22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/3 Türkiye'deki müttefik kuvvetlene ait bir askeri heyet, Zaho'da Iraklı askeriyetküilerle görüştü Irak'a Kürt operasyonuZaho'da görüşme Türkiye'deki müttefik askeri gücün komutanı ABD'li Korgeneral John M. Shalikashvili'nin başkanhk ettiği bir tngiliz ve bir Fransız general ile Kanadalı albayın yer aldığı askeri heyet, Silopi'den Zaho'ya giderek Iraklı askerlerle görüştüler. Gümrük binasında 15 dakika süren görüşmeden sonra, Türkiye'ye dönen heyetin başkanı ABD'li korgeneral, 'insani çabalan korumak için asİcer kullanmak istediklerini' söyledi. Haber Merkezi — ABD, In- giliz ve Fransız askerlerinin, sı- nıra yığılan Kürtler için Irak'ın kuzeyinde "güvenlik kamplan " oluştunna çalışmalan sürerken, müttefik kuvvetlere bağlı bir as- keri heyet dün Zaho'da Irak as- keri yetkilileri ile ilk görüşmeyi yaptı. "Giivenlik kamplan ha- rekab"na kaülacak ABD asker- lerinin tamamı Türkiye'ye gel- di. Ingiltere'nin 5 bin deniz pi- yadesini Incirlik'e gruplar halin- de göndermeye başladığı bildi- rildi. Fransa'mn 1000, Hollan- da'nın da 400 askeri bölgeye göndereceği belirtilirken, hare- kâta katılacak toplam asker sa- yısmın 20 bine yaklaşması bek- İeniyor. Sığınmaalara yönelik yardımlar da sürüyor. Bölgedeki Cumhuriyet muha- birleri Hakan Aygüa, Ergün Aksoy, Mehmet Aka ve Yusuf Toprâk'ın bildirdiklerine göre, Kuzey Irak'ta "giivenlik kamplan" oluşturulmasına yö- nelik çalışmaJar devam ediyor. ABD'li Korgeneral John M. Shalikashvili'in başkanhk etti- ği ve bir Fransız, bir tngiliz ge- neral ile Kanadalı bir albayın yer aldığı heyet, Silopi'deki Müttefik Destek Üssü'nden ha- valanan 4 helikopter ile Habur'- un karşısındaki Irak sınır kenti Zaho'ya 18.30 sıralannda gitti. Zaho gümrük binasında yapı- lan ve 15 dakika kadar süren görilşmelerde Irak heyetine Ge- neral Abdülhafız Gazali baş- kanhk etti. Görüşmelerden son- ra sınırın Türk tarafına dönen heyete başkanhk eden ABD'li Korgeneral Shalikashvili gazete- cilere yaptığı açıklamada, Batı- h ülkelerin kamplan korumak için Kuzey Irak'a asker gönder- me planlannı uygulayacaklan- nı belirterek, "tnsani çabalan korumak için asker kullanmak istediklerini" soyledi. "Biz bu- raya çok şeyi değiştirmek için geldik. Zor durumdaki insanla- ra yardımcı olmaya geldik" di- yen ABD'li korgeneral görüş- melerin sürüp sürmeyeceğine ilişkin bir soruya, "Bu şekilde olmazsa da başka kanallarta gö- rüşme sağlanacaktır" yanıtıru verdi. Zaho'daki görüşmeye ABD'li generalin tahmatıyla ba- zı yabana gazetecilerin götürül- mesi, ancak Türk gazetecilerin heyete ahnmaması tepki yarat- tı.Bu arada gemi ile tskende- run'a gelen ABD askerlerinin Güneydoğu'ya gönderilme işle- minin tamamlandığı bildirildi. 20 bin müttefik askeri Irak topraklarında oluşturulacak giivenlik kamplan için Türkiye'ye, ABD askerlerinin gönderilmesi işlemi tamamlandı. İngiltere, 5 bin deniz piyadesini gruplar halinde İncirlik'e indirecek. Fransa'dan 1000, İtalya'dan 500 ve Hollanda'dan 400 askerin geleceği bildirildi. Bölgedeki ABD güçleri Yüksekova'ya ikmal merkezi, Almanlar ise Hakkâri ve Çukurca'ya seyyar hastane kuracak. Kuzey Irak'taki keşif uçuşlarının da yoğunlaştığı bildiriliyor. Yetkililer, ABD yardım timinin Fransa'dan Mine Sanlnier'in haberineüç ekip halinde Çukurca, Üzümlü ve Şemdinli'de konuş- landınlacaklannı kaydettiler. ABD, Ingiüz ve Fransız uçakla- nyla askeri helikopterlerinin Kuzey Irak'ta keşif uçuşlannı aralıksız sürdürerek, askerlerin indirileceği alanlan belirlemeye çahştıklarını bildirdi. Bölgede- ki ABD güçleri Yüksekova'ya ikmal merkezi, Almanlar ise göre, "giivenlik kamplan" harekâtı için Fransa yaklaşık 1000 asker gönderecek. Hollanda'nın da güvenlik kamplan harekâtına katılmak üzere bölgeye 400 deniz piyadesi göndereceği açıklandı. İtalya' nın da harekât için böl- geye 500 asker göndereceği bil- dirildi. Bu arada Kanada'da da iki Hakkâri ve Çukurca'ya seyyar C-130 tipi kargo uçağı ile Incir- hastane kuracaklar. Londra muhabirimiz Edip Emil Öymen'in bildırdiğine gö- re, Ingiltere hükümeti, dağhk arazi eğkimi alan 5 bin deniz pi- yadesini, gruplar halinde İncir- di. lik'e yardun malzemesi gönder- diği açıklandı. Kanada'run 5 ni- sandan bu yana Irakhlar için yaptığı yardım tutarının 16.6 milyon dolara ulaştığı kaydedil- lik Üssü'ne göndermeye başla- dı. İngiltere Savunma Bakanı Tom King, sınırdakilere yar- dımların da süreceğini bildirdi. Hakkâri'deki 1. Dağ ve Ko- mando Tugay Komutanı Tuğ- general Kamil Başer ile Hakkâ- ri Valisi Şehabettin Harput, dün Çukurca'da 49 nolu sınır taşı et- rafında toplanan sığınmacı kamplannda incelemelerde bu- hındular. Tuğgeneral Başer, üç- lü ittifakın bölgeye şimdilik 16 bin asker göndermesini bekle- diklerini söyledi. Başer, sınır bölgelerinde Tük askerlerinin güvenlik sağlayacağım, üçlü it- tifak askerlerinin ise yardımla- rın dağıtımı ile Irak tarafında- ki kampların güvenliğini sağla- yacağını kaydetti. Çukurca sınır boyunda ya- şamlannı sürdüren sığınmacı- lardan, çoğunluğunu yaşh ve çocukların oluşturduğu 1500'ünün öldüğü belirtiliyor. Türkiye'ye giriş yapan sığınma- cılarla birlikte 4 PKK militanı- nm Türk sınınna geçerek jan- darma karakollanna teslim ol- dukfen kaydedildi. Irak sınınnda günlük yaşam bütün telaşı ile sürüp gidiyor Olümle yaşamın çîzgisînde CELAL BAŞLANGIÇ ÇUKURCA — Yaşh bir ka- dın, kırçıllı uzun saçlarıru tarı- yor çadırının önünde. Güneş yüzüne vurmuş. Fotoğrafı çeki- lirken gülüyor. Yüzü çizgi çizgi. tlerideki çadırda kadınlar ve çocuklar ağlıyor. Komşu çadır- dakiler başlanna toplanmış. Onlar da ağıtlarıyla katıhyorlar iki gözü iki çeşme insanlara. "Çadınn tek erkeği" ölmüş. Hem de kırk yaşında. tshalden. On yaşlarında bir çocuk, iç- tiği meşrubatın teneke kutusu- nu taşa sürtüyor. Yüzünde bü- yük bir iş yapmanın ciddiyeti var. Hırsı yaşından büyük. "Bu da benim cay bardağım olacak" diyor. Adam çadınn önünde eğil- miş. Saçlan sabunlu. Kansı tas- la su döküyor. Adam sıçnyor yerinden. Su sıcak gelmiş. Ka- dına bağırıyor. YUzü taş kesmiş. Arkasında ağlayan kadına bakmıyor adam. Kucağındaki battaniyeye de gözü değmesin diye dimdik tutmuş başını. "49 nolu sınır ta- şı"nı geçip Çukurca Camisi'ne doğru yüruyor. Battaniyeye kü- çük bir çocuk sarılı. Ölmüş. Derenin kenarında