Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 AĞUSTOS 1991 EKONOMÎ CUMHURİYET/11
5 yıldızlı otelde
uyumak zor
• İSTANBUL (AA) —
Istanbul'daki 5 yıldızlı
otellerde bir gecelik rahat
uykunun bedeli, nüfusun
büyük bir kesimi için
uykulan kaçırtacak denli
vüksek. lstanbul'da işletikn
i yüdızlı otellerde, tek kişi
en ucuz konaklama 110
dolarla Dedeman'da, en
pahalı konaklama ise 230
dolarla Çırağan Sarayı
oluyor. Fiyat araştırması
yapılan otellerde çift kişilik
bir odanın ücreti de 135
dolarla 270 dolar arasında
değişiyor. Bazı otellerde, tek
ve çift kişilik odalar için
standart fıyat uygulanırken
bazıları da seyredilecek
lstanbul manzaralarına göre
değişik seçenekler sunuyor.
Park, bahçe, deniz, şehir,
Boğaz diye bölümlere
aynlan manzaralarda en
yüksek fiyat Boğaz ve
denize nazır odaJar için
isteniyor.
TOBB
paneli
• İZMİR (ANKA) —
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği'nce tzmir'de
düzenlenen "1980 sonrası
sanayileşme politikalan ve
yüksek faizin sanayileşme
üzerindeki etkisi" konulu
panel çarşamba günü
yapılacak. Izmir Ticaret
Odası Meclis Salonu'nda
saat 09.30'da TOBB
Başkanı Yalım Erez'in açış
konuşmasıyla başlayacak
paneli, bankacılık
'konusunda uzman olan
Prof. Dr. Selçuk Abac
yönetecek. Panelde, İZTO
Başkanı Haliı Şarlak,
EBSO Başkanı Uğur Yüce
ve Koc Holding
Koordinatörü Tevfik
Altınok ile Pamukbank
Yönetim Kurulu Başkanı
Yıldınm Aktürk görüşlerini
açıklayacaklar.
Avrııpa Iskân
Fonu kredisi
• ANKARA (ANKA) —
Avrupa îskân Fonu'nun
Türkiye'ye açtığı yaklaşık
48 milyon dolarlık (40
milyoo ECU) krediye ilişkin
anlaşma onaylandı.
Bakanlar Kurulu tarafından
onaylanan anlaşma Resmi
Gazete'de yayımlandı. Buna
göre fondan ahnacak kredi,
anlaşmayla belirlenen
projelerin
gerçekleştirilmesinde
kullanılacak. Türkiye
krediyle gerçekleştirilecek
projelerle ilgili olarak her 6
ayda bir fona rapor
s'-'iacak. Kredi 3 yılı
^ :mesiz toplam 15 yıl
vadeli olacak. Faiz oranı ise
yıllık yüzde 10.5 olarak
belirlendi.
Çiflçi borçlarına
erteleme
• ANKARA (ANKA) —
Bakanlar Kurulu, tarımsal
işletme ve ürünleri 1989 ve
1990 yıllannda kurakhk ve
benzeri afetlerden zarar
gören çiftçilerin Türkiye
Zirai Donatım Kurumu'na
(TZDK) olan borçlannı
erken seçim sonrasına
erteledi. Bakanlar
Kurulu'nun, çiftçilerin
TZDK'ya toplam 10 milyon
liraya kadar olan
borçlannın 30 Kasım 1991
gününe kadar ertelenmesine
ilişkin kararı Resmi
Gazete'de yayımlandı.
Karardan ürün ve
işletmeleri en az yüzde 40
oranında zarar gören ve
gördükleri bu zarar il veya
i* * hasar tespit
komisyonlan tarafından
belirlenen üreticiler
yararlanacak.
Bono ve tahvü
• ANKARA (ANKA) —
Bankalann elindeki tahvil
ve bonolar 26 temmuz-2
ağustos günleri arasmdaki
bir haftalık dönemde 286
milyar lira artarak 21
trilyon 216 milyar liraya
ulaştı. Söz konusu artışın
tamamı devlet tahvilinden
kaynaklandı. Bankalann
elindeki devlet tahvili tutarı
444 milyar lira artarak 17
trilyon 746 milyar liraya
yükseldi. Buna karşılık
Hazine bonolarının tutan
158 milyar lira azaldı ve 3
trilyon 470 milyar liraya
gerüedi. Bankalann
elindeki Hazine bonosu ve
devlet tahviünin toplam
tutarı yılbaşına göre ise 6
trilyon 901 milyar lira arttı.
PTT faturalan
• ANKARA (AA) — Yapı
ve Kredi Bankası'nda
he " «bı bulunan aboneler,
eylul ayından itibaren
telefon faturalannı,
bankarun "Alo Banka" '
hizmetini kullanarak
ödeyebilecekler. Söz konusu
uygulamaya ilişkin anlaşma
Yapı ve Kredi Bankası
Genel Müdürü Burhan
Karaçam ile PTT Genel
Müdürü Emin Başer
arasında imzalandı.
Hazırgiyim ve konfeksiyoncular bordro yüklerinin azaltıîmasını istiyor
Tfekstilciler teşvîk peşîndelstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon
îhracatçıları Birliği Başkanı Sezer
Mavituncalılar, çalıştırdıklan ücretlilerin Gelir
Vergisi'nin terkin edümesini, SSK işveren
primlerinin ise devletçe karşılanmasını istedi.
ESİN SUNGUR Türkiye'nin en önemli sektörle-
rinden biri olduğunu hatırlatan
Mavituncalılar, sektörün yeni
pazarlara girebilmesi ve mevcut-
lardaki gücünü arttırabilmesi
için bazı maliyet unsurlarının
devletçe üstlenilmesi gerektiğini
savundu. Mavituncalılar'ın ver-
diği bilgiye göre hazır giyim ve
konfeksiyonculann hükümetten
istedikleri ek teşvik tedbirleri
şöyle:
— Imalatçı-ihrocatçılaruı işçi-
lik maliyetlerinin azaltılabilme-
si için ücretlilerin gelir vergisi
terkin edilerek SSK işveren pri-
mi devletçe karşüansın. Emek
yogun bir sektör olan hazır gi-
yimde asgari iicretten çauşan bir
işçiye ödenen gelir vergi&inin
toplam maliyet içinde yüzde
3.80, SSK işveren priminin ise
yüzde 3.75 pay aldıgı dikkate
ahnırsa bu kalemlerin devletçe
üstlenilmesi için işçilik maliye-
tini yüzde 25'ten yüzde 17.45'e
düşürecek, nihai üriin maliyet-
lerinde de yüzde 2.5lik ucuzluk
sağlayacak. Bu teşvik AT dışı ül-
Tekstilciler özellikle AT dışı
pazarlara yapılan ihracatın art-
ürüması için hükümetten ek teş-
vik istiyor. tstanbul Hazır Giyim
ve Konfeksiyon Ihracatçılan Bir-
liği Başkanı Sezer Mavituncalı-
lar, AT dışı pazarlann toplam
tekstil ihracatı içinde yüzde 23
oranında pay aldığmı belirterek
"Büyük bir potansiyel taşıyan
bu pazartarda fiyat rekabeti sag-
layabilmemiz için selektif ihra-
cat tedbirterinin süratle ahnması
gerekir" dedi.
Hükümetten istedikleri yeni
teşvik tedbirlerinin IMF ve
GATT kurallanna uygun, ihra-
cata dönük yatınnılan özendi-
ren, selektif, imalat maliyetkrini
düşürücü ve sanayici-ihracatçıya
dönük olmasını beklediklerini
anlatan Mavituncalılar, konuy-
la ilgili olarak önümüzdeki gün-
lerde hükümetle görüşmelere
başlayacaklarını söyledi. Hazır
giyim ve konfeksiyon sektörü-
nün ihracat kapasitesi olarak
Tekstil iscisinin maliyeti TL)
tefariicrct
SSK işçi his. (%14)
Özel indirim
Gelir Vergisi matratıı
Gelir Vergisi
Zorunlu Tas.F.(%4)
Damga Vergisi
işçiye ödenen net
SSKIşraratı
Tasarraf FOM (%6)
Ttpta Ko«. FOIHI
Ttfriv mallyet
801JM0.-
112.140.-'
54.000-
634.860-
158.715-
32.040-
3.204.-
494.901.-
156.195.-
48.060.-
37.900.-
1.042.755.-
kelere ihracat yapan ve yıllık ci-
rosu 1 milyon dolar olan imalat-
çı-ibracatçılara, dövizini yurda
getirmesi ve teşvik tutannın yıl-
lık FOB ihracatın yüzde 2.5'ini
geçmemesi şartıyla taaınsın.
Teşvikten yararlanacak imalatçı-
ihracatçının en az 300 milyon li-
ndık makine parkına sahip ol-
ması şartı da aransın.
— Imalatçı-ihracatçılann ça-
Uştırdığı işçilere, kalkınmada bi-
rinci derece öncelikli yörelerde
uygulanan özel indirim ve vergi
tarifeleri uygulansın.
— Devletin geç ödedigi KDV
iadekrine gecikme faizi tahak-
kuk ettirilerek bu miktann
imalatçı-ihracatçının bir başka
kamu borcuna mahsubu sağlan-
sın.
Hurda ithalatta
bilirkişiye ceza
KUTLU ESENDEMİR
BURSA — tthalat rejimine
aykırı olarak yurda sokulan
yaklaşık 1 trilyon lira değerin-
deki hurda tekstil makineleri
için ocak ayında "af" çıkaran
Bakanlar Kurulu, bu makinele-
re genelde "olumsuz rapor" ve-
ren üniversite ve makine mü-
hendisleri odalarmdan "biBrki-
şilik yetkisi"ni aldı. Ithalat ya-
sağına uymayan ve boyanıp
sahte etiketler yapıştınlan bu
makinelerle ilgili "bilirkişilik
görevi" Sanayi ve Ticaret Ba-
kanlığYna verildi. Bakanlar Ku-
rulu'nun 17 ağustos tarihli Res-
mi Gazete'de yayımlanan kara-
rında, "Fakülte ve mühendis
odalanndan istenen ekspertiz
raporlannın zamanında hazır-
lanmaması" gerekçe gösterildi.
11 Nisan 1990 günü ek hü-
kümleri ile birlikte yürürlüğe
giren ithalat rejimi kararında
Türkiye'ye beş yaşından büyük
tekstil makinelerinin girişi ya-
saklanmış, ancak bu tarihten
sonra boyamp sahte etiketle 10
bin dolayında tekstil makinesi-
nin yurda sokulduğu ortaya çı-
karıİmıştı.
Bilirkişiliğin iki kuruluştan
alınarak ticaret ve sanayi oda-
lanna devredilmesi, "erken se-
çim için işadamlarına bir
yatınm" olarak yorumlamrken
"hakkında olnmsnz rapor
bulunan" çok sayıda hurda ma-
kinenin gümrüklerdeki "sun-
durmalar"da bekletildiği öğre-
nildi.
17 ağustos günü Resmi Ga-
zete'de yayımlanan karara göre
"İthalat] doğnıdan teşvik edi-
len yatınm mallan listesi"nde
yer alan eşyanın model yılı, tip
ve seri numarasının saptanma-
sı ithal gümrüğüne en yalan sa-
nayi odasınca yapılacak. 3 bi-
Iirkişi tarafından hazırlanacak
rapor sanayi odası başkanınca
imzalarup mühürlenerek ithalat
işlemi gerçekleştirilecek.
2.5 milyona tek sandalye, 28 milyona kanepe...
Nişantaşı'nda liret sektörüSon dönemde Nişantaşı'nda
mobilyalann etiket fiyatları
3.5'le çarpılıyor. Çünkü
alışverişler günlük kur
üzerinden liret hesabıyla
yapıhyor.
NAZİRE KALKAN
lstanbul'un en önemli ve en gözde
alışveriş merkezlerinden biri olan Nişan-
taşı'nda son yıllarda gittikçe gelişen bir
sektör oluştu: Liret sektörü. Evet, anık
bu güzide semtimizde birbiri ardına sı-
ralanan gösterişli mobilya mağazalanmn
çoğunda Türk Lirası değil Italyan Lire-
ti konuşuyor.
Yerli mobilyadan çok Italyan işçiliği-
nin ürünü olan ithal mobilyalan satan
bu mağazalar, Italya'dan liret karsılığı al-
dıklan mobilyalan müşteriye de liret üze-
rinden satıyorlar. Günlük kur üzerinden
hesaplanan fıyatlar ise yerli ürünlerin
3-5, hatta kimi zaman 10 katı bir fiyatla
satılabihyor. Böylece de bazen mağaza-
da 2-3 ay bekkyen mallann getirebileceği
zaran fazlasıyla kapatmış oluyorlar.
Alan memnun satan memnun hesabı yü-
rütülen bu alışverişten de özellikle dük-
kân sahipleri hoşnut görünüyorlar. Öy-
ttalyan mobilyalar müşterilerin gözdesi.
le ki Nişantaşı'nda yerli ürünleri satan
mobilya mağazaları giderek azalıyor.
Hâlâ yerli mobilya satan bir dükkân
sahibi bile, "Ekimden itibaren ben de li-
ret üzerinden ttalyan mobilyalan satma-
ya başlayacağım. Çünkü hem çok daha
kârlı hem de çok daha kolay. Sadece belü
zamanlarda ttal>«'\-a gidip. orada düzen-
lenen mobilya fuarlanndan beğendiğiniz
ürünleri seçip alıyorsunuz. Burada talep
oldukça yüksek. Üstelik liret hesabı sat-
tığınız için de zarar etmek bemen hemen
imkânsız" diyor.
Bu mağazalarda aydınlanmadan ev
mobilyalarına, büro eşyalanndan her
türlü aksesuara rastlamak mümkün. Ay-
dınlanmada en bilinen markalar Flos,
Paf, Arteluce, Skipper ve Fontane Arte.
Fiyatlar ise 95 bin lireüe (yaklaşık 350
bin TL.) 1.5 milyon liret (yaklaşık 5 mil-
yon TL.) arasında değişiyor. Faram ve
Mim ise büro mobilyalannda tercih edi-
len markalar.
Ev mobilyalarında da işçilik, marka,
kullanılan malzeme fîyatı büyük ölçüde
değiştirebiliyor. Tek bir Sawani Morani
sandalye 72« bin liret'e sauhrken (yak-
laşık 2,5 milyon TL.) bir B*B kanepe-
nin fiyatı da 8 milyon lirete (yaklaşık 28
milyon TL'ye) varabiliyor. Stüdio-
Samaria, Cassina, Pboadna da yine ünlü
markalar arasında. Vazo biçiminde üre-
tilen lambalarda ise en pahalı marka, 5
milyonu aşan fiyatıyla Veart.
Birçok mobilyaayı bu yolu seçmeye
yönelten, müşterinin tercihi. tthalatın
serbest brrakılrnasından önce kataloglar-
dan beğendikleri mobilyalan yaptırmak
isteyen müşteriler şimdi bu mobilyalann
orijinalini hazır olarak karşılannda bu-
labiliyorlar.
Türkiye'deki atölyelerden ve işçilikten
şikâyet eden mobilya mağazası sahiple-
ri, "Biz burada gelişigüzel atölyelerde ge-
lişigüzel adamlarla çalışıyoruz. Üstelik
bir işi yaptırana kadar da akla karayı se-
çiyoruz. Aynca katalogdan begenüen bir
modelin burada yapılması çok daha zor
ve masraflı. Çünkü tek bir üriin için ka-
lıp çıkarma zorunlulugu var" diyorlar.
Yine de Türkiye'de de çok iyi işçilik ve
malzemeyle üretilen mobilyalar olduğu-
nu beürten dükkân sahipleri de var.
Özellikle Vali Konağı'ndan Ihlamur'a
kadar uzanan yolda böyle pek çok ma-
ğazaya rastlamak mümkün. Ağırbkiı
olarak lamba ve vazo satan Gold Art,
daha çok ev mobilyalan getirten La cas-
sa bunların en bilinenlerinden. Modek
ise yaklaşık 14 ttalyan fırmasının tem-
silcüiğini yürüten en büyük Türk şirketi
durumunda.
THEECONOMIST
Türkîye
AT üyesi olur
EDİP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Haftalık
"Economist" dergisinin Türki-
ye'nin Avrupa Topluluğu üye-
liğine ilişkin uzun yorumunda
"Türkiye'nin her on yılda bir
yaşadığı değişimi bu kez erken
seçimin saglayabOeceği" belir-
tildi. "Türkiye Olgusunun
Önemi" başlıklı yorumda,
"Secmenin karannın »ksaksız
bir şeküde lecelli etmesi, dünya-
nın ve özellikle de Avnıpa'nın
daha dikkat etmesi gereken bu
ülkedeki demokratik olgunlu-
ğun en iyi işareti sayüacaktır"
dendi. Yorumda erken seçim
koşullarma da değinilerek yük-
sek enflasyon ve Cumhurbaşka-
nı Turgut özal'ın "iktidar ma-
nevralan" nedeniyle ANAP'ın
Türkiye ile örnek bir ilişki Av-
nıpa'ya yardımcı olur. Türkle-
ri kırmak ise Türkiye ve başka
yerlerdeki tslamcı tepkiyi arttır-
maya yol açar" dendi. Türki-
ye'nin gelecek on yıllarda arta-
cak nüfusu, gelişecek ekonomisi
ve etkinliği ile Avnıpa tarafın-
dan göz ardı edilemeyeceği sa-
vunuldu, ancak AT üyeliğinin
önüne "meşru nedenler" dikil-
diği kaydedildi. Kabrıs sorunu, •
Türk demokrasisi konusunda
kuşku, insan haklanna saygısız-
lık, Irak'a yönelik saldın, eko-
nomik azgelişmişlik gibi konu-
lardaki "endişeler"i gjdermenin
Türklerin sorumluluğu olduğu
belirtildi.
"Türkiye başka şeyler de
yapmalı. Polisi daha açık seçik
bir denetime sokulmalı, komü-
Haftalık 'The Economist' dergisinde, "Büyük
bir Müslüman ülke Avrupa Kulübü'nün üyesi
olabilir mi?" sorusu soruluyor ve "Kulüp
koşullarma uyarsa evet" yanıtı veriliyor.
Dİst partileri vasaklayan anaya-
sası degiştirilmeli. Kürtlere da-
ha iyi haklar tanınmaiı, vergi re-
formuna gidilerek ve sübvansi-
yonlar kaldınlarak enflasyon
AT düzeyine çekilmeli, Kıbrıs
çıkmazı çözülmeli" denen yo-
rumda Türkiye-AT ilişkisinin
geleceği hakkında şu görüşler
dile getirildi: "AT üyeügi Türk-
leri reforma cesaretlendirecek
bir ödül. AT de Türkiye'ye ka-
pıları kapatmayı sürdürecek
mazeretleri kısa sürede iükete-
cek. Türkiye ile eninde sonun-
da yüz yüze gelmek zorunda.
Büyük bir Müslüman ülke Av-
rupa kulübünün parçası olabi-
lir mi? Bunun açık yanıtı: Ku-
lüp koşullanm yerine getirdiği
takdirde evet."
seçmen desteğini yitirdiği, bu
nedenle kazanma şansı olmadı-
ğı, bir koalisyon beklenmesi ge-
rektiği vurgulandı. Cumhurbaş-
kanı özal'ın görevinden aynl-
masına yol açacak gelişmelerin
"Batı'da kaygı ile karşdanaca-
ğı" belirtilmekle birlikte "Batı
kendisini Bay Modern Türkiye
olarak algılıyor. Ancak Türkler
de Batılılaşma heveslerinin tek
bir kişinin tek bir görusüne bağ-
h olmadığuu göstermeU" dendi.
Türkiye'nin AT üyeliği için Av-
rupalılık, demokratlık ve laiklik
koşullanm yerine getirmesi ge-
rektiği vurgulanarak "Büyük
bir Müslüman Ulke Avrupa ku-
lübünün üyesi olabilir mi? Ku-
lüp koşullarma uyarsa evet" ya-
nıtı verildi.
Türkiye'nin Avrupa Toplulu-
ğu üyeliği başvurusuna ağırlık
verilen yorumda "Müslüman
bir ülke ile Avrupa arasmdaki
yakınlıgın ne ölçüde gerçekleşe-
bileceğini anlamada uygun bir
sınavı Avnıpa görmezlikten ge-
lemez. Her şeyden önce Avru-
pa Akdeniz'in karşı kıyısında
biriken Müslüman kitle ile ba-
şını derde sokmak istemez.
Cumhurbaşkanı Özal'ın gö-
revinden ayrılması olasılığı üze-
rinde de durulan yorumda, bu-
nun Batı'yı kaygılandıracağı be-
lirtildi. "Ban kendisini Bay Mo-
dern Türkiye olarak algılıyor.
Ancak Türkler de Batılılaşma
heveslerinin tek bir kişinin tek
bir görüşüne bağlı olmadığını
göstermeli" dendi.
HİTİT MENKUL DEGERLER A.Ş.' DEN
TASARRUFSAHİPLERİNE
DUYURU
T.C. Başbakanlık Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığı'nca ihraç
edilen dövize endeksli senetler26.8.1991 -26.10.1991 tarihleri
arasında şubelerimizde satışa sunulmuştur.
K0İ Senetieri Özellikleri:
• Dövize endeksli • Yılhk %13 iskontolu • Hamiline yazılı
• 100.000 ABD dolan tutarında kupürler halindedir.
• Senetler vadelerinde TL karsılığı olarak T.C. Başbakanlık
Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığınca ödenecektir.
100.000 ABD Doları nominal deaerli senetlerin satıs fivatı
Satış
Günü
I.gün
lO.gün
2O.gün
3O.gün
40. gün
50. gün
60. gün
İskontolu fiyatı ($)
(31.12.1994 Vadeli)
66.419,60
66.620,07
66.843,51
67.067,71
67.292,66
67.518,36
67.744,82
İskontolu Fiyatı ($)
(30.06.1995 Vadeli)
62.492,77
62.681,38
62.891,62
63.102,56
63.314,21
63.526,56
63.739,63
Satş günü T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru uygulanacaktır.
İş bu senetler Hitit Menkul Değerler A.Ş. ile Bayındır İnşaat
Turizm Ticaret ve Sanayi A.Ş. arasında düzenlenen aracılık
yüklenim sözieşmesi çerçevesinde halka arzedilmektedir.
Senetlerin halka ara Sermaye Pıyasası Kurulunun 21.8.1991 tarih ve 578 sayılı
iznine dayanmaktadır.
Menkul Değerier A.Ş.
Merkez: Iran Cad. No: 7 Kavaklıdere/ ANKARA, Tel: (4) 167 41 00
lstanbul Şube: Büyûkdere Cad. Serdaroğlu Apt. No: 12/1
Ştşlı/ İSTANBUL Tel: (1) 130 25 80
EKONOMİ NOTLARI
OSMANULAGAy
ANAP Bitti mi? Seçimin
Favorisi Belli mi?
Türkiye aruk seçim ortamında. Bu ortamda özlemlerle göz-
lemlerin ve tahminlerin birbirine karışmasını hiç yadırgama-
mak gerekiyor. Bu noktayı hatırdan çıkarmadan, son gün-
lerde seçimlere ilişkin olarak görüşlerini sorduğum bazı kim-
selerden edindiğim izlenimleri aktarmak istiyorum.
En önemli işadamlanmızdan birine Demirel'i nasıl buldu-
ğunu sorduğumda, "Süleyman Bey'in çevresi hep eski isim-
lerden oluşuyor. Bir tek Tansu Hanım'la gençleşme olur mu?
Aynca Süleyman Bey'in başlıca hedefi Özal. Kendi progra-
mı nedir, ekonomide neler yapacak açık değil" diyor.
Önde gelen bir Avrupa ülkesinin lstanbul'da görevli bir dip-
lomatına DYP'nin ayrıntılı ekonomik programını seçim tari-
hi belli olduktan bir hafta sonra açıklayacağını söylüyorum.
"Böyle bir ayrıntılı programın açıklanması bile benim için bir
sürpriz olur" diyor.
ANAP'a angaje olmadığını bildiğim üst düzeyde bir kamu
görevlisi, "İşte artık seçime gidiyoruz, gündemi hâlâ ANAP
belirliyor. Muhalefet partileri etkili alternatif öneriler ortaya
koyabilmiş değiller şu ana kadar" diye dert yanıyor.
ANAP'a muhalif olduğunu bildiğim Egeli bir işadamı, hü-
kümetin çiftçiye verdiği fiyatlann etkili olmaya başladığını,
bazı diğer kolaylıkların da sağlanması halinde ANAP aley-
hindeki havanın değişebileceğini belirtiyor.
Halen özel sektörde görev yapan eski bir üst düzey eko-
nomi bürokratı, seçimlerde harcanan parayla sağlanan oy
oranı arasında oldukça yakın bir korelasyon bulunduğunu
söylüyor. Bu etkiyi sağlayacak kadar zaman kalıp kalmadı-
ğını sorduğumda iki aylık sürenin ANAP için yeterli olduğu-
nu anlatıyor.
Bu görüşler iş âleminin ve iş âlemiyle ilişkili çevrelerin ha-
vasını yansıtma bakımından bize bazı ipuçları veriyor diye
düşünüyorum. Bunlardan ve geçen hafta yaptığım diğer bazı
görüşmelerden edindiğim izlenimleri şöyle özetleyebilirim:
• "Artık ANAP bitti", "ANAP üçüncü parti bile olamaz"
gibi sonuçlara varmak için biraz erken galiba. Ekonominin
geleceği ve dış dünyanın olası tepkileri düşünüldüğünde bir-
çok kimse için en az belirsizlik öğesi taşıyan parti ANAP;
bir yerde sürekliliği temsil ediyor iktidar partisi, belki kısmen
de istikrarı. İş âlemi ANAP döneminde, hemen her dönem-
de olduğu gibi çok yakındı, ama bu dönemde sermaye ke-
simine büyük çapta kaynak transfer edildiğini ve olanaklar
yaratıldığını unutmamak gerekli. Özellikle bu olanaklardan
yararlanma olanağı bulan kesimlerin ANAP'tan vazgeçmek
için en az iki kez düşünceklerini de unutmamak gerekiyor.
• Mesut Yılmaz faktörünün ANAP'ın seçim şansını arttır-
dığı kesin. Buna seçim ekonomisinin getirecegi puanlar ve
seçim kampanyasında ortaya konacak yeni kozlar da eklen-
diğinde ANAP'ın şansı biraz daha artabiiecek gibi görünü-
yor.
• Muhalefet partilerinin programları ve olası uygulamala-
rı konusunda net bir fikir yok çoğu kimsenin kafasında. Bu
gözlem muhalefet partilerinin yetkililerini sinirlendiriyor za-
man zaman, ama bendeki izlenime göre gerçek bu. Muha-
lefet partilerinin programlannı çok daha ayrıntılı olarak ve
akılda kalacak biçimde kamuoyuna anlatmaları, açıklama-
ları gerekli herhalde. Türkiye ortalamasının çok üzerinde en-
formasyona sahip olan iş âleminde bile muhalefet partileri-
nin olası icraatı konusunda ciddi tereddütler varsa burada
bir eksiklik söz konusu herhalde.
• Özal'ı ve ANAP'ı çok haklı gerekçelerde de olsa eleştir-
menin kendi başına iktidar olmaya yetmeyeceği görüşünü,
sanıyorum iş âlemi dışında önemli bir kesim de benimsiyor.
Bu bakımdan da muhalefet partilerinin secmenin ilgisini çe-
kebilecek öneriler ve pratik çözüm yolları ortaya koyabilme-
leri, iktidar adayı olabilmeleri için çok önemli gibi geliyor ba-
na. Partilerin listelerinde yer verecekleri adaylann kişilikleri
de bu noktada rol oynayabilir, geleneksel kadrolara değil yeni
ve genç yüzlere daha fazla yer veren partiler kazançlı çıka-
bilir diye düşünüyorum.
Belli bir çevrenin şu andaki görüşlerini esas alarak yan-
srtmaya çalıştığım bu izlenimler, Türkiye genelindeki hava-
yı ne kadar yansıtıyor, hiçbir fikrim yok doğrusu. Ancak ba-
na öyle geliyor ki henüz hiçbir parti, iktidan "çantada keklik"
görecek durumda değil. Kararsız seçmenlerin tercihini son
iki aydaki gelişmeler belirleyecek. Bu arada Türkiye'de pek
çok kimsenin pek çok şeye çok kısa vadeli bakmaya başla-
dığını ve doğruluğunu derinlemesine sorgulamadan bazı
sebep-sonuç ilişkilerine inanabildiğini de unutmamak ge-
rekiyor. Tüm bu nedenlerle partilerin seçim kampanyaları
ve bundan sonra ortaya koyacakları performans seçim şans-
larını belirleme açısından büyük önem taşıyor.
Ek bütçe tasansı
TBMM'de
1991 yılı bütçesine 21 trilyon 191 milyar lira
ödenek üave edilecek. Ek ödenek tasansı
bugün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
görüşülecek.
ANKARA (AA) — 1991 yılı
mali bütçesine 21 trilyon 191
milyar liralık ek ödenek konul-
masına ilişkin yasa tasansı, bu-
gün TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu'nda görüşülecek.
Bu miktarın 8 trilyon lirası-
nın vergi gelirlerinden, 2 trilyon
600 milyar lirasının vergi dışı
normal gelirlerden, 10 trilyon
591 milyar lirasırun da özel ge-
lir ve fonlardan sağlanması ön-
görülüyor.
Tasanya göre 1991 bütçesin-
de öngörülenlere ek olarak, 3
trilyon 470 milyar lira gelir ver-
gisi, 350 milyar lira kurumlar
vergi», 50'şer milyar lira motor-
lu taşıtlar vergisi ile veraset ve
intikal vergisi. 400 milyar lira
katma değer vergisi, 300 milyar
lira taşıt ahm vergisi, 350 mil-
yar lira banka ve sigorta mua-
meleleri vergisi, 150 milyar lira
damga vergisi, 500 milyar lira
gümnik vergisi, 2 trilyon 230
milyar itbalde alınan katma de-
ğer vergisi, 150 milyar lira ulaş-
tinna altyapılan resmi elde edi-
lecek.
Hazine portföyü ve iştirakle-
rinden de 2 trilyon 600 milyar
lira gelir sağlanacak. Bütçeye
ayrıca 4 trilyon 91 milyar lira
hibe ve yardım ile fonlardan 6.5
trilyon lira ilave para aktanla-
cak.
1991 mali yılı bütçesine 21
trilyon 191 milyar liralık ek
ödenek verilmesine ilişkin yasa
tasansının gerekçesinde, Türk
ekonomisinin Körfez krizinden
önemli ölçüde etkilendiği, ay-
rıca tespit edilen taban fiyatla-
nn devlet bütçesine yansıması-
nın, öngörülenin üzerinde ger-
çekleşeceğinin hesaplandığı be-
lirtildi. Gerekçede, maas katsa-
yılannda yapılan artışlann, ak-
dedilen sözleşmelerin bu amaç-
la konulan ödenekleri yetersiz
hale getirdiği kaydedilerek "Bn
itibarla personel giderierinin
KİT'lerin kaynak açıgımn ve
devletin taahhüdii olan borç fa-
izlerinin karşüanabilmesi için
ilave ödeneklerin temin edilme-
si zaruri görttlmektedir" denil-
di.
Öte yandan bu yıhn ilk yan-
sında 6.7 trilyon lüra açık veren
bütçenin finansmanı için aynı
dönemde 4 trilyon 887.5 milyar
lira (1 milyar 365.5 milyon do-
lar) tutarında dış kredi sağlan-
dı.
Hazine ve Dış Ticaret Müs-
teşarlığı verilerine göre bu yıhn
ilk altı ayında bütçe finansma-
nı için en fazla dış borçlanma-
ya 1 trilyon 177.1 milyar lira ile
nisan ayında gidildi. En az
borçlanma ise 380.3 milyar li-
ra ile şubat ayında gerçekleşti.
DÖVİZ KURLARI s
Dftvıan
Cınsı
1 ABD Dolan
1 Alman Martcı
1 Avustralya Dolan
1 Belçta Frangı
1 Fransiî Frangı
1 Hollanda Flonnı
1 Isveç Kronu
1 Isvıçre Frangı
100 Itatyan Lıretı
1 Japon Yem
1 Stertm
1 S.Arabısan RıyaJi
Dövu
Alış
4580 82
2613 13
3600 52
127.60
770 28
2321.76
720 09
2990 09
350 49
33 42
7667 37
122145
DÖYH
SaD$
4590.00
2618 37
3607 74
127.86
77182
2326 41
721 53
2996.08
351 19
33 49
7682 74
1223 90
Efektrf
AI15
4576.24
2610.52
3539.31
125.43
759.82
2319 44
712 89
2987 10
344 53
33.09
7659.70
1190.91
Eiektıi
Satış
4603.77
2626.23
3618.56
128.24
774.14
2333.39
723 69
3005 07
352 24
33.59
7705.79
1227 57
!4*BT0S19t1
ÇAPMZKM
S 1 7529 Alman Markı
$ 5 9469 Fr Frangı
S 1 9729 Hol. Flonnı
S 1 5320 Isv Frangı
S 1306 98 Ital Liret
$ 137 06 Japon Yeni
$ 3 7503 S Arab Riyalı
C 1 6737 $