Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5NÎSAN1991 KULTÜR-SAN
TİYATRO
Usküplü topluluk
I Kültur Servisi — Üsküp Halklar Tiyatrosu, Recep
Bilginer'in yazdığı "Yunus Emre" adlı oyunu 6 nisan
gününe dek BBT Adile Naşit Kültür Merkezi'nde
sahneliyor. Dün düzenlenen bir toplantıda BBT Genel
Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy, oyunun yazan Recep
Bilginer, yönetmen Raik Alnıaçık, Üsküp Halklar
Tiyatrosu'nun yönetmeni Güner Ismail ve bir grup
oyuncu ile BBT Eğitim - Kültür Müdürü Tuncer
Cücenoğlu bir araya geldiler. Berksoy, konuk tiyatro ile
kardeş tiyatro ilişkisi ıçinde bulunduklannı belirtirken
oyunun yönetmeni Alnıaçık, "Bu tiyatro Türkiye dışında,
dünyada Türkçe oyun sahneleyen tek profesyonel tiyatro"
dedi. "Yunus Emre"nin yazan Recep Bilginer ise konuk
tiyatroyu bir tek BBTnin bağnna basnğını aktararak
şehir tiyatrolan ile özel tiyatroların ilgisizliğini eleştirdi
ve "Bu da Türkiye'deki tiyatro anlayışını vurgular.
Onlann tiyatroya duydukları içten ilgi bizden çok" dedi.
SERGİ
Kanuni'den sonra ISaray\aşamı'
• ANKARA (AA) — Dünyanın çeşitli ülkelerini
dolaşan ve büyük ilgi gören "Muhteşem Süleyman"
Sergisi'nden sonra ara verilen yurtdışı sergiler "Osmanlı
saray yaşamı" ile yeniden başlayacak. Serginin ilk durağı,
ABD'nin Menphis kenti olacak. Kültür Bakanlığı
yetkililerinden alınan bilgiye göre Topkapı Sarayı harem
bölümü ağırbkh olacak sergide, saraydaki ve TUrk lslam
Eserleri Müzesi'ndeki paha biçilmez eserler yer alacak.
Çağdaş Türk resminden
• Kültür Servisi — Yahşi Baraz Koleksiyonu'ndan
derlenen "Çağdaş Türk Resminden" sergisi 9 nisan-17
mayıs tarihleri arasında Yıldız Üniversitesi Yüksel
Sabancı Sanat Merkezi'nde yer alacak. Sergi Neşet Günal
(yukanda solda), Adnan Çoker, Buhrah Doğançay, ömer
Uluç, özdemir Altan, Erol Akyavaş, Tomur Atagök,
Neşe Erdok (yukanda sağda), Göngör Taner, Mustafa
Ata, Balkan Naci Islimyeli, Bubi Kemal, önsoy, Bedri
Baykam, Mithat Şen ve Hakan Onur'un yapıtlanyla
oluşturuldu. Sergiyi düzenleyen Yahşi Baraz şunlan
söylüyor: "Türk resim sanatının çağdaş gelişimi bugün
genelde post-modera diye adlandırılan yeni bir aşamarun
çoğulcu üslup serüvenlerini yansıtmakta ve yüksek
öğrenim çevrelerindeki geniş fıkir tartışmalannın da belli
başh odaklanndan birini oluşturmaktadır. Resim
usluplannın gerek esinlendikleri yaklaşım açıları, gerekse
erişebildikleri duzey kriterleri yönünden ele ahnarak
irdelenme'eri, özellikle yüksek öğrenim çevrelerinde
duyarlılık birikimlerinin yoğunlaşması ve her alandaki
eğitiminin kültürel bir ortam içinde gerçekleşmesi
sorununa önemli bir katkı sağlamaktadır!'
DİYARBAKIR BELEDİYESİ
ORHAN ASENA ŞEHİR TİYATROSU
TİYATRO YARIŞMASI ÖDÜLÜ
Diyarbakır Belediyesi Türkiye'de tiyatro oyun yazımını ve ya-
zarlannı özendirmiş ve ödüllendirmeye yönelik bir oyun yarış-
ması açmaya karar vermiştir.
Yanşmaya katılacaklann Diyarbakır Belediyesi Kültür Mudür-
lüğü'nden temin edecekleri sartnameye uygun olarak hazırla-
yacakları eserlerini en geç 1 Ekim 1991 tanhine kadar Beledi-
ye Kültür Müdürlüğü'ne teslim etmeleri gerekmektedir.
Seçici kurulca birincılik ödülüne layık görülen eserin yaza-
rına 8 (sekiz milyon) TL para ödülü verilecektır.
Yanşmaya kalılacaklar, yarışma şartnamesini Belediye Kül-
tür Müdürlüğü'nden temin edebilirler. (Tel- 831-34499)
SEÇİCİ KURUL
1. Turgut ATALAY
2. Orhan ASENA
3. Ziya DEMİREL
Diyarbakır Belediye Başkanı
Tiyatro yazan
Diyarbakır Belediyesi Orhan
Asena Şehir Tiyat. San. Yön.
Oyun yazan4. Güngör DILMEN
5. Veysel ÖNGÖRENYazar-şaır
a Ûlker KÖKSAL : Oyun yazan
7. Tahir ÖZÇELİK • Tiyatro eleştirmeni
a Zater KAYAOKAY Diyarbakır Devlet
' Tiyatrosu Müdürü
CUMHURÎYET/7
İstanbul'da
Ecebar erken kapandı
Mal sahiplığınden kaynaklanan sorunlar
, yüzünden, Istanbul Ecebar bu sezona erken
ara vermek zorunda kaldı. Ececılerin bizı
anlayacaklarına ınanıyoruz.
Bodrum'da
Ecebar hep açık
Ecebar geleneğı, Bodrum Gölköy'de
Ece Resort Hotel'de bütün güzelliğıyle
süruyor.
Ekim'de İstanbul'da
yeni Ecebar açılıyor
İstanbul'da yeni bir yerde, yeni bir
atmosferde Ecebar, Ekim'den başlayarak
yaşamını yılın onıkı ayı sürdürecek
Bodrum'da hemen, İstanbul'da
Ekim'de buluşmak dileğiyle...
I
Ece Aksoy /
7 Oscarlı 'Kurtlarla Dans'ın
(
iyi adam'ları Kızılderililer
CostnerSiuları aklıyorKurtlarla Dans (Dances
with Wolves) / Yönetmen:
Kevin Costner / Senaryo:
Michael Blake / Görüntü:
Dean Semler / Müzik: John
Barry / Oyuncular: Kevin
Costner, Mary McDonnell,
Graham Green, Rodney A.
Grant, Floyd Red, Cew
Westerman. Bir Majestic
Films yapımı / 3 saat.
(Beyoğlu Site, Beyoğlu,
Lale, Beyoğlu Dünya,
Bakırköy Renk, Kadıköy
Kadıköy, Kadıköy Ocak,
Ankara Kızılırmak...)
"Knrtlarla Dans" ya da bir
yandan klasik western türüne,
diğer yandan ilk örneklerini
1960'larda izlediğimiz ve Kızıl-
derili sorununa ve de Amerikan
tarihine "Ueriti" bir bakış atan
filmlere dönüş ("Baharda Hü-
cum", "Mtvi Askerler', "Kü-
çük Dev Adam" vs). Ancak
"Kurtlarla Dans"ın bir
"dbnüşü" aşan kendine özgü
nitelikleri ve de önemi var.
1860'larda Amerikan ordu-
sunda bir teğmen olan John
Dunbar, sanki günümüzün
"doğaya dönüş" eylemini yaşa-
mış ve Amerikan ortak vicdanı-
nın buyuk utancı olan Kızılde-
rili kıyımıru kabullenmiş... Teğ-
menin kazandığı (büyük bir yü-
reklilik göstererek kazandığı)
bir ödül sonucu atanmasım is-
tediği yer, komutan kızlarıyla
fınk atacağı "rahat" bir kale
değil, tam sınırda, doğanın or-
tasında yitip gitmiş, içinde hiç
kimsenin yaşamadığı bir yıkık
kulube, bir sözümona kale...
John Dunbar'ı Kızılderililerin
unlü kabilesi Siulann yanıbaşın-
daki bu ırak köşeye çeken ne?
Doğaya dönüş isteği ve çevreci
kaygılar rru? Gerçek şu ki Dun-
bar, toplumdan ve onun kala-
balığından, gürültusünden kaç-
mayı doğaya sığınmaktan çok
kendi kendisiyle baş başa kal-
mak amacıyla isteyen o klasik
DÜNYAYI DECtŞTtRME ŞANSI — Los Angeles'taki ödül törenine esi Cmdy ile birlikte katılan
oyuncu- yönetmen Kevin Costner önemli bir işi basanyor Niteükli ve 'dognı' filmlerte dünyayı
defişünne şansının hala ve ber şeye karsm var olduğnnn kanıtlıyor.
roman ve yazm kişisi... Belki de
o yıllar için çok hızh akıyor gö-
züken Amerikan tarihi içinde
olup bitenler, yeni bir kıtayı ke-
şif ve oraya yerlesme çabalan
genç adamı yormuş. Biraz olup
bitenin dışına çıkmak, "çagın
gidişi" üzerine düşünmek ve
kendi kendisini aramak istiyor.
John Dunbar, bu arayışta ka-
çınılmaz biçimde Kızılderililer-
le karşılaşıyor. önce iki yandan
da duşmanhk, korku ve çekin-
genlik biçiminde başlayıp geli-
şen ilişki, sonunda tam bir dost-
İuğa dönüşüyor. "Onlar lıiç de
bana anlaüldığı gibi degıldi" di-
yor Dunbar... Biz de şöyle diye-
biliriz: "Bu Kızılderililer, hiç de
Hollywood'un bize anlatageldi-
gi gibi değil". Gerçekten de
Dunbar, orada doğayla iç içe
yaşayan, beyazlann sahip oldu-
ğu aile ve dostluk ilişkilerinin
daha otantik ve bozulmamış
olan biçimlerine sahip, gerçek,
has insanlar buluyor. Beyazba-
nn arasına yeniden dönmikjB*
runda kaldığında ise tek btâM£-
ğı, korku, zulum ve ölümdûf.,.
"Kurtlarla Dans", önenüi ve
başarılı bir film. Klasik sinema-
nın o insanı rahatlatan saldfi Yt
durağan anlatımım, yürelc^fe
yaşamın ritmine yakın ritmini
yeniden arayıp bulan, gunümüz
Amerikan sineması içinde göz-
de ve moda olup para getiren
tüm akırn ve türlere sırtını çevi-
ren bir film bu (Belki yalnızca
"dogacı" ve "çevreci" yarunın
günümüzün modalanyla ilişki-
si söz konusu edilebilir). Cost-
ner, aslında yalnızca Amerika'-
nın yakın (ve de kısa) tarihinin
eksiksiz bir izdüşümünü yer-
mekle kalmayıp usta bir yönet-
menler albümü aracıhğryla insa-
noğlunu günümüzde de meşgul
eden hemen tüm çağdaş tema ve
sorunlan da bünyesinde topla-
mayı bilen, western türüne ye-
ni ve taze bir büyük soluk ka-
zandırmakla kalmıyor. John
Ford, Howard Hawks gibi tü-
rün ustalannı herhalde memnun
edecek b'u klasik yapıdaki fılme,
çağdaş sinema tekniğinin ve gü-
nümüz ABD sinemasının etkile-
yici, giderek vurucu anlaiımın-
dan izler de katıyor (buffalo avı
veya savaş sahnelerinde olduğu
gibi).
Ancak bu önemli filmin temel
bir özelliği, kuşkusuz içeriğinde.
Yazan Michael Blake tarafın-
dan uyarlanan romanda olduğu
gibi filmde de Kevin Costner,
Kızılderili sorununa alabildiği-
ne açıkbkla, dürüstlükle ve
ödünsüz yaklaşıyor. Geçmişin
başta sözünü ettiğimiz unlü
filmleri, tüm insancıl ve ilerici
tavırlan içinde, en fazla Kızılde-
rilileri de beyazlar kadar iyi ve-
ya kötü göstermekle yetinenler-
di. Oysa "Kurtlaria Dans"ın
"iyi adamlan", düpedüz ve yal-
nızca Siu kabilesinin renkli
adamlan. Film boyunca kendi
dillerini konuşan (bu konuşma-
lar, her ülkenin kendi diliyle alt-
yazı olarak verilmiş, seyircinin
altyazı okumaktan nefret ettiği
büinen ABD'de de tngilizce alt-
yazıyla!) ve tüm gerçek toplum-
sal, aüesel ve kültürel davranış-
lan,ritüelleriiçinde yakalanmış
olan bu insanlar, bizlere renkli
olduğu kadar insancıl ve doğal
bir yaşam biçimi ve değerler sil-
silesi sunuyorlar. Bir diğer Kı-
zılderili olan Pawneelerin zaüm-
liği ise herhalde tarihsel veriler-
den ve bilgi kaynaklanndan ge-
len bir gerçek olmalı diye düşü-
nüyorum. Beyazlar ise herhalde
orta sınıf Amerikalıyı oldukça
kızdıracak, en azından yüz yıl-
lık bilgi ve inançlarını tümüyle
sarsacak denli vahşi, kıyıcı, ap-
tal ve bencil. Amerika'da büe
yüzyıllanmış klişeleri, toplumu
rahatlatagelmiş tarihsel bilgile-
ri ve ırksal önyargılan böylesi-
ne tersyüz etmek pek kolay ol-
mamalı.
Kevin Costner'ın yaşamının
birkaç yılını verdiği fihninin asıl
başansı ve yararı burada olma-
lı: Yanlış bilinegelmiş ve hâlâ
geçmişin onyargüannm altmda
beli bükülmüş yaşamakta olan
bir ırkı, bir halkı yeniden gün-
celliğe kavuşturmak ve temize
çıkarmak. Bir film için bundan
daha güzel bir işlev düşünülebi-
lir mi? Oscar'ın bir diğer galibi
olan "Umuda Yolcul*" da
belki Türk göç eylemi karşısın-
da Avrupalının önyargılarını ve
insafsız davranışlannı değiştire-
bilecek.
Bu yılın Oscar'ından geri-
ye kalacak en temel işlev ve
en güzel anı da galiba bu ola-
cak: Yani başarılı, güzel ve de
"dogru" fümlerle dünyayı de-
ğiştirme şansının hâlâ ve rıer şe-
ye karşın var olrnası!..
MikeNichols'unfılmi, Carrie Fisher'in özyaşamsal kitabından uyarlandı
HoUywood'a duygusal bir geziVaşamın Kıyısından
Kartpostallar
(Postcards from the Edge) /
Yönetmen: Mike Nichols /
Senaryo: Carrie Fisher /
Görüntü: Michael Ballhaus
/ Müzik: Carly Simon /
Oyuncular: Meryl Streep,
Shirley MacLaine, Dennis
Quaid, Gene Hackman,
Richard Dreyfuss / Bir
Warner Bros filmi / 101
dakika. (Beyoğlu Emek,
Kadıköy Reks, Ankara
Akün, lzroir tzmir, Adana
Metropolis)
"Yaşamın Kıyısından
Kartpostallar" ya da Hollywo-
od'dan içburucu görüntüler...
Carrie Fisher, annesi Debbie
Reynolds ve babası şarkıcı F^d-
die Fisher olan "talihli" bir ço-
cuktu. Hollywood'da gözünü
dünyaya açmış, bebekliğinden
beri çevresinde zenginlik, güzel-
lik ve mutluluk bulmuş... Ama
Hollyvvood, yaldızlanmn ardın-
da sayısız dram gizler. Bir za-
manlann parlak müzikallerinin
neşeli yıldızı Debbie Rejnolds
da eşinin (FJizabeth Taylor için!)
kendisini bırakmasından sonra"
bunalıma girmiş, mesleği kay-
mış ve alkol tutkunu olmuştu.
YILDIZLARIN DRAMI — Meryl Streep ve Dennis Quaid'in rol aldıklan film, 'sinemanın Mek-
ke'si Holl}-wood'a birçok filmden daha iyimser, daha aydınlık bir bakış atıyor. Ancak >ine de yıl-
dızlann dramlannı anlatabUen Uginç bir film.
Bu dram, elbette küçük Carri-
e'nin de yaşamına yansımış ve
bir aralar "Yıldız Savaşlan" se-
risindeki gizemli Prenses Leila
rolüyle dikkatleri çeken genç
oyuncu. uyuşturucu bağımlısı
olup çıkmıştı.
"Yaşamın Kıyısından Kart-
postallar", Carrie Fisher'in yaz-
dığı özyaşamsal kitaptan uyar-
lanmış. Ilginç bir film bu:
Hollywood'u anlatan (ama iç-
tenlikle ve açık yüreklilikle an-
latan) her film gibi... "Sinema-
nın MekkesP'nin çeşitli film hi-
lelerınden tipik kişilerine, film
çevirme denen belalı seruvenden
"yıldız" olmanın bedeline, çok
şeyi anlatıyor, gösteriyor, açık-
hyor. Ama film de kitap gibi
Hollyvvood'a acımasız, katı ve
radikal bir eleştiri getirmiyor.
Daha çok tath-sert olmayı, yu-
muşak bir yaklaşımı yeğliyor,
iyimserlıği ve umudu gözden ka-
çırmıyor. Bu açılardan, Holly-
vvood üzerine alabildiğine ka-
ramsar bir bakışı atagelmiş fihn-
lerden, "Yann Ağla>«cagım",
"Harlow", "Frances", "The
Story of Jeanne Eagds", "Çıp-
lak Ruhlar" vb daha aydınlık,
daha iyimser...
Çünkü Meryl Streep ve Shir-
ley MacLaine'in ustalıkla (ve
başka adlarla) canlandırdıkları
Carrie ve annesi Debbie, arala-
nndaki her türlü engeli yıkıp
uyuşturucu ve alkolü de bir sü-
re bir yana bırakarak birbirleri-
ni anlamayi, birbirlerine yakın-
laşmayı başanyorlar. Çünkü bu
gök kubbe altmda, hatta Holly-
wood'da bile anlaşmak, ileti-
şim kurmak ve konuşmak
mümkündür... Gene Hackman
ve Richard Dreyfuss'un küçük
rollerde harikalar yarattığı, Den-
nis Quaid'in ise "hayvansı çeki-
cüiğini" gösterdiği bu küçük,
ama çok hoş film, özellikle si-
nema dünyasına duygusal bir
gezi yapmak isteyenler için...
Sidney Pollack'ın beşyıl aradan sonra çektiği ilk filmi oldukça romantik
Bir tür çağdaş"Kazabl anWHavana Yönetmen: Sidney Pollack / Senaryo:
Judith Rasooe, David Rayfıel / Görüntü: Owen
Reizman / Müzik: Dave Grusin / Oyuncular: Robert
Redford, Lena Olin, Alan Arkin, Raul Julia, Tomas
Millian, Daniel Davis, Tony Plana / Bir UIP
(Universal) filmi / 140 dakika (Şişli Kent)
Devrimler "bİMtihi" roman-
tiktir... Sistemleri, ideolojileri,
yaşam biçimlerini tümüyle de-
ğiştirmek gibi radikal tutkulara
sahip olmanın kendisi bile aslın-
da romantik bir eylem biçimi-
4ir. Her devrim bir Utopyadır,
her ütopya da bir düş... Düşle-
ri de ancak duygulan olanlar,
yaşamı akıl kadar duygularla da
kavrayanlar görebilir.
Devrimin eşiğindeki Küba'da
da devrimciler, kaçımlmaz bi-
çimde romantiktirler. Isveç kö-
kenli Amerikah, çeşitli serüven-
lerden sonra kendisini Küba
burjuvazisinin önde gelenlerin-
den, toprak zengini, ama gön-
lu devrime kaymış Arturo Du-
ran'ın karısı olarak bulan güzel
ve çekici Roberta (Bobby) için
devrim "bazı insanlann birlik-
te söyledikleri bir şarkı"dır. Ro-
berta niçin devrimin hizmetin-
dedir? Onulmaz bir adalet duy-
gusuyla her türlü haksızlığa ve
sömürüye karşı olduğu için mi?
Artura'ya olan aşkından mı? Bu
ona çılgıncasına eğlenen, dün-
yanın en yozlaşmış kentlerinden
biri olan "Amerika'nın
kerhanesi" Havana'da ve yoz-
luğun dibindeki Havana burju-
vazisi içinde görkemli bir ayrı-
calık sağladığı için mi? Belki
hepsi yüzünden... Ama "ka-
der"in onu bir araya getirdiği
uluslararası profesyonel kumar-
baz, iflah olmaz ve sanki hep
kazanmaya mahkûm pokerci
Jack Weil'in sesi, ne yazık ki
şarkı söylemeye uygun değildir.
Her türlü politik inancı ve bağ-
lanmayı reddeden genç adam,
tutulduğu bu alabildiğine gi-
zemli ve çekici kadının politik
tavnnı eleştirir: "Dünyayı de-
ğiştirmek istiyorsun. Benimkini
degişlirsen olmaz mı?"
Olur... Olur elbette... Yeter
ki Roberta da, Robert Red-
ford'un "şeytan tüyü"ne sahip
fiziğiyle karşımıza gelen Jack
VVeil'e âşık olsun. Olur kuşku-
suz! Ve iki sevgili, Fidel Castro
devriminin hemen öncesinde,
dünyanın en kanlı diktatörlerin-
den biri olan Battista'nın zul-
muyle inleyen Küba'da, tehlike,
isyan ve savaş fonu önündeför-
kemli bir aşkı yaşarlar. Hefe
"koca", devrimci Arturo da
Battistaci güçler tarafından tu-
tuklanıp öldAruldüğüne göre
Ama ya Artura gerçekten öhne-
mişse? Ya çıkıp gelirse? Ve de
çıkıp gelmesi, onun yok ohna-
smı istemek için sayısız nedene
sahip olan maceraperest, ku-
marbaz Jack Weil'in eKnde
olursa?
Sidney Pollack'ın "Bepkn
Afrikam"dan 5 yıl sonra yt&-
tığı ilk film, sanatçının fetiş
FETtŞ
OYUNCU
Pollack'ın
'HavanaV
ında
yönetmen-
infetiş
oyuncusu
Robert
Redford
rol alıyor.
Redford,
daha önce
Sidney
Pollack'ın
tam yedi
filminde
oynamışb.
Kuuert Kedford'la da
tam yedinci işbirliğini oluşturu-
yor. Bir kadın yazarın romanın-
dan yola çıkan film, Batılı eleş-
tirmenlerin daha önce beiirttiği
gibi bir tür çağdaş "Kazafelan-
ka..." Kazablanka'nın oluştur-
duğu, bir aşk oyküsü için en uy-
gun dekoru savaş ve tehlike için-
deki egzotik bir kent, bu kez
1958 yılının Havanası'nda ide-
al biçimde yeniden karşımıza çı-
kıyor. Yine siyasetle sevginin
karmaşık dansları, bir "dava"
uğruna feda edilebiiecek tutku-
lar, iki erkeğin aşkı arasında
kalrruş bir kadın var. Ve yine
özellikle Amerikan sinemasının
(aslında biraz da yazmının film-
de adı geçen. Havana ve Küba
âşığı Hemingway'in öykulerin-
de de sık sık rastlanan) gözde
tiplerinden biri: Serüvenci, ego-
ist, davalarla, ideallerle ilişkisi
olmayan, ama sırası geldiğinde
(veya "kader" öyle istediğinde),
bir dava için olmadık şe>'leri ya-
pabilecek kahraman.. Yani ku-
marbaz Robert Redford...
"Hayana", Sidney Pollack'-
ın romantik filmi, son yıllann
hızh ve hareketli sineması için-
de eşine pek az rastlanan duy-
gusal bir yapım. Fonda temel
ipuçlanyla verilen bir Battista
yönetimi ve finalde karşımıza
gelen ve kahramanlann yazgıla-
nnı değiştiren Küba devrimi...
ön planda ise yoğun bir duygu-
sallığı, "ancak filmlerde
görülen" bir aşkı utanmasız çe-
kinmesizcesine yaşayan kahra-
manlanmız. Özellikle duygusal-
lıklannı gitgide maddileşen dün-
yamızda gizli bir hazine gibi ko-
ruyanlara seslenen, hoş ve usta
işi bir film... Lena Olin de ne-
redeyse "Kazablanka"nın Ing-
rid'ını aratmayacak bir diğer
"soguk", ama ateş gibi yakıcı
lsveçli, hem çekici hem de usta
oyuncu bir kadın...
'\brum \bk'un
galası
• Kültür Servisi — Beyin
özürlü bir gencin başrolünü
oynadığı "Yorum Yok" adh
fılmin galası bu akşam
Atatürk Kültür Merkezi
Sinema Salonu'nda
yapılacak. Yönetmenhğini
Eser Zorlu'nun yaptığı
fılmin galası Türk Spastik
Çocuklar Derneği
tarafından organize edildi.
"Yorum Yok", beyin örürlü
bir gencin toplum içindeki
rolü ve yaşama savaşını
kazanma çabasını,
toplumun özürlü insanlara
bakış açısını vurguluyor.
Füm, Antalya Film
Festivali'nde halk jürisinde
üçüncü film seçilmişti.
Filmin başrolünde oynayan
Adem Zeki Kurt, Türk
Spastik Çocuklar
Derneği'nde eğitim görüyor.
komedisi
• Kültür Servisi — Daha
önce 6 ilde 9 kez
yasaklanan Pir Sultan
Abdal oyununa son
yasaklama Niğde
Valiliği'nden geldi. Son
olarak Ankara ilinde
aklanan "Pir Sultan
Abdal" oyunu daha sonra
Muğla'da sergilendikten
sonra oyuncuları iki gün
gözaltına alınmışlardı.
Niğde yasaklamasından
sonra oyunun yazarı Erol
Toy, her zaman olduğu gibi
bölge ıdare mahkemesine
başvurmak uzere Niğde'ye '
hareket etti. Ankara Birlik
Tiyatrosu 4 nisan Ankara
turnesinden sonra Niğde'de
sergileyeceği oyun için bir
hafta önceden valiliğe
başvuruda bulunmuş,
organizasyona girişmiş ve
bilet satışına başlamıştı.
4
Bir Garip
Orhan Velf
• Kültür Servisi — Kent
Oyuncuları genel istek
üzerine "Bir Garip Orhan
Veli" adh oyunu bugün,
yann ve pazar günü
yeniden sahneh'yor.
Murathan Mungan'ın
yazdığı oyunun dekor ve
kostümlerini Oğuz Aral
hazırlamıştı. Müşfik
Kenter'in rol aldığı oyun
bugün saat 21.00'de, yann
saat 15.00 ve 18.00'de, :
pazar günü ise saat 15,0JH'te -
sahnelenecek. - ı *#*J
Ü.Edebiyat ~
şenliği •
• Kültür Servisi — tÜ ;
öğrenci Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirilen II. Edebiyat
Şenliği kapsamında bugün
Doç.Dr. Nabi Ava'nın ;
'Enformasyon Çağında
Yannın Sırurlan' başlıklı
konuşması, saat 14.00'te
Tank Buğra'mn 'Roman
Üstüne Düşünceler'i ve saat
16.00'da Can Yücel'in 'Şiirli
Bir Zaman' başlıklı
konuşmalan izlenebilir.
BUGÜN ~
• Edebiyatta Kent
Yazar Muzaffer Buyrukçu,
Enver Ercan yönetiminde
Taksim Atatürk
Kitaplığı'nda saat 16.00'da
"Edebiyatta Kent" başlıklı
bir söyleşi yapacak.
• Panef
Plastik Sanatlar Derneği
kültür etkinlikleri
kapsamında Cemal Reşit
Rey Konferans Salonu'nda
saat 14.00 ile 16.00 arasında
"Sanatçı, Galerici,
Koleksiyoncu Üişkileri"
başlıklı bir panel
gerçekleştirilecek.
Konuşmacı olarak Özdemir
Altan, Halil Bezmenk
Haldun Dostoğlu, Ali
Koçman ve Beral Madra'nın _
katılacağı paneli
Hüsamettin Kocan
vonetecek.
bugün
bilsak
5 NtSAN CüMA :
19.00 Başlangıcından Bugüne
Türk Pop Müziği 4: "Cem
Karaca Vcrsus Cem Karaca"
19-30 Bilsak Tiyatro Atölycsi:
işteBaşlşteGövdeîşle
Kanaüar" Yazan: Sevim
BURAK
Görsel Sanat Atölyejeri
Mehmcl GÜLERYÜZ
yöncümindc(Per. - Cum.)
Cafe-Foyer-Bar(Giriş)
1100-00.30
Rock Cafe-Bar(5.Ka)
15.00-18.00 HeavyMctal
18.00-24.00 Rock
Poscdıon
bilsak, sıraselviler cad.,
soğancı sok. 7 cihangir
143 28 79-99