bir san- dalye var. Üzerinde oturan ada- mın omzuna bir parça naylon serilmiş. Çerveye toplananların kimi sıra bekliyor, kimi seyre- diyor. Şalşapik giymiş genç, bir elinde makas, diğer elinde ta- rakla önundeki "müşteri"sine "göniillü berberlik" yapıyor. Sınırın Türkiye tarafında kamyonlar var. Ûzerindeki yi- yecekler, giyecekler, yağma yağ- ma dağıtıhyor. Sınır boyunca diketıli tel germek için direkler dikilmiş. Askerler şimdilik tel- lerin yerini tutuyor. Ekmeğini ununu, dağıtılan giysileri alan çadırına gidiyor. Çukurca'daki kampta bayram ziyareti var. Dağa kurulan ses düzeninde sık sık Kürtçe anonslar yapılı- yor: — Duhok'tan Agit Hüseyin. Hakkâri'den akrabaların geldi. Kamp girişinde bekleniyorsun. Su başlarında kadınlar top- lanmış. Genç bir kız, artık ça- mur akan suda, külotlu ince ço- rabını yıkıyor. Kaynağın başın- dan içme suyu alıyorlar. Bido- nunu dolduran kadınlar, sağ omuzlarına vuruyorlar yükleri- ni. Sol elleri bellerinde. Çamur- larda, kayaların üzerinde, as- faltta yürür gibi zarifier. Çocnklar her yerde aynı. Açlık, soğnk hiçbir şey amıııtanııda değil. Onlann sının yok. (Fotoğraf: Yusuf Toprak) Çadırlar Irak'ın içlerine doğ- ru gidiyor vadi boyunca. Irak'a yaklaştıkça yoğunluğu azalıyor çadırlann. Sınıra yakın kalaba- lık yerleşim alanlanndaki ağır koku, giderek hafifliyor. Müt- hiş bir "insan trafJğj" var çadır- lann arasında. Kampın Irak tarafına üç Amerikan uçağı paraşütle yiye-. cek atıyor. Insanlann gökyüzu- ne dikili gözleri aşağıya inmiş. Yerdeki hedeflerine doğru koşu- yorlar. Geri dönüşleri, gidişleri kadar umutlu değil. Kimi yiye- cek kutularını almış, küninde paraşütün bezi var. Bazüanna yardım malzemesinin naylonu düşmüş, bazılarına da mukav- vası. Eli bos gelenler de var. Yi- yecek malzemesihi kapanlar, yolda dinlenirken kutulan açı- yorlar, içinde konsantre tavuk var. Memnun değiller uçaklann attığı yiyeceklerden: — "Tavuk diye bir garip toz atıyorlar bize. Pirinç atsınlar, un atsınlar..." Irak'tan gelen Kürtler için odun, en az yiyecek malzemesi kadar değerli. Geceleri inanıl- maz soğuk. Yemeklerini çadır- larının önünde yaktıkları ateş- te pişiriyorlar. Geceleri o ateşte ısınıyorlar. Çocukları çok üşü- yenler, çadırlann içinde ateş ya- kıyor. Dumandan öksüre öksü- re, gözleri yaşh ısınıyorlar. Dağlann yamaçlanndan, yı- kık Irak karakolunun bulundu-. ğu tepeden kadınlar ve erkekler iniyor; sırtları çalı çırpı yüklü. Katırı olanlar şansb. Kiminin elinde nacak, kiminin de balta var. Bir adam, belli ki başka ça- resi kalmamış, çadınn önunde- ki büyük ağacı kesiyor. Birisi de dalına oturmuş, ağaç çabuk düşsün diye. Çadırlann önünde ateşler ya- kıtauş. Bazılannm üzerinde ten- cereler var. Bazıları da ekmek pişiriyor saç üzerinde. Un, ha- mur olurken yapıldığı suyun rengini almış. Açık kahve. Ateşin çevresinde çocuklar ve erkekler bekleşiyor. Gözleri ocağın başmdaki tek bir kadın- da. Akıllan pişen yemekte. Bir kadın küçük çocuğunu "kakaya tutuyor" çadınn önünde. Yere açık sarı bir su akıyor. Kadın yine sıkınüh. "Bu çocugun da ishali düzelmedi " Otuz iki kişilik aile hâlâ açık- ta bekleşiyor. Bir çadır alama- mışlar kendilerine. Içlerinde bir mühendis, bir sağlık memuru var. "Geceleri komşulann cadı- nna sığınıyonız, vağmur olursa. tki gündiir sabaha kadar ku>- nıkta bekledik, yine de çadır alamadık" diyor. Bir evi, sıcak bir yatağı şid- detle özlemiş insanlar. Kimi il- çe merkezine inen yol üzerinde- ki "toplu mezar"a bırakıyor ölülerini. Üzerine toprak atılın- caya kadar bekliyor. Sonra Çu- kurca çarşısına inip bakkaluı, manavın önundeki kuyruğa gi- riyorlar; sanki hiçbir şey olma- mış gibi. Ölümle yaşam arasın- daki o ince çizgide cambazlık yapıyor insanlar. Erkekler saçlarını yıkamış. Kadınlar çocuklanna ekmek ya- pıyor. O yaşh kadının kırçıllı uzun saçlan taralı artık. "Gö- niillü berber" başka bir "miiş- terisi"nin saçlarını kesiyor üze- rine naylon örtüp. Küçük çocu- ğun elindeki teneke kutu barda- ğa dönüşmüş taşa sürte surte. Artık onun da bir çay bardağı var. İnsanın bütün zaaflannı or- taya çıkartan acımasız koşulla- ra karşın günluk yaşamın tüm ayrıntılarıyla boğuşuyor insan- lar; ölüm yokmuş gibi. 'Usta'- nın bir dizesi anlıyor buralar- daki "insâniık durumunu": "Yaşamak yani, ağır bastıgın- dan." Güvenlik bölgesi tartışmasıHaber Merkezi — Türkiye ve Iran sınınna yığılan Kürt sığın- macılar için Irak'ın kuzeyinde oluşturulacak güvenlik bölgesi ile ilgili tartışma sürüyor. Baş- bakan Yıldınm Akbulut, bunun bir Kün devletinin "çekirdegi" olamayacağını söyledi. SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, "yardım" amacı çerçevesinde, "Türkiye içerisinde de güvenlik bölgesi kurulabilecegini" belin- ti. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel de güvenlik bolge- sinin "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü" pekiştireceğini söyledi. Başbakan Yıldınm Akbulut, tatilini geçirmekte olduğu An- talya Beldibi'nde gazetecilerin "güvenlik bölgesinin Kürt dev- letinin çekirdeğini oluşturecağı" şeklinde yorumlar yapıldığını anımsatmalan üzerine "Biz ora- da bir Kürt derleti kunıhnasına karşı olduğumuzu söyledik. Özelllkle ABD, bu harekâtın hiçbir zaman orada bir Kürt devleti kurulacaktır manasında yonımlanmaması lazım geldiği- ni açıkça ifade etti" dedi. Ankara Büromuzun haberine göre dün bir basın toplantısı dü- zenleyen SHP Genel Sekreteri Hikmet Çetin, güvenlik bölge- lerinin nerede kurulduğunun önemli olmadığını, asıl amacın ağır koşullarda yaşayan sığın- maalara yardım etmek olduğu- nu, yardım kapsamında Türki- ye içerisinde de güvenlik bölge- si oluşturulabileceğini soyledi. DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel de dün Ankara'- da düzenlediği basın toplantısın- da, bölgede bir Kün devleti ku- rulacağı kaygısını taşımadığını söyledi. Demirel, Irakh sığınma- alar için yerleşim yeri kurulma- sının, Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşürü- cü değil, aksine pekiştirici ola- cağı görüşünü savundu. Irak devletinin Kuzey Irak'taki hü- kümranlık haklannın tartışma konusu olduğunu belirten De- mirel, "Bir devlet kendi halkı- nı topa tüfeğe tutar, öldüriirse oradaki hükümranlık haklarım yiürir" dedi. Demirel, DSP Ge- nel Başkanı Ecevit'in, "Türki- ye, kendisine karşı da kullanı- İabilecek bir devlet kurulması- na destek veriyor" kaygısını paylaşmadığını da beürterek on- celikle birinci sorun olan sığın- macıların kurtanhnası üzerinde durulmasını istedi. FedemlAlmanya Dışişkri Bakanı, Özal'la görüştü, suvrda ineelemelerde bulundu Genscher: Amaç eve dönüşü sağlanıak Haber Merkezi — Kuzey Irak'ta oluşturulacak kamplara ilişkin hazır- lıklar sürerken yoğun bir diplomatik trafık yaşamyor. Türkiye'ye bir günlük bir ziyaret yapan Federal Almanya Dı- şişleri Bakanı Hans Dietrich Genscher, Kuzey Irak'ta yaşanan trajedinin gide- rihnesi için insani yardımın yeterli ol- madığını, soruna siyasi çözüm bulun- ması gerektiğini söyledi. Sabah Anka- ra'ya gelip sonra Antalya'ya giderek Cumhurbaşkam Özal'la görüşen Gens- cher, Diyarbakır ve sınır bölgesinde in- celemelerde bulundu. Sınır bölgesinde ve Silopi'de incelemeler yapan ingilte- re Dış Yardım Bakanı Lynda Chalker de "Planın nihai amacının bu insanla- nn sağ kalıp, bir an önce kendi evleri- ne dönmeleri olduğunu" söyledi. Genscher, dün saat 09.50'de askeri bir uçakla Ankara'ya geldi. Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin tarafından karşılanan Oenscher, bura- da basına yaptığı açıklamada, Türki- ye'ye Kürt sığjnmacılann acısını hafif- letmek için yapılan katkılardan dolayı teşekkür etti. Ahnan hükümetinin Türkiye'nin ağrr yükünü hafifletmeye yönelik katkılarıru sürdüreceğini de vurgula^n konuk bakan şöyle dedi: "Sadece insani vardunla yetinilmeye- cegini, insani yardımın kesin çözüm ol- madığını bilivoruz. Bu konuda siyasi bir çözüm gerekmektedir. Şimdiki gi- rişimlerimiz özellikle insan yaşamının sürdürülmesiyle ilgilidir. Ama esas amacımız siyasi bir çözüm bulmak yo- lundadır. Özellikle BM'nin sonımlulu- ğu altında, Irak'ta insanlann tekrar kendi vatanlanna dönebibnelerini ve aşağılanmadan vaşayabilmelerini sağ- lamak zorundayız." Genscher'i getiren ve yardım malze- mesi taşıyan uçakta 20 kadar Alman gazeteci de yer aldı. Genscher ve Alp- temoçin, "Ana" uçağı ile Antalya'ya geçtiler. Kemer'de Ozal ve Akbulut ta- rafından Simen'a Tatil Köyü'nde kabul edildiler. 2.5 saat süren görüşmeden sonra Özal, Alman bakanın bölgeyi gö- rünce durumu daha iyi anlayacağını belirterek "Irak'tan gelenlerin yerleri- ne dönmeleri en optimum çözum ola- caktır. Irak'ın gerekli kolaylıgı göste- receğini iımit ediyoruz. Almanya'nın AT dışıoda da yardımları, meselenin çözümü için çok faydalı olacaktır" de- di. Genscher de Almanya'nın sığınma- alann bulunduğu bölgelerde sahra has- taneleri kurmayı üstlendiğini behrterek "Saddam Hüsey in'in boşuna gitmeyen insanlan kendi ülkesinden kovalama- sına, komşu iki ülkenin başına dert ol- malanna, komşulannın başına bela ol- malarma kesinlikle müsaade edilmemelidir" dedi. Genscher, buradan Diyarbakır ve da- ha sonra Batman'a geçerek buradaki Ahnan birliklerini denetledi. Dışişleri Bakanı Alptemoçin ile birlikte Bat- man'a gelen Genscher'e, Olağanüstü Hal Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu ta- rafından bir brifing veriidi. Kozakçıoğ- lu, sınırda 420 bin Iraklı Kürt sığınma- cının bulunduğunu, bunlann yiyecek ve giyecek gibi zorunlu gereksinmeleri için 53 milyar üra harcandığını söyledi. Genscher, sığınmacılann yükünün sadece Türkiye ve Iran'a yüklemenin doğru olmadığını, tüm ülkelerin üze- rine düşeni yapmalarının gerektiğini vurguladı. Ülkesinin yardımmın kat kat artarak süreceğini söyleyen Genscher, önümüzdeki hafta 415 milyon mark yardımda bulunulacağmı açıkladı ve sı- ğınmacılann karşılaştığı su sorununun halli için bölgeye bir su arıtım sistemi göndereceklerini de bildirdi. Almanya Dışişleri Bakanı Hans Di- etrich Genscher, Kürt sığınmacıların temsilcileri ile de görüştü. Aralannda profesör, doktor, müsteşar, mühendis- lerin de bulunduğu 21 kişilik Kürt sı- ğınmacı temsilcileri, Almanya'ıun yar- dımlanm arttırması, Irak'ta oluşturu- lacak güvenlik bölgelerinde asker bu- lundurması taleplerinde bulundular. Genscher daha sonra ülkesine döndü. İngıliz bakan İngiltere Dış Yardım Bakanı Lynda Chalker da dün Arap, Kürt ve Süryani sığınmacılann bulunduğu Işıkveren ve Silopi'deki kamplan gezdi. Diyarba- kır'da Bölge Valisi Kozakçıoğlu'nu da ziyaret eden Chalker, "Iraklılann Türk tarafına geçmesi kendi yaşamlan bakı- mından isabetli oldu" dedi. Bakan, müttefik güçler tarafından gerçekleşti- rilen yardım operasyonuna 200 lngiliz askerinin katıldığını bildirdi. Almanya'nın tavn Bu arada Almanya Başbakanı Hel- mut Kohl'ün dış politika sözcüsü Karl Lamers, Alman hükümetinin Kuzey Irak'ta Kürtler için 'güvenlik kamplan' kurmak üzere bölgeye askeri birlikler göndermesi gerektiğini söyledi. Sözcü Lamers'in Almanya'da yayımlanan Ne- ue Osnabrücker Zeitung gazetesinin dünkü sayısmda yayımlanan açıklama- smda Almanya'nın en azından sağhk ekipleri göndererek çalışmalara katıl- ması gerektiği görüşü yer aldı. Lamers, gazeteye verdiği demeçte anayasanın getirdiği kısıtlamalara karşın Alman- ya'nın Körfez Savaşı süresince mütte- fiklere silah, araç-gereç sağlayarak ve uslerini açarak üzerine düşeni yaptığı- m soyledi. Lamers, "Savaşa Fıilen ka- Ulmamamız nedeniyle sağladığımız bunca desteğe karşın olaylann gidişi üzerindeki etkimtz sınıriı kaldı. Bu yan- lışlık yinelenmemeli. Almanv^ bir ke- narda durup olup biteni izlememeli. Kürtlerin korunmasına Almanya da kaUlmalıdır" dedi. DUNYADA BUGUN ALİSİRMEN Neyi Koruyor? "Terör ile Mücadele Yasası'nın herhangi birolumlu yanı var mı" sorusuna verilebilecek yanıt, belki de "Özal iktidarı- nın gerçek yüzünü ortaya koymuş bulunmasıdır" olabilir. Hukukçular, yasanın içerdiği sakıncaları bir bir saydılar. Cumhuriyet, daha tasarı yasalaşmadan önce kamuoyunu uyardı. Arkadaşımız Uğur Mumcu, köşesinde yasanın sakın- calarını teker teker gözler önüne serdi. Gerçekten yasa; hukuk tekniği, ceza hukuku ilkeleri, hu- kuk devleti açısından akıl almaz garipliklerle doluydu. So- nuçta 141-142-163. maddeler kalkmamış, bir yasadan çıkarı- lıp başka bir yasaya ağırlaştırılarak nakledilmişlerdir. Yasanın daha 1. maddesi devlet otorrtesini zaafa uğratmak, devletin iç ve dış güvenliğini ya da kamu düzeni ile genel sağlığı bozmak gibi soyut, her yana çekilebılen gerekçeler getirerek ceza hukukunun "kanunsuz suç olmaz" ilkesine ters düşmüştür. Yıllardır 141-142. maddelere yönertilen eleştirilerden biri de suçun tanımının iyi yapılmamış, suç sayılan fiillerin açıklık- la belirtilmemiş oimasıydı. Şimdi yeni yasayla bu sakınca katmerli bir biçimde büyüyor. Yine aynı biçimde, bir terör örgütüne üye olan kişinin suç sayılan fiile katılmamış olması halinde bile cezalandırılması cezanın kişısellığı ilkesini ortadan kaldırıyor, suçun öğelerin- den biri olan kasıt unsurunu yok ederek çağımızda görülme- yen bir ucube doğuruyor. Saymakla bitmeyecek sakıncalar arasından birine daha do- kunmak istiyorum. Bir siyasal parti ya da derneğin iki üyesi- nin suç sayılan eylemlerı işlemeleri halinde o kuruluşun da tümüyle terör örgütü kapsamına alınması öngörülmektedir. Bu hüküm herhangi bir iktidara, kirli ve gizli oyunlaria, ajan- lar aracılığıyla herhangi bir siyasal partiyi kapatmak olana- ğını sağlamaktadır ve demokrasinin temeline ters düşmek- tedir. Saydığımız sakıncalar, ucubenin garip yanlanndan yalnızca birkaçı. Gerçekte yasa, baştan aşağı sakat. Onu tümüyle kal- dırmadan demokrasiyi kurmak olanaksız. Yağdanlıkların özgürlükleri getiriyor diye kutladıkları yeni gelişmeler kimsenin gözünü boyamamıştır Sonuçta da ilk kez, bir yabancı devlet Türkiye'ye yazı ile başvurarak yasayı anlamadıklarım, ek bilgi istediklerini söylemiştir. Bu da kolay altından kalkılacak bir utanç olmasa gerek. Şimdi olayın özüne gelelim. Terör ile mücadele konusunda yasa olmasın mı? Demokrasiyi ve son yıllarda terörün onun için nasıl bir ya- şamsal tehlike olduğunu bilenlerin hiçbiri bu soruya "Evet, olmasın" yanıtını veremez. Demokrasiler kendilerini teröre karşı korumak zorundadır- lar. Bir sürü demokratik ülkede bu yönde çıkarılmış yasalar var- dır. Ancak böyle bir yasayı çıkarmadan önce ilk düşünülmesi, üzerinde karara vanlması gereken nokta "neyin korunaca- ğı"dır. Demokratik sistemlerde korunması amaçlanan, çoğulcu ve özgürlükçü düzendir. Amaç, kişilerin inanç özgürlükleri- nin, temel haklannın, kuruluşların görüş açıklama özgürlük- lerinin ve bunları güvenceye alan sistemin kaba kuvvetle sin- dirılmesine. terör yoluyla engellenmesine karşı önlem alın- masıdır, yoksa kutsal devleti korumak değil. Olaya bu gerçenin ışığında bakıldığında, Terör ile Müca- dele Yasası'nın baştan aşağı değiştirilmesinin de fazla bir önemi olmadığını, her şeyden önce anayasal bir değişikli- ğin yanı sıra siyasal partiler, dernekler, sendikalar gibi ku- tumları oluşturan öbür temel yasaların da değişmesi gerek- tiğini ve Terörle Mücadele Yasası'nın ancak bunlar sağlan- dıktan sonra bir anlam taşıyacağını görürüz. Yazgısı tek adamın iki dudağı arasına terk edilmiş buyur- gan btr devleti korumayı amaçrtayan Terörle Mücadele Yasa-. sı, terörü ortadan kaldırmaz, onu devlet tekeline alarak arttı-, rır. DemokrasiFer için en tehlikeli olan gelişme ise devlet te- rörünün egemen olmasıdır. 12 Eylül'den bu yana yaşadığımız olgu işte budur. Yine trafik acLsı: 15 ölüHaber Merkezi — Yurdun çeşitli yerlerinde dün meydana gelen trafik kazalarında 26 ki- şi öldü, 45 kişi yaralandı. Ege Büromuzun haberine göre Izmir'ni Kiraz ilçesine bağ- lı Cevizli ve Bahçesaray köyle- rinden aldığı tanm işçilerini Ka- raburç koyüne taşıyan Saadet- tin Akın yonetimindeki 35 AU 983 plakalı midibüs Sarıkaya köyü yakınlannda bir virajı ala- mayarak 20-25 metre derinli- ğindeki Değirmendere Çayı'na uçtu. Kazada, 11*1 olay yerinde, 4'u kaldırıldıkları hastanelerde ol- mak üzere 15 kişi öldü, 23 kişi de yaralandı. Ölenlerden kimlikleri belirle- nenlerin adları şöyle: Sadettin Akın (midibus surü- cüsu), Ümmü Dede (26), Alim Uyan (15), Zehra Dana, Hüse- yin Dana (35), Fadime Hanay (18), A>şe Demir (53), Nazife Demir (13). Rabia Uslu (18), Özlem İlgen (18), Nuray Savaş (18), Ferhat Karael, Ali Tiilü, Ersin Demir (51), Arif Tülü (30). Olay yerinde olen diğer 3 ki- şi ile Kiraz ve Ödemiş Devlet Hastanesi'nde ölen 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesine ça- hşıhyor. Kazada yaralananlardan 26'sının Ödemiş Devlet Hasta- nesi'nde ilk müdahaleleri yapıl- dıktan sonra İzmir Devlet Has- tanesi'ne sevk edildıkleri bil- dirildi. AA'nın haberine göre E-5 Karayolu'nun Lüleburgaz Kü- çükkarıştıran mevkiinde mey- dana gelen trafik kazasında da 6 kişi oldu. Lüleburgaz'dan tstanbul yö- nüne giden Şinasi An yoneti- mindeki 39 LF 425 plakalı kamyon, hatalı sollama sonucu karşı yönden gelen Erkan Çe- tinkaya yonetimindeki 34 KRN 77 plakalı otomobille önceki gece Küçukkanştıran mevkiin- de çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Erkan Çetinkaya ile otomobil- de bulunan Aysun Çetinkaya, Cevriye Özhisar, Şengül Havuç, Hayriye Havuç ve Şükran Ha- vuç olay yerinde olduler. Mı-iınıet Acartürk yöneti- mindeki 22 D^ > 7 77 plakalı oto- mobilin, Sedal Goçınen yone- timindeki 06 AEB 15 plakah otomobille Kırklareli-Edirne Karoyulu'nun İnece ve Ürüm- lü köyleri arasında çarpışması sonucu meydana geldi. Hatalı sollama sonucu mey- dana gelen kazada, Mehmet Acartürk ile Ömer Balkan, eşi Recebiye Balkan ve çocuklan Öner Balkan olay yerinde, Ca- vidan Güvenir de kaldınldığı Trakya Tıp Fakültesi Hastanesi'nde öldüler. Kazada çeşitli yerlerinden ya- ralanan Sedat Göçmen, Saadet Göçmen, Şuayip Kaplan ve Ha- san Çelik'in tedavilerinin Trak- ya Tıp Fakültesi Hastanesi'nde sürdürüldüğü bildirildi. 27 Mayıs'ın önderlerinden Sezai O'kan öldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — 27 Mayıs Devri- mi'nin önder- lerinden emekli Kurmay Albay Sezai O'kan, bir kalp krizi sonucu Ankara'- da öldü. O'kan'ın cenazesi 24 nisan çarşamba gunü Istanbul'- da toprağa verilecek. 1917 yılında Bursa'da doğan O'kan, 1939'da Kara Harp Okulu'nu Süvari Subayı ola- rak, 1955 yılında da Kara Harp Okulu'nu bitirerek Kurmay Binbaşı oldu. Ordunun çeşitli kademelerinde görev yapan Se- zai O'kan, 27 Mayıs Devrimi'- ni gerçekleştiren kadroda aktif görev aldı. 1961 yılında Kurucu Meclis'- te, Milli Birlik Komitesi Üyesi olarak yer alan O'kan, 1980 yı- lına kadar da Cumhuriyet Se- natosu'nda tabii üyelik yaptı. Bir süredir Ankara GATA'da tedavi gören ve iki kızı bulunan Sezai O'kan'ın cenazesi 22 ni- san pazartesi günu TBMM'de duzenlenecek törenden sonra tstanbul'a getirilecek. O'kan 24 nisanda Levent Camii'nde kı- lınacak öğle namazından son- ra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle