22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20NİSAN1991 SİNEMA KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 Tevfik Başer Cannes'da • Kültür Servisi — 44. Uluslararası Cannes Film Festivali'nde yarışacak filmler belli oldu. Tevfik Başer'in son fılmi "Elveda Yabancı" ise beklendiği gibi festivalin "Belirli Bir Bakış" adlı yan bölümünde gösterilecek. Cannes'da bu yıl ayrıca Canan Gerede'nin ilk uzun filmi "Robert Movie" de "Eleştirmenlerin 15 Günü" bölümüne alınrruştı. 9-20 mayıs tarihleri arasında düzenlenecek Cannes Film Festivali'nde bu yıl Theo Angelopoulos, Pupi Avati, Karen Chakhnazarov, Joel- Ethan Coen, Bill Duke, Chen Kaige, Roustam Khamdamov, Krysztof Kieslowski, Akira Kurosawa, Spike Lee, Daniele Luchetti, David Mamet, Agnes Varda, Lars von Treier, Irvin Winkler, Maroun Bagdadi, Patrick Bauchitey, Maurice Pialat, Jacques Rivette, Jean-Paul Civeyrac ve Joelle Bouvier-Regis Obadia'nın son fîlmleri yanşacak. "Belirli Bir Bakış" bölümünde Başer'in filmi dışında 17 film daha yer aJıyor. Stone'dan Kennedy suikastı "~~ ~ B D A L L A S ( A A ) — Vietnam Savaşı'nı konu alan fılmleriyle iki kez Oscar'a değer bulunan yönetmen Oliver Stone, bu kez de Amerikan toplumunun "unutmaya çahştıgy bir başka olayı sinemaya aktanyor. Başkan John F. Kennedy*nin öldürülüşü, fılme birkaç gün önce Dallas'ta başlayan Stone, Dealey Plaza'da, John F. Kennedy'nin vuruluş sahnelerini çekerken halkın btiyük ilgi gösterdigî gözlendi. Çekimlerde suikastın aynen 22 Kasım 1963'te olduğu gibi sinemalaştırılması konusunda büyük bir titizlik gösteren Oliver Stone, en küçük aynntılarla bile ilgilenerek tüm oyuncu ve figüranlann o günün koşullanna uygun davranışını özeUikle istiyor. "JFK" adlı fîlmde Kennedy'nin Amerikan Merkezi Haberalma örgütü (CIA) ile Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) bir komplosuna kurban gittiğini kanıtlamak isteyen New OTİeans Bölge Savcısı rolünü bu yüın En lyi Yönetmen Oscar'ıru kazanan Kevin Costner canlandınyor. Stone, Vietnam Savaşı ile ilgili Platoon (Takım) ve "Born on The Fourth of July" (Doğum Günü 4 Temmuz) filmleriyle Oscar ödülü almıştı. Oliver Stone, Vietnam Savaşı'nda asker olarak da hizmet vermişti. Birçok teoriler ortaya atılmasına ve suikastın ardından yaklaşık 20 yıl geçmiş olmasma karşm Başkan Kennedy'nin öldürülüşü henüz çözümlenebilmiş değil. SEMINER 'Eğitimde Drama' • ANKARA (ANKA) — İki yılda bir ke'z gerçekleştirilen "Eğitimde Drama" seminerlerinin 4'üncüsü 23 nisan salı günü Ankara'da başlayacak. Alman Kültür Merkezi, Ingiliz Kültür Heyeti, Çağdaş Drama Derneği ve Devlet Tiyatroları, Opera ve Bale Çalışanlan Yardımlaşma Vakfı'nın işbirliğiyle gerçeklestirilen seminer ilk gün atölye çalışmalan ile başlayacak ve aynı gün TOBAV Genel Başkanı Tamer Levent'in yöneteceği "Profesyonel Sanatçı Eğitiminde Drama" konulu tartısma ile devam edecek. Seminerin sonraki günlerinde gerçekleştirilecek tartısma oturumlarını ise sırasıyla Prof. Dr. H. Nickel, Prof. Dr. tnci San ve Uluslararası Amatör Tiyatrolar Birliği Başkanı Hugh Lovegrove yönetecek. SERGİ Fener'de 14 kadın ressaın • Kültür Servisi — Fener'deki Kadın Eserleri Kütüphanesi'nde 4 mayıstan itibaren ay sonuna dek "Kadın Ressamlardan Bir Kesit" adlı karma bir resim sergisi açılacak. Sergi kapsamında Nevbahar Aksoy, Nevin Çokay, Gül Derman, Şükriye Dikmen yukanda Seniye Fenmen, Ruzin Gerçin, Dilek Işıksel, Gülsün Karamustafa, Alev Ermiş Mavitan, Canan Somay, Hale Sontaş, Gülseren Südor, Berna Türemen ve Demet Yersel'in yapıtlarına yer verilecek. _ TİYATRO Amatör Tiyatro Şenliği • Kültür Servisi — Sarıyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu'nun duzenlediği 9. Boğaziçi Amatör Tiyatrolar Şenliği 12 mayıs-2 haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Şenliğe katılmak isteyen tüm topluluklann en geç 27 nisan tarihine kadar başvurularını elden ya da posta ile yapmaları gerekiyor. öte yandan bu yıl 10. yümı kutlayan Sanyer Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu, Tarkan Çeper ve Rüstem Ayral'ın düzenledikleri, Sabahattin Mutluer'in sahneye koyduğu "Çıkı.lv Açık Alınla" adlı oyunu sergilemeye başlıyor. Oyun 10 yıl önce kurulan topluluğun 10 yıllık öyküsünü sahneye getiriyor. Gençlik Tıyatroları Festivali • Kültür Servisi — Bakırköy Belediye Tiyatrolan 25 mayıs-6 haziran tarihleri arasında Uluslararası Gençlik Tiyatroları Festivali düzenliyor. Festivale Almanya'dan Hamburg Müzik ve Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, Avusturya'dan Viyana Max-Reinhardt Seminar, Hollanda'dan Amsterdam Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, tngiltere'den Londra Guildhall Tiyatro Akademisi, Macaristan'dan Devlet Tiyatrosu, Polonya'dan Karakow ve Varşova Tiyatro Akademileri, Sovyetler Birliği'nden Azerbaycan YUH Tiyatrosu ile Kukla Tiyatrosu ülkemizden ise Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümleri ile Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı birer oyunla katılacaklar. Ayrıca festival süresince çeşitli konularda workshoplar (atölye çalışmalan) düzenlenecek. 83 yaşında ölen David Lean gösterişli, görkemli ve popüler filmlere imzasını attı Beyazperdede Ingiliz kalitesi ATtLLÂ DORSAY David Lean'in ölümüyle, kimileri ça- ğm en büyük sinemacısının yitip gittiği- ni düşünebilir: ÖzeUikle "Kwai Köprüsü" Ue başlayarak, geçen haftalar- da nihayet ülkemizde geniş capta izleye- bildiğimiz "Arabistanta Lawrence" (Starl ekranma gelmişti), yine gerek sinemala- nmızda, gerekse TV'de birçok kez gös- terimi sayesinde çok popüler olan "Dok- tor Jivago" ve "Irlandah Kız" ve de an- cak İstanbul Sinema Günleri'nde göste- rilebilen son yapıtı "Hindistan'a Bir Geçit" gibi filmleri, sinema sanatının ulaşabileceği en yüksek doruklar sayan- lar için... Elbette ki söz konusu filmler, göste- rişli, görkemli ve popüler olduklan ka- dar "büyük" filmler değillerdi. Ve bu filmlef^n görkemi, Lean'i kimilerinin sandığı kadar önemli bir sinemacı yap- maya yetmezdi. Ama madalyonun öbür yamna bakmak ve Lean'i aynı ölçüde kü- çümsemek eğüiminde olanlan da eleştir- mek gerekmez mi? 1908 doğumlu Lean, 1928'de sinema- ya gecti. tngiltere'nin ünlü Gainsborougb stüdyolannda yıllar boyu kurguculuk yaptı, sonra ülkenin en yüksek ücret alan kurgucusu oldu. 1942'de yazar-yönetmen Noel Coward'ın isteği üzerine, onunla birükte "Denizler Hâkimi-ln Which We Serve" adlı, savaşta Ingiliz donanması- nın cabalan üzerine belgesel kıvamdaki ünlü filmi çekti. Coward'la işbirliği 2 film boyunca da- ha sürecek ve onun 2 oyununu (bu kez tek başına) fılme alırken, tngiliz usulü güldürünün 2 soylu, zarif örneğini vere- cekti: "Mutlu Kusak-This Happy Breed" ve "Ben Çagırmadım-BUthe Spirit". David Lean'in sineması, bir tur "In- giliz kalitesi" damgasını taşıyan ve uzun kurguculuk ydlannın verdiği kesinlik ve güvenle oluşturulan bir nitelikte gelişti. Ancak bu başdöndürücü teknik, özellik- le Coward'dan aynldıktan sonra daha da belirli bıçünde ortaya çıkan coşkun, ba- zen denetimsiz bir duygusallığı da engel- Iemiyordu. Nitekim Ingiliz usulü gerçekçiliğin başyapıtı olarak selamlanan ünlü "Kısa BuİDşma-The Brief Encounter", alabil- diğine gerçekçi ayrıntılarla örülmüş bir raslanü içinde, nerdeyse olanaksız bir aşk yaşayan sıradan kahramanlanyla, aslın- da romantizmini örtemeyen bir yapıttır. Ardından gelen iki Charles Dkkens uyarlaması ise bu tipik Ingiliz 19. yüz- yıl yazarıhdan sinemaya çekilmiş en iyi uyarlamalar olma niteliklerini (bunca yıl sonra) hâlâ korurlar: "Oliver TWst" ve "Büyük Umutlar-The Great Expectati- ons". David Lean, daha sonra bir tür geçiş dönemi yaşadı. Filmleri, değişik türler- de hep belli bir düzeye erişen, oyuncu- larının yeteneğini çok iyi kullanan ve özellikle de bir görilntü ustası, yaşamı görkemli tablolar halinde, bir renk ve ışık-gölge şöleni biçiminde perdede ye- niden kurmayı deneyen filmlerdi: "Seven Kalpler-The Passionate Friends", "Hii- küm Günü-Madeleine", 195(Nerde "Ses Duvan-Sound Barrier", "Hobson'un HİNDİSTAN'A BİR GEÇtT'TE GütNESS'LE — Davil Lean 1970'teki trlandalı Kız'ın ardından gelen 14 yılük ses- sizükten sonra tngiliz yazan E.M. Forster'in HindisUn'daki İngiliz kolonyalizmi üzerine temel edebi yapıü 'Hindis- tan'a Bir Gecit'ten yine son kerte estetik, ama bu kez estetigin ardında önemli siyasal gözlemler bulunan ilginç bir fUmle ortaya çtkü. Filmin basrollerinden birinde ünlü aktör Alec Guiness de vardı. âeçimi-Hobson's Choice", "Venedik TaliU-Summertime!' Örneğin bu sonun- cusunda, kartpostal güzelliğinde saptan- mış Venedik görüntüleri önünde Ame- rikalı bir yaşlı kızın (Katherine Hepbnrn) duygusal sorunlannın bir acı-tatlı serü- ven biçiminde anlatıhşı, Lean'in hemen tüm usta lngihz yönetmenleri gibi, de- kor, mekân ve münari Ue kişilerinin özel ve kişisel öykülerini bağdaştırmadaki us- talığının ilginç bir dışavurumu idi. 1957'de çevirdiği "Kwai Köpriısü" ise Lean'e yeni kapılar açtı. Bu görkemli lkinci Dünya Savaşı öyküsü, bu göste- rişli savaş epiği, Lean'in "büyük filmler", "Arabistanlı Lawrence", Lean'in bu tür tarihsel epiklerinin, hem de çok büyük bir projeye karşın, belki de en kişisel ve en başanlı sayılanı oldu. Lean, çölde ya- pıhnış zorlu bir çekime, değişik uluslar- dan onca oyuncuya, kalabalık figüras- yona ve her an tepesindeki acımasız bir yapımcıya (Sam Spiegel) karşm, Ortado- ğu'yu birbirine katan gizeniü bir casu- sun yaşamından heyecan verici kesitler vermeyi, "çöl egzoüzmi"ni boş bir este- tiğin ötesinde de anlamlı kılmayı ve ya- km tarihin ilginç bir bölümü üzerine dü- şünen ve düşündürücü bir ışık tutmayı başarabümişti. Çeşitli Öscarlara boğuîan ve sinema tarihinin unutulmazlan arasmda yer alan 'Kwai Köprüsü'nden sonra Lean'in sinema yaşamı belirlendi: Uzun sürede hazırlanan, özellikle 20. yüzyıl tarihinin önemli noktalanna yöneltilmiş, zengin estetik nitelikler, unutulmaz tablolar içeren, pahah, zengin. gözkamaştmcı yapımlar... belli bir kişisellik taşıyabilen üstun ya- pımlar imzalama yeteneğini ilk kez ke- sin biçimde ortaya koydu. Çeşitli Oscar 1 lara boğulan ve sinema tarihinin unutul- mazlan arasına yerleşen bu fılm Lean- in de bundan sonraki sinema yaşamını belirledi: Uzun sürede hazırlanan ve or- talama 5 yılda bir ortaya çıkan, özellik- le 20. yüzyıl tarihinin önemli noktalan- na yöneltilmiş, zengin estetik nitelikler, unutulmaz tablolar içeren, pahah, zen- gin, göz kamaştıncı yapımlar... "Kwai Köprüsü"nden 5 yıl sonra or- taya cıkan ve yine odüllere boğulan bir Sonraki filmleri, popülerlik acısmdan değilse de sinema sanatının öz kriterleri acısmdan sanınm daha az önemlidir. "Doktor Jivago", seyrederken verdiği tüm estetik zevklere İcarşın, sonuç ola- rak düzeyli bir foto-roman ve Paster- nak'ın ünlü romamnın işbilirce sinema- laştınlmasından başka bir şey değildir. Ülkemizde çok tutulmuş olan "Irlan- dalı Kız-Ryan's Daughter" ise aslında, daha alçakgönüllü bir uyarlamaya gerek- sinme gösteren psikolojik bir öykünün âdeta zoraki biçimde bir üstün-yapıma dönüştürülmesi çabasıdır. Yine de bu filmlerde, en azından bir Lean estetiz- minden ve onun görkemli imaj duygu- sundan söz etmemek, haksızhk olur. 1970'teki bu son filmden sonra artık Lean'in işi bitmiş miydi? Yaşlı usta, böyle düşünenlere şaşuiıcı bir yanıt vcrdi ve tam 14 yıl süren uzun bir sessizlikten sonra, önemli tngiliz yazan E.M. Fors- ter'in Hindistan'daki Ingiliz kolonyaliz- mi üzerine temel edebi yapıtı "Hindis- tan'a Bir Gecit-A Passage to lndia"dan yine son kerte estetik, ama bu kez este- tiğinin ardında önemli siyasal gözlemler bulunan ilginç bir fihnle ortaya çıktı. Büyük bir bütçeye ve uluslararası bir Jcadroya dayalı tarihsel fon üzerine des- tanlann, belli bir tarih kesiti içine sıkış- tırılmış temel insanlık sorun ve durum- larımn araştınlması gibi artık tümüyle geride kaldığı sanılan bir türde benzer- siz bir çıkıştı bu film... Ve dünya sine- ması içinde layık olduğu ilgiyi gördü. 80'lerdeki Lean, artık tükenmiş miy- di? Sanatçı, bir kez daha herkesi şaşırt- maya girişti ve Joseph Conrad uyarlaina- sı 'Nostromo' adlı filminin çekimine baş- ladı. Ancak çekimin başlama^ından kı- sa bir süre sonra, Lean'in hastalığı ha- berleri geldi. Birkaç ay sonra da 83 ya- şında ölürp haberi... Böylece Lean, en yaşlı yönetmen unvarunı ne yazık ki Ge- orge Cukor'un elinden alamayacaktı. (Bu belki de Kurosavva'ya nasip olur). Ve "Nostromo" belki hiç çevTİlemeyecek, belki de başka bir yönetmence tamam- lanacaktı. Yaşlı sinema ustasından geri- ye kalacak olan, kuşkusuz ki birbirinden ilginç 16 filmi kadar, ileri yaşında bile kurtulamadığı bu çalışma, yaratma ve üretme tutkusu olacaktı. Prof. Dr. Wolfgang Müller-JViener 25 mart tarihinde aramızdan aynldı Bir 'Istanbul dostu'nıııı ardından NAZAN ÖLÇER 25 Mart 1991 tarihinde bilim dünyası seçkin bir üyesini, ülkemiz arkeolojisi ve tarihi İstanbul şehri de kuşkusuz en bü- yük dostlanndan birini kaybetti. Darmstadt ve İstanbul Üniversitesi hocalanndan, tstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün uzun yıUar müdürlüğünü yapmış Prof. Dr. Wolfgang Müller- Wiener, konferans. vermek için geldiği tstanbul'da aniden yaşama veda etti. Ar- kasında, her biri mimarlık tarihi ve ar- keoloji alanında çığır açmış, vazgeçilmeyecek başvuru kitabı olmuş pek çok eser, (ki, bunlann içinde îstan- bul'un tarihsel topoğrafyasmı konu alan anıtsal kitap da vardır), yıllardır yürüt- tüğd Milet kazalan ile henüz yayımlan- mamış ve çoğu İstanbul ile ilgili pek çok çalışma bıraktı. VVolfgang Müller-Wiener 1923 yıhn- da akademisyen bir ailenin çocuğu ola- rak Gotha yakınında Friedrichswerth'te doğmuştu. İkinci Dünya Savaşı koşul- ları gereği ortaöğrenim ertesi orduya çağnldı ve 1946 yılına kadar donanma- da görev yaptı. Savaş sonrası Karlsru- he Teknik Üniversitesi'nde başladığı mimarhk öğrenimini 1951 yıhnda, "Ba- den'deki Erken Endustri Yapılan" ko- nulu doktora çalışmasını ise 1954'te tamamladı. Profesör Müller-Wiener'in arkeoloji bilimine daha öğrenimi su^asm- da başlayan yakm ilgisi Yakmdoğu, Ital- ya ve Yunanistan'ın antik yerleşme alanlannda yapılan uzun inceleme gezi- leri ile daha da pekişti. Arkeoloji ile il- gili kurumlann en saygmlanndan biri olan Alman Arkeoloji Enstitüsü ise es- ki dünyanın bütün önemh merkezlerin- deki şubeleriyle onun geleceğini çizen bir yer olacaktır. Büimsel araştırmaa olarak girdiği bu kurumdaki ilk dış görevi onu 1956 yı- hnda, 1962'ye kadar kalacağı Istanbul'a getirdi. İstanbul'un tarihi yapısı üzeri- ne ilk derin araştırmalan, bunun yanı sı- ra Türkiye yüzeyindeki arkeolojik kazılar ve Anadolu, özellikle lonya ar- keolojisi konulu çahşmalan şekillendi. 1962-1967 yıllan arasında ise Kahire Alman Arkeoloji Enstitüsü'nde müdür yardımcısı olarak görev aldı. Saha ça- lışması, kazılar ve kent içi araştırmalar ile dolu geçen bu yıllar arasında akade- mik kariyeri de sürmekteydi. 1965 yıhnda Karlsruhe Teknik Üni- versitesi'nde doçent, 1967 yıhnda da Darmstadt Teknik Üniversitesi'ne yapı tarihi profesörü oldu ve 1976 yılına ka- dar sadece öğretim üyeliği yaptı. 1976 yıhnda, bu defa ernekli olacağı 1988 yılına kadar kalacağı İstanbul'a Al- man Arkeoloji Enstıtusu Mudürü ola- rak döndü. Bu görevin yanı sıra sürdürdüğü Darmstadt'taki hocalığına, İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'ndeki dersler de eklenmişti. Aynı zamanda Mi- let antik şehri kazısını da yönetiyordu. Bu çok yönlü çahşma, emekli olduğu 1988 yılına kadar sürdü. Yoğun çahşma temposunu bir an bile bırakmayan Müller-Wiener'in emeklilik sonrası son görevi, kazılann yanı sıra Darmstadt Teknik Üniversitesi ile Frankfurt Üni- versitesi'ndeki öğretim üyeliği idi. Profesör Müller-Wiener'in yaşamına baktığımız zaman, beürli konulann tıpkı bü- leitmotiv gibi onun çahşmalanna yön verdiğini görürüz. Bunlann birincisi hiç şüphesiz mimar- hk tarihi ve Anadolu arkeolojisidir. MüUer-Wiener (ya da çalışma arkadaş- lan ve öğrencilerinin sevgisiyle kısalttık- ları deyişle M': -Wie) bu çok iyi bildiği alanda coşkuyla çahştı, antik Milet şeh- rinin tarihini aydınlatan, özellikle Hele- nistik döneme ait pekçok önemli buluntu ortaya çıkardı. lonya bölgesi- nin yerleşimine, geçirdiği evrelere ilişkin araştırmalan "lonya Kaleleri" adlı do- çentlik tezinde vücut buldu. Bu konu, sonradan öteki zaman dilimlerini de kapsayacak biçimde genişletildi ve "Haçlı Kaleleri" adıyla yayımlandı. Müller-Wiener, arkeoloji bilimi ile uğ- Araştırmacı, mimar, arkeolog ve öğretim görevlisi Prof. Müller- Wiener arkasında her biri mimarlık tarihi ve arkeoloji alanında çığır açmış, başvuru kitabı olmuş pek çok eser bıraktı. raşan pek çok meslektaşımn aksine, ken- disine yöneldiği bilim dalı ile bir sınır çekmedi, diğer zaman dilimleri, başka kültürlerle de derinden ilgilendi, bir ta- rihsel devamhhğın belgelenmesini amaç- ladı. Milet kazılarını yönetirken, Batı Anadolu'daki Selçuklu ve Beylik döne- mi mimarisiyle yakından meşgul oldu; el değmemiş pek çok yapı onun araştır- malanyla hayat kazandı, konferans ve makalelere konu oldu; dar kazı bütçesi imkânlanndan onlara da pay ayırmaya çahştı. Müller Wiener'in ikinci büyük sevda- sı, tstanbul şehrinin tarihsel gelişimi için- de yer alan tüm yapıların incelenmesiydi. 1950'h yülarda başlanan bu büyük hedef, 1977 yıhnda kısmen gercekeşti. "lstanbul'un Topoğrafyası- na Dişkin Resimli Lexikon" (Bildlexikon zur Topographie İstanbuis) adh dev eser başlangıcmdan 17. yüzyüa kadar uzanan bir süreyi kapsıyor ve bu süreç içinde ya- pılmış (ayakta kalan veya yıkıhnış) tüm önemh binalan, tüm tarihi, geçirdiği ev- reler, plan ve fotoğraflarıyla tanıtıyor- du. Bunun için binlerce arşiv vesikası ve kaynak elden geçmiş, yıllar süren bir ça- hşma gerekmişti. Ancak Müller-Wiener, lstanbul'un sadece Bizans'tanOsmanlıya uzanan yü- züyle değil, her yönü ile ilgilendi ve ürün verdi. Darmstadt'taki öğrencileri ve asista- nı Johannes Cramer ile birlikte tüm Zey- rek ve Süleymaniye'nin eski konaklan, mahalle dokusu incelendi; konaklann rölöveleri çıktı, bazısı artık ohnayan, bir bölümü küçük monografiler halinde ya- yımlandı. Öte yandan antik yapı malze- melerinin şehirdeki daha yeni binalarda nasıl kullanıldığını bulmak için âdeta iz sürercesine sütunlar, temel taşlan, kita- beli frizleri inceledi; adına İstanbul de- diğimiz bu koskoca bilmeceyi bir kenanndan çözmeye çabaladı. Herhal- de İstanbuTun limanlan ondan önce hiç kimseyi bu kadar yakından ilgilendirme- miştir. Antik limanlardan Osmanh ter- sanelerine kadar varan tüm gelişme, onun İstanbul hakkındaki sayısız araştırma- lanndan bir diğeri oldu. lstanbul'un değişen çehresi, yitip gi- den geçmiş, duyarsız ve özensiz uygula- malar onu son yıllarda, daha çok şehirdeki erken endustri çağı yapılanna yöneltmişti. Daha doktora tezini yazar- ken endustri yapılanna duyduğu mera- kı İstanbul'da giderecek şüphesiz pek çok yapı vardı. Eski Darphane, Feshane, bugün artık faaliyetini durdurmuş ve depo görevi ya- pan onlarca yapı için başladığı büyük araştırmamn yayımlanması, bundan böyle yakın çahşma arkadaşlanna düşe- cek, tıpkı yayını bekleyen Milet ve Pri- ene ile ilgili kabank dosyalar gibi... Wolfgang MüUer-Wiener mükemmel bir bilim adamı olduğu ölçüde de iyi bir çahşma arkadaşı idi. En zor, en önemli araştırmalan büyük bir keyifle, âdeta şa- ka gibi, herkesle paylaşarak yaptı. Bi- limsel kıskançlık nedir bilmediği gibi, pek çok konuda insanlan yüreklendire- rek kendi konulanm onlara devretti; yö- netici olduğu kurumlarda her zaman bir amirden çok, alçakgönüllü bir bilim adamı, bir arkadaş olarak kalmayı yeğ- ledi. Wolfgang Müller-Wiener ile ülkemiz büyük bir dostunu, bilim dünyası ise son derece değerli, çahşkan ve verimli bir ne- ferini kaybetti. ölümü ile arkasında bı- raktığı boşluk ise dar bir çerçevenin dışında çok az kimse tarafından algılan- dı, tıpkı bu şehir için yaptıklarının bu şehirde bilmesi gerekenlerce dahi çok az bilindiği gibi... Aynen yaşarken olduğu gibi neşe ve hevesle, sanki ölümüne kavuşmak için İstanbul'a koştu, "Orta Asya'daki ts- lam Mimarisi" konulu konferansının hemen ardından, çok mutlu bir evliliği sürdürdüğu meslektaşı ve eşi ile telefon- da konuşurken aniden dünyamın terk etti, sevdiği, yaşadığı, çocuklarının doğ- duğu bu şehirde. • Nazan ölçer Turk-tslam Eserleri Müzesi'- nin yöneliciliğıni yapmaktadır. 'Sihirbaz Oz' çocuklarla' • Kültür servisi — Devlet Opera ve Balesi'nin duzenlediği 11. Çocuk Şenliği bugün başhyor. 27 nisana dek surecek olan şenlik kapsamında bugün E. Thomass'in 'Sihirbaz Oz' adlı çocuk müzikali saat 11.00'de sahnelenecek. Hafta boyunca izlenebilecek olan müzikali Sümeray Anman sahneye koydu. 'Sihirbaz Oz' küçük kız Dorothy'nin cadılar, garip yaratıklar ve "* sihirbazlarla dolu Oz ülkesinde başından geçenleri anlatıyor. Bozok'un doğa resimlerı • Kültür Servisi — Birim Bozok'un resim sergisi 24 oisan günü Uran Kültür ve Sanat Merkezi'nde açıhyor. 1971 yıhnda MSÜ Bedri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi'nden mezun olan sanatçı, 1974-1975 yıllan arasında Madrid Güzel Sanatlar Akademesi'nde gravür baskı öğrenimi gördü. Şimdiye dek 34 kişisel sergi açan Bozok resimlerinde doğayı betimliyor. Bozok'un sergisi 11 mayıs gününe dek açık kalacak. Oberhausen'de "Sessiz" • Kültür Servisi — Mehmet Eryılmaz'ın işkenceyi konu alan "Sessiz" adh kısa filmi 24-30 nisan tarihleri arasında gerçekleşecek Oberhausen Kısa Film Festivali'ne katıhyor. Daha çok 16 ve 35 mm'lik sinema filmlerinin gösterildiği festivalde Eryıhnaz'ın kısa video filmi özel bu- gösterimde sunulacak. KöktenKitabevi lanşnıası • Kültür Servisi — Samsun Kökten Kitabevi 1. öykü Yanşması sonuçlan belli oldu. Hasan Kıyafet, öner Ciravoğlu, Fahrettin Demir, Metin Kökten'in oluşturduğu seçici kurul birinciliğe değer yapıt bulamazken, Hayati Azim'i ftstanbul) ikincilik, Ahmet Ozer'i (Trabzon) üçüncülükle ödüllendirdi. Erhan Tığh (Nazilji) ve Fatma Ergin (Gaziantep) ise mansiyona değer bulundular. Derece alan öyküler Kuzeysu dergisinde yayımlanacak. Öte yandan Kuzeysu dergisi bir abone kampanyası başlattı. Kampanya ile ilgili bilgi Kökten Kitabevi, Karadeniz Mah. Lise Cad. No. 20 Samsun adresinden edinilebilh". Walt Disney'e dava • NEW YORK (AA) — Muppetler adındaki kukla karakterlerinin yaratıcı firması, Walt Disney'e dava açtı. Henson Ortaklan şirketi çeşitli ürünlerinde Muppet kuklalannı izinsiz olarak kullandığını öne sürdüğü Disney'in bu uygulamasına son vermesini ve tazminat ödemesini talep etti. Disney ile Henson Ortaklan arasındaki birleşme çabalan geçen yıllarda sonuçsuz kalmıştı. Düııya Günü kutlamaları • Kültür Servisi — 22 nisan pazartesi günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 'Dünya Günü' kutlanacak. Saat 15.00 ile 19.00 arasında gerçekleştirilecek etkinlikler kapsamında Anadolu Çocuk Oyunlan gösterisi, Nezih Karabiber ve Orient Ekspres, Rahmi Oruç ve grubu, iüıan trem, Ali Güneş ve grubu, udi Erhan İşgör ve Yasemin Kumral Şimşek konserleri yer alacak. Ersin Alok'un bir dia gösterisi sunacağı kutlamalar çerçevesinde aynca Turgay Fişekçi ve Küçük İskender de şiirler okuyacak. Dünya Günü kutlamalanna herkes ücretsiz olarak katılabilecek. Ulusoy'un resiınleri • Kültür Servisi — Leyla Ulusoy'un resim sergisi 25 nisanda Etiler'deki Tanak Sanat Galerisi'nde açılacak. Sergi 11 mayısa dek izlenebilecek. tstanbul'da doğan Ulusoy, İbrahim Çalh'dan dersler aldı. Bir süre kimya öğretmeni olarak' görev yapan Ulusoy, resim çahşmalanna tstasyon Sanat Evi'nde başladı. 1980 yıhndan bu yana Sabri Berkel'in öğrencisi olan Ulusoy, bugüne dek çeşitli karma sergilere katıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle