22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 EKONOMİ 26 AĞUSTOS 1991 - BORSA NOTLARI Seçimedoğru hangisektörlercazip? ABDURRAHMAN YILDIRIM Oeçim dolayısıyia piyasaya Wçıkan paranın bir mıktarı borsaya geliyor. Bir de oy p o tansiyeli nedeniyle kamu kâ- ğrtlannın desteklenmesı de gündemde. Bu iki faktör bor- sada yeni talep yaratıyor. Ye- ni bir altcı kittesini getiriyor. Bu yönüyie seçim, borsayı çok yakından ilgilendiriyor ve nor- mal dengesini bozuyor. Bu dönemde hangi sektör- lere yatırım yapmalı? Hem seçim öncesi hem de seçim sonrasım kapsayan dö- nem içın yatınmlannfiyatıma- kui, kâriı, iyi temettü dağrtacak hisselerde yoğunlaşacağı an- laşılıyor. Seçim sonrasında etonomik istıkrar öntemlerinin yürüriüğe gırecek olması, pi- yasa koşullarına dayanıklı, kendini ispatlamış seçkin kâ- ğrtlar olarak tanımlanan "Mue chlp" kâğıttarı ön plana çıkar- tacağa benziyor. Sektörfere bir göz atıldığın- da ve seçim faktörü de dikka- te alındığında cazip hisse se- nedi gruplannı şöyle sırala- mak mümkün: Çimento: Borsa çımento sektörünü bu yılın başında keşfetti. Körfez savaşırtdan sonra Irak ve Kuveyt'in imarı- nın çimento ıhracatını artıraca- ğı varsayımı çimento hissele- rine talebı artırdı. Seçim yatı- nmlarından dolayı iç pıyasada satışlar daha da artıyor. Ya- bancı sermayenın çimento şir- ketlerini satın alması ve Tür- kiye'de üreterek Otadoğu böl- gesine ihracatı planlamaları sektörün geleceğinin de iyı olacağına ışaret. Dayanıklı tüketlm: Çi- mento ile birlikte borsanın en kârlı sektörü. Ekonomik dur- gunlukta bıle satıştar çok iyi gitti. Kâriılığı ve temettü veri- mi en yüksek sektör. Gerek şirketlerin halka açıklık oran- ları, gerekse büyüklükleri ıle borsanın lokomotif sektörü ol- ma özellikleri taşıyor. Telekomünikasyon: Hem seçim yatırımlan hem de yurtdışı ihracat bağlantıların- dan dolayı tam kapasiteyle ça- lışıyor. Kârlılıklarını artırıyorlar Rasyoları iyi. Biracılık: Biracılığın kârlı bir sektör olması Türkiye'ye özgü bir şey. Bira tüketimi hız- la artıyor, fabrikalar tam kapa- siteyle çalışıyor. Topu topu 5 fabrika var. Temettü verimi iyı, bunu sürdürecek özellıklere de sahip. Turizm sektörünün canlılığıyla bir ölçüde ılgili. Kamu kağıtlan: Sayılan 1O'u bulan kamu kağıtlan bor- sa tabana vuruncaya kadar en fazla kaybettıren hisselerdi Seçim startının verilmesiyle birtikte canlanışa geçtiler. Ar- dında kamunun desteği sezi- liyor. Bu desteğin seçime ka- dar sürmesı de beklenebilir. İçlerinde Erdemir, Petklm, Tüpras, Petrol Oflsl gibi ya- bancılarla ortaklığı ve dış bor- salarda ışlem görecek olması bu hisseleri uzun vade için de cazip kılıyor. Bankacılık: 1991'de Kör- fez krizinden ve ekonomik durgunluktan kârlı çıktılar. Ama mali endeksi ağırlıklı ola- rak etkileyen üç bankanın ser- maye artınmında "makbuz" vermesi ve bu makbuzların gecıkmeli olarak borsada iş- lem görmesi sektöre ilgiyi azalttı. özellikle yıl sonuna ve temettüler'm açıklanmasına yakın tarihlerde cazip olabilir. Çünkü bugünkü fiyat düzeyie- rı üzerinden temettü verimle- ri yüksek çıkıyor. Holdingler: Kâriarı bir ön- ceki yıl sahibi oldukları şirket- lerin dağıttığı temettülerden oluşan holdinglerin 1992'de muhtemel bir kâr azalmasın- dan etkilenmeyecekleri bir gerçek. O nedenle ekonomik istikrar önlemlerinin holding kârtarını azaltıct etkisi kısa va- dede bulunmuyor. Holding hisselerinin bu avantajına kar- şılık fiyat/kazanç oranlannın yüksek olduğu da dikkati çe- kiyor. Sektörlerin gelişımi ve bor- sanın 1991 yılı içindekı trendi, loplu yûkselış ve toplu düşüş döneminin bittığinı gösteriyor. Sermaye artınmlarının eski önemini kaybettiğine ve te- mettü veriminin ön plana çık- maya başladığına tanık oluyoruz. Her hissenin bir fiyatı var. Buradan hareketle borsada kaç tane hisse varsa yatırım- cıların da "yanlış fiyat oluşumundan" veya "fiyatia- n «tklleyecek yeni geliş- melerden" dolayı o kadar şansı bulunduğu soylenebılir. Ama şunu da unutmadan: "Aş tuz ile, tuz oran ile". TlSK'e göre işçi, işverenin ödediğini devletleyarı yarıyapaylaşıyor Devlet, îşçinîn ortağı olduTİSK'in araştırmasına göre, 1990 yılı saat başı işgücümaliyetill bin82 TL, yasal kesintilerden sonra elde kalan net gelir 5 bin 239 TL. bildirdi. TtSK tarafından 1990 yılı çalışma istatistikleri ve işgu- cu maliyeti üzerinde yapılan araştırmaya göre ortalama brut ANKARA (Cumhurivet Bu- rosu) — Turkiye Işveren Sendi- kalan Konfederasyonu (TISK), çalışanlann, işverenin ödediğini devletle yarı yarıya paylaştığını ücretten yapılan kesinti son 6 yılda yuzde 31'den yiızde 38.7'ye ulaştı. TİSK Araştırma Servisi, 1990 >ılı çalışma istatistikleri ve işgu- cü maliyeti üzerinde bir incele- me yaptı. 12 işkolunda faaliyet gösteren 572 işyerindeki toplam 270 bin 880 çalışan üzerinde ya- pılan araştırmada, işgucü mali- yetindekı yapısal çarpıklığın sür- duğü ve sanayide işçilik maliye- tinin 1990 yıhnda enflasyonun üzerinde artış gösterdiğı belirtil- di. Işgücu maliyetinin 1980-1990 döneminde reel olarak yuzde 36 oranında arttığı belirtilen araş- tırmada, ucret üzerinden devle- te yapılan ödemelerin de gıderek İşsiz kalma korkusutZMİR (Cumburiyet Ege Bürosu) — Sözleşmeler artık korkuya dönüştü işyer- lerinde. Para alamama korkusu, işsiz kal- ma korkusu... Kamu işyerlerinde imzalanan toplu söz- leşmelerden sonra sinirli bir bekleyiş var. Cumhurbaşkanı Turgut özal ve Başbakan Mesut Yılmaz'm sözleşme sonrası arka ar- kaya yaptıklan açıklamalar işçileri daha da tedirgin etti. Atılma furyasından paçayı kurtarmak isteyenler para almadan çalış- maya bile razı. Deri, tekstil, metal işkolla- rında paralarını alamadan kapı önune ko- nanlar başvuracaklan yer bulamıyorlar. Çünkü çoğu sigortasız... Sendikacüar, en önemli etkenin işsiz kal- ma korkusu olduğunu belirtıp "Işsizler or- dusu da bu korkuyu pekiştiriyor" diyorlar. Paralannı alamadan çalışmak zorunda ka- lan işçilerin yoğun olduğu işkollan, deri ve tekstil. Deri tş Sendikası tzmir Şubesi Başkanı Burhan Filiz kendi işkolunda yaşananları şöyle aktarıyor: "Bizim işkolunda çalişanlann yuzde 80'i sigortasızdır. İşverenler 6 ayda bir >aptığı zamları artık yapmaz oldu. 'Işine gelirse' diyor. Sigortasız ve sendikasız işçi, işveren için çok kolav. tşçiyi çalıştınjorlar, para- lannı vermivorlar. İşçi nereye gitsin? Yani anlayacağııuz bedava insan emeği cenneti ülkemiz." Teksif Sendikası yetkililerı, tekstil işko- lunda da yuzlerce, hatta bınlerce işçinin pa- rasız ve aç karnına çalıştırüdığını ve insan- lann sömurülüp sokağa aüldığmı söylerken Turk-tş 3. Bölge Temsilci Yardımcısı Mus- tafa Kundakçı, esas sorunun yasaklardan kaynaklandığını vurgula>arak surdüruyor: "Hak grevi >asak. Yani işveren bir işçi- yi alıp istedigi gibi çalıştıracak, sonra pa- rasuu vermeyecek. Bunun karşısında işçi biçbir eylem yapamayacak •" Sözleşmeler işsiz kalma korkusunu da beraberinde getirdi. arttığına işaret edildi. TlSK'in araştırmasında ücret üzerinden devlete yapılan ödemelere ra- kamsal olarak şöyle açıklık ge- tirildi: "Ortalama brut ücretten dev- lete yapılan kesintilerin oranı 1985 yılında yüzde 31 iken, 1988de yüzde 34.5 olmuş. 1989'da yıizde 36.4'e ve 1990da da yüzde 37.4'e çıkmışbr. Kesinti oranının 1991 yılında yüzde 38.7>e ulaşması beklenmekte- dir. Söz konusu süreç nedeniy- le işgucü maliyeti 1991 yılında, 1985 yüına gore reel olarak yüz- de 126.3 oranında arttığı halde ucret gelirinin aynı dönemde gosterdigi reel arüş oranı yüzde 60.7 olmuştur." Yapılan incelemede, 1990 yılı itibarıyla işverenin işçi çalıştır- mak için ödediği her 100 liradan devletin ve çalışanın 47'şer lira aldıklan, 6 liranın da kıdem taz- minatı ve benzeri ödemelere sar- fedildiği belirtildi. 1990 yılında çalışılan saat başına ortalama iş- gücü maliyetinin 11 bin 82 li- ra/saate \ardığı kaydedilen TİSK araştırmasında bu konu- da şöyle denildi: "Bu maliyetrakamındanSSK primi işveren pmy ı, Zorunlu Ta- samıf Fonu işveren payı, Konut Fonu ödemesi ve diğer fon ke- sintileri ile diğer odemeler dü- şuldükten sonra yuzde 75.6 ora- nında kalan 8 bin 374 lira/saat işçiye briıt gelir toplamı olarak intikal etmiştir. Bu rakam işçi- den yapılan kanuni kesintilerden sonra net 5 bin 239 lira/saate in- miştir. tşçiye ödenen briıt ücret arttıkça kesinti miktarian ve do- layısıyla devlete aktanlan mik- tar da arttığı için bu çarpıklık her geçen gün daha da büyü- mektedir. Toplu iş sözleşmele- riyle saptanan ucret artışlannın çalışanlara tam olarak yansıma- sını önleyen bu sistem, işçi sen- dikalannın ucret zammı talep- lerinin işletmeler açısından aşı- rı seviyelere yükselmesinin bir nedeni olmakta ve hem çalışma barışını hem de ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedir." Egede özel elektrik heyecanı Elektrik Mühendisleri Odası, TEK'in özelleştirilmesi koşullarının açıklanmasını istiyor TÜREY KÖSE IZMtR — Elektrik dağıtım hizmetlerinin özelleştirümesi ça- hşmalarının "gizli kapaklı, ka- palı kapüar ardında" yurütul- duğu vurgulanarak ihale koşul- larının açıklanması istendi. TMMOB Elektrik Mühendisle- ri Odası Izmir Şubesi Sekreteri Macit Mutaf, "Mucize olacak- mış gibi devredildiği andan iti- baren tüm sorunlann ortadan kalkacağı imajı yaratılarak be- nimsetilmeye çaba gosterilen özelleştirme koşullan açıklan- malı. Aksi halde özelleştirme adı altında birtakım kişi ve ku- nıluşlara haksız kazanç sağlan- dığı iddialan doğrulanmış olur" dedi. Enerji ve Tabii Ka>Tiaklar Bakanı Muzaffer Arıcı, tüm elektrik dağıtım hizmetlerinin en kısa surede özel şirketlere devredileceğini açıklarken Ege bölgesinde Izmir, Manisa, De- nizli ve Muğla'da özeUeş.tirme çahşmalannın son aşamaya gel- diği haberleri de yaygınlaştı. TMMOB Elektrik Mühendisle- ri Odası Izmir Şubesi Sekreteri Macit Mutaf, "buralara hangi finnalann talip olduğunun ve ihale koşullannın" açıklanma- sını istedi. Mutaf, ozelleştirme- de ilk örneklerden olan Istanbul Anadolu yakası elektrik dağıtım ışini üstlenen Aktaş Elektrik A.Ş.'nin dağıtımı üstlendiğin- den bu yana yaptığı hizmetler- de başanh olamadığını %oırgula- dı. Oda bulteninde de konu şoy- le değerlendirildı: "lstanbul halkı Aktaş'm hiz- metlerinden memnun mu? Ak- taş Elektrik A.Ş.'nin ilk uygu- laması elektrik tarifeleri Yonet- meliği'ni istedigi gibi yorumla- yarak depozito fark taksitleri is- temesi oldu. Yıllar onceki de- gerler üzerinden yapdan hesap- lamalaria vatandaşlardan alınan güvence bedellerinin gunün şartlanna uy durulması gibi çok yanlış bir uygulamaya geçilme- si şirket adına olumsuz bir baş- langıç oldu. Gerekli yatırımlan yapmadığı için enerji tüketim faturalarım bir turlü ay lık peri- yotlara uıdirememiş, alü aya va- ran gecikmelerde son elektrik tarifesi üzerinden hesaplama ya- TEK, ALACAĞINI TOPLAYAMJYOR Belediyeler 605 milyar borçlu ANKARA (AA) — Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK) belediyelerden yaklaşık 605 milyar lira alacağı bulunuyor. TEK'e borcu olan belediyeler arasında lstanbul Belediyesi 102 milyar lira ile birinci sırada yer alırken, bunu 82 milyar lira ile lzmir Belediyesi izliyor. TEK'in Ankara Belediyesi'nden alacağı ise 2.5 milyar lira dolayında bulunuyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Muzaffer Arıcı, TEK'in en fazla belediyelerden alacağı olduğunu belirtirken, "Özel sektörden pek fazla alacağımız yok. Çünkü özel sektore karşı kılıcımız keskin. Borcunu ödemeyen olursa elektrigini kesiyoruz" dedi. TEK'e en az borcu olan belediye, Tunceli Belediyesi. Tunceli Belediyesi'nin 30 haziran tarihi itibarıyla TEK'e 38 milyon lira borcu bulunuyor. Şanlıurfa da, 84 milyon lira ile TEK'e en az borcu olan belediyeler arasında yer alıyor. parak abonelerden usulsuz pa- ra toplanmışür." Macit Mutaf, özelleştirilmesi düşunülen birimlerde huzursuz- luk yaratıldığını vurgulayarak sozlerini şöyle sürdurdu: ''Özelleştirilmesi duşünülen birimlerde çalışan personelin dunımunun ne olacağı, dağıtım hatlannın kimin tarafından ya- pılacağı, şirket tarifelerinin be- lirlenmesinde kriterlerin ne ola- cagı, diğer kamu birimlerinin elektrik borçlarırun nasıl tahsil edileceğinin, elektrik enerjisi Fonu Yönetmeliği'nin hangi şartlarda uygulanacağının açık- lanması gerekivor. Belediyeler, okullar, kamu kuruluşlan borç- lannı ödemiyor. Bunların elek- trikleri kesilecek mi? Devlet bu konuda bir güvence veriy or mu? Hangi firmalar bu işe taliptir? Bunlar açıklanmalı. Aksi halde ozelleştinne adı altında birtakım kişi ve kuruluşlara haksız ka- zanç sağlandığı iddialan doğru- lanmış olur." R E K L A M D U N Y A S I Orak-çekiçle reklam Sovyetler Birligi'nde esen glasnost rüz- gârlan her şeye rağmen devam ediyor. Ba- şansız olan bir darbe ve ardından Gorba- çov'un tekrar yönetimi ele geçirmesi, yülar- dır kapah kapılar ardında kalan Sovyet Rusya'mnönemli bir demokratikleşmesü- recine girdiğinin kanıtlan. Sovyetler Birligi'nde zaten bir süredir kurumlann yenilenmesine çalışıyor ve bu konuda Batıh reklamcüarla anlaşmaya va- rümaya çahşılıyordu. Hatta KGB bile Pepsi-Cola'nın reklamlanm yapan BBDO üe anlaşmayavannak üzereydL BBDO yet- kilileri, bir süre önce KGB yetkililerine bir- takım önerüerde bulunmuşlar ve "Size na- sıl yardımcı olabiliriz?" başbklı bir broşür sunmuşlardı. KGB yetkilileri için hazırla- nan broşürdeajansın hizmetleriveimaj ka- mpanyasındaki becerileri anlatıyordu. KGB önerilereolumluyaklaşmış, hattailk aşamada 56bindolarhk biranlaşmaya va- rddığı söylentileri bile yayılmıştı. Şimdi Sovyetler Birliğiyeni bir döneme girdi. KGB içinde faaliyet gösteren tüm partiler kapaüldı. Bu BBDO'nun reklam Welcom alırken biraz zorlanacağının bir gösterge- si olabilir, fakat Sovyetler Birliği'nin gele- cektereklam yapmaktan vazgeçeceği anla- mınada gelmez. Nitekim yıllardan beri 'de- mir perde" görüntusü ardında yatan Sov- yetler Birliği artık bu göruntüden kurtul- mak istiyor. 1917 yılhndan beri Kremlin Şarayı'nın üzerinde dalgalanan orak-çekiçü kızılbay- rağın yerine Rusya bayrağı çekildi önceki gün. Yillarm orak-çekicı artık yeni imajla değişiyor. Türkiye'de ilk Rusça poster Reklam sektörümüzde ilk Rusça poster hazırlandı. Pars/McCann-Erickson tarafından Perfetti için hazırlanan Rusça poster, ülkemizi ziyaret eden ve özellikle Karadeniz Bölgemize gelen Sovyet turistleri hedef alıyor. Poster, reklam sektörümüze yeni bir hedef kitleyi tanıtmayı amaçlıyor. T E K N O L O J I V I T R I N I Hidrojenle çalışan otomobil Japon Mazda firması, kirletici unsur yayılımı sıfır olan bir otomobil geliştir- meyi amaçlıyor. Bunun için Mercedes Benz ve BMW gibi hidrojenle çalışan bir araba geüştirmek istiyor. Mazda, kısa bir süre önce bir hidrojenli araba üstünde de- neyler yaptığını açıklamıştı. Firma, önu- müzdeki on yıl içinde bu tur arabalan pi- yasaya sürmeyi amaçhyor. Ancak, en bu- yük sorunlar, otomobilin kendisinin ure- tilmesinden kaynaklanmıyor. Mazda, ilk hidrojenli otomobilini bu ay içinde Tokyo'daki Uluslararası Mo- tor Fuan'nda sergiliyor. Otomobilin mo- toru, Mazda'run spor arabalarda kullan- dığı 1308cc 13B. Firma, bu dönüştürul- muş motorun. bir depo yakıtla 200 km. yol alabildığinı belirtiyor. Ancak bu ya- kıtı depolamak hidrojenli otomobil ure- timinde karşılaşılan en buyuk guçlükler- den bin. Mazda, yakıt depolama teknolojisini henüz açıklamıyor, ancak deposunun, hidrojen gazını emebilen titanyum, vb. alaşımlardan oluştuğunu söylüyor. Bu alaşımlar ısıtıldığı zaman, hidrojen gazı serbest kalıyor. Bu yöntem, Mercedes'- inkine çok benziyor. önumüzdeki dört >ıl içinde, Mazda, geliştirme çalışmalannı dört noktada yo- ğunlaştırmayı planlıyor. Kontak, otomo- bilin yakıt verimini arttırma, daha hafîf bir yakıt deposu ve çarpışma güvenüği. Bu dört yıl sonunda, üretime başlanacak. Hidrojenli otomobil, tam bir yeşil ara- ba. Havaya karbon monoksit yaymıyor. Ancak çevre kirliliği açısından önemli bir handikapı da var; hidrojeni uretmek için dev miktarda elektrik tuketmek gereki- yor. Ayrıca benzin istasyonlannda hid- rojen gazı satılmasım sağlamak da ayrı bir sorun. Tam klavyeli dizüstü •• MVI» m «••• Tam klavyeli di- züstü IBM'in PS/2 model L40 SX di- zustu bilgisayarı, bir masaüstu bilgi- sayarda bulunan tüm tuşları kapsı- yor. 3 kg. ağırhğın- daki bilgisayarın RAM belleği 2 MB, hard diski 60 MB, disket sürücü- sü ise 1,4 MB ka- pasiteli. 25 cm'lik VGA ekranı olan L40 SX'in fiyatı 6000 dolar. Japonya'da 176 bin robot Robotların ilk kez icat edilip sanayi- de kuUanıldığı ABD, robot üretim ve kul- lanımı yarışında geride kaldı. ABD Ticaret Bakanhğı ve Amerikan Robot Sanayii Birliği verilerine göre, Ja- ponya'da sanayide kullanılan robotların sayısı 176 bine çıkarken, bu sayı ABD'- de 37 bınde kaldı. Bunun yani sıra, sınai üretimde işçi başına düşen robot sayısı bakımından da ABD, Japonya, tsveç, Almanya ve Italya'nın gerisinde yer alı- yor. Robot sanayiinde ABD'nin en önemli rakıpleri Japonya ve Almanya ro- bot kullanımını, ABD'dekinden çok da- ha hızla yaygınlaştırabiliyorlar. Resmi verilere göre, Amerikan robot sanayiinin ürünlerine talep 1985-1990 dö- neminde yuzde 33 artışla 388 milyon do- lardan 517.4 milyon dolara çıkmış bulu- nuyor. Robotlardan, smai üretimin yani sıra, artık, daha ziyade hastalara yardım ve bakım hizmeti, okyanusların tabanlan- mn araştırılması, zehirli atık ve artıkla- nn temizlenmesi ve bombaların zararsız hale getirilmesi islerinde kulanılmasmda yararlanıhnaya çahşıhyor. Dünyadaki robotlann yuzde 65'i Ja- ponya'da bulunurken, geri kalan yuzde 35'i ABD ve Ayrupa ulkeleri arasında he- men hemen eşit oranda paylaşılıyor. Yeşil plastik AT&T firması, müzik aletlerinin dış kaplamasmdan bilgisayar yongaları- nın paketlenmesıne kadar çok çeşitli alanlarda kullanılabilecek çevreye za- rar vermeyen bir plastik geliştirdi. Bell Laboratuvarları'nda geliştirilen "re- aktif polimer" sıradan plastik ile kim- yasal bağlar oluşturan kımyasal ek un- surların bir araya gelmesinden oluşu- yor. Bu madde, elektriği yalıttığı için duyarlı elektronik malzemelerin pa- ketlenmesinde kuUanım için ideal. Ay- rıca pas vapıcı gazlarla tepkimeye gi- rerek paslanmayı onlediğı için muzik gereçlerinın dış korunmasında kulla- nılabilecek. AT&T, yenılenebilir plastiğin, sıra- dan malzemenin üretilmesinden daha pahalıya mal olacağını, ancak plastik- ten daha ucuz olduğunu belirtiyor. Plastikte iletkenlıği ve paslanmayı ön- lemek için boya ya da kaplama gere- kiyor. Bu plastiğin ilk müşterisi, AT&T'nin kendı mikroelektronik bö- lumu olacak. Ayrıca Baxter Interna- tional firması, tıbbı malzemeleri pa- ketlemek için bu teknolojiden yarar- lanacak. Hitachi'den goruntulu telefon Hitachi'nin geliştirdiği video- telefon olan KV-100, ses ve renkli gö- rüntülu iletişimi sağlıyor. Ayrıca ge- recin ustündeki klavyeyle yazılan not- lar da karşı tarafa aktarılabiliyor. HV-100'ün 12 cm'lik yüksek çözüm- lemeli sıvı kristal ekranı net bir görün- tü veriyor. Hitachi, bu urününu yıl so- nuna doğru Japonya'da piyasaya çı- karacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle