Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 HAZİRAN 1991
MÜZİK
KÜLTÜR-SANAT CUMHURtYET/7
Gençlik festivali
I Kiiltür Servisi — Gençlik Festivali'nde dün gece
Kflltür Bakanhğı E>evlet Korosu Aya Irini'de bir konser
verdi. Koro şefliğini Walter Strauss'un yaptığı konserde,
Hans Leo Hassler'in "Kızım Günden Güne
Uzaklaşırken", Thomas Morlcy'in "Yangın", Hugo
Distler'in "Müzik Kimlerin Kalbindeyse, Ninni,
Baharda", isimli parçalan, Halk Şarkılan Bölümü'nde;
Ukrayna'dan "Sus, Sus, Sakin Konuşma", Yugoslavya'dan
"Gözlerimde Yaşlar", Aşık Veysel'den "Yol",
Finlandiya'dan "Bak, Işte Yaptım Bir Kavalcık" eserlcrini
scslendirdi. Konserin ikinci bölümünde ise; 1964 yılında
Yapı Kredi Bankası'nın 20. kunıluş yıh nedeniyle banka
tarafından Çağdaş Türk Müziği Bestecilerine yaptınlan
halk türkülerimiz seslendirildi. Nüvid Kodallı'mn
"Zekiyem, Lofçalı", Bülent Tarcan'nın "Bastım Iğdenin
Dalına", Ferit Tüzün'ün "Ha Bu Diyar, Su Gelir, Ben
Giderim Batum'a", Necil Kâzım Akses'in "Kolbaşı", Ulvi
Cemal Erkin'in "Dondurmacı, Evlerinin önü Mersin,
Sen Kimin Canısm" ve Muammer Sun'un "Bir Dalda Iki
Elma" isimli eserleri çok sesli koro tarafından
seslendirildi.
BALE
160 baleriııden dans
• Kültür Servisi — Dilek Bale Kursu öğrencileri ders
yılı içindeki çalışmalannı sergilemek üzere 8 haziran
cumartesi saat 20.30*da; 9 haziran pazar saat 15.3O*da
AKM Büyük Salon'da gösteri yapacaklar. Her yıl yaptığı
resitalleri bir kuruluş yaranna düzenleyen Dilek Bale
Kursu bu yılki temsillerini Gazeteciler Cemiyeti / Basın
Müzesi için gerçekleştirecek. Programda "Kuğu Gölü",
"Pas de Quatre", "Le Corsair" gibi dünya klasiklerinden
Peter Gabriel, Karl Orff ve Vaya Con Dios gibi modera
bestecilerin eserlerine yapılmış özgün koregrafiler, Macar
danslarıyla hazırlanmış tabloların yanı sıra miniklerin
canlandırdığı "Dünya Çocuklan" ve "Sirk" adlı eserler
bulunuyor. Bu program, 100 küçük 60 büyük öğrenci
tarafından gerçekleştiriliyor.
SERGİ
Resimde Polonezköyü
• Kiiltür Servisi — Polonyah ressam Maria Dziopak'ın
"Resimde Polonezköyü" başhklı sergisi 7 haziranda
tstanbul Sanatlan Çarşısı'nda (Kabasakal Cad. No. 5
Sultanahmet) açılacak. 1954 yıhnda Polonya'nın
Katovvice kentinde doğan ressam, 1977 yıhnda Silesian
Üniversitesi'nden mezun oldu. Avrupa ve Amerika'nın
birçok kentinde sergiler açan sanatçının tablolan çeşitli
ödüller de kazanmış.
ETKİNLIK
Musevi besteciler
• Kültür Servisi — 500. Yıl Vakfrnın etkinlikleri
kapsamında dün akşam Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda Musevi bestecilerin yapıtlarından oluşan bir
Klasik Türk Müziği Konseri gerçekleştirüdi. 1492 yıhnda
lspanya'dan kaçarak Osmanlı lmparatorluğu'na sığınan
Ispanyol Musevilerinin göç etmelerinin 500. yılı nedeniyle
düzenlenen konseri kalabalık bir davetli topluluğu
dinledi. Şef Rıza Rit yönetünindeki İstanbul Üniversitesi
Devlet Konservatuvan Türk Musikisi lcra Heyeti 2 saat
süren konserde Tanburi Isak, Izak Varon, Udi Ibrahim
(Avram) adlı Musevi bestekârlannın GüUzar, Şed
Araban, Maye, Acem Aşiran, Ferahfeza, Evç, Hicaz,
Kürdili, Uşşak, Rast ve Nihavend tnakamlanndaki çeşitli
eserlerini seslendirdi. 3 bölümden oluşan konsere solist
olarak katılan Türk sanat müziği sanatçısı Recep Birgit
ise Musevi bestekârların baa eserlerini yorumladı.
AŞIKNESİMİ
VE
CIRASIYLA
50YIL
Nilgün AKKUŞ
İzzet ALTINMEŞE
Ali Ekber ÇİÇEK
Güler DUMAN
Ahmet GÜNDAY
Arif SAĞ
Karaca Ahmet Semah Ekibi
ve
AŞIK NESİMİ ÇİMEN
Konuşmacılar: Zülfü LİVANELİ - Onat KUTLAR
Yöneten: Abdullah Nevzat ÖZTÜRK
Sunan: Giilsüm ÇINAR
Yfer. AÇIK HAVA TİYATROSU
Tarih: 7 Haziran Cuma
Saat: 19.30
• (26 Mayıs Pazar tarihindeki
konser hava muhalefeti
nedeniyle ertetenmiştir)
VEEAT
ÇOK ACI BİR KAYIP
Ziraat Yüksek Mühendisi, Sevgili dayımız, biriciğimiz,
' mükemmel insan
SAİT GÜNGÖR ÜN'ü
Kaybetmenin acısı içindeyiz. Anısı daima bizlerle olacak.
YEĞENLERİ: ÜMİT, HASAN, NEŞE,
FAİK. GAYE, SELİM, GÜVEN, DİLEK,
GÖKHAN, GAMZE, NESLİHAN,
MEHMET, HAKAN
Piyanist Idü Biret, hocası ünlü müzisyen Wühelm Kempffi anlattı
Beethoven'ın torunu olurGeçenlerde 96 yaşında
ölen Alman piyanist
ve şef Wilhelm
Kempff, Biret'in hem
hocası hem de çok
yakınıydı. Biret
anlatıyor: "Ben
Beethoven'ın
torunuyum, derdi.
Nasıl torunu oluyor?
Beethoven'ın öğrencisi
Czerny. Czerny'nin
öğrencisi Liszt.
Liszt'in talebesi Barth.
Barth'm öğrencisi de
Kempff..."
SABETAY VAROL ~
BRÜKSEL — Ünlü piyanist
tdfl Biret ve eşi ŞefiU Büyükyük-
sel'le Brüksel'deki evlerinin sa-
lonunda geçen günlerde 96 ya-
şında ölen Alman müzisyen
Wilbelra Kempff üzerine söyle-
şiyoruz. Çiftin KempfPle ilgili
amlan bitecek gibi değil. Söze
Büyukyüksel giriyor ve 1982 yı-
lına ait bir anı anlatıyor:
"ttatya'da Pozjtantfdaki evin-
deyiz. Yemek sırasında birkaç
kere Türkiye'den bahis açıldı.
'Kemal Paşa çok buyük adarndı'
diyordu. O zaman ben de sor-
dum, 'Türkiye'ye siz çok eskiden
beri geliyorsunuz. Benim bildi-
ğim kırklı yıllarda gelip halke-
vinde çaldınız! Ondan evvel de
Ankara'ya otuzlu yıllarda geidi-
gjni söyledim. 'Hayır' dedL 'Be-
nim ilk gelişim 1927 senesidir.
Ankara'da halkevinde bir kon-
ser oldu. Kemal Paşa beni ak-
şam Çankaya'ya çağırdı. Orada
yemek verildi. Yemekten sonra
herkes aynldı. Benim orada kal-
mamı istedi. Sabahın dördüne
kadar uzun uzun konuştuk. O
konuşma sırasında devamh ola-
rak söylediği Türkiye'ye klasik
Batı müziğini getirmek, mektep-
ler açmak, halka bunu sevdir-
mek. Kemal Paşa bu iş için kim-
leri getirmesi gerektiğini bana
İDtL BtRET £N ÇOK KEMPFF'TEN ETKtLENDİ— tdil Biret, VVİlhelm Kempff (solda) üe 7
yaşında Paris'te tanıştı. Daha sonra Kempff'ten dersler de alan Biret, ünlü müzisyenle biriikte
iki konser verdi. Kempff ile Biret'in dostluklan faep surdn.
sordu. Nasıl bir düzen kurulur,
konservatuvarlar açmak için ne
yapmak lazım. Bana isim ver-
memi ve ayrıca da görüşlerimi
istedi. Sabaha kadar bunlan
konuştuk' dedi. 1927 senesinde
ileriye doniık olarak Atatürk'le
bunlan konuşması bence olay-
lann bilinmeyen bir tarafını or-
taya koyuyor. Anlattıklan bu
kadardı..."
Konuşmanın burasında tdil
Biret müdahale ederek KempfF-
in tavsiye ettiği kişilerin Türki-
ye'ye gelerek konservatuvarın
kuruluşunu sağladıklannı hatır-
latıyor. KempfFin Türkiye'ye
son gelişinin 1965 olduğu konu-
şuluyor. Büyukyüksel, John
Kennedy'nin 1%3'te öldürüldü-
ğü günün ertesi gunü VVilhelm
KempfPin, tstanbul'daki konse-
rini iptal ettirmesinin düşünül-
düğünü, sonra bunun anma
konserine çevrildiğini, kendisi-
nin bu konserde bulunduğunu
anımsatıyor...
Piyanist Idil Biret'e, "Biraı
önce Kempfrin ölümünun biı-
tün dünya basınında geniş şekil-
de yer aldığım konuşuyorduk.
Sizce Kempffin müzik dünya-
sındaki gerçek yeri, hoca olarak
mı piyanist olarak mı ön
plandadır" sorusunu soruyoruz.
BtRET — En doğrusu müzis-
yen olarak demek lazım. Bir de
şunu unutmamak lazım. Doğu-
mu 1895. Bu demektir ki Wal-
ter Gieseking ve Kempff aynı za-
manın insanlan. On yıl kadar
fark olsa da Backhaus... Bunlar
çok büyük bir kuşağın piyanist-
leridir. Bunlann doğrudan doğ-
ruya çok büyük kompozitörlerle
kontağı olmuştur. Düşününüz
ki Backhaus 1884 doğumlu
Brahms'ı konserde dinliyor.
Bunlar çok önemli şeyler.
Kempff, "Ben Beethoven'ın
torunuyum" derdi. Nasıl torunu
oluyor? Beethoven'ın talebesi
Czerny, Czerny'nin talebesi
Liszt, Liszt'in talebesi Barth.
Barth'ın talebesi Kempff...
— Siz de ondan levanis edi-
yorsunnz?
BtRET — Tabii, ben de onun
talebesiyim. Hakikaten uzerim-
de en büyük etkiyi yapan odur.
Yedi yaşımda iken Paris'te tanış-
tırdılar. Ondan sonra her gelişin-
de dinledi. Ders verdi. Ondan
sonra kendisi çok istedi ve bir-
iikte iki konser verdik. Sonra
Italya'daki evine her zaman git-
tim.
— Sizin sanat planında üze-
rinizdeki etkisini nasıl özetleye-
bilirsiniz?
BtRET — Tâsviri çok güç bir
şey. Ama şöyle bir şey var; ben
bu adamı hemen hemen her gün
bir kere duşunurüm, her zaman
akhmdan geçer. Bir eser karşı-
sında çahşırken, bu sorunu bu
adam nasıl çözebilirdi, kolunu
burada nasıl kullamrdı, yahut
da hangi şekilde bir tınlama ala-
caktı...
— Tek diyebilir misiniz, yok-
sa sizi bu ölçude etkileyen baş-
ka hocalannız da var mı?
BtRET — En yakından tanı-
dığım Kempff. Tabii Cortot da
var. tki üç yıl çalıştım ama onu
daha geç tanıdım. KempfPle
olan ilişkim 7 yaşımdan beri de
tanıdığım için manevi bir baba
gibi bir ilişki.
— Neden Italya'ya yerleşti?
BtRET — Ozellikle Almanla-
rın çoğu kez bir ttalyan hayran-
hğı vardır. GoetheMen de biliyo-
ruz. Hepsinin içınde sanıyonım
bir ltalya ideali vardır. Kempff,
Pozitano'yu çok severdi ve ora-
da "Casa Orfeo" diye bir evi
vardı. Orada her yıl ileri derece-
de dersler verirdi.
Sabahları genellikle kurs
olurdu. öğleden sonraiarı bazen
kurs olur, bazen gezintiler yapı-
hrdı. Yakında nefis harabeler
vardı ve oraya gidilirdi. Çok kul-
türlü bir adarndı. Grekçe, Latin-
ce bilirdi. Çok geniş bir klasik
kültür almış.bir adımdı. Oturur
birdenbire eski Grek mitoslann-
dan bahseder. Yok VirgiPden
Latince bir şey okur. Aynca ba-
bacan, neşeli bir adamdı. 8 ço-
cuğu vardı. Her şey büyük bir
aile atmosferi içinde olurdu.
Müzik yazartmız FÎLİZ ALÎ,
kullandığından yazılarına bir
yıllık izninin bir bölümünü
sûre ara vermiştir.
3. ULUSLARARASIİSTANBUL TtYATROFESTtVALl
Nikolay Gogol'ün 'Müfettiş'M Işık Kasapoğlu sahneye koydu
GogoPün tipleri
sahnede şeffaf
Işıl Kasapoğlu'nun
"Müfettiş"
yorumlamasında,
oyunculann "tçlerinin
paramparça olduğu"
görünüyor. Saydam
giysilerle oynayan
oyunculann içinden
lambalar yamp sönüyor.
LAXE FİLOĞLU ~
"Sinin, sinin! tkiniz de sinin...
Av-ağa kalk! Otur! Konuşmaya
çalış. yeni bir şeyler deneyelim."
Siyah papuçlarına taktığı tu-
runcu fosforlu bağcıklan ta
uzaktan göze çarpıyor. Saçını
bıyığını iyice uzatmış, belki bi-
raz da kilo almış. Işıl Kasapog-
lu provalarda kendini iyice kap-
tınyor. Zaman zaman oyuncu-
nun yerine geçip kendisini yöne-
tiyor.
İstanbul Şehir Tiyatroları,
Uluslararası Tiyatro Festivali'ne
bu yıl Nikolay Gogol'ün
"Müfettiş" adh oyunuyla katı-
lıyor. Suna Pekuysal, Savaş Diı.-
çel, Toron Karacaoglu, Hikmet
Körmiıkçü, Kahraman Arehan-
m rol aldıkları oyunun yönetme-
ni Işıl Kasapoğlu. Müziklerini
Esin Engin'in, dekorunu Atıl
Yalkut'un hazırladığı oyunun
kostümleri Canan Göknil'e ait.
Topluluğu "Theatre a Venir"
ile çalışmalannı Fransa'da sür-
düren Kasapoğlu, 15 yıldır yurt-
dışında olmasına rağmen Tür-
kiye"de de oyunlar sahneliyor,
ödüllere değer gorilluyor. Sanat-
çının kafasmda bin bir tane pro-
je dolaşıyor. Bunlardan biri de
henüz uzak bir tasarı olan "Hır-
çın Kız"da Ferhan Şensoy'u ka-
dın rolünde oynatmak.
FESTtVALDE
BUGÜN
Übü/NADA Tiyatrosu
(Taksim Sahnesi, 20.30)
Müfettiş/Şehir Tiyatroları
(Harbiye Muhsin Ertuğrul,
15.30, 20.30)
— Gerek Goldoni'nin 'tki
Efendinin lişağı', gerek Shake-
speare'in 'Kral Lear'ını izleyen-
ler kimi surprizlerinizle karşılas-
tı. Klasik oyunlara güncel un-
surlar kattınız, seyirciyi
'punkvari' bir kralla karşılaştır-
dınız. Yine bir klasik olan 'Mıi-
fettiş'te seyirciyi ne tür sürpriz-
ler bekliyor?
— Bir tekst sahneye konula-
cağı zaman bir savaş da başla-
mış oluyor. Benim anladiğım
nedir? Oyuncuyla paylaştığım
nedir? Mutlaka bunu anlatma-
ya ihtiyacımız var mı? Ben, is-
tek üzerine oyun yapmayı bece-
rebüeceğimi sanmıyorum. Şunu
anlamıyorum: "Hadi sen ora-
dan gir, ben buradan çıkayım,
şu teksti okuyalım..." Bu şekil-
de tiyatro yapüabileceğine inan-
mıyorum. 1yi ya da kötü oyun-
lar çıkabilir, ama en başta tiyat-
ro olmalı.
Sorunuza gelince; 'ben illaki
sürpriz yaratmak için yola çık-
mıyonım Bazı unsurlar var,
ama sürpriz dememek gerek. Bu
oyunda kişiler, istedikleri kadar
güzel giyinsinler içlerinin
paramparça olduğu görünecek.
Gogol, karakter değil, tipleme
yaratıyor. Kostümlerin şeffaf ol-
masını istedik. Herkesin içi gö-
rünecek. lnsanlann içinden lam-
balar yanıp sönecek.
FESTtVAL BUGÜN SONA ERIYOR— Bugün sona erecek İstanbul Tiyatro Festivali'nde Go-
gol'ün "Müfettiş'i Harbiye Muhsin Ertuğrul'da izlenebUecek. Müfettiş Hllestekov'u Savaş Din-
cel, Kaymakamın karısı Anna Andreyevma'yı Suna Pekuysal oynuyor.
— Sahnelediğiniz oyunlara
bakılırsa henuz 20. yuzyıla sıra
gelmediği gorulüyor. Klasikler-
de ısrarlısınız. Neden?
— Çünkü 20. yüzyıldan kor-
kuyorum. Yönetmen kendisinin
nerede olduğunu bilmeli. Şimdi-
lik gerçekten klasiklerle uğraşı-
yorum. İki nedeni var: Öncelikle
klasiklerin sahnelenmesi gerek-
tiğine inanıyorum. Yeni yetişen
genç kuşağın Shakespeare, Mo-
liere, Gogol'ü öğrenmeleri ve
bunlann temel taşlar oldukları-
nı görmeleri gerekiyor. Klasik-
ler mutlaka yapılmah.
Bir yönetmen için dünyanın
en büyuk mutluluğu önce ken-
di kendisiyle, sonra buyük tekst-
lerle uğraşmasıdır. Henuz yeni,
modern oyunlar yapacak kadar
kuvvetli hissetmiyorum kendi-
mi. Belki de böyle bir oyunla
karşılaşmadım. Bir Türk yaza-
nn tekstini sahnelemeyi çok is-
tiyorum. Bir gün bir tekstle kar-
şılaşırsam çok modern bir oyun
sahneleyebilirim.
— Türkiye'nin ismi, Kürt sı-
ğınmacılann Türkiye'ye kacışlan
sonrasındakj uygulamalar nede-
niyle Batı'da oldukça olumsuz
duyuruldn. Türkiye'nin demok-
rasi ve insan hakları sorunlan
yurtdışında yaşayan Türk sanat-
çılan ne şekilde etkiliyor ve et-
kileyecek?
— Tttrkiye'de insanlann fark-
etmediği bir olay var. En iyi ta-
nıtım kültürle olabılir. İznik çi-
nilerinin satılmasını bir kenara
bırakıp Türkiye'den dışarıya
Türk tiyatrosunu, resmini götür-
mek gerek. tnanın Türkiye'nin
adını bugün dunyada Mehmet
Ulusoy, Komet, Yaşar Kemal
duyurmaktadır. Şu sıralar ima-
jımız dışarıda çok kotü. Nere-
deyse şoven olmaktan korkaca-
ğım. Çok önemli sorunlar var ve
Türkiye yetersiz kalıyor. İmaj
kötüleştikçe bir Türk sanatçımn
sergi açması, kitabımn basılması
zoriaşacak. Yine de sanatçı, sa-
natını ne kadar iyi icra ederse bu
imajı delmesini de o oranda bi-
lecektir. Yine iş sanatçılara dü-
şüyor.
AlfredJarry'nin 'Kral Übü'süFransıziarın ilginç yorumuylasahnede
Acmıasız bir diktatör
SONRA DA EVRENSEL- Babette Mason ve Guil-
hem Pelkgrin'in oynadıklan "Kral Übü", yazılışından yüz yılı aş-
kın bir süre sonra da evrenselligini koruyor.
Kültür Servisi— Türkiye*de 1960'larda Arena
Tiyatrosu'nda sahnelenen, daha sonra geçen yıl-
larda Dostlar Tiyatrosu'nun Orhan Duru uyar-
lamasıyla sunduğu "Kral Übü", bu kez Fransa1
dan gelen NADA Tiyatrosu'nca sahneleniyor.
Alfred Jarry'den Babette Mason ve Guilbem
Pellegrin'in sahneye uyarladıklan "Übü"de ay-
nı sanatçılar Übü Ana ile Übü Baba'yı canlan-
dınyorlar. Bu iki oyuncu dışında sahnede mey-
veler ve sebzeler var.
"Küçük çocuklan giildüren, yetişkinleri
ürkütür" diyen Alfred Jarry'nin 1876'da yazdı-
ğı "Kral ÜbiTde, Doc. Dr. Zebra tpşiroğlu'na gö-
re hiçbir kural tarumayan, astığı astık kestiği kes-
tik bir diktatör tipi yer ahyor. Ağız dolusu sö-
vüp sayarak çevresindeki herkesi, her şeyi aşağı-
layan bu armut kafalı, faraş ağızlı, pis kokulu yağ
ve et yumağı, tam anlamıyla iğrenç bir yaratık.
Utanmaz, onursuz ve korkak, ama aynı zaman-
da acımasız. Beş kuruş için gözünü kırpmadan
anasını bile satabilecek bir tip.
İpşiroğlu'na göre işin ruhaf ya da şaşırtıcı ya-
nı, Übü'nün yıkıcı olduğu kadar güçlü oluşu.
Kimse karşı koyamaz, dur diyemez ona. Nedir
Übü tipini yaratan? lnsanlann korkaklıkları mı,
umursamazlıklan ve vurdumduymazlıklan mı,
yoksa içlerindeki "Übiilük" mü?
NADA Tiyatrosu'nda "Knd Übü"yü yorum-
layan Babette Mason ve Guilhem Pellegrin ise
oyunla ilgili göriişlerini şöyle açıkhyorlar:
"Oyunun, yazıldıgı dönemden bir yüz yıl sonra
bile şaşırtıcı poliük tepkilere yol açması ve ko-
nusunun eyrenselliği, ilgimizi çeken en önemli
öğe oldu. Übü Baba Ue Übü Ana, yaşayan, ne-
fes alan ve güzel olan ber şeyi yok etmek için yö-
netimi ele geçinnenin simgesi. Übü Baba, Afri-
ka'nın çeşitli diktatörlerini, Übü Ana ise Lady
Macbeth ya da Mao'nun dul eşini anımsatır he-
men. Dolayısıyla olay hiçbir yerde geçmeyip her
yerde geçecektir. ÖzeUikle güzelin yok edildiği her
yerde..."
NADA Tiyatrosu'nun yonımunda Übü Ana ile
Übü Baba iki oyuncu tarafından canlandırıhyor.
Konuklar, askerler, generaller, saray erkânı, halk
ve öteki kişiler ise iki oyuncu tarafından oynatı-
lan kuklalar ve ziyafetin tamamlayıcı öğeleri.
Oğuz Ankanlı
öldti
• Kültür Servisi — Şair
Oğuz Ankanh (59) önceki
gün öldü. Ankanh'nın
cenazesi dün Moda
Camisi'nde kılınan öğk
namazının ardından
toprağa verildi. Konya
doğumlu olan Oğuz
Ankanlı, ortaöğrenimini
Pertevniyal Lisesi'nde
tamamladı. İstanbul
Üniversitesi tktisat
Fakültesi'ndeki öğrenimini
yarıda bıraktı. Memurluk,
metin yazarhğı yaptı,
Ufuklar, Küçük Dergi,
Mavi, Seçilmiş Hikâyeler,
Yenilik, Yelken, Ataç, Yeni
Ufuklar dergilerinde çıkan
şiirleriyle tamnan Ankanh,
toplumsal gerçekçi akıma
bağlı çalışmalannı 1956
yıhnda yayımladığı "Maça
Kızı" adh kitapta topladı.
Aziz Nesin
söyleşisi
• Kültür Servisi —
TYS'nin halka açık
söyleşiler dizisi.ıin ikinci
bölümü bu hafta başlıyor.
'Yazar-Yasam' anabaşhğı
altında haziran ayı boyunca
yapılacak söyleşilerin ilk
konuğu Aziz Nesin, 8
haziran cumartesi günü saat
15.00-17.00 arasında
sendikanın Kabataş-Setüstü,
Inebolu Sokak No: 63'teki
genel merkez lokalinde
konuşacak. Daha önce
'Yazar-Bahar' anabaşhğı
altında düzenlenen
söyleşilere TYS Genel
Başkanı Oktay Akbal, PEN
Yazarlar Derneği Başkanı
Şükran KurdakuL Tiyatro
ve Televizyon Yazarlan
Derneği Başkanı Recep
Bilginer ile yazar Aydın
Boysan katılmışlardı.
Köseoğlu'ntın
resimleri
• tSTANBUL (tÜHA) —
Bir süre önce hayatını
kaybeden İstanbul
Üniversitesi Basın Yayın
Yüksekokulu Müdür
Yardımcısı Doc. Dr. Ayhan
Köseoğlu anısına Basın- '
Yayın Yüksek Okulu
Fotoğraf Kulübü tarafından
hazırlanan 'Doç. Dr. Ayhan
Köseoğlu' daimi sergisi
açıldı. Basın Yayın
Yüksekokulu Fotoğraf
Kulübu öğrencilerinin
oluşturduğu fotoğraflardan
oluşan sergide 60 eseT yer
alıyor. _. _ «,«„.
rru ^
etkinlikleri
• Kiiltür Servisi —
İstanbul Teknik Üniversitesi
Vakfı Sosyal ve Kültürel
Hizmetler Komitesi'nce
düzenlenen haziran ayı
etkinlikleri belirlendi.
Etkinlikler kapsamında
çarşamba günu Sapanca'ya
bir gezi gerçekleştirilecek.
İlgilenenlerin 321 78 09 ya
da 161 57 19 nolu
telefonlarda Kamuran Aköz
ve Oya Uğur'dan bilgi
almaları gerekiyor.
Perşembe günü saat
18.30'da ise Maçka
Kampusu G Amfısi'nde
Makedonya Filarmoni
Orkestrası'mn vereceği
konser dinienebilir.
TYB'den 1991
• ANKARA (ANKA) —
Türkiye Yazarlar Birliği
tarafından yayımlanan
'Kültür ve Sanat Yıllığı'nın
8'incisi çıktı. Yüzden fazla
yazarın katkısıyla
hazırlanan yıllıkta politika,
spor, edebiyat, sanat, dış
politika ile ilgili bilgiler yer
alıyor. Yılhkta toplum ve
siyasi olaylarla ilgili yazılan
Doç. Şükrü Karatepe,
hukuk bölümü Mustafa
Everdi, kadın ve aile
Hamide Nadir, iktisat
Mustafa Acar, çalışma
hayatı Cengiz Amk, kültür
Do. Mustafa İsen, dış
politika Kemal Kahraman,
Islam dünyası Mustafa
Varol, Türk dünyası Ömer
Kayır, şiir Muhsin Macit,
spor Ömer Lütfi Mete,
Türkiye ve dunyada olaylar
bölümü ise Gazi Asıroğlu
tarafından hazırlandı. Yıİlık
720 sayfadan oluşuyor.
BUGÜN
• Kent ve Şiir Cengiz
Bektaş'm Kent ve Şiir
konulu söyleşisi saat
13.45'te İstanbul Lisesi
Konferans Salonu'nda.
• Dia gösterileri Fethi
İzan ve Engin Güneş'in dia
gösterileri saat 18.00 ve
19.00'da Galatasaray Lisesi
Tevfik Fikret Salonu'nda.
• 3 oyun üzerine Prof.
Cevat Çapan'ın yöneteceği
tiyatro söyleşisi
çerçevesinde Kafkas Tebeşir
Dairesi, Müfettiş ve Übü
oyunları ele alınacak.
• Çakır'ın diaları Nevzat
Çakır'ın dia gösterisi saat
16.00'da İÜ Basın Yayın
Yuksekokulu'nda.