Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26AĞUSTOS 1991
BüGÜN
• tstinye Tersanesi'ndeki
son havuzun kaldınlması
nedeniyle saat 10.00'da
düzenlenen törene
Başbakan Mesut Yılmaz da
katılacak.
• VAKKO'nun geleneksel
defile ve pikniği saat
'~ 30'da Merter'deki fabrika
b .hçesinde yapılacak.
• İstanbııl Büyükşehir
Belediye Başkanı Nurettin
Sözen, 18.30'da Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği
Başkanı Yalım Erez ile bir
görüşme yapacak.
MEKTUP
Minibüslere
denetim
• tsUnbul'da çalışan
minibüslerin daha sıkı bir
şekilde denetlenmesi
gerekiyor. Özellikie bazı
hatlarda minibüs
şöförlerinin kısa hat
uygulaması yaparak
kurallara uymadıkları
göriilüyor. Bunları en yakın
trafık polisine ve belediye
yetkililerine şikâyet
etmemize rağmen bu
uygulamaya hâlâ devam
ettikferini görüyoruz.
Yetkililerin bu konuda daha
duyarlı davranmalarını
diliyoruz.
SERHAT KARADAĞ
KENT5AŞAM CUMHURİYET/15
TELEFONLARBoğaz'da 5 Türk gemici kayıp
SERDAR AKİNAN
Istanbul Boğazı önceki gece
büyük bir facia atlattı. Italyan
bandıralı ham petrol yüklü tan-
ker ile Türk bandıralı kuru yük
gemisi çarpıştı, kuru yük gemi-
si battı. Türk bandıralı gemide
bulunan 21 kişiden 16'sı kurta-
nlırken, 5 denizci kayboldu. Bo-
ğaz trafıği 5.5 saat süreyle ula-
şıma kapatıldı.
Italyan "Butros" acentesine
bağlı 22 bin ton ham petrol yük-
lü "Leonis" adlı tanker ile Re-
şit Kalkavan'a ait 4 bin ton arpa
yüklu "Denizati" adh kuru yük
gemisi önceki gece 00.15 suların-
da Umuryeri açıklannda çar-
pıştı. Sahil güvenlik yetkilileri,
Sovyetler Birliği'nden Italya'ya
giden Leonis'in kılavuz kaptan
eşliğinde normal rota ve seyrin-
de yol ahrken Türk gemisi "De-
nizatı"nın yanlış rota izlemesin-
den kaynaklandığını belirttiler.
Çevrede büyük bir patlama
sesinin duyulmasına yol açan
çarpışmanın hemen ardından
her iki gemi de "S.O.S" verdi.
Sahil Güvenlik'e ve Liman Baş-
kanüğı'na bağlı kurtarma tekne-
leri hızla olay yerine ulaştı. Ham
petrol yüklü tankerde yangın ya
da petrol sızma tehlikesine kar-
şıhk deniz itfaiyesi de kaza ye-
rine gelerek geniş önlemler aldı.
Kazadan kurtulmayı başaran
denizciler, Denizatı adlı yük ge-
misinde bulunan usta gemiciler-
den Sonal Karabacak, Metin
Karadeniz, makine teknisyeni
Ulvi Hoşoglu'nun kamaralann-
da uyudukları, yağcı Aydın Ka-
sımlar ile makine lostromosu
Yasar Öztürk'ün vardiyaları ne-
deniyle makine dairesinde bu-
lunduklannı bildirdiler.
Italyan tankerin Denizatı ad-
lı gemiye makine dairesi ve ka-
maraların bulunduğu kıç tara-
fından çarpması sırasında mü-
rettebatın büyük çoğunluğu ge-
minin güvertesine cıktı. Bu ara-
da hızlı biçimde suyla dolan ma-
kine dairesi ve kamaralann bu-
lunduğu kıç taraf, yoğun ağırhk
nedeniyle batmaya başladı.
Kaza yerine gelen Sahil Gü-
venlik ve tahlisiye botları güver-
tedçki 16 denizciyi karaya çıkar-
dı. Bu arada römorkörler tara-
fından bağlanan Denizatı, Hu-
ber Köşkü açıklannda karaya
çekilerek ambar kapaklan kapa-
tıldı. Italyan bandıralı Leonis ise
kaza yerinin yaklaşık 1 km Ue-
risine demir attı.
Gemiden kurtanlan 16 müret-
tebattan Ali Gül ve Musa Can
Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldın-
larak tedavi altına alındı. Türk
gemisinde mahsur kalan 5 de-
nizci ise makine dairesinin bu-
lunduğu bölümün tümüyle su-
lar altında kalması sonucu uzun
süren aramalara karşın buluna-
madı. Saat 04.30 sıralarında ise
Denizatı sulara gömüldü.
"Denizatı" gemisinin kaptanı
Suphi Özavar hatanın kendile-
rinde olmadığını savunarak ka-
zayı şöyle anlattı:
"Kaptan köşkünde 2. kaptan,
miibendis ve güverte lostromo-
suyla beraberdik. Radarunız
açıktı ve görünürde hiçbir şey
yoktu. Biz tam yolla normal tra-
fik yönü üzerinde ilerlerken, bir-
den bire kıyıdan 90 derecetik bir
açıyla iizerimize dogru bir tan-
kerin geldigini gördük. Onlar da
bize teisizie 'Önümüzden çekilin,
çarpışacağız' diye anons yaptı-
lar. Aradan 10 saniye geçmeden
tanker bizim gemiye kıç taraftan
çarptı. Biz bemen geminin ön
tarafına toplandık. Teknelerin
yardımımıza gelmesinden sonra
da batmakta olan gemimizin et-
rafında saatler boyn dolaşUk ve
iceride kimsenin kalmadığından
emia olmaya çalıştık."
Kazadan sağ olarak kurtulan
mürettebattan makine teknisye-
ni Avni Akdemir ve geminin aş-
çısı Hilmi Hasan Müldiir olayı
şöyle anlattı:
"Salonda arkadaşlarla çay içi-
yorduk, dinamit patlamasını an-
dıran bir ses ile birlikte fıriadık.
Birden panik başladı. Geminin
kıç kısmından su almaya başla-
dıgını göriince kimimiz kendini
suya attı, kimimiz ise can yelek-
lerini giyerek kaptan köşkünün
iistüne tırmandı. Bir sıire sonra
sahil giivenlik botu bizi kurtar-
dı."
Ahırkapı açıklanna çekilen
Jtalyan bandıralı Leonis adh ge-
minin kaptanı Luigi De Genaro
kendisiyle telefonda görüşen
Cumhuriyet muhabirine kazay-
la ilgili şunlan söyledi:
"Biz kılavuzumuzu alıp nor-
mal rotamızda seyrediyorduk.
Bir anda Türk gemisi önümüze
çıktı. Tornistan yapük, ancak sı-
yıramadık. Ham petrol yüklü
depolanmızda herhangi bir ha-
sar olmadığı için sızıntı söz ko-
nusu degil."
Kazayla ilgili olarak Beykoz
Cumhuriyet Savcısı resmi bilir-
kişi yetkilileri, kaza yerinde in-
celemelerde bulundular. Jtalyan
gemisi "Leonis"in karantina
kontrolü yaptırdıktan sonra sa-
at 24.00'te denize açıldığı, ancak
tankerin büyüklüğü nedeniyle
dik bir açıyla çıkış yaptığı belir-
lendi.
Ote yandan batan "Denizatı"
gemisinin bağlı olduğu Reşit
Kalkavan Gemi Acentesi'nin ka-
zayla ilgili olarak bugün bir ba-
sın toplantısı yapması bekleni-
yor.
Bu arada, Ulaştırma Bakanı
İbrahim Özdemir, lstanbul Bo-
ğazı'nda gemilerin güvenh' geciş-
lerinin sğlanması için "radar-
sinyalizasyon sistemi"nin kurul-
ması çalışmalanna en kısa za-
manda başlanacağını bildirdi.
Önceki gece ttalyan tankerinin çarptığı Denizatı adlı Türk ge-
misi 4 saat sonra Boğaz'ın sulanna gömüldü. Boğaz uzun süre
trafiğe kapalı tutuldu. (Fotograf: Cumhuriyet)
• MtMH: 055
• kfahv:000
:056
527 57 00
172 13 73 -74-75 ve 068
l U ı m 068
• MfcK:
•B»*dfcO77
511 89 18
T*: 588 48 00
Çapa Tşc 534 00 00 (100 hat}
Matmar» T y 340 01 00
fef Ettafc 131 22 09
TakakıfckyartaE152 43 00
« « T — l | l 588 44 00
m Ot ••!<—: 121 77 77
t « Blrtipı. 358 67 60
• TMFfc:
Tıaflk * * • m~ 176 24 14 (ist).
356 04 85-86 (Kadıköy)
•Mt* TıaaV 377 22 07 (E-5).
356 04 86 (Şehınçi),
314 36 (B Çekmece)
• TMT:
klWtor 573 13 31.
•* IMtor 574 23 00 (25 hat).
574 73 00.
574 82 00 (45hat)
• İDT:
SriMd l w | i ı . 527 00 50.
Hfıp nnnaı. 336 20 63
Uafa B M 348 80 20
• VAPMt
|«Mr HaUan: 526 40 20.
144 42 33,
DMb Yttan (Acarta): 145 53 66.
144 25 02. 149 18 96
•Mb MlHıl 149 15 58
• tCTHMUJt:
(Nava tahmını öflrenme) 573 89 80
• BfKTRk AMZA:
526 62 74,
a k * 526 62 74
150 83 50.
KaMrty: 348 71 40
HABERLERİN DEVAMI
(Baftarafl 1. Sayfada)
sonra sandık başı yapılabilseydi...
Yazık ki olamadı.
Parlamentoda grubu bulunan üç siyasal
parti; ANAP, SHP ve DYP bu konuda uzla-
şamadılar.
Seçim sisteminin hangi partiye nasıl bir
azizlik yapacağı şimdilik bilinmiyor. Ama
ANAP'ın damgasını taşıyan seçim sistemi
için en çok Rus ruleti deyimi kullanılıyor. Bir
başka deyişle sandıkta en umulmadık sürp-
rizlere karşı hazırlıklı olmak gerekiyor.
Bugünden bakınca gözüken nedir?
Seçim araştırmalarında altı çizilebilecek
birkaç nokta var:
Her şeyden önce şimdilik ufukta tek parti
iktidarı gözükmüyor. Seçim sonrasında bir
koalisyon hükümeti en büyük ihtimal olarak
belirginleşıyor.
Seçim araştırmalarında dikkati çeken bir
başka çarpıcı nokta, kararsız seçmen kitle-
sinin büyüklüğüdür. Menüz hangi partiye oy
atacağını bilemeyen yurttaşların oluşturduk-
ları yüksek oran, siyasal partiler açısından
düşündürücü olmalıdır. Çünkü bu kararsız-
lık, partilerin seçmen kitlesl gözünde doyu-
rucu bir görüntü vermediklerının anlamlı bir
işareti sayılmalıdır.
Kararsız seçmenlerin sayısındaki bu artış,
bir başka gelişmenin ürünü de olabilir. O da
şu: Parti bağlılıkları 1980 öncesine göre de-
gişmiş durumda. Futbol takımı gibi siyasal
parti tutma eğilimi özellikie kentli seçmen-
ler arasında gitgide zayıflıyor. Kırsal kesim-
de eski alışkanlıklar sürüyor olsa da kentler-
deki seçmen sandık başında daha akılcı dav-
ranabilmektedir.
20 ekim seçiminin yazgısını öyle anlaşılt-
yor ki bu kararsız kitle belirleyecek.
O yüzden siyasal partilerin bir sorunun
karşılığını iyi düşünmeleri gerekiyor: Yeni
parlamentodan, yeni iktidardan ne bekliyor
bu toprakların insanı?
Hayat pahalılığı ve enflasyona son, işsiz-
Itğe çare... Sağlıkta, eğitimde, sosyat güven-
likte, vergide hakça bir düzen... Gelir dağı-
lımında adalet... 12 Eylül'ü tümüyle nokta-
layacak ve demokrasinin tüm kurallarını ya-
şama geçirecek bir anayasa reformu... Bü-
yük kentlerde, Güneydoğu'da terörün kökü-
nü kazıvabilecek düzenlemeler...
Liste uzatılabilir.
Siyasal partilerin ülke sorunlanna ilişkin
çözüm paketleri ve görüntülerine göre yer
değiştirecek kararsız oylar, erken seçimin
sonucunu belli edecektir.
20 Ekim 1991 tarihinin, Türk demokrasi-
sinin olgunlaşmasında bir aşama oluşturma-
sını dileriz.
Sovyetler Birliğfnde yönetim çöktü
Fayınakamlara atarna
(Baftarafı 1. Sayfada)
subuna ait hükümler iptal edil-
di.
Yer değiştiren vali
yardımcüarı
Kararnameyle, görev yerleri deği-
şen vali yardımcılan şunlar: Mnsta-
U Ayknt Edirne'den Eskisehir'e, Er-
tn£rnl Ttnç Trabzon'dan tzmir'e,
Mevlut Dumgn Bursa'dan tzmir'e,
Ali Aydınalp Tekırdağ'dan Adana-
ya, Namık Tuzün Kastamonu'dan
Samsun'a, Orhan Aykan Denizü'den
Edirne'ye, Ahmet Önal Bursa'dan
Trabzon'a, Görbaz İpek Kayseri'den
Trabzon'a, Müfil Güodüç Izmır'den
Manisa'ya, özer AydınaUy Eskişe-
hir'den Gaziantep'e, HalO Kanal Es-
kişehir'den lstanbul'a, Kemal Eren
Bolu'dan tstanbul'a, Şinasi Gök Sa-
karya'dan Bursa'ya, Naim DaUulıç
Ankara'dan Kınkkale'ye, Okan Eş-
refoğİD Eskişehir'den Edirne'ye, Hn-
seyin Yazlık Burdur'dan Çankın'ya,
Şerif Aşkar Nevşehir'den Kastamo-
nu'ya, Burhancttin Coşkun Kayse-
ri'den Denizli'ye, Ejkan Işdgan Trab-
zon'dan Muğla'ya, Mecit Dtraiırl
Muğla'dan Tokat'a, Mehmel Gürsoy
Edi- ıc'den Amasya'ya, kmet Akyoi
BUcak'ten Amasya'ya, Cemaleltin
Köseoglu Amasya'dan BUecik'e,
Ömer Bıçkıcıoglu tzmir'den Içel'e,
Mufit Yavuz Atnasya'dan Kara-
man'a, tsmail ÇUburunogliı lçel'den
Balıkesir'e, Fehmi Kaya Eskişehir-
den Isparta'ya, Mnrat Hamzaoglıı
Muğla'dan Bursa'ya, Mestan Koçbaş
Manisa'dan Giresun'a, Haydar Şen
Aksaray'dan Sakarya'ya, M.AH Ç«-
viker Sinop'tan Afyon'a, Ekrem Er-
dotan Kahramanmaraş'tan Kayseri-
ye, Vedat Müftüo^lu Van'dan Ça-
nakkale"ye, Şener Sançiftçi Kırşenir
1
-
den Gümüşhane'ye Ahmet Soley
Malatya'dan Batman'a.
Yeni vali yardımcılan
Kaymakamlıktan ve başka görev-
lerden vali yardımcdıklanna getiri-
lenler de atandıklan iller itibari ile
söyle:
Hukuk müşavirleri Namık Tekin
Ankara'ya, Zalkamin Oztürk Nev-
şehir'e, lsmet Bahadıriar Kars'a, İb-
rahim Göniil Kınkkale'ye, Novan
Tarkmcn Konya'ya, Hukuk Işleri
Müdürü Özay Pekef Içel'e, Geyve es-
ki Kaymakamı Zrver Gözüaçık Kas-
tamonu'ya atandılar.
Kaymakamlıktan vali yardımcılı-
ğına getirilenler ise şunlar: Mehmet
Çapraz Foça'dan Ankara'ya, Cevat
Ertem Ayvalık'tan, Osman Uocu
Kon> i Ereğli'den Kadir Güzeioglu
da Gevjze"den Eskisehir'e, TahsİD Ay-
dın Burhaniye'den Izmir'e, Talat
Soagnr Bafra'dan Bursa'ya, Niza-
metün ¥«lçınkay» Pendik'ten Ha-
tay'a, Battal Önder Gönen'den Bo-
lu'ya, Yiiksel P%-ker Şahinbey'den
Çorum'a, Nuri Ertugrul Osmanga-
a'den Antalya'ya, Celalettin Eran
Adalar'dan Denizli'ye, Zeki Özkan
Karacabey'den Niğde'ye, Mustafa
•Zanapalıogliı Kozan'dan, Muslafa
tngenç de Bozüyük'ten Aksaray'a,
Muıat Pınar Havran'dan Sinop'a,
Mesut Sankaya Dinar'dan Bay-
burt'a, Dunnuş Gençer Pazarcık'tan
Kahramanmaraş'a, Lülfullah Gür-
soy Sarayönü'nden Rize"ye, Mpsla-
1» Esen Arhavi'den Artvin'e
atandılar.
Yeni kaymakamlar
Vali yardımolıgından kaymakam-
lı|a atananlar da şöyle oldu: Mah-
mnt Kaya Bursa'dan Osmangazi'ye,
Yaşar Kınmlı Balıkesir'den Ayva-
lık'a, Haydar Özgün Trabzon'dan
Düzce"ye, Orhan Kırü Isparta'dan
Gaziosmanpasa'>
T
a, Hikmel Tan Ço-
rum'dan Altındağ'a, Yahya Gör An-
kara'dan Karşıyaka'ya, Hasan Tüla>
Kınkkale'den Yüreğir'e, Kadri Öner
Kastamonu'dan Kestel'e, Yasar Ko-
nuk Rize'den Şehitkâmil'e, Nuri Gül
Sıvas'tan Serik'e, Kemal Polat Rize
1
den Emirdağ'a, Ünal Yıldınm Şır-
nak'tan Amasra'ya, Saadet Oktar
Elazığ'dan Germencik'e, Tamer Er-
soy Istanbul'dan Ceyhan'a, Celal
Kak Kütahya'dan Seyhan'a, Muam-
mer Çetin Uşak'tan Adalar'a, Mu-
sa Uçar Yozgat'tan Beyzan'na, Da-
ğıstan Kılıçaslan Gaziantep'ten Şa-
hinbey'e, Erdogan Özdemir Niğde^
den Isküip'e, Rrmzi Şadi Çorum'dan
Kocaeb'ye, AB Koçükaydın Diyarba-
kır'dan Gerze'ye, Nafiz Karayah Di-
yarbakır'dan Çumra'ya, AB Bezir-
gan Kars'tan Refahiye"ye, Mehmet
Onal Erzdncan'dan Fındıkh'ya, Me-
sut Eser Tunceli'den Ardahan'a, tb-
rahim Özöraen Birtgöl'den Ahlat'a,
Hüsejin Içten Sıvas'tan Maden'e,
Suphi Olca) Malatya'dan Erciş'e,
Abdülhamit Erguvan Tunceli'den
Gevaş'a Mehmet Atebanak Diyarba-
kır'dan Kebsut'a, lsa Kıiçük Diyar-
bakır'dan Sivaslı'ya, Ergun Güngör
EHyarbakır'dan Sarayönü'ne atandı-
lar.
Yer değiştiren
kaymakamlar
Görev yerleri değiştirilen kayma-
kamlar ise şunlar:
Sami Durukan Yürefır'den Gö-
nen'e, Mustafa Akyol Altındağ'dan
Pendek'e, Muzaffer ÖzalUn Se>-
han'dan Burhaniye'ye, Vahap Yıldı-
nm Karşıyaka'dan Tarsus'a, thsan
Ugorcan Turguüu'dan Konya Ereğ-
li'ye, Hayrullah YıMız İskenderun-
dan Gebzefye, Setahattin Alanya Ak-
hisar'dan Iskenderun'a, Yıldınm
Kartal Tarsus'tan Bafra'ya, Refik Te-
kerek Ceyhan'dan Turgutlu'ya, Hay-
dar Öner Tirebolu'dan Bor'a, Meh-
met Demir Manavgat'tan Karaca-
bey'e, Kimil Akay Erdek'ten Tur-
hal'a, Idris Kurukaya Tavşanlı'dan
Foça'ya, Aydın Alper Gaziosmanpa-
şa'dan Luleburgaz'a, Hasan Yiiksel
Lüleburgaz'dan Akhisar'a, Yusuf
Odabas Beyşehir'den Bolvadin'e,
Fikret Kasap Merzifon'dan Manav-
gat'a, Ata Aksoy Turhal'dan Akya-
zı'ya Hiiseyin Eren Beypazarı'ndan
Talas'a, StJçnk Bolsalı Yenişehir'den
Kozan'a, Orhan Erovge Çerkezköy
1
den Kızıltepe'ye, Şılman Yurda Sa-
mandağ'dan Yerköy'e, Şekir Özdikki
Serik'ten Tosya'ya, Abdallah Acar
Develi'den Vakfıkebir'e, Ahmet Ara-
ban Akyazı'dan Tavas'a, Nuri Ço-
banoglu Ayancık'tan Dinar'a, ITk-
rel Deniz Simav'dan Çerkezköy'e,
Mecit Dalkılıç Niksar'dan Hayma-
na'ya, M.Erhan Türker Çivril'den
Niksar'a Hakkı Devdi Bolvadin'den
Gazıpaşa'ya. Mehmet Öklü Tosya-
dan tznik'e, Kadim Dogan Kalecik-
ten Simav'a, Mehmet Ozcan lznik-
ten Söğüt'e, VeH Kişioglu Kemalpa-
şa'dan Marmarıs'e, Salih Cinceviz
Elmalı'dan Merzifon'a, Hulusi Ka-
ya Avanos'tan Kandıra'ya, Raif Öze-
ner Aydın Yenipazar'dan Saman-
da|'a, Y.Ziya Karacaev Çanakkale
Yenice"den Sürmene'ye, Omer Enı
Arşin'den Yenişehir'e, Cfngizhan
Akso> Fmdıklı'dan Develi'ye, Atil-
la Özdemir Nallıhan'dan Çivril'e,
Mehmet Bıiyüktas Haymana'dan
Susehri'ne, Reşat Özde Karacasu-
dan Boğazlıyan'a, Selahattin Apari
Erciş'ten Harran'a, Şerif Aydın Ga-
ziantep'ten Tavşanlı'ya, Tosun Kara-
tas Marmara'dan Kınık'a, Kemal
Üzgiin Amasra'dan Beyşehir'e, Nev-
zat Ergun Beyşehir'den Eşme'ye,
Cezmi Türkgöçer Şereflikoçhisar-
dan Erdek'e, Sami Eskioglu Hayra-
bolu'dan ElmaJı'ya, Metin Alp Mu-
cur'dan Kemalpaşa'ya, Selahattin
Basar Çaycuma'dan Arhavi'ye, Cen-
giz Gökce Ortaca'dan Şerefîikoçhi-
sar'a, Ahmet Nevriz Mut'tan Hay-
rabolu'ya, Kemal Başar Kaman'dan
Ortanca'ya, A.Osman Koca Tavşan-
lı'dan Pazarcık'a, Senol Bozcuoglu
Şemdinli'den Otlukbeli'ye, SeyfuOah
Hacunufrnoglu Tarakh'dan Şemdin-
li'ye, Ardanuç eski kaymakamı Ka-
sım Esen tdil'e atandılar.
(Baştarafı 1. Sayada)
söyledi. Öte yandan yeni Savun-
ma Bakanı Yevgeni Şapoşni-
kov, ordu üst yönetiminin bü-
yük ölçüde değiştirileceğini
açıkladı.
SSCB Devlet Başkam Mihail
Gorbaçov'un yetkilerini kısıtla-
yan bir dizi kararnameden biri
olan TASS Ajansı'nda yayımla-
nan kararnamede Yeltsin, bu
kararın, devlet güvenliğini sağ-
lamak ve geçen hafta başarısız-
lığa uğratılan darbe girişiminin
yinelenmesini önlemek için ahn-
mış bir önlem olduğunu duyur-
du.
Kararnamede, cumhuriyette-
ki telefon ve "kodlanmış (gizli)
haberteşmeler'de dahil tum hü-
kümet haberleşmesinin sorum-
luluğunu Rusya Cumhuriyeti
KGB servislerinin üstleneceği,
şimdiye dek merkezi hükümete
bağb olan tum iletişim kuruluş-
larınm "Rusya İletişim Haber-
leşme Teknolojisi ve Uzay
Bakanlıgı" tarafından devralı-
nacağı kaydedildi.
Siyasal yonımcular bu karar-
namenin, darbe girişiminden
sonra merkezi yönetimin yetki-
lerine karşı girişilmiş en büyük
sınırlama olacağ^m büdiriyorlar.
Gorbi suçlu
Yeltsin, SSCB lideri Mihail
Gorbaçov'un, geçen hafta yapı-
lan başarısız darbe girişiminin
suçunu paylaşması gerektiğini
söyledi. Yeltsin, televizyon gö-
riişmesinde yaptığı açıklamada,
Gorbaçov'un, Komünist Parti
Genel Sekreterliği'nden aynl-
masuu desteklediğiru, ancak bu-
nun Gorbaçov'un daha önceki
kararlannda yaptığı yanlışları
örtmediğini söyledi.
Yeltsin, Gorbaçov'un darbe-
deki suçunun affedilmeyeceğini
belirterek "Yetkilileri kim seç-
ti? O seçti. Onlan kim onayla-
dı? O onayladı. En yakınlan ta-
rafından aldatddı. Hemen be-
men bütün kabine üyeleri tara-
fından aldatıldı. Onlan kendisi
seçmişti" dedi.
Yeltsin, Başkan Gorbaçov'u
devirmeye çalışan darbecilerin
planlarını önceden öğrenerek,
gerektiğinde görevi üstelenmek
üzere bir "sürgün bükümeti"
oluşturduklannı da açıkladı.
Ordu yenilenecek
Sovyetler Birliği Savunma
Bakanı Yevgeni Şapoşnikov,
dün gece bir açıklama yaparak,
ordu üst düzey yönetiminin bü-
yuk ölçüde değiştirileceğini bil-
dirdi. Yönetimdeki kadronun
gençleştirileceğini belirten Şa-
poşnikov, "Ordu komutanlıgı
yüzde 80 oranında yenilenecek"
dedi.
Şapoşnikov, daha önce Mos-
kova radyosuna verdiği demeç-
te, orduyu hiçbir zaman halka
SÖZCÜSÜ
Raisa hastaMOSKOVA
(Ajanslar)—
Sovyetler Birli-
ği lideri Mihail
Gorbaçov'un
eşi Raisa Gor-
baçov'un hasta
olduğu bil-
dirildi.
Gorbaçov'-
un sözcülerinden Vitali tgnaten-
ko, dün 59 yaşındaki Bayan
Gorbaçov'un, sonradan başarı-
sızlığa uğrayan darbe üzerine
hastalandığını ve evinde dinlen-
mekte olduğunu açıkladı.
"Ancak durumunun ciddi ol-
duğunu söyleyemem" diyen İg-
natenko, basın mensuplanmn,
"Bayan Gorbaçov'un hastalığı-
nın bir kalp rahatsızlığı ya da si-
nir bozukluğu olup olmadığı'
1
yolundaki sorulanna, "Bunlann
İngiliz basını:
2 BBC ıtnılıabiriııi
Türk kılavuz öldürdü
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Kuzey Irak'ta
beş ay önce kaybolan BBC te-
levizyon ekibinden iki kişiyi
Türk kılavuzların öldürdüğü
anlaşıldı. Ekipten halen kayıp
olan üçüncü kişiye ne olduğu
hâlâ bilinmiyor.
Kuzey Irak'ta Kürtlerin
Türkiye sınırına yığıldıkları sı-
rada bölgede Tılm çekmeye gi-
den üç kişilik BBC ekibine kı-
lavuzluk eden Haşim Çiftçi'nin,
kameraman Nicholas ddla Ca-
sa ile ses teknisyeni Charles
Maxwell'i öldürdüğünü itiraf
ettiği, dünkü "Sunday Times"
ve "Observer" gazeteleri tara-
fından bildirildi. BBC ekibinin
üçüncü kişi olan Bayan Rosan-
na della Casa'nın kaybolmasıy-
la bir ilgisi olmadığını söylediği
de aktarıldı.
Çiftçi'nin, BBC ekibini Ytik-
sekova'dan Kuzey Irak'a geçir-
diği, bu iş için daha fazla para
istediği, çıkan tartışma sırasın-
da îngilizlerden birini tüfekle
"kazara" öldürdüğü, ikincisini
ise "iz bırakmamak için" vur-
duğu anlaşılıyor. Olay sırasında
bayan görevlinin bir kayarun ar-
kasına saklandığını gören Çift-
çi'nin, "ona acıyarak
dokunmadığı" ve köye geri
döndüğü anlaşılıyor. Ölüleri
soymak için 12 saat sonra yeni-
den olay yerine gittiğinde kadı-
nı bulamadtğmı söylüyor.
BBC ekibinin kaybolması
üzerine olayı soruşturmaya baş-
layan İngiliz güvenlik örgütü
Scotland Yard'ın iki dedektin
bölgeye üç kez gitti. Bu arada,
Haşim Çiftçi'nin, Mesut Barza-
ni liderliğindeki "Kürdistan De-
mokrat Partisi" peşmergeleri
tarafından tran'da ele geçirile-
rek Kuzey Irak'a getirildiği öğ-
renildi. İki erkeğin cesetleri 20
mayıs günü İngiliz komandolar
tarafından bulundu. Bayan gö-
revliye ait bazı eşyalar ile not-
lara ise daha sonra dağ yamaç-
larında rastlandı.
tttmünii söylevebüiriz. Kınm'da
bulunduğundan bu yana kendi-
sini iyi hissetmiyor" karşılığını
verdi.
Bayan Gorbaçov son olarak,
Kırım'da gözaltında bulunduk-
ları yerden Moskova'ya gelişin-
de uçaktan inerken görülmüştü.
Daha sonra kalp krizi geçirdiği
ve hastaneye kaldınldığı yolun-
da bazı söylentiler çıkmıştı.
Bu arada, Amerikan ABC te-
levizyonu, Rusya Başbakanı
tvan Sılayev'in, "Bayan Gorba-
çov'un kısmi felç olduğunu ve
konuşma zoriuğu cektiğini*' söy-
lediğini duyurmuştu. Sovyet İi-
deri Mihail Gorbaçov da per-
şembe günü düzenlediği basın
toplantısında, eşinin sağlık du-
rumunun pek iyi olmadığını
söylemişti.
Mareşalin
(Baştarafı 1. Sayfada)
Ahromeyev askerı eğıtıminin
ardından 2. Dünya Savaşı'na
katılmış, sonrasında bütün
rütbeleri aşarak mareşalliğe
ulaşmış ve SSCB'de savunma
bakanhğmın iki numaralı ko-
numu olan genelkurmay baş-
kanlığına getirilmişti. Ahro-
meyev 1980'li yülarda ABD ile
yapılan silahsızlanma görüş-
melerinde etkin bir rol üstlen-
mişti. Tutuculuğuyla tanınma-
sına karşın demokratik re-
formları desteklediği yolunda
demeçler veren Ahromeyev
dört ay önce Paris-Moskova
arasındaki bir tele-
sempozyumda Sovyet general-
lerinin Başkan Gorbaçov'u de-
virmek gibi bir düşünceleri bu-
lunmadığını söylemişti.
Sovyetler Birliği Devlet Baş-
kanhğı intihara iuşkin bir açık-
lama yapmazken Rusya Fede-
rasyonu Devlet Başkanı Boris
Yeltsin Mareşal Sergey Ahro-
meyev'in darbeye karıştığını
gösteren bir kanıt bulunmadı-
ğını söyledi.
BBC, Ahromeyev'in "inandı-
ğı tüm değerierin yıluldıgını gör-
diiğü için intihar ettiğini'bil-
dirdi.
karşı kullanmayacağmı söyledi.
Şapoşnikov, "Halkımı temin
ederim ki Savunma Bakanı ol-
duğum sıirece, iilkenin silahlı
kuvvetleri hiçbir koşulda kendi
halkına karşı kullanılmayacak-
ür" dedi. Ordu içinde darbeci-
leri destekleyenler bulunması
nedeniyle halktan özür dileyen
Şapoşnikov, ordunun genelde
masum olduğunu belirtti.
"ABD ile daha sıkı
işbirliği"
Mihail Gorbaçov, SSCB'de-
ki reformlann başansı için ABD
ile daha fazla işbirliğine ihtiyaç
bulunduğunu söyledi.
TASS Ajansı'run haberine gö-
re SSCB lideri, kendisine güven
mektubunu sunan ABD Büyü-
kelçisi Robert Straus'a, reform-
lann "radikalleştirilmesi" ve ye-
ni bir politik ve ekonomik sis-
teme "daha koiay ve daha
cabuk" geçilebilmesi için dış
yardımın gerekli olduğunu be-
lirtti.
Merkezi yönetim yok
Gorbaçov, önceki gece SSCB
Komünist Partisi'nin genel sek-
reterliğinden istifa edip partinin
mallarının mülkiyetinin yerel
yönetim konseylerine devredil-
mesini emretmesinin ardından,
darbe girişimine karşı çıkmadı-
ğı gerekçesiyle Sovyetler Birliği
Bakanlar Kurulu'nu da askıya
alarak hükümetin işlevlerini ge-
çici olarak yürütmek üzere 4 ki-
şilik bir komiteyi görevlendirdi.
Sovyet televizyonundan ya-
yımlanan başkanlık kararname-
sine göre, bugün toplanacak
olan SSCB Yüksek Sovyeti'nin
(parlamento), hakkında yapaca-
ğı güvenoylamasıyla hükümetin
akıbeti kesinleşinceye kadar Ba-
kanlar Kurulu'na vekâlet ede-
cek komiteye Rusya Başbakanı
tvan Silayev başkanhk edecek.
Silayev'in yardımcılıklarını da
radikal reformcu ekonomist
Grigory Yavlinsky, Gorbaçov'-
un damşmanı Arkady Vobky ve
Moskova Belediye Başkan Yar-
dımcısı Yuri Lojkov üstlendi.
Ekonomi de
Rusya'nın
denetiminde
Rusya Federasyonu Bakanlar
Kurulu, SSCB'nin yeni hükü-
meti belirleninceye kadar ülke
ekonomisinin denetimini ele al-
dığım ilan etti.
SSCB Başkanı Mihail Gorba-
çov'un, yeni SSCB kabinesi ku-
ruluncaya kadar ülke ekonomi-
sinin koordinasyonu ve yeni hü-
kümet üyelerinin belirlenmesiyle
görevlendirdiği dört kişilik ko-
mîtenin başkanı olan Rusya
Basbakanı İvan Silayev tarafın-
dan yayımlanan üç ayrı karar-
namede, SSCB hükümetine
bağlı tüm organ ve ekonomik iş-
letmelerin, yeni bir karara ka-
dar Rusya hükümetinin ataya-
cağı yetkili kişilerce yönetilece-
ği belirtildi.
Kararnamelere göre SSCB
hükümeti bünyesindeki Devlet
Planlama örgütü, tüm persone-
li ve mal varlığı ile Rusya hükü-
meti bünyesindeki ekonomi ba-
kanbğına devredildi.
Kararnamelere göre darbe gi-
rişimine katılan Başbakan Va-
lentin Pavlov'un gorevi askıya
alınan hükümetin denetiminde-
ki tüm kaynaklann kullammı da
geçici olarak Rusya hükümeti-
nin denetimine veriliyor.
Reddetti
Rusya Federasyonu Devlet
Başkanı Boris Yelstin, SSCB li-
deri Mihail Gorbaçov'un teklif
ettiği, ülkenin en büyük ödülü-
nü almayı reddetıi.
Rusya televizyonu, Gorba- ,
çov'un Yeltsin'i ülkenin kahra- -
manı olarak ilan eden bir karar- •
name imzalama yolundaki iste- .
ğini, Yeltsin'in reddettiğini du- ;
yurdu.
Haberde, "Yeltsin, darbedle-
re karşı kazanılan zaferin halkın
zaferi olduğuna inandıgı için
bunu kategorik olarak reddetti"
denildi.
Gorbi'nin video bantı
Başkan Gorbaçov'un, Kı-
rım'da ev hapsinde bulunduğu'
sırada damadı tarafından kay- •
dedilen video bantı, Amerikan
NCB televizyonu tarafından
dün gece yayımlandı. Gorba-
çov, videoya kaydedüen konuş-
masında, Yüksek Sovyet üyele-
rine hitap ederek darbecilere
inanmamaları, hasta olduğu id-
dialanna karşın sağlığının yerin-
de olduğu mesajlarını verdi.
Bantın darbecilerin eline geç-
memesi için dört parçaya aynl-
dığı ve bu parçalann Gorba-
çov'un yardımcılanndan biri,
doktoru ve özel sekreteri aracı-
hğıyla kaçınldığı, bir parçasının
ise sürekli Gorbaçov'un üzerin-
de bulunduğu bildirildi.
Besmertnih
SSCB'nin görevden alınan
Dışişleri Bakanı Aleksandr Bes-
mertnih'in, Başkan Mihail Gor-
baçov'a karşı darbe girişimini
desteklemeleri için tüm ülkeler-
deki SSCB büyükelçilerine tali-
mat verdiği açıklandı.
SSCB Dışişleri Bakanlıgı
Uluslararası Orgütler Dairesi
Başkanı Sergei Lavrov'un
TASS'a yaptığı açıklamaya gö-
re Besmertnih, SSCB büyükel-
çilerine çektiği telgrafta, "Dey-
let Olaganiistü Durum Komite-
si'nin biklirUerine uygun olarak
bareket etmderini" istedi.
Dünyanın en luzbsı Carl Lewis
(Baştarafı Sporda)
mesi gerektiğini biliyordu.
Spor basını nedense Lewis'e son zamanlar pek
önem vermiyordu. iki kez olimpiyat ve dünya
şampiyonu olmuş bu atlet artık ihtiyarlamıştı.
Spor basınımn da böyle düşünmesine pek çok
neden vardı. Genelde sürat koşuculan çabuk par-
layıp pistten çekilirlerdi. Ama Lewis sekiz yıl-
dır her büyük şampiyonada ortaya çıkabiliyor
ve altm madalyalan da götürebiüyordu.
Spor basını, Finlandiyah mesafe koşucusu
Lasse Viren için de aynı yanılgıya düşmüştü. Mü-
nih'te 1972'de yapılan olimpiyatlarda 5000 ve
10000 metrelerde altın kazanan Viren, bu başa-
nsmı takip eden üç yıl içinde girdiği birçok ya-
rışta dereceye giremiyor ve başanh olamıyordu.
Ama Montreal'de yapılan 1976 olimpiyatla-
nnda 5000 ve 10000 metre fınallerinde Viren'in
rahatlıkla altınları aldığım gören spor basını
mensuplan, hiç unutmamalan gereken bir ders
almaüydı.
Burada 100 metre seçmeleri başlamadan ev-
vel konuşan dünya spor basını mensuplan, ders-
lerini daha almamışlardı.
Ama final bittikten sonra herkes Lewis'in de
Viren gibi büyük şampiyonaJarda forma giren
ve birinci gelen kaliteli, bilgili olduğu kadar sa-
bırlı bir şampiyon olduğunu da gördüler.
Seul'de Lewis'in karşısındaki en büyük rakip
Johnson değil, Johnson'm aldığı dopingdi. Bu-
rada ise 100 metrenin ikinci secmelerinde çıkan
rüzgâr ise derecelere anormal bir katkıda bulu-
nuyor ve Lewis'e 09.80 koşturuyordu.
Lewis buraya birincilik için gelrnişti. Onun için
derece önemli değildi. Ama rekorlara susamış
bizler için kimin birinci geldiği değil, rekorun ki-
min tarafından kırılacağı önemli idi.
İyi ki rüzgâr durdu. Sadece 1 metrenin biraz
üstündeki bir rüzgâr Carl Lewis ve rakiplerine
yardım etti. Ve buna rağmen Carl Lewis sadece
genç takım arkadaşı ve rakibi ve dünya rekoru-
nu elinden alan Burrell'i geçmekle kalmadı, ay-
nı zamanda rekoru normal koşullarda rüzgârsız
ve doping kullanmadan 09.90'ın altına indirdi.
Bu 100 metre fınali, derecelere bakıhrsa sadece
birincinin aldığı derece ile değil, sekiz finalist-
ten altısının 10 saniye altında koştuğu ilk ve en
hızlı 100 metre finali.
Ne olduysa Burrell'e oldu galiba.
Buraya dünya rekortmeni olarak geldi. Genç-
liği, kuvveti ve sürati ile şampiyon olması için
her şey onun tarafında idi.
Ama karşısındaki Lewis yılların kasarlanmış
şampiyonu ve büyük şampiyonalann kahrama-
nı. Tecrübeli ve 30 yaşına rağmen sürati bir tür-
lü kaybolmayan bir garip sprinter.
Buradaki yarış bırakın hızından kaybetmeyi
daha ne kadar kazandığım ve yıllar sonra daha
da süratlendiğini gösterdi.
Burrell, doğuştan sağ gözü hemen hiç görme-
yen bir genç. Finalde Lewis, Burrell'in sağında-
ki kulvarlarda yer alınca Burrell'in kaybetme
şansı da o kadar arttı.
Böyle bir yanşta iyi bir sprinter etrafına bak-
maz. Tabanca sesi ile fırlar ve hiçbir şey düşün-'
meden ipi ilk olarak göğüslemek için koşar.
Bütün bunlara rağmen Carl Lewis genelde bu •
kurallara pek uymayan bir şampiyon. Los An-.
geles'ta yapılan 1984 Olimpiyatlan'nda kazandı-.
ğı 200 metre finalinde son 10 metrede etrafa öpü-
cükler yollamasaydı 20 yıldır kınlamayan dün-
ya rekorunu rahatça yenilerdi.
Lewis aynı hatayı Seul'de de yaptı. Johnson'ı •
yakalayamadığı 90 metre sonunda kendini koy-
verip üç kez Johnson'a baktı ve rakibinin ipi gö-.
ğüslemesini içi giderek seyretti. •'
Ama Lewis bunu yapmasaydı da kendi koşu-
sunu koşsaydı Johnson'm arkasmdan ikinci gel-/
mesine rağjnen bazı şeyler değişebilirdi.
Zira Lewis Seul'de Johnson'm arkasından
epey lagart bir şekilde koştuğu son 10 metreye-,
rağmen fmali 09.92 ile ikinci olarak bitinnişti. .
iki gün sonra Johnson'm o muhteşem rekoru
doping aldığı nedeniyle kabul edilmeyip Lewis'in
09.92'lik derecesi dünya rekoru olarak kabul edi-
lince sanınm Lewis Seul'deki finalde son 10 met- •
redeki hatasının kıymetini anlamıştı.
Ama bugün Tokyo'da yapılan bu büyük ya-'
rışta Levvis, sanki diğerleri yanşta yokmuş gibi
sanki tek başına koştu. Ancak son iki metrede
soluna dönerek Burrell'in nerede olduğunu ga-
rantiledi.
tşte Carl Levvis, çifte olimpiyat ve 3 dünya
şampiyonu. Ardı ardına iki kez olimpiyatlarda
ve üç kez dünya şampiyonasında 100 metreyi bi-
rinci bitiren muhteşem atlet.
tşte Carl Lewis. Yeni yetişen büyük bir kabi-
liyetin elinden aldığı dünya rekorunu tum dün-
yanın gözleri önünde tekrardan ele geçiren şam-,
piyon.
Sizlere bu yanşı anlatmama ne gerek var. •
Zaten TV'de gördünüz.
Ama Carl Lewis'in hikâyesi ve dünyanın en
hızlı 100 metre finalinin perde arkası böyle işte.