Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20NİSAN1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Felakete
sürükleniyor
• ANKARA (UBA) —
DYP Nevşehir Milletvekili
ve Genel Idare Kurulu
(GİK) üyesi Esat
Kıratlıoğlu, Cumhurbaşkanı
Ttirgut özal ve ANAP
iktidarının Türkiye'yi bir
felakete sürüklediğini öne
sürerek "Bugünkü Çankaya
ve bugünkü iktidar
başımızda olduğu sürece
Türkiye'nin hali harap"
dedi. Kırathoğlu görüşlerini
açıklarken Türkiye'nin her
geçen gün büyük sorunlarla
karşı karşıya kaldığını,
ancak bunlara çözüm
bulunamadığım söyledi.
1991'in sonlarına doğru
enflasyonun üç rakamlı
olacağım öne süren
Kırathoğlu, halihazırda
çiftçilerin 1.5 trilyon lira
alacağı bulunduğunu,
memur maaşlannın
arttınlacağını, TMO'nun
ürün alabilmek için para
aradığını söyledi.
Adli tatil
• ANKARA (ANKA) —
Adli tatil süresi kısaitılıyor.
Bir aya indirilmesi
planlanan adli tatil
bölgelere göre farklı
zamanlarda başlayacak.
Konuyla ilgili yasa
tasarısının hazırlıklarını
başlatan Adalet Bakanı
Mahmut Olıan Sungurlu
yaptığı değerlendirmede,
adli tatil süresinin
kısaltılması konusunda
hukuk çevrelerinin
görüşttnü aldığını belirterek
sürenin 45 günden bir aya
indirilmesini ve her bölgede
ağustos ayı yerine bölgenin
özelliklerine göre farkh
aylarda uygulanması esasını
öngördüklerini bildirdi.
Sungurlu, bu yasama
döneminde Meclise
sunacağmı beürttiği yasa
tasarısı ile ilgili olarak
şunlan söyledi: "Adli tatil
hâkim ve savcılann tatili
olmaktan başka bir anlam
taşımıyor. Biz de diğer
kamu görev lilerinden fazla
tatil yapmaları gerekir mi
diye düşünüyoruz. Aynca
adli tatilin her bölgede aynı
zamanda dePil, farklı farkh
dönemlerde olması da
düşüncelerimiz arasında.
Çünkü kışm ağır geçtiği
bölgelerde, yüksek yerlerde
mahkemeler keşiflerini yaz
aylannda yapıyorlar. Yazın
bu bölgelerde adli tatil
uygulanması çalışmalan
aksatıyor. Bu nedenle bölge
şartlarına ve iş
potansiyellerine göre adli
tatil zamanlan farkh farkh
olabilir:'
Papatyalar
vergiden muaf
• ANKARA (ANKA) —
Bakanlar Kurulu,
aralannda başkanlığını
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın gelini Elvan özal'ın
yaptığı Türk Kadınını
Güçlendirme ve Tanıtma
Vakfı'nın da bulunduğu 129
vakfı vergiden muaf tuttu.
Maliye ve Gümriik Bakanı
Adnan Kahveci, SHP
Ankara Milletvekili Erol
Ağagil'in vergiden muaf
tutulan vakıflara ilişkin
sonısunu yamtladı. Bakan
Kahveci, yıüık brüt
gelirlerinin yüzde 80'ini
devletin yerine getirmek
zorunda olduğu
yükümlülüklerden olan
eğitim, sağhk, kültür gibi
konulara harcayan
vakıflardan Bakanlar
Kurulu karan ile vergi
alınmadığım bildirdi.
Mayınlı tarla
• ANKARA (UBA) —
SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Ertuğrul Günay,
Irak sırurındaki gelişmelerin
bir süre sonra Türkiye'nin
güvenliğiyle ilgili sorunlan
gündeme getiteceğini öne
sUrdü. Günay, "Türkiye
tuzaklarla dolu mayınlı bir
ortama itümeye çahşılıyor"
dedi. Günay, Irakh
sığınmacılarla birlikte
Türkiye sınırlarında
meydana gelen gelişmelere
dikkat çekerek şu anda
sığınmacılarla ilgili
uygulamaya konulan
önlemlerin ve sorunun
oturtulmak istendiği politik
çerçevenin başta İngiltere
olmak üzere elini bir türlü
Ortadoğu'dan çekmeyen
bazı ülkelerin beklentileri
ve hesaplarma uygun olarak
geliştiğini söyledi. Günay,
gelişmelerin Türkiye için
kaygı v%rici olduğunu da
öne sürdü.
ANAP'ın anayasa değişikliğipaketi tekrar gündemde
Anayasaya düzenlemeAdalet Bakanı Oltan Sungurlu, Terörle
Mücadele Yasası'nın ardından anayasamn 14,
24 ve 68. maddelerinde değişiklik yapılmasım
da öngören bir paket hazırhyor. Muhalefet
partileri ise anayasada değişiklik yerine 'yeni
anayasa' görüşünü savunuyorlar.
zırlanıyor. Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu, çalışmalar için Baş-
bakan Yıldınm Akbulut'tan işa-
ret bekliyor. "Yeni bir anaya-
sa" görüşünü savunan muhale-
fet partrleri ise ANAP'ın giri-
HAKKI ERDEM
ANKARA — Anayasa deği-
şikliği tartışmaları siyasi gün-
demde yeniden yerini ahyor.
ANAP, bu kez anayasarun, "te-
mel hak ve hürriyetlerin kötii-
ye kullanılması", "din ve vic-
dan özgiirliığü" ve "siyasi par-
tilerte ilgili hükiimler" başlıkla-
rını taşıyan 14, 24 ve 68. mad-
delerini ön plana çıkarmaya ha-
şimlerine sıcak bakmıyor.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın talimatı üzerine daha
once başlatılan anayasa değişik-
liği çahşmaları, terörle mücade-
le yasası ile TCK'nın 141,142 ve
163. maddelerinin kaldınlması-
nın ardından hızlandınldı. Ça-
hşmalarda anayasamn 14, 24 ve
68. maddelerine ağırlık verilme-
sinin gerekçesi olarak ise
"TCK'nın kaldınlan maddele-
ri nedeniyle hukuksal uyumu
sağlamak" gösteriliyor.
ANAP'ın girişimine sıcak
bakmayan SHP ve DYP yetki-
lileri, "ANAP'ı anayasa deği-
şikliği konusunda samimi bul-
madıklannı, ama gerekirse bu
konuda göruşebüecekkrini" be-
lirtiyor. DYP Genel Başkanı Sii-
leyman Demirel, anayasanın
14, 24 ve 68. maddelerinde de-
ğişiklik yapmanın niçin acil ha-
le geldiğini anlamanın mümkün
olmadığını belirterek "Türki-
ye'nin bölünmez bütünlüğüne
izen veren hiçbir şeyi destekle-
meyecekJerini" söyledi.
ANAP'ıh "DemokrarJkleşrne
için anayasa değişikliği" gerek-
çesini de benimsemeyen Demi-
rel, "Demokratikleşme anaya-
sa değişikliği ile olmaz" dedi.
Demirel, "Demokratikleşme
şimdi mi akıllarına geldi?" di-
ye sorarak demokratikleşme
için önce ANAP'ın halka gide-
rek halkın rızasım alması gerek-
tiğini belirtti. Demirel, 141, 142
ve 163 kalktıktan sonra anaya-
sanın 14, 24 ve 68. maddeleri-
nin hemen değişmesi gerektiği
savlanna ise şu karşılığı verdi:
"Bu niye acil hali gelraiş an-
lamıyorura. Acaba anayasaya
TERÖRLE MÜCADELE YASASFNA TEPKİ
Cezaevleri tahliye ve bayram goru>u için uldukça >oğun günler yaşadı. Bazı cezaevlerinde görüş yapılamadı.
Protestolar sürüyorHaber Merkeri — Cezaevlerinde bayram
dolayısıyla yapılan açık görüşmelerden Te-
rörle Mücadele Yasası uyannca siyasi tutuk-
lu ve htikümlülerin yaraılandırılmaması
protesto ediliyor. Bursa özel Tip Cezaevi-
nde kalan sol hükümlü ve tutuklulann ya-
kınları görüşmeme şeklindeki protesto ey-
lemlerini dün de sürdürdü. Sabahın erken
saatlerinde cezaevi önünde toplanan aile-
ler açık görüş izni verilinceye kadar cezae-
vi önünde çadır kurup pazartesi gtinüne ka-
dar protestolanm sürdüreceklerini bil-
dirdiler.
Bayrampaşa Cezaevi önünde dün topla-
nan tutuklu ve hükümlü aileleri de "Açık
görüş hakkımız eogellenemez" diye slogan
attı. Tutuklu yakınlan olay yerine gelen gü-
venlik kuvvetlerince dağıtıldı.
Ceyhan Cezaevi'nde yakınları bulunan
aileler de açık görüş yaptınlmamasını pro-
testo ederek, "şartlı salıvermenin aldatma-
ca olduğunu" ileri sürdüler. HEP il merke-
zinde basın toplantısı düzenleyen tutuklu
yakınlan Aydın ve Gaziantep Cezaevlevi-
nde de aym uygulamamn yapddığını, yakın-
lanmn durumlarından endişe duyduklan-
nı söylediler. Cezaevi etrafından barikat
kurduran yetkililerin tutumlanm kınadık-
lannı belirten aileler, "Bayram nedeniyle
Ceyhan'a geldik, ancak 4 gün boyunca biz-
ieri cezaevi yakınlarına bile sokmudılar.
Bunlar yetmiyonnuş gibi bizleri misafir
eden ailelere de baskılar yaptılar" dediler.
tzmir'de Terörle Mücadele Yasası'nın yü-
rürlüğe girmesinden sonra başlatılan şartlı
tahliyelerin büyük bir bölümünün tamam-
landığı bildirildL Aydın ve Nazilü E Tipi Ce-
zaevi ile Buca Bölge Kapalı Ceza ve Tutu-
kevi'nde siyasi tutuklu ve hükümlülerden di-
siplin cezası alanlara açık görüş yaptınlma-
dı. Görüş yasağı olan arkadaşlahna destek
veren diğer siyasi tutuklu ve hukümlülerin
de açık görüşe çıkmadıklan bildirildi.
aykırı kanun yapıp şimdi bunu
mu diizeltmek isthorlar. Bu, isi
şekline uydurmak biçiminde ise
hukuk disiplmine aykın. Bu de-
ğişikliklerin ardından siyasi par-
tiler yasasını değisürmek istiyor-
larsa önce siyasi partiler yasa-
sındaki yasaklan kaldırsınlar."
SHP, ANAP'tan demokra-
tikleşme ve insan hakları doğ-
rultusnnda aelebileçek anavasa
değişikliği önerilerine sıcak ba-
kıyor. SHP Genel Sekreteri
Hikmet Çeün ANAP'ın yeni bir
toplumsal uzlaşma anayasası
yerine, mevcut anayasaya yama
girişimleri yaparak anayasayı
daha da içinden çıkılmaz bir du-
ruma getirdiğini söyledi. Çetin,
buna karşın, sivil topluma yö-
nelik anayasa değişikliği öneri-
lerini gorüşebileceklerini ve de-
ğerlendirebileceklerini bildirdi.
ANAP'ın anayasa değişikli-
ği paketinde, 14, 24 ve 68. mad-
delerin yanı sıra milletvekilî sa-
yısının 600'e çıkanlması, seç-
men yaşının 18'e indirilmesi,
özel radyo ve TV kurulabilme-
si ve Özal'ın özellikle istediği
cumhurbaşkanmın halk tarafın-
dan seçilmesi konulan da yeT
alıyor. Sungurlu'nun 141, 142
ve 163'ün kaklınlmasından son-
ra ivedilik kazandığını belirtti-
ği anayasanın 14. maddesinde-
ki değişiklik ile Marksist parti
kurulmasına kapı aralanıyor.
Bu maddenin mevcut biçimi,
"Devletin bir kişi veya zümre
tarafından yönetilmesini veya
bir sosyal sınıfın diğer sosyal sı-
nıflar üzerinde egemenlik sagla-
ması ile bu gorüslere dayanan
bir devlet düzeni kurulmasının
amaçlanmasım" yasaklıyor.
Adalet Bakanlığı'nda yapılan
çalışmalar sonucunda, bu mad-
denin şu şekilde değiştirilmesi
amaçlanıyor:
"Bu anayasada yer alan hak
ve hiirriyetlerden hiçbirisi insan
hak ve hürriyetlerini veya Türk
devletinin üikesi ve milletiyle
bölünmez biitiinlüğünü veya
dil, ırk, sınıf. din ve mezhep av-
nmına dayanarak, nilelikleri
anayasada belirtilen cumhuriye-
ti ortadan kaldırmak kasti ile
kullamlamaz."
Din ve Vicdan hürriyeti baş-
lığını, taşıyan 24. maddedeki
değişiklik ile ise devletin sosyal,
ekonomik, siyasi veya tiukuki
düzenini kısmen de olsa din ku-
rallarına dayandırma ile din
duygularının siyasi ya da kişisel
çıkar için kullanılması yasağı
kaldınhyor. Aynca, "Kamu dii-
zenine veya genel ahlaka ayka-
n olmayan ibadet, dini a\in ve
(örenler serbesttir" hukmü ile
dini ayin ve tören serbestisi ge-
nişletihyor.
Gundemin başında yer alan
maddelerden "siyasi partilerle
ilgiti hükümler" başlığını taşı-
yan 68. maddeki değişiklik iie
halen 21 olan partilere üye ol-
ma yaşının belirlenmesi yasaya
bırakılıyor. Sınıf ve zümre ege-
menliği veya herhangi bir tür
diktatörlüğü savunmak serbest
bırakılıyor.
DtSK GEISEL BAŞKANI VE HEP MİLLETVEKİLİ ABDULLAH BAŞTÜRK^TEN 'BİRLİK^ ÇAĞRISI:
Koalîsyon partisi kurulsuııANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — DİSK Genel Başkanı ve
HEP milletvekUi Abdullah Baş-
türk Türkiye'nin Uk ve öncelikli
ihtiyacının "demokrasi" oldu-
ğu görüşünü savundu. Baştürk'-
ün sorulanmıza verdiği yanıtlar
şöyle:
— Bir sendika lideri, bir siya-
set adamı olarak Türkiye'de si-
yaset ortamını nasıl göruyorsu-
nuz?
BAŞTÜRK — llk akla gelen
ülkemizin, insanlık tarihinin bu-
gün eriştiği özgürlük düzeyine
henüz çok uzak olduğudur. ör-
gütlenme ve hak arama özgür-
lüğü, sendika özgürlüğü ve sos-
yal haklar kullanılamaz halde-
dir. tşkence sistemli ve kitlesel
biçimde uygulanmaktadır. Ülke
sorunlaruun tartışüması ve top-
lumun bu konuda bilgilendiril-
mesi âdeta olanaksızlaştınlnuş-
tır. Halk biı yandan zorlu yasam
kavgası içinde bunaltümakta öte
yanda tek yanlı ve gerçek dışı bir
propaganda ile uyuşturulmakta-
dır. 12 Eylül faşizminin doruk
noktasma ulaştırdığı depoliti-
zasyon sivil parlamenter kılık
içinde aynen sürdüruhnektedir.
Çahsan halk katmanlanmn ulu-
sal gelırden aldıklan pay hızla
azalmakta, buna karşılık büyük
sermayenin mali ve toplumsal
gücü dizginsiz biçimde artmak-
tadır.
— Çizdiğiniz bu olumsuz du-
rumu aşmak için sizce hangi
"öncelikler" daha gerçekçidir?
BAŞTÜRK — Bugün en ive-
di gereksinmemiz demokrasidir.
Demokrasi halkın ülke sorunla-
nnı özgürce tartışabildiği, hak-
kmı arayabildiği ve bu amaçla
örgütlenebildiği bir toplumsal,
siyasal rejimdir. 12 Eylül faşiz-
minin zorla onaylattlğı bugün-
kü anayasanın yerine, toplumun
Ueriye doğru gelişmesini, özgür-
lüklerin eksiksiz biçimde yaşam
bulup kökleşmesini, bireylere ve
kitlelelere yönelik resmi terörün
yok edilmesini amaçlayan hal-
kın özgür istemlerini tam biçi-
miyle toplum yönetimine yansı-
tan ve zora, aldatmaya, koşul-
landırmaya değil, tüm toplum
kesimlerinin ortak nzasına da-
yanan bir çağdaş anayasayı ya-
şama geçirmek şarttır. Bugünkü
siyasal partiler, seçim, sendika-
lar, dernekler, üniversiteler ya-
salannı demokrasinin tüm ku-
rum ve kurallanna uygun biçini-
de değiştirmek, başta ceza yasası
ohnak üzere tüm yasalardaki
tüm antidemokratik hükumleri
ayıklamak, toplumsal, hukuksal
ve siyasal hayatımra militariz-
min, şovenizmin, siyasal ve din-
sel bağnazlığm tasallutundan
kurtarmak zorunludur.
— Demokrasiyi "yeniden
inşa" etme sorununun aşılabil-
mesini hangi koşullara baglıyor-
sunuz?
yalistler şunu kabul etmek zo-
rundadırlar ki solda hareket bir-
liği sağlanmadıkça demokrasiye
ulaşılamaz. öte yandan demok-
rasi kurulmadıkça gerçek birlik
sağlanamaz. Birlik olunmadan
demokrasi, demokrasi kazanıl-
madan da birlik kurulamaz. De-
mokrasi ve birlik, biri diğerin-
den soyutlanamayacak iki kut-
sal hedeftir.
— Bu hedefe ulaşmak için so-
mut önerileriniz de olmalı?
BAŞTÜRK — Elbette. Halkı-
mızın solda birlik istediği gerçe-
ğini yadsıyamadığımıza göre;
demokrasi için nispi temsil te-
meline oturtulmuş bir koalisyon
partisı sol güçlerin beklentileri-
ne de uygun düşecek, yaratılan
güven ortamı solun etkinliğini,
gruplann, önümüzdeki genel se-
çime bir ortak liste ile katılma-
sıdır. Demokrasi için seçim itti-
fakı, hem siyasetin ve toplumun
demokratikleştirilmesi için gü-
venli bir parlamento çoğunluğu-
na imkân verecek, hem de özle-
mi çekilen örgütsel birhğin ku-
ruluşu yönünde hazırlayıcı ve sı-
nayıcı bir işlev görecektir. Bu
önerimin temelinde, partiler ve
partileşmenin amaç olmadığı,
ülke yönetimine giden yolun
araçlan olduklan yaklaşımı yat-
maktadır. Işte bunun için, hal-
kımızın demokratik, ekonomik,
sosyal ve kültürel taleplerini cağ-
daş yonımlarla hayata geçirebil-
menin yanında insanlanmıza ve
tarihe karşı olan sorumluluğu-
muzun gereği önümüzdeki genel
Demokrasinin Türkiye için 'ivedi' gereksinim
olduğunu belirten Abdullah Baştürk, ilk
genel seçimlerde demokrat, sosyal demokrat,
sosyalist parti, sol siyaset gruplann ortak
liste çıkartmasmı önerdi. Dünyamn artık
7O'li-8O'H yılların dünyası olmadığına dikkat
çeken Baştürk, kalıcı sonuçlar üreten
yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu söyledi.
BAŞTÜRK - Bir kere hepimiz
ve herkes şunu bilmek zorunda;
dünya artık yetmişlerin, seksen-
lerin dünyası değil. Köprünün
altından çok sular aktı. Bugün
siyasi mücadelemizi de günü-
müz koşullanna uyarlamak, da-
ha etkin, daha kalıcı sonuçlar
üreten yaklaşımlar, dinamik ve
üretken politikalar üretmek zo-
rundayız.
Ülkemizde yönetimin çıkar
çevrelerinin ve iletişim araçlan-
mn pohpohlamasıyla yaratılan
sorunlann, dünyada olup biten-
lerin sorumsuzca ve kişiliksizce
seyrettirilişini kabul edemeyiz.
öncelikle var olan aymazhğa
son vermeliyiz. Bu aymazlık bi-
terse inanıyorum ki demokrasi
arayışımız ciddi boyutlara ulaşa-
caktır. O halde tüm demokrat-
lar, sosyal demokratlar ve sos-
saygınhğını ve gücünü daha da
arttıracaktu-. Kuşku yok ki bu
sorunlan emekçi halkın bilinçli
ve kararh desteği olmadan aş-
mak olanaksızdu-. Halkın de-
mokrasi uğrunda oyu ve eylemi
olmadıkça, sadece politik kad-
rolann, kahramanca da olsa ça-
ba ve özverisiyle bu savaşım kav-
ranılamaz. Demokratik dönü-
şüm eyleminin örgütleyicisi de
yöneticisi de halk olnu k zorun-
dadır.
— Koalisyon partisi önerini-
zin ayrtntılannı anlatır mısınız?
BAŞTÜRK — Bu noktada
önerimiz bir defa için de olsa,
yaşanan bunalımı aşarak sonuç-
ta siyasal rejimin demokratikleş-
tirilmesi programını uygulamak
üzere, demokrat, sosyal demok-
rat, sosyalist parti ve sol siyasal
seçime bir koalisyon olarak gj-
rilmelidir. Koalisyonlar yalnızca
parlamento içinde değil, parla-
mento çoğunluğuna giden yol-
da da yapıhr ve bunun meşrui-
yeti de tartışılmaz. Bunun dün-
yamızdaki siyasal pratikte yeri
ve örneği vardır. Aynca politika
onu yapanların kişisel beğeni ve
eğilimlerine bağımh kıhnmaya-
cak kadar ciddi toplumsal ve si-
yasal hedeflere ulaşmayı öngö-
ren politik güçlerin, şartlann
böylesine dayattığı günümüzde
bir koalisyon olarak bütünleş-
mesidir.
— Bu öneriniz, sizin ve par-
tiniz HEP açısından bir önyar-
gıya dayandınlma suçlaması ile
karşdaşırsa?
BAŞTÜRK — Gerek benim
gerekse partim açısından nasıl
bir suçlama yapıhr bilemem.
Ancak ben, Türkiye'nin toplum-
sal ve siyasal yaşammda bedel
ödemiş bir topluluğun temsilci-
siyim. Ülkemin zaman zaman
içine girdiği siyasal açmazlardan
kurtulabilmesi için çözüm üret-
me hakkını kendimde görüyo-
nım. Bu önerimin hiçbir önyar-
gıya kapılmaksmn değerlendir-
meye tabi tutuhnası ve uygula-
rna olanağına kavuşturulması
halinde, sol siyasi hareket halkı-
mınn giivenini kazanacak ve de-
mokrasi savaşımını başanya go-
türecektir. Aynca, belki de en
önemli sonucu olarak, solda ka-
bcı birliğin temellerini oluştura-
caktır. Türkiye solunu iktidar
yapmak için birlikte olabileceği-
miz yeni bir siyasal zeminde or-
taklaşa belirlenecek ilkeler etra-
fında ortak eylem ve güç birliği
yapılarak bir defaya mahsus da
olsa birlikte seçime girmeliyiz.
— Önerdiğiniz seçim koalis-
yononun yasal zemini sizce na-
sıl yaratılabUir?
BAŞTÜRK — Böylesi bir se-
çim koalisyonunun anayasal ve
yasal zeminini yaratmak bizim
elimizdedir. Yeter ki kendimize
ve halkımıza karşı duyarlı ve
saygıb olahm. Koalisyonu oluş-
turacak partilerin yetküileri so-
mut koşullar ve ükeler etrafın-
da anlaşarak Meclis'te gnıba sa-
hip olacak, yeni bir siyasi parti-
de bütünleşmeyi ve seçime koa-
lisyon olarak girip, parlamento-
nun üçte ikisine sahip olabilecek
solun birliğine iktidar yolu açıl-
malıdır. Bu koalisyon partismin
il ve ilçe örgütleri olmayacaktır.
Gereği de yoktur. Bu koalisyo-
nu oluşturacak partilerin var
olan il ve ilçe örgütleri güç ve iş-
birliği yaparak koalisyon parti-
sinin başansı için çalışacaklar-
dır. Bunun dışında soyut ve an-
lamsız birük çağnlanmn ve kar-
şıhkh suçlamalann halkırnızı al-
datmak ve oyalamaktan başka
bir anlamı ve sonucu olamaz.
StRECEK
CÜNEYT ARCAYUREK
YAZIYOR
ANAP Defterinde
Yalan Dolan
ANKARA — Köşk'e yakın bakanlardan İmren Aykırt, se-
çilsin diye Eyüpsultan'da dua ediyor. Oğlumuz Ahmet'in or-
tak olduğu Sultan Havayolları, yola getirilecek ilçe
başkanlarını babacığının yanına taşıyor. Ünlü Amerikan ve
Alman gazeteleri, Semra Sultan'ın puro merakı gibi üstün
özelliklerini saya saya bitiremiyor.
Bir iki aydır yerlisi yabancısı, dostu düşmanı, artık
"Sultan" diye namlanan SÖ için çalışıyor. Değişik seslerin
yükseldiği bu kadronun önemli eksiği vardı. Sonunda o da
beklentileri boşa çıkarrnadı. Hakikatli aile babası TÖ, karı-
sına omuz verdi. SÖ'nün kimi budalalara yutturduğu gös-
termelik büyük ideallerini gerçekleştirmesi için devreye girdi.
Dar günlerde hizmet verecek TÖ'den SÖ'ye devrolmuş
yağdanlıklar zaten elde bir. İkinci ayın sonlarında kadro böy-
lece tamamlandı. Geriye kala kala 28 nisanda, kûçük bira-
derimiz Efe'nin gerdeğe girmesinden iki gün sonra Suttan'ın
ANAP usulü yollardan il başkanlığına seçilmesi işlemi kaldı.
Buna işlem bile denilemez. Olsa olsa küçük bir formali-
te. Karşı çıkanlara Antalya'da tükenmez kalem seti, şöyle
gönlûnce yaşamak ve TD'den bolca yağlanmak... Formali-
te tamam, Sultan başkan!
TÖ'nün desteğine _
oysa ne gerek vardı? Zaytf belleklenn gozu kor
Mart ayında SÖ tek OİSUI1. 15 gün Önce TÖ,
başma asianiar gibi gerine'gerine "Eşim
meziiçebaşkanianna tek başma ıl başkanlığına
bir başma çetin savaş- soyundu" diyordu. Ama
iar vermemiş miydi? Sultan'ın tek başma
Usteiik bu savaşiarı O
yUflu
başaramâyacağı
buyuközverılernede- a
nla<iilmı^nlarak kiniyle yapmıyor muy- aniaşiimiş OiacaK Kİ
du? -Atatürkçü ve Antalya'ya apar topar
demokratik çizgiden" getirdiği ilçe başkanlarına
taviz vermemek için 3.5 s a a
f nutuk atiyor.
"first lady"likten fera- f
gat ediyor, Köşk'teki rahatını bırakjyordu. Amerika'da bu yol-
da demeçler veriyor, Kamp Davut'ta Bayan Bush'la adaylıgını
tartışıyordu.
12 Eylül rejimi öyle siyasetçiler yarattı ki onlar için madal-
yonun bir yüzü dinci akımlan okşamaksa, öteki yüzü Ata-
türkçü görünmek. Tam sekiz yildır kân alaturka, kâh
alafranga suratlar sergileniyor siyasette. Artık dincilerin ca-
nı cehenneme. Fatih'teki dergâhlardan yeterince yararlanıklı.
Şimdi sıra geldi son cankurtaran simidi Atatürkçülüğe.
Buyrun SÖ Sultan, siyaset sahnesinde Atatürkçülük rolü
kesmeye.
Zayıf belleklerin gözü kör olsun. 15 gün önce TÖ, gerine
gerine "Eşim benden yardım istemeden tek başma il baş-
kanlığına soyundu" diyordu. Ama Sultan'ın tek başma oyu-
nu başaramâyacağı anlaşılmış olacak ki Antalya'ya apar
topar getirdiği ilçe başkanlarına 35 saat nutuk atıyor. O ba-
şı yukarlarda, TO'ye siyaset öğrettiğinden kıvanç duyan Sul-
tan ise ağzını açmıyor, kocasının desteğine rıza gösteriyor.
Şu çarpıcı tezatlara bir göz atınız. Bir partide bir ilin baş-
kanlığı tartışılıyor. Orada herkes var. Bakanlara fino köpegi
diyenle ANAP Genel Başkanı yok. Ola ki Akbulut, "birtakım
insanların belli yorlere gelmeleri ve şahsi ikballeri için par-
tiyi kullanmalanna" karşı çıktığı için çağrılmıyor. İlçe baş-
kanlarının huyuna suyuna uygun, "makul" seçenekler
öneriliyor. Her koşul aşağı yukan kabul, yeter ki Semra Sul-
* tan seçilsin.
Semra Sultan için örgütle pazariığa oturduğunu sağır sul-
tan bile duymuş. İlçe başkanlanyla bayramlaşmak için bu-
luştuğu açıklanıyor. Konumu tarafsızlığı gerektiren, particiliği
yasaklayan insan, baştan sona yine particiliğin dehlizlerinde.
Ne var ki örgüte önerilen seçenekler içinde öyleleri var
ki şimdiden olumlu sonuç vermeyeceğe benziyor. Örneöin,
"can çıkar, adaylıktan çekilmem" diyen Talat Yılmaz, TO'le-
rin istegi doğrultusunda davranabilir mi? Ya da Sultan'a ağız
dolusu "bir şeylerle" savaş açan ilçe başkanları geriye na-
sıl dönecekler?
ANAP'tır bu, olmayaçak yoktur defterinde.
Üstelik Amerika'da TÖ, Sultan'ın kadın hakları için müca-
dele verdiğini söyledikten ve kadınlanmıza "iyi bir örnek"
diye SÖ'yü gösterdikten sonra...
Her şey olur.
TERÖR YASASI NE GETİRİYOR?
Sorular-yanıtlar— Herhangi bir gazete ya da
dergide yayımlanan bir yazıda
örgütle ilgili propaganda ya-
pddığı ileri süriiliirse ne olur?
— Yazıyı yazan, yasadışı ör-
gütle ilgisi olmadığı ve yazı baş-
ka bir suç oluştursa bile, ayn-
ca, hapis ve para cezasına çarp-
tınlabilir. Yasanın 7. maddesi-
ne göre bu ceza, üç yıldan 5 yıla
kadar ağır hapis ve 100 milyon
liradan 300 milyon Hraya kadar
da para cezası olabilir. Söz ko-
nusu yazı dernek, vakıf, siyasi
parti, işçi ve meslek kuruluşla-
rı, bunlann yan kuruluşlan,
öğretim kurumlan veya öğre-
tün yurtlan adına yazılmışsa bu
cezalar iki katına çıkar.
Yayın organın sahibi yüz
milyon liradan az olmamak
kaydıyla bir ay önceki ortala-
ma satış tutannın yüzde 90'ı
kadar para cezasına çarptırıla-
cak. Sorumlu mudüru ise bu
cezanın yarısı kadar para ceza-
sı, aynca 6 aydan 2 yıla kadar
hapis cezası alabilecek.
— Herbangi bir konuşma
yaa veya (oplantı. gösteri ve
yürüyiiş hangi amaç ve diişün-
ceyle olursa olsun TC devleti-
nin üikesi ve milletiyle bölün-
mez bütiinliiğünü bozma>ı he-
def aldığı şeklinde değerlendi-
rilirse ne olur?
— Terör suçu olur. Mahke-
mece suçlu görülenler 2 yıldan
5 yıla kadar ağır hapis, 50 mil-
yon liradan 100 milyon liraya
kadar ağır para cezasına çarp-
tırılır.
Bu eylem "devlet otoritesini
zaafa uğrattığı, yıktığı veya ele-
geçirdiği, kamu düzenini veya
genel sağlığı bozduğu şeklinde
de değerlendirilmesi durumun-
da yine benzer cezalar verilir.
— Yasayla savunma hakkı
özgürce kullanüabilir mi?
— Hayır. Suçlu ya da şikâ-
yetçi konumunda olanlar an-
cak 3 avukat tutabilir. Tutuk-
lu ve hükümlüler avukatıyla
başbaşa konuşamaz. Bu görüş-
me ancak cezaevi ya da tutuke-
vi yetkililerinin nezaretinde ya-
pılabilir.
Sorgucu polislerin tanık ifa-
deleri gizli oturumda alınır.
Aynca, ne kadar iyi halli ya da
özel durum olursa olsun ceza
paraya çevrilmez veya erte-
lenmez.
— Terörle mücadelede görev
alan bir polis memunı işkence
yaparsa ne olacak?
— Hakkında açılan kamu
davası sonuçlanıncaya kadar
tutuksuz yargılanacak. Devle-
tin parasmı ödediği ve tuttuğu
3 avukat tarafından savunula-
cak. " Adam öldürme ve adam
öldürmeye teşebbüs suçlan dı-
şında diğer suçlarla ilgili olarak
Memurin Muhakematı Hak-
kındaki Yasa hükumleri uygu-
lanacak."
— Terör suçundan tutukla-
nan veya ceza alanlar cezaevin-
de hangi şartlarda kalacak?
— Tek kişilik ya da 3 kişilik
odalarda kalacaklar. Hiçbir şe-
kilde açık görüş yapamayacak
ve diğer hükumlülerle haberle-
şemeyecekler.
— Terör suçlulanmn yaka-
lanmasında yardımcı olanlar
bunun karşüıgını nasıl görecek-
ler?
— Yasanın 19. maddesi uya-
nnca terör suçlulanmn yaka-
lanmasına yardımcı olanlar,
kimliklerini veya yerlerini bil-
direnler para ödülü alacak. Ay-
rıca İçişleri Bakanlığı'nca ko-
nınacak. Olayların aydınlatıl-
masına yardımcı olacak tanık-
lık veya ihbarcdık yapanlar fız-
yolojik görünümlerini isterler-
se değiştirtebilecek. Aynca, nü-
fus ve evlenme cüzdanı, ehliye-
ti, diplomalan değiştirilebile-
cek, sosyal güvenlik ve diğer
haklan korunacak.
— 5 yü önce TCK'nın 125 ya
da 146/1-2. maddelerinden
idam cezası alanlar cezaevinde
daha ne kadar kalacak?
— Yasanın geçici 4. madde-
si uyannca cezaevleri büyük öl-
çude boşaltılırken 15 yıl daha
cezaevinde kalacaklar. Eğer
müebbet hapis cezası alınmış-
sa cezaevinde geçirilecek 10 yıl-
ları daha var. Bu şartlar içinde
cezaevlerinde binlerce tutuklu
ve hükümlünün kalacağı belir-
tiliyor. Bu suçlular arasında ır-
za geçmekten ceza aimış çocuk-
lar da bulunuyor.