25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KENTEAŞAM CUMHURÎYET/17 CJEREKLÎ TELEFONLAR • Pois Indat: 055 • hfalye: 000 • Jandama: 056 • âbıta Mûdürlüfri: 527 57 00 • Mezartıklaı Mudûrtö$ü: 172 13 73 -74-75 ve 888 • İSKİ arua: 068 • SAĞUK: Hnır Acll: 077 Sağlık MûdâriMâ: 511 83 18 Cemh!M$a Tıp: 588 48 00 Çapa Tif: 525 92 30 Mamara Tıp: 340 01 00 Haydarpaşa N M N I M : 345 46 80 Şfeil Etlal: '31 22 09 Taktlm İftyaritm: 152 43 00 SSK Samatya. 588 44 00 SSK Okmeydanı: 132 30 00 SSK Giztepc: 358 67 60 • TBAFİK: Traflk Stıkc Md.: 176 24 14 (Ist) 356 04 85-86 (Kadıköy) Ulgc Traflk: 377 22 07 (E-5). 356 04 86 (Şehınçı). 314 36 (B Çekmece) • THY: iç Kattar 573 13 31 Drç HaUar 574 23 00 (25 hat) Santral: 574 73 00, H e n r m y M : 574 82 00 (45hat) • DDY: Slrkeci Oanıyna: 527 00 50 H.Pa*a Damyna: 336 20 63 H.Pa*a Santral 348 80 20 • VAPUR: $eWr Hatlan: 526 40 20. 144 42 33. D«ri2 Yribn (Acaırt*): 145 53 66 144 25 02 149 18 96 DMJZ Otobfeâ: 149 15 38 UGUN • Doğan Kardeş dergisi tarafmdan düzenİenen 1. Ulusal Çocuk Kurultayı Yapı Kredi Bayramoğlu Tesisleri'nde başlayacak. Kurııltayın ilk gunünde tstanbul gezisi ile doğa semineri yer alıyor. • İstanbul Barosu'nun 113. kuruluş yüdonümü ve Avukatlar Günii törenleri bugün AKM Konser Salonu'nda saat 10.30'da başlıyor. KlSACA • Topkapı surlarının yanında yapılmakta olan Eresin Oteli'nin kaçak olarak inşa edilen bölümleri dün Fatih Belediye ekiplerince yıkıldı. Belediye meclisinde yoğun tartışmalara yol açan ve bazı belediye yöneticilerinin rüşvet almakla suçlandığı otel inşaatına 100 milyon lira da para cezası kesildi. • Kadıköy - Eminönu seferini yapan Şehir Hatlan vapurundan, bir kişi denize atlayarak intihar etti. Dün saat 11.30'da meydana gelen olayda, "Necati Gürkaya" adh Şehir Hatlan vapurundan atlayarak intihar eden kişinin cesedi, aramalara rağmen bulunamadı. Sözen ve Girik tanıklıkyapmıştı Rüşvet iddiasına beraat kararıİstanbul Haber Servisi — Bir otel inşaatında, fazla kat çıkma izni karşılığında ruşvet aldığj sa- vıyla ağır ceza mahkemesinde yargılanmakta olan İstanbul Bu- yukşehir Belediyesi İmar Komis- yonu ve Belediye Meclisi üyesi Necaltin Sürner beraat etti. İstanbul 3. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde gorulmekte olan dava- nın dunku duruşmasında, Ne- cattin Sümer'in avukatı Önder Sav, son savunmasıru yaptı. Ön- der Sav, Necattin Sümer'in SHP içinde etkin muhalefette bulun- duğu için pasifize edilmek ama- cıyla bu koraplonun kurulduğu- nu ileri sürdu. Sav, soz konusu otelin işlemlerinin Sümer'in İmar Komisyonu'na secilmesin- den önce tamamlandığını da be- lirterek şoyle dedi: "Bu durum- da Necattin Sümer'in rüşvet al- ması söz konusu olamaz. Zaten Savaş Gursel de sadece Nurettin Sozen ve Fatma Girik'in bulun- duğu toplantıda rüşvet \erdigi- ni söylemiş, daha sonra ne sav- cılıkta ne de mahkemede bunu kabui etmemiştir. Sözen ve Gi- rik, Sümer'i yıpratmak için Sa- vaş GUrsel'e baskı yaparak aley- hinde ifade almışlardır." Goruşü sorulan savcı, Sü- mer'in ruşvet almaktan TCK'nın 213. maddesi gereğince 4 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandı- rılmasını istedi. Mahkeme kara- rında ise suçun yasal unsurlan- nın oluşmadığı bildirilerek, o\ çokluğuyla Necattin Sümerin beraatine karar verildiğini açık- ladı. Yaklaşık 3.5 aydır sürmekte olan dava, Sümer'in, otelci Sa- vaş Gürsel'den rüşvet aldığı id- diasıyla açılmıştı. İddiaya göre, Gursel'in otelinde yapacağı ba- zı değişikliklerle ilgili plan, Şiş- 11 ve Buyukşehir Belediyesi imar Komisyonu ve belediye meclis- lerinde kabul edilmiş, Sozen'in imzası aşamasında ortaya çıkan "rüşvet soylentüeri" uzerine so- ruşturma başlatılmış ve Necat- tin Sumer hakkında dava açıl- mıştı. Nurettin Sözen ile Fatma Girik mahkemede Sumer aley- hinde ifade vermişlerdi. KURBAGLIDEREYE KlRTARMA — Bir süre önce durdurulan Kurbaglıdere'yi temizleme çalışmalan, yeniden başlatıldı. Belediye Hoprağın üzerine' çıkıyor tstanbul Haber Servisi — İstanbul'un ka- derine terk edilen en büyük deresi olan Kur- bağalıdere'de geçen yü duran temizleme ça- lışmalanna yeniden başlandı. Kurbağalıde- re*nin Dereağzı'ndan 430 metre içerdeki köpruye kadar olan kısımda yapılacak te- mizleme çahşmalanmn temel atma törenin- de konuşan Buyukşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen, 1991 yılıru sosyal demok- rat belediyelerin toprağın üstüne çıkma yı- lı olarak değerlendirerek "Gösterişten, ci- ladan uzak, halka yöneiik yatırımlar yapı- yonız. Inanıyorum ki halkımız bunu en iyi şekilde değerlendirecek" diye konuştu. Tö- rene Kadıköy Belediye Başkanı Cengiz Öz- yaJçın, İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel, SHP'li milletvekili Mehmet Moğultay ve çok sayıda belediye yetkilisi katıldı. Kadıköy Belediye Başkanı Cengiz Özyal- çın da bir süre önce başlatılan Kurbağalı- dere temizleme çalışmalannın, Marmara Denizi'nin kirletildiği öne sürülerek durdu- nılduğunu söyledi. Dere temizleme çalışma- lannın İSKİ ile yapılan ortak çalışmaların önemli bir ürunü olduğunu söyleyen Cen- giz Özyalçın, Kadıköy'ün hızla betonlaştı- ğı, guzelliklerinin kaybolduğu bir ortamda, bölgenin yeşil alan ve altyapı çahşmaları- na ağırlık verdiklerini belirtti. Kurbağaüdere Ağzı Islah Inşaatı kapsa- mında 430 metre dere tanzimi kıyı düzen- lemesi ve 400 metre uzunluğunda, 2000 mi- limetre capında kolektör döşeme işlemi ya- pılacak. 20 milyar liraya ihale edilen işin 1991 yıh sonuna kadar tamamlanması plan- lanıyor. HABERLERIN DEVAMI Ne Olacak? (Baftarafı 1. Sayfada) ları tarafmdan ezilmesini seyretmesine ben- zetildi. Körfez'de askeri çözüme karşı tavır almış olan The New York Times'ın savaştan yana ünlü muhafazakâr yazarı VVİIIiam Safire, Başkan Bush'u Nixon ve Reagan'dan son- ra "Kûrtlerisatan" üçüncü ABD Başkanı ola- rak şöyle suçluyor: "Reel polıtika adına Amerikan askerini so- ğukkanlı bir soykırımın utanç verici tanıklan haline getinyorsunvz." The VVashington Post'un başdiplomatik muhabiri Jim Hoagland ise hafta başındaki yorumunda şu soruyu yöneltiyordu Ameri- kan yönetimine: "Bugün Kuzey Irak'ta boğazlananlar, Bush'un Saddam'a karşı ayaklanmaya teş- vik ettikleriyle aynı kişilerdir. Yeni dünya dü- zeninin liderliği bu mu?'' Amerikan kamuoyunda yoğunlaşan bas- kının, Bush yönetimini iki yönlü harekete ge- çirdiği söylenebilir. Birincisi, ABD Dışişleri- nin Kürtlerle görüşme yapılacağını resmen açıklaması, ikincisi de Irak sınırını açması için Ankara nezdinde baskıya yönelmesidir. VVashington'un Irak'taki Kürt muhalefetle resmen ilişkiye geçme kararının, Türkiye açı- sından ileriye dönük sonuçları ayrıca üstün- de durulabilecek bir konudur. Bugün için şu noktanın altı çizilebilir: Irak sınırının açılma- .^j jçjn, yapılan basluözal yönetimini güç du- rumda bırakmıştır." Cumhurbaşkanı Özal, Çankaya'da ANAP milletvekilleriyle söyleşirken "Sınırda bekle- yenleri alamayız. 30 bin kişiyi kabul ettik, al- tından kalkamadık" demiş. 1988 yılında Saddam'ın zulmünden kaçan 48 bin Kürt, Türkiye'ye sığınmıştı. 30 bini hâ- lâ ülkemizdeki kamplarda yaşıyor. Bunun gi- bi, Körfez kriziyle birlikte 8 bin Iraklı daha Türkiye'ye sığınmış durumda. Getirdiği mali yük ve güvenlik açılarından yarattığı sorunlar nedeniyle devletin sığınma olayına soğuk baktığı biliniyor. O yüzden Özal yönetimi, şimdilik sınırı aç- mak yerine Birleşmiş Milletler'in devreye gir- mesinden yanadır. Güvenlik Konseyi'nin yaptırım gücü olan bir karar alması; Sad- dam'ın sivil halka saldırılarının böylece dur- durulması ve insancıl yardımın Kuzey Irak topraklarında yapılmasımn sağlanmasını is- tiyor Ankara. Özal yönetimi gerçekten bir çıkmaza gir- miş durumda. Sınırı açsa bir türlü, açmasa bir türlü... Acaba çok yakın geçmişi düşünüyor oia- bilir mi Sayın Özal? Masa... Pasta... Yerii yerinde duran sınır- lar... Körfez ülkelerinden geciken yardım ve krediler... Kuveyt'in unutuverdiği teşekkür... Iraklı Kürt liderlerini Ankara'ya çağırmak... Irak'ta federasyondan söz etrnek... Başkan Bush'la birlikte Saddam'ın devrilmesini amaçlayan ayaklanma çağnları... Bugün o insanlar katliam korkusuyla ka- çıp dayandılar sınırımıza. Mesut Yılmaz'ın haklı olarak dediği gibi, "Türkiye bir ikilem karşısındadır. Sının açarsa, Irak yönetimınin tutumunu cesaretlendirmiş olacak. Kapalı tu- tarsa, masum ınsanlann mezaüme uğrama- sına en azından kayrtsız kalmış olacak." Şimdi kanlı bir tragedyanın seyircileriyiz hep birlikte, reel politikanın acımasız örnek- lerini izliyoruz. Ve yüz binlerce masum siville birlikte ül- kemiz de savaşın bedelini ödemeye devam ediyor Sayın Ozal... BM, Irak'ı uyaracak Saddaırfı devirin (Baştarafı 1. Sayfada) lerini belirtti. Bush"ABD asker- lerini başka bir çatışmanın içi- ne $okma> ı acağız. Bu olayın içi- ne çekildiğimizi gormek istemi- yonım"diye konuştu. Diplomatik gözlemciler, Bush'un Irak ordusuna yaptığı çağnnın, Kürt ve Şii isyanının büyuk ölçüde bastırıldığına iliş- kin haberlerden hemen sonra gelmesine dikkat çekiyorlar. Bush, Körfez savaşının sonuç- lanmasırun ardından yaptığı bir açıklamada, "Irak halkı Sad- dam'ı devirirse bundan mem- nun olurum" dernişti. Gözlem- ciler, isyanın bastınlmasıyla bir- likte Saddam'ı devirebilecek tek gücün Irak ordusu olduğuna işaret ediyorlar. Bu arada AT'nin de Saddam Hüseyin yönetiminde kaldığ: sü- rece Irak'la işbirliğine girmeye- ceği bildirildi. AT donem baş- kanhğı görevini yürüten Lük- semburg Dışişleri Bakaru Jacqu- es Poos, Tahran'da yaptığı açıklamada, "Saddam Hüseyin görevden aynlmadığı sıirece AT üyesi hiçbir üfke Irak'la işbirli- ğine gjrmeyecek" dedi. Poos, Italya Dışişleri Bakanı Gianni de Michelis ve Hollanda Dışiş- leri Bakanı Hans Van Den Bro- ek ile birlikte temaslarda bulun- mak üzere geldiği Tahran'dan dün ayrıldı. ABD yönetiminin, Irak'taki karmaşayı "bu ülkenin kendi iç sorunu" olarak değerlendirip karışmayacağını açıklamasına karşın, muhalefet temsilcileriy- le görüşmeler yapıldığı bildiril- di. AA'nın haberine göre ABD'li resmi kaynaklardan edinilen bil- gide, ABD Dışişleri Bakanı'nın Ortadoğu işlerinden sorumlu yardımcısı John Kelly ile bir araya geldiği belirtilen Iraklıla- rın basın mensuplanyla görüş- mek istemedikleri kaydedildi. Iraklıların isteği uzerine gö- rüşmenin ABD Dışişleri Bakan- Iığı'nda gerçekleşmediği ve Irak- lıların kimliklerinin de gizli tu- tulduğu belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan görüşmeyle ilgili olarak yayım- lanan bildiride, Irak'taki duru- mun insani yanı üzerinde durul- duğu, toplantıya katılanların Irak halkının çektiği acılardan duydukları endişeleri dile getir- dikleri kaydedildi. (Ba^tarafı 1. Sayfada) da ustü kapalı bir ifade koyma- yı gorüştüler. Ancak dun gece geç saatlerde BM kulisinde do- laştırılan metinde bu göruşten vazgeçildiği ve doğrudan Irak'a yonelik ifadelere yer verildiği gö- rüldu. Fransa'nın metninde Irak'ta siyil nüfus ifadesinin yanı sıra "Özellikle Kürtlerin yaşadığı bölgeler" denılerek Kurtlerden ismen bahsediliyor. Turkıye ise hazırladığı metinde "Kürt" ifa- desini kesinlikle kullanmadı. Hazırlanan ortak metin için Fransız önerisi esas alınmakla birlikte "Kurt" ifadesine yer ve- rilmedi. Türkiye, hazırladığı karar taslağını dün Güvenlik Konse- yi Başkanı Belçika Buyükelçisi Paul Noterdeme'e iletti. Genel sekreterden Kuzey Irak'taki du- rumun tespiti için bolgeye he- men bir ekip göndermesi istenen karar taslağında, durumun alarm verici olduğu kaydedili- yor. Türkiye karar taslağını Gü- venlik Konseyi'ne ilettiği sırada, beş daimi üye, Fransa'nın yeni- den kaleme aldığı ve Türkiye'- nin metninden biraz daha güç- lu bir dille yazılan karar tasla- ğını goruşüyordu. Fransa, Irak'tan mağdur edilen nüfusa insani yardım sağlanabilmesi için sınırın açılması ve guvenli- ğe kavuşturulması, aynca genel sekreterin insani yardım konu- sunda görevlendirilmesini isti- yor. Fransa'nın bu metni kale- me alışına Ingiltere ve ABD de katıldı. Fransa, karar tasarısında, ay- rıca genel sekreterin insani yar- dım yolunda görevlendirilmesi- ni istiyor. Birleşmiş Milletler diplomatlan, Perez de Cuellar'- ın halen sekiz büyük uluslarara- sı yardım kuruluşu ile temasta olduğunu, ayrıca hafta başında Irak'a yöneiik büyük bir insani yardım paketi açıklayacağını bildiriyorlar. Beş daimi üye, sı- nırdan yapılacak yardımın Tür- kiye üzerinden geçebilmesi için Türkiye'nin gerekli tedbiri al- ması yönünde girişimde bulunu- yorlar. Dramatik bir dille yazılan ve dün Güvenlik Konseyi üyeleri- ne de dağıtılan Türkiye'nin tas- lağı ise aynen şöyle: "Irak'tan derhal komşu ülke- lerin ve bölgenin istikrannı ve güvenliğini tehdit altına sokan, büyuk sayılarda sivil nüfusun yerinden olrnasına neden olan zalitnliğe son vermesini talep eder, Irak'ı uluslararası sorumlu- luklanna ve kendi vatandaşian- nın temel haklarına saygı gös- lermeye çagınr, Genel sekreterden Kuzev Irak'taki durumu degeriendir- mesi ve raporla bildirmesi için bolgeye açılan bir heyet gönder- mesini talep eder, Irak yetkililerinin bu gorevi başarması için genel sekretere yardımcı olmalannı talep eder. Bütün devletleri Birleşmiş Milletler örgütleri ile bağlantılı olarak baskının kurbanlanna insani yardım yolunda hareke- te geçmeye çagırır, Durum normale dönünceye dek bu sorunla yakından ilgilen- meye karar verir." Ateşkes, bilmece oldu Öte yandan Güvenlik Konse- yi'nin onceki gun oyladığı ateş- kes karanmn karışıkhğı konu- sunda eleştiriler artıyor. Yoğun bir teknik dille yazılan ve Irak'a yiyecek ve ilaç dışında yapılacak her türlü satışa ve ilişkiye karı- şan ateşkes kararı, uygulama safhasında çeşitli sorunlarm or- taya çıkmasına neden olacak. Ateşkes karan, bütun ülkelerin, iç tüzüklerinde yepyeni düzen- lemeler yapmalarını ve Güven- lik Konseyi yanı sıra yeni kuru- lacak çeşitli komisyorüar ve fon- lar, Dünya Sağhk Örgutu ve Atom Enerjisi örgütü ile sürekli temas halinde olmalannı gerek- tiriyor. Bazı gözlemciler şimdi- den kararın "uygulanamaz" ni- telikte olduğunu söylemeye baş- ladılar. önceki gün kabul edilen ateş- kes kararı, özetle şöyle: • Irak'ın bütün kimyasal, biyo- lojik, nükleer silahlarını ve menzili 150 km'den uzun Scud füzelerini imha etmesi, ateşke- sin tüm koşullannı ve petrol sa- tışlarından belli bir miktann ke- silerek (bunun yüzde'25 olaca- ğını öne sürenler var) savaş za- rarlarını karşılamak için bir fo- na konulmasını kabul etmesin- den sonra 90 gün içinde petrol boru hattı açılabilecek. Irak'la petrol alışverişi başlayabilecek. Bu arada ülkeler bunları bekle- meden isterlerse ikili anlaşma- larla sattıkları ürünler karşılı- gında Irak'tan petrol alabilecek- ler. • Bütün ilaç ve yiyecek satışla- n serbest bırakılacak. Buna kar- şın her türlu silah satışı yasak- İanacak. Ancak konvansiyonel silahlann satışlar özel izne bağ- lanacak. Her 120 günde bir Irak'ın silah kapasitesi komrol edilecek. • Irak-Kuveyt sının, adalar da- hil olmak üzere 1963 antlaşma- sına gore derhal yeniden tanım- lanacak. Bu arada Irak'tan 10 km, Kuveyt'ten 5 km'lik bir şe- rit güvenlik şeridi olarak BM gözlem birimlerinin kontrolüne verilecek. Bütün bu şartlar genel sekre- terin kuracağı komisyonlar, gözlem birimleri, raporlan ile iş- ler hale getirilecek. Karar, de- taylı mekanizmanın genel hatla- rını tanımlamakla kalıyor. Tek- nik detaylan ve uygulamayı sek- retaryaya bırakıyor. Sözleşmeli ortada kaldı (Baştarafı 1. Sayfada) malarını sağlayan memur gü- vencesi ve işçilik haklannı engel- leyen kararnamenin tum hu- kümlerinin anayasaya aykırı ol- duğu gerekçesi ile iptaline karar verdi. Mahkeme, daha önce de işçi ve memurların sözleşmeli statusünde çalıştırılmalannı ön- gören hükümet kararnamesini iptal etmiş, ancak hükümet uy- gulamayı düzeltme yerine, ka- rarname maddelerini değiştire- rek 399 sayılı kararname ile yüz binlerce işçi ve memuru sözleş- meli statüde çalıştırmayı sürdür- müştü. Hukukçulara göre Anayasa Mahkemesi'nin iptal karanndan sonra çalışanlann, yaptıkları gerçek işin niteliğine göre me- mur ya da işçi statüsüne çevril- meleri ve ancak çok istisnai hal- ler için yasal güvenceleri veril- mek koşulu ile sözleşmeli çaltş- tırılabilmeleri gerekiyor. Anayasa Mahkemesi, SHP'nin başvurusu üzerine esastan incelemeye başladığı Sözleşmeli Personel Kararname- si'ne Uişkin incelemesini dün so- nuçlandırdı. Kararnameye iliş- kin incelemesini 19 marttan bu yana sürdüren Anayasa Mahke- mesi, 71 maddeli kararnamenin Ehlijetimı kaybettım. Hükümsüzdur. A YGÜS 15 maddesini tümüyle, 6'sını ise kısmen olmak üzere toplam 21 maddesini iptal etti. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddeler şunlar: • Teşebbüs ve bağlı ortakhk- larda yönetici konumunda söz- leşmeli personel görevlendirile- bileceğine ilişkin 3. maddesinin (b) fıkrası. • Teşebbüs genel müdür ve genel müdür yardımcıhklanna atanacaklar hakkında Devlet Memurlan Yasası'nın istisna ge- tiren hükümlerinin uygulanaca- ğına ilişkin 5. maddesinin 1. fık- rasının ikinci tümcesi ile aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan "veya kapsam dışı" sözcukleri. • Sözleşmeli personelin hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik amaçb faaliyette bulunamayacağına ilişkin 10. maddesinin ikinci tümcesi. • Sözleşmeli personelin siya- si faaliyette bulunamayacağı ve siyasi partilere uye olamayacak- lanna ilişkin 18. maddesi. • Sözleşmeli personele ödene- cek ucretlere ilişkin duzenleme- yi içeren "aylık ve ücretler" baş- lıklı 25. maddesinin (b) bendi- nin birinci fıkrası. • Sözleşmeli personele uygu- lanacak disiplin cezalan, görev- den uzaklaştırma ve sözleşme- nin feshine ilişkin 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55 ve 56. maddeleri. 5 A B İ T F İ Y A T G A R A N T İ L İ RÇELİK FÎRSATI Arçelik fırsatından bir bulaşık makinesi alabilmek için... Vakit geçirmeden bir Arçelik Yetkili Satıcısına gideceksiniz ve kaliteli Arçelik bulaşık makinesini seçeceksiniz. Hepsi bu kadar... Unutmayın: Arçelik'in gerçek ve yaygın Servis Teşkilatı satıştan yıllar sonra bile hizmetinizdedir. GÖZLEM COK UTGVH tAKSmnu /. StOMlK MMtH TISIİM nSlHAl t 4 TAKSIT mtaırn WÜUI lüatı ma rmkı uiKirâ lUMUCM ıtta "o s^iAsm niAtiNtSi , TKOOO JSOOOOC 11 II. İKIHIK HAZIIAH • UMMUZ TISUM nSİNAT * 9 TÂKSn mmu aa, "»«" MMUrı rmıu rAMHACAK UllOri rinuucu: ~375 0X 375 000 3 750000 BUTVK OOCMi Komrııtı III. SlCtHlK TIMMUZ • AĞUSTOİ TlStlM HSINAT t UTAKfn HSmAT tuan ^ r * umurjı rtnju rarmiMAM )l | Zl'0 000 7)0000 3 1X000 Bu tablo, 11 Mart 1991 tarihinde başlayan, "Arçelik Fırsatı" kampanyasının, Bulaşık Makinesiyle ilgili bölümüdür. UĞURMUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Geçmiş ve gelecek arasında köprü de kuramayız. Kürt sorunu yıllardır bu yasak çemberleri içindedir. Ge- nelkurmay Başkanlığı kendi yayını olan "İç Ayaklanmalar" kitabına kendisi yasak koyarsa siz düşünün artık gerisini! Kürtler, I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında Ingilizle- rin ilgi alanı olmuştu. Kurtuluş Savaşı yıllarında Kürtleri Türk- lere karşı ayaklanmaya kışkırtan İngiltere 1930'larda lrak : ta ayaklanan Kürtlere neden destek olmamıştı? Kürtler ve İngilizler, Kurtuluş Savaşı yıllarında hep işbir- liği içindeydiler. Şu belge bu ilişkinin en güzel kanıtıdır oku- yalım: — ...Mr. Hohler, Kürt meselesi hakkında Kürt lideri olan Şeyh Sait Abdülkadir Paşa ile görüştü. Kürtler bütün ümitle- rini İngiliz hükümetine bağlamış durumdalar. Bu ara M. Ke- mal, gittikçe tehlike olmaya başlıyor. İngiliz kuvvetleri, Kürt- leri M. Kemal'e karşı kullanmak için her parayı ödemeye ha- zırdır. Bu gizli yazı, 9 Aralık 1919 günü Amiral Sir F. de Roberck 1 den Lord Curzon'a gönderilmişti. Okuduğunuz bu belge, İngiltere Dışişleri Bakanlığı arşi- vindedir. Bu arşiv, araştırmacılara açıktır. Kürt ayaklanmalarını ve Kürt örgütleri ile ingilizlerin iliş- kileri bu kayıtlar ile kanıtlanır. Bu belgelerin Türkçeleri, Erol Ulubelen'in Çağdaş Yayırv- lan arasında çıkan "İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye", Kitaş *Yayınları arasında çıkan "Belgelerle Türk-İngiliz İlişkiler Ta- rihi", Prof. Dr. Ömer Kürkçüoğlu'nun SBF Yayınları arasın- da çıkan "Türk-İngiliz İlişkileri" (1919-1926), İngilizceleri de Büyükelçi Bilal Şimşir'in Dışişleri Yayınları arasında çıkan "İngiliz Belgeleriyle Türkiye'de Kürt Sorunu" (1924-1938) ki- tabında yayımlanmıştır. İngiliz yazarı Gotthard Jaeschke'nin Türk Tarih Kurumu tarafmdan yayımlanan "Kurtuluş Savaşı ile İlgili ingiliz Belgeleri" adlı kitapta da ilginç belgeler sergilenmektedir. Kürtleri, Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonrasında İngiltere destekledi. Aynı İngiltere 1932'de Irak yönetimine karşı Şeyh Mah- mut Berzenci liderliğinde ayaklanan Kürtleri bastıran Irak hükümetini destekledi. Emperyalizmin oyunu çoktur. Aynı oyunları Molla Mustafa Barzani-ABD ılişkilerinde de gördük. Eski ABD başkanlarından Carter, BASS rejimini yıkabil- mek için Barzanı'yi destekledi. 1972 yılında Tahran'da Başkan Nixon, Molla Mustafa Bar- zani ve Şah Rıza Pehlevi arasındakı yapılan görüşme ile ABD'nin Kürt ayaklanmacılara destek olması kararlaştırıl- dı. 1974 ayaklanması böyle başladı. ABD-Barzanı ilişkilerıni ABD Dışişleri Bakanı Kissinger yürüttü. Anlaşma gereği ABD yardımı, İran üzerinden yapılmak- taydı. Bu ilişkiler, tıpkı Celal Talabani ile Ankara'da yapılan gö- rüşmeler gibi gizlice sürdürüldü. ABD destekli Kürt ayaklanması yazgısını İran Şahı'nın Irak ile anlaşması belirledi. Ayaklanan Kürtler yalnız başına kakjılar. Bir kısım Peş- merge, Türkiye üzerinden Iran'a geçti. Yaşlı Kürt lideri Molla Mustafa Barzani, bu yenilgiden son- ra Amerika'ya yerleşti. ve Amerika'da öldü. Bugün de aynı oyun oynanıyor. ABD, Saddam'a karşı ayaklanmaları için Kürtlere yeşil ışık yaktı. Kürtler, ayaklan- dılar. Bu arada Ankara'da da Kürtler ile "gizli diplomasi" yü- rütüldü. Saddam, Kuzey Irak'ta Kürtlere karşı askeri harekete gi- rişince Kürt ayaklanmacılar bu kez de yalnız bırakıldılar. ABD, Kürtler üzerinde emperyalizmin eski oyununu yine oy- namıştı. Kuzey Irak'ta Kürtler ile birlikte Türkmenler de Saddam'ın insafına terk edilmiş; oynanan bu oyun, ister istemez PKK'yı güçlendirmiştir. Ulusal kurtuluş savaşlan, emperyalist devletlere, bu dev- letlerin gizli istihbarat örgütlerine ve bu devletlerin siyaset- lerine güvenilerek yürümez. İngilizlerin 1920-30 yılları arasındaki Kürt siyasetleri, 1974 yılındaki Barzani-Carter-CIA ilişkileri ve Bush'un en son "Kürt oyunu" bu gerçeğin en güçlü kanıtlarıdır. ARADA BİR(Baftarafı 2. Sayfada) Üretimi hemen hemen durma noktasına gelen fabrikanın . yüksek kapasiteye kavuşması için başta galon şışe stoku ol- mak üzere üretim girdilerinin sağlanması ve bu arada tahta kasadan daha kullanışlı, dayanıklı, hafif olan plastik kasaya geçiş hususları planlanmaktadır. Ayrıca toplam günlük debisi 1000 m3 /gün olan Hamidiye kaynaklarının atıl duran büyük kesiminin endüstriyel biçim- de işletilmesi ve istanbul halkının hizmetine sunulabilmesi için kısa, orta ve uzun dönemli önlem ve yatırımlar için ay- rıntılı çalışmalar yapılmaktadır. 1901-2 yıllannda yapılan kap- taj, maslak ve isale hatlarının Kaynak Suları Yönetmeliği'- ne ve çağdaş koşullara uygun bir biçimde yenilenmesi için gerekli çalışmalar İSKİ tarafmdan süratle yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda su kaçaklannın önlenmesi ve kayıp kaynakların devreye sokulması yoluyla toplam debide önemli artışlar beklenmektedir. Kısaca Halksu Projesi ile İstanbul'un en büyük kaynak suyu rezervi olan Hamidiye Suları, 90 yıldan beri ilk kez bütüncül olarak ele alınıp İstanbul'un hizmetine sokulacaktır. Bunu, öbür kaynakların değerlendirilmesi izleyecektir. Bu aşama- da öncelikle önümüzdeki yaz sıcaklarında İstanbullulara, öz- lemle anımsadıkları eski bir sevgiliye, Hamidiye Suları'na ye- niden kavuşacaklarının müjdesini vermek istiyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle