20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5NÎSAN1991 KULTÜR-SAN TİYATRO Usküplü topluluk I Kültur Servisi — Üsküp Halklar Tiyatrosu, Recep Bilginer'in yazdığı "Yunus Emre" adlı oyunu 6 nisan gününe dek BBT Adile Naşit Kültür Merkezi'nde sahneliyor. Dün düzenlenen bir toplantıda BBT Genel Sanat Yönetmeni Zeliha Berksoy, oyunun yazan Recep Bilginer, yönetmen Raik Alnıaçık, Üsküp Halklar Tiyatrosu'nun yönetmeni Güner Ismail ve bir grup oyuncu ile BBT Eğitim - Kültür Müdürü Tuncer Cücenoğlu bir araya geldiler. Berksoy, konuk tiyatro ile kardeş tiyatro ilişkisi ıçinde bulunduklannı belirtirken oyunun yönetmeni Alnıaçık, "Bu tiyatro Türkiye dışında, dünyada Türkçe oyun sahneleyen tek profesyonel tiyatro" dedi. "Yunus Emre"nin yazan Recep Bilginer ise konuk tiyatroyu bir tek BBTnin bağnna basnğını aktararak şehir tiyatrolan ile özel tiyatroların ilgisizliğini eleştirdi ve "Bu da Türkiye'deki tiyatro anlayışını vurgular. Onlann tiyatroya duydukları içten ilgi bizden çok" dedi. SERGİ Kanuni'den sonra ISaray\aşamı' • ANKARA (AA) — Dünyanın çeşitli ülkelerini dolaşan ve büyük ilgi gören "Muhteşem Süleyman" Sergisi'nden sonra ara verilen yurtdışı sergiler "Osmanlı saray yaşamı" ile yeniden başlayacak. Serginin ilk durağı, ABD'nin Menphis kenti olacak. Kültür Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre Topkapı Sarayı harem bölümü ağırbkh olacak sergide, saraydaki ve TUrk lslam Eserleri Müzesi'ndeki paha biçilmez eserler yer alacak. Çağdaş Türk resminden • Kültür Servisi — Yahşi Baraz Koleksiyonu'ndan derlenen "Çağdaş Türk Resminden" sergisi 9 nisan-17 mayıs tarihleri arasında Yıldız Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi'nde yer alacak. Sergi Neşet Günal (yukanda solda), Adnan Çoker, Buhrah Doğançay, ömer Uluç, özdemir Altan, Erol Akyavaş, Tomur Atagök, Neşe Erdok (yukanda sağda), Göngör Taner, Mustafa Ata, Balkan Naci Islimyeli, Bubi Kemal, önsoy, Bedri Baykam, Mithat Şen ve Hakan Onur'un yapıtlanyla oluşturuldu. Sergiyi düzenleyen Yahşi Baraz şunlan söylüyor: "Türk resim sanatının çağdaş gelişimi bugün genelde post-modera diye adlandırılan yeni bir aşamarun çoğulcu üslup serüvenlerini yansıtmakta ve yüksek öğrenim çevrelerindeki geniş fıkir tartışmalannın da belli başh odaklanndan birini oluşturmaktadır. Resim usluplannın gerek esinlendikleri yaklaşım açıları, gerekse erişebildikleri duzey kriterleri yönünden ele ahnarak irdelenme'eri, özellikle yüksek öğrenim çevrelerinde duyarlılık birikimlerinin yoğunlaşması ve her alandaki eğitiminin kültürel bir ortam içinde gerçekleşmesi sorununa önemli bir katkı sağlamaktadır!' DİYARBAKIR BELEDİYESİ ORHAN ASENA ŞEHİR TİYATROSU TİYATRO YARIŞMASI ÖDÜLÜ Diyarbakır Belediyesi Türkiye'de tiyatro oyun yazımını ve ya- zarlannı özendirmiş ve ödüllendirmeye yönelik bir oyun yarış- ması açmaya karar vermiştir. Yanşmaya katılacaklann Diyarbakır Belediyesi Kültür Mudür- lüğü'nden temin edecekleri sartnameye uygun olarak hazırla- yacakları eserlerini en geç 1 Ekim 1991 tanhine kadar Beledi- ye Kültür Müdürlüğü'ne teslim etmeleri gerekmektedir. Seçici kurulca birincılik ödülüne layık görülen eserin yaza- rına 8 (sekiz milyon) TL para ödülü verilecektır. Yanşmaya kalılacaklar, yarışma şartnamesini Belediye Kül- tür Müdürlüğü'nden temin edebilirler. (Tel- 831-34499) SEÇİCİ KURUL 1. Turgut ATALAY 2. Orhan ASENA 3. Ziya DEMİREL Diyarbakır Belediye Başkanı Tiyatro yazan Diyarbakır Belediyesi Orhan Asena Şehir Tiyat. San. Yön. Oyun yazan4. Güngör DILMEN 5. Veysel ÖNGÖRENYazar-şaır a Ûlker KÖKSAL : Oyun yazan 7. Tahir ÖZÇELİK • Tiyatro eleştirmeni a Zater KAYAOKAY Diyarbakır Devlet ' Tiyatrosu Müdürü CUMHURÎYET/7 İstanbul'da Ecebar erken kapandı Mal sahiplığınden kaynaklanan sorunlar , yüzünden, Istanbul Ecebar bu sezona erken ara vermek zorunda kaldı. Ececılerin bizı anlayacaklarına ınanıyoruz. Bodrum'da Ecebar hep açık Ecebar geleneğı, Bodrum Gölköy'de Ece Resort Hotel'de bütün güzelliğıyle süruyor. Ekim'de İstanbul'da yeni Ecebar açılıyor İstanbul'da yeni bir yerde, yeni bir atmosferde Ecebar, Ekim'den başlayarak yaşamını yılın onıkı ayı sürdürecek Bodrum'da hemen, İstanbul'da Ekim'de buluşmak dileğiyle... I Ece Aksoy / 7 Oscarlı 'Kurtlarla Dans'ın ( iyi adam'ları Kızılderililer CostnerSiuları aklıyorKurtlarla Dans (Dances with Wolves) / Yönetmen: Kevin Costner / Senaryo: Michael Blake / Görüntü: Dean Semler / Müzik: John Barry / Oyuncular: Kevin Costner, Mary McDonnell, Graham Green, Rodney A. Grant, Floyd Red, Cew Westerman. Bir Majestic Films yapımı / 3 saat. (Beyoğlu Site, Beyoğlu, Lale, Beyoğlu Dünya, Bakırköy Renk, Kadıköy Kadıköy, Kadıköy Ocak, Ankara Kızılırmak...) "Knrtlarla Dans" ya da bir yandan klasik western türüne, diğer yandan ilk örneklerini 1960'larda izlediğimiz ve Kızıl- derili sorununa ve de Amerikan tarihine "Ueriti" bir bakış atan filmlere dönüş ("Baharda Hü- cum", "Mtvi Askerler', "Kü- çük Dev Adam" vs). Ancak "Kurtlarla Dans"ın bir "dbnüşü" aşan kendine özgü nitelikleri ve de önemi var. 1860'larda Amerikan ordu- sunda bir teğmen olan John Dunbar, sanki günümüzün "doğaya dönüş" eylemini yaşa- mış ve Amerikan ortak vicdanı- nın buyuk utancı olan Kızılde- rili kıyımıru kabullenmiş... Teğ- menin kazandığı (büyük bir yü- reklilik göstererek kazandığı) bir ödül sonucu atanmasım is- tediği yer, komutan kızlarıyla fınk atacağı "rahat" bir kale değil, tam sınırda, doğanın or- tasında yitip gitmiş, içinde hiç kimsenin yaşamadığı bir yıkık kulube, bir sözümona kale... John Dunbar'ı Kızılderililerin unlü kabilesi Siulann yanıbaşın- daki bu ırak köşeye çeken ne? Doğaya dönüş isteği ve çevreci kaygılar rru? Gerçek şu ki Dun- bar, toplumdan ve onun kala- balığından, gürültusünden kaç- mayı doğaya sığınmaktan çok kendi kendisiyle baş başa kal- mak amacıyla isteyen o klasik DÜNYAYI DECtŞTtRME ŞANSI — Los Angeles'taki ödül törenine esi Cmdy ile birlikte katılan oyuncu- yönetmen Kevin Costner önemli bir işi basanyor Niteükli ve 'dognı' filmlerte dünyayı defişünne şansının hala ve ber şeye karsm var olduğnnn kanıtlıyor. roman ve yazm kişisi... Belki de o yıllar için çok hızh akıyor gö- züken Amerikan tarihi içinde olup bitenler, yeni bir kıtayı ke- şif ve oraya yerlesme çabalan genç adamı yormuş. Biraz olup bitenin dışına çıkmak, "çagın gidişi" üzerine düşünmek ve kendi kendisini aramak istiyor. John Dunbar, bu arayışta ka- çınılmaz biçimde Kızılderililer- le karşılaşıyor. önce iki yandan da duşmanhk, korku ve çekin- genlik biçiminde başlayıp geli- şen ilişki, sonunda tam bir dost- İuğa dönüşüyor. "Onlar lıiç de bana anlaüldığı gibi degıldi" di- yor Dunbar... Biz de şöyle diye- biliriz: "Bu Kızılderililer, hiç de Hollywood'un bize anlatageldi- gi gibi değil". Gerçekten de Dunbar, orada doğayla iç içe yaşayan, beyazlann sahip oldu- ğu aile ve dostluk ilişkilerinin daha otantik ve bozulmamış olan biçimlerine sahip, gerçek, has insanlar buluyor. Beyazba- nn arasına yeniden dönmikjB* runda kaldığında ise tek btâM£- ğı, korku, zulum ve ölümdûf.,. "Kurtlarla Dans", önenüi ve başarılı bir film. Klasik sinema- nın o insanı rahatlatan saldfi Yt durağan anlatımım, yürelc^fe yaşamın ritmine yakın ritmini yeniden arayıp bulan, gunümüz Amerikan sineması içinde göz- de ve moda olup para getiren tüm akırn ve türlere sırtını çevi- ren bir film bu (Belki yalnızca "dogacı" ve "çevreci" yarunın günümüzün modalanyla ilişki- si söz konusu edilebilir). Cost- ner, aslında yalnızca Amerika'- nın yakın (ve de kısa) tarihinin eksiksiz bir izdüşümünü yer- mekle kalmayıp usta bir yönet- menler albümü aracıhğryla insa- noğlunu günümüzde de meşgul eden hemen tüm çağdaş tema ve sorunlan da bünyesinde topla- mayı bilen, western türüne ye- ni ve taze bir büyük soluk ka- zandırmakla kalmıyor. John Ford, Howard Hawks gibi tü- rün ustalannı herhalde memnun edecek b'u klasik yapıdaki fılme, çağdaş sinema tekniğinin ve gü- nümüz ABD sinemasının etkile- yici, giderek vurucu anlaiımın- dan izler de katıyor (buffalo avı veya savaş sahnelerinde olduğu gibi). Ancak bu önemli filmin temel bir özelliği, kuşkusuz içeriğinde. Yazan Michael Blake tarafın- dan uyarlanan romanda olduğu gibi filmde de Kevin Costner, Kızılderili sorununa alabildiği- ne açıkbkla, dürüstlükle ve ödünsüz yaklaşıyor. Geçmişin başta sözünü ettiğimiz unlü filmleri, tüm insancıl ve ilerici tavırlan içinde, en fazla Kızılde- rilileri de beyazlar kadar iyi ve- ya kötü göstermekle yetinenler- di. Oysa "Kurtlaria Dans"ın "iyi adamlan", düpedüz ve yal- nızca Siu kabilesinin renkli adamlan. Film boyunca kendi dillerini konuşan (bu konuşma- lar, her ülkenin kendi diliyle alt- yazı olarak verilmiş, seyircinin altyazı okumaktan nefret ettiği büinen ABD'de de tngilizce alt- yazıyla!) ve tüm gerçek toplum- sal, aüesel ve kültürel davranış- lan,ritüelleriiçinde yakalanmış olan bu insanlar, bizlere renkli olduğu kadar insancıl ve doğal bir yaşam biçimi ve değerler sil- silesi sunuyorlar. Bir diğer Kı- zılderili olan Pawneelerin zaüm- liği ise herhalde tarihsel veriler- den ve bilgi kaynaklanndan ge- len bir gerçek olmalı diye düşü- nüyorum. Beyazlar ise herhalde orta sınıf Amerikalıyı oldukça kızdıracak, en azından yüz yıl- lık bilgi ve inançlarını tümüyle sarsacak denli vahşi, kıyıcı, ap- tal ve bencil. Amerika'da büe yüzyıllanmış klişeleri, toplumu rahatlatagelmiş tarihsel bilgile- ri ve ırksal önyargılan böylesi- ne tersyüz etmek pek kolay ol- mamalı. Kevin Costner'ın yaşamının birkaç yılını verdiği fihninin asıl başansı ve yararı burada olma- lı: Yanlış bilinegelmiş ve hâlâ geçmişin onyargüannm altmda beli bükülmüş yaşamakta olan bir ırkı, bir halkı yeniden gün- celliğe kavuşturmak ve temize çıkarmak. Bir film için bundan daha güzel bir işlev düşünülebi- lir mi? Oscar'ın bir diğer galibi olan "Umuda Yolcul*" da belki Türk göç eylemi karşısın- da Avrupalının önyargılarını ve insafsız davranışlannı değiştire- bilecek. Bu yılın Oscar'ından geri- ye kalacak en temel işlev ve en güzel anı da galiba bu ola- cak: Yani başarılı, güzel ve de "dogru" fümlerle dünyayı de- ğiştirme şansının hâlâ ve rıer şe- ye karşın var olrnası!.. MikeNichols'unfılmi, Carrie Fisher'in özyaşamsal kitabından uyarlandı HoUywood'a duygusal bir geziVaşamın Kıyısından Kartpostallar (Postcards from the Edge) / Yönetmen: Mike Nichols / Senaryo: Carrie Fisher / Görüntü: Michael Ballhaus / Müzik: Carly Simon / Oyuncular: Meryl Streep, Shirley MacLaine, Dennis Quaid, Gene Hackman, Richard Dreyfuss / Bir Warner Bros filmi / 101 dakika. (Beyoğlu Emek, Kadıköy Reks, Ankara Akün, lzroir tzmir, Adana Metropolis) "Yaşamın Kıyısından Kartpostallar" ya da Hollywo- od'dan içburucu görüntüler... Carrie Fisher, annesi Debbie Reynolds ve babası şarkıcı F^d- die Fisher olan "talihli" bir ço- cuktu. Hollywood'da gözünü dünyaya açmış, bebekliğinden beri çevresinde zenginlik, güzel- lik ve mutluluk bulmuş... Ama Hollyvvood, yaldızlanmn ardın- da sayısız dram gizler. Bir za- manlann parlak müzikallerinin neşeli yıldızı Debbie Rejnolds da eşinin (FJizabeth Taylor için!) kendisini bırakmasından sonra" bunalıma girmiş, mesleği kay- mış ve alkol tutkunu olmuştu. YILDIZLARIN DRAMI — Meryl Streep ve Dennis Quaid'in rol aldıklan film, 'sinemanın Mek- ke'si Holl}-wood'a birçok filmden daha iyimser, daha aydınlık bir bakış atıyor. Ancak >ine de yıl- dızlann dramlannı anlatabUen Uginç bir film. Bu dram, elbette küçük Carri- e'nin de yaşamına yansımış ve bir aralar "Yıldız Savaşlan" se- risindeki gizemli Prenses Leila rolüyle dikkatleri çeken genç oyuncu. uyuşturucu bağımlısı olup çıkmıştı. "Yaşamın Kıyısından Kart- postallar", Carrie Fisher'in yaz- dığı özyaşamsal kitaptan uyar- lanmış. Ilginç bir film bu: Hollywood'u anlatan (ama iç- tenlikle ve açık yüreklilikle an- latan) her film gibi... "Sinema- nın MekkesP'nin çeşitli film hi- lelerınden tipik kişilerine, film çevirme denen belalı seruvenden "yıldız" olmanın bedeline, çok şeyi anlatıyor, gösteriyor, açık- hyor. Ama film de kitap gibi Hollyvvood'a acımasız, katı ve radikal bir eleştiri getirmiyor. Daha çok tath-sert olmayı, yu- muşak bir yaklaşımı yeğliyor, iyimserlıği ve umudu gözden ka- çırmıyor. Bu açılardan, Holly- vvood üzerine alabildiğine ka- ramsar bir bakışı atagelmiş fihn- lerden, "Yann Ağla>«cagım", "Harlow", "Frances", "The Story of Jeanne Eagds", "Çıp- lak Ruhlar" vb daha aydınlık, daha iyimser... Çünkü Meryl Streep ve Shir- ley MacLaine'in ustalıkla (ve başka adlarla) canlandırdıkları Carrie ve annesi Debbie, arala- nndaki her türlü engeli yıkıp uyuşturucu ve alkolü de bir sü- re bir yana bırakarak birbirleri- ni anlamayi, birbirlerine yakın- laşmayı başanyorlar. Çünkü bu gök kubbe altmda, hatta Holly- wood'da bile anlaşmak, ileti- şim kurmak ve konuşmak mümkündür... Gene Hackman ve Richard Dreyfuss'un küçük rollerde harikalar yarattığı, Den- nis Quaid'in ise "hayvansı çeki- cüiğini" gösterdiği bu küçük, ama çok hoş film, özellikle si- nema dünyasına duygusal bir gezi yapmak isteyenler için... Sidney Pollack'ın beşyıl aradan sonra çektiği ilk filmi oldukça romantik Bir tür çağdaş"Kazabl anWHavana Yönetmen: Sidney Pollack / Senaryo: Judith Rasooe, David Rayfıel / Görüntü: Owen Reizman / Müzik: Dave Grusin / Oyuncular: Robert Redford, Lena Olin, Alan Arkin, Raul Julia, Tomas Millian, Daniel Davis, Tony Plana / Bir UIP (Universal) filmi / 140 dakika (Şişli Kent) Devrimler "bİMtihi" roman- tiktir... Sistemleri, ideolojileri, yaşam biçimlerini tümüyle de- ğiştirmek gibi radikal tutkulara sahip olmanın kendisi bile aslın- da romantik bir eylem biçimi- 4ir. Her devrim bir Utopyadır, her ütopya da bir düş... Düşle- ri de ancak duygulan olanlar, yaşamı akıl kadar duygularla da kavrayanlar görebilir. Devrimin eşiğindeki Küba'da da devrimciler, kaçımlmaz bi- çimde romantiktirler. Isveç kö- kenli Amerikah, çeşitli serüven- lerden sonra kendisini Küba burjuvazisinin önde gelenlerin- den, toprak zengini, ama gön- lu devrime kaymış Arturo Du- ran'ın karısı olarak bulan güzel ve çekici Roberta (Bobby) için devrim "bazı insanlann birlik- te söyledikleri bir şarkı"dır. Ro- berta niçin devrimin hizmetin- dedir? Onulmaz bir adalet duy- gusuyla her türlü haksızlığa ve sömürüye karşı olduğu için mi? Artura'ya olan aşkından mı? Bu ona çılgıncasına eğlenen, dün- yanın en yozlaşmış kentlerinden biri olan "Amerika'nın kerhanesi" Havana'da ve yoz- luğun dibindeki Havana burju- vazisi içinde görkemli bir ayrı- calık sağladığı için mi? Belki hepsi yüzünden... Ama "ka- der"in onu bir araya getirdiği uluslararası profesyonel kumar- baz, iflah olmaz ve sanki hep kazanmaya mahkûm pokerci Jack Weil'in sesi, ne yazık ki şarkı söylemeye uygun değildir. Her türlü politik inancı ve bağ- lanmayı reddeden genç adam, tutulduğu bu alabildiğine gi- zemli ve çekici kadının politik tavnnı eleştirir: "Dünyayı de- ğiştirmek istiyorsun. Benimkini degişlirsen olmaz mı?" Olur... Olur elbette... Yeter ki Roberta da, Robert Red- ford'un "şeytan tüyü"ne sahip fiziğiyle karşımıza gelen Jack VVeil'e âşık olsun. Olur kuşku- suz! Ve iki sevgili, Fidel Castro devriminin hemen öncesinde, dünyanın en kanlı diktatörlerin- den biri olan Battista'nın zul- muyle inleyen Küba'da, tehlike, isyan ve savaş fonu önündeför- kemli bir aşkı yaşarlar. Hefe "koca", devrimci Arturo da Battistaci güçler tarafından tu- tuklanıp öldAruldüğüne göre Ama ya Artura gerçekten öhne- mişse? Ya çıkıp gelirse? Ve de çıkıp gelmesi, onun yok ohna- smı istemek için sayısız nedene sahip olan maceraperest, ku- marbaz Jack Weil'in eKnde olursa? Sidney Pollack'ın "Bepkn Afrikam"dan 5 yıl sonra yt&- tığı ilk film, sanatçının fetiş FETtŞ OYUNCU Pollack'ın 'HavanaV ında yönetmen- infetiş oyuncusu Robert Redford rol alıyor. Redford, daha önce Sidney Pollack'ın tam yedi filminde oynamışb. Kuuert Kedford'la da tam yedinci işbirliğini oluşturu- yor. Bir kadın yazarın romanın- dan yola çıkan film, Batılı eleş- tirmenlerin daha önce beiirttiği gibi bir tür çağdaş "Kazafelan- ka..." Kazablanka'nın oluştur- duğu, bir aşk oyküsü için en uy- gun dekoru savaş ve tehlike için- deki egzotik bir kent, bu kez 1958 yılının Havanası'nda ide- al biçimde yeniden karşımıza çı- kıyor. Yine siyasetle sevginin karmaşık dansları, bir "dava" uğruna feda edilebiiecek tutku- lar, iki erkeğin aşkı arasında kalrruş bir kadın var. Ve yine özellikle Amerikan sinemasının (aslında biraz da yazmının film- de adı geçen. Havana ve Küba âşığı Hemingway'in öykulerin- de de sık sık rastlanan) gözde tiplerinden biri: Serüvenci, ego- ist, davalarla, ideallerle ilişkisi olmayan, ama sırası geldiğinde (veya "kader" öyle istediğinde), bir dava için olmadık şe>'leri ya- pabilecek kahraman.. Yani ku- marbaz Robert Redford... "Hayana", Sidney Pollack'- ın romantik filmi, son yıllann hızh ve hareketli sineması için- de eşine pek az rastlanan duy- gusal bir yapım. Fonda temel ipuçlanyla verilen bir Battista yönetimi ve finalde karşımıza gelen ve kahramanlann yazgıla- nnı değiştiren Küba devrimi... ön planda ise yoğun bir duygu- sallığı, "ancak filmlerde görülen" bir aşkı utanmasız çe- kinmesizcesine yaşayan kahra- manlanmız. Özellikle duygusal- lıklannı gitgide maddileşen dün- yamızda gizli bir hazine gibi ko- ruyanlara seslenen, hoş ve usta işi bir film... Lena Olin de ne- redeyse "Kazablanka"nın Ing- rid'ını aratmayacak bir diğer "soguk", ama ateş gibi yakıcı lsveçli, hem çekici hem de usta oyuncu bir kadın... '\brum \bk'un galası • Kültür Servisi — Beyin özürlü bir gencin başrolünü oynadığı "Yorum Yok" adh fılmin galası bu akşam Atatürk Kültür Merkezi Sinema Salonu'nda yapılacak. Yönetmenhğini Eser Zorlu'nun yaptığı fılmin galası Türk Spastik Çocuklar Derneği tarafından organize edildi. "Yorum Yok", beyin örürlü bir gencin toplum içindeki rolü ve yaşama savaşını kazanma çabasını, toplumun özürlü insanlara bakış açısını vurguluyor. Füm, Antalya Film Festivali'nde halk jürisinde üçüncü film seçilmişti. Filmin başrolünde oynayan Adem Zeki Kurt, Türk Spastik Çocuklar Derneği'nde eğitim görüyor. komedisi • Kültür Servisi — Daha önce 6 ilde 9 kez yasaklanan Pir Sultan Abdal oyununa son yasaklama Niğde Valiliği'nden geldi. Son olarak Ankara ilinde aklanan "Pir Sultan Abdal" oyunu daha sonra Muğla'da sergilendikten sonra oyuncuları iki gün gözaltına alınmışlardı. Niğde yasaklamasından sonra oyunun yazarı Erol Toy, her zaman olduğu gibi bölge ıdare mahkemesine başvurmak uzere Niğde'ye ' hareket etti. Ankara Birlik Tiyatrosu 4 nisan Ankara turnesinden sonra Niğde'de sergileyeceği oyun için bir hafta önceden valiliğe başvuruda bulunmuş, organizasyona girişmiş ve bilet satışına başlamıştı. 4 Bir Garip Orhan Velf • Kültür Servisi — Kent Oyuncuları genel istek üzerine "Bir Garip Orhan Veli" adh oyunu bugün, yann ve pazar günü yeniden sahneh'yor. Murathan Mungan'ın yazdığı oyunun dekor ve kostümlerini Oğuz Aral hazırlamıştı. Müşfik Kenter'in rol aldığı oyun bugün saat 21.00'de, yann saat 15.00 ve 18.00'de, : pazar günü ise saat 15,0JH'te - sahnelenecek. - ı *#*J Ü.Edebiyat ~ şenliği • • Kültür Servisi — tÜ ; öğrenci Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen II. Edebiyat Şenliği kapsamında bugün Doç.Dr. Nabi Ava'nın ; 'Enformasyon Çağında Yannın Sırurlan' başlıklı konuşması, saat 14.00'te Tank Buğra'mn 'Roman Üstüne Düşünceler'i ve saat 16.00'da Can Yücel'in 'Şiirli Bir Zaman' başlıklı konuşmalan izlenebilir. BUGÜN ~ • Edebiyatta Kent Yazar Muzaffer Buyrukçu, Enver Ercan yönetiminde Taksim Atatürk Kitaplığı'nda saat 16.00'da "Edebiyatta Kent" başlıklı bir söyleşi yapacak. • Panef Plastik Sanatlar Derneği kültür etkinlikleri kapsamında Cemal Reşit Rey Konferans Salonu'nda saat 14.00 ile 16.00 arasında "Sanatçı, Galerici, Koleksiyoncu Üişkileri" başlıklı bir panel gerçekleştirilecek. Konuşmacı olarak Özdemir Altan, Halil Bezmenk Haldun Dostoğlu, Ali Koçman ve Beral Madra'nın _ katılacağı paneli Hüsamettin Kocan vonetecek. bugün bilsak 5 NtSAN CüMA : 19.00 Başlangıcından Bugüne Türk Pop Müziği 4: "Cem Karaca Vcrsus Cem Karaca" 19-30 Bilsak Tiyatro Atölycsi: işteBaşlşteGövdeîşle Kanaüar" Yazan: Sevim BURAK Görsel Sanat Atölyejeri Mehmcl GÜLERYÜZ yöncümindc(Per. - Cum.) Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 1100-00.30 Rock Cafe-Bar(5.Ka) 15.00-18.00 HeavyMctal 18.00-24.00 Rock Poscdıon bilsak, sıraselviler cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle