24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26AĞUSTOS 1991 BüGÜN • tstinye Tersanesi'ndeki son havuzun kaldınlması nedeniyle saat 10.00'da düzenlenen törene Başbakan Mesut Yılmaz da katılacak. • VAKKO'nun geleneksel defile ve pikniği saat '~ 30'da Merter'deki fabrika b .hçesinde yapılacak. • İstanbııl Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, 18.30'da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Yalım Erez ile bir görüşme yapacak. MEKTUP Minibüslere denetim • tsUnbul'da çalışan minibüslerin daha sıkı bir şekilde denetlenmesi gerekiyor. Özellikie bazı hatlarda minibüs şöförlerinin kısa hat uygulaması yaparak kurallara uymadıkları göriilüyor. Bunları en yakın trafık polisine ve belediye yetkililerine şikâyet etmemize rağmen bu uygulamaya hâlâ devam ettikferini görüyoruz. Yetkililerin bu konuda daha duyarlı davranmalarını diliyoruz. SERHAT KARADAĞ KENT5AŞAM CUMHURİYET/15 TELEFONLARBoğaz'da 5 Türk gemici kayıp SERDAR AKİNAN Istanbul Boğazı önceki gece büyük bir facia atlattı. Italyan bandıralı ham petrol yüklü tan- ker ile Türk bandıralı kuru yük gemisi çarpıştı, kuru yük gemi- si battı. Türk bandıralı gemide bulunan 21 kişiden 16'sı kurta- nlırken, 5 denizci kayboldu. Bo- ğaz trafıği 5.5 saat süreyle ula- şıma kapatıldı. Italyan "Butros" acentesine bağlı 22 bin ton ham petrol yük- lü "Leonis" adlı tanker ile Re- şit Kalkavan'a ait 4 bin ton arpa yüklu "Denizati" adh kuru yük gemisi önceki gece 00.15 suların- da Umuryeri açıklannda çar- pıştı. Sahil güvenlik yetkilileri, Sovyetler Birliği'nden Italya'ya giden Leonis'in kılavuz kaptan eşliğinde normal rota ve seyrin- de yol ahrken Türk gemisi "De- nizatı"nın yanlış rota izlemesin- den kaynaklandığını belirttiler. Çevrede büyük bir patlama sesinin duyulmasına yol açan çarpışmanın hemen ardından her iki gemi de "S.O.S" verdi. Sahil Güvenlik'e ve Liman Baş- kanüğı'na bağlı kurtarma tekne- leri hızla olay yerine ulaştı. Ham petrol yüklü tankerde yangın ya da petrol sızma tehlikesine kar- şıhk deniz itfaiyesi de kaza ye- rine gelerek geniş önlemler aldı. Kazadan kurtulmayı başaran denizciler, Denizatı adlı yük ge- misinde bulunan usta gemiciler- den Sonal Karabacak, Metin Karadeniz, makine teknisyeni Ulvi Hoşoglu'nun kamaralann- da uyudukları, yağcı Aydın Ka- sımlar ile makine lostromosu Yasar Öztürk'ün vardiyaları ne- deniyle makine dairesinde bu- lunduklannı bildirdiler. Italyan tankerin Denizatı ad- lı gemiye makine dairesi ve ka- maraların bulunduğu kıç tara- fından çarpması sırasında mü- rettebatın büyük çoğunluğu ge- minin güvertesine cıktı. Bu ara- da hızlı biçimde suyla dolan ma- kine dairesi ve kamaralann bu- lunduğu kıç taraf, yoğun ağırhk nedeniyle batmaya başladı. Kaza yerine gelen Sahil Gü- venlik ve tahlisiye botları güver- tedçki 16 denizciyi karaya çıkar- dı. Bu arada römorkörler tara- fından bağlanan Denizatı, Hu- ber Köşkü açıklannda karaya çekilerek ambar kapaklan kapa- tıldı. Italyan bandıralı Leonis ise kaza yerinin yaklaşık 1 km Ue- risine demir attı. Gemiden kurtanlan 16 müret- tebattan Ali Gül ve Musa Can Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldın- larak tedavi altına alındı. Türk gemisinde mahsur kalan 5 de- nizci ise makine dairesinin bu- lunduğu bölümün tümüyle su- lar altında kalması sonucu uzun süren aramalara karşın buluna- madı. Saat 04.30 sıralarında ise Denizatı sulara gömüldü. "Denizatı" gemisinin kaptanı Suphi Özavar hatanın kendile- rinde olmadığını savunarak ka- zayı şöyle anlattı: "Kaptan köşkünde 2. kaptan, miibendis ve güverte lostromo- suyla beraberdik. Radarunız açıktı ve görünürde hiçbir şey yoktu. Biz tam yolla normal tra- fik yönü üzerinde ilerlerken, bir- den bire kıyıdan 90 derecetik bir açıyla iizerimize dogru bir tan- kerin geldigini gördük. Onlar da bize teisizie 'Önümüzden çekilin, çarpışacağız' diye anons yaptı- lar. Aradan 10 saniye geçmeden tanker bizim gemiye kıç taraftan çarptı. Biz bemen geminin ön tarafına toplandık. Teknelerin yardımımıza gelmesinden sonra da batmakta olan gemimizin et- rafında saatler boyn dolaşUk ve iceride kimsenin kalmadığından emia olmaya çalıştık." Kazadan sağ olarak kurtulan mürettebattan makine teknisye- ni Avni Akdemir ve geminin aş- çısı Hilmi Hasan Müldiir olayı şöyle anlattı: "Salonda arkadaşlarla çay içi- yorduk, dinamit patlamasını an- dıran bir ses ile birlikte fıriadık. Birden panik başladı. Geminin kıç kısmından su almaya başla- dıgını göriince kimimiz kendini suya attı, kimimiz ise can yelek- lerini giyerek kaptan köşkünün iistüne tırmandı. Bir sıire sonra sahil giivenlik botu bizi kurtar- dı." Ahırkapı açıklanna çekilen Jtalyan bandıralı Leonis adh ge- minin kaptanı Luigi De Genaro kendisiyle telefonda görüşen Cumhuriyet muhabirine kazay- la ilgili şunlan söyledi: "Biz kılavuzumuzu alıp nor- mal rotamızda seyrediyorduk. Bir anda Türk gemisi önümüze çıktı. Tornistan yapük, ancak sı- yıramadık. Ham petrol yüklü depolanmızda herhangi bir ha- sar olmadığı için sızıntı söz ko- nusu degil." Kazayla ilgili olarak Beykoz Cumhuriyet Savcısı resmi bilir- kişi yetkilileri, kaza yerinde in- celemelerde bulundular. Jtalyan gemisi "Leonis"in karantina kontrolü yaptırdıktan sonra sa- at 24.00'te denize açıldığı, ancak tankerin büyüklüğü nedeniyle dik bir açıyla çıkış yaptığı belir- lendi. Ote yandan batan "Denizatı" gemisinin bağlı olduğu Reşit Kalkavan Gemi Acentesi'nin ka- zayla ilgili olarak bugün bir ba- sın toplantısı yapması bekleni- yor. Bu arada, Ulaştırma Bakanı İbrahim Özdemir, lstanbul Bo- ğazı'nda gemilerin güvenh' geciş- lerinin sğlanması için "radar- sinyalizasyon sistemi"nin kurul- ması çalışmalanna en kısa za- manda başlanacağını bildirdi. Önceki gece ttalyan tankerinin çarptığı Denizatı adlı Türk ge- misi 4 saat sonra Boğaz'ın sulanna gömüldü. Boğaz uzun süre trafiğe kapalı tutuldu. (Fotograf: Cumhuriyet) • MtMH: 055 • kfahv:000 :056 527 57 00 172 13 73 -74-75 ve 068 l U ı m 068 • MfcK: •B»*dfcO77 511 89 18 T*: 588 48 00 Çapa Tşc 534 00 00 (100 hat} Matmar» T y 340 01 00 fef Ettafc 131 22 09 TakakıfckyartaE152 43 00 « « T — l | l 588 44 00 m Ot ••!<—: 121 77 77 t « Blrtipı. 358 67 60 • TMFfc: Tıaflk * * • m~ 176 24 14 (ist). 356 04 85-86 (Kadıköy) •Mt* TıaaV 377 22 07 (E-5). 356 04 86 (Şehınçi), 314 36 (B Çekmece) • TMT: klWtor 573 13 31. •* IMtor 574 23 00 (25 hat). 574 73 00. 574 82 00 (45hat) • İDT: SriMd l w | i ı . 527 00 50. Hfıp nnnaı. 336 20 63 Uafa B M 348 80 20 • VAPMt |«Mr HaUan: 526 40 20. 144 42 33, DMb Yttan (Acarta): 145 53 66. 144 25 02. 149 18 96 •Mb MlHıl 149 15 58 • tCTHMUJt: (Nava tahmını öflrenme) 573 89 80 • BfKTRk AMZA: 526 62 74, a k * 526 62 74 150 83 50. KaMrty: 348 71 40 HABERLERİN DEVAMI (Baftarafl 1. Sayfada) sonra sandık başı yapılabilseydi... Yazık ki olamadı. Parlamentoda grubu bulunan üç siyasal parti; ANAP, SHP ve DYP bu konuda uzla- şamadılar. Seçim sisteminin hangi partiye nasıl bir azizlik yapacağı şimdilik bilinmiyor. Ama ANAP'ın damgasını taşıyan seçim sistemi için en çok Rus ruleti deyimi kullanılıyor. Bir başka deyişle sandıkta en umulmadık sürp- rizlere karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. Bugünden bakınca gözüken nedir? Seçim araştırmalarında altı çizilebilecek birkaç nokta var: Her şeyden önce şimdilik ufukta tek parti iktidarı gözükmüyor. Seçim sonrasında bir koalisyon hükümeti en büyük ihtimal olarak belirginleşıyor. Seçim araştırmalarında dikkati çeken bir başka çarpıcı nokta, kararsız seçmen kitle- sinin büyüklüğüdür. Menüz hangi partiye oy atacağını bilemeyen yurttaşların oluşturduk- ları yüksek oran, siyasal partiler açısından düşündürücü olmalıdır. Çünkü bu kararsız- lık, partilerin seçmen kitlesl gözünde doyu- rucu bir görüntü vermediklerının anlamlı bir işareti sayılmalıdır. Kararsız seçmenlerin sayısındaki bu artış, bir başka gelişmenin ürünü de olabilir. O da şu: Parti bağlılıkları 1980 öncesine göre de- gişmiş durumda. Futbol takımı gibi siyasal parti tutma eğilimi özellikie kentli seçmen- ler arasında gitgide zayıflıyor. Kırsal kesim- de eski alışkanlıklar sürüyor olsa da kentler- deki seçmen sandık başında daha akılcı dav- ranabilmektedir. 20 ekim seçiminin yazgısını öyle anlaşılt- yor ki bu kararsız kitle belirleyecek. O yüzden siyasal partilerin bir sorunun karşılığını iyi düşünmeleri gerekiyor: Yeni parlamentodan, yeni iktidardan ne bekliyor bu toprakların insanı? Hayat pahalılığı ve enflasyona son, işsiz- Itğe çare... Sağlıkta, eğitimde, sosyat güven- likte, vergide hakça bir düzen... Gelir dağı- lımında adalet... 12 Eylül'ü tümüyle nokta- layacak ve demokrasinin tüm kurallarını ya- şama geçirecek bir anayasa reformu... Bü- yük kentlerde, Güneydoğu'da terörün kökü- nü kazıvabilecek düzenlemeler... Liste uzatılabilir. Siyasal partilerin ülke sorunlanna ilişkin çözüm paketleri ve görüntülerine göre yer değiştirecek kararsız oylar, erken seçimin sonucunu belli edecektir. 20 Ekim 1991 tarihinin, Türk demokrasi- sinin olgunlaşmasında bir aşama oluşturma- sını dileriz. Sovyetler Birliğfnde yönetim çöktü Fayınakamlara atarna (Baftarafı 1. Sayfada) subuna ait hükümler iptal edil- di. Yer değiştiren vali yardımcüarı Kararnameyle, görev yerleri deği- şen vali yardımcılan şunlar: Mnsta- U Ayknt Edirne'den Eskisehir'e, Er- tn£rnl Ttnç Trabzon'dan tzmir'e, Mevlut Dumgn Bursa'dan tzmir'e, Ali Aydınalp Tekırdağ'dan Adana- ya, Namık Tuzün Kastamonu'dan Samsun'a, Orhan Aykan Denizü'den Edirne'ye, Ahmet Önal Bursa'dan Trabzon'a, Görbaz İpek Kayseri'den Trabzon'a, Müfil Güodüç Izmır'den Manisa'ya, özer AydınaUy Eskişe- hir'den Gaziantep'e, HalO Kanal Es- kişehir'den lstanbul'a, Kemal Eren Bolu'dan tstanbul'a, Şinasi Gök Sa- karya'dan Bursa'ya, Naim DaUulıç Ankara'dan Kınkkale'ye, Okan Eş- refoğİD Eskişehir'den Edirne'ye, Hn- seyin Yazlık Burdur'dan Çankın'ya, Şerif Aşkar Nevşehir'den Kastamo- nu'ya, Burhancttin Coşkun Kayse- ri'den Denizli'ye, Ejkan Işdgan Trab- zon'dan Muğla'ya, Mecit Dtraiırl Muğla'dan Tokat'a, Mehmel Gürsoy Edi- ıc'den Amasya'ya, kmet Akyoi BUcak'ten Amasya'ya, Cemaleltin Köseoglu Amasya'dan BUecik'e, Ömer Bıçkıcıoglu tzmir'den Içel'e, Mufit Yavuz Atnasya'dan Kara- man'a, tsmail ÇUburunogliı lçel'den Balıkesir'e, Fehmi Kaya Eskişehir- den Isparta'ya, Mnrat Hamzaoglıı Muğla'dan Bursa'ya, Mestan Koçbaş Manisa'dan Giresun'a, Haydar Şen Aksaray'dan Sakarya'ya, M.AH Ç«- viker Sinop'tan Afyon'a, Ekrem Er- dotan Kahramanmaraş'tan Kayseri- ye, Vedat Müftüo^lu Van'dan Ça- nakkale"ye, Şener Sançiftçi Kırşenir 1 - den Gümüşhane'ye Ahmet Soley Malatya'dan Batman'a. Yeni vali yardımcılan Kaymakamlıktan ve başka görev- lerden vali yardımcdıklanna getiri- lenler de atandıklan iller itibari ile söyle: Hukuk müşavirleri Namık Tekin Ankara'ya, Zalkamin Oztürk Nev- şehir'e, lsmet Bahadıriar Kars'a, İb- rahim Göniil Kınkkale'ye, Novan Tarkmcn Konya'ya, Hukuk Işleri Müdürü Özay Pekef Içel'e, Geyve es- ki Kaymakamı Zrver Gözüaçık Kas- tamonu'ya atandılar. Kaymakamlıktan vali yardımcılı- ğına getirilenler ise şunlar: Mehmet Çapraz Foça'dan Ankara'ya, Cevat Ertem Ayvalık'tan, Osman Uocu Kon> i Ereğli'den Kadir Güzeioglu da Gevjze"den Eskisehir'e, TahsİD Ay- dın Burhaniye'den Izmir'e, Talat Soagnr Bafra'dan Bursa'ya, Niza- metün ¥«lçınkay» Pendik'ten Ha- tay'a, Battal Önder Gönen'den Bo- lu'ya, Yiiksel P%-ker Şahinbey'den Çorum'a, Nuri Ertugrul Osmanga- a'den Antalya'ya, Celalettin Eran Adalar'dan Denizli'ye, Zeki Özkan Karacabey'den Niğde'ye, Mustafa •Zanapalıogliı Kozan'dan, Muslafa tngenç de Bozüyük'ten Aksaray'a, Muıat Pınar Havran'dan Sinop'a, Mesut Sankaya Dinar'dan Bay- burt'a, Dunnuş Gençer Pazarcık'tan Kahramanmaraş'a, Lülfullah Gür- soy Sarayönü'nden Rize"ye, Mpsla- 1» Esen Arhavi'den Artvin'e atandılar. Yeni kaymakamlar Vali yardımolıgından kaymakam- lı|a atananlar da şöyle oldu: Mah- mnt Kaya Bursa'dan Osmangazi'ye, Yaşar Kınmlı Balıkesir'den Ayva- lık'a, Haydar Özgün Trabzon'dan Düzce"ye, Orhan Kırü Isparta'dan Gaziosmanpasa'> T a, Hikmel Tan Ço- rum'dan Altındağ'a, Yahya Gör An- kara'dan Karşıyaka'ya, Hasan Tüla> Kınkkale'den Yüreğir'e, Kadri Öner Kastamonu'dan Kestel'e, Yasar Ko- nuk Rize'den Şehitkâmil'e, Nuri Gül Sıvas'tan Serik'e, Kemal Polat Rize 1 den Emirdağ'a, Ünal Yıldınm Şır- nak'tan Amasra'ya, Saadet Oktar Elazığ'dan Germencik'e, Tamer Er- soy Istanbul'dan Ceyhan'a, Celal Kak Kütahya'dan Seyhan'a, Muam- mer Çetin Uşak'tan Adalar'a, Mu- sa Uçar Yozgat'tan Beyzan'na, Da- ğıstan Kılıçaslan Gaziantep'ten Şa- hinbey'e, Erdogan Özdemir Niğde^ den Isküip'e, Rrmzi Şadi Çorum'dan Kocaeb'ye, AB Koçükaydın Diyarba- kır'dan Gerze'ye, Nafiz Karayah Di- yarbakır'dan Çumra'ya, AB Bezir- gan Kars'tan Refahiye"ye, Mehmet Onal Erzdncan'dan Fındıkh'ya, Me- sut Eser Tunceli'den Ardahan'a, tb- rahim Özöraen Birtgöl'den Ahlat'a, Hüsejin Içten Sıvas'tan Maden'e, Suphi Olca) Malatya'dan Erciş'e, Abdülhamit Erguvan Tunceli'den Gevaş'a Mehmet Atebanak Diyarba- kır'dan Kebsut'a, lsa Kıiçük Diyar- bakır'dan Sivaslı'ya, Ergun Güngör EHyarbakır'dan Sarayönü'ne atandı- lar. Yer değiştiren kaymakamlar Görev yerleri değiştirilen kayma- kamlar ise şunlar: Sami Durukan Yürefır'den Gö- nen'e, Mustafa Akyol Altındağ'dan Pendek'e, Muzaffer ÖzalUn Se>- han'dan Burhaniye'ye, Vahap Yıldı- nm Karşıyaka'dan Tarsus'a, thsan Ugorcan Turguüu'dan Konya Ereğ- li'ye, Hayrullah YıMız İskenderun- dan Gebzefye, Setahattin Alanya Ak- hisar'dan Iskenderun'a, Yıldınm Kartal Tarsus'tan Bafra'ya, Refik Te- kerek Ceyhan'dan Turgutlu'ya, Hay- dar Öner Tirebolu'dan Bor'a, Meh- met Demir Manavgat'tan Karaca- bey'e, Kimil Akay Erdek'ten Tur- hal'a, Idris Kurukaya Tavşanlı'dan Foça'ya, Aydın Alper Gaziosmanpa- şa'dan Luleburgaz'a, Hasan Yiiksel Lüleburgaz'dan Akhisar'a, Yusuf Odabas Beyşehir'den Bolvadin'e, Fikret Kasap Merzifon'dan Manav- gat'a, Ata Aksoy Turhal'dan Akya- zı'ya Hiiseyin Eren Beypazarı'ndan Talas'a, StJçnk Bolsalı Yenişehir'den Kozan'a, Orhan Erovge Çerkezköy 1 den Kızıltepe'ye, Şılman Yurda Sa- mandağ'dan Yerköy'e, Şekir Özdikki Serik'ten Tosya'ya, Abdallah Acar Develi'den Vakfıkebir'e, Ahmet Ara- ban Akyazı'dan Tavas'a, Nuri Ço- banoglu Ayancık'tan Dinar'a, ITk- rel Deniz Simav'dan Çerkezköy'e, Mecit Dalkılıç Niksar'dan Hayma- na'ya, M.Erhan Türker Çivril'den Niksar'a Hakkı Devdi Bolvadin'den Gazıpaşa'ya. Mehmet Öklü Tosya- dan tznik'e, Kadim Dogan Kalecik- ten Simav'a, Mehmet Ozcan lznik- ten Söğüt'e, VeH Kişioglu Kemalpa- şa'dan Marmarıs'e, Salih Cinceviz Elmalı'dan Merzifon'a, Hulusi Ka- ya Avanos'tan Kandıra'ya, Raif Öze- ner Aydın Yenipazar'dan Saman- da|'a, Y.Ziya Karacaev Çanakkale Yenice"den Sürmene'ye, Omer Enı Arşin'den Yenişehir'e, Cfngizhan Akso> Fmdıklı'dan Develi'ye, Atil- la Özdemir Nallıhan'dan Çivril'e, Mehmet Bıiyüktas Haymana'dan Susehri'ne, Reşat Özde Karacasu- dan Boğazlıyan'a, Selahattin Apari Erciş'ten Harran'a, Şerif Aydın Ga- ziantep'ten Tavşanlı'ya, Tosun Kara- tas Marmara'dan Kınık'a, Kemal Üzgiin Amasra'dan Beyşehir'e, Nev- zat Ergun Beyşehir'den Eşme'ye, Cezmi Türkgöçer Şereflikoçhisar- dan Erdek'e, Sami Eskioglu Hayra- bolu'dan ElmaJı'ya, Metin Alp Mu- cur'dan Kemalpaşa'ya, Selahattin Basar Çaycuma'dan Arhavi'ye, Cen- giz Gökce Ortaca'dan Şerefîikoçhi- sar'a, Ahmet Nevriz Mut'tan Hay- rabolu'ya, Kemal Başar Kaman'dan Ortanca'ya, A.Osman Koca Tavşan- lı'dan Pazarcık'a, Senol Bozcuoglu Şemdinli'den Otlukbeli'ye, SeyfuOah Hacunufrnoglu Tarakh'dan Şemdin- li'ye, Ardanuç eski kaymakamı Ka- sım Esen tdil'e atandılar. (Baştarafı 1. Sayada) söyledi. Öte yandan yeni Savun- ma Bakanı Yevgeni Şapoşni- kov, ordu üst yönetiminin bü- yük ölçüde değiştirileceğini açıkladı. SSCB Devlet Başkam Mihail Gorbaçov'un yetkilerini kısıtla- yan bir dizi kararnameden biri olan TASS Ajansı'nda yayımla- nan kararnamede Yeltsin, bu kararın, devlet güvenliğini sağ- lamak ve geçen hafta başarısız- lığa uğratılan darbe girişiminin yinelenmesini önlemek için ahn- mış bir önlem olduğunu duyur- du. Kararnamede, cumhuriyette- ki telefon ve "kodlanmış (gizli) haberteşmeler'de dahil tum hü- kümet haberleşmesinin sorum- luluğunu Rusya Cumhuriyeti KGB servislerinin üstleneceği, şimdiye dek merkezi hükümete bağb olan tum iletişim kuruluş- larınm "Rusya İletişim Haber- leşme Teknolojisi ve Uzay Bakanlıgı" tarafından devralı- nacağı kaydedildi. Siyasal yonımcular bu karar- namenin, darbe girişiminden sonra merkezi yönetimin yetki- lerine karşı girişilmiş en büyük sınırlama olacağ^m büdiriyorlar. Gorbi suçlu Yeltsin, SSCB lideri Mihail Gorbaçov'un, geçen hafta yapı- lan başarısız darbe girişiminin suçunu paylaşması gerektiğini söyledi. Yeltsin, televizyon gö- riişmesinde yaptığı açıklamada, Gorbaçov'un, Komünist Parti Genel Sekreterliği'nden aynl- masuu desteklediğiru, ancak bu- nun Gorbaçov'un daha önceki kararlannda yaptığı yanlışları örtmediğini söyledi. Yeltsin, Gorbaçov'un darbe- deki suçunun affedilmeyeceğini belirterek "Yetkilileri kim seç- ti? O seçti. Onlan kim onayla- dı? O onayladı. En yakınlan ta- rafından aldatddı. Hemen be- men bütün kabine üyeleri tara- fından aldatıldı. Onlan kendisi seçmişti" dedi. Yeltsin, Başkan Gorbaçov'u devirmeye çalışan darbecilerin planlarını önceden öğrenerek, gerektiğinde görevi üstelenmek üzere bir "sürgün bükümeti" oluşturduklannı da açıkladı. Ordu yenilenecek Sovyetler Birliği Savunma Bakanı Yevgeni Şapoşnikov, dün gece bir açıklama yaparak, ordu üst düzey yönetiminin bü- yuk ölçüde değiştirileceğini bil- dirdi. Yönetimdeki kadronun gençleştirileceğini belirten Şa- poşnikov, "Ordu komutanlıgı yüzde 80 oranında yenilenecek" dedi. Şapoşnikov, daha önce Mos- kova radyosuna verdiği demeç- te, orduyu hiçbir zaman halka SÖZCÜSÜ Raisa hastaMOSKOVA (Ajanslar)— Sovyetler Birli- ği lideri Mihail Gorbaçov'un eşi Raisa Gor- baçov'un hasta olduğu bil- dirildi. Gorbaçov'- un sözcülerinden Vitali tgnaten- ko, dün 59 yaşındaki Bayan Gorbaçov'un, sonradan başarı- sızlığa uğrayan darbe üzerine hastalandığını ve evinde dinlen- mekte olduğunu açıkladı. "Ancak durumunun ciddi ol- duğunu söyleyemem" diyen İg- natenko, basın mensuplanmn, "Bayan Gorbaçov'un hastalığı- nın bir kalp rahatsızlığı ya da si- nir bozukluğu olup olmadığı' 1 yolundaki sorulanna, "Bunlann İngiliz basını: 2 BBC ıtnılıabiriııi Türk kılavuz öldürdü EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Kuzey Irak'ta beş ay önce kaybolan BBC te- levizyon ekibinden iki kişiyi Türk kılavuzların öldürdüğü anlaşıldı. Ekipten halen kayıp olan üçüncü kişiye ne olduğu hâlâ bilinmiyor. Kuzey Irak'ta Kürtlerin Türkiye sınırına yığıldıkları sı- rada bölgede Tılm çekmeye gi- den üç kişilik BBC ekibine kı- lavuzluk eden Haşim Çiftçi'nin, kameraman Nicholas ddla Ca- sa ile ses teknisyeni Charles Maxwell'i öldürdüğünü itiraf ettiği, dünkü "Sunday Times" ve "Observer" gazeteleri tara- fından bildirildi. BBC ekibinin üçüncü kişi olan Bayan Rosan- na della Casa'nın kaybolmasıy- la bir ilgisi olmadığını söylediği de aktarıldı. Çiftçi'nin, BBC ekibini Ytik- sekova'dan Kuzey Irak'a geçir- diği, bu iş için daha fazla para istediği, çıkan tartışma sırasın- da îngilizlerden birini tüfekle "kazara" öldürdüğü, ikincisini ise "iz bırakmamak için" vur- duğu anlaşılıyor. Olay sırasında bayan görevlinin bir kayarun ar- kasına saklandığını gören Çift- çi'nin, "ona acıyarak dokunmadığı" ve köye geri döndüğü anlaşılıyor. Ölüleri soymak için 12 saat sonra yeni- den olay yerine gittiğinde kadı- nı bulamadtğmı söylüyor. BBC ekibinin kaybolması üzerine olayı soruşturmaya baş- layan İngiliz güvenlik örgütü Scotland Yard'ın iki dedektin bölgeye üç kez gitti. Bu arada, Haşim Çiftçi'nin, Mesut Barza- ni liderliğindeki "Kürdistan De- mokrat Partisi" peşmergeleri tarafından tran'da ele geçirile- rek Kuzey Irak'a getirildiği öğ- renildi. İki erkeğin cesetleri 20 mayıs günü İngiliz komandolar tarafından bulundu. Bayan gö- revliye ait bazı eşyalar ile not- lara ise daha sonra dağ yamaç- larında rastlandı. tttmünii söylevebüiriz. Kınm'da bulunduğundan bu yana kendi- sini iyi hissetmiyor" karşılığını verdi. Bayan Gorbaçov son olarak, Kırım'da gözaltında bulunduk- ları yerden Moskova'ya gelişin- de uçaktan inerken görülmüştü. Daha sonra kalp krizi geçirdiği ve hastaneye kaldınldığı yolun- da bazı söylentiler çıkmıştı. Bu arada, Amerikan ABC te- levizyonu, Rusya Başbakanı tvan Sılayev'in, "Bayan Gorba- çov'un kısmi felç olduğunu ve konuşma zoriuğu cektiğini*' söy- lediğini duyurmuştu. Sovyet İi- deri Mihail Gorbaçov da per- şembe günü düzenlediği basın toplantısında, eşinin sağlık du- rumunun pek iyi olmadığını söylemişti. Mareşalin (Baştarafı 1. Sayfada) Ahromeyev askerı eğıtıminin ardından 2. Dünya Savaşı'na katılmış, sonrasında bütün rütbeleri aşarak mareşalliğe ulaşmış ve SSCB'de savunma bakanhğmın iki numaralı ko- numu olan genelkurmay baş- kanlığına getirilmişti. Ahro- meyev 1980'li yülarda ABD ile yapılan silahsızlanma görüş- melerinde etkin bir rol üstlen- mişti. Tutuculuğuyla tanınma- sına karşın demokratik re- formları desteklediği yolunda demeçler veren Ahromeyev dört ay önce Paris-Moskova arasındaki bir tele- sempozyumda Sovyet general- lerinin Başkan Gorbaçov'u de- virmek gibi bir düşünceleri bu- lunmadığını söylemişti. Sovyetler Birliği Devlet Baş- kanhğı intihara iuşkin bir açık- lama yapmazken Rusya Fede- rasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin Mareşal Sergey Ahro- meyev'in darbeye karıştığını gösteren bir kanıt bulunmadı- ğını söyledi. BBC, Ahromeyev'in "inandı- ğı tüm değerierin yıluldıgını gör- diiğü için intihar ettiğini'bil- dirdi. karşı kullanmayacağmı söyledi. Şapoşnikov, "Halkımı temin ederim ki Savunma Bakanı ol- duğum sıirece, iilkenin silahlı kuvvetleri hiçbir koşulda kendi halkına karşı kullanılmayacak- ür" dedi. Ordu içinde darbeci- leri destekleyenler bulunması nedeniyle halktan özür dileyen Şapoşnikov, ordunun genelde masum olduğunu belirtti. "ABD ile daha sıkı işbirliği" Mihail Gorbaçov, SSCB'de- ki reformlann başansı için ABD ile daha fazla işbirliğine ihtiyaç bulunduğunu söyledi. TASS Ajansı'run haberine gö- re SSCB lideri, kendisine güven mektubunu sunan ABD Büyü- kelçisi Robert Straus'a, reform- lann "radikalleştirilmesi" ve ye- ni bir politik ve ekonomik sis- teme "daha koiay ve daha cabuk" geçilebilmesi için dış yardımın gerekli olduğunu be- lirtti. Merkezi yönetim yok Gorbaçov, önceki gece SSCB Komünist Partisi'nin genel sek- reterliğinden istifa edip partinin mallarının mülkiyetinin yerel yönetim konseylerine devredil- mesini emretmesinin ardından, darbe girişimine karşı çıkmadı- ğı gerekçesiyle Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu'nu da askıya alarak hükümetin işlevlerini ge- çici olarak yürütmek üzere 4 ki- şilik bir komiteyi görevlendirdi. Sovyet televizyonundan ya- yımlanan başkanlık kararname- sine göre, bugün toplanacak olan SSCB Yüksek Sovyeti'nin (parlamento), hakkında yapaca- ğı güvenoylamasıyla hükümetin akıbeti kesinleşinceye kadar Ba- kanlar Kurulu'na vekâlet ede- cek komiteye Rusya Başbakanı tvan Silayev başkanhk edecek. Silayev'in yardımcılıklarını da radikal reformcu ekonomist Grigory Yavlinsky, Gorbaçov'- un damşmanı Arkady Vobky ve Moskova Belediye Başkan Yar- dımcısı Yuri Lojkov üstlendi. Ekonomi de Rusya'nın denetiminde Rusya Federasyonu Bakanlar Kurulu, SSCB'nin yeni hükü- meti belirleninceye kadar ülke ekonomisinin denetimini ele al- dığım ilan etti. SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'un, yeni SSCB kabinesi ku- ruluncaya kadar ülke ekonomi- sinin koordinasyonu ve yeni hü- kümet üyelerinin belirlenmesiyle görevlendirdiği dört kişilik ko- mîtenin başkanı olan Rusya Basbakanı İvan Silayev tarafın- dan yayımlanan üç ayrı karar- namede, SSCB hükümetine bağlı tüm organ ve ekonomik iş- letmelerin, yeni bir karara ka- dar Rusya hükümetinin ataya- cağı yetkili kişilerce yönetilece- ği belirtildi. Kararnamelere göre SSCB hükümeti bünyesindeki Devlet Planlama örgütü, tüm persone- li ve mal varlığı ile Rusya hükü- meti bünyesindeki ekonomi ba- kanbğına devredildi. Kararnamelere göre darbe gi- rişimine katılan Başbakan Va- lentin Pavlov'un gorevi askıya alınan hükümetin denetiminde- ki tüm kaynaklann kullammı da geçici olarak Rusya hükümeti- nin denetimine veriliyor. Reddetti Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yelstin, SSCB li- deri Mihail Gorbaçov'un teklif ettiği, ülkenin en büyük ödülü- nü almayı reddetıi. Rusya televizyonu, Gorba- , çov'un Yeltsin'i ülkenin kahra- - manı olarak ilan eden bir karar- • name imzalama yolundaki iste- . ğini, Yeltsin'in reddettiğini du- ; yurdu. Haberde, "Yeltsin, darbedle- re karşı kazanılan zaferin halkın zaferi olduğuna inandıgı için bunu kategorik olarak reddetti" denildi. Gorbi'nin video bantı Başkan Gorbaçov'un, Kı- rım'da ev hapsinde bulunduğu' sırada damadı tarafından kay- • dedilen video bantı, Amerikan NCB televizyonu tarafından dün gece yayımlandı. Gorba- çov, videoya kaydedüen konuş- masında, Yüksek Sovyet üyele- rine hitap ederek darbecilere inanmamaları, hasta olduğu id- dialanna karşın sağlığının yerin- de olduğu mesajlarını verdi. Bantın darbecilerin eline geç- memesi için dört parçaya aynl- dığı ve bu parçalann Gorba- çov'un yardımcılanndan biri, doktoru ve özel sekreteri aracı- hğıyla kaçınldığı, bir parçasının ise sürekli Gorbaçov'un üzerin- de bulunduğu bildirildi. Besmertnih SSCB'nin görevden alınan Dışişleri Bakanı Aleksandr Bes- mertnih'in, Başkan Mihail Gor- baçov'a karşı darbe girişimini desteklemeleri için tüm ülkeler- deki SSCB büyükelçilerine tali- mat verdiği açıklandı. SSCB Dışişleri Bakanlıgı Uluslararası Orgütler Dairesi Başkanı Sergei Lavrov'un TASS'a yaptığı açıklamaya gö- re Besmertnih, SSCB büyükel- çilerine çektiği telgrafta, "Dey- let Olaganiistü Durum Komite- si'nin biklirUerine uygun olarak bareket etmderini" istedi. Dünyanın en luzbsı Carl Lewis (Baştarafı Sporda) mesi gerektiğini biliyordu. Spor basını nedense Lewis'e son zamanlar pek önem vermiyordu. iki kez olimpiyat ve dünya şampiyonu olmuş bu atlet artık ihtiyarlamıştı. Spor basınımn da böyle düşünmesine pek çok neden vardı. Genelde sürat koşuculan çabuk par- layıp pistten çekilirlerdi. Ama Lewis sekiz yıl- dır her büyük şampiyonada ortaya çıkabiliyor ve altm madalyalan da götürebiüyordu. Spor basını, Finlandiyah mesafe koşucusu Lasse Viren için de aynı yanılgıya düşmüştü. Mü- nih'te 1972'de yapılan olimpiyatlarda 5000 ve 10000 metrelerde altın kazanan Viren, bu başa- nsmı takip eden üç yıl içinde girdiği birçok ya- rışta dereceye giremiyor ve başanh olamıyordu. Ama Montreal'de yapılan 1976 olimpiyatla- nnda 5000 ve 10000 metre fınallerinde Viren'in rahatlıkla altınları aldığım gören spor basını mensuplan, hiç unutmamalan gereken bir ders almaüydı. Burada 100 metre seçmeleri başlamadan ev- vel konuşan dünya spor basını mensuplan, ders- lerini daha almamışlardı. Ama final bittikten sonra herkes Lewis'in de Viren gibi büyük şampiyonaJarda forma giren ve birinci gelen kaliteli, bilgili olduğu kadar sa- bırlı bir şampiyon olduğunu da gördüler. Seul'de Lewis'in karşısındaki en büyük rakip Johnson değil, Johnson'm aldığı dopingdi. Bu- rada ise 100 metrenin ikinci secmelerinde çıkan rüzgâr ise derecelere anormal bir katkıda bulu- nuyor ve Lewis'e 09.80 koşturuyordu. Lewis buraya birincilik için gelrnişti. Onun için derece önemli değildi. Ama rekorlara susamış bizler için kimin birinci geldiği değil, rekorun ki- min tarafından kırılacağı önemli idi. İyi ki rüzgâr durdu. Sadece 1 metrenin biraz üstündeki bir rüzgâr Carl Lewis ve rakiplerine yardım etti. Ve buna rağmen Carl Lewis sadece genç takım arkadaşı ve rakibi ve dünya rekoru- nu elinden alan Burrell'i geçmekle kalmadı, ay- nı zamanda rekoru normal koşullarda rüzgârsız ve doping kullanmadan 09.90'ın altına indirdi. Bu 100 metre fınali, derecelere bakıhrsa sadece birincinin aldığı derece ile değil, sekiz finalist- ten altısının 10 saniye altında koştuğu ilk ve en hızlı 100 metre finali. Ne olduysa Burrell'e oldu galiba. Buraya dünya rekortmeni olarak geldi. Genç- liği, kuvveti ve sürati ile şampiyon olması için her şey onun tarafında idi. Ama karşısındaki Lewis yılların kasarlanmış şampiyonu ve büyük şampiyonalann kahrama- nı. Tecrübeli ve 30 yaşına rağmen sürati bir tür- lü kaybolmayan bir garip sprinter. Buradaki yarış bırakın hızından kaybetmeyi daha ne kadar kazandığım ve yıllar sonra daha da süratlendiğini gösterdi. Burrell, doğuştan sağ gözü hemen hiç görme- yen bir genç. Finalde Lewis, Burrell'in sağında- ki kulvarlarda yer alınca Burrell'in kaybetme şansı da o kadar arttı. Böyle bir yanşta iyi bir sprinter etrafına bak- maz. Tabanca sesi ile fırlar ve hiçbir şey düşün-' meden ipi ilk olarak göğüslemek için koşar. Bütün bunlara rağmen Carl Lewis genelde bu • kurallara pek uymayan bir şampiyon. Los An-. geles'ta yapılan 1984 Olimpiyatlan'nda kazandı-. ğı 200 metre finalinde son 10 metrede etrafa öpü- cükler yollamasaydı 20 yıldır kınlamayan dün- ya rekorunu rahatça yenilerdi. Lewis aynı hatayı Seul'de de yaptı. Johnson'ı • yakalayamadığı 90 metre sonunda kendini koy- verip üç kez Johnson'a baktı ve rakibinin ipi gö-. ğüslemesini içi giderek seyretti. •' Ama Lewis bunu yapmasaydı da kendi koşu- sunu koşsaydı Johnson'm arkasmdan ikinci gel-/ mesine rağjnen bazı şeyler değişebilirdi. Zira Lewis Seul'de Johnson'm arkasından epey lagart bir şekilde koştuğu son 10 metreye-, rağmen fmali 09.92 ile ikinci olarak bitinnişti. . iki gün sonra Johnson'm o muhteşem rekoru doping aldığı nedeniyle kabul edilmeyip Lewis'in 09.92'lik derecesi dünya rekoru olarak kabul edi- lince sanınm Lewis Seul'deki finalde son 10 met- • redeki hatasının kıymetini anlamıştı. Ama bugün Tokyo'da yapılan bu büyük ya-' rışta Levvis, sanki diğerleri yanşta yokmuş gibi sanki tek başına koştu. Ancak son iki metrede soluna dönerek Burrell'in nerede olduğunu ga- rantiledi. tşte Carl Levvis, çifte olimpiyat ve 3 dünya şampiyonu. Ardı ardına iki kez olimpiyatlarda ve üç kez dünya şampiyonasında 100 metreyi bi- rinci bitiren muhteşem atlet. tşte Carl Lewis. Yeni yetişen büyük bir kabi- liyetin elinden aldığı dünya rekorunu tum dün- yanın gözleri önünde tekrardan ele geçiren şam-, piyon. Sizlere bu yanşı anlatmama ne gerek var. • Zaten TV'de gördünüz. Ama Carl Lewis'in hikâyesi ve dünyanın en hızlı 100 metre finalinin perde arkası böyle işte.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle