolu'da bir dağ... Bir nota. 9/ KültUr... Metal saplama. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Tevfîk Rüştü Bey R Ö N O Son Modefleri Görünüz. 9 AĞUSTOS 1931 Hariciye Vekili Tevfik Ruştü B. "Echo de Paris" gazetesinin muhabirine şu beyanatta bulunmuştur: "— Turkiye gerek siyasi, gerekse iktisadi sahada hiç bir suretle hiç bir tarafa bağlanmak arzusunda değildir. Biz bütün milletlerle bilaistisna dost yaşamak ve sulh halinde bulunmak istiyoruz. Turkiye'nin Cemiyeti Akvama duhulu, ancak hareket serbestliğiraizi muhafaza edebileceğimize dair teminat vermekle nafi ve faideli olur. Zira Cemiyeti Akvam meclisi Cemiyeti Akvama dahil bütün milletler için itbaı lâzım kararlar vermektedir. Türkiye ayarında oldukları halde Cemiyeti Akvama dahil devletlerden bir çoğu Cemiyeti Aİcvam meclisinde temsil edilmemekte ise de bunlar mecliste temsil edilen gruplardan birine mensupturlar. Bu vazîyeti ile Türkiye; Cemiyeti Akvama karşı hürmetini ve Türk murahhaslarının Cenevre'deki •emaslarını haleldar etmemektedir!' Fevfık Rüştü B. Suriye mandası dolayısile Türkiye ile Fransa arasındaki münasebatı hakkında bir şey söylemekten istinkâf eylemiştir. Borçlar mes'elesi hakkında Tevfik Rüştü B. şunları söylemiştir: "— Türkiye, on beş sene süren bir harp devresinden yeni çıkmıştır. 227 milyonluk bir bütçeden 40 milyon indirdik. Halkın vergi ağırlıklarını tahfif etmekliğimiz lâzımdır. Şimdiki halde Osmanlı borçlarının üçte birini veriyoruz. Bu bile istitaati maliyemiz için ağır bir külfettir. Dayinler vekilleri istikraz yapılmadan bir sureti tesviye bulmalıdır. Çünkü devlet istikraz siyaseti takip edemez. Bilâkis ecnebi sermayedarlarının Ziraat Bankamıza yahut başka müesseselerimize kredi vermelerini memnuniyetle kabul ederiz. Böyle bir hal, meselâ yüzde altı ile alınan bir para yüzde sekiz ile ikraz edilmek suretile hem mukrizler, için hem müstakriz müesseseler için hem mustahsiller için nafi ve faydalı olurdu; fakat her halde devlet teminatı veya inhisar imtiyazı verilmesi gibi şartlar mevzuubahs olmamak şartile... Biz devlet olarak ve kendimiz için, kendi vasıta ve kuvvetlerimizle yaşamak istiyoruz. Milletimiz bir çok müşkülât çekmiştir, icap ederse gene çekecektir; fakat nihayet muzaffer olacaktır!' 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Atlı arabalar AĞUSTOS 1961 v'ali ve Belediye Reisi Tümgeneral Refık Tulga, dun Belediye ve şehir işleri hakkında şu izahatı vermiştir: "Her şeyden önce şunu belirtmek isterim ki, Belediye Meclisi görevini yapmakta olan encümen gayet ahenkli çalışmakta ve bu sayede de işlerimiz seri olarak yapılmaktadır. Şehir sağlığı bakımından bugun için endişe verici hiç bir şeyin olmadiğını kaydetmek isterim. R e f l k T u l 8 a Geçen seneki 55 çocuk felcine karşı bu sene 11 vak'a kaydedilmiş, tifo ve kuduz vakaları olmamıştır. Le\r ent ve Haznedar'daki çöp yığınlarının 10 kilometre daha ileriye kaldırılmaları sayesinde şehirde, karasinek nispeten azaJmış, fakat bu arada vasıtalar fazla mesafe katettiklerinden şehirdeki işlerini tam yapamamaktadırlar. Bu > r uzden kira ile çop nakli yaptırmak zorunda kalıyoruz. Yenikapı, Şişli troleybus seferlerinin yakında başlaması ile karşımıza yeni bir problem çıkıyor. Biliyorsunuz, troleybüsler yolun sağını takıp etmek zorundadırlar. Atlı arabalar da yolun sağını takip ettiklerinden Atatürk Bulvarı, Atatürk Köprusu ve Şişhane yokuşundan atlı arabaların geçmesine müsaade edilmiyecektir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Irak kuşatıldı 9 AĞUSTOS 1990 Basra Körfezi'nde "sıcak savaş" için gerı>e sayma başladı. ABD Kara Kuvvetleri'ne bağlı 4 bin asker ile savaş uçaklan, Irak'ın olası bir saldırısını önlemek amacıyla dun Suudi Arabistan'a indiler. Süveyş Kanalı'ndan giren Eisenhovver uçak gemisi de Kızıldeniz'de ilerlemeye başladı. ABD Başkanı George Bush, Suudi Arabistan merkez olmak uzere "uluslararası güç" oluşturulmasını istedi. İngiltere ve Mısır bu çağrıva olumlu yanıt verdi. Fas, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye'nin de bu güce katılabileceği one surüldü. TAKITŞMA Sanat Fııarı Bir Şölendi Duvarlarda bizim, özbeöz bizim, Türk sanatçıların en güzel ürünleri, kutsal alınteri, "Işte... şu sanatçı" dedirten en yüce yapıtları, 28 galeri bir arada ve 200 ressamın 600 yapıtı!.. Türkiye'de ilk kez ve kentin göbeğinde 'Birinci Sanat Fuan' düzenlendi, 10-17 tem- muz tarihleri arasında... 28 galeri ile yakla- şık 11 ilgili yan kuruluş, en güzel üninleri- ni yedi gün süre ile TÜYAP'ın çok geniş ala- nma sergiledi, sere serpe yaydı. Böylesine bir şölen ülkemizde az rastla- nan, hatta hiç rastlanmayanlardan, ancak her yıl bundan böyle rastlanacak olanlar- dan; büyüyerek, görkemlenerek, üstelik ku- sursuza dönüşerek, TÜYAP'ın bü>-ük öze- ni ile örgütlenerek. Yedi gün sure ile her galeri sahibi, ken- disine saptadığı yollukta, önünde birbirin- den renkli, birbirinden iç açıcı kitap ve ya- yınlan ile güne başlıyor. Ya arkasında! Duvarlarda, bizim özbeöz bizim, Türk sanatçıların en guzel ürünleri, kutsal alın- teri, "tşte... şu sanatçı" dedirten en yüce ya- pıtları, 28 galeri bir arada ve 200 ressamın 600 yapıtı!.. Nereye dönsem ses veriyor, tüm duvarlar konuşuyor, her biri ayrı renk, her biri ayrı tin (ruh), bambaşka ışıklarda, tam bir cüm- buş. Bu duvarda sarılar kol geziyor, yeşil- ler ötede, bu duvarda koyular, biraz uzak- ta morlar bannıyor, turkuazlarla birlikte ve de bembeyazlann içinde. Bir kez yetmez, bir daha, bir daha dolaşmak gerek, dolanmak; bu bahcede, bir tutku sanki. Alışılmışın dı- şındaki bu şölende, resimler, yontular, duş- sel söylevler. Plastik Sanatlar Dernegi'nin büyük ça- bası, yorulmaz ve tükenmez özverisi ile dü- zenlenmesine haftalar önce başlanan bir do- ğum sonrası sevinci, galericinin sevinci, sa- natçmın sevinci, izleyenin sevinci, üç sevinç bir arada yaşanan... Işte bundandır "şölen" dediğimiz. HUsamettin Kocan'ın başkanlığında ve Beril Anılanmert'in ikinci başkanlığında, koordinatör Bubi, raportör Aynur Aytaç, hukuk danışmanı Ajdil Kurtkaya ile birlikte Yahşi Baraz, Feriha Buyukıinal, tbrahim Çiftçioglu, Haldun Dostoğlu, Beral Mad- ra, Gülnar Onay, Bünyamin Özgültekin, Tunç Tanışık, Hilmi Yavuz'dan oluşan da- nışma kurulu, el ele çalıştılar ve başardılar bugüne değin hiç olmayanı ve 10 temmuz- da ilk kez olanı; 'lstanbul Birinci Sanat Fu- arı'nı. Yedi gün süre ile ve 30 derecelik temmuz sıcağında, üstelik basının ilgisizliğine kar- şın, yine de insanlar geldi, gezdi ve gördu, duvarları ezberleyerek, bazen önünden ağır ağır, bazen de ivedilikle geçerek, göz ucuy- la bakarak ya da koca koca gözlerle tüm tabloyu içine sindirerek! Kimi mutlular da evlerine götürdü bu güzelh'kleri satın alarak. Siz gezmediniz mi? BEKİ BARDAVTT Galerici/tstanbul 2. K İ T A P İĞİ İ M Z A G Ü N L E R İ B U G Ü N aWWHMJgWBİHMBİtlPWIIiSİ 9 - A Ğ L ' S T O S 17.00 - 20.00 SENLİĞİ 9 - 1 8 A Ğ U S T O S Cumhuriyet Kitap Kulübü /Kadıköy Belediyesi İşbirliği... ARIF UAMAR NEZIHE MERİC NEDİMGÜRSEL DEMIR ÖZLU FERIT FDGU Y A R I N TOMRİS UYAR i f l - A C l S T O S 16.00 - 20.00 RIFAT ILGAZ, EMRE KONGAR, KEMAL ÖZER, ALPAY KABACALI. HALİT ÇELENK SALİM ŞENGİL 2. Kadıkiy Kitap Şeıliği - Eski İshele Yaıı Tüm ıkurlira indirim NAEV1AJ A Z Z C L U B I C A F E Cuma - C tesı NİLÜFER RUACAN - PIVANO NEŞET RUACAN - G TAR HAKANBEHLİL- BAS SEIİM SELÇUK - DAVUL Pazar JAMSESS40N 22°" • C1 -* P lesı — Salı 1.A.Ç' KEfllMÇAPU- DAVLLVOKAL BÜIEMT SESLİ - TUŞLU ÇALGİLAR CEM AKSEL BAS KONUK SANATÇI GÜR AKAT - GITAR MUZIK UCRETI AUNMAYACAKTiRı idd' Jı • a »^'a *v» le ;- -5 ı dı'ırr »R'IAV".T<CY DERESI SOKAK N'O 1 İPNAVUTKOY Rez: 163 05 r ° BOCAZDAVAZI feraumtzda yaşaym KEDİ BAR CRUP Ikramtarırruz Paza>- Maitı Pte& SaitGecesı ışKer-ıDe ço'üa Karakai Karştsı ARNAVUTKÖV Tei 163 32 34 tLAN AYVACIK ASLtYE HUKUK HÂKİMLtĞt'NDEN Dosya No: 1991/91 Davacı Mustafa Şen tarafın- dan Hanife oğlu Harun aleyhi- ne açılan davanın yapılan duruşmasında: Davalı Hanife oğlu Harun'a, yapılan zabıta araştırmasına rağmen dava dilekçesi davetiye tebliğ edileraemiştir. Davacı Ayvacık Hamdibey Mahallesi 107 ada, 12 ve 16par- sel nuramalı tapu kayıtlannın iptalini istemektedir. Tapu ka- yıtlannda hissesi bulunan davah Hanife oğlu Harun'un duruşma günü olan 24.10.1991 gunu sa- at 9'da Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi'nde her turlu kanıt- ları ile haar bulunması ve>a kendisini vekille temsil ettirme- si, aksi halde yargılamaya yok- luğunda devam edileceği dava dilekçesi ve duruşma gunu da- vetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 24.7.1991 Basın: 48797 Galeri • Atölye 146 97 38 • 132 64 26 OSMANU KUMAŞ VE İŞUMELERİ SERGlSt SON HAFTA ATttlA IK|tHOXU«K KOuntroNU Sergıırn geıel Istek uietıne 15 AjuttiK ı ktdar uz*tıimıslır SİKT U1EIIS •SL S!4 3S S Sccfren -dc^Ât *»dınl Mm a »e Aksesusr Galerisi MÜFİTÇELİK Sympathy for aquareUe Yaz Sergisi Bmtılır Otpı Musı M Triuk St Ito 31 Knkıy Td 154 81 34 155 1» 70 ••••MHSSSMMMHMIB I »al«ri I atölye 1 1 146 97 38 1 i 1326426 i s MARMARA ÜNİVERSİTESİ Atatürk Egrım c a^Llte5[ Pes "i Boluma öorencıle-ı GENÇLER SERGtSt 7 Haziran - 25 Agustos DERİMOO KÜLTÜR MERKEZI i S T A N 6 U L SJ1 i6 'H* -BT Pazar aon ı hergun 1? 33 a kodoı oc'91 - SATILJK DAİRE Bakırköy'de sahıle çok yakın 2 oda, 1 salon Tel.: 583 09 30 SATILIK SERÇE BAYANDAN, 1989 model Serçe. 10000 km.'de 22 mil>on Tel.: 513 95 81 İLAN TORBALI ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1990/410 da davalılann adresleri bulunamadığından ilanen tebligat yapılması- Davacı PTT Genel Müdürlüğü vekili Av. Nejat Yurtsever taratın- na karar verildiginden, duruşmanın yapılacaği 4.10.1991 gunü saat 9'da dan davalılar Şaban özcanbaz vs. aleyhine açılan tazminat davasının yapılacak olan duruşmaya davalılann gelmesi, duruşmaya gelmedik- yapılmakta olan açık muhakemesinde: İeri takdirde haklı bir mazeret göndermeleri veya kendilerini bir ve- Davalılardan Cafer Tunç'a (Halitoğlu 1963 D.lu Nevşehir ili Kozaklı kille temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamaya yokluklannda de- Ilçesi Nü. Ka. olup halen Buca 884 Sokak No: 45/E oturur-Izmir), v am edilerek karar verileceği hususu davalılara tebligat yerine kaim DavaJılardan Musa Kılıç'a (Osman oğlu 1955 D.lu Nevşehir ıli Ko- olmak uzere ilan olunur. zaklı ilçesi nüfusuna kayıtlı olup halen Buca Göksu Mah. 683/9 lz- mir adre«ine) tebligatlann yapılamadığı, yapılan zabıta araştırmasında Basın: 32918 ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOGLU Körfez'de Bir Bakan Bir yazı, bir haber ne güzel boyutlanıyor kimi zaman. El- bet duyarlı kişilere rastlarsa. Mutl'i bir olay, çevre kirlenme- sine karşı duyarlık giderek genişliytır. Nereye gitsem, kimi gör- sem, beni teşekkürle selamlıyor. Biri de ülkemizin ilk Çevre Bakanı Ali Talip Özdemir. Ören'de, Turban'ın salonunda ko- nuşurken altını çizdi. Burhaniye'ye gelişini, yayımlanan ya- zılanm nedeniyle öne aldığını söyledi. İlhami Soysal'a da ay- rıca teşekkür etti. Elbet uygar bir davranış. Kocaman bir ma- sa, çevresinde ANAP ilçe başkanı. başka ANAP'lılar, ticaret ve sanayi odaları yöneticileri, belki de zeytinden, destekten söz edecekler, ama o gün söz körfezin. Zeytin ağaçlarının kesilmesinden, zeytinliklerın arsalaşmasından. arsalarda ko- nutlar yapılmasından söz edilebilir, ama başka konulara yer yok! Çevre Bakanı çevre ile ilgileniyor, bu konudaki görüşle- ri dinlemek istiyor. Once Prof.Bahri Savcı'yı dinledi. Bahri Ho- ca sorunu çok özlü biçimde anlattı. Edremit körfezini koru- manın öneminı, devlet babaya düşen görevleri. partiler, ikti- darlar değişse de körfezin gerçek sahibinin degişmediğini. Ülkemizin ilk Çevre Bakanı'na düşen görevi. Sonra da öne- riler ve seçenekler getırdi gündeme. ANAP'lı Çevre Bakanı itgiyle dinliyor, Bahri Savcı da kürsüsünde konuşur gibi sür- dürüyor görüşlerini. Çevre politikası parti politikası değil, dev- let politikas). Bakanın yanında vali oturuyor, onun yanında ben, öte yan- da da Çevre Müsteşarlığı görevlileri. Ara sıra ilhami Soysal ile gülümsüyoruz birbirimize. Vali Bey saate bakıyor, Akçay'a yemeğe gidecekler. Sayın Bakan yemekten vazgeçmeyi öne- riyor. Çok hoşlandım doğrusu. Çevre Bakanı körfezin kirlen- mesi ile ilgili soruna eğilmek için buraya geldi değil mi? O gidinceye kadar yemekler soğumuş olmalı, ama Oren'deki konuşmalar çok sıcaktı doğrusu. Genç bakan politikaya, par- ticiliğe ağırlık vermeden, tersine SHP'Iİ yerel yöneticilerden saygıyla söz ederek Meclis'te çevre komisyonunda SHP'li Gü- neş Gürseler ile olumlu bir işbirliği yaptığını belirterek, ba- sınla diyaloğa özen göstererek, ama asıl halka seslenerek çok uygar bir örnek sergiledi. Çantasında üç bin imzalı bir dosya, arabasına bindi, Akçay'a yollandı sonra. Ben de ya- nımda o üç bin imzayı toplayan gençler. doğru denize! Bir güzel yüzdüm, bu güzel mavilik kirlenmeyecek diye kalbim sevinçle çarparak, kıyıda oynayan çocuklara umutla baka- rak! kumda mısır yıyenleri koçanları çöp kutusuna atmaları için uyararak. Çok üzgünüm, ama böyle uyarılar da gereki- yor kimi zaman. Kimi kişiler kumu kirletmekten hiç rahatsız olmuyorlar. Dahası, ertesi gün kirlettikleri yerde denize gire- ceklerini, güneşleneceklerini de unutuyorlar. Yerel yönetici- ler çöp kutuları koymuş her yere, ama o kutuların varlığını bilmez görünüyorlar. Biri yanıma yaklaşıyor, yalnız çöpler de- ğil, sesler de var, diyor. Gürültü de korkunç bir olay. Ona da savaş açmalıyız. Güzel bir doğa parçasına dınlenceye ge- lenlerin ortak bir sorunu daha! Poyraz esintisi, imbat, deniz- de mavi şarkılar, iğde dallarında yeşil şarkılar en güzel mü- zik bir dinlencede. Asıl güzeli de sessizliğin müziği bence. Ama nerede? Ezan sesi, Ibrahim Tatlıses, Sezen Aksu birbi- rine karışıyor durmadan, ya da TV'de bir cınayet dizisinden çığlıklar yükseliyor. Kimi kişiler TV'yi ardına kadar açmak- tan hoşlanıyor galiba, bana biraz saygısız gelıyor bu davra- nış. Nasıl önlenir bilmem? Her şeyin kökeninde eğitim var sanınm. Doğayı sevmek, denızi sevmek, çevreyi sevmek, kir- letmemek, ınsanları sevmek, hayvanları sevmek için birsevgi eğitimi gerekiyor her şeyden önce. O sevgi oluşmazsa ne yap- sın Çevre Bakanlığı! Örneğin Burhaniye'dekı ilkel kanalizas- yonun denize aktar.lmasını önlemek sorunu cözmüyor, öte- ki körfez ilçelerinin, bucaklarının, köylerin, sitelerin, kamp- ların atıklannı da denetlemek gerekiyor. Çevre Bakanı ile ya- pılan toplantıda bir de üniformalı vardı. Gereken mesajı al- mış olmalı! Oren'deki, Akçay'daki kamplarda çevre temizli- ğine ters durumlar varsa gerekli önlemler biran önce alın- malı. Çevre Bakanlığı genelkurmayı da öteki bakanlıkları da uyarmalı bu konuda. Ağustos ayı, uiusal nabzımızın yüksek attığ bir dönem bu körfezde. Uiusal Kurtuluş Savaşı'mızın güzel olaytarı yaşan- mış dağlarda, kıyılarda. Ulusumuzu onurlandıran olayiar. O günlerin çağrışımlan ile bu doğa parçamız başka bir anlam kazanıyor elbet. Körfezi korumak görevini daha başka bir bi- linçle hissediyor insan. Doğayla, insanlarla barışa varmak istiyor. Kalıcı bir barışın özleminı duyuyor çok derinden. Da- ha önce de yazdım galiba, antik çağlarda, uzun savaşlar ba- rışa dönüşüyor Ören'de. Tanrılar ida'nın doruğunda savaş- ları izleyedursun, bilgeler Ören'de buluşuyor. barışa giden yolları arıyorlar. + Eve dönünce kapının altından atılmış bir zarf buldum. Zar- fın üzerinde Akçay damgası. içinde bir kart ve iki satır: —İda da size teşekkür ediyor, Paris de adresinizi soruyor. Balkona çıktım, ben de ida'ya teşekkür ettim. Doruğuna tırmanmak için büyük özlem duydum. Paris'e rastlamak için hayli geç, ama güzel duygulanm İda'dan kaynaklanıyoryaz aylarında. Kimi okurlanmla da ortak sevgilimiz, dostumuz İda. Telefon ediyorlar, mektup yazıyorlar, kapıyı çalıyorlar, İda'nın bereketi türü dostluklar oluşuyor aramızda. Kimi tahtakuşla- ra, kimi Altınoluk'a, oksijen çadırına, kimi Assos'un turkuvaz sulanna çağırıyor beni. Kimi Behram kaleye, kimi Kızılkeçi- li'ye, İda eteklerinde bir yürüyüş yapmaya, kimi Hasanboğul- du'da çay içmeye. Zeytinlerin, çamların yeşilliğine, havada kekik kokusuna kavuşuyorum o çağnlarla. Kanatlarım olsaydı, diye düşünüyorum. Tüm çağrıları yanıtlar, yeni güzellikler ya- şarım durmadan. Babakale'ye giderim, İda'nın saçlarını ok- şarım denizde, Midilli'ye bakar Sapho'yu anımsanm, ama asıl Yunanlı dostlara seslenirim. Ege denizinin bir barış gölü ol- ması için duyduğum özlemı anlatırım. Acaba duyarlar mı? Asıl Ankara'ya seslenmek gerekiyor galiba. Çünkü kalıcı barışın koşullannı iyi saptamak gereki- yor. Dolaylı değil doğrudan, sorunlara yüzeysel değil, ger- çek çözümler bularak. Uiusal politikamızın doğrultusunda yöntemler üreterek... İda'da bir barış denizi kucaklar o zaman! Cumhuriyet Kitap Kulübü Kadıköy Belediyesi İşbirliği... 2. KİTAP SEN1IGI 9-18 A Ğ L S T O S •• imza günleri mm edebiyatçılarla söyleşiler wm sinema samıtçılan HER TÜRDEN BİNLERCE YAPIT HER GÜN 10.00 20.30 »rası Kadıköy - Eskl İskele yanı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle