22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2aNİSAN 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERBEST PİYASADA DÛVİZ A8DDotan AimanMarta tsviçre Frangı Hotanda Rorini ingiliz Stertmi Fransc Frangı 100 l.üreti S.A.RiyaJ Avus. Şilini Ahş 3920 2290 2670 2000 6850 675 305 1020 320 Satış, 3950 2310 2700 2030 6900 685 310 1040 325 ALTTH SÛMOŞ Cumhuriyet Reşat 24 ayar attın 22 ayar bitezik 900 ayar gûmûş Vakıfbank Altını Ziraat Altını Halkaftın Alış 298 000 310.000 45.500 40.450 558 231000 233.000 234.000 Satış 305.000 325.000 45.900 44.300 585 236 000 238.000 239 000 Rafîne yağa zam geldi • TEKİRDAG (Cumhuriyet) — Kısa adı Trakya Birlik olan Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği rafıne yağ fıyatlarına yüzde 15'in üzerinde zam yaptı. Girdi masraflarının artması üzerine zam karan aldıklannı belirten Trakya Birlik yöneticileri ürünlerinin piyasaya oranla yine de ucuz olduğunu söylediler. Trakya Birük'in aldığı zam karanna göre fabrika çıkışı 3 bin 500 lira olan rafıne yağın kilosu 4 bin 150 lira oldu. Bu fiyat tüketiciye ise 4 bin 500 lira olarak yansıyacak. Trakya Birlik zamlı rafıne yağın satışlarına ise alınan karar gereği 28 nisan tarihinden itibaren başlayacak. Asya Kalkuıma Bankası • MANILA (AA) — Türkiye, Asya Kalkmma Bankası'nın 51. üyesi oldu. Merkezi Filipinler'in başkenti Manila'da bulunan bankadan yapılan açıklamada Türkiye'nin Oyeliğe resmen kabul edildiği bildirildi. Üye ülkelere kalkınma kredileri açan ve danışmanlık hizmetleri veren bankanın açıklamasına göre Türkiye, bankanın 80.7 milyon dolar değerindeki 6.020 adet hisscsine sahip oldu. Türkiye, bu rakarrun yüzde 12'sine karşılık gelen yaklaşık 9.7 milyon doları 4 yılda eşit taksitler halinde ödeyecek, kalanı için bono verecek. Aynca Türkiye, yöredeki az gelişmiş ülkelerin geniş kapsamlı dış fınansman ihtiyaçlannı karşılamak amacıyla kurulan Asya Kalkınma Fbnu'na da 4 yıl süreyle yüda 10 milyon SDR (özel Çekme Hakkı-yaklaşık 13.6 milyon dolar) odeyecek. Asya Kalkınma Bankası'mn 24-26 nisan tarihleri arasında Kanada'nın Vancouver kentinde yapılacak 24. Guvernörler Kurulu toplantısına guvernör olarak Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardıması Tuncay Altan katılacak. Yeni bir Ro-Ro • İSTANBUL (AA) — Türk Deniz Ticaret Filosu, 120 TIR taşıyacak yeni bir Ro-Ro gemisine kavuşuyor. Denizcilik Bankası Deniz Nakliyat TAŞ tarafından NorveVte inşa ettirilen "Kaptan Burhanettin Işım" Ro-Ro gemisi, 27 nisan cumartesi günü Cumhuıbaşkanı Turgut Özal'm katılacağı bir törenle Türk deniz ticaret füosuna katılacak. DB Deniz Nakliyat yetkililerinden edinilen bilgiye göre 158 metre boyunda, 24 metre genişliğinde, 18.653 gros tonluk kargo amaçlı Ro-Ro gemisi, 120 TIR ve 120 personel taşıyacak kapasitede olup 17 knots hız yapabiliyor. Yetkililer, çift cidarh olarak inşa edilen teknenin teknik durumunun şirket . merkezinden anında izlenebüdiğini bildirdiler. Metaş üretime geçiyor • lZMtR (Camhuriyet Ege Börosu) — Bankalara olan borç sorunu çözümlenen, sermayesinin tavamm 450 milyar liraya çıkartan Metaş, 24 nisan günü üretime başlıyor. 90 işçinin bakım yaptığı fabrikada ürctim 290 işçi ile başlayacak. Metaş Genel Müdürü Aydın Telseren, "tDÇ'ye 10 bin ton demiri fason olarak işlemeye başlayacağız. Mayıs ayı sonundan itibaren tüm ünitelerimiz üretime geçebilecek şekilde hazırlamyoruz" dedi. Türk Metal Sendikası tzmir Şube Başkanı lbrahim Demirbağ da, "Fabrikamn üretime başiaması en çok çalışan işçi arkadaşlanmızı sevindirdi" diye konuştu. ÂBD,'kefiF de olmuyor Hükümetacil kaynakgereksiniminiserbestpiyasadan da sağlayamıyor BİLAL ÇETtN ANKARA — Hükümetin af yasasının ardından uygulamayı planladığı seçim eko- nomisi için dış kaynak bulmakta iyice zor- lanmaya başladığı gözleniyor. Bu konuda büyük umut bağlanan ABD'den 200 mil- yon dolarlık kredi dışında hiçbir destek sağ- lanamadı. Bir milyar dolar talebine olumsuz cevap verenler ABD yönetiminin Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, "Madem para veremiyorsunuz, hiç olmazsa piyasa- lardan yapacagımız borçlanmaya kefil olun" biçimindeki ricasım da geri çevirdi- ği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre bu yıl Türkiye, dış borç ödemelerini aksatmadan yerine geti- rebilmek, 3 milyar doları aşacağı tahmin edilen cari işlemler açığını fınanse edebil- mek için en az 6.2 milyar dolar tutannda orta ve uzun vadeli dış krediye gereksinim duyuyor. Bu kaynagm 3 milyar 342 milyon dolarlık bölümü Körfez yardımlanyla kar- şılanırken geri kalan yaklaşık 2 milyar 850 milyon dolanntn nasıl bulunacağı konusu- daki arayışlar sürüyor. Geçen yıllarda uluslararası mali piyasa- lardan yapılan orta vadeli borçlanmalarla bu miktan kolaylıkla toparlayabilen Türki- ye'nin bu yıl ise uluslararası mali piyasa- lardaki sıkışıklık nedeniyle dış borçlanmaya gidemediği kaydediliyor. Verilen bilgiye göre söz konusu dış kay- nak gereksiniminin yaklaşık 1 milyar do- larlık bölümünün ABD'den karşüanacağı- na büyük umut bağlanmıştı. Ancak Cum- hurbaşkanı özal'm gezisi sırasmda ABD yönetimine iletilen bu talep kabul görme- di. Bunun üzerine Ankara ABD'den yine de umüdumı kesmedi. îlginç bir formülle ABD'den destek sağlanabileceği göriişünü bazı ekonomi kurmaylarının karşı çıkma- lanna rağmen Cumhurbaşkanı Turgut özal da olumlu karşıladı. Bu formül şöyleydi: ABD Türkiye'ye doğrudan 1 milyar dolar veremiyordu. An- cak Türkiye'nin ihtiyacı olan parayı ABD mali piyasalanndan sağlama konusunda yardımcı olabilirdi. ABD hazinesi piyasa- dan 2 milyar dolar da Türkiye için borçla- Konu ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ab- ramowitz'e iletildi ve o da olumlu karşıla- yınca resmi bir mektupla ABD yönetimine başvuruldu. Mektupta Türkiye'nin piyasalardan borçlanabilmesi için ABD hazinesinin "kefü" olması, bir tür kontrgaranti vermesi isteniyordu. Bu yolla ilk aşamada ABD pi- yasasından 1 milyar dolarlık orta vadeli borçlanma yapılması planlanmısn. Söz ko- nusu borçlanma ABD hazinesinin kefale- tiyle yapılacağı için faizinin de oldukça düşük olacağı umuluyordu. Ancak ABD Hazine Bakanhğı'nın cevabi mektubu hükümeti ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı hayal kınklığına uğrattı. Mektupta ABD hazinesinin böyle bir gele- neği olmadığı belirtilerek dost Türkiye için bir ayncalık yapılmaya karar verüse bile bunun ardından dış paraya ihtiyacı olan Mısır, Yunanistan ve diğer dostlann da aynı kolaylığı isteyecekleri ve ABD hazinesinin de bu yükün altmdan kalkamayacağı vur- gulandı. KEIB için IstaııbııTda zirve Karadeniz Ekonomik Işbirliği Bölgesi'nin kuruluş belgesinin. mayısta Moskova'da tamamlanması bekleniyor. Haziranda ise Istanbul'da Gorbaçov, Iliescu ye Jelev'in de katılacağı bir zirve planlanıyor. Türkiye, KEÎB konusunda Bulgaristan'ın itirazlannı gidermeye çalışıyor. YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Fikir babalığını ve raimar- hğını buyük ölçüde Türkiye'nin yapuğı Ka- radeniz Ekonomik lşbirliği Bölgesi'nin (KE- İB) 'siyasi bir şov'la kurulması planlanıyor. Hazırlık çaüşmalarının ve kuruluş belgesi- nin mayıs ayında Moskova'da yapılacak toplantıda tamamlanması beklenen KEİB için, Karadeniz'e kıyısı olan dört ülkenin li- derlerini buluşturacak bir zirve hedefleni- yor. Ankara'nm diğer başkenüere ilettiği bu 'bedef gerçekleşirse, SSCB lideri Mihail Gorbaçov, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Jel- yu Jelev, Romanya Cumhurbaşkanı Ion Ili- escu ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal hazi- ran ayında Istanbul'da bir araya gelerek KE- İB kuruluş belgesine ımza koyacaklar. tlk iki hazırhk toplantısı Ankara ve Bük- reş'te yapılan KEİB projesi için Türk, Bul- gar, Rumen ve Sovyet diplomatlan, Sofya- da ve Moskova'da iki kez daha bir araya ge- lecekler. Bu toplantılarda, üç sayfahk ku- ruluş belgesinin vazırru tamamlanacak ve bu belgenin dünya kamuoyuna nasıl açıklana- cağı kararlaştınlacak. Türkiye'nin, Anka- ra toplantısında 'niyet beyanı' düzeyinde ifade ettiği 'tstanbul Zirvesi' önerisi İcabul görürse, haziranda KElB'in kuruluşu res- men gerçekleştirilecek. Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin 'uzun vadede' serbest ticaret, mal, sennaye, kişi ve hizmetlerin serbest dolaşımı esaslarına dayanarak yeni bir ekonomik işbirliği ala- nı oluşturmalarını öngören KEİB projesi, SSCB ve Romanya'nın 'tam' desteğıne sa- hip olarak ilerliyor. Bulgaristan'ın projeye ilişkin toplantılara katılan ekibinin değiş- mesi ve bu ülkedeki ekonomik belirsizlik- ler nedeniyle bir süre izlediği 'çekingen' tav- rın da aşılmaya başlandığı belirtiliyor. Yet- kililer, bölge ülkelerinde yaşanan hızlı de- ğişim nedeniyle, KEİB kuruluş belgesinde 'çok aynntüı tanımlama ve hedeflere yer ve- rilmediğini', gerekli düzenlemelerin hükü- metler arası işbirliği yoluyla ileride yapıla- bileceğini ifade ediyorlar. Jelyu Jelev İkili adımlar Türkiye, KElB'in 'ölii dogmuş bir çocuk' olmaması için kapsamlı bir işbirliğine yö- nelik girişimlerini, bölge ülkeleriyle 'ikili' düzeyde de sürdürüyor. SSCB ile imzalanan lyi Komşuluk, Dostluk ve Işbirliği Anlaş- ması'nın bir benzerinin Romanya ile de im- zalanmasına yönelik düşünceler, Dışişleri Bakanı Kurtcebe Alptemoçin'in son Bük- reş zivareti sırasında dile getirildi. Yetkililer, bu tür ikili anlaşmalar ve iş toplantıları yoluyla KElB'in kuruluşu ön- cesinde, bu bölgede fiili bir işbirliği orta- rnının doğmasına katkıda bulunulduğunu belirtiyorlar. Bulgaristan'ın Varna kentin- de yapılan ve 100 Türk ile 200"den fazla Bul- gar firmasının katıldığı, sonucta 5-6 milyon dolarlık iş anlaşması imzalanan toplantı bu konuda 'örnek' olarak gösteriliyor. Dört ul- kenin ticaret odalannın 'harekeüenmesiyle' bir Karadeniz ticaret odası kurulmasına yö- nelik birikimin de sağlanmaya başladığı vurgulanıyor. Yugoslavya sırada KEİB'in, ilk aşamada Romanya, Bulga- ristan Türkiye ile SSCB'nin Karadeniz'e kı- yısı bulunan cumhuriyetlerinin katıhmıyla oluşması öngörülüyor. Ancak Yugoslavya'- nın projeye dahil olma yönündeki isteğinin Türkiye'nin desteğini kazanması, KEİB pro- jesinin daha geniş bir entegrasyon progra- mına dönüşmesinde ilk adımı oluşturacak. Geçen hafta Ankara'ya resmi bir ziyaret ya- pan Yugoslavya Cumhurbaşkanı Borisav Jeviç'in, Cumhurbaşkanı özal'dan KEİB toplantılarma çağrılma sözü alması sonra- sında bazı diğer Balkan ülkelerinin de ben- zer girişimlerde bulunması bekleniyor. Bu durumda, Balkan ulkeleri ilk toplantılara "gözlemci" sıfatıyia katılabilecek. Sofya'nın, Yunanistan'ın da projeye ka- tılması yönündeki önerisi ise bu ülkenin Av- rupa Topluluğu (AT) üyeliği nedeniyle des- tek görmedi. Yetkililer, Türkiye'nin Yuna- nistan dahil, bütün Balkan ülkelerinin pro- jeye katılmasından yana olduğunu, ancak Yunanistan'ın AT çerçevesindeki yükümlü- luklerinin, Atina'nın böyle bir karar verme- sini güçleştirebileceğini kaydediyoTİar. AT ye alternatif değil öte yandan KElB'in AT ve benzeri Batı Avrupa entegrasyon kurumlarına 'altematif ohışturmadığı \"urgulanıyor. Bul- garistan'ın uzun dönemde Batı ile bütün- leşme hedefı taşıdığı gerekçesiyle KEİB ko- nusunda aldığı 'çekingen' tutum, bu konu- nun netleştirilmesiyle aşıldı. KEİB kuruluş belgesinde de, genel anlamda Avrupa enteg- rasyonuna ve Paris Şartı'na atıflar yapıla- rak KElB'in bir 'alternatif değil, tamamla- yıcı ve daha geniş bülünleşme hedeflerini kolaylastıncı' bir proje olacağı vurgu- lanıyor. Hazine'ye petrol yardum Suudi Arabistan'ın Türkiye'ye arahkta akıtmaya başladığı 1.1 milyar dolarhk hampetrol, Hazine'ye dolar olarak giriyor. Petrol fiyatları 20 doları geçmezse, hibe petrol ekime kadar akacak. ESİN SUNGUR "~ Suudi Arabistan'ın, Körfez krizinden zarara uğradığı için Türkiye'ye vermeye başladığı hi- be petrol 1991 yılı ham petrol it- haJatının yaklaşık yarısım oluş- turacak. Ancak ithalatm yarısı- na yakın bölümünün bedava petrolle yapılmasımn yurtiçi fı- yatların ucuzlamasına hiçbir katkısı olmayacak. Suudi Ara- bisan'dan gelen petrol için Ha- zine'ye spot piyasa uzerüıden para ödediklerini hatırlatan Tüpraş Genel Müdürü Mehmet Savran, "Hibe petrolü bedava kullanma olanagı bulsaydık bu- nu fiyatlanmıza yansıtırdık" dedi. Suudi Arabistan, geçen yılın kasım ayında Körfez krizinden zarara uğrayan Türkiye'ye yar- dım amacıyla 1.1 milyar dolar tutannda bedava petrol verece- ğini açıklamıştı. Her gün 160 bin varillik partiler halinde Türki- ye'ye akıtılacak olan petrol, ta- van olarak belirlenen 1.1 milyar dolar değerine ulaştıktan sonra kesilecek. Kasım ayı sonunda başlayan uygulama kapsamında Türkiye'nin geçen yıl 200 milyon dolarhk petrol çektiğini bildiren Tüpraş Genel Müdürü Mehmet Savran, hibe petrol kullanımının bu yılın Mart ayı sonuna kadar geçen sürede 450 milyon dolar düzeyine ulaştığını bildirdi. Ocak ayında ve şubat ayının da bir bölümünde hampetrol fi- yatlannm yüksek olduğunu ha- tırlatan Savran, fiyatların yük- selmesinin hibe petrol miktarı- m düşürdüğünü belirterek şöy- le konuştu: 'Hampetrol fiyatlan son ay- larda geriledi. OPEC üyelerinin aldıklan kararlar çerçevesinde fiyatlann 18-19 dolar civannda oturacağı izlenimi var. Eğer bu gerçekleşirse Türkiye'nin Suudi Arabistan'dan alacağı hibe pet- rol miktan bu yıl 8.6 milyon ci- vanna çıkacak. Geçen yıl alı- nanlaria beraber hibe petrol kul- lanımı da 10 milyon ton dola- yında olacak. Tahminlerimize göre fiyat istikran devam eder- se Suudi petrolünii ekim-kasun aylarına kadar kullanmaya de- vam edeceğiz. Fiyatlar yukselirse agustosta kuilanım biter" 1991 yılı programına göre Türkiye'nin bu yıl 23 milyon 550 bin ton hampetrol ihtiya- cımn 20 milyon tonluk bölümü ithalat yoluyla karşılanacak. Va- ril fıyatının ortalama 28 dolar olacağı varsayımı ile yapılan programa göre Türkiye'nm ham- petrol ithalatı için 4 milyar 157 milyon dolar kullanılacak. An- cak, Tüpraş Genel Müdürü Mehmet Savran'ın açıkladığı ra- kamlar, 1991 yıh hampetrol it- halatımn yüde 43'ü oramnda 8.6 milyon tonluk bölümünün be- davaya geleceğini gösteriyor. Hampetrol faturasında yüzde 43'lük ucuzlamaya karşılık pet- rol ürünlerinin yurtiçi satış fiyat- larında hiçbir degişiklik olmaya- cak. Hibe petrolün devlet hazi- nesinin fînansmanına girtiğini anlatan Tüpraş Genel Müdürü Mehmet Savran, rafinerilerde iş- lenen hibe petrol için spot piya- sa fiyatlan üzerinden ödeme yaptıklarını hatırlattı. "Ocak- mart döneminde Hazine'ye Su- udi Arabistan'dan bedava gelen petrol için 1.3 trilyon lira ödedik" diyen Savran, hibe pet- rolün bedava kullanımı şağlan- saydı bunun satış fıyatlarına yansıyacagını söyledi. Savran, "Tabii bu konuda bazı giiçlük- ler olduğunu da biliyonım. Her şeyden önce bu paraya Hazine^ nin ihtiyacı var. Aynca Tiipraş'a bedava petrol kullandırmak için kanun çıkarmalan gerekiyor. Bu olmadığı için biz dışanya döviz öder gibi Hazine'ye para yatın- yoruz. Tabii bunun maliyeti fi- yatlarâ yansıyor" diye konuştu. Altııı son üç yıldır krizdeJOHANNESBURG (AA) — Dünyada toplam altın üretimin- deki artışın yanı sıra, serbest pa- zar ekonomisine geçiş sürecin- deki SSCB ve Doğu Avrupa ül- kelerinin, reformları'hızlandır- mak amacıyla altın satışlarına hız vermeleri, altının yıidızını adeta kararttı. Dünyanın en büyük altın üre- ticilerinden Güney Afrika'nın araştırmasma göre, bunlann ya- nında altın çıkarma maliyetle- rindeki artış, altın fiyatlannda son 3 yılda reel olarak asgari yüzde 40 oramnda düşüşe yol açtı. Dünyanın en büyük altın üre- ticisi ülkesi G. Afrika'da altın üretimi 1980'li yıllarda yüzde 10 azalırken, Batılı ülkelerin top- lam altın üretimi aynı dönemde yüzde 72,1990'da da yuzde 5 ar- tışla 1.740 tona ulaştı. Bunun yanı sıra, SSCB ve Doğu Avru- pa ulkeleri ile ekonomileri mer- kezi planlamaya dayalı diğer ül- kelerin altın satışları, sadece ge- çen yıl 450 to na çıktı. Ekim 1987'de yaşanan borsa krizi döneminde bir ara, 1983'ten bu yana ilk kez 500 do- ların üzerine fırlayan altının ons fiyatı, Körfez krizinin patlak verdiği geçen yılın ağustos ayı başında kısa bir süre için 410 do- ları aştıktan sonra, son zaman- larda 355-360 dolar düzeyinde takıhp kaldı. Altın fiyatlarındaki düşüşe bağh olarak, G. Afrika'nın 100 yıllık altın madeni sanayiinde madenler kapanma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Altın sana- yiinin şimdiye kadar karşılaştı- ğı bu en ciddi kriz nedeniyle G. Afrika'nın Transvaal yöresinde- ki Stilfontein Altın Madtencili- ği Şirketi, altın madeni ocakla- rmı bu yıl sonunda kapatacağı- nı açıkladı. Altın fiyatlarındaki reel düşüşler sürdüğü ve enflas- yon oranınm yüksekliğini koru- duğu sürece, diğer altın madeni ocaklarının da aynı akibete uğ- raması bekleniyor. EKONOMIDE KULIS MERALTAMER Finansbank'ta kriz yönetimi"Ne zaman ki Hazine'nin çıkarttığı tahvillerin faizleri stabilize olup aşağı inmeye başlar, Merkez Bankası re- zervleri yavaş yavaş da ol- sa yükselir, TL faizleri aşa- ğı inmeye başlar ve buna rağmen dövize aşırı talep olmazsa... Krizden çıkmaya başlamışız demektir." Finansbank'ın sahibi Hüs- nü Özyeğin, Dünya gazete- şinin bir yan kuruluşu clan İNTERMEDİA'nın düzenledi- ği bir toplantıda böyle diyor- du. Özyeğin'e göre ekonomi- nin ateşi şu sıralar epey yük- sekti ve düşeceğine ilişkin hiçbir belirti oimadığı gibi tam aksine ağırlaşmakta olduğu- nun sinyalleri geliyordu (faiz- lerin yükselmeye devam et- mesi gibi). Deneyimli bankacı Özye- ğin, özellikle kriz dönemlerin- de şirketlerin liklt olmalan- nın büyük önem taşıdığının altını çizdikten sonra kendi bankası olan Finansbank'ta Türkıye'deki son ekonomik bunalıma karşı aldıklan ön- lemleri şöyle sıraladı: • Borsa endeksi düşük ol- duğu halde sermayeye ihtiya- cım olmamasına rağmen ben bankamın yüzde 5 hissesini yabancılara satarak likiditemi yükselttim. Bunu zor durum- da olduğum için değil, kriz- den daha güçlü çıkmak için yaptım ve belki de böylelikle bugün piyasadaki 5 rakibim- den 2'sinin önüne geçmiş ol- dum. • Kriz dönemlerinde zarar- ları küçükken realize edip da- ha büyük zarartan önlemek çok önemlidir. Bu çerçevede biz Finansbank'ta geçen ka- sım da çok acı bir karar aldık ve yüzde 60 faizle garantör olarak altına imza attığımız 40 milyar liralık tahvitı yüzde 64'le elden çıkartarak sadece bu operasyondan 1 milyar 600 milyon lira zarar ettik. Ama bunu satmayıp tutalım, nasıl olsa düzelir deseydik, bugünkü zararımız 1.5 milyar lira değil, tam 95 milyar olur- du. Çünkü bakıyoruz, şimdi bir kuruluş yüzde 84'le tahvil çıkartıyor. Özyeğin'e göre kriz dö- nemlerinde ciro kaybı, kflr kaybı ve pazar kaybı göze alınarak likiditenin mümkün mertebe yüksek tutulması yo- luna gidilmeli, bu arada aylık toplantılar haftalığa, haftalık- lar günlüğe indirilerek gerek personelle gerekse aynı sek- tördeki meslektaşlarla temas- lar sıkılaştırılmalı, aynca uzun vadeli değil kısa vadeli düşü- nülmeli, yılık bütçeler yerine aylık bütçeler yapılmalıydı. Tofaş'ta kâr patlaması Murat otomobillerinin üre- ticisı Tofaş Otomobil Fabri- kası'nda geçen yıl bir "kâr patlaması" gerçekleşti. To- faş, 1 trilyon 742 milyar lira- lık cirosuna karşılık 1990 yı- lında pek inanılır gibi değil, ama 494 milyar lira (vergi ön- cesi) kâr sağladı. Buna kar- şılık Tofaş ürünlerinı pazarla- yan Tofaş Oto Ticaret'in 1 trilyon 823 milyar liralık ciro- suna karşılık vergi öncesi kâ- n 74 milyar lirada kakjı. Koç Grubu şirketterinden Tofaş'ta cironun yüzde 25'ini de aşan bu müthiş kârlılıkta- ki temel faktörün, eski mc- dellerle yapılan üretim oldu- ğu belirtiliyor. Ve yeni yatınm- lann yapıldığı, ayrıca işçi üc- retlerinin de yükseldiği 1991'de aynı kâr rakamlarını yakalamanın mümkün ola- mayacağı belirtiliyor. 'Biz vergi hamalıyız' İstanbul vergi rekortmenlen Itstesinin Koç Grubu üst yöneticileriyle dolu olma- s» belki Koc ailesi için bir gurur vesilesi olabilir, ama Koç Grubu yöneticileri için durum pek öyle değil. Geçen hafta sonu gazetelerde yayın- lanan vergi listelerinın ardından gorüştü- ğümüz bazı Koç Grubu ust yöneticileri, "Görüyorsunuz ya, bizden başka aptal yok. Biz vergi enayisiyiz, biz hamaiız" türünden yakınmalar dile gettrdıler. Koç'un yöneticileri özetle şöyle dıyor- lar "Koç aptal mı ki yöneticilerine di- ğer şirketlerden daha fazla para ver- sin? Kaldı k» vermediği de bilınsyor. Bu- na rağmen başta banKa genel müdürleri olmak üzere daha fazla ücret aldıklan bi- linen pek çok profesyonel yörtetict vergi şampiyoniarı listesinde yer almazken, Koç Grubu tepe yöneticilerinin hemen hepsi bu listede görülüyorlarsa. bu bizim için övünç vesile$ı olmuyor, olsa olsa al- mmızda enayi yazdığını gösteriyor" Hayatı kitap oluyor Asil Nadir İki İngiliz gazeteci şu sıralar hanl harri Asil Nadir'in hayatını yazıyoriar. Biri Finan- cial Times muhabiri olarak uzun yıtlar Türkiye'de çalışmış *•- olan David Barchard, diğeri îse haftalık İngi- liz dergısi The Eco- nomist'te yıllarca bankacılık editörü ola- rak görev yapmtş olan Tim Hindle. Tim Hindle, Manajans'ın sahibi Eti Acıman'm - damadı. Bu iki İngiliz gaze- tecinin Nadir'le iigiB , kitaplan merakla befc^" *• leniyor. ^ Borusan'ın < çevre? yeilgisiÇevre duyarlılığı, Türkiye'de tek tük de ol- sa filiz vermeye başladı. Yıllardır kullandığım Taft saç spreyinin kapağında son birkaç ay- dır "Bu sprey ozon tabakasını delmez" tü- ründen bir yazı dikkatimi çekiyor. Taft'ı üre- ten Eczacıbaşı, "Ozon tabakasını delmediğini" ilan ederken, Alo-Mintax'ın üretıcisı Procter and Gamble ambalajında atık kâğıtların kullanıldığı, Ariel deterjanıyla piyasa çıktı. ARİEL "fosfatsız" deterjan ola- rak lanse ediliyor, aynca su ve deterjan ta- sarrufu sağladığı belirtilerek çevreye ve ye- şile gönül vermiş tüketicilere göz kırpıyor. Son olarak da Borusan-Oto'dan atık kâğıt- lara basılmış ilginç bir kitap aldık. "50 Ba- sit Önlemle Doğayı Kurtarabiliriz" başlıklı kitapta hava kirliliğinden zararlı atıklara, ca- mın ve kağıdın yeniden değerlendirilmesin- den, toplum atıklarının gübreye dönüştürül- mesine 50 önlem yer alıyor. Ama asil ilginç önlemler, "Otomobilinizl arfcadaşınızla paylaşın " ya da "daha az otomobil kullamn" başlıklarıyla yer alanlar. Türkiye'de Alman BMW otomobillerini pa- zarlayan Borusan-Oto, bir yandan da daha az otomobil kullanılmasmı salık veriyor. Borusan, "The Earth Work Group" adlı Amerikalı çevrecı grubun 1989'da yayımladığı bu kitabın Türkiye'deki yayın hakkını satın ala- rak Türkçeye çevirtmiş. Kitabın son 2 öneri- si "Çevre Konusuna llginizi Sürdürün" ve "Laf Yayın" başlıklarını taşıyor, çevre konu- sunu konuşmanın bile bu konuyu güncel tut- mak açısından önemli olduğunu vurgulayan The Earth Works Group, bu kitabı tüm oku- yanlardan yeni öneriler beklediğini ve çev- re konusunun ancak böyle gelişeceğini belirttikten sonra kitabı şöyle noktalıyor: "Size ihtiyacımız var. Bize yazın. Biz de başkalanna ileteceğiz" Atık kâğıtlardan yapıldığı için pek alışma- dığımız kahverengi sayfalardan oluşan 96 sayfalık kitabın sonunda yazışma adresi ola- rak BORUSAN-OTp'nun İstanbul'daki mer- kezi verilmiş. KISA KISA • ŞAFAK FUARCILIK, Ankara'da otomobil fuarı düzenh'yor. 24-28 nisan arasında Ankara Turser Sergi Salonu'nda duzenlenecek olan fuara 67 yerli ve yabancı firma katılacak. • YAŞAR HOLDİNG de blucin pazanna giriyor. Holdinge bağh Yaşar Uluslararası Tekstil Sanayi ve Pazarlama A.Ş. (Yuteks), uzun süredir Avrupa ve ABD'ye ihraç ettiği ve Yaşar Holding ihracatının yüzde 25'ini oluşturan kot ürünlerini iç piyasada "Denim's" markasıyla satmayı kararlaştırdı. • EVYAP piyasaya yeni bir sabun ürünü sundu. Elvan sabunları beyaz, yeşil ve değişik gramajlarda renkli sabunlardan oluşuyor. Elvan için hazırlanan reklam kampanyasmı Young and Rubicam/Reklamevi hazırladı. • FEY VAKFI (Faisal Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı) 20 nisan cumartesi günü Atatürk Kültür Merkezi'nde "Ekonomik Zamanlama" konulu bir sohbet toplantısı düzenliyor. Toplantıya konuşmacı olarak Atatürk Üniversitesi'nden Prof. Dr. lbrahim Canan katılacak. • Monitör dergisinde yer alan bir habere göre 1991 ocağında Körfez krizine rağmen bilgi işlem ithalatı yüzde 59 artarak 34 milyon dolara çıktı. • NCR Akbank'la bir anlasma imzaladı. Buna göre Akbank, 200 yeni ATM daha alacak. Inşaat deöerlerinde değişim (aralık 89 • aralık 90) fizsl knka lafaata TIPLAM Sayı Yüzölçümü Deger Daire sayısı EV Sayı Yûzölcûmü Değer Daıre sayısı APMTMAN Sayı Yûzölçûmû Değer Daire sayısı TİCAHİ-SIIIAİ YAPI Sayı YûzölçûmO Değer -9.42 -7.84 45.77 -11.26 -16.04 -11.21 40.85 -10.77 -1.53 -10.71 41.28 -11.42 13.86 0.09 57.62 Ya» U. U (%) 0.33 -6.94 46.89 -6.80 -4.30 -11.22 44.47 -8.38 4.34 •6.00 47.26 -6.46 -10.27 -6.25 48.91 Inşaatta dıırgıınlıık 33 fabrîkayı vurdu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) — İnşaat sektöründeki durgunluğun faturası toprak sa- nayiinde çalışan işçilere çıkartı- lıyor. Topreık sanayiinde 33 fab- rika üretimini durdururken 4 bi- ne yakın işçinin açıktâ kaldığı bildirildi. Devlet tstaîistik Ens- titüsü verilerine göre özel kesim inşaat değerlerı 1990'da bir ön- ceki yıla göre gerileme gösterdi. Tuğla, kiremit gibi temel gir- diler üreten Turgutlu yöresinde- ki 83 fabrikadan 33'ünün üre- timine ara verdiği bildirildi. Turgutlu Toprak Sanayicileri Derneği Başkanı Mehmet Altan konuya ilişkin yaptığı açıklama- da "Mart ve ramazan ayının bir araya gelmesi inşaat sektöriine iyice sekte vurdu. Körfez krizi- nin de etkileri buna eklenince yöremizdeki fabrikalar dunna noktasına geldi" dedi. Altan, mayıs ayında inşaat sektöründe bir kıpırdanmanın beklendiğini, ancak bunun gerçekleşmemesi durumunda kapanan fabrika sayısının artacağma işaret ede- rek şunları söyledi: "Bilindiği gibi 1987 yılında toplu konut projelerinin hızlan- dığı dönemde yoremizde 30 ye- ni fabrika kuruldu. Ancak ev- deki hesap çarşıya uymadı. 1989'da konut kredileri kesilive- rince, kooperatifler kaynak bul- mada zorlanınca fabrikalannuz darboğaza girdiler.."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle