22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5NİSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERBEST PİYASADA DÖVİZ ABO Dolar. Alman Markı Isvıçre Frangı HoBanda Ftonm Ingılız Sterlıru Fransız Frangı 1*0 I Lireö S.A Rıyali Avus Sthnı Alış 3880 2300 2700 2020 6820 675 304 1010 323 Sattş 3890 2310 2710 2030 6870 680 308 1020 328 ALT1N GÜMÛŞ Cumhurtyet Reşat 24 ayar altın 22 ayar bıleak 900 ayar gümüş Vakıfbank Altını- Ziraat Altını HaJkaltın Alış 285 000 305 000 43.500 39.000 558 231 000 231.000 234 000 Satış 290.000 320.000 43.700 43.000 585 236 000 236 000 239.000 M.BANKASI PİYASALARI TL Pıya Dövte Altın Pıyasası Ort fac (%) işl.HâC. (Mılyar TL) Dolar kapantş (TL) İSl.Hac.(Miyon $) Kapanıs (ons/S) ISlem Hacm (kg) 11017 35 3891 6614 357 90 17 M.B. bilançoları semineri • Ekononu Servisi — Mülkiyeliler Birliği'nin düzenlediği seminerde "Merkez Bankası büançoları irdelenecek". Bugün saat lO.OO'da Parksa Hilton'da başlayacak ve iki gün sürecek semineri Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu bir konuşmayla açacak. Saracoğlu, "Merkez Bankası'nın flnansal sistemle ilişkileri ve refonnlar" Ozerinde duracak. Merkez Bankası üst düzey görevlilerinin sunacakları bildiriler yarunda yann Hazine Müsteşar Yardımcısı Mahfi Eğilmez "Hazine-Merkez Bankası llişkilerini" «nlntarak ûğretim ttyelerinin de bildiri sunacaklan seminer, Merkez Bankası eski Başkanı Yavuz Canevi'nin yöneteceği panelle son bulacak. Merkez Bankası ve finans sektörünün tartışılacağı yarınki panele Dr. Ozten Akgüç, Dr. Dr. Deniz Gökçe ve gazetemiz yazarlarından Osman Ulagay katılacaklar. Mevduat 62 trilyon • ANKARA (AA>— Bankalardaki toplam mevduat 15 martta, 62 trilyon 746 milyar liraya jrükseldi. Merkez Bankası verilerine göre 8 martta 62 trilyon 191 milyar lira • düzeyinde olan toplam mevduatta 555 milyar lira artış oldu. 8-15 tnart tarihleri arasında tasarnıf mevduatı 559 milyar lira, vadesiz ticari mevduat 286 milyar lira artarken vadesiz resmi mevduatta 199 milyar lira, diğer vadesiz mevduatta da 330 milyar lira azalma görüldü. Söz konusu tarihler arasında, kamu bankalanmn mevduat hacmi 127 milyar lira artarak 34 trilyon 334 milyar liraya, özel bankalann mevduat hacmi ise 426 milyar lira artarak 27 trilyon 556 milyar liraya ulaştı. Opel Vectra ttalya yolımda • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bttrosu) — General Motors tarafından Torbalı'da üretilen 168 Opel Vectra, dün gemiyle Italya'ya ihraç edildi. GM Genel Müdürü Ziyad Nashif, "Hedefımiz, 1991 yılı içinde 5 bin otomobil ihracatı" dedi. Nashif, ttalya, Ispanya ve Fransa'ya yıl sonuna kadar ihracatı hızlandırarak sürdüreceklerini ve 80 milyon dolar döviz girdisi sağlayacaklannı bildirdi. Finansbank'ın 3ayhkkârı • Ekonomi Servisi — Finansbank, 1991 yılının ilk çeyreğinde 25.5 milyar vergi öncesi, 22.7 milyar lira vergi sonrası kâr elde etti. Banka Genel Müdürü ömer Aras'ın yaptığı açıklamaya göre ödenmiş sermayesini 50 milyardan 100 milyara çıkartan Finansbank'ın özkaynaklan, aynı dönemde 74 milyardan 147 milyara yükseldi. Bankanın bilanço toplamı ise 2.1 trilyon liraya ulaştı. • • • Unye Çimento • ORDU (AA) — Geçen yıl kasım ayında hisse senetleri halka arz edilen Ünye Çimento, 1990 yüı faaliyetlerinden 16.6 milyar lira kâr sağladı. Şirket yetkilileri, geçen yıl yapılan 19 günluk grev sonucu fabrikanın yarım milyar liralık zarara uğradığını belirttiler. Bu arada Ünye Çimento'nun bazı kamu kurum ve kuruluşlanndan 15.5 milyar lira alacağı, 2.5 milyar da borcu bulunduğu kaydedildi. Belge kasası hayali proje mî?ESİN SUNGUR Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'nin 'belge kasası' projesi bilme- ceye döndü. Kahveci'nin ilk açıklamasın- da bu yılın sonunda kullanılmaya baş- lanacağını bildirdiği belge kasaları ko- nusunda bakanbkta hiçbir çalışma yapıl- mazken kasalann mucidinin kim oldu- ğu da soru isareti taşıyor. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, tstanbul'da aralık ayı sonunda yaptığı basın toplantısmda vergi kanun- İarının yeterli olmasına karşılık uygula- madaki noksanlıklardan dolayı istenen düzeyde vergi toplanamadığını belirterek bu durumu düzeltmek için bir yandan para akışım, bir yandan da mal akışını izleyerek belge düzeni kurmak gerekti- ğini söylemişti. Kahveci, mal akışım bel- geye bağlamak için ilk uygulaması 1991 yılı sonunda olmak üzere 1 milyon 850 bin vergi mükellefine bedava belge ka- sası dağıtılacağını açıklamıştı. Kahveci1 nin verdiği bilgiye göre biri belgenin as- üna, diğeri kopyasına yapıştınlmak üzere iki yapışkan pul verecek olan belge ka- salan fatura, sevk irsaliyesi, gider mak- buzu gibi belgelerin kontrol altına alın- masını sağlayacaktı. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci'nin uygulamasına 1991 sonun- da başlanmakla birlikte yaygın kullanı- mına 1992'de geçileceğini açıkladığı bel- ge kasaları konusunda bilgi veren Mali- ye ve Gümrük Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili, bakanlıkta konuyla ilgili ola- rak hiçbir çalışma yapılmadığını söyle- di. Aynı yetkili, Kahveci'nin kendi icadı Maliye Bakanı Adnan Kahveci'nin "belge kasası projesi" konusunda bakanlıkta ne somut bir çalışma ne de sorumlu bir birim var. Gerekli mevzuat çalışmaları bile başlamamış. Kahveci'nin 'kendi icadı' olduğıinu söylediği kasa projesinin bakanlığa ilk olarak Ekrem Pakdemirli döneminde, teknisyen Naim Sungur tarafından sunulduğu belirtiliyor. olarak ortaya attığı belge kasasının Ek- rem Pakdemirli'nin bakanlığı dönemin- de Hema'da çalışan Naim Sungur tara- fından Maliye'ye önerildiği ve kabul gör- mediğini de bildirildi. İsminin açıklan- masını istemeyen bakanlık yetkilisi şöy- le konuştu: "Bakanlıkta şu anda belge kasası ca- lısmalarını iistlenmiş hiçbir birim yok. Belge kasası olayını biz bakanın tstan- bul'da yaptığı basın toplantısmda duy- duk, daha sonra da konuyla ilgili hiçbir talimat almadık. Oysa uygulama bu yıl sonunda başiayacaksa çok ciddi çalışma yapılması gerekir. Çiinkü bu kasalann kuUanılabilmesi için Ceza Kanunu, Ban- kaiar Kanunu, Ticarel Kanunu, çek- senet ve vergi mevzuatı değişmek zorun- da. Ayrıca bakanın açıklamasında, be- dava dağıtılacak belge kasalarının Vergi İdaresini Geliştinne Fonu'ndan sağlana- cak 600 milyar lira kaynakla üretilecegi yer alıyor. Y'azar kasa uygulamasından edindiginuz tecriibeler bu paranın 1 mil- yon 850 bin kasanın finansmanına yet- meyecegi yönünde. Belge kasalarıylg il- gili bir başka kanşıklık, kasalann mu- cidi konusunda. Çiinkü Kahveci'nin açıkladığı kasalan Ekrem Pakdemirli'- nin döneminde Hema'da çalışan Naim Sungur, götürii mükelleflerde kullanü- ması için önermişti. O zaman yapılan in- celemede bakanlık kâğıt üzerinde bir çi- zim olarak getirilen bu projeyi benimse- memişti." Bakanlık yetkilisinin açıklamaları üze- rine aradığımız Naim Sungur, Hema ile hiçbir bağlantısımn kaJmadığını belirte- rek belge kasası projesinin de söz konu- su şirketle ilişkili olmadığını söyledi. Ek- rem Pakdemirli döneminde götürü mü- kellefler için söz konusu kasa projesini bakanlığa sunduğunu doğrulayan Sun- gur, Kahveci ile olan Uişkisi konusunda şunlan söyledi: "Sayın Kahveci bu projeye son dere- ce önem veriyor ve mutlaka gerçekleş- tinnek istiyor. Bunun için de kamuoyun- da projenin takipçisi olarak kendisinin görünmesini istiyor. Ben bir teknisyenim. Hema'ya takograf 'know-how'ı satmış- tım. Bu projde de teknik danışmanhk ya- pıyorum. Adnan Kahveci'nin elinde ci- hazdan çizdirdigi kroki var.Hesap ma- kinesinden biraz büyük olan bu kasala- rı ben daha önce Pakdemirli dönemin- de bakanlığa teklif etnüştim, ama tek- nik hususlardan kabul görmedi. Şimdi bunlann patentini almaya çakşıyorum." Konuyla ilgili olarak Cumhuriyet'in sorularını yarutlayan Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahveci, belge kasalan- nın planlarını kendisinin çizdiğirü belir- terek Naim Sungur'un projeyle hiçbir alakasmın olmadığını söyledi. Kahveci, Sungur'un Pakdemirli döneminde ba- kanlığa yaptığı teklifin de belge kasası olmadığını savunarak "Bakanlığa götürii mükelleflerie ilgili olarak verilen teklif belge kasası ile ilgili değil, basit bir ya- zar kasadır" dedi. Belge kasalanyla il- gili çalışmalann halihazırda teorik saf- hada olduğunu kaydeden Kahveci, uygu- lamaya geçiş için gerekli altyapı hazırlı- ğının bitmediğini kaydederek şu bilgiyi verdi: "Kullanımuıa en erken 1992 yılında geçilebilecek olan belge kasaları Türki- ye'de çapraz kontrolü saglamaya yöne- lik bir uygulamayı getirecek. Ozellikle biıyiık faturalann kayda geçmesinde, naylon fatura olayının, naylon gider ve naylon müstahsil makbuzlannın takibin- de belge kasası çok etkili rol oynayacak. Bu kasalan birinci ve ikinci sınıf tacir- lerle serbest meslek mensuplan ve ku- rumlar kullanacak." Baymmdayerli turiste bel bağlayan turizmciler THY grevinden kaygdanıyor Grevgölgesinde bayram turizmiEkonomi Servisi — Bayram tatili için geriye sayımın başla- dığı şu günlerde, THY grevi tu- rizmcileri kaygılandırıyor. Kör- fez krizinin sektörde yarattığı bunalımın ardından, 9 günluk bayram tatilini fırsat bilerek iç turizmle "soluklanmaya" çah- şan turizmciler, umutlarını yılın ikinci yarısına saklıyorlar. Ankara Cumhuriyet Bürosu'ndan tdil Gürsel'in ver- diği habere göre acenteleri "çif- te rezervasyon" sorunu kaygı- landınyor. Ulusal Turizm Acen- tesi (UTA) Genel Müdürü Ab- dullah Çevik. "Ozellikle Side- de çifte rezervasyonla karşılaşı- yonız. Bunun sonucunda mıiş- terinin bize güveni kalmıyor. Müşteriler otel degiştirmek isteraiyorlar" diyor. Pansilya Turizm Genel Müdürü Sedat Kayahan ise çifte rezervasyor. sorununun "her yıl" yaşandığı- nı anımsatarak nedenlerini şoyle anlatıyor: "Körfez krizinden tüm otel- ler etkilendi. Hepsi boş kaldı. Mart ve nisan aylannda ise tüm oteller odalannı cazip fiyatlar- la pazariadılar. Fiyatlann duşük olması, bayramda otellere olan talebi arttırdı. Bu arada bazı oteller yabancı acentelerle de anlaşma yapülar. Ancak bunun kâğıtta kalacağı düşüneesiyle iç turizme de yöneldiler." tzmir Cumhuriyet Bürosu'n- dan Merih Ak ise bölgedeki tu- rizmcilerin görüşlerini şöyle ak- tarıyor: Haluk Nişhoglu (Ege Turistik TüRSABTNGÖRÜŞO THVye neşter atmalı'Ekonomi Servisi — THY grevinden "derindcn" etkilenme tehlikesiyle karşı karşı- ya bulunan seyahat acenteleri, sorunun çözü- me kavuşturulması için taraflar arasında ara- buluculuk yapmayı önerdi. Dün bir basın top- lantısı düzenleyen Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Bahatfin Yücel, THY grevinin turizm sektörü için Körfez kri- zinin ardından ikinci bir darbe olabıleceğini be- lirterek, "Grevin yaratacağı etkiniotelafisiçok giiç olabilir" dedi. TÜRSAB'm taraflan masaya gettrme öne- risinin THY Genel Müdürü Cem Kozla tara- fından olumlu karşılandığını, ama Hava-îş Sendikası Başkanı'ndan herhangi bir yanıt alı- namadığını acıkiayan Yücel. "THY'nin yara- sma neşter atmarun zamam gddl" diyerek şun- larf söyledi: "YıUarca poiitik kaygılaria kadrolan şişiri- len THY'de yüzde 25-30 oranıııda personei faz- latığı oMugo söyleniyor. Şimdi grev vesüeayle bem çalısaular bem de işletme için gerek du- yBİan radikal çözüm yoifaun bnlunabilir. THY'nin rekabet göcünü arttırmak ve çağdaş hizmet vermesini sagtamak için özelteştirilnıesi yorana da gidilebilir." Basın toplautısında hac konusuna da deği- nen TÜRSAB Başkanı Yücel, Diyanet tşleri Başkanbğı'nın seyahat acenteleri ile devlet des- teğinde haksız rekabet yaptığını söyledi. Yü- cel, Diyanet'in hac organizasyonu konusunda tur operatörüne benzer bir tavır takındığını be- lirterek, "Devtetten maaş alan hnamlann cn- ma vaazlannda seyataat acenteleri akyhine vaaz verdikkrini" öne sürdü. Devlet Bakanı Cemil Çicek'in bu yıl Türki- ye'ye verilen 57 birî kişilik hacı kontenjanını arttırmak için Diyanet yöneticileri ile birlikte Saudi Arabistan'a gittiğini söyleyen Yücel, bu gezi sonunda sağlanacak olan ek kontenjan- dan seyahat acentelerinin de yararlanması için Turizm Bakanlığı'nın devreye girmesini istedi. Işletmeler Derneği Başkanı): 7 günluk paket programlar var. Ege Bölgesi'nde işletmelerin yüzde 85'i bayTama hazırlanma- ya başladı. Yaptığımız araştır- malara göre şu anda bayram için oteller yüzde 40-50 oranın- da bir doluluğa ulaştı. Ancak büyük bir hareketlilik nasıl sağ- lanacak bilmiyorum. Abdullah Tekin (Akdeniz Se- yahat Acentaları Birliği Sözcü- sü): Bayram iç turizme hareket- lılık getırecektır. Ancak bu ko- nuda en büyük handikap THY'nin grevidir. Antalya'da şu anda yüzde 70'lere varan bir bayram doluluğumuz var. Bu- nun yüzde yüz olmasını bekle- miyoruz. Ancak iç turizm hare- ketlenecek. Fiyatlar diğer yılla- ra göre çok iyi. Son 10 yılı ele alırsak daha önce dış turizmle çakışan bayram şimdi kışa kay- maya başfadı. Bu da fiyatlann düşmesinde büyük etki sağladı. Ali Ergül (Kuşadası Otel- Motel Işlelmecileri Derneği Baş- kanı): Şu anda 25 bin yatak bayram için hazır durumda. Fi- yatlar da gunlük 25-100 bin li- ra arasında değişmekte. Bunun yanında deniz mevsimine gelin- memesi, havalann durumu, bayram turizmini etkileyecektir. Bayramda büyük kentlerden kaçanların Kuşadası'na gelme- sini bekliyoruz. Kadir Karakaya (Didim Otel- Motel tşletmecileri Derneği Baş- kanı): Acentelerden edindiğimiz bılgilere göre Akdeniz ve Di- dım'e ilgi büyük. Yatak satışla- rimız devam ediyor. Bunun ya- nında altyapı çalışmaları sürü- \or. Belediye bayramdan önce bunu bitireceğini söyledi. Şu an- Ja pansiyonlar da dahil 10 bin \atak var. Bunlann Cyatlan ise ortalama 50 bin lira civarında. Bayramda otellerimizin yüzde 90'ının açılmasını bekliyoruz. Mustafa Dedeoğlu (Fethiye Otel-Motel Işletmecileri Derneği Başkanı): Fethiye'de şu anda \ uzde 60 oranında bir doluluk var. Bayrama kadar tahminen \ uzde 80 civarında bir dolulu- ğu yakalayacağız. Geçen sene- den biraz daha düşük bir fiyat uygulanmakta. Ancak durum hıç iyi değil. Bayramda bir ha- raketlilik gelecek, ama bunun devam edeceğini sanmıyorum. Rafet Gider (Bodrum Otelciler-Motelciler Derneği Başkanı): Bodrum yarımadasm- da bakanlık belgeli 15 bin, be- lediye belgeli 20 bin yatak var. Bayramda beklentimiz çok bu- yüİc. Şimdiden bü>lik bir ilgi ile karşılaştık. Yalıra Araz (Marmaris Turis- tik İşletmeler Derneği Yönetim Kurulu üyesi): 40 bin yatakla se- zona giriyoruz. Bayram nede- niyle talep yüksek. Satışlar ge- nellikle 9 gün değil de 5 gün için yapılmakta. BayTamda denize yakın bir 3 yıldızlı otelin fiyatı 50-65 bin lira arasında olacak. El Sabah para dağıüyorEkonomi Servisi — Yaklaşık 7 ay süren Irak işgali sırasında ülke dışında kalmayı "yegleyen' Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El Ah- met El Sabah, işgal sırasında ül- keyi terk etmeyen Kuveytlilere para dağıtıyor. Kişi başına 500 Kuveyt Dinan (1700 ABD dola- n) olarak biçilen 'tazminattan' 250 bin Kuveytli yararlanacak. Ancak Kuveyt Emiri'ne yaklaşık olarak 400 milyon dolara mal olan bu jest Kuveytlilerin büyük bir bölümü tarafından mem- nunlukla karşılanmadı. 600 bine bile varmayan nüfu- suna karşılık, milyarlarca dolar- hk petrol geliri olan Kuveyt, Irak işgalinden önce dünyanın en zengin ülkelerinden biri olarak gösteriliyordü. tşgalden önceki dönemde yapılan istatistiklere göre Kuveyt'te kişi başına düşen yılhk geh'r 20 bin dolara yakın- dı. Ancak 7 aydan fazla süren Irak işgali petrodolarlann sağ- ladığı olanaklann büyük bir bo- lümünü yok etti. Geçen şubat ayı başmda yeniden özgürlüğü- nü kazanan Kuveyt'in eski ihti- şarruna kavuşması için belki de uzun yıllar beklemesi gerekecek. $ Emir Şeyh Cabir'le Başbakanı ve veliahtı Abdullah El Salim para dağıtarak yurttaşlanna yaran- maya çalışıyor. Kişi başına 1700 dolarlık işgal ve savaş tazminatının dağıtılma- sına geçen cumartesi günü baş- landı. Ancak Emir'in jesti, işgal sırasında ülkeyi terk eden 350 bin Kuveytli. için geçerli değil. Asıl tepkiyi yaratan uygulama, Kuveytteki toplam işgücünün yüzde 86'sını oluşturan ve sayı- lan ülkedeki toplam Kuveytliler- den bile fazla olan yabancıların da jestin kapsamı dışında bıra- kılması. "Bu para, Emir'in bir çeşit özür dileme yolu" diyen mühen- dis İbrahim Al-Bahr, paranın azlığından yakınıyordu. Ayak- kabı mağazası sahibi Hajjaj Sü- leyman tepkileri ise daha deği- şikti: "Emir, para yerine demokra- si vermeliydi. Bu verilen paray- la El Sabah'tan demokrasi satın alabilmek isterdim". Oto ithalatçısı yîne mutluEkonomi Servisi — Mart ayı otomobil üretici ve ithalatçılarını sevindirdi. Ocak ve şubat aylannda Körfez savaşı nedeniyle dur- gunluğa giren otomobil piyasasımn mart ayında gelen talep patlamasıyla canlandığı bildirildi. Otomobil tthalatçıları Derneği Genel Sekreteri tlhan Çetinkaya. dün düzenledi- ği basın toplantısmda, 199O'ı son derece parlak geçiren piyasanın ocak ve şubat ay- lannda birden bire sıfıra indiğini belirterek "Mart ayında talep kimsenin beklemediği kadar canlandı" dedi. Otomobil satış tren- dinin uzun bayram tatillerinden önce ve ba- har aylannda tırmandığını hatırlatan Çetin- kaya, mart ayında ve nisanın ilk haftasırl' da bu etkilerden kaynaklanan canlanmanın Kurban Bayramı'na kadar süreceğini söy- ledi. Piyasadaki hareketlenme üzerine ga- lerilerin ve ithalatçılann ellerindeki stokla- nn tükendiğini beurten Çetinkaya, ilk üç ay- daki kur değişmelerine de değinerek şöyle konuştu: "Geçen yılın tamamında yüzde 30'u aş- mayan döviz kurianndaki hareketlilik bu yı- lın ilk 3 ayında yüzde 30 oldu. Ellerindeki stoklan eriten otomobil ithalatçıları bu du- rumda artık Tiırk Lirası bazında fiyat ve- remeyecek. Fiyatlar döviz cinsinden ifade ediiecektir. Yılın ilk üç ayındaki gelişmeler nedeniyle birçok firma bu yılın geri kalan bölümünde neler olacağından emin değil. Ancak şu kadannı tahmin edi\onız, otomo- bil ithalatı gelecek yıllarda adet olarak sü- rekli artacak fakat hiçbir zaman 1990'da gösterdiği sıçramayı yaşayamayacak. Ocak-mart döneminde yerli otomobil üretiminin 33 bin, ithal otomobil satışının1 ise 9 bin 363 olduğunu bildiren llhan Çe- tinkaya, geçen yılın aynı döneminde 41 bin 869 adet olan otomobil üretiminin yüzde 21 gerilemesine karşılık, 5 bin 236 adet olan ithalatın yüzde 79 oranında arttığını söyle- di. İthalatçılann Türkiye*de liberal ekono- minin kalıcı olduğuna artık inandıklarını anlatan Çetinkaya, bu inanç nedeniyle ozel- likle satış sonrası hizmet yatırımlarına ağır- 'lık vermeye başladıklarını söyledi. Otomobil İthalatçıları Derneği Genel Sekreteri tlhan Çetinkaya, yerli otomobil üreticileri ile ithalatçılar arasındaki tartış- malara değinen bir soru üzerine de Türki- ye'de yerli otomobil üretiminden söz etme- nin mümkün olmadığını savundu. Otobüse 4 grev' zammıANKARA (AA) — THY'de başlayan grev ve Ramazan Byra- mı nedeniyle otobüs firmaları bilet fiyatlarına yüzde 25 ora- nında zam yaptılar. Bazı firma yetkilileri, bayram arifesinde fı- yatları daha da arttırabilecekle- rini bildirdiler. THY grevinin başlaması yü- zünden Esenboğa Havaalanı'n- dan günluk çıkış yapan 2 bin 500 yolcu, tren ve karayoluna yönelmek zorunda kaldı. Uzun süredir Ankara-lstanbul ve Ankara-lzmir arasında rekabet dolayısıyla düşük fiyatla yolcu taşıyan firmalar, THY grevinin başlamasıyla talebin yükselme- si üzerine yüzde 25'e varan ar- tışlar yaptılar. Ankara-lstanbul arasındaki taşıma ücreti 35 bin liradan 50 bin liraya çıktı. 40 bin lira olan Ankara-lzmir yolcu ta- şıma ücretleri de 50 bin liraya yükseltildi. Şehirlerarası otobüs firmala- rının yetkilileri, Ramazan Bay- ramı tatilinin 23 Nisan Bayramı ile birleştirilmesi sonucu ozellik- le güney sahillerine olan yolcu talebinin büyük ölçüde artaca- ğını belirterek "Şu anda rekabet nedeniyle bilet fiyatlannı ve ar- tışlan düşük tutuyoruz. Ancak bayram arifesinde talebin bir anda artması ile bu rekabet kı- rılır ve taşıma ücretlerine ikinci bir zam gelebilir" dediler. Merkezi Antalya'da bulunan Akdeniz Otobüs Işletmeleri Ge- nel Müdürü Hüseyin Egemen, Körfez savaşı yüzünden 6 aydan beri otobüs işletmelerinin büyük maddi sıkıntı içine düştüğünü belirterek şöyle dedi: "Bu dönemde 3-5 yolcu ile se- ferlere çıkıyorduk. Altı aydan bu yana otobüs sahipleri yüzde 60 zaranna çalıştı. Sıkıntılı bir dönem geçirdik. THY ve HA- VAŞ'taki gre>- ile Şeker Bayramı dolayısıyla otobüslerimiz tama- men doldu. Şimdi biz bayram yapıyoruz." EKONOMİ NOTLARI OSMAN ULAGAY IMF, Dünya Bankası ve Işın Çelebi'nin başında bulunduğu devlet bakanlığının OECD ve bazı Birteşmiş Milletler kuruluşlarıyla birlikte An- talya'da düzenlediği uluslararası toplantı sırasında (*) IMF- nin, Dünya Bankası'nın ve OECD'nin Türkiye'yi yakından iz- leyen ekonomistleriyle tanışıp konuşma olanağını buldum, yaptıkları konuşmaiarı dinledim. Sözünü ettiğim kişiler ara- sında IMF'nin tanınmış baş ekonomistlerinden Manuel Gui- tian, Dünya Bankası'nın Avrupa ve Ortadoğu bölümünde gö- revli baş ekonomisti Parvez Hasan, Dünya Bankası'nın Tür- kiye ve Pakistan'la ilgili endüstrı, ticaret ve finans bölümü- nün şefi Bayan Mıeko Nishimizu ve OECD Türkiye Konsor- siyumu Başkanı Yutaka Imai vardı. Bu değerli uzmanların gö- rüşlerinin, temsil ettikleri kuruluşlann bakış açısını da yan- sıttığı varsayımıyla onları dinlerken edindiğim izlenimleri aktarmaya çalışacağım bu yazıda. ilk belirtilmesi gereken nokta; söz konusu uzmanların ba- kış açılan arasındaki paralellik. Hepsi Türkiye'nin ekonomi- sini dışa açma ve piyasa ekonomisine yönelme konusunda 1980'lerde yaptığı atılımın önemini vurguluyor, Türkiye'nin bu atılım sayesinde bugün on yıl öncesine oranla çok daha avan- tajlı bir noktada bulunduğunu belirtiyorlar. Türkiye ekonomi- sinin bu süreç içinde kazandığı esnekliğin birçok sorunu as- masını kolaylaştıracağını söylüyorlar. Türkiye ekonomisinin son bir iki yıldaki gelişimi ve ozellik- le şu andaki durumu söz konusu olduğunda ise övgülerin kaygılara dönüştüğü görülüyor. IMF'nin, Dünya Bankası'nın, OECD'nin uzman ekonomistleri Türkiye ekonomisinin şu an- daki sorunlanna çok net bir teşhis koymuş durumdalar. Hep- sinin görüş birliği içinde ortaya koydukları temel sorun; ka- mu açıkları, buna bağlı olarak enflasyon ve diğer sorunlar. Ekonomist olarak bu sonuca varmanın pek de zor olmadığı- nı, durumun açık seçik ortada olduğunu belirten söz konu- su uzmanlar, övgüyle söz ettikleri bazı Türk bürokratlarının da durumu aynı netlikte gördüğünü biliyorlar. Bu durumda sorulması gereken soru şu oluyor: Türkiye ekonomisinin temel sorunu bu kadar açık bir şekilde teşhis edilebildiğine göre neden bu sorunu çözmek için yapılması gerekenler yapılamıyor? IMF'nin, Dünya Bankası'nın, OECD'nin uzmanlan da şimdi bu soruyu soruyor ve cevabını arıyor. Bu soruyla birlikte üze- rinde durdukları bir diğer konu da Türkiye ekonomisinin yö- netımindeki koordınasyon eksikliği, "orkestra şefi"nin kim ol- duğunun bilınmemesı. Bunu onlar açıkça telaffuz etmediler, ama bana öyte geliyor ki şu anda "orkestra"mn her üyesinin önünde farklı bir parçanın notaları duruyor, ayrıca "orkestra şefi"nin kim olduğun da belli değil. Ekonominin hastalığı tonusundaki teşhis belli iken ve eko- nomi yönetimindeki başı boşluk ortadayken bu sorunların ne- den çözümlenemediği sorusunun galiba tek bir cevabı kalı- yor: Poiitik güçlükler yüzünden. Söz konusu sorunlara ve çö- züm yollarına biraz daha yakından bakıldığında bu cevabın doğruluğu daha da iyi anlaşılıyor. Temel sorun kamu açıklarıysa ve bu açıkların en az yarısı KİT açıklarından kaynaklanıyorsa bu sorunu nasıl çözecek- siniz? Kamu gelirlerini, yani vergi gelirlerini arttıracaksınız. Kamu harcamalarını mümkün mertebe kısacaksınız. Per- sonel giderleri dahil bütün harcama kalemlerini bir bir göz- den geçirip nereden ne tasarruf edebileceğinizi ortaya çıkar- tacaksınız, gereken yere baltayı vuracaksınız. KİT'leri verimli çalışır hale getirmek için gerekli adımları "atacaksınız, gerekiyorsa eleman sayısını azaltacaksınız. Ayak- ta kalma şansı olmayanların kapanmasını göze alacaksınız. Özelleştirebileceklerinizi özelleştireceksiniz. Vurgu bu önlemlerden biri ya da diğeri üzerinde olabilir, ama önerilenier özetle bu üç başlık altında toplanıyor. IMF'nin, Dünya Bankası'nın, OECD'nin uzmanlan bu ge- rekli adımları atmanın poiitik faturasının çok ağır olabilece- ğini kabul ediyorlar. Bu önlemleri alırken olayın sosyal bc- yutlarını gözden kaçırmamanın önemini de belirtiyorlar. An- cak bu temel sorunu çözmeden diğer sorunları çözmenin mümkün olmadığını da ekliyorlar. Örneğin son iki yılda para ve kur politikaları konusunda atılan cesur adımların maliye politikası cephesinde gerekli adımlarla desteklenmediği için umulan sonucu vermediğini, enflasyon cephesinde hedefe vanlamadığını vurguluyoriar. Bu çerçeve içinde çözüm, gerekli önlemleri cesaretle alıp maharetle uygulayabilecek bir poiitik yönetimin oluşmasına bağlı görünüyor. Bunun nasıl gerçekleştirilebileceğini ise kim- se net olarak göremiyor. Kısacası; ekonomideki sorunun teş- hisi ve tedavi yoliarı konusunda yaygın bir görüş birliği var. Bu tedaviyi kimin nasıl uygulayabileceği, kimin "orkestra şefi" olarak uyumlu bir yönetim sağlayacağı ise belirsiz. Temel sorunların çözümünü erteleyerek zaman kazanmak isteyen polrtikacılar belki bu belirsizliğin sürmesini tercih edi- yorlar. Ancak çözümsüz kalan temel sorunların ağırlaştığı ve yeni komplikasyonlara yol açtığı; "orkestra"nın her geçen gün daha uyumsuz sesler çıkarttığı bu ortamın, Türkiye'ye karşı anlaytşlı davranan IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlann hoşgörüsünü zorlayabileceğini de unutmamaları gerekiyor. (*) Toplantıyla ilgili izlenimlerimi Pazar Notları'nda aktarmaya çalışacağım. TURİZMDE REKLAM KAMPANYASI 'Türkiye zamanı 9 Körfez savaşının ardından uluslararası reklam şirketleri ile tamtım atağına kalkan Turizm Bakanhğı'nın Türkiye reklamları mayıs ayı sonuna dek sürecek. 14 Avrupa ülkesi ile ABD ve Japonya'da yayımlanacak olan reklamlann sloganı ise "Şimdi Türkiye'ye gelmenin tam zamanı". Avnıpa'nın biıieştiği yerde, göz kamaştıncı ve en muhteşem açıkhava mttzesi...", "Burası Türkiye. yan yana cami ve kili- seleriyle sizi bekliyor" tümcele- riyle Fransızlann beğenisine su- nuluyor. Şu günlerde Türkiye turizminin önemli alıcılan olan 14 Avrupa ülkesi ile ABD ve Japonya'da da ben- zer metinler yayım- lanıyor. Körfez savaşının ardından "tanıtım atağını" uluslarara- sı reklam şirketleri ile yapmayı seçen Turizm Bakanlığı'- nın bu iş için yakla- şık 20 milyar TL'lik bir bütçesi bulunu- yor. tngiltere, Al- manya, İsviçre, Avusturya, ttalya ve İspanya için "Erick- son", tskandinav ül- keleri ile Japonya için "Young and Rubicam", Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg için "Grey", ABD içinse "Hill and Knowlton" ile anlaşan Turizm Bakanlığı yetkilileri, tanıtım et- kinliklerinin "mümkün olan en kısa sürede" başlatıldığını söylüyorlar. Turquie saııs attendre CEM HAMULOĞLU Turizm Bakanlığı'nın 14 Av- rupa ülkesi ile ABD ve Japon- ya'yı kapsayan reklam kampan* yası başladı. "Şimdi Türkiye^ ye gelmenin tam zamanı" slo- ganıyla Türkiye'yi tanıtan rek- lamlar, dergi ve gazetelerde yayımlanıyor. Daha önce CNN ile başla- yan televizyon rek- lamları ise Alman- ya, tngiltere, îrlan- da, Avusturya ve İs- viçre'de yarın başlı- yor. Turizm Bakanlı- ğı'ndan aldığımız bilgiye göre Turki- 16 Uİkede ye'yi tanıtan rek- turizm reklam larnlar, ağırlıklı ola- fcampanyasi rak hafta sonlan • . 5 ı yayımlanacak. Ma- Daşiaal. yıs ayı sonuna dek FransiZ sürecek kampanya gazetelerinde boyunca, Türkiye- ı nin tarihsel, kültü- , : „ » " , ' rel ve doğal değerle- B e k l e m e d e n ri ile birlikte dünya Türkiye*' uluslan arasındaki konumu da vurgulanacak. "Beklemeden Türkiye" slb- ganıyla bugün Fransa'da Le Fi- garo, Le Monde ve Lıberatıon gazetelerinde yayımlanacak. olan ilanda, Türkiye, "Asya ile
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle