Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 EKONOMİ 26 AĞUSTOS 1991 -
BORSA NOTLARI
Seçimedoğru hangisektörlercazip?
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Oeçim dolayısıyia piyasaya
Wçıkan paranın bir mıktarı
borsaya geliyor. Bir de oy p o
tansiyeli nedeniyle kamu kâ-
ğrtlannın desteklenmesı de
gündemde. Bu iki faktör bor-
sada yeni talep yaratıyor. Ye-
ni bir altcı kittesini getiriyor. Bu
yönüyie seçim, borsayı çok
yakından ilgilendiriyor ve nor-
mal dengesini bozuyor.
Bu dönemde hangi sektör-
lere yatırım yapmalı?
Hem seçim öncesi hem de
seçim sonrasım kapsayan dö-
nem içın yatınmlannfiyatıma-
kui, kâriı, iyi temettü dağrtacak
hisselerde yoğunlaşacağı an-
laşılıyor. Seçim sonrasında
etonomik istıkrar öntemlerinin
yürüriüğe gırecek olması, pi-
yasa koşullarına dayanıklı,
kendini ispatlamış seçkin kâ-
ğrtlar olarak tanımlanan "Mue
chlp" kâğıttarı ön plana çıkar-
tacağa benziyor.
Sektörfere bir göz atıldığın-
da ve seçim faktörü de dikka-
te alındığında cazip hisse se-
nedi gruplannı şöyle sırala-
mak mümkün:
Çimento: Borsa çımento
sektörünü bu yılın başında
keşfetti. Körfez savaşırtdan
sonra Irak ve Kuveyt'in imarı-
nın çimento ıhracatını artıraca-
ğı varsayımı çimento hissele-
rine talebı artırdı. Seçim yatı-
nmlarından dolayı iç pıyasada
satışlar daha da artıyor. Ya-
bancı sermayenın çimento şir-
ketlerini satın alması ve Tür-
kiye'de üreterek Otadoğu böl-
gesine ihracatı planlamaları
sektörün geleceğinin de iyı
olacağına ışaret.
Dayanıklı tüketlm: Çi-
mento ile birlikte borsanın en
kârlı sektörü. Ekonomik dur-
gunlukta bıle satıştar çok iyi
gitti. Kâriılığı ve temettü veri-
mi en yüksek sektör. Gerek
şirketlerin halka açıklık oran-
ları, gerekse büyüklükleri ıle
borsanın lokomotif sektörü ol-
ma özellikleri taşıyor.
Telekomünikasyon:
Hem seçim yatırımlan hem de
yurtdışı ihracat bağlantıların-
dan dolayı tam kapasiteyle ça-
lışıyor. Kârlılıklarını artırıyorlar
Rasyoları iyi.
Biracılık: Biracılığın kârlı
bir sektör olması Türkiye'ye
özgü bir şey. Bira tüketimi hız-
la artıyor, fabrikalar tam kapa-
siteyle çalışıyor. Topu topu 5
fabrika var. Temettü verimi iyı,
bunu sürdürecek özellıklere
de sahip. Turizm sektörünün
canlılığıyla bir ölçüde ılgili.
Kamu kağıtlan: Sayılan
1O'u bulan kamu kağıtlan bor-
sa tabana vuruncaya kadar en
fazla kaybettıren hisselerdi
Seçim startının verilmesiyle
birtikte canlanışa geçtiler. Ar-
dında kamunun desteği sezi-
liyor. Bu desteğin seçime ka-
dar sürmesı de beklenebilir.
İçlerinde Erdemir, Petklm,
Tüpras, Petrol Oflsl gibi ya-
bancılarla ortaklığı ve dış bor-
salarda ışlem görecek olması
bu hisseleri uzun vade için de
cazip kılıyor.
Bankacılık: 1991'de Kör-
fez krizinden ve ekonomik
durgunluktan kârlı çıktılar.
Ama mali endeksi ağırlıklı ola-
rak etkileyen üç bankanın ser-
maye artınmında "makbuz"
vermesi ve bu makbuzların
gecıkmeli olarak borsada iş-
lem görmesi sektöre ilgiyi
azalttı. özellikle yıl sonuna ve
temettüler'm açıklanmasına
yakın tarihlerde cazip olabilir.
Çünkü bugünkü fiyat düzeyie-
rı üzerinden temettü verimle-
ri yüksek çıkıyor.
Holdingler: Kâriarı bir ön-
ceki yıl sahibi oldukları şirket-
lerin dağıttığı temettülerden
oluşan holdinglerin 1992'de
muhtemel bir kâr azalmasın-
dan etkilenmeyecekleri bir
gerçek. O nedenle ekonomik
istikrar önlemlerinin holding
kârtarını azaltıct etkisi kısa va-
dede bulunmuyor. Holding
hisselerinin bu avantajına kar-
şılık fiyat/kazanç oranlannın
yüksek olduğu da dikkati çe-
kiyor.
Sektörlerin gelişımi ve bor-
sanın 1991 yılı içindekı trendi,
loplu yûkselış ve toplu düşüş
döneminin bittığinı gösteriyor.
Sermaye artınmlarının eski
önemini kaybettiğine ve te-
mettü veriminin ön plana çık-
maya başladığına tanık
oluyoruz.
Her hissenin bir fiyatı var.
Buradan hareketle borsada
kaç tane hisse varsa yatırım-
cıların da "yanlış fiyat
oluşumundan" veya "fiyatia-
n «tklleyecek yeni geliş-
melerden" dolayı o kadar
şansı bulunduğu soylenebılir.
Ama şunu da unutmadan:
"Aş tuz ile, tuz oran ile".
TlSK'e göre işçi, işverenin ödediğini devletleyarı yarıyapaylaşıyor
Devlet, îşçinîn ortağı olduTİSK'in araştırmasına göre, 1990 yılı saat başı
işgücümaliyetill bin82 TL, yasal kesintilerden
sonra elde kalan net gelir 5 bin 239 TL.
bildirdi. TtSK tarafından 1990
yılı çalışma istatistikleri ve işgu-
cu maliyeti üzerinde yapılan
araştırmaya göre ortalama brut
ANKARA (Cumhurivet Bu-
rosu) — Turkiye Işveren Sendi-
kalan Konfederasyonu (TISK),
çalışanlann, işverenin ödediğini
devletle yarı yarıya paylaştığını ücretten yapılan kesinti son 6
yılda yuzde 31'den yiızde 38.7'ye
ulaştı.
TİSK Araştırma Servisi, 1990
>ılı çalışma istatistikleri ve işgu-
cü maliyeti üzerinde bir incele-
me yaptı. 12 işkolunda faaliyet
gösteren 572 işyerindeki toplam
270 bin 880 çalışan üzerinde ya-
pılan araştırmada, işgucü mali-
yetindekı yapısal çarpıklığın sür-
duğü ve sanayide işçilik maliye-
tinin 1990 yıhnda enflasyonun
üzerinde artış gösterdiğı belirtil-
di. Işgücu maliyetinin 1980-1990
döneminde reel olarak yuzde 36
oranında arttığı belirtilen araş-
tırmada, ucret üzerinden devle-
te yapılan ödemelerin de gıderek
İşsiz kalma
korkusutZMİR (Cumburiyet Ege Bürosu) —
Sözleşmeler artık korkuya dönüştü işyer-
lerinde. Para alamama korkusu, işsiz kal-
ma korkusu...
Kamu işyerlerinde imzalanan toplu söz-
leşmelerden sonra sinirli bir bekleyiş var.
Cumhurbaşkanı Turgut özal ve Başbakan
Mesut Yılmaz'm sözleşme sonrası arka ar-
kaya yaptıklan açıklamalar işçileri daha da
tedirgin etti. Atılma furyasından paçayı
kurtarmak isteyenler para almadan çalış-
maya bile razı. Deri, tekstil, metal işkolla-
rında paralarını alamadan kapı önune ko-
nanlar başvuracaklan yer bulamıyorlar.
Çünkü çoğu sigortasız...
Sendikacüar, en önemli etkenin işsiz kal-
ma korkusu olduğunu belirtıp "Işsizler or-
dusu da bu korkuyu pekiştiriyor" diyorlar.
Paralannı alamadan çalışmak zorunda ka-
lan işçilerin yoğun olduğu işkollan, deri ve
tekstil.
Deri tş Sendikası tzmir Şubesi Başkanı
Burhan Filiz kendi işkolunda yaşananları
şöyle aktarıyor:
"Bizim işkolunda çalişanlann yuzde 80'i
sigortasızdır. İşverenler 6 ayda bir >aptığı
zamları artık yapmaz oldu. 'Işine gelirse'
diyor. Sigortasız ve sendikasız işçi, işveren
için çok kolav. tşçiyi çalıştınjorlar, para-
lannı vermivorlar. İşçi nereye gitsin? Yani
anlayacağııuz bedava insan emeği cenneti
ülkemiz."
Teksif Sendikası yetkililerı, tekstil işko-
lunda da yuzlerce, hatta bınlerce işçinin pa-
rasız ve aç karnına çalıştırüdığını ve insan-
lann sömurülüp sokağa aüldığmı söylerken
Turk-tş 3. Bölge Temsilci Yardımcısı Mus-
tafa Kundakçı, esas sorunun yasaklardan
kaynaklandığını vurgula>arak surdüruyor:
"Hak grevi >asak. Yani işveren bir işçi-
yi alıp istedigi gibi çalıştıracak, sonra pa-
rasuu vermeyecek. Bunun karşısında işçi
biçbir eylem yapamayacak •" Sözleşmeler işsiz kalma korkusunu da beraberinde getirdi.
arttığına işaret edildi. TlSK'in
araştırmasında ücret üzerinden
devlete yapılan ödemelere ra-
kamsal olarak şöyle açıklık ge-
tirildi:
"Ortalama brut ücretten dev-
lete yapılan kesintilerin oranı
1985 yılında yüzde 31 iken,
1988de yüzde 34.5 olmuş.
1989'da yıizde 36.4'e ve 1990da
da yüzde 37.4'e çıkmışbr. Kesinti
oranının 1991 yılında yüzde
38.7>e ulaşması beklenmekte-
dir. Söz konusu süreç nedeniy-
le işgucü maliyeti 1991 yılında,
1985 yüına gore reel olarak yüz-
de 126.3 oranında arttığı halde
ucret gelirinin aynı dönemde
gosterdigi reel arüş oranı yüzde
60.7 olmuştur."
Yapılan incelemede, 1990 yılı
itibarıyla işverenin işçi çalıştır-
mak için ödediği her 100 liradan
devletin ve çalışanın 47'şer lira
aldıklan, 6 liranın da kıdem taz-
minatı ve benzeri ödemelere sar-
fedildiği belirtildi. 1990 yılında
çalışılan saat başına ortalama iş-
gücü maliyetinin 11 bin 82 li-
ra/saate \ardığı kaydedilen
TİSK araştırmasında bu konu-
da şöyle denildi:
"Bu maliyetrakamındanSSK
primi işveren pmy ı, Zorunlu Ta-
samıf Fonu işveren payı, Konut
Fonu ödemesi ve diğer fon ke-
sintileri ile diğer odemeler dü-
şuldükten sonra yuzde 75.6 ora-
nında kalan 8 bin 374 lira/saat
işçiye briıt gelir toplamı olarak
intikal etmiştir. Bu rakam işçi-
den yapılan kanuni kesintilerden
sonra net 5 bin 239 lira/saate in-
miştir. tşçiye ödenen briıt ücret
arttıkça kesinti miktarian ve do-
layısıyla devlete aktanlan mik-
tar da arttığı için bu çarpıklık
her geçen gün daha da büyü-
mektedir. Toplu iş sözleşmele-
riyle saptanan ucret artışlannın
çalışanlara tam olarak yansıma-
sını önleyen bu sistem, işçi sen-
dikalannın ucret zammı talep-
lerinin işletmeler açısından aşı-
rı seviyelere yükselmesinin bir
nedeni olmakta ve hem çalışma
barışını hem de ekonomiyi
olumsuz yönde etkilemektedir."
Egede özel elektrik heyecanı
Elektrik Mühendisleri Odası, TEK'in özelleştirilmesi koşullarının açıklanmasını istiyor
TÜREY KÖSE
IZMtR — Elektrik dağıtım
hizmetlerinin özelleştirümesi ça-
hşmalarının "gizli kapaklı, ka-
palı kapüar ardında" yurütul-
duğu vurgulanarak ihale koşul-
larının açıklanması istendi.
TMMOB Elektrik Mühendisle-
ri Odası Izmir Şubesi Sekreteri
Macit Mutaf, "Mucize olacak-
mış gibi devredildiği andan iti-
baren tüm sorunlann ortadan
kalkacağı imajı yaratılarak be-
nimsetilmeye çaba gosterilen
özelleştirme koşullan açıklan-
malı. Aksi halde özelleştirme
adı altında birtakım kişi ve ku-
nıluşlara haksız kazanç sağlan-
dığı iddialan doğrulanmış olur"
dedi.
Enerji ve Tabii Ka>Tiaklar
Bakanı Muzaffer Arıcı, tüm
elektrik dağıtım hizmetlerinin
en kısa surede özel şirketlere
devredileceğini açıklarken Ege
bölgesinde Izmir, Manisa, De-
nizli ve Muğla'da özeUeş.tirme
çahşmalannın son aşamaya gel-
diği haberleri de yaygınlaştı.
TMMOB Elektrik Mühendisle-
ri Odası Izmir Şubesi Sekreteri
Macit Mutaf, "buralara hangi
finnalann talip olduğunun ve
ihale koşullannın" açıklanma-
sını istedi. Mutaf, ozelleştirme-
de ilk örneklerden olan Istanbul
Anadolu yakası elektrik dağıtım
ışini üstlenen Aktaş Elektrik
A.Ş.'nin dağıtımı üstlendiğin-
den bu yana yaptığı hizmetler-
de başanh olamadığını %oırgula-
dı. Oda bulteninde de konu şoy-
le değerlendirildı:
"lstanbul halkı Aktaş'm hiz-
metlerinden memnun mu? Ak-
taş Elektrik A.Ş.'nin ilk uygu-
laması elektrik tarifeleri Yonet-
meliği'ni istedigi gibi yorumla-
yarak depozito fark taksitleri is-
temesi oldu. Yıllar onceki de-
gerler üzerinden yapdan hesap-
lamalaria vatandaşlardan alınan
güvence bedellerinin gunün
şartlanna uy durulması gibi çok
yanlış bir uygulamaya geçilme-
si şirket adına olumsuz bir baş-
langıç oldu. Gerekli yatırımlan
yapmadığı için enerji tüketim
faturalarım bir turlü ay lık peri-
yotlara uıdirememiş, alü aya va-
ran gecikmelerde son elektrik
tarifesi üzerinden hesaplama ya-
TEK, ALACAĞINI TOPLAYAMJYOR
Belediyeler 605 milyar borçlu
ANKARA (AA) — Türkiye Elektrik
Kurumu'nun (TEK) belediyelerden yaklaşık
605 milyar lira alacağı bulunuyor. TEK'e
borcu olan belediyeler arasında lstanbul
Belediyesi 102 milyar lira ile birinci sırada
yer alırken, bunu 82 milyar lira ile lzmir
Belediyesi izliyor. TEK'in Ankara
Belediyesi'nden alacağı ise 2.5 milyar lira
dolayında bulunuyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Muzaffer
Arıcı, TEK'in en fazla belediyelerden
alacağı olduğunu belirtirken, "Özel
sektörden pek fazla alacağımız yok. Çünkü
özel sektore karşı kılıcımız keskin. Borcunu
ödemeyen olursa elektrigini kesiyoruz" dedi.
TEK'e en az borcu olan belediye, Tunceli
Belediyesi. Tunceli Belediyesi'nin 30 haziran
tarihi itibarıyla TEK'e 38 milyon lira borcu
bulunuyor. Şanlıurfa da, 84 milyon lira ile
TEK'e en az borcu olan belediyeler arasında
yer alıyor.
parak abonelerden usulsuz pa-
ra toplanmışür."
Macit Mutaf, özelleştirilmesi
düşunülen birimlerde huzursuz-
luk yaratıldığını vurgulayarak
sozlerini şöyle sürdurdu:
''Özelleştirilmesi duşünülen
birimlerde çalışan personelin
dunımunun ne olacağı, dağıtım
hatlannın kimin tarafından ya-
pılacağı, şirket tarifelerinin be-
lirlenmesinde kriterlerin ne ola-
cagı, diğer kamu birimlerinin
elektrik borçlarırun nasıl tahsil
edileceğinin, elektrik enerjisi
Fonu Yönetmeliği'nin hangi
şartlarda uygulanacağının açık-
lanması gerekivor. Belediyeler,
okullar, kamu kuruluşlan borç-
lannı ödemiyor. Bunların elek-
trikleri kesilecek mi? Devlet bu
konuda bir güvence veriy or mu?
Hangi firmalar bu işe taliptir?
Bunlar açıklanmalı. Aksi halde
ozelleştinne adı altında birtakım
kişi ve kuruluşlara haksız ka-
zanç sağlandığı iddialan doğru-
lanmış olur."
R E K L A M D U N Y A S I
Orak-çekiçle reklam
Sovyetler Birligi'nde esen glasnost rüz-
gârlan her şeye rağmen devam ediyor. Ba-
şansız olan bir darbe ve ardından Gorba-
çov'un tekrar yönetimi ele geçirmesi, yülar-
dır kapah kapılar ardında kalan Sovyet
Rusya'mnönemli bir demokratikleşmesü-
recine girdiğinin kanıtlan.
Sovyetler Birligi'nde zaten bir süredir
kurumlann yenilenmesine çalışıyor ve bu
konuda Batıh reklamcüarla anlaşmaya va-
rümaya çahşılıyordu. Hatta KGB bile
Pepsi-Cola'nın reklamlanm yapan BBDO
üe anlaşmayavannak üzereydL BBDO yet-
kilileri, bir süre önce KGB yetkililerine bir-
takım önerüerde bulunmuşlar ve "Size na-
sıl yardımcı olabiliriz?" başbklı bir broşür
sunmuşlardı. KGB yetkilileri için hazırla-
nan broşürdeajansın hizmetleriveimaj ka-
mpanyasındaki becerileri anlatıyordu.
KGB önerilereolumluyaklaşmış, hattailk
aşamada 56bindolarhk biranlaşmaya va-
rddığı söylentileri bile yayılmıştı.
Şimdi Sovyetler Birliğiyeni bir döneme
girdi. KGB içinde faaliyet gösteren tüm
partiler kapaüldı. Bu BBDO'nun reklam
Welcom
alırken biraz zorlanacağının bir gösterge-
si olabilir, fakat Sovyetler Birliği'nin gele-
cektereklam yapmaktan vazgeçeceği anla-
mınada gelmez. Nitekim yıllardan beri 'de-
mir perde" görüntusü ardında yatan Sov-
yetler Birliği artık bu göruntüden kurtul-
mak istiyor.
1917 yılhndan beri Kremlin Şarayı'nın
üzerinde dalgalanan orak-çekiçü kızılbay-
rağın yerine Rusya bayrağı çekildi önceki
gün. Yillarm orak-çekicı artık yeni imajla
değişiyor.
Türkiye'de ilk Rusça poster Reklam sektörümüzde ilk
Rusça poster hazırlandı. Pars/McCann-Erickson tarafından
Perfetti için hazırlanan Rusça poster, ülkemizi ziyaret eden ve
özellikle Karadeniz Bölgemize gelen Sovyet turistleri hedef
alıyor. Poster, reklam sektörümüze yeni bir hedef kitleyi
tanıtmayı amaçlıyor.
T E K N O L O J I V I T R I N I
Hidrojenle çalışan otomobil
Japon Mazda firması, kirletici unsur
yayılımı sıfır olan bir otomobil geliştir-
meyi amaçlıyor. Bunun için Mercedes
Benz ve BMW gibi hidrojenle çalışan bir
araba geüştirmek istiyor. Mazda, kısa bir
süre önce bir hidrojenli araba üstünde de-
neyler yaptığını açıklamıştı. Firma, önu-
müzdeki on yıl içinde bu tur arabalan pi-
yasaya sürmeyi amaçhyor. Ancak, en bu-
yük sorunlar, otomobilin kendisinin ure-
tilmesinden kaynaklanmıyor.
Mazda, ilk hidrojenli otomobilini bu
ay içinde Tokyo'daki Uluslararası Mo-
tor Fuan'nda sergiliyor. Otomobilin mo-
toru, Mazda'run spor arabalarda kullan-
dığı 1308cc 13B. Firma, bu dönüştürul-
muş motorun. bir depo yakıtla 200 km.
yol alabildığinı belirtiyor. Ancak bu ya-
kıtı depolamak hidrojenli otomobil ure-
timinde karşılaşılan en buyuk guçlükler-
den bin.
Mazda, yakıt depolama teknolojisini
henüz açıklamıyor, ancak deposunun,
hidrojen gazını emebilen titanyum, vb.
alaşımlardan oluştuğunu söylüyor. Bu
alaşımlar ısıtıldığı zaman, hidrojen gazı
serbest kalıyor. Bu yöntem, Mercedes'-
inkine çok benziyor.
önumüzdeki dört >ıl içinde, Mazda,
geliştirme çalışmalannı dört noktada yo-
ğunlaştırmayı planlıyor. Kontak, otomo-
bilin yakıt verimini arttırma, daha hafîf
bir yakıt deposu ve çarpışma güvenüği.
Bu dört yıl sonunda, üretime başlanacak.
Hidrojenli otomobil, tam bir yeşil ara-
ba. Havaya karbon monoksit yaymıyor.
Ancak çevre kirliliği açısından önemli bir
handikapı da var; hidrojeni uretmek için
dev miktarda elektrik tuketmek gereki-
yor. Ayrıca benzin istasyonlannda hid-
rojen gazı satılmasım sağlamak da ayrı
bir sorun.
Tam klavyeli dizüstü
•• MVI» m «•••
Tam klavyeli di-
züstü IBM'in PS/2
model L40 SX di-
zustu bilgisayarı,
bir masaüstu bilgi-
sayarda bulunan
tüm tuşları kapsı-
yor. 3 kg. ağırhğın-
daki bilgisayarın
RAM belleği 2
MB, hard diski 60
MB, disket sürücü-
sü ise 1,4 MB ka-
pasiteli. 25 cm'lik
VGA ekranı olan
L40 SX'in fiyatı
6000 dolar.
Japonya'da 176 bin robot
Robotların ilk kez icat edilip sanayi-
de kuUanıldığı ABD, robot üretim ve kul-
lanımı yarışında geride kaldı.
ABD Ticaret Bakanhğı ve Amerikan
Robot Sanayii Birliği verilerine göre, Ja-
ponya'da sanayide kullanılan robotların
sayısı 176 bine çıkarken, bu sayı ABD'-
de 37 bınde kaldı. Bunun yani sıra, sınai
üretimde işçi başına düşen robot sayısı
bakımından da ABD, Japonya, tsveç,
Almanya ve Italya'nın gerisinde yer alı-
yor. Robot sanayiinde ABD'nin en
önemli rakıpleri Japonya ve Almanya ro-
bot kullanımını, ABD'dekinden çok da-
ha hızla yaygınlaştırabiliyorlar.
Resmi verilere göre, Amerikan robot
sanayiinin ürünlerine talep 1985-1990 dö-
neminde yuzde 33 artışla 388 milyon do-
lardan 517.4 milyon dolara çıkmış bulu-
nuyor.
Robotlardan, smai üretimin yani sıra,
artık, daha ziyade hastalara yardım ve
bakım hizmeti, okyanusların tabanlan-
mn araştırılması, zehirli atık ve artıkla-
nn temizlenmesi ve bombaların zararsız
hale getirilmesi islerinde kulanılmasmda
yararlanıhnaya çahşıhyor.
Dünyadaki robotlann yuzde 65'i Ja-
ponya'da bulunurken, geri kalan yuzde
35'i ABD ve Ayrupa ulkeleri arasında he-
men hemen eşit oranda paylaşılıyor.
Yeşil plastik
AT&T firması, müzik aletlerinin dış
kaplamasmdan bilgisayar yongaları-
nın paketlenmesıne kadar çok çeşitli
alanlarda kullanılabilecek çevreye za-
rar vermeyen bir plastik geliştirdi. Bell
Laboratuvarları'nda geliştirilen "re-
aktif polimer" sıradan plastik ile kim-
yasal bağlar oluşturan kımyasal ek un-
surların bir araya gelmesinden oluşu-
yor. Bu madde, elektriği yalıttığı için
duyarlı elektronik malzemelerin pa-
ketlenmesinde kuUanım için ideal. Ay-
rıca pas vapıcı gazlarla tepkimeye gi-
rerek paslanmayı onlediğı için muzik
gereçlerinın dış korunmasında kulla-
nılabilecek.
AT&T, yenılenebilir plastiğin, sıra-
dan malzemenin üretilmesinden daha
pahalıya mal olacağını, ancak plastik-
ten daha ucuz olduğunu belirtiyor.
Plastikte iletkenlıği ve paslanmayı ön-
lemek için boya ya da kaplama gere-
kiyor. Bu plastiğin ilk müşterisi,
AT&T'nin kendı mikroelektronik bö-
lumu olacak. Ayrıca Baxter Interna-
tional firması, tıbbı malzemeleri pa-
ketlemek için bu teknolojiden yarar-
lanacak.
Hitachi'den
goruntulu
telefon
Hitachi'nin geliştirdiği video-
telefon olan KV-100, ses ve renkli gö-
rüntülu iletişimi sağlıyor. Ayrıca ge-
recin ustündeki klavyeyle yazılan not-
lar da karşı tarafa aktarılabiliyor.
HV-100'ün 12 cm'lik yüksek çözüm-
lemeli sıvı kristal ekranı net bir görün-
tü veriyor. Hitachi, bu urününu yıl so-
nuna doğru Japonya'da piyasaya çı-
karacak.